28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10OCAK1999PAZAR 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Arnavutköylü Niko Sevgili, Onu, on yıl kadar önce Atina - Istanbul arasın- dakı kısa uçak yolculuğunda tanıdım. Aslında, kö- tü anılaria dolu bir seyahatin sonuydu. Bir Alman vakfının düzenlediği toplantı için gitmiştim Ati- na'ya. Tamamını izlemediğım, yarım bırakıp döndü- ğüm, yarım bırakma nedenlerimi de oradaki Rum, Kıbnslı Rum ve onlar tarafından getirilme nedeni- nı hâlâ anlamadığım Kıbrıslı Ermeni muhataplan- maanlattığımtoplantının başansızlığını, karşımda- kilerin bağnazlığını gördükten sonra; artık bizim aydınlann, Ege'ninöbüryanınınaydınlanylaönko- şulsuz, sınıriarı iyi çizilmemiş toplantılara katılma- lannın hiçbir yararı olmadığını anlamıştım. Uçakta arkalara doğru bir yerdeydim. O yanıma gelip oturduğunda dikkatimi çeken, uçağı yaban- sıyan köylü tavırlan oldu. Canım sıkılıyordu, kim- seyle fazla sohbet etmek istemiyordum. O ise bi- rilerryle laflamaya can atıyordu. Sonunda, sevımliliği yabaniliğimi yendi. Gemi- ciydi, Yunanıstan'da yaşıyordu. Ama vatanı Arna- vutköy'dü. Bütün Istanbul, hatta Anadolu Rumla- n gibi, ruhunun bir parçası doğduğu yerde kalmış- tı. Yunanistan'da da otursa, Arnavutköy'de yaşı- yordu anılarında. Ve şimdi yurduna uçuyordu. Heyecanlıydı, Arnavuktöy'den söz ederken göz- leri parlıyordu. "Bızım çocuklara hediyeleraldım" diyor, bakkalın, berberin adlarını sıralıyordu. Onu hem sevdim, hem de bir etnik mozaiğin zenginli- ğini yitirmiş eski Istanbul'a, o güzelim kentten göç- mek zorunda kalıp da ikinci vatanlarında da ya- bancı kalan insaniara hüzünlendim. Uçakta yemek servisı başlayınca, Niko ekme- ği büyük büyük kopararak, hostesten iki kez da- ha ekmek isteyerek, tabağını parlatıncaya kadar sıyırarak yedi önündekileri. Ege'nin iki yakası ara- sında, Yunanlı aydınlann birtüriü varlığını anlama- dıklan dostluk köprüsü, etiyle kanıyla canıyla ya- nımdaydı. Hepsi, topu topu, bir saat on dakikalık bir yol- culuktu. Bız de olsa olsa, yarım saat kadar lafla- mıştık. Ama Arnavutköylü Niko'yu ömrüm boyu unutmayacağım. Bilmem o gidişınde düşlerindeki Arnavutköy'ün ne kadarını buldu. hangi dostlanyla halleşti, han- gilerinin yittiğini öğrendi? Ama bir zamanlar vadisindeki çılekleriyle ünlü Arnâvutköy, haşince yağmaladığımız Istanbul'un en eski ve günümüzde de diğerierine oranla do- kusu en az bozulmuş Boğaz köyü ıdı. "Idi" diyorum Sevgili, çünkü onu da üçüncü köprünün ayakları altında ezmeye hazırlanıyor, Ulaştırma Bakanı Topçu, hem de bir hiç uğruna. Istanbul'un üçüncü Boğaz geçişi büyük tartış- malara neden oluyor. Uzmanlar, Istanbul trafiğinin yalnızca yüzde 10'unun bu güzergâhta olduğunu söylüyor. Yeni projenin raylı bir sistem ve tüp ge- çitle, taa Pendık, hatta Tuzla'dan başlayıp Yeşil- köy'e kadar uzanacak, kentin trafik sorununa, da- ha önemli çözüm getirecek biçimde geliştirilmesı gerektigini vunguluyorlar. Artık herkes bilıyor kı köprü insan degil, araçta- • şıyor. Köprüden geçen araçlann dörtte üçü özel araç, oysa geçenlerin