28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 OCAK 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 17 SSK'de devpim! Sosyal Sigortalar Kurumu'nda sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine yönelik plan yürürlüğe girdi. Ankara'da başlatılan uygulama ile SSK'nin poliklinik hizmetleri özel bir şirkete devredildi. Bundan sonrasında istanbul ve fzmir'de de polikliniklerinin özelleştirilmesi gündeme gelecek. Uygulama daha sonra tüm yurda yayılacak ve SSK'nin yerini özel poliklinikler alacak. Yeni Diinya Oüzeni'nin öngördüğü son aşamada ise klinikler de özelleştirilecek ve SSK hastaneleri tümüyle devreden çıkartılacak. SSK'nin yok edilmesine yönelik Ankara'daki ilk uygulama promosyonlu medya aracılığıyla kamuoyuna "SSK'de büyük devrim" diye sunuldu. Yeni Dünya Düzeni'nde büyük kabul gören "büyük devrim"in yaratıcısı Kemal Kılıçdaroğlu da SSK Genel Müdürlüğü görevinden istrfa edip Demokratik Sol Parti'den milletvekili adaylığına soyundu. Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - 10 yıl sonra ekmek 125 milyon lira olacakmış... "Bugünkü fınncılann kıvmetini bilelim!" I stanbul'un "şerıat varoşu" Sultanbeyli'nin Re- fah'tan olma Fazilet'e geçme belediye baş- kanı Ali Nabi Koçak hakkında İstanbul Vali- lığı ll Idare Kurulu'nda son iki yıl içinde alın- mış üç ayrı karar varmış. Kararlar, Koçak'ın 3194 sa- yılı imar Yasası'na, 1996 Mali Yılı Bütçe Yasası'na, 1580 sayılı Beledıyeler Yasası'na, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'na, 775 sayılı Gecekondu Yasa- sı'na ve 2886 sayılı Devlet Ihale Yasası'na aykırı davranışları nedenıyle alınmış. ll Idare Kurulu'nun 1 Ekim 1997 tarih ve 345 sa- yılı kararı ile Ali Nabi Koçak'ın, görevi kötüye kul- lanmak ve görevi ihmal suçlanndan İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına lüzum görül- müş. 10 Hazıran 1998 tarih ve 230 sayılı karar ile, Ali Nabi Koçak'ın görevi ihmal ve resrni evrakta sahte- cilik suçlarından İstanbul AğırCeza Mahkemesi'nde yargılanması uygun bulunmuş. Ali Nabi Koçak ll idare Kurulu'nun 17 Hazıran 1998 tarih ve 250 sayılı karannda Ali Nabi Koçak'ın görevi ihmal ve gö- revi kötüye kullanmak suçlarından yıne istanbul As- liye Ceza Mahkemesi'nde yargılanması kabul edil- miş. Koçak hakkında üç ayrı dava açılması karara bağ- landığı halde, bugüne dek davalardan haber alına- mamış. Eski Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu bıle, da- vaların ne olduğunu merak etmiş; 23 Aralık 1998'de 2525 sayılı biryazıyla Ceza işlerı Genel Müdürlüğü'ne durumu sormuş... _ Denizkurdu gitmiş, Adalet Bakanlığı'na Selçuk Öztek gelmiş, Ali Nabi Koçak'ın davalarına sıra gel- memiş... Başka birsuçtan 10 ay hapis cezası bulunan, an- cak cezası tecil edilen Koçak hakkında tehdit ve ölü- me azmettirme iddiasıyla