Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 OCAK 1999 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Artık Meryem'in kucağında değiller...Kim ne derse desın. büyüklerin dünyasında
(oculdann sadece \e sadece hayalleri çocuk
kalabiliyor. Yaşamın gerçeğinde durum hiç de
i; açıcı değil onlar için. Çünkü büyüklerin
yarattığı onca sorunla boğuşmaktalar.
Dünyanın batısında da
doğusunda da değışmeyen bir durum bu. Oysa
Batı'nın geçmişınde çocuk hem dini hem de fol
klorik açıdan çok önemli>di. Fransa
Kralı XIV'. Louis'nin. ünlü Versaille Sarayrnın
her yennde çocuk resımleri görmek istediğini
yaziyor kimi tarih kitaplan. Hıristiyanlık
öğretisınde çocuk. her şeyden önce Meryem'ın
dızleri üzerınde ya da kucağında oturan Isa'dy
bıldığiniz gibi. Ortaçağın en yaygın
görûntüsüydü bu. Rönesans'ta da belli başlı
sanat akımlannın en önemli malzemesi
çocuklardı. Çocukİsa'yı, Rafaelloda.
Leonardo da Vind de ışlemişlerdir eserlerinde.
Bızım de edebiyatımızda, folklorumuzda çocuk
bır haylı önemli yer tutar. Ünlü Oğuz
Destanı nın kahramanı Oguz'un güçlü ve
becenklı oluşu çocukken edindıği özellikler
olarak anlatıhr. Edebıyatımızdakı en eski çocuk
kitabı olduğu söylenen Nabi'nin Hayriye'sınde
de yazann kendı oğluna verdiği dini bılgıler,
öğütler vardır. Dünyanın en çok okunan
kitaplan arasında çocuklann dünyasını
anlatanlar büyük yer tutarlar. Gulüver bunlann
en bılınenlerinden. Yazıldığı dönemm sansürü
LONDRA
yüzünden yazarrna oldukça sıkınlılar çektiren
Gulliver, bir çocuk klasiği olarak kabul
edılmiştir gerçi, ama lngiliz krallığı özerinde
rüm monarşileri. iktidarlan eleştiren, büyükler
ıçin yazılmış bir masaldır aslında. Yazan
Jonathan Swift'in, "insansevmez" (mizantrop)
düşüncelerle kaleme aldığı. insan davranışlannı
eleştiren birçok eserinden biridir. Ama nedense
kitaplannda eleştirdikleri, çocuklann dünyasına
uygun bulunmuş olmalı ki bız hâlâ onun
eserlerini çok yanlış bir
biçimde çocuklar içın
yazılmış sanıyoruz. San
Odanın Esran. Pal Sokağı'nın
Çocuklan. çocuklann
dünyasının ne kadar zengın
olduğunu anlatan diğer
önemli klasiklerdir. ÇocukJar
ne yazık ki çok uzun
zamandan beri büyüklenn
dünyasında, bedenlerinin ve morallerinın
kaldıramayacağı sorunlar yaşıyorlar. Gen
kalmış ülkelerde. küçücük çocuk vücutlan
üzerine yüklenmiş ucuz üretim bayalığının
"küçükten vetiştirme" adı altında meşruluk
kazandığı bilinıyor. Kimi Uzakdoğu
ülkelerinde de çocuklann "seks endüstrisT
olarak adlandınlıp ekonomik bir de sıfata
kavuşturulan rezilliğin tam ortasında
olduklannı herhalde bilmeyen yok. Batı'da da
kutsal Meryem'in kucağına layık göriilmüş
bulunan çocuk denen muazzam \arlık. sanat ve
edebiyat dünyasında gördüğü sevgiyi yaşamın
gerçeğinde bulamadı. Korunmasız. kolayca
kandmlabilecek küçücük çocuklar. ruh hastası
kimılerinin cinsel saldınlanna uğruyor; tüm
yaşamlannı etkileyecek bunalımlara
sürükleniyorlar. Ingiltere'de pedofilinın
(sübyancılık) sürekli arttığını ortaya koyan bir
rapor, alınan önlemlerin bir işe yaramadığını
kanıtlıyor. Başı sonu belli
olmayan seks anlayışınm her
dönem değişen "moda"
eğilimleri var. Cinsel yaşamın
sadece bugün değıl çok
eskiden beri çılgınca olduğu
lngiltere"de 17. yy'da
sevgılilenn birbırlerini
_ _ ^ _ _ ^ _ _ _ kırbaçla dövmeleri modaydı.
Bu modanın yan
sektörlennden bıri de neydi biliyor musunuz?
Aynı anda kırk kışiyi bırden kırbaçlayan
makinelenn bulunduğu özel genelevler. Sekste
sınır tanımamazlık, işi çocuk pornosuna kadar
götürebıldı. Yenı ve yaygın "moda" şimdilerde
bu. Bir yaşındaki çocuklann bıle porno
filmlerde oynatıldığına tanık oldu lngiliz
toplumu. Asıl korkunç olanı da çocuklann en
güvenılir yer olduğu sanılan aile içinde bu tür
sorunlar yaşamalan. Babalan tarafından cinsel
MUSTAFA
ERDEMOL
tacize uğrayan kız ve oğlan çocuklannın dramı
günlük gazetelere açıkça konu olabiliyor artık.
19 yaşındaki Metanie Evans babası tarafından
dört yaşından ben cinsel tacize uğradığmı
anlattı bir gazeteye. Evans sadece babasının
değil, anne bir, baba ayn erkek kardeşinin de
cinsel saldınlanna uğradı. O erkek kardeş de
aynı babanın tacızlenne maruz kalmış bir başka
kurban oysa. BehçetNecatigü çocuklann
anasız-babasız kalmalanndan duyduğu
üzüntüyü Korku başlıklı şiirinde şu dizelerle
dile getirmişti: "Tann onlan dört gözden
ayırmasın. / Hiçbiri anne baba vokluğu
bilmesin. / Büyükler gidince çocuklar küçükse
onlar da öimeİi. / Çünkü kendi evlerinden gayn
d evieri / HeJe o kq ayian korkulu akşam
üzerleri / Bider ki büyükken bu kadar yalnmz
da / Ya onlar küçücük kalırsa ardımızda. / Hem
onlar geç büyürler, sonra ne güç büyürler /
Daha yavnı dünyanın farkında değiller /
Ü'şümüş soğuklarda yatağımıza gelirler / Btder
ki büyükken bu kadar \ ılmışız da / Ya onlar
küçücük kalırsa ardımizda™"1
Necatigil'ın bıldiği çocuklar, anne ve babasız
kalmaktan çok korkarlardı malum. Hangimiz
korkmadık ki... Ama Ingiltere'de cmsel tacizine
uğradığı için babasmı öldürmek isteyen
çocuklar bu tür bır korkuyu hiç ama hiç
duymuyorlar. Çocuklar için korku duymanın
tam zamanı şımdi.
Bunca yalnız insan
nereden geliyor
Eski bir şarkı çalıyor şu anda. "Bütün
bu yaüuz insaıüar nereden gelirter"
diye soruyoradam. Yalnız insanlann
en büyük yükü. her an sırtlannda
taşıdıİdan birer kişilik dünyalardır,
diye geçiyor aklımdan. Yalnız olmak
için Kuzey Kutbu'nda beyaz ayı
aramak gerek değil elbette. Biliyorum.
"•ikfli >alnızlıklar" belki de en beteri.
Ama, ınanıyorum kı yalnız yaşanan
mutluluklar da vardır - değeri iş işten
geçince bilinen... Her neyse.