dörtte biri bununla seyahat ediyorlar. Toplu taşımacılık köprülerde gelişmiş degil. Kısacası yeni köprü hiçbir şeyi çözmeyecek. Toplu taşımacılığa öncelik veren raylı sistem ve tüp geçit ise Pendik - Yeşilköy arasında bir güzergâh- ta saatte 60.000 kişiyi taşıyacak. Ama inat, rant tutkusu hiçbir şey dinlemiyor. Bir rant uğruna nice semtler batıyor. Sevgili, doğduğum yerlerin ölümünü izliyorum, neacı duygu bilemezsin. "Keşke" diyorum, "etki- li ve yetkiiiler de Amavutköylü Niko kadar içten se- vebilselerdi şu Istanbul'u." . . . Divriği Belediye Başkanı'na yargılama karan SfYAS(Cumhııriyet)- Divriği Belediye Başka- nı Muharrem Yağbasan, gazetemizde yayımlanan söyleşıde "'güvenlikgüç- lerini alenen tahkir ve tezyif" ettiği iddiasıyla Sıvas Ağır Ceza Mahke- mesi'nde yargılanacak. Belediye Başkanı Mu- harrem Yağbasan hak- kında7Eylüll995tarih- li Cumhuriyet gazetesin- de terör nedeniyle yörede köylerin boşaltıldığina ilışkın söyleşide. "Üçede- Id bazı idari uygulamala- n konu ederek kamu gö- revtileri ve güvenlik güç- lerini alenen suçladığı. 0- çedeki idari uygıılamala- n çarpıttığı, göre\iyle bağdaşmayan açıklama- larda bulunduğu" gerek- çesiyle ll Idare Komisyo- nu'nca soruşturma açıl- mıştı. Mülkiye Başmüfettişi Halil Yılmaz ile Ayhan Nasuhoğlu'nca yürütü- len soruşturma sonunda, Yağbasan'ın yargılanma- sına karar verilmişti. Divriği Belediye Başka- nı adına avukatı Ceyhan Mumcu'nun itirazı üze- rine Danıştay 2. Daire Başkanlığı. Sıvas II 1da- re Komisyonu karannı usulden bozmuştu. Danıştay'ın, Adalet Bakanlığı "ndan izın alın- madan Yağbasan'ın yar- gılanamayacağı gerekçe- siyle karan usulden boz- masi üzenne Sıvas Mu- hakemat Komisyonu ikinci bir karar aldı. Ko- misyon Yağbasan'ın, "Basın \olu ile suç isnat etmek" yenne "Güven- lik güçlerine alenen tah- kir ve tezyif" suçundan yargılanmasına karar verdi. Komisyon karan- na göre Yağbasan, Ada- let Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nden alınan 17.8.1998tarihve 1.133.275 1998 sayılı izinle, 7.9.1995 ve 6.1. 1996 tarihli Cumhuriyet gazeteleri, 1.5.1996 gün- lü Yeniyüzyıl gazetesi ile 11.1.1994günve38sa- yılı Tempo dergisinde yayımlanan açıklamala- n nedeniyle yargılana- cak. Yağbasan, Memurin Muhakematı Kanu- nu'nun 5., Ceza Muha- kemeleri Usulü Kanu- nu'nun 163. ve eylemine uyan TCY'nin 159. mad- desi uyannca Sıvas Agır Ceza Mahkemesi'nde yargıç önüne çıkacak. CHP'den uzun süredir Divriği Belediye Baş- kanlığı'nı yürüten Mu- harrem Yağbasan 18 Ni- san'da yapılacak seçim- lerde CHP'den milletve- kili adayı olmaya hazırla- nıyor İsroHüstiine 'olumsuz'sorulan derledik ve bir Yahudi'yeyöneMk Sunuş Irak ve îsrail'i kapsayan bu altı günlükyazı dizisinin sonuncusu bir söyleşiye ayrıldı. hrail'e ayrılan bölümde bu ülkenin ikiyüzünü, çölde yaratılan cenneti veyaşanan cehennemi sergilemeye çahşmışîık. Ancak îsrail üstiine Türkiye ve dünya kamuoyunda bir dizi olumsuz yargı var. Bu sorulan bir Yahudi 'ye yöneltmek ilginç olurdu. Ama hangi Yahudi 'ye? Bir politikacı yuvarlak yanıtlarla geçistirebilirdi; sokaktaki adamın ise bilgisi, kültürü yetmezdi. Bir ' 'kurucu " amdık. Kurucular bir kuşak. 1948 'den 1960 'a kadar dünyanın dörî köşesinden Îsrail toprağına göç eden; biryandan ülkeyi çevreleyen 21 Arap ülkesinin somuî tehditlerini göğüslemek, art arda patlayan irili ufaklı savaşlarda tüfeği omuzlamak; biryandan da acımasız çölde yeni bir yurt yaratmak için kolları sıvayan Yahudiler bunlar. Çö'lü yeşertmişler, dağları, düzlükleri ağaçlandırmışlar; dü'şman bir coğrajyada ııygar bir ülke yaratmışlar. Derme çatma barınaklara sığınıp çağdas kentler kurmuşlar ve çokyoğun, çok zorlu kapışmalarla geçen bir dönemin yaşayan îamklan. Sorularımızı onlardan birine yönelttik. Kimilerinde bocaladı. Kimilerine zeki yanıtlar verdi. Kimilerine verdiği yanıtları kendi de beğenmedi. Kimilerini şaşırtıcı bir içtenlikle, özeleştiri yaparcasına yamtladı. Biz bu ilginç söyleşiyi hiç yorumsıız aktarmayı yeğledik. Bir 'kurucu' ile dobra dobra...irinci soru: Bu ülke, bu devlet kurulurken "Vatan- sız halka, halksız toprakla- rıverin"' dendi. Propagan- da böyleydi. Ama bu kötü biryalandı. Çünkü bu topraklar halk- sız degildi. Siz Filistinlileri kovarak bu topraklara el koydunuz. Davit Angel - Bakın, Birleşmiş Mil- letler, 29 Kasım 1947'de bu toprakla- nn iki halk, iki ulus arasında pay edil- mesini kararlaştırdı. Bu, Îsrail Devle- ti "ntn kurulmasmı resmen kabul eden bir karardır. Filistin muhacirleri denen Araplar bu topraklarda olsa olsa iki ku- şak ya da üc kuşaktır yaşıyorlardı. Bu- na karşılık bundan 150 yıl önce Filis- tin, yani Palestina denilen bölgede 50 bin Yahudi yaşıyordu. Çogu Osmanlı yani Türk devletine bağlı Türk vatan- daşlanydı. - Peki ne kadar Arap vardı? Davit Angel - En çok 40-50 bın. - Yani sızce bu topraklarda binlerce yıldan beri Araplar yaşamıyorlar mıy- dı ? îsrail boş topraklara degil. o A rap- ların yaşadıgı topraklara el koyarak kurulmadı mı ? Davit Angel - Tarih kitaplanna ba- karsanız, bu topraklarda ancak birkac köy v'ardı. Galilee'de, ülkenin orta ke- simlerinde veya çölde birkaç Bedevi kabilesi vardı. Fakat aslında bütün Araplar. Arap ülkelerinden tsrail'e ça- lışmak. iş bulmak için gelmiş. - Yani tsrail devletinin kuruluşun- dan önce? Davit Angel - Evet. Bundan 100 se- ne evvel, Ulusal Siyonist Kongresi bu topraklann Yahudi ulusunun anayurdu olduğunu anlattı Ardından yavaşyavaş buraya idealist Yahudiler gelmeye baş- ladılar. Onlarla birlikte bu topraklara refah da geldi. Çünkü ış getirdiler, tek- noloji getirdiler. Burada yaşayan Arap köylüler tarımda çok geriydiler. çok yoksul yaşıyorlardı. Buradaki tanm ilk idealist Yahudilerle başladı. - Toprakları satın mı aldı bunlar? Davk Angel-Pektabii. - Kimden aldılar? Davit Angel - Buradaki topraklar as- lmda Osmanlı lmparatorluğu zamanın- da, Osmanlı padişahlannın toprak pay- laştırma sistemine göre buradaki bey- liklere verilmişti. Padişahlar "'Bu top- rak senin. Sen de bana verginı ver" de- diler. - Peki îsrail devleti kurulduğunda, 1948'de yani, buradaki topraklann ne kadarı Yahudilere aitti? Davit Angel - 1947 paylaşma harita- sında Yahudilere bırakılan topraklann yüzde 80'ı Yahudiler tarafından daha önce resmen satın alınmış topraklardı. Ama değersiz topraklardı. Bataklık. cöllük... - Kimden satın almmış bunlar? DavitAngel - Burada yaşayan beyler- den. Bedevılerden... Tapulu topraklar yani... İkinci soru: Anayasanızda. "Îsrail bir Yahudi devletidir" diyeyazıyor. Fi- ->- m H JERUSALEM AN 1)1 N buçuk asırdan beri bura> a gelen Yahudiler, buraya Arap ülkelerinden işçi ge- tirdiler. Arap ışçı yani. Onlar burada 2 bin sene yaşamadılar. 2 bin sene- dır bu topraklarda yaşa- yan olsa olsa bir iki köy vardır. Ama onlar 2 bın sene önce Yahudi köyle- riydi: sonra Hıristiyan ol- desteği ile... - Politik destek mi? Da\it Angel - Pek tabii. Çünkü ora- daki Yahudiler politik bakımdan çok aktıfler ve oradaki hükümet üstünde büyük etkileri var. Yani Yahudi lobisi- nin Amerikan hükümetinin üstündekı tesirin cevabı, Amerika hükümetinin îsrail'i desteklemesi oluyor. - Yani tsrail, ABDdeki zengin Yahıı- dilerin desteği ile mi ayakla durabili- il sizin dçvletiniz degil demiş olı^yor- suriuz. yanfîf rnı?' listinlilere, burası sizin yurdıınuz, Isra- il siziı suriuz Davit Angel - Anlamanız Tazım. 2. Dünya Savaşı sırasında, Holocaust'ta kaç milyon ınsan öldürüldü? 25 mil- yon. - Evet, bunu biliyoruz. DavitAngel - Ama altı buçuk milyon Yahudi. yalnızca Yahudi olduklan için öldürüldüler. - Evet. dogru Davit Angel - Yeni bir devlet kurul- duğu sırada, onlara burası Yahudi lerın ülkesi, devlet Yahudılerin devletidir denmeseydı, buraya gelmezlerdi. Baş- ka ülkelerdeki gibı bir azınlık olarak vaşayacak olduktan sonra nıye gelsın- ler kı? Unutmayınız ki yeryüzünde hiç bir ülke, Yahudi ülkesi gibi değıldir. Çünkü biz dün>anın en küçük monote- ist (tek tannlı-AE) dinıyiz. En küçük ulusuyuz. Ve asimilasyona uğramama- mız için, bir Yahudi ulusu olarak varlı- ğımızı devam ettirebilmemız için bu topraklar, bu ülke Yahudilerin ülkesi. devleti olarak ilan edildı. - Gene de sorumun yanıtı degil bu Fılistinlilerin perspektifinden bu de- dıkleriniz nasıl anlaşıhr' Davit Angel - Filistınlılerin perspek- tifi.. BırkerekımdirFilistinlıter?lsra- il'in çevresinde 200-300 milyon Arap var. 21 Arap ülkesi var. Bir asırdan, bir dular, sonra Müslüman oldular ve Müs- lüman kalditer Sonra 1948de burada'*' bulunanlann nüfusu 650 bin idiyse, bu- nun 150 bini Araptı ve onlar eşit haklı Israil yurttaşı oldular. Eşit. Askerlik yapmazlar fakat vergi verirler \e eşit haklı vatandaş olarak oy verirler. Dive- lim ki Îsrail yurttaşı olmak istemeyen 150-180 bin kişi Gazza'ya kaçtılar. Lübnan'a kaçtılar veya Ürdün'e... Bu- gün Filıstinlilerin nüfusu diyelım kı 3 mılyondur. Fakat 1948'de 3 milyon Fı- lıstin göçmeni yoktu. 150-180 bin göç- men vardı. Üçüncü soru: îsrail SOyasına girdi, ama hâlâ yapay bir devlet. Yani var- dımlar, ekonomik ve askeri vardımla ayakta duruyor. ABDden gelen var- dım olmasa îsrail kendi ayakları üs- tünde duramaz. Ne dersiniz? Davit Angel - Sız, dıyelim kı atletik olarak zayıf bir çocuksunuz \e okulda sızi hergün dövmek istiyorlar. Kuvvet- li bir ağabey bakmaz mısınız etrafınız- da? Sizı korusun diye yani. Amerika. Îsrail için kuvvetli bir ağabeydir. Çün- kü tsrail Devleti'nin bağımsızlığını ılk kabul eden Amerikalılardır. - Olabilir. Ama ben 50yasmdaki Is- rail den söz etmek iste... Davit Angel - Bakın, bakın. bugün tsrail aslında Amerikan hükümeti tara- fından desteklenmiyor: desteklenıyor- sa Amerika'da bulunan Yahudilerin yor? 50 yıllık bir aevleNn artık kendi ayakları üstünde durahilmesi gerek- mez mi? ' ı Davit Angel - Bakın bizim, bu ülke- nin nüfusu 5 milyon Yahudi ve hemen hemen I milyon tsrail yurttaşı olan Arap. Yani hepsi 6 milyon... Etrafımız- da bulunan Arap ülkelerinin nüfusu 300 milyon. Onlann elinde bulunan topraklar binlerce \c binlerce kilomet- rekare. Israil'in bütün toprağı 23 bin kilometrekare. Trakya'dan daha küçük bir ülke. Şimdi Mısır'la 1979'da yapı- lan banşa kadar... - Camp Davit ? Davit Angel - Evet, evet. tsrail dev- letinin kuruluşundan itibaren diyelim 30 yıl. Arap ülkeleri tsrail'in varlığını kabul etmediler. Amerika'nın desteği olmasaydı, 30 yıl bu topraklarda tutu- namazdık. Fakat Mısır ile Camp Davit Anlaş- ması imzalandıktan sonra tsrail artık daha bağımsız bir memlekete dönüştü. Çünkü bugün tsraıl'de bulunan tanm. sanayi, high-tech. yani yüksek teknolo- jı... Artık güçlüyüz biz. Dördüncüsoru: Amerika ve Ingilte- re, İsraıi devletinin kuruluşunu destek- lemeleri aslında. Yahudilen çok se\- diklerinden filan degildi. Onlann asıl planı Ortadogu petrolleri için hir bek- çi. hir ileri karakolyaratmaktı. Buplan bugün de yürürlükte. Ne dersiniz? Tel Aviv: Tarihte vaad edilmiş topraklar' üstünde, yoktan yaratılan ilk Yahudi kenti Bir kentin dünü... Tel Aviv Israil'in başkenti. Ama Yahudiler için daha derin bir anlarru var. Çöliin denizle buluştuğu yerdeki çorak topraklarda, 3000 yıllık ^afa limanının bitişiğin- de, ilk Yahudi göçmenler bir kent kuımaya giriştiler. ...vebugünü Çöl. kentin içinde başlıyordu. Bugün Akdeniz kıvısın- da çok bakımlı, çok modern bir kent yükseliyor. ÇöL kentten yüzlerce kilometre güne\e geriİetilmiş. Yemye- şil ve zengin Tel Aviv herhangi bir Avrupa başkentin- den farksız hatta yer yer daha çağdaş. Üstelik Akdeniz kıjisı bo\ unca uzanan Tel Aviv, her yerinden denize gi- rilebilecek kadar da temiz. Tel Aviv \ahudilerin çölde yarattığ] cennetin bir simgesi ve bunu hak ediyor_. Davit Angel - Sorunuza bir soruyla cevap vereceğim. Irak petrolleri hangi havaalanından kontrol ediliyor? Îsrail havaalanlanndan mı. yoksa Incirlik'ten mi? Beşincisoru: Devletin kurulus yılla- rında tsrail, Yahudiler için bir çekim merkezi, bir coşku kaynagıydı. Artık degil. Neden? Davit Angel- Bakın genç bir gelinin, , genç bir damadın seksapeli çok daha fazladır. Biraz beyaz saç, beyaz bıyık oldu mu artık o kadar seksapelli olma- yız. Amabırakalım şimdi seksapeli. Bir kere teknolojı çok gelişti. tstanbul'dan uçağa binip gelmek 1 saat 40 dakika. Amerika'dan 9 saat. CNN ile aynı da- kikada başka bir ülkede ne olduğunu görüyorsun. Yani artık îsrail adlı bu ge- linın çok çekıcıliği kalmadı. Fakat Îs- rail. Yahudi ulusunun güvencesidir, sı- gortasıdır. Çünkü Yahudi olduğu için yaşadığı ülkede bir gün bir baskıyla karşılaşır, zora düşerse tsrail onun si- gorta poliçesidir. - Anlıyonım Ama burada çölügeri- letmek için dogayı yenmek için çalı- şan, etrafları düsmanlarla çevrıli olan Yahudiler, 194H devel 950 de bu ülke- ye göç edenlen ölümü de göze alarak geldiler buralara Davit .Angel - Bugün de aynı tehlike var. - Biliyorum. Ama o zamanlar bu in- sanlar heyecanla gelmislerdi bu top- raklara. coşkuyla gelmislerdi. Yahudi diasporasında bu coşku sanki silindi. Artık îsrail e göç etmek, bu topraklar- da çogalmak, kendianavurdunugeliş- tirmek idealleri sanki diasporadaki Ya- hudiler arasında söndü. Oyle mi? Davit Angel - Belkj öyledir. Çiinkü . J ı ı \r\ ,.--/ilKl~ 7 ~!/(IJJ yurtdışında bulunan Yahudıler şu an yakın bir tehlike artifuîa değilfer. Âma' biiiyorlar kı bir tehlike olduğunda tsra- il"e gelip bannabılirler. Aynca tsrail'de yaşayan 6 milyon Yahudi 'den başka, en çok bir kaç milyon da dışanda var. Hep- si bu. Ama bir Yahudinın. tsrail dışın- da yaşamasının bir bedeli vardır. Onlar da bu bedeli seve seve ödüyorlar. Altıncı soru: Irkçılıktan en çok acı çeken bu halk, şimdi Yahudi ırkçılıgı yapıyor... Davit Angel - Hangi dinden, hangi mılletten, hangi milliyetten olursa ol- sun insan insandır. Şimdi 1967 savaşı- nın sonunda Îsrail kendini öyle bir du- rumda buldu ki ister istemez başka bir halka hükmetmesi gerekiyordu. - Kimleri kastediyorsunuz? Davit Angel - Buradaki Araplar. Baş- ka bir ulus üstünde egemenlik kurmak ınsana aykındır. Ama benim ülkemde de bazen akıl konuşacağına zorba güç, kuvvetli kollar konuştuğu için içimiz- deki canavar uyanıyor ve karşımızdaki insanlan korunacak bir azınlık olarak görmek yerine, zorla boyunduruk al- tında yaşatılmaya kalkışılıyor. Bu in- sanlık dışıdır. Fark etmez, hangi dinden olursanız olun fark etmez. Bazı günler ben utanınm, bir îsrail yurttaşı olarak bir Yahudı olarak ben utanıyorum. Yedinci soru: tsrail yayılmacı bir ül- kedir. Tevrat taki "vaad edilmiş topraklar" kavra- mını aşırı yorumlara ugra- tarak dev bir Yahudi impa- ratorlugu kurmak istiyor. Fırsatını buldugu anda Is- tanbul dan Orta Asya 'ya kadar uzanan muazzam bir Yahudi imparatorluğu kur- mak istiyor. Davit Angel - Bir kere en büyük Yahudi krallar döne- minde. Hazreti Davut ve Hazreti Süleyman döne- mınde de Îsrail Krallığı he- men hemen bugünkü sınır- lar içindeydi. tdeolojik ne- denlerle Tevrat'ta. Mısır'da- kı Nil Irmağı'ndan Dicleve Fırat'a kadar büyük bir im- paratorluk meydana getire- ceğiz. diye yazıldı. Önemli bulmuyorum. Bu ülke bize Tann'nın armağanıdır, dünya ınsan- lannın. yani Birleşmiş Mil- letler'in armağanıdır. Biz- de bir deyiş vardır: Sana bir armağan \erdikleri zaman onu al ve onu sakla. Türk- çeye iyi tercüme edebilecek misiniz bilemiyorum, ama bizim ödevimiz, bize veri- len bu armağanı saklamak- tır. Bu küçücük ülke bize bir armağandır ve biz onu koruyacağız, saklayacağız veo bize yetiyor... BİTTI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle