Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6EYLÜL1998PAZAF
A HABERLER
Başbakan türban, Çakıcı ve erken seçim konulannda kendisinin dışındaki isimlerin etkili olduğunu söyledi
Yılıııaz sorumhıhıktan kaçıyor
Orgeneral İlhan Kılıç -
Türkçe ibadet önermişti.
Org. Kılıç a
sanal destek
• ANKARA (ANKA) -
Hava Kııvvetleri
Komutanı Orgeneral tlhan
K>Iıç'ın ortava attığı
"Tiirk Müslümanlığı"
ka\ ramına sanal destek
geldi. Internet'te yapılan
bir ankette. ıbadetin
Türkçe yapılmasını
isteyenlerin oranı viizde
52.6 olarak gerçekleşti.
Superonline A.Ş.,
Internet'te "Ibadetin
Türkçe yapılmasını \e
ezanın Türkçe okunmasını
uygun göriiyor
musunuz?" başlığıyla bir
anket düzenledi Ankete
gönderilen 12 bin 440
oyun vüzde 52.6'sına denk
düşen 6 bin 545 lik bir
kısmı Türkçe ıbadete
"evet" derken, buna karşı
çıkanlann oranı ise yüzde
47.3'te kaldı.
Bedük: Susurluk
büyütüldü
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
DYP Gnıp Başkanvekili
-Saffet Ankan Bedük, 3
Kasjm 1996tanhinde
Türkiye gündemine oturan
Susurluk olayının
bü>ütüldüğünü \e
.çarpıtıldığını savunarak
"Dev let, çete ilan edildı.
Kahraman güvenlik
güçleri pasıfıze edildi"
dedi. Düzenlediği basın
toplantrsında hükümetin
bakanlarının daha sonra
çete ilan edilen kanun
kaçakçılanv la işbirliği
.tçirnieolduğunun ortaya
çık'ti'ğ'ım' ?oyl§yen'6edük,
,;
L
Aı«;ak Başbakan Yılmaz,
bunlara sessiz kalmayı
tercih etti. Neden gereken
yapılmıyor" dıye konuştu.
Bedük. sert bırdille
eleştirdiği hükümetin
ülke>i siyasi \e ekonomik
belırsizlığe sürükledigini,
Susurluk'uda
çözemedığıni ve devlete
hakaret ettığıni söyledi.
Kııçuradi'ye
kutfama
M ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Cumhurbaşkanı Süleyman
'Demiref. 11. Dünya
Felsefe Kongresi'nin
Türkiye'de yapılmasını
sağiayan Türkiye Felsefe
Kurumu Başkanı lonna
Kuçuradı'yı kutladı.
Demirel. Kuçuradi'ye
gönderdiği mesajında, 11.
Dünya Felsefe
Kongresi'nin Türkiyede
yapılmasına karar
verilmesındeki
katkıianndan dolayı
tçşekkür ettı Kuçuradi'yi
.Üluslararası Felsefe
Kuruluşlan Federasyonu
Başkanlfğı'na seçilmesi
. nedeniyle kutlayan
Demirel. "Bu başannız.
Cumhuriyetımizin 75.
yılını kutlarken, felsefe
alanında ülkemizde
yapılan çahşmalann
ulaştığı seviyeyi
yansıtması münasebetiyle
aynca eurur vericidir"
edı.
tçi eylemde
IANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
Pancar Ekıcileri
Kooperatıfien Birliği
(PANKOBlRLtK). şeker
fabrikalarının düşürüldüğü
bunalıma çözüm
bulunmamasını protesto
etmek amacıyla eyleme
çıkıyor. Birük, eyiemleri
belirlemek amacıyla 9
Evlül Çarşamba günü
Ankara'da toplantı
yapacak.
PANKOBİRLtK'ten
vapılan açıkJamada,
devletın uyguladığı yanlış
politikalar ve yapılan
haksız rekabet nedeniyle
fabrikalarının içine
düşürüldüğü sıkıntılanna
çözüm bulunması için
Cumhurbaşkanı.
Başbakan ve diğer
yetkililerle yapılan
girişimJerden sonuç
alınamadığı vurgulandı.
SELAHATTİN GÖKATALAY
MALATYA - Başbakan Mesut Yıl-
maz, dün Gaziantep'te seçimlere ilış-
kin yaptığı konuşmantn basına yanlış
yansıtıldığını, olayı Gazıantep Beledi-
ye Başkanı CeJal Doğan'ın gündeme
getırdiğini belirterek. "Yani erken se-
çim karan kuyuya aolmış bir taşsa, o
taşı çıkarmak da evvela taşı atana dii-
şer" dedi. Seçim konusunda uyanlan-
nı zamamnda CHP Genel Başkanı De-
niz Baykai'a söyledıklennı belirten
Yılmaz. "Sayın Baykal btınlan bile bi-
le bize bu şajrti dayattı" dedi. Yılmaz
"Çakıcının yakalanmasıvla Ugili çok
az konuştunuz" şeklındekı bir soruya,
"Eğer ortada hırsız varsa onu vakala-
mak poiisin görevkür. Başbakanın gö-
re\i değüdir" dıye yanıt verdı.
Malatyada bazı açılışJara katılan
Mesut Yılmaz, Inönü Unıversitesi'nde
onursal doktora unvanı verilmesi do-
layısıyla düzenlenen törenden sonra,
burada bir basın toplantısı yaptı. Baş-
bakan Yılmaz, gazetecilenn. Gazian-
tep'te öncekı gün japtığı konuşmaya
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ve
CHP'nın tepki gösterdiğinin anımsa-
tılması üzerine şunlan sövledi:
"Biz erken seçim karannın alınma-
IVlalatya'da bazı açıhşlara katılan Mesut Yılmaz, gündemdeki tartışılan sorunlar için
kendisinin üzerine düşeni yaptığını söyleyerek, sorumluluğun kendisi dışındaki
isimlere ait olduğunu söyledi. Yılmaz, erken seçim için Baykal'ı, Çakıcı için polisi,
türban için üniversiteleri birinci derecede sorumlu gösterdi.
sına gönüllü
olarakdeğiL
zoruniu ola-
rak destek
verdik. Büdiğiniz gibi Meclis'te gerek-
Uçoğunluğumuzyok. Biz,MecHs'te>a-
sa çıkarmak için bize dışardan destek
veren CHP'nin desteğine muhtacız.
CHP'nin Genel Başkanı. bu sene ken-
dtsivle \aptığırnı/ çeşitii görüşmelerde
destek şartuiL. erken seçim karannın
Meciis tatik' girmeden aiınması şarü-
na bağladı. Erken seçinı tarihi konu-
sunda aramızda göriiş ajnlığı çıkmış-
nr. Sonra \isan 1999 tarihinde uzlaş-
ma sağlandı. Dolayısıvla bugün erken
seçim karannı hükünıet olarak ainıa-
mızın tek nedeni. Sayın Bavkal »e
CHP'nin bu konudaki ısrandır. Gazi-
antep'tedün Büvükşehir BeJedheBaş-
kanı konuşmasında, benden bir talep-
te bulundu. Seçimlerin birlikte yapîl-
ması halinde, ülkede siyasi bir kaos \a-
şanacağmı iddia etti. Bunun çözümü-
nü de bizden talep etti. Kendisine ceva-
ben bö>le bir talebin muhatabının biz
oimamamız gerektiğini, asıi muhatabı-
nın bizi erken seçim kararına zorlav an
siyasi parti olduğunu ifade cttim."
Yılmaz, konuşmasının sadece bu
konuyu değerlendırmekten ibaret ol-
duğunu kavdederek. "Basında çoğuza-
rnan olduğu gibi sanki bu öncriyi
CHP'li beiediye başkanı değil de ben
gttndeme geünnişûn gibi >ansıbktı. Ta-
bii, yansınıa > anlış olduğu için tepkiler
de farklı oldu. Benim söv lediğinı, daha
öncekı sövledüderiınden farklı bir şev
değUdir* diye konuştu
CHP'de sadece Gazıantep Büvük-
şehir Belediye Başkanı nın değıl, bir-
çok mıJletvekili ve partı vönetıcısinin
aynı görüşte olduğunu savunan Yıl-
maz. "Eğerhakikatenoendtşehakln-
sa, erken seçim karan kuvuva aölnıış
bir taşsa. o taşı çıkarmak da evvela ta-
şı atana düşer" dedi. Başbakan Yıl-
maz, CHP'nın hükümete destek ver-
meyı erken seçim tanhınin geçen ya-
sanıa döneminde belırlemesi şartına
bağlamasımn kendılennı böyle birka-
rar almaktan alıkoyduğunu anlatarak
şövle de\am etti:
**Dolaytsıyla ben. bö> le bir tartışma-
nın içinde degilim. Parti olarak buim
böyle bir talebimiz de yok. Biz, biitün
bu görüşlerimizi, bütün bu uyanlaruıu-
a zamamnda Sa\ ın Ba> kaJ'a söyledik.
Sa>ın Ba\ kaJ bunları bik bile, bize bu
şartıdavato. Bi/ hükümet olarak. Mec-
Us' in desteğine muhtaç olduğumuz için
bunu kabul ettik."
Başbakan Yılmaz. bir gazetecinin
bazı mıllervekıllennın erken seçim ta-
rihinın değıştırilmesiyle ilgili yasa
önensı hazırladıklannı anımsatması
üzerine de, erken seçirrüe ilgili tartış-
ma ve önerileri, bu çalışmayı yapanla-
ra sormak gerektiğini söyledi. Yılmaz.
"Biz, böyle bir tarüşmayı gündeme ge-
tirme taraftan değüiz. Parti olarak da
biz hiçbirzaman böyle bir öneri \e tek-
Kfte buiunma\acağız"' diye konuştu.
Yılmaz, bir gazetecinin türbanlı öğ-
rencılerin üniversitelere kaydedilme-
diği yönündeki haberleri anımsatması
üzerine de, yasalara göre konunun ta-
mamen üni\ersitelerin sorumluluğun-
da olduğunu söyledi. YasaJann, hükü-
mete herhangi bir yetki vermedığını
belirten Yılmaz şurılan dedi:
"L vgulama, üniversite yönetinıleri-
nin belûiediği çerçevede olacakür. Bu
konuda koordinas>on görwini yürii-
ten \ ÖK zaman zaman konuyla ilgili
koordinasyon toplanülan vapnıışür."
Başbakan Mesut Yılmaz. bir gaze-
tecinin. "Son günlerde Çakıcı'nın ya-
kaianmasıyla orta\a çıkan konular
hakkında çok az konuştunuz ve bazı
kişilerin dcvletikullandjğını söyiediniz.
Devieti kullananlar hakkında bir işlenı
yapıyor musunuz" sorusunu da şöyte
yanıtladı:
"Bir kere benim az konuşmamı ga-
ripsenıenizi garipsiyorum. Eğer ortada
hırsız s arsa onu > akalamak poiisin gö-
re\ idiı. Başbakanın göre\i değildir. Ben
katil \akaJa\acak değilim. ben kaçak-
çı yakala\acak değilim. Ben şunu söy-
lüyorum; Başbakan olarak ben, yasa
çerçe\esinde görevini >apan hiçbir po-
lisin elini tutmam, ona engel obnâm.
Bu işi sjyasetk kanştarmam. Ortada
bir kanunsuzluk \arsa. o kanunsudu-
ğu ortaya çıkaracak olan belUdir. Her-
kes görevini yapacakür. Polis yakalay a-
eaktır, yargıya tesüm edecektir. Yargı
karar verecektir. Herkes o karara uya-
caktır. Geçmişte ister çeteler konusun-
da oLsun, ister \olsuzluklar konusunda
olsun. nıuhalerette> ken en büyük şikâ-
yetimiz bu konulann yargırun önüne gi-
dememesndi. \'argının önünün kesfl-
tnesiydi. Siyasi otoritey i kullananlann,
hükümetlerin bu konuda devletin nor-
nıal çarklannı engelIemeleriydL Ben
çarkuı daha hızlı dönmesine çalışno-
rum."
CumartesiAnneleri'nin 173. eylemipoUs ablııkasıyhı bir kez daha engeüendi
Galata.saray'daki
eylemin >asadışı
olduğu belirtilen
açıkJamada,
1996 \ılı haziran
ayında 1052
kişinin. 1998
Ağustosu'nda da
201 kişinin
eylenıe
kaüIdıkJan için
gözaltına alındığı
biidirildi.
(Fotoğraf:
KAAN
SAĞANAK)
Kayıp eylemine siyasilerden destektstanbulHaberServisi- "Cumartesi An-
neleri"nın 173. eylemi de poiisin büyük
ablukasıyla engellendı. Aralannda CHP
millervek'illeri ve ÖDP Genel Başkanı U-
fakl'ras'ın da bulunduğu siyasi parti ve de-
mokratik kitle örgütü temsilcilen. kayıp
yakınlannın her hafta oturduklan Galata-
saray Lisesi önünde vaptıklan basın açık-
lamasında "Cumartesi .Ajıneleri"ni yalnız
bırakmayacaJdannı belirttıler.
Kaybedilen yakınlannın bulunması için
sessiz oturma eylemi yapan "Cumartesi
Anneleri
rı
ni 3 haftadır engelleyen polis.
dün de Galaiasaray Mevdanı 'nda genış gü-
venlik önlemlen aldı. C
e
^ ik Kuvvet ekip-
lerinin yanı sıra çok sayıda siv il polis İstik-
lal Caddesı'ni ablukaya alırken Emniyet
Genel Müdürlüğü'ne an gezici ka-
yıp otobüsünün meydanda bulun-
ması dıkkat çektı.
Eyleme katılmak için Galatasa-
ray'a gelen yaklaşık 25 kişi eylem
başlamadan ara sokaklarda gözaltı-
na alındı.
Galatasaraydaki bir işhanında
toplanan kayıp yakınlan ıle mıllet-
vekillen. siyasi parti yönetıcıleri ve
demokratik kitle örgütü temsilcile-
rinden oluşan grup. saat 12.00'de
Galatasaray'ageldiler. Grubun çev-
resi Çevık Kuvvet ekipleri tarafın-
dan çembere alınırken aralannda
CHP tstanbul milletvekıllen Ercan
Karakaş. Algan Hacaloğlu. ÖDP
Genel Başkanı L'fiık l ras, EMEP
Genel Başkanı Levent Tüzel. CHP
Istanbul II Başkanı Etem Cankurtaran,
fHD Jstanbul Şube Başkanı Ercan Kanar
ile meslek odalan ve sendika temsilcileri-
nin de bulunduğu gruba yaklaşan Emniyet
yetkilıleri. eylemin yasadışı olduğunu bil-
dirdı.
IVlilletvekillerine uyan
Galatasaray'ın toplantı ve gösteri yeri ol-
madığını söyleyen Emniyet yetkilileri. mil-
letvekillerinden, "yasadışı bir eyleme alet
obnamalannı" ıstedıler. Milletvekilleri ıse
kayıp yakınlannın haklannı aradıklarını ve
eyfemin de izne tabi olmadığını vurgulaya-
rak basın açıklaması yapacaklannı ifade
ettiler.
fstanbul Barosu V'önetim Kurulu üyesi
avukat Osman Ergin. yaptığı açıklamada.
kayıp yakınlannın sessiz çığlıklannı endı-
şe ıle takıp ettiklennı belirterek şunlan
söyledi.
" Yakınlannın i/ini arayan insanlannıı/-
la dayanışma içinde olmak. vaşama hakkı-
nı savunan herkesin göre^idir. Türkiye'nin
kayıplar \e faili meçhuiler dönemini geride
bırakma) a, adaleün, banşın ve demokrasi-
nin egemen olduğu bir siyasal hayaü kur-
maya ihtiyaa vardır."
CHP Erzincan nıilletvekili Mustafa Kul
da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerın
"DideNehri'nin kıyısmda ka> bolan bir ko-
yunun bile hesabını \enue\e hazurz" söz-
lerinı ammsatarak "O zaman bu yüzlerce
kayıp insan hakkında kalkıp bilgi \ersin"
FP'li Ekrem Erdem, Başbakan Yılmaz'ın yamtlamasım istedi
Promosyonlara soru onergesı
dedi
Bu arada Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nden yapılan açıkJamada kayıp olduğu
bildirilen kişilerin bazılannın cezaevinde,
bazılannın da terör örgütleri içinde 'mili-
tan" olduklan öne sürüldü.
Izmir'e destek
Haklar ve Özgürlükkr Platformu'nun
Konak Alanı'nda gözaltında kayıplann bu-
lunması için gerçekleştirdikleri basın açık-
laması ve oturma eylemine, Istanbul ve An-
kara'dan destek geldi. Geniş güvenlik ön-
lemleri altında eylemi gerçekJeştiren kayıp
> akınlan adına konuşan Hakan Kalay, son
vtllarda gözaltında kayıplann sayısınm gi-
derek arttığını belirtti. Kalay, Izmir'de 31
Mart'ta Neslihan Uslu, Metin An-
daç. M. Ali JVlandal, Hasan Aydo-
ğan'm gözaltına alındığını ve bu-
güne dek kendilerinden haber alına-
madığım öne sürdü.
.4NKARA (ANKA) - FP Istanbul milletvekili
Ekrem Erdem. Başbakan Mesut Y ıhnaz'a.
gazetelerin } 998 yılı içinde ne kadar
promosyon malzemesi ithal etîiklerini sordu.
FP'li Erdem. TBMM Başkarthğı na verdiği
yazılı soru önergesinde, gazetelerin kültür
ürünleri dışında promosyon dağıtmalannın
yasayla men edildiğine dikkaı çekti. Rekabet
Kurulu'nun konuya ilişkin çalışması varsa
bunlann da açıklanmasını isteyen Ekrem
Erdem"in yöneîttiğı diğer sorular şöyle:
"Süreli yayıncılık amaçlarıyla ügisi
bulunma\an ve kültürel ürünler dışındaki
promosyon kampanvaJannda dağrtdan ürünler
nedenhîe 1998 yüında kimler tarafından. hangi
ülkelerden. ne kadar ithalat japılmışür?
Bu kampanyalar sebebiyie sö? konusu
kuruluşlara devlet kay naklanndan teşvik, vergj
muafiyeti ve kredi gibi k«la> lıklar sağianmış,
nudır?"
Istanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nden yapılan yazılı açıklamada.
kayıp olduğu bildirilen kişilerin ba-
zılannın cezaevinde, bazılanmn da
terör örgütleri içinde 'militan' ol-
duklan öne sürüldü. Galatasa-
ray'daki eylemin yasadışı olduğu
belirtilen açıklamada, 1996 yılı ha-
zıran ayında 1052 kişinin, 1998
Ağustos'unda da 201 kişinin ey-
leme kahldıklan için gözaltına alın-
dığı biidirildi.
KESK kongresinde tartışma
ÎP: Sol maskeli
provokasyon
uygulanıyor
•V-
Istanbul Haber Servisi
- Işçi Partisı Merkez Ko-
mitesı üyesı Kamil Dede.
önceki gün başlayan
KESK'in 2. Olağan
Kongresi'nde İP lıderi
Doğu Perinçek'in konuş-
ması sırasında meydana
gelen olaylann "sol mas-
keü provokasyon" oldu-
ğunu savundu. Dede, sa-
londa olay çıkaran yakla-
şık 20 kişiden sadece
lara gözyunımak ve şeri-
atçılara alkış tutmakla
suçlayarak. yönetimin
KESK'i intıhara sürük-
ledığını söyledi.
Keleş:
Bımalımın
nedenisa&t
• dikkat çeterek, provo-' '
kasyonda rol alanların
Dev-Sol'unbirkesimi ve
MLKP'nin elemanlan
olduğunu ıddiaetti.
Kamil Dede dün İP Is-
tanbul 11 Merkezi'nde
düzenlediği toplantıda,
KESK Kongresi'nde Su-
surluk'un sol kolunun
sahneve süriildüğünü sa-
vundu. Dede. İP Genel
Başkan Yardımcısı Ha-
san Yalçın'ın geçen haf-
ta bir açıklama yaparak
lP'e yönelik tertiplerin
hazırlandığını, çıkacak
olaylardan DYP Lıderi
Tansu Çiller ve Mehmet
Ağar'ın sorumlu olacak-
lannı söylediğini anım-
sattı.
KESK Kongresı'nde
boy gösteren kışkırtıcıla-
rın 28 Şubat Kararlan.
Milli Güvenlik Kurulu
ve Türk Silahlı Kuvvet-
leri'ni (TSK) hedef al-
dıklannı öne süren De-
de. aynı gruplann türban
eylemlerinde de ver al-
dıklannı savundu.
Dede. söz konusu
gruplann Türkiye'nin ıs-
tikrarsızlaştınlması pla-
nının bir parçası olarak
kullanıldıklannı belirte-
rek. "Sol maskeli Cat-
İTIar bu amaçla sahneve
h1Hyorlar
rl
diye konuştu.
Bu tür provokasyon lara
karşı tavır almanın her
"Tiirkiyeci"nin görevi
olduğunu v urgulayan
Dede, "Susuriuk'un sol
ayağını vakında tek tek
isimlerivle, belgeleriyle
açıklavacağı/" dedi.
Dede, KESK yöneti-
mini de kongredeki olay-
ANKARA a
(Cumhurivrt Büront)j
- CHP Genel Sekreter
Yardımosı Birgen
Keteş, Türkiye'de
yaşanan krizin
temelini 1980
sonrasmda uygulanan
sag politikalann
oluşturduğunu
vurgularken,
hükümetin açıkladığı
önlemlerle vergi
vermek istemeyenkFe
boyun eğdiğini
söyledi.
Mali piyasalara
yönelik önlemler
paketinifl ekonomi,
düzeltemeyeceğini
vurgulayan Keleş,. *;-
"Hükümeti. üretinv;
s
vaünm ve rekabet
gucünü arraracak
teknotojikvenilikleri ,
gerçekleşdrecek ,
öniemleri aunava
çağnTyoruz" dedi. ,
Keleş, dün
düzenlediği basın
toplantısında,
Türkiye'de yaşanan
krizin son günlerde '
ortaya çıktığını ve
yalnızca Uzakdoğu
ile Rusya'da
yaşananlann
yansıması olarak
değeTİendirilmesinin
doğru olmadığını
söyledi. Keleş
hükümetin, mali
piyasalara yönelik
önlemJerinin, "günfi
kurtannaya,
bankacıhk ve fuuuıs ;
sektörünü '
rahatlatmava, sıeak •
pararun devanunı
sağüunaya"' yönelik N
olduğunu kaydetti.
SIFIR NOKTASI/ORAL ÇALIŞLAR
Afşar Timuçin'in "Insanal Ya-
yınlan"ndan çıkan Felsefe Sözlü-
ğü'nün ikinci baskısı uzun bir ara-
dan sonra yeniden çıktı. Zaman
zaman sözlük, ansiklopedi karıştır-
mak, gündelik hayatın hayhuyla-
rından uzaklaşmak için lyi yol ola-
bilir. Timuçfn'in uzun emekfer so-
nucu ortaya çıkardığı ve genişlete-
rek yeniden yayına hazırladığı söz-
lüğün saytaları arasında keyifli bir
pazar gezintisine ne dersiniz?
Örneğin laiklik sözlükte nasıl
yer alıyor: "Din işlerinı devlet işle-
rinin dışında tutanyönetim anlayı-
şı. Tüm kurumlarda dınsel etkiyı
dışlamayı öngören öğreti... Teri-
min kökü eski Yunan dünyasına
uzanmaktadır. Yunancada 'laıkos'
'halkla ilgili olan' anlamına geliyor-
Afşar Timuçin'in Felsefe Sözlüğü
du ve 'kleros'/a yanı 'din adamları
topluluğu'y/a karşıtlaştırılıyordu.
Laiklik denilen anlayışyalnızca din
adamlannı siyasal yaşamın dışın-
da tutma eğilimini değil, dinle ilgi-
li tüm ilke ve kurallan yönetim ay-
gıtının dışında tutma eğilimini or-
taya koymaktadır; özellikle sivilku-
rumlann, daha belirgin olarak da
eğitim kurumlarının ve yasama,
yürütme, yargılama erklerini ger-
çekleştiren kurumlann tüm dinsel
belirfemelerin uzağında kalabilme-
si için devletin açık ve ödünsüz tu-
tumunu öngörmektedır."
Timuçin'in laiklikle ilgili yazdığı
madde, laikliğın gelişmesinin ta-
nhsel arka planını da ele alıyor.
Sözlüktekı bu maddeyı kendi
pratiğımizle karşılaştırırsak, nasıl
bir sonuç ortaya çıkar? Örneğin,
bizde devlet din işlerinin dışında
mı? Yasama, yürütme, yargılama,
eğitim bunun dışında mı? Okullar-
daki din dersleri kitaplarına bakın,
hatta tarih kitaplarına bakın, laikli-
ğin zerresinin buralara uğramadı-
ğını görürsünüz. Sünni islamı tek
doğru olarak ele alan ve diğer
inançları aşağılayan bir mantık bü-
tün eğitime hâkım. Bu ulkenin, Hı-
ristiyan, Yahudı yurttaşları yok
mu? Onlar, kendı dınlerinı küçük
gören anlayışın çocuklarına oku-
tulmasına katlanmak zorundalar
mı? Bunun laik bir ülkede ne yeri
olabilir? Yine Alevileri yok sayan
ve küçümseyen, herhangi bir dini
ınancı olmayan yurttaşı dışlayan
Sünni islam propagandalannı ders
olarak okutmak laiklik sözcüğü-
nün acaba neresinde yer alabilir?
Kitabın sayfalarını çevirirken "u-
lus" sözcüğünü okumaya koyul-
dum. "...Ulus kavramı, ulusal hü-
tünlüklerin, yani ortak kültür de-
ğerlen ortaya koyan toplumlann
ortaya çıktığı 16. ve hatta 17. yüz-
yıldan sonra oluşmaya başlamış-
tır. Gerçek anlamda ulusal devlet-
lerin kuruluşu 18. yüzyılda olmuş-
tur." Bu arada Timuçin ulus üzeri-
ne söylenmiş bazı değerlendirme-
leri aktanyor: "Georges Chastel-
lain 15. yüzyılda şöyle diyordu:
'Krallar ölür, uluslar dağılır gider;
insanı mezara kadar izleyen ve ona
ölümsüz onuru kazandıran yalnız-
ca erdemdir.' Ulusçuluk, aşın bi-
çimlerde erdemi umursamayan ve
insan kaygısından uzak düşen bir
anlayıştır."
Üzerinde çok konuşulan ulus-
çuluk, bir diğer deyişle milliyetçi-
lik, görüldüğü gibi daha birkaç
yüzyıllık geçmişe sahip. Bu neden-
le geçmişinde binlerce yıllık tarih
arayan kaba üstün ırk esasına da-
yanan kaba milliyetçilik, hiçbir ger-
çekle örtüşmüyor. Nitekim, şimdi-
lerde çok gereksiz anlamlar yükle-
nen Türklük, Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nda son döneme kadar kü-
çümsenen bir deyimdi. "Etrakı bi-
idrak" (Akılsız Türkler) sözü Os-
manlı'da çok kullanılırdı.
Sözlüğün arasında dolaştıkça
birçok ilginç maddeye rastiamak
mümkün. Ama bir günlük yazıda
koca bir sözlükten ne aktanlabilir
ki? Bir düşün adamının yıllannı ve-
rerek hazırladığı bu yararlı kitab'ı,
kütüphanemin görünür bir yerine
koyuyorum. Bir pazar sabahı, bel-
ki de en keyifli şey, bir sözlüğün, bir
romanın, bir ansiklopedinin söz-
cükleri arasında dolanmak. Ne
dersiniz?