Stockholm'de karlı bir pazar günü
\alnız insanlar ne yaparlar? Kentin
göbeğindeki KraliçeCaddesı'ni
boydan boya geçerek August
Strindberg''m "Mavi KulesPne
gıdebılirler. Eğerkarşıdan gelen birinin
karnma kafa atma riskini göze alırlarsa
caddenin ortasında metal harflerle
yazılı Stnndberg sözlerini de
bkuyabilirleryürürken. Bilmiyorum o
sözleri arasında "Cehennem de kadın.
cennetde" var mı. Strindberg, birçok
ilişkisi olmasma karşm temelde hep
yalnız kalmış bır insandı. "Marmazel
Jufie*yi yazacak kadar kadm ruhunu
biliyordu, ama bir maço gibı de
kadınlan hor görebiliyordu. Şımdi çok
kişınin beğenisini giderek daha da
artarak kazanan yanı. görüşlenni
açıkça söylemesi ve ettiğı laflan geri
almamasıydı. Yalnız bir insan.
dünyanın en çok dernek üyesi nüfusa
sahip olduğu bu ülkede "Pazar
Babalan" Derneği'nin biretkinliğine
de gidebilir. Buradaki baba, sizın
bildiğiniz baba değil; normal baba.
Yani çocuk sahibi bir erkek.
Çocuğunun annesinden ayn yaşayan -
boşanma sonucu ya da düpedüz evden
taşınarak- birçok erkek,
ikı hafta sonunda bir çocuğunu,
çocuklannı doğal annelerinden alır.
Bunlar, çocuklannın iki günlük
imparatorluğun keyfini sonuna dek
çıkarmaya çalışmalanndan tanmırlar.
En tutturucu, en yüksek sesle şunu
bunu isteyen. çabuk yüz as\p geç gülen
bu çocukları sınırlı saatlerde mutlu
etmek, evlerine, annelerine yalnızca
olumlu mesajlan taşıyarak dönmelerini
sağlamak kolay değildir. tşte bu
çocuklu yalnız insanlar, müzelere, dev
ekranlı ve çok boyutlu sahneye sahip
Cosmonova'ya giderler. Benzerleriyle
birlikte her şey için kuyrukta dururlar;
bilet, dondurma, kola. ıvır zıvır, şeker
ve popcorn için. Bu insanlar,
bırbirlerine kaçamak da olsa, anlayış
dolu bakışlar da atarlar. Ve hatta, eğer
mevsim uygunsa parklarda ahbaplık da
kurabilirler. Ama dönecekleri yer,
yalnızlıktır; kapıdan girer girmez,
sırtlanndakı dünyayı antreye bırakıriar
ve yeni yalnızlıklann planlamasmı
yaparak bir koltuğa uzanırlar.
Dergılere, gazetelere ilan da verirler
"Kırk vaşında, çocuk sorumı ve
herhangi bir aşın tutkusu olmayan bir
bey. oruz-kırk yaşlannda. boş zaman
değerlendirmesini seven bir kadın
arkadas, amw", gibi. Erkekler de:
"Ekonomi sorun değO." Evet sevgili
tngiliz şarkıcı; bunca yalnız insanın
nereden geldığini merak ediyorsun.
John Lennon artık yok, ama eskilerden
biri bir fısıldayıversin, bunca yalnız
insan nereye gidiyor sorusunun
yanıtım... Onlar çünkü yalnız
dünyalannda çarpan birer yürektirler...
ManudveMaıia,rengarenkçekir-
g ^ g
yoriar. Almanya'mn Dresden kentindeki müzede 8 Ocak'ta açılan böcek maketleri sergisi 15
NisarTa kadar sürecek. Japonya'da üretilen hareketii dev böcek maketleri, bttgisayaria yöne-
tiliyor. Sergi, özellikle çocuklann çok ilgisinj çekiyor. (Fotoğraf: AP)
Rio De La Plata kıyılannda sıcak bir yaz günü
"Gümüş Nehır" olarak da anılan
Rio De Le Plata, Arjantin'in
başkenti Buenos Aıres'ın bir
banliyösü. Arjantin'le Uruguay
arasında doğal bir sınır oluşturan
nehir Gümüş Nehir olarak
adlandınlsa da kahverengi alayor.
