Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yeni yıla grevde
giPdHep
• ANKARA (AA) - Türk-İş,
Hak-tş ve DİSK'e üye
toplam 413 işçi. yeni yıla
grevde girdi. Çalışma Genel
Müdürlüğü verilennden
yapılan derlemeye göre her
üç konfederasyona bağlı 10
sendika tarafindan 25
işyerinde uygulanan
grevlere, toplam 1551
işçiden 413 'ü katılıyor. 10
işyeri ile en çok işyerinde
grev uygulayan sendika
Türk-lş'e bağlı TÜMTÎS...
En uzun grev ıse yaklaşık 5
yıl ıle Muğla-Paradıse
Elegance Oteli'nde yine
Türk-lş'e bağlı TOLEYÎS
tarafindan sürdürülüyor.
Tekstilve TOLEYlS, 3 "er
işyerinde: Belediye-tş ve
OLEYİS 2'şer işyennde; Tek
Gıda-lş. Gıda-tş, Tez Koop-
tş. Türk Metal \e Öz Çelik-
tş sendıkalan 1 'er işyerinde
grev uyguluyor. Tek Gıda-lş
Sendikası'nın Kayseri'de
kurulu Meytat Meyve Suyu
işyerinde 132 işçinin katılımı
ile uyguladığı grev ise en
çok işçinin katıldığı grev
nıteliğinde
Trafikte yeni
uygulama önerisî
• İstanbul HaberServisi-
Yeşılay Cemiyeti Başkanı
Selahattin Kaptanağası.
trafik denetlemelerinde alkol
muayenesiyle beraber
bağımlıhğa yol açan uyancı
haplar içın de kontrol
yapılması jgerektiğini
kaydetti Ozellikle uzun yol
araçlannı kullanan
sürücülerin uyumamak ve
zinde kalmak içın uyancı
haplar kullandıkiannı
vurgulayan Kaptanağası. bu
sürücülerin kendilerinin ve
yolculannın hayatını
tehlikeye attığını belirtti.
Maden ocağmda
kaza: 1 ölü
• SOMA (AA) - Manisa'nın
Soma ılçesınde, özel sektöre
aıt kömür ocağmda meydana
gelen ış kazasında bır kışı
öldü. Alınan bılgıye göre
Soma Kömürlen AŞ'de usta
olarak göre\
r
yapan Mevlüt
Ödül (34). şlam suyunun
akıtıldığı boruyu onarmak
için 184 metre derınlikte
çalışmaya başladı
Borulardan bınnin patlaması
üzenne basınçlı su, Ödül'ü
karşıdakı çelik kasalara
fırlattı. Başı kasaya çarpan
Mevlüt Ödül, boynu kınlarak
olay yerinde öldü. Ödül'ün
cenazesi, ış arkadaşlan ve
Maden-lş Sendıkası Soma
Şubesi yöneticileri
tarafindan toprağa verilmek
üzere. memleketı olan
Balıkesir'in Balya ilçesıne
bağlı Danişment köyüne
göndenldi.
Soba laciası:
3öki
• ESKİŞEHİR(AA)-
Eskişehır'de, kömür
sobasından sızan
karbonmonoksıt gazından
zehirlenen bır anne ile iki
kızı öldü. Alınan bilgiye
göre Gökmeydan mahallesi
Menekşe sokakta oturan
Candan aılesinın fertlennin
evden dışanya çıkmaması
üzerine. komşulan durumu
polise bildırdi. Eve giren
güvenlik güçleri, Bilgen (19)
ve ablası Figen Candan'ı
(26) ölü, anne Güllü
Candan'ı (47) ise baygın
halde buldu. Tıp Fakültesı
Hastanesı'ne kaldırılan
Güllü Candan, müdahaleye
rağmen kurtanlamadı.
MEB'e protesto
• ANKARA (ANKA) -
Milli Eğitim Bakanlığı'nın,
öğretmen ve yöneticilerin
ders ve ek ders saatlerine
ilişkin yaptığı düzenleme,
öğretmenlerin protestolarıyla
karşılaştı. Egitim-Sen. yeni
düzenlemenın iptali içın dava
açmaya hazırlanırken,
yüzlerce öğretmen de
bakanlığa protesto fakslan
gönderdi. Tepki gösteren
öğretmenler arasmda
ozellikle çıraklık ve yaygın
eğitim merkezlerinde görevli
öğretmenlenn çokluğu
dikkat çekti. Protesto
fakslannda öğrermenler
ekonomik yetersizlikler
ıçinde bunalırken, yan ,.
ödemelerden elde edılen
gelirlenn azaltılmasının
gerekçesi soruldu. Aynca fen
ve Anadolu liselerinde
görevli öğretmenlerinin de
yabancı dil derslennde
uyguladıklan "testlen",
tepki olarak
yapmayacaklannı bildirdiği
öğrenildı.
Nüfus cüzdanı, ehliyet,
adliye kimlik kartı,
tasarruf teşvik kartı ve
kredi kartlanmı
kaybettim.
Hükümsüzdür.
ÖZNUR BAŞ
Massachusetts Üniversitesi'nden Türkiye tarihi uzmanı Ahmad
'Türkiye yerini iyi belirlemelfEBRU TOKTAR
ANKARA - Massachusetts
Cniversitesi Türkiye tarihi uzma-
nı Prof. Dr. FerozAhmad. Balkan.
Ortadoğu. Akdenız ve Karadeniz
ülkesi olan Türkiye'nin sahip ol-
duğu jeopolitik pozisyona dikkat
çekerken. Türkiye'nin bunu tam
olarak kullanamadığını vurgula-
dı. 1952'ye kadar dış politikada
izlenen başanlı stratejinın Türki-
ye'nin NATO'ya gırmesı ile etkı-
sizleştiğini anlatan Ahmad. "Tür-
kiye. arşi% lerini de tamamen aça-
rak, hakkındaki füm olumsuz
imajlan yıkabilir" dedı.
• Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan Ahmad, SSCB'nin yıkılmasından
sonra NATO'nun yeni dünya düzeninde kendi yerini sorgulamaya ve
genişlemeye başladığını vurguladı.
Türkiye hakkmda "Ittihat ve
Terakki, Ittihatçıhktan Kemaliz-
me. Demokrasi Sürecinde Türki-
ye, Yeni Türkiye'nin Oluşumu,
Çok Partili Hayatın Kronolojisi"
adlı 5 kıtabı bulunan ABD Mas-
sachusetts Üniversitesi Tarıh Bö-
lümü öğretım üyesi Prof. Dr. Fe-
roz Ahmad, Türkiye'nin jeopoli-
tik konumunun sağladığı olanak-
lan anlattı.
Cumhuriyet'in sorulannı ya-
nıtlavan Ahmad, SSCB'nın vıkıl-
masından sonra NATO'nun yeni
dünya düzeninde kendi yenni sor-
gulamaya ve genişlemeye başladı-
ğını vurgulayarak şunları söyle-
di: "SSCByıkı]dı.artık yeni dün-
ya düzeni var. NATO şektl değişti-
riyor. NATO, yeni dünyada ne çe-
şit bir rol alacağını bulmaya çalışı-
yor. Türkiye, buradaki rolünü iyi
beliriemeii. Türkiye'nin jeopolitik
pozisyonu. ona birçok ülkeden çok
büyiik avantajlar sağlryor. Türki-
ye, bunlan çok iyi kullanmak zo-
runda. Türkiye. Orta Asya Türk
Cumhuriyetleriyle ilişkilerini ge-
liştirmeli. Türkiye, Arap ülkeleriy-
le çorili. Türkiye. Ortadoğu'da
banşın kurulmasında da işlev
yüklenebilir."
Ahmad, Türkiye'nin dış politi-
kasmdaki seçeneklerini NATO'ya
girdikten sonra çok iyi kullana-
madığını belınerek "Sovyederin
baskılan, Türkiye üzerindeki söz-
de istekJeri *e Boğazların korun-
ması gerekliliğL Türkiye'yi NA-
TO'ya girmeye zorladı. Ancak
ABD arşMerine dayanan bir araş-
ürma gösteriyor ki Türkiye'nin
NATO'ya girişinde,Türk polhika-
cılannın aktif bir sryaset izfcme-
mesi de etkili oldu" dedı.
Türkiye'nin Batı dünyasında
Osmanlı Imparatorluğu'nun son
dönemınden bu yana kötü bir iz-
lenıme sahıp olduğunu söyleyen
Ahmad. bunda Amerika \e Ingil-
tere'deki Yunan lobisının de etki-
li olduğunu söyledi Ahmad, Tür-
kiye'nin kendi kültürlenni ve de-
ğerlerinı arttıran etkinlikler dü-
zenlemesi gerektığini de sözler-
ıneekledi.
SORUŞTURMA SÜRÜYOR
Türbana
peruktakıyyı
• Tire Kaymakamı Vural Demirtas, herkesin
kılık kıyafet genelgesine uymak zorunda
olduğunu, uymayanlar hakkında işlem
yapılacağını söyledi. Demirtas,, öğretmen Leyla
Atalay'ın, meslekten atılma korkusuyla tûrbanı
çıkanp derslere peruk takarak girdiğini belirterek
" Bu öğretmen hakkında Cumhuriyet Bayramı
kutlamalanna türbanla katıldığı için açılan
soruşturma sürüyor" dedi.
NECATİAYGIN
İZMtR - Tire Kahrat
llkögretim Okulu Öğret-
meni Leyla Atalay. tür-
banla derslere girdiği için
geçirdiği bir dizi soruş-
turma sonucunda, türban
yerine peruk takarak
derslere giriyor. Tire
Kaymakamı Vural De-
mirtaş, herkesin kılık kı-
yafet genelgesine uymak
zorunda olduğunu, uy-
mayanlar hakkında işlem
yapılacağını söyledi. De-
mirtaş, öğretmen Leyla
Atalay'ın, meslekten atıl-
ma korkusuyla türbanı
çıkanp derslere peruk ta-
karak girdiğini belirterek
"Bu öğretmen hakkında
Cumhuriyet Bayramı
kutlamalanna türbanla
katıldığı için açılan soruş-
turma sürüyor'" dedi.
Tire Kaymakamı Vural
Demirtaş, türban uygula-
masınm yalnız okullarda
değil tüm resmi kuruluş-
larda uygulandığını. ta-
vız venlmesinin söz ko-
nusu olmadığını söyledi.
Demirtaş. okullarda öğ-
retmeninden, öğrencisi-
ne herkesin kılık kıyafet
genelgesine uymak zo-
runda olduğunu. uyma-
yanlar hakkında gerekli
işlemin yapılacağına dik-
kât çekti. Kahrat llkögre-
tim Okulu Öğretmenı
Leyla Atalay'a derslere
türbanla girdiği için önce
uyan, ardından kınama
cezası verildiğini vurgu-
layan Demirtaş şöyle ko-
nus.ru:
"Bu öğretmen uyan ve
kınama cezası aldıktan
sonra yönetmelik gereği
meslekten ihraç istcmi ile
soruşturma açılması aşa-
masma gelindiğinde. tür-
banı çıkararak 'perukla'
derslere girmeye başladı.
Öğretmen hakkında
Cumhuriyet Bayramı tö-
renkrine türbanla katıl-
dığı için soruşturma açd-
dx Bu soruşturma sürü-
yor. Atalay, Cumhuriyet
bayramı törenlerine tür-
banla katıldığı için açılan
soruşturmaya ilişkin sa-
vunmasında, törenin
okul bahçesinde yapıMı-
ğuu, türbanın dışanda ta-
kılmasında sakınca otana-
dığı kanısıvla törene de
türbanla kabldığını öne
sürmüş. Bu olayla ilgili
soruşturma henüz ta-
mamlanmadı. İlçemize
türbanlı bir öğretmenin
atamasının yapüdığını
öğrendim, ancak bu öğ-
retmen henüz gelip göre-
ve başlamadL"
DUZYAZI
tğitim-Sen'Iiöğretmenter.55.hükümerisınıftabıraktıklankar-
^iKadl k ö yPostanesi'ndeprotestoeylemiyaparakBaşbakan-
lık'a postaladılar. Bir grup Eğitim-Sen üyesi öğretmen, eğitim çalışanlannın içinde bulunduğu olumsu/ ekono-
mik, sosyal ve sendikal koşullann sıralandığı büyük bo>utlu temsili karneyi, düzenledikleri ey lemle koliye yerleş-
tirerek hükümete postaladı. Eğitim-Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, e\lem sırasında yaptığı
açıklamada. "Bu hükümet de geçmiş hükümetler gibi sendikal. ekonomik \e sosyal haklanmı/ı istediğimizde sır-
ümı/dan copu eksik etmedi. Hükümet, 1998'de yüzde 85'lik enflasyon ortamında eğitim emekçilerine yüzde 60
zanı \erdi. Hükümet, eğitim emekçilerine hâlâ yüzde 25 zam borçludur. Eğitim emekçileri olarak bize bu sefalet
ücretini layık gören 55. hükümeti verdiğimiz karneyie sınıfta bırakük*' dedL (Fotoğraf: YUSUF ZlYA AY)
6
YOK sılayönetinıi'ne tepki
Öğretim elemanlan '12 Eylül dönemi yasaklan bile geride kaldı' diyerek Danıştay'a başvuruyor
deki birçok üniversıtenın çalışanla-SAMtH AZMİ EZER
ADANA - Yüksek Öğretım Ku-
rumu (YÖK) Dısiplin Yönetmeli-
ği 'nde yapılan ve Resmi Gazete'de
yayımlanan yeni defişiklikler, üni-
versitelere adeta sikıyönetim hü-
kümleri getiriyor. Öğretim eleman-
lan. YÖK'ün 12 Eylül'ün ardın-
dan kurulmasıyla konulan yaptı-
nmlan da geride bırakan. yasak-
lanmamış sıyası yayınlan bile bu-
lunduramama, izin almadan her-
hangi bır yerde ücretsiz iş dahi ya-
pamama, akademik unvanı tümüy-
İe yıttrme gibi kısıtlamalara tepki
göstererek peş peşe Danıştay'a
başvuruda bulunuyorlar.
YÖK'ün "Yüksek Öğretim Ku-
rumlan Yönetici, Öğretim Elema-
m ve Memuıian Disiplin Yönetme-
Bği^nın bazı maddelennde yapılan
değışıklikler Resmi Gazete'nın 7
Kasım 1998 tarihlı sayısında ya-
yımlandı. Yönetmelikle getınlen
bir kısım hükümlerin 657 sayılı
Devlet Memurlan Yasası, Anaya-
sa ve e^Tensel hukuk ilkelerine ay-
kın olduğu ileri sürüldü. Öğretim
Elemanlan Sendikası ve Öğretım
Elemanlan Dernekleri öncülüğün-
de Türkiye'nin değişık kentlerin-
n. yürütmenın durdurulması ve yö-
nermelikdeğişikliklennin iptali is-
temiyle Danıştay'a başvurmaya
başladılar.
Yönetmelikte yapılan bir deği-
şıklıkle getinlen. kamu görevinden
çıkarma eezası alanlann üniversi-
te öğretim mesleğinden de çıkanl-
mış sayılacaklan hükmünün yetki
öğesi yönünden, meslekten ya da
kamu görevinden çıkanlan öğre-
tim elemanlarının akademik un-
vanlannı hıçbır şekılde kullanama-
yacakian hükmünün de gerek 2547
sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'na,
Badem
şekerine
3yü
hapis
BlîRSA(AA)- Bursa Adliyesi'nin taşınması sırasın-
da 5. Asiiye Ceza Mahkemesi Hâkimi Ahmet Vedat
Güneş'e ait 100 gram bademşekerini yiyen 4 hüküm-
lü için, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istendi.
