Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
1OCAK1999CUMA
Unutulmayan Mustafa Necati...
R A H M İ K U M A Ş Eğitimci-Hukukçu, Eski Trabzon Millet\>ekili
1
892 yılında tzmir'de doğan den Saffet Ankan, H. Âli Yücel, Tevfik
Mustafa Necati, unutulmaz
millı egitim bakanlanmızdan.
Baba soyu bakımından Da-
rendelidir. Öğretmenlik, avu-
katlık, gazetecilik yaptıktan
ileri, Ceial Vardımcu Hasan Sağiam da-
ha uzun süre bakanlık yaptılar. Bız Mus-
tafa Necati'yi Eğitim Bakanı olarak ni-
çin unutamiyoruz?
sonra I. Dönemde (23 Nisan 1920) Sa-
ruhan Milletvekili seçildi. 28 yaşında,
2 ve 3. dönemlerde ise tzmir milletve-
killiğı yaptı. Kurtuluş Savaşı"na Ege'de
gönüllü olarak katıldı, daha sonra Mus-
tafa Kemal'in yeni devleti sağlamlastır-
ma çalışmalanna katkı yapmaktan biran
olsun geri kalmadı.
Öyle ki Istiklal Mahkemesi Başkan-
lığı bile vardır. Bakan oiarakonu kuru-
luşunda kendi imzası da bulunan "Mü-
badele, Imar ve lskân Vekili" olarak
20.10.1923 'te Fethi Okyar hükümetin-
de göriiyoruz. tnönü'nün kurduğu ilk
cumhuriyet hükiımetınde de bu görevı-
ni sürdüren M. Necati, II. lnönü hükü-
metinde Adalet Bakanı oldu. III. lnönü
hükümetinde ise Hamdullah Suphi Tan-
növer'in yerine Maarif Vekilliğine ge-
tirildi. 21.12. 1925'ten 1 Ocak 1929'da
ölümle sona eren görev süresi, kendine
gelinceye dek görülen eğitim bakanla-
n arasında, ona en uzun süre bujjörevi
yapan bakan sanını kazandırdı. Oyle ki
kendinden sonra bu göreve getirilenler-
Çıkardığı yasalar
Tevhid-i Tedrisat Vasasu onun döne-
minden önce çıkanlmıştır, ama yasaya
geçerlik kazandıran Necati olmuştur. 3
yıl 10 gün süren bakanlığı döneminde
çıkarttığı önemli yasalan buraya alalım
ki onun ne denli bir eğitimci bakan ol-
dugu aniaşılsın:
1- 22 Mart 1926 günlü, 789 sayıli
Maarif Teşkilaüna Dair Vasa (Ölümü-
ne dek duyulan gerekler üzerine bu ya-
sada 4 kez degişiklik yapılmıştır.)
2- 22 Nisan 1926 günlü. 819 sayılı Mu-
allim Mekteplerine Muavenet Hakkın-
daYasa,
3- 20 Mayıs 1926 günlü, 842 sayılı Ök
Mektep Muallim ve Muavinleri Hak-
kında Vasa,
4- 8 Haziran 1926 günlü, 915 sayılı
LJse ve Orta Mekteplere Ahnacak Ley-
li Meccani Talebe Hakkında Yasa,
5- 26 Mayıs 1927 günlü, 1052 sayılı
Meslek Mektepleri Hakkında Yasa.
6- 22 Haziran 1927 günlü. 1130 sa-
yılı Maarif Vergisi Hakkında Yasa,
7- 23 Haziran 1927 günlü. 1135 sa-
yılı Mektep Vergisi Yasasını Değiştiren
Yasa(Bu yasa ilk önce 13 Nisan 1925
günü 616 sayı ile çıkmıştır.)
8- 3 Kasım 1928 günlü, 1353 sayıü
Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hak-
kında Yasa,
9- 24 Mayıs 1928 günlü, 1288 sayılı
Bevnelmilel Erkânın Kabulü Hakkında
10- 24 Nisan 1926 günlü. 822 sayılı
Lise ve Orta Mektepler Talebesinden
Nihari (yatısız, günlü öğrencılığınden)
Ücreti Alınmaması Hakkında Yasa,
11- 24 Nisan 1926 günlü, 823 sayılı
Mektep Kitaplanmn Maarif Vekâletin-
ce Tabı Hakkında Yasa.
Bu yasalann TBMM'de görüşülmesi
sırastnda kimi zaman açıklayıcı konuş-
malan olmuştur Necati'nin. Ama ben bu-
raya onun okul kitaplan ile ilgili yasa gö-
rüşülürken söylediğı şu sözleri alıyo-
rum: "Malumuâliniz mektep kitaplan
muhtekirlerin elindedir ve evliya-yı et-
fale (ögrencüerin ana-babalanna) çok
pahalıya mal olmaktadır.7
*
"Köy çocuklannı köyden alıp da şe-
hirde okutmak hatabdır. (_) Onun için
köy çocuklannı şehirde okutmay acağc.
köyündeokutacağız.(...) Köv mekteple-
rini beş yıl yapamıyoruz. Bunun sebebi
ise köyiü çocuğunun babasuıa lazun ol-
masıdır™" (20.3.1926 TBMM) sözleri-
ni söyleyen bakan Köy Enstitüleri'ne
giden eğitim anlayışının ilk durağını
oluşturmuştur.
Mustafa Necati yokluklar içinde Türk
eğitimine çag açan birbakandır. Bunun
için destanlaşmış bir bakandır. 1925 yı-
lının son günlerinde bakan olduğunu bi-
liyoruz: 1925 yılı bütçesi katma bütçe
ile birlikte 9 milyon lira dolayındadır.
1926 ve 1927 yıllan bütçeleri ise 1925
yılı bütçesinden 2 milyon lira daha ek-
siktir. açıkçası 7 milyon lira dolayında-
dır. 1928 bütçesi ise yaklaşık 6.5 mil-
yon liradır. Bakanlık yaptığı yıllar büt-
çeden aldığı paralar önceki yıllara göre
daha az olan M. Necati, yine de olağa-
nüstülükler yarattı. Bakın nasıl?
12.4.1927 günü şunlan söyleyerek: "Bu-
rada şu cihete Meclis-i ÂJi'nin biDıassa
dikkatini rica ederim ki yüzlerce mües-
sese ve binlerce memur ve binlerce tale-
beyi idareeden MaarifVekâleti'nin mer-
kezi e\ rak işleri yalnız bir mümeyyiz ve
iiç kâtiple tedvir olunmaktadır. Bu hali
cumhuriyet devrinde kırtasiyeciliğin ne
kadar asgari bir hadde indirilmiş oldu-
ğunu misal olmak iizere hususi bir ifB-
harla arzediyorum." Yine bu konuşma-
sının sonlanna doğru: "Dünkü maarif
dümevi değildi. millideğildi.bittabiide-
mokratik de değildi. Bugünkü maarif
dünyev idir, moderndir. milüdir " sözle-
rini söylemekten geri kalmıyordu.
22.4.1928 günü 1928 Eğitim Bakan-
lığı bütçesi üzerinde konuşurken, ilk
cumhuriyet yılında (1923-1924) devlet
ilkokullanndakı öğrenci toplamı 337.618
idi, 1927-1928 yılında ise bu sayı
423.263'e yükselerek yüzde 26 oranın-
da bir artış gözlenmiştir diyordu. Ama
düşününüz ki bütçesi dört yıl öncesine
göre hemen hemen o oranda azalıyor-
du. Devletten aldığı paranın azlığına
karşın olağanüstülükler yaratan ikinci ba-
kanın gideceğı (Yücel'ın) yolun taşla-
nnı da döşüyordu M. Necati.
1 Ocak 1929 günü apandisit ameliya-
tı sonrasında beklenmedik biçimde öle-
rek ulusu yasa boğan Mustafa Necati,
gözleri açık gitti. Çünkü o gün Gazi ile
birlikte çok önem verdiği millet mektep-
lerini açacaktı. Ölümünün üzerinden 70
yıl geçti. 70 yıl sonra anılıyorsa bu ki-
şi, onun ulusun belleğınde derin ızleri
kaldı demektir. Bu durumu da en iyi,
onun 3 Şubat 1925 günü TBMM'de sa-
kat kalmış gazilerle ilgili yasa görüşü-
lürken söyledikleri açıklar:
- ( „) Bir millet ki, dünün haünnı
aramaz, bir millet ki. bu memleket uğ-
runda kendi ruhundan kopan kuvveti bu
memleketin temellerini kuranlan unu-
tursa, o millet için istikbal muhatarah-
dır, tehlikelidir.
Rahat uyu Necati, senı unutmadık,
unutmayacağız...
ARADABÎR
Prof. Dr. CELAL ERTUĞ
Demirelln Beklentileri
Demirel, Türkiye'deki istikrarsızfıklann, çözümsü-
zlüklerin, tıkanıklıklann tırmanışa geçmiş olmasının
bırsistem hastalığının uzantısı olduğunu gündeme
getirtiş, tartışmaya açmıştır. Somut önerilerle
yapılması gerekeni dile getirmektedir. Demirel,
Türkiye'de, siyasal mekanizmanın yeniden
yapılanmasının gerektiğine, sistemin işlerlik
kazanması için "değişim"egereksinim olduğunu
vurgulamaktadır. Bunun içinde 56. hükümeti
kuracak başbakan adayına da bazı "koşullaha"
görev vermiştir. Çünkü Demirel hiçbir düzenleme
yapılmadan gidilecek seçimlerden bir "umar"
beklemiyordu.
Gerçekten Türkiye'de siyasal düzeneğin
(mekanizmanın) yapılanması, demokratikteşmenin
doğasına ters düşecek doğrultuda gelişmişti.
Sistemin, vazgeçilmez öğeleri olan partiler,
demokrasi kültüründen, demokrasinin bir yaşam
biçimi olduğu kavramından yoksundular. Siyasal
örgütleşme, tabandan "bireysel inisiyatiften
başlamıyor", "Beni seçeceği ben seçerim"
düşüncesinden geliyor, popülizm, Makyavelizm,
çıkarcılık zincirleşmesi". "Al gülüm ver gülüm"
hesabı, partileşmenintemel ilkelerini oluşturuyordu.
Yine partileşme modelinin doğasında, rüşvet,
yolsuzluk, çeteleşme, mafyalaşma tohumlan her
an harekete geçme fırsatı bekliyordu.
Işte özürlü yapılanmanın anatomisi bu
görüntüdeyken 56. ya da 66. hükümet farklı
olamayacaktı... Çünkü var olan sistem işlerliğini
yitirme noktasına gelmıştir. Bugünkü Meclis'in
aritmetiği ortadayken bu fotoğraf gözler önünde
dururken yalnız "erken seçimlerden" çözüm
beklemek mantıkla bağdaşabilir mi?..
Türkiye'nin bütün sıkıntısı, demokratik kuruluşa,
yapılanmaya sahip olmayan partiler, yine
demokratik işlerlik kazanamamış parlamentolar ve
asla iktidar olamayan hükümetleriyle ülkenin özürlü
bir sistemi sürdürmek zorunda kalmasından
kaynaklanıyordu..
Merkeziyetçi, otoriter, uzaktan kumandalı, bütün
yetkilerin Ankara'da toplandığı, hiyerarşik elitleşme
ile kademeleşmiş bir yönetim anlayışı halk iradesinin
Meclis'e yansıyamamış olması, keyfıiik düzenine,
hiçbir uygar ülkenin "Bu da bir demokrasidir"
demesi mümkün değildir.
Işte Demirel, buncayıl bu özürlü sistemin içinde
doğru'yu bulmayı sabırla bekleyen, mücadele
veren siyasetçi bir kişi olarak şimdi "Değişim",
"Reform" önerisiyle karşımızdadır. Demirel'i en
çok eleştiren karşıtı olarak şimdi ona, geldiği bu
noktada hak veriyor, özellikle Meclis üyelerini,
aydınlan yazarian yapıcı tartışmaya çağınyorum.
İLAN
T.C.
GAZİPAŞA KADASTRO
MAHKEMESİ'DEN
EsasNo: 1998/58
KararNo: 19%, 243
Davacı Hüseyin Aksoy mırasçısı olan Fatma Aksoy
ve Emine Aksoy adma mahkememizden venlen karar
teblığ edilememış ve adresleri de belirlenememış ol-
duğundan mahkememizden verilen 25.7.1996 tanh ve
1998.58 esas 1996/243 karar sayılı karann ilanen teb-
lığine karar venlmiş olmakla;
Gazipaşa Pazarcı Mahaüesi 22 ada 19 ve 84 parsel
sayılı taşınmazlann 19 parsehn fen bilirkişilerinin
13.5.1996 tanhlı raporlannda A harfi ile gösterılen
1279.44 m2 84 parselin fen bılırkişilenn 13.5.1996 ta-
nhli raporlannda A harfı ile gösterilen 1255.46 m2'lik
bölümünün eşit paylar halinde davalı Hasan Özgenç
rnirasçılan Tahsin Özgenç, Leyla Yıldınm, Hüseyin
Özgenç adına,
Krokıde 19 parselin B harfi ı!e gösterilen 1308.42
m2 8 parselin B harfi ile işaretli 1279.69 m2 yüzölçü-
mündekı bölümün eşit paylar halinde davalı Hasan Öz-
genç mirasçılan Mustafa Özgenç, Celalettın Özgenç,
Fatma Altay adına,
Krokide 19 parselin C harfi ile gösterilen 960.27 m2
yüzölçümündeki bölüm ile 84 parselin C harfi ile gös-
terilen 932.88 m2 yüzölçürnündeki bölümün davalı
Hatice Tekfur adına tapuya kayıt ve tesciline.
Dava konusu 22 ada 19 parselin yüzölçümünün
3548.13 m2. 22 ada 84 parselin yüzölçümünün
3468.03 m2 geldiğinden yüzölçümlennin bu şekilde
düzeltilmesıne karar verildiğinden yukanda adı geçen
davacı mirasçılanna tebliğ tanhmden itıbaren 15 gün
sonra teblığ edilmiş sayılacağı ve karann kesinleştiri-
. lecegi ilanen tebliğ olunur. 22.12.1998
Basm: 67429
Dış Politikada Onur...
ERTUĞRUL KAZANCI
2
0 Kasım 1922 günü baslayan Lozan
Konferansı'nın ilk oturumunda kür-
süye çıkan TBMM Dışişleri Bakanı
ve Başdelegesi tsmet Paşa'nın ko-
nuşmasındaki içerik geniş yankılar
uyandırdı. Beklenmedik biranda söz
alan tsmet Paşa: "Devlettertarafindan birbirle-
rinin hak ve özgürlüklerine eşitlik esasına daya-
lı olarak saygı gösterilmedikçe banşın gerçekleş-
mevecegini"' açıklıkla dıle getirdı. Türkiye'nin,
kendi yerini belirleme ve başkalannın buyurgan-
lığına karşı dikilerek uyduluğu rcddetmesi önem-
li bir olay oldu. Konferansın egemen çevreleri
için, Anadolu'nun yeni temsil anlayışı, kesinlik-
le uyumlu değildi. Çok değişik bir görüntünün
karşısında kalan dünya kamuoyu. bağımsızlık ih-
tilalinin onurunu yansıtan Ismet Paşa'nın dav-
ranışıyla bocalamış ve şaşırmıştı!..
Sağuklı dış ilişkiler: Yeni Türkiye'nin dış po-
litıkası, Gazı Paşa'nın. "Tam bagımsızhk". Is-
met Paşa'nın ise "mutlak eşitlik" tanımlanyla
belirttikleri zemine, Lozan'dan itıbaren otur-
muştur. "Yurtta ve dün>
r
ada banş ilkesi", "özû-
•e ve sözüne güveoiür bir devlet olabihne" rut-
kusuyla birlikte yürütülmüştür. Dış üıskileri, ül-
ke çıkarlanna en uygun yöntemlerle sürdürmek
özenle izlenmiştir.
Duyarlı bir dış polıtikanın sonuçlan, kısa sü-
rede görülmüştür. Örneğin, emperyalizmin Ana-
dolu'daki yayılmacılıgına öncülük eden Yuna-
nistan, onca çatışmaya karşın daha on yılı bul-
madan Türkiye'nin sağiam dostlanndan biri ko-
numuna gelmiştir. Başbakan tsmet Paşa'nın Ati-
na, Yunanistan'm ünlü devlet adamı Venize-
los'un Ankara zıyaretleri sıcak bir sınırdaşlığın
kurulmasında etkili olmuştur. İkinci Dünya Sa-
vaşı sırasında "HellenJer'inyıırdunauzanan so-
mut bir dostluk gösterisi" çeşitli maddesel des-
teklerle Anadolu'dan gelmiştir.
Kurtuluş Savası'nda tutarlı ilişkiler kurulan Sov-
yetler, Başbakan Ismet Paşa'nın, "planlıkalkın-
Y A P I ^
KÛLTOR SANAT
YAY1NOUK
Pl KREDİ
TS FESTIVAL
YAPI KREDİ
SANAT
TİVALl
Hukukçu
ma" sistemini yerinde inceleyen gezi dönüşün-
den sonra daha da ağırlıkl ı bir komşu kımliği ka-
zanmıştır. Sanayileşmeye yönelik "devtetçi ve
planhekonomKi*" öngören kalkınma yardımı. ge-
nış ölçüde Sovyet kaynaklı olmuştur. Böylece de
lnönü'nün 1937 yılında Başbakanlık görevinden
aynlmasına değin geçen dönem "KİT"
>
lerin top-
lumcu ekonominin temel taşlan olarak yüksel-
melerini sağlamıştır. Cumhuriyetimizin "Onun-
cu Yıl" kutlamalanna. şimdilerde bile coşkuy-
la izlenen "Türkiye'nin kalbi Ankara" Fılminin
yapımcılığını üstlenerek katılan Sovyet temsil-
cilerine gösterilen içten ilgi belleklerdedir. Ama,
bunlarakarşın I945'te Moskova'nın.Türkiye'ye
ilişkin "saldn-mazfak Paktı" süresinin bitimiyle
birlikte gündeme gelen yersiz ve dayanaksız
toprak istemlerinı arkalamasına en sert tepki
Cumhurbaşkanı tnönü'den gelmiştir: "Anado-
lu'daki anti emperyalist direnç, kuzeydeki iilke
içinde de geçmişte set oluştururken sonralan ta-
kınılan yayıİmacı tutum" kesin bir karşıt tavır-
la reddedilmiştir. tnönü "Yaşanılan Uişkilerde
esasyardun; devletlerin varkklanna saygın olmak
... yerek tşui-özünüaçıkça belırtmekten kaçınm»-
mıştır.
Iran. Suriye ve Irak'ı kapsayan sorunlar: Cum-
hurbaşkanı Atatürk"ün direktifleri ve tsmet lnö-
nü'nün hükümetlerinin öngörülü dış politikala-
n sonucunda çözümlenmiştir "Balkan Antan-
ü" kapsamında ise Bulgaristan, Romanya ve
Yugoslavya ile yakın bağlar kurulmuştur. Batı
dünyasıyla geliştirilen eşit koşullardaki dost-
luklar. Türkiye'yi "aranılır ama içişlerina kan-
şüamavan uydu olmaktan uzak" bir ülke statü-
sünde tutmuştur.
lkinı Dünya Savaşı'nın olağanüstü karmaşa-
sında, kavgalara girmemekle birlikte çevresi
"yangın yerine dönmüş" bir devlet konumunda
kalan Türkiye "miBşef" Inönü'nün politik "de-
hası" sonucunda dış ilişküeri kendi açısından yön-
lendirmeyi becerebilmiştir. ABD Başkanı Ro-
oseveR, lngiltere Başbakanı Churchill,Nazı Füh-
reri Hhtler, Italyan Duçe'si Mussolini: saygınlık
dolu banşçı bir uluslarlararası siyaset izleyen Inö-
nü'yedaima "birhizadave eşit şekilde" bakabi-
len siyasal öğelerolabilmişlerdır. Çok karşıt re-
jimlerin etkin olduğu bir dünyada Türkiye, Ba-
tı basınının diliyle "Son dereceölçülü bir büyük
devtet adamı bulunan" !nönü"nünyönetimınde:
"dostluğu herkesçe istenilen" bir ülke özelliği-
ni korumuştur.
Sonrası ve sonuç: Türkiye'nin dengeli dış iliş-
kileri, koşullanyla bağlanülan ve uluslararası düz-
lemdeki yeri, 1950 sonrasının iktidarlannın eliy-
le değiştirilerek yörüngesinden çıkanlmıştır. Üst
değerli amaçlarda halkına coşku verebilen dev-
rimci ivme, onur yitirmiştir. Sosyo-ekonomik ve
kültürel anlamda kitleleri ileri ve toplumcu aşa-
malara yöneltebilen tinsel güç; içerde kınlmış,
dışanya ise kötücül saptamalarla yansımıştir.
Emperyalizme karşı öncülük yapan bir ülke
"mazlum" Asya-Afrika halklannı sömürenler-
le bir olmuştur.
Halkın ve TBMM'nin bilgi ve onayından giz-
leHmiş hükümetler arası ikili uzlaşmalar sap-
'-tartmiştir. "Bir koy, beş al" şeklindeki hafif dış
poHtakalar ancak "biz Cihargirane bir devletol-
mavacağız
n
-ilkesinin sorumsuzca çiğnenmesi
olarak tarihe geçmiştir. Tehlıkeli bağımlılık bu-
nahmlanna gönüllü girmiş bir ülke "Avrasya"
köprusünde belirivermiştir.
Ulusal açıdan en haklı konularda bile yalnız
kalmaktan doğan yakınmalanmızın nedenleri-
ni son elli yıla dönerek araştırmamız gerekmek-
tedir. Gerçekçilik, tutarlılık ve özsaygınlıkölçüt-
leriyle yapılacak bir irdeleme, bugünkü içler ka-
rartan durumumuz için yanıt oluşturacaktır.
tsmet tnönü'nün aramızdan aynlışının 25. yıl-
dönümünde uluslararası ilişkiler açısından öne-
rilecek ölçüt, bu büyük devlet adamı ve diplo-
matın yetkili bulunduğu dönemlerdeki dış poli-
tikayı aynntılanyla değerlendirerek rek dersler
çıkarmak olacaktır.
CUARTETO CEDRON
(Tango Topluluğu)
9 Ocak 1999 Cumartesi
Saat: 19.30
Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu
Bllet Ryatlan:
3.000.000 TL
2.000.000 TL
O C A K
Nüfus cüzdanımı, Askerlık Cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür.
ABDULLAH TEKtN
Yapı Kredi Sanat Festivali
artık "bütün yıl" sürüyor!
Türkiye'de festival anlayışını değiştiren,
belirli bir zaman aralığıyla kısıtlı
kalmayıp bütün yıla yayılan
Yapı Kredi Sanat Festivaii,
1999 yılında da
nitelikli ve zengin programıyla
sanatseverleri bir araya getirmeye
devam ediyor.
Yapı Kredi Sanat Festivali 1999a
tüm sanatseverleri bekliyoruz.
YAPI >€TKREDİ
ZeN GRUBU
(Doğaçlama Müzik)
30 Ocak 1999 Cumartesi
Saat: 19.30
Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu
Bllet Ryatlan:
2.000.000 TL
1.500.000 TL
TC Kültür Bakanlığı İşblrllglyle
BIM Satış Nofctalan:
31 Aralık 1998 tarhınden rtıbaren bıletlerinizi
aşağıdakı satış noktalarından alabılırsiniz.
• Yapı Kredı Yayınlan Galatasaray Kitabevi
(0212) 252 67 45
• Atatürk Kültür Merkezi Gışeleri
(Her gün 10 30 -19.30 saatlen arasında açıktır.)
(0212) 292 08 48 - 292 08 49
• Yapı Kredı Akmerkez Şubesı (0212) 282 08 65
• Suadiye Vakkorama (0216) 350 87 42
• Telefonla rezervasyon yaptırmak tçın
(0212) 249 18 29'u arayabılırsınız.
• Rezervasyodunu yaDtırdığınız bıletleh, 48 saat
içinde, istıklal Caddesı No: 285 Beyoğlu
adresindekı Yap* Kredı Yayınlan Galatasaray
Kitabevi'nden almanız gerekmektedir.
• Rezervasyonlannızda kredı kartı kullanabilirsiniz.
• Aynlan bitetlenn tûmürûn alınması zorunludur.
• Satılan bılet geri alınmaz.
IntMMt Af»cılı|ryta BİMSabfE
http.//*wv* superonlme.com/ykykultur
PENCERE
1999...
Bugün 1999'un ilk günü...
Sayıların uğuruna ya da uğursuzluğuna göre
evrende yaşamın sürdüğüne inananlar vardır; "Hu-
nıfilik" evreni harfler ve sayılarla açıklamaya ça-
lışır.
Hurufiliğe göre insanın yüzünde 2 kaş, 4 kirpik
ve 1 saçtan oluşan 7 çizgi göğü; yüzün iki yanın-
daki 2 sakal, 2 bıyık, 2 yanak kıllan ve 1 dudak al-
tı kıllanndan oluşan 7 çizgi yerı simgeler. Toplam
14 çizgiyle, bunlann insan yüzünde konuşlandık-
lan 14 yerin toplamı 28'dir.
28 ne?..
Arap abecesi 28 harf değil mi!..
Kuran demek ki 28 harfle yazılmış. öy'eyse in-
san yüzündeki 28'in anlamı şıppadak ortaya çık-
maz mı?..
Peki, 1999'un anlamı ne?..
•
Şişgöbek 9'lann bu yıl bir araya toplanmalan-
nın elbet bir anlamı var.
Türkçe'de 9 üzerine söylenmiş deyişleri alt al-
ta sıraladık mı, 9'un sıradan bir sayı olmadığı he-
men ortaya çıkar:
Dokuz doğurmak...
Dokuzayın birçarşambasında biraraya gelmek...
Dokuz köyden kovulmak...
Dokuz canlı olmak..
Dokuz yorgan eskitmek..
Dokuz babalı olmak...
Eski Türkler'de 9 sayısı yaşama işlemiştir; ata-
lanmız öndere selam ve saygı için yere dokuz kez
diz vururlardı. Alparslan Türkeş'ın ideolojisinın adı
"9 Işık" değil miydi!..
AJtay destanına göre Tann önce 9 dallı bir ağaç
yaratmış; sonra bu dallardan 9 kişi, onlardan da
9 oymak yaratmış...
9 oymağın başı Oğuz Han, verdiği şölende,
900 at, 9 bin koyun kestirmış; hayvan derisinden
99 havuz yaptırmış, 9'una rakı, 90'ına kımız dol-
durmuş. Yalnız 9 havuza konduğuna göre rakının
o dönemde pahalı bir içki olduğu anlaşılıyor.
Asya'daki atalanmız 99 tann olduğuna inanır-
lardı; 99 tannnın her birinin yeri ayrıydı.
Atalanmız giydikleri hırkanın sağ koluna 4, sol
koluna 5 çıngırak takarlarmış...
4artı 5 needer?..
9 değil mi!..
Sonuç:
Şiş göbek 9, Türkler'in yaşamında özel yeri olan
uğuriu bir sayıdır.
•
1999'daüçtane9var.
9'laradikkat!..
1999 hem '21'inciyüzyıl'a giriş kapısı..
Hem '3'üncü bin yıl'a...
1999 bizim için dönüm noktası olacak...
Türkiye ya bir Sevr vazosu gibi parçalanacak..
Ya bütünleşecek.
Ya irtica karanlığına sürüklenip kör bir kuyuda
boğulacak..
Ya aydınlanacak.
1999 yılındaki 3 şişgöbek 9 sayısı yılın Türkiye
için iyi olacağmı vurguluyorlar.
1999 mutlu ve kutlu olsun!..
tLAN
T.C.
AMASRA ASLtYE HUKUK
HÂKİMLtĞt'DEN
EsasNo: 1998'99 tş
Davacı SSK Kurumu Genel Müdürlüğü Zonguldak
şubesince davalı Turgut Tepe aleyhıne mahkememıze
açılan alacak davasının mahkememizde yapılan yargı-
laması sırasında venlen ara karan gereğince:
Amasra ilçesi Gömü Köyü nüfusuna kayıtlı Hakkı
oğlu 1975 d.lu Turgut Tepe'ye duruşma gününü bildi-
rir davetiye tebliğ edilememiş olup, davalının adresi
tüm aramalara rağmen tespıt edilememiştir.
Davanın duruşması 18.3.1999 günüdür.
Duruşmaya gelmemeniz halinde duruşmaya yoklu-
ğunuzda devam edileceği ve karar verilecegi ilanen
tebliğ olunur.
Basın: 67440
İLAN
T.C.
DENİZLİ 3. ASLtYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997 331
Davacı Süleyman Muza vekili tarafından davalı öz-
dilen Tekstıl Turizm, lnş.San. Tic. Ltd. Şti. ve Mehmet
Latif Bedır aleyhine mahkememizde açılan menfi tes-
pit davasının yapılan yargılaması sırasında venlen ara
karan gereğince,
Davah Mehmet oğlu 30.11. 1979 d.lu, Van Erciş Or-
gûçü kö>öi nüf. kayıtlı Mehmet Latif Bedir adına çıkar-
tılan davetiyenin teblığ edılmediğı, tüm araştırmalara
rağmen bulunamadığından dava dılekçesı ve duruşma
gününün ılanen tebliğine karar veri Imekle 9.2.1999 du-
ruşma günü saat 09.00'da kendisı veya temsil ettireceğı
vekille davasını takip ettirmesi. aksi halde yargılamaya
yokluğunda devam edileceği ve bu şekilde karar
verileceğinden dava dilekçesi ve meşruhatı ilanen teb-
liğ olunur.
Basm: 67226
KEŞAN ASLtYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo: 1998/204
Davacı Mustafa Karademır vekili tarafindan davalı-
lar Müstecep oğlu lsmail vs. hakkında açılan tapu ipta-
li ve tescil davasının mahkememizde yapılan açık yar-
gılaması sonunda verilen karar gereğmce:
Daacı vekili dava dilekçesi ile dava konusu edılen
Keşan, Altmtaş Köyü'nde kam 2712 parsel sayılı taşın-
mazın davalılar adına kayıtlı olan tapu kaydınm ıptalı
ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilme-
sini talep etmiş ise de dava dilekçesi ve duruşma günü-
nün davalilara Keşan Altıntaş Köyü adresine teblığ edi-
lemediğı gıbi yapılan tahkıkatlara rağmen de açık ad-
resleri tespit edilemediğinden dolayı davalılar Müste-
cep oğlu lsmail, Müstecep oğlu lsmail kansı Güllüzar
lsmail oğlu Abdi ve lsmail kızı Kübra'nm işbu davanın
28.1.1999 tarihli duruşmasmda bızzat hazır bulunma-
lan veya kendilerinı bir vekille temsil ettırmelen, ettır-
meyip mazeretsiz olarak duruşmaya gelmedikleri tak-
dirde HUMK'nin 213. ve 337. maddelen gereğince
yargılamanın adı geçen davalılann yokluklannda yapı-
larak karar verilecegi hususu davetiye yerine kain ol-
mak üzere ilanen tebliğ olunur. 18.11.1998
Basm: 59427