verilen bir şikâyet dilek- çesi de Sultanbeyli Cumhuriyet Savcılığı'nda bek- lermış... Ali Nabi Koçak, 10 ay hapis cezasının üstüne bir ceza daha alsa kendinı hapishanede bulacakmış... Ama içi rahatmış. Hani davalar günün birinde açılırsa diye Fazilet Par- tısi'nden milletvekili seçilmek için belediye başkan- lığından istifa etmiş. Meclis'e kapağı atarsa, hakkında açılmayan da- valar açılsa bile kendiliğinden rafa kalkacakmış. Derler ki, Ali Nabi Koçak Meclis'e girdiğinde Re- fah'ın en meşhur milletvekillerinden firardakı Şevki Yılmaz'ı hiç aratmayacakmış. Masal bu ya... Memleketin birinde öyle birdemok- rasi varmış ki demokrasi düşmanlarının en çok hoşuna giden şey demokrasiymiş. SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Güvenilır kaynaklardan aldığımız bılgiye göre. bu devirde kimseye güvenmeyeceksin. Kadıköy'de bir altgeçit yapıldı Kadıköy'den Aydın Hatipoğlu, Ka- dıköy Belediye Başkanı Selami Öz- türk'e dıyor ki: "Erenköy Acun So- kak'ta, tren yolunda yayalann kaza- ya uğramaması gerekçesiyle başlatı- lan. fakat amacını aşan altgeçit inşa- atı, eski bir korunun son ağaçlannı da yok etti. Yayaların güvenliği için yapıldığı söylenen altgeçit iki kamyo- nun yan yana geçebileceği ge- nişlikte ve altı metre yükseklik-" te yapılırken fıstıkçamlan, atkestane- leri, maviçamlar, dutlar, boruçiçekle- ri sorumsuzca ve acımasızca kesildi. Semt sakinlerinin itirazına rağmen bahçe duvarları yerle bir edildi. Kazı çalışmalan, binalarda çatlaklara neden oldu. Bütün bunlar ne için oldu?" Hastanede kadın-erkek doktor ayrımı Ihlas Holding'e bağlı Türkiye Gaze- tesi Hastanesi'nin radyoloji servisin- de iki bayan doktor görev yapıyordu. Geçenlerde bırinin işine son verildi. Radyoloji uzmanı Dr. Azize Güngörün işine son verilirken yerine aynı işı yapacak bir er- kek doktor alınacağı bildirildi. Hastane yöneticilerinın söylediğine göre. erkek hastalar bayan doktor- dan rahatsız oluyordu. Ulusal bay- ramları resmi tatil kabul etmeyen ve yalnızca dini bayramlarda fazla me- sai ödeyen Türkiye Gazetesi Hasta- nesi'nde tıp bilimi, şeriat virüsüne yenik düşmüştü! , OKUR MEKTUPLARI '' tletişim: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95 . Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 İstanbul Yazımız Mardin 9 in Bostanlı Köyü 'ndeki 2 7 çocuğa dair., Ben lOsenedırJandarmaAstsubay- hk yapmaktayım. Şu an bulunduğum yer Mardın llı. Dargeçıt Ilçesı. Bos- tanlı Köyü. 20 hanelik ve etrafı tama- men boş bir bölge. Dış dünya ile ır- tibatımız 15 gün ile bir ay arasında 'a^pjefi. trzâfifaşıytciiarm gelmesi- ne daır Burada siyah-beyaz bır ya- şam sürüyor \ e yazacaklanm bu du- rağan hayatın ıçındeki 6 ile 14 yaş- lan arasındaki 2 7 çocuğa dair... Ba- smdan yapılan 8 yıllık eğıtım şama- tasının, gözükmeyen acı bir yuzü bu- radaki okulumuzdur. Yanyıl tatilınin ya^utıdı^ı ^utuıılcıdc okalunıuzhâ- İâ kapalı. Buradakı çocuklar sadece geçen yıl, vekılöğretmen tarafından bir sene okurulmuşlar. Ama gelen \ e- kılöğretmen de, buranın muhafaza- kâr yapısına uygun olarak ve Kürtçe dilde diyalog kurmuş çocuklarla. Bu- na raemen. Batmanlı olan v ekilööret- meni getirmeye çalıştık. ama sonuç alamadık. Bunun üzerine kendimiz okulun kjnk camlanm taktırdık. öğ- rencilere kırtasiye yardımı yaptık ve kurduğumuz soba ile geç de olsa oku- lumuzu açtık. Yaprıgım işin ciddiye- tİHİ ve vfflrflecek yanlış bir îemelin zor yıkılacagını bildiğımden, büyük bir ilde özel bır okulda öğretmenhk yapan öğretmen arkadaşlardan prog- ram ve tavsiyelen ile yardımcı kıtap- lan aldım Aynca o özel okulla da "kardeş okul" sürecinı ba$latmış ol- duk. Postmodern zamanlardan bah- sedildiği veütopikşe- \ lerden dem vuruldu- fu zamanımızda. reel bir gerçeği yanı daha modernlığı dahı tanı- mamış bu çocuklan bu karanlıktan kurtar- mayı sağlamak için yardımlannızı istıyo- ruz. Önlük, kırtasıye. özellikle boyalı hikâye kıtaplan ve her çeşit il- kokul çağına ait kıtap- lan göndenme büyük- lugünü gösteren herkese şimdiden yürekdolusu sevgiler. Karanlığa bır mum yakmanın belki de en kestirme yolu. boş ve beyaz bir kâğıt gibı du- ran çocuklanmızın beyinlerine iyi bir şeyler karalamaktır. Adres: Bos- tanlı Köyü Dargeçit-Mardin Yener Sazak '* "Muş LisesVne kitapyardımı Muş Lisesi 'nde tngüizce ögretmeni olarak çalışmaktayım. Bün- " yemizde bulunan kütüphaneyi venileme çahşması yapmaktayız. ^Gündetn dışı kalmış eski kitaplangüncelleştirmek, çağdaş ve ile- frici birçizgiye taşımak için duvarlı okurlann tngiltce ve Türkçe ifkitap bağışında bulunmalarını beklivoruz. : Adres; Muş Lisesi 49100 Muş ' Mehmet Ateş Tencere verdiği için kapatılan gazete Köşe yazılannı sevmem. haber- lerden hoşlanmam. Tabak. teyp. ütu. çatal. bıçak okurum. Şinasi'\e bar- dak, Namık Kemal'e çanak dağıt- madıgı için kızanm. Basında dev- rim yaratan işadamlanna imrenırim; çünkü bizi mağazaya. markete gitme derdinden onlar kurtardılar. Gerek- sinimlerimizi onlar karşıladılar. Sa- yelerinde çıplaklığa elveda dedı oda- İanmız: zenginleşti mutfaklanmız. Gazeteleri örnek aldı Beşiktaş. Fut- bola yatınm yapmadı Stada gelen- lere parayla kaşık dağıttı. Galatasa- ray, üçüncü lig oyuncularıyla yanşa katıldı; Ali Sami Yen'e koşanlann el- lerine ba\ ul uıtuşturuldu. Bav ul, spor- dan fazla kazandırdı. Plak şırketı se- se değıl, çaydanlığa yatmm yaptı. Kaset demlığı değil. demlik kaseti sat- tırdı. Kimilerı basının utkusunu çe- kemedi. Ikindi; 10 kupona düdüklü tencere verdiği için iki gün kapatıl- dı. Ülke yasa boğuldu. Züniyet i 00 kupona bisiklet dağıttığı için yayını- na bir hafta ara vermek zorunda kal- dı. Halk olayı protesto etti. Zillıyet, okurları kuponla televizyon sahibi yapmanın bedelıni ödedi. Zilliyet'in kapısı bir ay kilitli kaldı. Basm öz- gurlüğü demek. tencere verme özgür- lüğü demektır. Gazetelenmızı yalnız bırakmayın lütfen. yoksa buzdola- bına. fıncana, çukur tabağa hasret kalabılıriz. Sülevman Ekim / PK: 15 Çay Afyon Mumcu veAksoy'u anıyoruz ADD istanbul şubelen olarak ya- nn akşam AKM'de saat 19.30'da dernek kurucu genel başkanımız Prof. Dr. Muamraer Aksoy ve de- ğerli gazeteci Uğur Mumcu'yu an- ma gecesı düzenliyoruz. Üç Denız Topluluğu'nun konser vereceğı an- ma gecemizde laik, demokratik Cumhuriyetımize ve Atatürk dev- rimlerine sahip çıkan kişi ve kurum- iara "teşekkür ödülû" \ erilecektir. ADD Ist. ll Merkez Şube Başkanı Bilge Bilgiçin açılış konuşması ya- pacagı ve Prof. Dr. Miimtaz Soy- sal'ın konuk konuşmaci olarak ka- tılacağı gecede ödül alacak kişi ve kuruluşlar; Prof. Dr. Mümtaz Soy- sal, Vural Sava?, Prof. Dr. Kemal Alemdaroglu. Prof. Dr. Nur Serter. Kemal Yavuz, Prof. Dr. Türkân Saylan. Prof. Dr. Necla Arat. Prof. Dr! Meriç Nelidedeoğlu, Prof. Dr. Tiirkel Minibaş. Vlengü Eıtei Di- lek Türker, Taj-fiın Talipoğlu, Ber- gama Köylüleri, Cumhuriyet gaze- tesi, Radyo Cumhuriyet, Fahri L'Bal, Hilmi Çamurdan, Ali Karlık. ADD İstanbul Şubesi KİM KtME DUM DUMA BEHÎÇAK behicakid turk.net vor? ÇİZGtLİK KÂMİL MASARACI . HARBİ SEMtH POROY BULUT BEBEK MRAYÇÎFTÇI TARİHTE BUGÜN Mi MTAZ ARIKAN 27Ocak AUCE fÇ/N YAZ/L4N MASALLÂR.. 1832'PE BU6ÜM, ÜNLÜ YAZAR LEU/IS CAgBOLL O KMBOL) İUGlLTE/ee 'DE" 0OSDÜ- CHARLES PODGSOM ADIYLA M/treMAr/K PROPeSÖRÜ OLAfSAK- FOIZMüU-£El ', "PerERMiMAHTLAK ÜSrÜNe ÖN INC£l£M£LEM" GİSt CİODÎ YAPlTlAfZ ALMIŞTr. BU ABAPA, ÇOCUtCLAEA SEV6İSİ, LA OYUMLA/S OYNAYtP MASALLA& ALA &AŞKA yÖMÜUÜ GÖSrEGMEKTEYP/'. IŞTB, YA- A TAfJtDIĞl SİM AİLENIN fCÜÇÜK KJZ( L./&0ELL fÇfM yAZD/Ğf "Â)LİS HA&/&4L/1/Z NOı4 % (AUC£'S AP(/EtSn/£E£ '*/ tA/OUPEKCANO') VE PrGef? MASALLAR.INI BÖrLE vAZUtŞTJ (SOLPA\. BU rtlR KİTHPLAKPA LEU/IS CAeeoU. AP/NI OJLCANM/Çrt. PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLL 'Modern' Türk Düğünü Büyükotellerimizin "balo"salonlannda sıkçagö- rülen düğün törenlerinden birindeydim. Gelinle da- madın anne babaları kapıda davetlileri karşılıyor- lar, "saygınlık" derecelerıne göre, gelenlere yer gösteriyorlardı. Koyu kırmızı halılarlakaplı, tavanın- da büyük kristal avizeler sarkan salonun giriş ka- pısının karşısına düşen duvarın önünde bir sahne kurulmuştu. Müzisyenlerses düzenini kontrol edi- yorlar, yaşlıca bir garsonun gözetiminde komiler, sahnenin sağ tarafında, yeni evlenen çifte, getiri- lecek armağanlann konacağı beyaz örtülü uzun bir masayı kırmızı kurdelelerle süslüyorlardı. Düğün sahiplerinin doğal heyecanı, koşuştur- maları dışında salona gözle görülür bir "ciddiyet" egemendi. Masalarına yerleşen davetliler çevrele- rini süzüyorlar, tanıdıklanna hafifçe gülümseyerek selam veriyorlardı. Kadınlar "abıye" giysilerini giy- mişler, en pahalı takılannı takmışlardı. Berber elin- den yeni çıkmış saçları bozulacak endışesiyle baş- lannı sağa sola çevirirken anı hareket etmemeye özen gösteriyorlar, arada bir elleriyle düzeltiyorlar- dı. Salona bir göz atacak herhangi bir yabancı, da- vetlilerin saç renklerine bakıp "Demek, Türklerin ka- dınlan sanşın, erkekleri esmer oluyormuş!" diye düşünebilirdi. Içerisini, insanın içini bayıltan yoğun bir parfüm kokusu sanmıştı. Erkeklerin büyük çoğunluğu koyu renkte takım elbiseler giymişlerdı. Eşleriyle konuşurken yüzleri "nasuh" bir ifade alıyordu. Anlattıklannın can ku- lağıyladinlenmesini istiyoriar, amayanlanndaki ka- dınlar bir şeyler anlatmaya başlayınca. gözle gö- rülür bir sabırsızlıkla ya sözlerini kesiyorlar ya da dinler gibi yapıp dinlemiyoriardı. Biraz önce alkışlar arasında, kar gibi gelınliği ve peşinden yerlerde sürünen duvağı ile keçi sakallı, gözlüklü, ince uzun "iletişimci" damadın kolunda salona giren gelinin ailesiyle Antalya'da bir tatil kö- yünde tanışan Isviçreli arkadaşım Paul, bu "mut- lu gün" için çağrı alınca, "Gitmesem ayıp oluri" di- ye düşünmüş, beni de yanına takıp tanımadığım bu insanlann arasına getirmışti. "Modern" Türk düğünü Paul için görülmeye değer, "yeni" bir şey- di. "Sıkılırsakkaçanz!" düşüncesiyle giriş kapısının yanındakı yuvarlak masalardan birine oturmayı önermiştim. Aramızda konuşuyorduk. Paul için bu_ düğün gecesinin ilk saatlennin birözelliği yoktu. Gö-' zü arada bir yeni gelenlere takılıyor, masalar dol-. dukça bana dönüp "Ne kadar kalabalık! Bizde bu' kadarinsan davetedilmez... "gibisinden yorumlar-' da bulunuyordu. Bir ara, "Bu insanlarneden bu ka-' darciddi" diye sormuş, benden, "Herhalde günün yorgunluğunu üzerlerinden daha atamamışlar..."' türünden "pektatminkârolmasada, itirazedileme-) yecek biryanıt" alınca, bır daha ağzını açmamıştı. Yemek servisi sona ermek üzereyken bir org, iki > gitar, bir de davuldan oluşan "orkestra", yemek müziğiilehafîfdansmüzığikanşımı "repertuvar"\nı' bitirip "Türk popu "na geçince salonda bir kaynaş-' ma olmuştu. önce birkaç çocuk, sonra birkaç genç' kız, sonra da birkaç kadın piste çıkıp dans etme- ye başlamışlardı. Bu "feminin"ortamı yadırgadığı,. Paul'ün gözlerinden okunuyordu. Pistte usta birer dansöz gibi dans eden çocuklan, genç kızlan, ka-' dınları izliyorduk. Boyunlarını, gerdanlarını, bel ve kalçafarım dansözler gibi kıvınyoriar;arada bir el-4 lerini enselerinde birleştirip saçlarını yukanya kal- dırıyor, sonra başlannı birden geriye atıp aynı an- da saçlannı salıvererek "şuh" bir hava yaratıyor- lardı. "Or/fesfra"yavaş yavaş "oryental" parçala- ra geçerken pistteki feminin" görüntü de bozul- maya başlamıştı. Dans eden kadınlar, epeyce bir zamandır masalarında rakı, votka, viski içerek ken- dilerini seyreden kocalannagidip onlan da "dans"a kaldırıyorlardı. Erkekler önce direnecek gibi oluyor- lar, sonra "ısrariara dayanamayıp" kalkıyorlardı. Bu arada yalnız Paul'ün değil, bir "Türk eriteği" ola- rak, benim de anlayamadığım bır "refleksle" bir yandan ceketlerini çıkarırken aynı anda da masa- daki öbür erkeklerin ellerine, kollanna sanhp onla- n da peşlerinden sürüklüyorlardı. Pist "erkekleştik- çe" kadınlar bırer ikişer yerierine oturuyorlardı. Ortada adım atacak yer kalmamıştı. Kravatlan kay- mış, gömlek etekleri pantolonlanndan fırlamış er- kekler terden sırılsıklam olmuşlardı. "Oryental" nağmelerie coştukça coşuyorlar. birbirleriyle kal- ça tokuşturuyoriardı. Paul büyülenmiş gibiydi... Ben ise gülüyordum. Bir saat önceki o "oturak- H", "ağınbaşlı", "ciddi" adamlartn dans pistindeki halleri gerçekten komikti. Siyasetimiz, ekonomimiz, medyamız da böyle değil miydi? Birtürlü "orta"yı bulamamak, herhalde bize özgü bir durum olma- lıydı. Ya "ciddiyet"ten ölecek gibi oluyorya da "su- luluk"tan yerlere seriliyorduk. Ben bir daha gülün- ce, Paul, "Neye gülüyorsun" diye sordu. Bir an gö- zümün önüne Reha Muhtar'ın "haberşovlan" ge\- mişti... "Hiç..." dedim, "öylesine güldüm..." Elin gâvuruna neye güldüğümü söylesem, anlayacak mıydı sanki?.. Faks:0216-418 8410 BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA: 1/ Türk müzi- ğinde hızlı bir usul.2/Istenilen nitelikleri taşı- yan...Birsporda 3 erişılmış derece- , lerin en üstünü. 3/ "Aşkın gül açan bülbül öten vaktınde ' Yâ- ranla tarab yâr i!e - - - dileriz" (Yahya Ke- 8 mal)... Uzaklık g anlatmakta kul- lanılan söz. 4/ Atrn bir tûr hızlı yürüyüşü... Osman- lı devletindegümrük ver- gısı. 5/ Lütesyum ele- mentinınsımgesi... Atın 3 ya da eşeğin yeni dog- 4 muş yavrusu. 6/ Briçte c bir löveyi üstün bir kâ- ğıtla almayıp daha aşa- 6 ğıbırkâğıÜaalma...Tan- ntanımaz. 7/ Bir gıda Q maddesi...Biçem,tarz.8/ g Keskin kokulu doğal madde... Ilgi ekı. 9/ Gümüşbalığı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Deve yavrusu. 2/ Herba- ' kımdan birbirineuyma işı. mutabakat... Satrançtabirtaş. 3/Zararauğramatehlikesi... Yapıcılıkta dolmalannkay-' mastnı öniemek için bunîann eteklenne moloz taşıyla örü- ! len kaplama. 4/ Osmanlı devletinde Bulgarlardan oluş- turulan "voynuk" örgütündekı subaylara verilen ad. 5/ Bir gezegen... Bir soru eki. 6/ Kesıntılerden sonra kalan mıktar... Unvan. 7/ Bir renk... Elektnk donanımında kul- lanılan ve bağlantılann yerleştinlmesıne yarayan yuva. 8/ Gerçeğe uygun, asıl, esas. 9/ Kastamonu"nun bir il- çesı... " Naci": Ressamımız.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle