19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 OCAK 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER TMMOB Başkanı Yavuz Önen Türkiye 'nin insan haklanndan, toplumsal muhalefet, ekonomi, politika, yargı ve bilimsel teknolojiye kadar pek çok alanda iyi bir yıl geçirmediğini vurguladı. Siyasi Mam ve PKK 98'e damgasun vurduIstanbuJ Haber Servisi - TM- MOB Başkanı Yavuz Önen Türki- ye'mn insan haklanndan. toplum- sal muhalefet, ekonomi, politika, yargı ve bilimsel teknolojiye kadar pek çok alanda ıyi bir yıl geçirme- diğini vurguladı. Önen. Yeni Dün- ya Düzeni'nın I998"e de damga- sını vurduğunu belırterek Japonya, Rusya ve Brezılya"dan sonra Tür- kiye'nin de küresel ekonomik krizle karşı karşıya kaldığını kay- detti. TMMOB Başkanı Yavuz Önen, yazılı bir açıklama yaparak geride bıraktığımız 1998 yılını değerlen- dirdi. Yeni yıl mesajını da veren Önen, 1999'unkardeşlik. hoşgörü, dayanışma ve banş yılı olacağına inandığını kaydettı. TMMOB ola- rak yeni yılda da işsızliğe karşı üretken yatınmlan; çatışma ve şıd- det kültürü yerine hoşgöriiyü, sev- giyi, hukukun üstünlüğünü, de- mokratik hukuk devletinı savun- maya devam edeceklennı ifade e- den Yavuz Önen. özelleştirme uy- • TBMM, hükümetler ve parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin pek çok yolsuzluk, çete ilişkileri ve kaset senaryolanyla büyük oranda prestij kaybettiklerini ileten Önen "98'de sivil siyasetin oluşturduğu bu boşluğu üniformalı güçlerin doğrudan doldurabileceği ya da başkanlık sistemine geçilebileceği sık sık konuşulmuştur. Hükümetler böylesi bir ortamda dikiş tutturamayarak erken genel seçime gitme karan almışlardır" dedi gulamalanna karşı sosyal devlet politikalannı ve üretken yatınmla- n da sav unacaklannı vurguladı. Bilimsel teknolojik alan Yavuz Önen. 1998 yılında Tür- kiye'nin kalkınmasının ve toplum- sal refahın sağlanmasının "bilim- sd teknik altyapısında aşama kay- detmek" üzere herhangı bir atılım- da bulunmadığını belirtti. Yeni bütçe düzenlemelennde de üret- ken yatınmlara ve istıhdam yara- tıcı projelere yönelik bir destekle- meye gıdilmediğinı vurgulayan Ö- nen, serbest kesimde çalışan mü- hendislik-müşavirlık bürolarının da otoyol, enerji. tunzm. konut gi- bi alanlar dışında ış yapamadıkla- nnı söyledı. Önen, Türkiye'de genel siyasi biçimlenmeye 1998 yılında da MGK'nin karar verdiğini savuna- rak "Kürt sonınu, siyasi İslam ve PKK"nin özleştirildiğini vurgula- dı. TBMM, hükümetler ve parla- mentoda grubu bulunan siyasi par- tilerin pek çok yolsuzluk, çete iliş- kileri ve kaset senaryolanyla bü- yük oranda prestij kaybettiklerini ileten Önen "98'de sKil siyasetin oluşturduğu bu boşluğu üniforma- lı güçlerin doğrudan doldurabile- ceği ya da başkanlık sistemine ge- çilebileceği sık sık konuşulmuştur. Hükümetler böylesi bir ortamda dikiş tutturamayarak erken genel seçime gitme karan almışlardır" dedi. Onen, Türkiye'nin 1998 yı- lındaki insan hakları tablosunu şöyle çizdi: "OHAL