Bursa ?. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan du-
ruşmada, Hâkim Ahmet Vedat Güneş'in masasında
bulunan bademleri yedikleri ileri sürülen ve Bursa Ce-
zaevi'nde hükümlü bulunan Erkan Biçim, Ahmet Çî-
çek ve Ali Susam'ın sorgulan yapıldı. Davanın diğer
sanığı Cem Taş ise tahliye olduğu için duruşmaya ka-
tılmadı.
Sanıklar duruşmada. Bursa Adliyesi'nin yeni yeri-
ne taşınması sırasında 20 hükümlünün görev yaptığı-
nı, adliye personelinin ta^ınma sırasında kendilerini
deneîlediğini söylediler.
gerekse 657 sayılı Devlet Memur-
lan Kanunu'na, dolayısıyia huku-
ka açıkça aykın olduğu belirtildi.
Öğretim elemanlannca Danış-
tay'a gönderilen başvuru dilekçe-
lerinde. yasaklanmamış yayınlarla
ilgili kısıtlamalann Anayasa'ya,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşme-
si'ne aykınlık taşıdığı, yönetmelik
değişıİcliklerinin genel olarak üni-
versıtelerde bilimsel özerklik ve
özgürlüğün bütünüyle ortadan
kalkması sonucunu doğuracak bir
düzenin yerleştirilmesı amacıyla
hazırlandığının anlaşıldığı öne sü-
rüldü.
Taşmma sırasında bir masanın çekmecesinde bulu-
nan eşyalann yere döküldüğünü kaydeden sanıklar,
dökülen eşyalan da gardiyan Salih Kaplan'a teslim et-
tikJerini belirttiler. Kaplan'ın dökülen eşyalar arasın-
da bulunan bir poşetteki 100 gram bademi kendileri-
ne dağıttığını ifade eden sanıklar, " Bademleri yediği-
miz doğrudur. Fakat kime ait olduğunu bilnüy orduk,
Bize ikranı edüdi" dediler.
Tanık olarak duruşmaya katılan Salıh Kaplan da, eş-
yalann taşınması sırasında görevli olduğunu kabul
ederken kamyondan eşya boşaltıldığı sırada bademle-
rin yere döküldüğünü ve bademleri sahipsiz sanarak
mahkûmlara dağıttığını söyledi.
Duruşma, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için
ertelcndi.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
1999 yılının ilk günü, Türki-
ye gibi kaotik bir ülkede, çe-
telerin cirit attığı bir toprak
parçasında insan nasıl umut-
lu olabilir, diye sorabilirsiniz?
Bu soruyu ben de kendi ken-
dime soruyorum. Gerçekten
bu ülkede umutla yaşanabilir
mi? Gazetelerin manşetlerine
bakarsanız, umut piyangolar-
da. Halk umudunu, Loto'dan,
Toto'dan, Piyango'dan çıka-
cak paraya bağlamış durum-
da.
Türkiye 1998'e, çetelerden
hesap sorma, demokrasi ve
insan haklarında ilerlemeler
kaydetme umuduyla girmişti.
Bu umutlann önümüzdeki yı-
la taşınmasıyla bu yılı bitirdik.
Önümüzdeki yıl neler olabilir?
1999'a siyasi ve ekonomik
krizle birlikte giriyoruz. Insan-
lığın bir yüzyılı daha geride bı-
rakacağı son yılı yaşayacağız.
Artık 2000'lere gözümüzü
dikmek zorundayız. Türkiye,
içinde yaşadığı zortuklan na-
sıl aşabilir, kafayı buna yorma-
lıyız. Şimdiye kadar, hep kar-
şılaştığımız sonuçlar konu-
sunda tartıştık. Düşündük ki.
'Umudu Kesme Yurdundan'
madem karşı taraf demokra-
siyi kullanacak, o zaman de-
mokrasiden vazgeçebiliriz.
Madem Türkiye'de savaş var,
o zaman anti-militarist olama-
yız.
Halbuki, içinde yaşadığımız
güçlükler, zaten demokrasiye
yeterince sahip çıkamama-
mızdan kaynaklanıyor. Unut-
mayalım ki Türkiye, Kürt so-
rununu da, siyasi Islamı da
demokrasi dışı tercihlerin
egemen olduğu dönemlerden
devraldı. Birçoğumuzun üze-
rinde ittifak ettiği bir gerçek
var ki, sorunlanmızı 12 Eylül
asken darbesi ağırlaştırdı. 12
Eylül öncesı, solun önünü ke-
sebilmek amacıyla önce iç
kargaşayaratıldı, ardından bu
kargaşayı önlemek bahane-
siyle asken darbeye girişildı.
12 Eylül'ün generallerini
anımsayın. Onlar, çıkaracak-
lan kanunlarla ve alacakları
şiddet önlemleriyle Türkiye'yi
huzura kavuşturacaklarını id-
dia ediyorlardı. 12 Mart ve 12
Eylül askeri darbelerinin temel
anlayışına göre, bu ülkede de-
mokrasi lükstü. Bu nedenle
1961 Anayasası'nı önce bu-
dadılar, sonra tamamen yok
ettiler. idamlara başvurdular.
cezaevlerini zulüm merkezle-
ri haline getirdiler.
Sonra ne oldu? Türkiye, ta-
rihinın en büyük çürümesini
yaşadı. Siyasi islam olağa-
nüstü büyüdü, ırkçılık bır milli
ideoloji haline dönüştü. Çete-
ler, bu düzeni korumak içın sı-
lahlandınldılar. Kürt sorunu,
ölüm ve yıkım yaratan bir şe-
kilde toplumsal dengelerı al-
tüst etti. Şimdi ortaya çıkan
tabloya bakıp bu sonuçlardan
nasıl kurtulacağımızı düşünü-
yoruz.
Kurtulma yöntemleri de,
bazı çevrelerde 12 Mart ve 12
Eylül dönemlerinin uygulama-
lannı yeniden gündeme geti-
riyor. YÖK Yönetmeliği'ndeki
son değişiklikleri öğretim üye-
leriyle tartışıyoruz. Alınan ön-
lemlerin 12 Eylül'den beter ol-
duğunu söylüyorlar. Sonuçta
YÖK, "irticaya karşı mücade-
le" adı altında, universıteyi ta-
mamen otoriter bır sistem al-
tınasokuyor. Bu yolla. sistemi
koruyacağını sanıyor. Unut-
mayalım ki, böyle bır yola
başvurulduğunda yalnızca
otoriter ideoloji yanlılan güçle-
niyor. Faşizm bu topraklarda
böyle boy veriyor.
"Biz anti-militarist olama-
yız" diyen anlayışı düşünüyo-
rum. Önce militarizmın ne ol-
duğu konusunda bir anlaş-
maya varmalıyız. Militarizm,
siyasi literatürde yönetimin
askerileştirilmesi anlamına
geliyor. Sözlüktekı karşılığı ise,
"Bütün yurt davalarının sade-
ce ordu gücüyle çözülebile-
ceğine inanıp ona göre dav-
ranma siyaseti..."
Son dönemde Türkiye'de,
yaşanan buhranla birlikte top-
lum içinde militarizme yatkın
bir eğilim güç kazanıyor. Ama
unutmayalım ki 12 Mart ve 12
Eylül de bu duyguları kışkırta-
rak tepemize bindi. Demok-
rasiden vazgeçerek şimdiye
kadar bir şey elde edemedik.
Ozellikle yaşadığımız son 30
yıl bu konuda çok çarpıcı ör-
neklerle dolu.
Gelin biz yine, demokrasi-
den vazgeçme ve sorunları
askerler yoluyla çözme konu-
sundaki propagandalara iti-
bar etmeyelım. Yaşadığımız
bunca acıdan sonra demok-
rasinin ve çoksesliliğin, içinde
yaşadığımız buhranı aşmanın
en doğru yolu olduğu nokta-
sında birleşelim. Çeteleri de,
ırkçılığı da, siyasi islamı da
tehlikeli bir güç olmaktan çı-
karacak yol, halkın katılımı,
şeffaflık ve demokrasiden ge-
çiyor. Demokrasi dışı yollan
çok denedik, sağcı bir ege-
menlığe boyun eğdik, sonuç-
larını yaşıyoruz.
Denemedığımiz tek yol de-
mokrasi ve şeffaflık oldu.
2000. yılagirerken umanm bu
yollan deneyecek birikimi ya-
ratınz. Hepinize, barış, sevgi
dolu yeni yıllar diliyorum. Nâ-
zım'ın dılıyle, "Umudu kesme
yurdundan"
ORHAN BIRGIT
Kulak mı Köstebek mi?
Cumhurbaşkanı, katı bir başkanlık sıstemını
sağlayacak anayasa değişikliğinin hazırlayıcısı
mı değil mi?
Birkaç gündür başkent kulislerinde elden ele
dolaştırılan ve "Egemenliği Türkiye Büyük Millet
Meclisiile Cumhurbaşkanı tarafindan eşit olarak
kullandırmayı amaçlayan" anayasa taslağı ger-
çekten bir Çankaya ürünü müdür yoksa bırileri-
nin özel amaçlarla hazırladığı birtahrip malzeme-
si mi?
Cumhurbaşkanlığı, böyle birtaslak hazırlığı ile
ilgilerinin olmadığını bildiren bir yalanlama ya-
yımladı.
Yalım Erez'in hükümeti kurmakla görevlendi-
rilmesi üzerine küplere binen Doğru Yol Partısi
Genel Başkanı Tansu Çiller, "padişahlık kurma
arzusu" gibi gördüğü değişikliğın partilerine "yan-
lışlıkla cumhurbaşkanlığından fakslandığını" söy-
lüyor ve Demirel'i mahcup etmek ıstemedıkleri
için ellerindeki kanıtı açıklamadıklarını da ekliyor.
Önce bir anımsatma yapaiım:
Demirel'in bır süreden beri ülkenin geleceği
için başkanlık yada yan başkanlık sistemlerıni
savunur olduğu doğrudur.
Ama 1999'un bu ilk "Düzyazı"sının konusu
başkanlık sistemleri değıldır. Zaten bızim bu ko-
nu üzerindeki görüşlerimız, sistemi savunanlar-
la taban tabana çelişmektedir.
Geçen yılın son haftasında Hürriyet gazetesı-
nin kimi yöneticilerinin telefon konuşmalannı içe-
ren kasetleri açıkladıkları içın üç DYP yönetıcısi-
nin ortak basın toplantısı üzerine yazdığım yazı-
da şöyle demiştim:
"Akşener ve arkadaşlannın partisi, herkızdık-
lan kimse ya da kimselerin haberleşme özgürlü-
ğüne kulak uzatabiliyorlarsa, acaba bugunlerde
hücum hedefi yaptıklan Çankaya Köşkü'nun te-
lefonlan da o kulaklann frekanslan içinde midir?"
Akşener, anımsayacaksınız o basın toplantı-
sında Hürriyet yöneticilerinin telefonlarını sapta-
yan kasetlerin bir vatansever tarafindan kendile-
rine gönderildiğinı söylüyordu.
Çiller ise anayasa taslağı adı verilen malzeme-
nin, partisinin genel başkanlığınayanlışlıklafaks-
lanmış olduğunu savunuyor.
Şımdi olasılıkları değerlendirelım:
Cumhurbaşkanlığında gerçekten öyle bır ana-
yasa değişikliği hazırlığı yapılıyorsa o hazırlığıp
metni yanlışlıkla bir başka yere gönderılebilir mi?
Hele o başka yer cumhurbaşkanına karşı her gun
bir hücum malzemesi yaratmak içın grup kürsu-
sünden, miting otobüslerinin üstlerine kadar fır-
manmaklayetinmeyerek özel gazetesini vetele-
vizyonunu da seferber eden bır polıtikacının fak-
sı olabilir mi?
Her gün bana da okurlarımdan faks mesajları
gelir. Bunların kiminde çıkış cıhazının numara ve
isimleri yazılı değildir.
Merak ettiğim için sorup öğrenmiştım. O tür
korsan faksı gönderen, dilerse kendi aygıtının
gerçek kımlığını alıctya yansıtmayacağı gibi nu-
mara değişikliği de yapılarak karşı tarafın faksın-
da başka bir kimliğin çıkmasını da sağlayabiliyor-
muş.
Bu, cumhurbaşkanlığının anayasa taslağı ha-
zırladığı iddialarına değil. köşkün yalanlamasına
inananların kolaylıkla benımseyeceğı bir olasılık-
tır.
Yani bir merkezde hazırlanan tahrip belgeleri-
nin, çeşitli adreslere ulaştırılarak amaca yönelik
ortamın yaratılmasına çalışılmak.
Gelelim, öteki olasılığa.
Yani Çillerler kaynaklı, ama en geniş desteğinı
radikal Islamcı basından alan söylentılere.
Cumhurbaşkanlığında gerçekten böyle bır ha-
zırlık olduğunu ıddıa eden lıder, kendi genel mer-
kezfakslannınnumaralarının yanlışlıkla aranılmış
olduğu masalından vaz geçerek Çankaya'da ya
köstebek kullandığını kabul etmelı ya da yandaş-
larınca köşkün telefon ve fakslarının dinlenebil-
diğini mertçe söylemelidir.
Demirel'in öyle bir hazııiık yaptığına kamuoyu-
nu gerçekten inandırmanın tek "doğru yol "u öy-
le bir itiraf olacaktır.
Faks: 0212-6770762 E-Mail: obirgitİcumhuri-
yetcom.tr
Rekabet Kurulu
'Ozel okul zamlan
soruşturuluyor'
İstanbul Haber Servisi -
Rekabet Kurulu. Özel
Okullar Derneği'nin 14
Mayıs'taki özel okul
zamlanyla ilgili
açıklamalannın,
Rekabetin Korunması
Kanunu'na aykın olup
olmadığının
belirlenmesi için açılan
soruşturmanın
sürdüğünü belirtti.
Rekabet Kurulu'ndan
yapılan yazılı
açıklamada. Özel
Okullar Derneği'nin
14Mayıs 1998
tarihindeki
toplantısında. Özel
Okullar Derneği'nin
özel okul fiyatlanna
yapılacak zamlarla
ilgili açıklamalannın
4054 Sayılı Rekabetin
Korunması Hakkındaki
Kanun'un 4. maddesine
aykın olup olmadığının
belirlenmesi için ön
araştırma açılmasına
karar verildığı
kaydedildi.
Açıklamada. Rekabet
Kurulu'nun yapılan
önaraştırma sonucunda,
özel okullarla ilgili
soruşrurma açılmasına
karar verdiği
belirtılerek "Rekabet
Kurulu'nun basında
çıkan haberler üzerine
özel okullar hakkında
'ücret tespitinde
rekabeti sınırlay ıcı
anlaşma. teşebbüs \ e
eylem birliği yapıp
yapmadıklannın
tespiti' için res'en
başlatağı soruşturma
baien devam
etmektedir~ denildı.
Açıklamada.
önaraştırma raporu ıle
behrlenen konuların
taraflara teblig edildiği.
ancak raporda yer alan
konulann yalnızca
raportörlerin
görüşlerini yansıttığı \e
soruşturmanın sürdügu
kaydedildi.
Rekabet Kurulunca bu
yönde alınmış bır karar
olmaması ve
soruşturmanın henüz
sonuçlanmamasına
karşın Rekabet Kurulu
dışından yapılan "Özel
okullar aklandı" '
şeklindeki
açıklamaların gerçegi
yansıtmadiğı ve
kamuoyunu yanlı^
yönlendirme amacı -
taşıdığı savunuldu. '(_•