Ocak ayındayız, ama Güney
Amerika'da sıcak yaz günleri
yaşanıyor. Saat sabahın 7'si
olmasına karşm hava daha
şimdiden 20 derece. Herkes
pencereleri açık yatıyor. Sabahlan
kahvaltıda geleneksel olarak sıcak
süt içiliyor ve bir tür Fransız
ekmeği olan flantaya reçeli
andıran ayva ezmesi sürülüp
yeniyor.
Rio De La Plata'da gençler kot
pantolon ve deri ayakkabılar
giyiyor. Sokağa çıkarken
cüzdanınızı ve kimliğinizi
unutmamanız gerekiyor.
En az 2-3 isim, sonra soyadı
yazılan ve en önemli belge olan
kımlikler her yerde soruluyor. Rio
De La Plata'da bütün sokaklann
birbirini kestiğini görürsünüz.
Burada dolmuş yok. Dolmuş
fikrine şoförler sendikası karşı
BUENOS AIRES
FRANÇOIS
MURAT
ERGtNÖZ
çıkıyor. Bu ilgınç bölge, elli beş
yıl önce Ispanya'nın kuzeyinden
gelen göçmenler tarafından
kurulmuş. O zamanlar Rio De La
Plata çok zengindi. Güzel
yemekleri, tiyatrolan, tangolan ve
Arjantin buğdayıyla ünlüydü.
Artık "aguinaldo" yani tatil sona
erdi. Aguinaldo haziranda ve
Noel'den önce aralık ayında iki kez
yaşanıyor. Aguinaldo, 13 ay
demektır. Yani 12 ay ödenen
maaşa ek olarak bir maaş daha
ödenir tatil parası olarak.
Halk, tatil için genellikle Pannoux
Balnoonire kıyılannı seçiyor.
Burada Rusça tabelalara rastlamak
mümkün. Rus gemileri, yakındaki
Güney Atlanta limanına buradan
geçip giderlerdi. Aguinaldo'dan
dönen insanlan yoğun bir çalışma
hayatı bekliyor. Rio De La
Plata'da işten çıkan insanlar
sinemalara, tiyatrolara gıttikten
sonra geceyi distoketlerde
noktalıyorlar. Gençler için
diskotekler az masraflı. Çünkü
kızlar para ödemiyorlar ve bir bira
alana iki bira bedava veriliyor.
Şunu da özellikle belirtelim ki, bir
prezervatif bir fincan kahveden
daha ucuz. tnsanlar kendi
sağhldanmn yanı sıra eşlerinin ve
çocuklannın da sağlığına büyük
önem veriyorlar. AIDS kurbanlan
dava açabiliyor. Devlet, bu konuda
gerçekten üstüne düşen görevi
yapıyor.
M i l l i P i y a n g o c e k i l d i B ü y ü k i k r a m i y e . İ s t a n b u l ' d a s a t ı l a n y a r ı m b i l e t l e r e ç ı k t ı
A N K A R A (AA)-MiHı Piyango'nun 9 Ocak 1999 tarihli çekihşi
Ankara'da yapıldı.
200,000,000.000 LİRA: 785264 tstanbul, Istanbul
20.000.000.000 LtRA: 328455 Mersin, Kırklareli, fzmir, Elazığ
5.000.000.000 LİRA: 202390 Ankara
1.000,000.000 LİRA:
004639 090124 146054 248420409698 574526 609812 674850
768602 919686 015439 094118 167109 254510 417133 575037
616004 708874 809041937001 020709098923 172672 287140
423280 592157 621974718636819908 941087 050880 108507
174879 314655 447033 594776 623123 725345 823063 952505
056851 116856 195387 320840487656 594900623513 736194
845382 959086 059289 122090203439 327289491461 594930
635498 739083 851873 964675 075273 126456 203899333439
501555 596316640741 748935 874588 977864 082865 126599
212031 371037 520851 596555 649236 755129 894066 983583
086276 136892 222188 383762 555697 608673 652897 755707
900895 988983 087873 138000232745 402326 558452 609648
662758 768047 904716 990579
500,000.000 LtRA:
001510 080795 218540 326909 428917 526881605668 719570
791798 920989 002907 087617 227938 328257 444016 529523
625516 726980 796373 930293 011119098856231507 344216
444817 541063 626557 727261817827 933155 014394102452
240204 345384 456972 542112 650046 737586 820409 934255
030684 104624 246834 345409 479722 549959 657828 742310
820798 935507 032780 106208 250500 347743 482378 554644
664678 745631 822814941983 044440 141166 260573 348024
482627 556559665267 763296 826910 942850 045152 141870
261306 364595 485920 588154 672474 764557 827188 943838
055243 159621 268291 368198 490710 595200 673468 765945
829626 944963 057961 174008 276724 390017492372 595782
685302 780233 842180951013 062104 177165 283703 399134
504118 605146 689869 784496 879111 957853 063122 201201
296384 422085 505686 605464 693443 786449 907025 975350
072724 205611 319967 425907 507303
250,000,000 LİRA:
001641 125671288017 371033 448591526157 644435 735894
813114 901214 007917 161312 290899 375594 452442 532784
646660 740972 816895 906574 015100 162425 298579 383397
458527 538682 650867 744986 827160 912719 034077 168521
303040 385137 465971 548952 657504 775894 828516 915111
034236 173682 305002 391985 469670 552337 684684 778873
839250925871 037891 174182 316703 400591476468 559248
685186 781156 847740 927118 043245 208726 337500 407357
477932 561690 689993 785356 850250 934256 044150 221758
338804 409189 479826 562009 691941 789273 853376 935864
059991237967 343827 409270 481393 570577 696373 796725
857051 944685 066570 239719 344848 412666482826 585089
697596 801475 868163 966008 080659 239908 348987 424217
485883 615485 701260 803872 875715 967130 100615 276375
353173 432603 494295 627612 712978 807482 876186 971574
102978 281958 364689 439428 494533 631236 715154 80945 7
889797 992108 108150285593 366782 446967 514441 634636
722002 812106 891023 998097 113090 286600 368211 447575
521350 640560 732176 812240 899448 999804
100,000,000 LtRA:
007317 079501 188351 289950 394928 509230 609226 723990
798978 915680 008147 089407 204051 295975 406020 516877
628009 727296 801499 931649 014126 089462 207937 306233
408387 527340 628714 728992 807789 931919 018536 089854
220686 307045 410751 527635 637590 731943 827350 935950
019406 091089 221000 308198 423864 532322 641456 740658
828312938909 020522 091141 222237 311134426396542102
641619 742913 834706940403 023509 097771 230257 315745
439873 542336 643389 743060 840178 943960 023790 099673
230599 325312 449486 547937 646074 743152 844069 950051
027769 102191 231750 329106 450727 558107 658824 744416
847809954794 040781 109638 239597 334228455841 558334
666160746212 851877 956037 044983 118840 246899 337454
461923 559827 672908 747790 852484958540 045385 124586
247804 362711 461973 561668 678443 753873 854683 968092
045939 126462 250253 370829 465546 563068 683364 754135
863630 971643 047575 129250251531 372119475159 574444
683784 760785 863859 972510 052042 144976 257370 373041
478365 582704 684043 773946 864678 978022 056844 158739
261354 374589 479042 583381 687519 774454 871245 978229
059590 164110 268705 378160491347 583946 700483 777669
886582 980908 068232 167000282561 381961 497510593549
706584 781632 895627 983508 071050 181781 289074 385917
502526600434 713093 793441 907110984965 075110 181958
289459 386618 507969 602246 719891 798774 915011 986671
20,000,000 LİRA:
01306 04727 08944 14286 22382 33639 45819 50829 80439
86081 03308 08632 13201 21157 26955 37942 50305 78060
81711 88130
10,000,000 LtRA:
0270 0729 1117 2544 3631 4869 5273 6156 7367 7471
6,000.000 LİRA:
090 144 494 522 584 707 800 834
3,000,000 LİRA:
04 30 31 87 90
AMORTf: 4 ve 9
Almatı'da 'elmanın
tadını gör'
Türk Hava Yollan'nın Airbus uçağı
ıle Kafkaslar'dan Orta Asya
rüzgânnı göğuslerken kanşık
duygular vardı içimde. Almatı'da
bazı gıda işletmelennde inceleme
yapacağım. Yolculuğun iyi
geçmesinde THY'nin artık dünya
standartlaruıda olan itinalı ve temiz
servısinin büyük rolü var. Tam 5
saat sürecek yolculuğun son
saatinde. Almatı Havaalanı'nın sis
nedenıyle inışe izin vermediğini
öğreniyoruz. Ucagımız Taşkent'e
yöneliyor. Sisin dağılmasını
Taşkem havaalanında 1 saatten
fazla bekliyoruz. Almaü'ya sabaha
karşı 5 civarmda vanyoruz.
Almatı'da güneş 4 saat önce
doğuyor. Otelimizde 2-3 saat
dinlendikten sonra Almatı'nın
günışığında yüzünü görüyoruz.
Tüm Sovyet şehirlerinde görülen
geniş caddeler ve ağaçlar burada da
dikkatimizi çekiyor. Sanki Almatı
orman ıçmde kaybolmuş bir kent.
Bu nedenle da Almatı'nın şehir
yüzü pek gözükmüyor. Mevsim
nedenıyle
ağaçlann
yapraklan
dökülmüş.
Aralık ayında
sıcaklık 6-7
derece. Hava
temiz ve kuru.
lnsana rahathk veriyor. Istanbul'un
kanşık ve hızlı yaşamı burada yok.
Kazakistan'da Kazaklar, Ruslar ve
diğer ırklar bir arada sorunsuz
yaşıyorlar. Rusça her yerde hâkim.
Sovyet sısteminin çökmesinden
sonra, Kazakistan Rusya ile olan
ilişkisıni en sıkı tutan ülke Orta
Asya'da. Cumhurbaşkanı
Nazarbayev'in güçlü kişiliğinde
kristalize olan yönetim, giderek
daha iyı şeyler yapma yolunda.
Ülkede muhalefet hemen hemen
yok. insanlann geçim sıkmtısı
çektığı belli. Üniversite mezunu
öğretmenin şoförlük, hukuk
mezununun tezgâhtarlık yaptığı bir
ülke. Verilen ücretler çok düşük.
Kazakistan'da doktor, öğretim
üyesi 100, öğretmen 50-100,
hemşire 50, işçiler de 50 dolar
civannda aylık ücret alıyorlar. İş
bulmada tanıdık çevre büyük önem
taşıyor. Şoförlügümüzü yapan
öğretmen, yabancı firmada 500
dolar kazanıyor. Eşi de gazeteci,
300 dolar ahyor. tki küçük kızıyla
bu parayla iyi geçiniyor, ama
koşullar el\erdiğinde yıne de
öğretmenliğe dönme umudunu
saklıyor. Kazakistan'da gıda
maddelerinin fiyatlan çok yüksek.
Bir litre süt veya meyve 1 dolar.
Dukkânlarda satılan ürünlerin
büyük bır bölümü yabancı
ka>7iaklı. Tamek ve Dimes'ın
meyve sulannı raflarda görmekten
memnunluk duyuyorum. Türk
ürünlerini de hemen her mağazada
görmek mümkün. Almatı'da iyi
oteller, iyı restoranlar hep
yabancılann. Başkanlık sarayının
hemen yanıbaşında yapılmış
bulunan Ankara Oteli en iyı otel
konumunda. Ziyaret ettığimiz bır
fabrikanın yetkililen. bizi son
akşam "Guinness Pub"a
götürüyorlar. Bir lngiliz pub'ı olan
bu yer oldukça iyı. Canlı müzik
yapılıyor. Biz yemeğin seçımini
onlara bırakıyoruz. Once
"SolyMika'' adlı etli, kanşık sebzeli
Rus çorbasınm gerçekten tadına
vanyoruz. Yemeğimizi yine iyi
pişırilmış, bir Kazak yemeği olan
"kuzu kaburgası" ile bira eşliğinde
tamamlıyoruz. Restoranda yemek
yemek Almatı'da pahalı bir ıstek.
Orta bır yemek ıçin en az 20 dolar
ödemeniz gerekiyor. Bu yüzden
çok lüks sayılıyor.Asıl benı
sevindiren, Kazakistan'da 300 bin
civannda Ahıska Türkünün
olmasını öğrenmek oldu. Kısa bir
süre bıze
rehberlik yapan
Ahıska Türkü
Zakir; bizi
Almatı'nın
büyük pazanna
götürüyor.
Çeşitli gıysi,
kozmetik ve gıda ürünlerimn
satıldığı bu büyük kapalı pazar
yerinde, bizi ortaya yayılan Türkçe
şarkı kasetleri karşılıyor. Pazarda
meyve satan Ahıska Türkü
hanımlan ve kızlan görüyoruz.
Düzgün Türkiye Türkçesiyle ille de
elmanın. armadun 'tadını gör"
dıyorlar. Burada bulunan Ahıska
Türklen. yıllarönce Kafkaslar'dan
Orta Asya'ya zorunlu göç
yaptınlan Türkler. Çok acı
çektiklerini söylüyorlar, ama
birbırlerine olan dayanışmalan ve
sabırlan kendi kültürlerini
korumaya yetmiş. Şimdi rahatlar,
artık. Ruslarla görüşmelerimizde
Ahıska Türklennin çalışkan
olduklannı söylüyorlar. "Ruslar 1
adun atarken onlar 3 adnn
arjvorlarrruş." Kazakistan'da
Türklenn konumu ve ımajı iyi.
Türk işadamlan iyi ışler yapıyor.
insanlar, dingin ve uysal
gözüküyorlar. Kazaklann sertlığini
hissetmiyorsunuz, ama insanlann
yüzlerinden fakirliğin gölgesi
içinıze yansıyor. Kazakistan
herhalde yeni imkânlann oluştuğu
bir ülke. Türkiye dahs.fazla Öîieoi-,
vermelı, dikkatli adim ahnati Kısa
süren ziyaretîmiz sona eriyor, artık
dönuyoruz. THY'nin sabah 6.00
uçağı ile Istanbul'a yöneliyoruz.
Baharda yeşille kaynaşmış olarak
görmek umuduyla Almatı'yı
gerilerde bırakıyoruz.
Yeni dünya düzeninden
insan manzaralan
Kanadalı ve Amerikah azılı
gericilerin ağzından hiç düşmeyen
bir deyiş \ ardı Soğuk Savaş
yıllannda Söz Sovyetler
Birhği'nden açılır açılmaz, sağın
ağzındakı bu deyiş "Kızıl
olmaktansa gebersen daha ıyidir-
Better dead Than Red"
sözcüklenni vurgulayan, ödün
vermez bır tutuculuk bildirisiydi.
Sovyetler Birliği toz- duman olup
tarihe kanşır kanşmaz, onun
yandaşı olan Kuzey Amerikah
Moskovacılann da sesi sedası
duyulmaz oldu. Soğuk Savaş
yıllannın pekiştirdiği o ünlü deyiş
de belleklerin uzak bir köşesinde
unutulmuşluğa terk edilmışti.
"Kızıl olmaktansa, gebersen daha
iyidir" deyişini ne ağzına alana ne
de kalemiyle satırlara aktarana hiç
rastlanmıyordu, ama yepyeni
deyışler türemişti ortalıkta.
Hemen hepsi, belirgin bir sosyal
ve ekonomik uygulamayı
açıklayan yeni deyişler
"KüreseDeşme", "Yeniden
Yapılanma", "Kemer Stkma",
Yeni Dünva Düzeni" tanımlanyla
ilkokul çocuklannın bile
sözlüklerine yerleşiverdi.
Sokaklan istıla eden sefalet ve
yoksulluk tablolan, yeni
deyişlerin egemenliğini
yadsınmazca belirleyedursun
"Ekmek bulamıyorlar mı? Neden
pasta yemiyorlar" diyebilecek
kadar duyarsız ve umarsız bireyler
görülmeye başladı. Yoksullann
sırtmdan bütçe dengeleyen Kuzey
Amerika "Bırakınız yapsınlar"
inancının sa\Tinuculanyla
zenginin daha zengmleştiği,
yoksulun daha yoksullaştığı bir
adaletsızlık ütopyası yaratmıştı.
Sosyal yardım parasından başka
geliri olmayan çaresiz insanlar,
tüm düzenın saldın hedefı olmuş.
erkeksiz aıleler, yoksul yaşlılar ve
kımsesiz dullar, altta kalanın canı
çıksın diyen taş yürekliliğe kurban
seçilmişlerdi. Ustelik herkes
onlara "TembeUer, asalaklar" diye
hakaret etmeye bayılıyordu.
Başkan Jean Chretien'den Başkan
Bill Ointon'a kadar her güç odağı
'Sosyal Yardım Berduşlan' diye
andıklan dar gelirlinin delik
cebindekimeteliklere göz
dikmişti. Öte yandan, her yıl
milyarlarca dolar kâr sağlayan dev
firmalar, subvansiyon adı altında
halkın cebinden aktanlan
paralarla "Şirket Berduşlan-
Corporate VVelfare Bums"
TORONTO
ENGİN
AŞKIN
deyişine hakkıyla layık bir
doymazlığı sergilemekten
rahatsızlık duymadılar. Vergi
yasalannın "Isviçre pevnirine
benzer" koca deliklerinden pahalı
avukatlanyla racon kesen
varsıllar, bir yandan da vergiler
azalmalı türküsünü dillerinden
düşürmez oldu. Beyinlerin
aklanıp paklanması için devreye
giren kartel medyası, artık sadece
milyarderlerin borazanı olduğu
için kimi zaman pespembe
görünümlerle, kimi zaman seks ve
sansasyonlarla, yepyeni bir
koşullanmışlık cenneti yaratmaya
ginşti. Göçmenler, örneğin
Türkler de büyüyen depremden
etkilenmeye başlamışlardı. Eğitim
geçmişi, diploması, dil bilgisi ve
deneyimi yeterli bulunmayan
göçmen bılginler bekçilik,
doktorlar şofbrlük yapıyordu.
Pizza götürücülüğü yapmakta
olan Güney Amerikalı cerrahlara
bile rastlanıyordu. Yeni Dünya
Düzeni'nin. vaat ettiği güllük
gülistanlık ortam, nasılsa bir türlü
gerçeğe dönüşmemiş, onun yerine
her gönderde insafsızlığın bayrağı
dalgalanmaya başlamıştı. Yaşanan
hengâmede Türk göçmenleri ne
yapıyordu peki? Tıpkı Türkiye
gibi bölünmüş, koşullanmış ve
yönlendirilmiş inaçlanyla bir çıkış
yolu anyorlardı hepsi. Yeni
seçtikleri başkanın tribünlere göz
kırpan bir tavırla "Hem
Müslüman hem de Türk
olmaktan gurur duyduğunu" ilan
etmesı epey yankılar uyandırdı.
Gardroplanyla Atatürkçüiük
yaptığını sananlar, karşıt cepheyi
ele geçirmiş olan dincilerle,
nurcularla, milli görüşçülerle,
trancı yobazlarla, dirsek teması
kurmanm erdemlerinden soz
etmekteydi. Öbek öbek umut
ışıklan da yanıyordu suskun
köşelerde. Laik cumhuriyetten
zırnık bile ödün verilmez diyen,
az da olsa öz. ama birikimli ve
namuslu KemalisrJer de vardı.
Hem suya hem de sabuna
dokunmaya ant içmiş kişilerdi
hepsi.