uygulaması. köy koru- cuJuğu sistemi Güneydoğu'da de- vam etmiş. bu uygulama Türkiye çapında bir baskı rejiminin ku- rumsallaşmasına gerekçe oluştur- muştur. Bu gerilim ve şiddet orta- mında insan haklan ihlalleri 1998 yıhnda da yaygın olarakdevam et- miştir. Ev ve köy yikma. yakmalar, boşahtmalar. işkence, yargısız infaz, keyfi tutuklamalar değişik yoğun- luklaria yaşanmışür. Düşünce açık- lama. tnplanma. örgütlenme hak- lannı kullanan muhalif kişi ya da siyasi temsilciler cezaevlerine ka- paülmıştır. Susurluk çetesinin üze- rine gidilememiştir.Türkiye, imza- ladığı uluslararası sözleşmeler ne- deniy le bu yıl da sıkıntılar yaşamış ve ABile siyasi ilişkiler kopma nok- tasına gelmiştir. Yargımn bağımsız olmadığı Vargıtay Başkanı'nca di- legetirilmiş. DCM'ler 1998vüında AIHM tarafjndan hukuk kuralia- nna aykın bulunmuştur." Bölgede durum Yavuz Önen, Türkiye'nin 1998 yılında kendi bölgesindeki duru- munu ise şöyle degerlendirdi: "1998 yılı Ortadoğu için ABD'nin emperyalist denetiminin askeri operasyonlaria devam ettiği yıl ol- du. BM kararlan zorlanarak Irak, ABD ve Ingiliz Silahlı Kuvvetle- ri'nin silahlı saldınsına uğramışbr. Sivil haik bu saldınlara hedef ol- muştur. Sekiz yılhk ambargo uy- gulaması Irak halkını vurmuş, Saddam'ı ise güçiendirmiştir. Am- bargo bölge halklanna ve Tür- kiye'ye yönelik bir ekonomik yap- üruna dönüşmüştür" U) TOPLUMSAL MUHALEFET DEĞERLENDtRMESİ 5'li iııisiyatife eleştiri lstanbul Haber Servisi - Türkiye'de top- lumsal muhalefetin iki biçimde etkisiz kılın- maya çalışıldığını belirten Yavuz Önen, "Bi- rincisi çahşanlann kitlesel ve etkili bir güce u- laşmasını engelleme ve onlan mücadeleden caydırma stratejisidir. Bu strateji Ekonomik Sosyal Konsey ve işçi, esnaf konfederasyon- lanmnsermayeörgiitleriylebir'ulusal uzlaş- ma' projesi altında birleştirilmesi suretiyle uygulanmıştir" dedi. Önen, "Beşli Srvil îni- siyatif" adı altında örgütlenen bu stratejinin Milli Güvenlik Kurulu'nun genel stratejisi- nin bir uzantısı olarak 1998 yılında da resmi ve sermaye yanlısı hükümetlenn desteklen- mesıni sağladığını belirtti. Bu desteğin çalı- şanlarda "hak taleplerinin karşılanacagı umudu'nu yaratarak onlan mücadele konu- mundan düşürdüğünü vurgulayan Önen. ikınci yöntemi ise şöyle açıkladı: •'Resmi ve sermaye potitikalanna teslim olmamış top- lumsal muhaleferi ve kitiesel eylemleri ceza tehdidL polis copu ve şiddetle kırmak. sindir- me biçiminde uy gulanmışnr. Özellikle kamu çaüşanlannın haklı ekonomik demokrarik is- temlerinin dile getirildiği banşçıl mitingler. savaş ve şiddet ortamlanna dönüştürülmüş- tür." Önen. toplumsal muhalefetin yükselen sesıni ve karşılaştığı baskılan şöyle sıraladı: -1998 yıta üniversitelerde de hareketli ya- şandı. Türban eylemleri bir süre devam etti. sağcı-soku öğrend çabşmalan geçmiş yitlar- da olduğu gibi yeniden sahnelendi. Ancak 1998 yılında. faşist ve dinci güçlerin, destek görerek üniversitelerdesolcu.devrimci genç- lere silahlı. sopalı. bıçaklı saldınlan yoğunlaş- ü, yaralanma ve ölümlerin sayısı artu. - Kayıplannı arayan annelerin tstanbul'da Galatasaray'daki Cumartesi eylemleri poli- sin sert müdahaleleriyle bitirilmeye çalışıl- dı. -1998 yılı y abancı tekellerin, çevreye ve in- san yaşamına olumsuz etki yapan yabnmla- nna karşı beUrginleşen önemli sivil muhale- fet hareketlerine ve yargının yurttaşlar ile meslek kuruluşlan tarafindan etkili bir bi- çimde değerlendirilmesine de sahne oldu. Bergama halkının Eurogold fırmasımn yaö- nmlanna karşı mücadelesi sonuç verdi. Mah- keme işlermenin kapablmasına karar verir- ken Akkuyu ve Sinop nükleer santrallannın ihaleleri de yerel halkın mücadelesi ve daya- nışmasıyla geriletildi. - Ford-K.oç ortaklığına SEKA oımanının peşkeş çekilmesi de Kocaeli halkının ve mes- lek odalannın tepkisine yol açtı. - Yapüaşmaya, turizme ve vakıfüniversite- lerinde, sahillerde. doğal ve tarihi SİT alan- lannda, ormanlardaki arazi tahsisi yargı ka- ranyla durdurulmaya çalışıkk Ancak rantve yağrna potitikalanna karşı hukuksal kaza- nımlar hükümederee aşıldı ve yargı kararla- n uy gulanmadı. EKONOMİK DURUM DEĞERLENDİRMESt Işsiz sayısı 1.5 ıııilyaı* İstanbul Haber Servisi - Yavuz Önen genel ekono- mik duruma ilişkin özetle şu saptamalarda bulundu: -1998 yıhnda dünya nüfu- sunun yiizde 50'sine sahip olan zengin ülkeler Yeni Dünya Düzeni nedeniyle dünya GSMH'sinin yiizde 80'ine sahip oldu. - Dünya ölçeğindeki işsiz sayısı 1 buçuk mılyan aştı. -1 milyar insan aşın yok- sulluk sınınnda yaşıyor. -55 ülkede silahlı çanşma- lar devam etti. Dünya sflah pazan 1 trilyon dolara ulaş- n. - 20 yılı aşkın bir süredir uygulanan küresel serbest piyasa ekonomisı sermaye- yi metropollerdekı tekellere yönlendirdi. Bu politika, 1998 yıhnda Uzakdoğu ül- kelerinde iflas etti. Rusya, Japonya ve Brezilya bu du- rumdan etkilenen ilk ülke- ler oldu. - Türkiye de bu yıl kriz- den etkilenmeye başladı, iş- ten çıkarmalar yoğunlaşrı, küçük ve ölçekli üretimde baa sektörier durma nok- tasına geldi. - Enflasyon ve faiz oran- lannda geçen yıl ıçinde kü- çük çapta bir düşüş görül- mesine karşın yüksek enf- lasyon ve faiz politikası özünde değişmedi. Rantiye kesimine vergi gelirlerinin yüzde 80"ini oluşturan para rransferi devam etti. - Çahşanlann GSMH'- den aldıgı pay geriledi. 1999 bütçesuıde ücretler belirie- nirken yüzde 140 oranında seyreden faizler yüzde 35 olarak kabul edildi. - Ekonomik knzin aşıl- masında yüksek faizle iç borçlanmaya yönelen sis- tem yerli ve yabancı serma- yeyi teşvik ederek özelleş- tirmeye (özellikle enerji sektöründe) hız verdi. - Enerji ve ulaşım sektö- ründe ihaleli ya da ihatesiz iş verme suretiyle ABD fir- malanndan dolar bazında yüzde 20 gibi yüksek faiz- lerie krediler sağlandı. Bu anıaçla ve seçime endeksli olarakyıl sonunda çıkanlan otoyol ihalesi tutan 1 milyar dolardır. Üçüncü Boğaz Köprüsü, Çanakkale Köp- rüsü, Körfez Geçişi ve bağ- lantıb otoyollar bu kapsam- dadır. - 1998 yılında bazı sek- törleri ayakta tutan savun- ma giderleri oldu. Bu rakam bütçenin altıda biri tutann- dadır. -Türkiye 1998 'dedeböl- gelerarası ekonomik. sosyal dengesizliği gideıme yo- lunda adım atamamıştır. Güneydoğu bölgesinde özel kalkınma projeleri uygula- nacağı açıklamalanna kar- şın herhangı bir adım atıla- madı. SAĞLIKLI 'm1 * COCÜKLAR m m Bergama halkının Eurogoldfirmasınınyaünmlanna karşı mücadelesisonuçver- di. Mahkeme işietmenin kapabbnasuıa karar verirken(yandaj Akkuyu veSinop nükleer santraUannın ihaleleri de yerel halkın mücadelesi ve dayanışraasıyla geri- letildi. (üstte) HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI 99 Falı...1999'a girerken iyimser mi olmalı, karam- sarmı? Yakına ve dar çevreye bakarsanız, karam- sar olmak kolay. Ama biraz uzağı ve geneli görmeyi denerseniz, iyimseriiğin hıç de zor olmadığını fark edersiniz. Örneğin demokrasimizin çok eksikleri ve yanlışlan olduğu doğru.. Kötü ışlediği doğ- ru. Ama Prof. Bemard Lewis'in şu sözü de doğru. "Demokmsı bütün siyasal sıstemler içinde en zor olandır. Bir demokrasiyi geliş- tirmek yüzyıllar alır." Biz ise, az zamanda hiç de azımsanma- yacak yol aldık. Ortak hükümetlere, hatta azınlık hükümetterine bite çoktan aiıştık... Örneğin ciddi ekonomik sıkıntılanmızın ol- duğu doğru... Kişi başına düşen yıllık ulusal geürimizin hâlâ gelişmiş ülkelerın çok geri- sinde olduğu doğru... Arna bizimkinın yansı kadar kişi başına düşen yıllık gelin olan bir Tunus'un bıle, çok daha sağlıkh ve huzurlu bir toplum yapısına sahip olabildigi de doğ- ru... Ciddi dış sorunlanmızın olduğu doğru... Bulunduğumuz coğrafyada düşman çem- berler olduğu doğru... Ama 80 yıl önceki dış sorunlanmızın ve düşmanlanmızın çok da- ha güçlü olduğu, 80 yıl önceki çok daha güç- süz Türkiye'nin bile onlann üstesinden gel- miş olduğu da doğru... • • • Türk siyasal yaşamı 1999'da acaba nele- re gebe? Bu sorunun yanrtı, bugünün iyi anlaşılma- sına bağlı. Demokrasinin kendinden beklenıleni ve- rebilmesinin iki ön koşulu vardır: Halkın doğ- ru temsil edilmesı, yani toplumsal istencin çarpıtılmamasj... Ve halkı temsil etme savın- da olanlann, demokrasinin kurum ve kural- lanna saygı göstermesi. Yargı ışlemeye ve yasa devleti olmanın gerekleri yenne getirilmeye başlandı. Ikinci koşul böylece iyi kötü gerçekleşme yolun- da. Şimdi sıra binncı koşulun yerine getiril- mesinde. Eğer rejim karşıtı bir parti bıle, yüzde 20 oy ile hükümetolabiliyorsa... Eğero partinin temsilcileri, gene yüzde 20'lerde oy ile bü- yük kentleri yönetebiliyorlarsa; elbette ki ora- da demokrasi ile bağdaşmayan bir durum var demektir. Bu sorun hem seçim sistemi ile ilgilidir... Hem de aynı ideotojiyi paylaşanlann, benzer toplum kesimlerini temsil edenlenn, farklı partilere bölünmüş olmalan ile ilgilidir Bölünen kaybediyor, bölünmeyen kazanı- yor. Ve sonuçta, azınlık çoğunluğa hükmeder konuma gelebiliyor. • • • AMAP ile DYP'nin birleşmesine Çiller en- gel. CHP ile DSP'nin birleşmesine ise, hem Ecevit hem Baykal engel.. En yıpranmış genel başkanlan bıle, alaşağı etmeye olanak vermeyen parti ıçi antıdemokratik yapılar ise, o engellenn aşılmasına engel! Işte bu çıkmaz, Türk siyasal yaşamında yeni bir seçenek yarattı: DSP-ANAP güçbir- liği. Israria ve inatla verilen "mesaj" şu: - Bizim hükümette ne kadar uyumlu ça- lıştığımızı ve başanlı olduğumuzu gördünüz. Üstelik biz, halkımtzın şu anda çok gereksın- mesini duyduğu bir sağ-sol uzlaşmasını da temsil ediyoruz. Eğer istıkrar ve barış ıstiyor- sanız, seçimlerde oyunuzu ikimızde toplayı- nız. Yapılan tüm kamuoyu yoklamaları, karar- sız seçmen oranının çok yüksek olduğunu gösteriyof. Tüm seçim sosyolojısi araştırma- lannın ortaya koyduğu bir başka gerçek de var Kararsız seçmen ıstikrar arar, güçlüye yönelir... Geçenlerde CHP'nin eski bir senatörüne rastladım. Uzun yıllar sayın Baykal ile bırlık- te siyaset yapmıştı. Lafını hıç esırgemeden konuştu: "- CHP üyesiyim, eşim de halen CHP'de aktıf. Ama oğlumun bile oyunu alamayaca- ğız. Ben de ülke yarannı bu seçimlerde ANAP-DSP güçbihığinde görüyorum.." Aslında yaptığı değerlendırme çok daha sivriydi. CHP'Iİ dostlan incitmemek ıçın, soz- lerini kısarak ve yumuşatarak aktarmak ge- reğini duydum. • • • Kim ne derse desin... RP'nın kapatılmış d- ması, Fazilet oylannı bu seçimlerde olumsuz yönde etkiteyecektir Eğer yerel seçımler ıkı türlü yapılırsa, bu parti çok sayıda beledıye başkanlığını da kaybedecektır. Çiller ve Refahyol tktıdan da DYP'nin kam- burudur. Laiklık yanlısı oylann çoğu kaçtı. Uzlaşmaz ve hırçın tutum, ortadakı seçme- ni daha da uzaklaştınyor. ANAP-DSP cephest karşısında. FP-DYP cephesinin şansı çok daha az. Bin istikrar ve uyum, ötekisi ise ıstikrarsızlık ve kargaşayı çağrıştınyor. CHP ıse, vitrini yıpranmış, aynı zamanda da yalnız bir parti. "Blair'ctıdeolojik çızgısi'" kazandırmamış. kaybettirmiş. Sendikalarla ve sivil toplum ör- gütleri ile bütünleşıp, Kemalıst bir "ortak program" cephesi açma şansına sırtını dön- müş... Ne Isa'ya yaranabilmiş ne de Mu- sa'ya! Yıpranır diye hükümete gınmemiş. Hükü- met başanlı oldukça da olumsuz sevimsiz bir tutum takınmış... Tabanında huzursuzluk var... • • • 1999 yılı, bir yandan ANASOL, öte yandan da MHP içın pembe gözüküyor. Binncisi, Türkiye'deki tablo karşısında, gerçekçi bir yaklaşımı benımsedıgı ıçın.. Otekisi ıse PKK ve sağın çürümuşlüğü sa- yesinde... Thomas Jeferson, "Devletilytyönetmek, namuslu olmak sanatından ibarettir" dıyor. Türkiye -Özal'la btrlikte başlayan- "Iş yap- sın da, zararyok, yerseyesin!" döneminı ge- ride btraktı. Eğer seçmen içtn "dürüstlük" yeniden önem kazanmışsa, bu 1999 için iyimser olmamıza önemfi bir katkıdır. '' fmızc IMJE Toktm /Dofon Herkesın gozti onda "Bellona"Çizgisiyle, kalitesiyle herkesin tercihi Bellona Koltuk Takımları, şimdi kaçırılmayacak kampanya avantajlarıyla sizi bekliyor. Peşin fiyatma 1+4 taksit II aya varan vadeler Ozel indirim Eve teslim
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle