27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İAYFA CUMHÜRİYET 26 TEMMUZ 1998 PAZAR HABERLER 167. buluşmada yme bufunan yok I İstanbul Haber Servisi - Cumartesı Annelerı. ka- yıplann bulunması için dün 167. kez Galatasaray Lisesi önünde oturma eylemi >aptı. Kayıp analannın dünkü konuğu Alman Sosyal Demokrat Parti (PDS) nıilletvekili Heıde Lıppmann Carsten. .annelenn mücadelesini yakından izlediklerini belırttı. Almanya"nm Türkıye'ye hâlâ silah sattığını ifade eden Carsten. bu durumdan utanç duvduğunu kaydetti. Anneler adına konuşan "Nimet Tannkulu, sansürün kaldinlışının 90. yılında Türkiye'de sansürün 'sürdüğünü. gazetecılerin kaybedıldiğinı öne sürdü. Ordudan ihraç edHen subaylar • ANKARA(AA)- 'Başbakan Yardımcısı ve Mılh Savunma Bakanı lsmet Sezgin, ırticai faaliyetlerı nedenıyle son iki yıl içerisinde. Türk Silahlı Kuvvetleri'nden toplam 517 subay ve asbubayın ıhraç edıldiğıni açıkladı. lsmet Sezgin, ANAP Istanbul milletvekili Halıt Dumankaya'nın konuya ılışkın soru önergesini icevaplandınrken, REFAHYOL hükümeti dönemınde, 30 Haziran 19%ıle30Hazıran 1997 - tarıhlen arasında. ırticai faaliyetlerı nedenıyle TSKden 100 subay ve 127 astsubay olmak üzere toplam 227 kişinın ilişiğının kesildiğini bildirdi. Kmtayda oturma eylemi • ANKARA(AA)-lnsan Hakları Derneği(lHD) Ankara Şubesı'nın cumartesı günlerı düzenledığı oturma eylemınde. cezaevlerındeki şartlann iyileştirilme.si istendı. Yüksel Caddesi'ndekı Insan Hakları Anıtı önünde yapılan oturma eylemınde İHDadına yapılan açıklamada. siyası düşüncelerinden dolayı cezaevlennde bulunan suçluların serbest bırakılması talep edildi. Içişleri Bakam Sıvas'ta • SlYAS (Cumhuriyet) - Içişleri Bakanı Murat Başesgıoğlu. PKK'nin değışik yerlere dağılma gibi bir strateji güttüğünün anlaşıldığını belirterek "Bu. tamamen eşkıyaliktır. Eşkıya, geçmışte de bu tür eylemlere girışmiştir. ama hiçbir eyleminde muvaffak olamamıştır" dedi. Sıvas Valiliği Özel Idare Müdürlüğü tarafından yapılan tesıslerin açılışına katılmak ve ıncelemelerde bulunmak üzere Emniyet Genel Müdürü Necati Bilican ile birlıkte helikopterle Sıvas'a gelen Içişleri Bakam- Başesgioğlu, Vali Aydın -Güclü"vü makamında— ziyaret ederek bilgı aldı. Günday amldı • GLMLŞHANE (Cumhuriyet)-25 Temmuz 1995'tetürbanla duruşmaya girmelerine izin vermediği gerekçesiyle gericıler tarafından bürosunda öldürülen Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday. ^Boyluca köyündeki mezan baş'ında anıîdı. CHP II Başkanı Sevil Dülgeroğlu, Ali Günday'ın hukuk kurallannı uyguladığı içın öldürüldüğüne dikkat çekerek, "Ali Günday güç koşullarda gözünü esırgemeyen bır görev anlayışıyla çalışan laik, demokrat. titiz \e çalışkan bir insandı" dedi. Türk Barolar Birliği'nin törene katılmayışını protesto eden Ali Günday'ın eşi Türkan Günday. "Demek ki önemii olan Ali Günday değildi" dedi. 1923'ten 1994 yılına kadar 19 genel, 23 kısmi genel, 3 kısmi, 4 toplu özel af yasası hazırlandı Her 18 aya bir af düşiiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tutuklu ve hükümlüler ıçın DSP'nin gündeme getirdiği "gend af" önerisi tartışılmaya devam ederken, Cumhunyet'in ılan edildiğı 1923 yılından gü- nümüze kadar çeşitlı tarihlerde 40 ayn af ya- sasının yürürlüğe gırdiğı belirlendi. Buna göre ortalama her 18 aya bir af düşer- ken, en çok af 1960-1970 arasında yürürlüğe gırdı Bu yıllar arasında 11 ayn af yasası çıka- nldı. Adafet Bakanlığı Kanunlar ve Kararlar Ge- nel Müdürlüğü'nünverilerinegöre, 1923 yılın- dan günümüze kadarçıkanlan afyasabnnın ad ve tarihleri şöyle: I- HTemmuz 1937: 135sayıhDarülharb'de Hüsnü Hizmet ve Yararhlık lbraz Eden Mah- kûminin Müddeti Mahkûmiyetlerinin Affına Dair Yasa. 2-31 Mart 1923: 318 sayılı Mahkûm Aske- ri ve Sivil Usera Hakkında Affı Umumi llanı- na Daır yasa. 3- 26 Aralık 1923. 391 sayılı Affı Umumi Kanunu. 4- 16Nisan 1924:487 sayılı Affı Umumi Ka- nunu. 5- 11 Aralık 1924: 530 sayıiı Menı Müski- rat Kanunu Mucibince Mahkûm Bulunduru- lanlann Affı Hakkında Kanun. 6- 13 Mayıs 1929: 1441 sayılı Kabahatlann Affı ve Bazı Cürümlerin Takibat ve Cezalan- nın Tecili Hakkında Kanun. 7-26Ekım 1933. 2330 sayılı Af Kanunu. 8- 29 Haziran 1938.3527 sayılı Af Kanunu. 9- 19Nisan 1940: 3814sayılı27 Aralık 1939 Tarihinde \e Müteakip Günlerde Vukubulan Zelzelede Felakete Uğrayanlann Kurtanlma- sında Fevkalade Hızmetleri Görülen Bazı Mah- kûmlann Cezalannın Affı Hakkında Kanun. 10- 2 Ağustos 1944: 4627 sayılı Bazı Suç- lardan Mahkûm Bulunanlann Affına ve Bu Suçlardan maznun Olanlar Hakkında Takibat Yapılmasına Dair Kanun. II- !4Haziran 1946:4943 sayılı Af Kanunu. En çok af 1960-1970 arası DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in tartışmaya açtığı yeni bir af yasası gündemdeki sıcaklığmı koruyor. Arşivlere bakıldığmda, cumhuriyetin ilanından bugüne dek, en çok afl 960-1970 arasında olmak üzere 40 af yasası yürürlüğe girdi. Bu yıllar arasında 11 ayn af çıktı. 12-14 Temmuz 1951: 5677 sayılı Bazı Suç ve Cezalann Affı Hakkında Kanun. 13- 11 Mart 1954: 6385 Bazı Orman Suçla- nnın Affına ve Bazı Suçlardan MütevellitTaz- minatın Terkine Daır Kanun. 14- 23 Haziran 1958: 7132 sayılı Bazı Or- man Suçlannm Affına ve Bunlardan Mütevel- lit Idari Şahsi Haklannın Sukuruna Dair Kanun. 15- 28 Haziran 1960:4 sayılı Hürriyet Mü- cadelesi Uğruna Işlenen Bazı Suçlann Affına Dair Kanun. 16- 28 Haziran 1960: 6 sayılı Silah Taşıyan ve Bulunduranlann Affına Dair Kanun. 17-10 Eylül 1960: 79 sayılı Milli Korunma Suçlannm Affına Dair Kanun. 18-26 Ekim 1960: 113 sayılı Af Kanunu. 19- 18Kasım 1960:113 sayılı AfKanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesı ve Bu Kanu- na Bazı Hükümler Eklenmesine Dair Kanun. 20-16Ekim 1962:50 sayılı AskerKişiler Ta- rafından 22-23 Şubat 1962 Olaylan Dolayısıy- la veya Daha E\\el Bu Olaylara Esas Teşkil Edebılecek Mahıyette işlenen Fiıl ve Hareket- ler Içın Ceza Kovuşturması Yapılması Hakkın- da Kanun. 21- 16 Ekim 1962: 78 sayılı Anayasayı Ihlal Suçundan Yüksek Adalet Divanında Mahkûm Edilenlenn Cezalannın Kısmen Affı Hakkın- da Kanun. 22- 23 Şubat 1963: 218 sayılı Bazı Suç ve Cezalann Affı Hakkında Kanun. 23- 3 Ağustos 1966: 780 sayılı Bazı Suç ve Cezalann Affı Hakkında Kanun. 24- 26 Aralık 1967: 977 sayılı Af Kanunu. 25-15 Mayıs 1969: 1182 sayılı Anayasa Ni- zamını. Milli Güvenlik ve Huzuru Bozan Ba- zı FaillerHakkında 5 Mart 1962 Tarih ve38 sa- yılı Kanunun Yürürlükten Kaldınlması Hak- kında Kanun. 26- 26 Haziran 1973: 1779 sayılı Bazı Or- man Suçlannm Affına ve Bunlardan Mütevel- lit Idari Şahsi Haklannın Düşürülmesine Dair Kanun. 27-15 Mayıs 1974: 1803 sayılı Cumhuriye- tin 50. Yılı Nedenıyle Bazı Suç ve Cezalann Affı Hakkında Kanun. 28- 24 Şubat 1976: 1938 sayılı Cumhuriye- tin 50. Yıh NedeniyleÇıkanlan 1803 sayılı Af Kanunundan Kısmen Yararlanan Şoför ve Sü- rücülerin Mesleklerini lcap Edebileceklerine Dair Kanun. 29- 2 Ağustos 1977:2091 sayılı Haşhaş Eki- miyle llgili Bazı Cezalann Affı Hakkında Ka- nun. 30- 25 Eylül 1980: 6136 sayıiı Ateşli Silah- lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka- nun İle Türk Ceza Kanununun 264. Maddesın- de Yer Alan Ateşli Silahlar, Patlayıcı Madde- ler. Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Teslimi Hak- kındaki 2305 sayılı Kanuna tki Ek Madde Ek- lenmesine Dair Kanun. 31- 14Ocak 1982: 6136 sayılı Ateşli Silah- lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka- nun İle Türk Ceza Kanununun 264. Maddesin- de Yer Alan Ateşli Silahlar. Patlayıcı Madde- ler. Bıçaklar ve Benzeri Aletlenn Teslimi Hak- kındaki 2305 sayılı Kanuna İki Ek Madde Ek- lenmesine Dair Kanun. 32-5 Haziran 1985:3216 sayılı Bazı Suç Fa- illen Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanun. 33-25 Aralık 1985:6136 sayılı Ateşli Silah- lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka- nun İle Türk Ceza Kanunu'nun 264. Madde- sinde Yer Alan Ateşli Silahlar. Patlayıcı Mad- deler, Bıçaklar ve Benzerı Aletlerin Teslimi Hakkındakı 2305 sayılı Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi ve Ikı Maddesinin Yürürlükten Kal- dınlması Hakkında Kanun. 34-25 Mart 1988: 3419 sayılı Bazı Suç Fail- leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanunda Değişiklik yapılmasına tlışkm Kanun. 35- 2 Mart 1990: 3618 sayılı Bazı Suç Fail- leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına llişkin Ka- nun. 36- 12 Nısan 1991: 36 sayılı Terörle Müca- dele Kanunu ile Getirilen Şartla Toplu ya da Kısmi Af Kanunu. 37- 26 Kasım 1992: 3853 sayılı bazı Suç Fa- illen Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Ilışkın Kanun. 38- 8 Haziran 1993: 38 sayılı KHK 483 Sı- lahlı Çete Mensubu Olmayıp Herhangı bir Ne- denle Çete lçinde Bulunanlardan Suç Işleyen- ler Hakkında Takibat Yapılmayacağma llişkin Kanun Hükmünde Kararname. 39- I Haziran 1994: 3992 sayılı Ihracat Be- deli Dövizlerinı Süresinde Yurda Getirmeyen- lere 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Ko- ruma Hakında Kanun Gereğınce Uygulanacak Cezalann Affına Dair Kanun. 40- 28 Şubat 1992:4085 sayılı Bazı Suç Fail- leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına llişkin Ka- nun. T Y ı ı ı * î i r i ' l TÎvstf'ffctf» f^YtfTtA CHP Istanbulilve ilçe yöneticilerinin.\azdığı bir jazınedeniyle çarptı- * - ' " i * " 1 * M*M.y OM.K>\az c * l g c ı nldığı 75 ayükcezaWçekmek üzere Saı^Cezaevi'ndebulu'nangaze- teci Ragıp Duran"ı ziyaretine Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmedi. Saray Cezae\ i 1 ne giden heyetten yalnızca CHP İstanbul İl Baş- kanı Etem Cankurtaran ve Sangazi Belediye Başkanı Fikret Şahin, Ragıp Duran'la görüşebildi. Cankurtaran. Duran'ı zivaretten sonra yaptığı basın açıklamasında ~( ina\ct işlememiş, kaçakçılık yapmamış. sadece düşiincesini yazmış bir kimseye ziyaretin engellenmesi ne- denivle Adalet Bakanlığı nı kınıvorum" dedi. Düşünce suçlulannın devlet güvenlik mahkemelerinde(DG>İ) yargılanmalannı da eleşti- ren Cankurtaran, "DGM'ler olağanüsfü mahkemelerdir. 12 Eylül öncesi aydınlar ve işçi sınıfı. DGMlerin kapatılması için büyük dire- niş örneği göstermişlerdi. Bu yargılama usulü yargı bağımsızlığına aykırıdır. l luslararası hukuk açısından da bu mahkemelerin karar- lan geçersizdir. Sonuç, düşünce suçlulan cezae\inde' < diye konuştu. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) 'Yönetimde kadınlann az oluşu Türk-îslam sentezciliğinden kaynaklanıyor' MEB y dekadın, erkeMeringölgesinde YUSLFZİYAAY İstanbul Haber Servisi - Türkıye'dekı eğitim emekçilerinın vüzde 50'sını kadınlann oluştur- masına karşm Mılh Egıtım Bakanlığı (MEB) ve bağlı kuruluşlardakı yönetim birimlerinde ka- dınlara çok az yer verilıyor. Eğıtım-Sen İstanbul 2 No'lu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, MEB'de- ki "erkek egemenliğinin'*, 12 Eylül sonrası ANAP hükümetıne bağlı Milli Eğitim Bakanla- nnın. bakanlığın merkez ve taşra teşkilatını "Türk-İsUm sentezcisi" kadrolaşmaya açmasın- dan kaynaklandığını öne sürdü. Bakanlık Müsteşarlığı ve 7 müsteşaryardım- cılığı ile 3 kurul başkanlığı, halen erkek yönetı- cilerin elinde bulunuyor. Bakanlık teşkilatında 9 erkek genel müdür bulunmasına karjin_yalnızça__ Fkadın genel müdür görev yapıyor. Genel mü- dür yardımcılıklannda ise 21 erkeğe karşılık 5 kadın genel müdür yardımcısı görev yapıyor. MEB bınmlerınde 12 erkek Bağımsız Daıre Başkanı'na karşın hıç kadın Bağımsız Daıre Baş- kanı yer almazken Bağımsız Daıre Başkan Yar- dımcılannın 51'i erkek, 5"ı kadın yönetıcıden oluşuyor. MEB'ebağlı birimlerde 373 erkek şu- be müdürüne karşın 52 kadın şube müdürü bu- lunurken 80 ilin milli eğitim ınüdürleri ile bu ıl- lenn 300 milli eğitim müdür yardımcılıklarının tümü erkeklenn elinde bulunuyor. II mıllı eğitim müdürlüklertne bağlı şube müdürlüklennin de 332'sı erkek yöneticılere verılirken bu şube mü- dürlüklerinden valnızca 8'inde kadınlar bu gö- rev i yürütüyor. Türkiye'deki 800 ilçe milli eği- tim müdürlüğünün tümünde erkek yöneticiler görev alırken 1372 erkek ilçe milli eğitim şube d k d k Alaattin Dinçer. Türk-lslam sentezi anlayışına göre kadının yönetıci olmaMnın olanaksız oldu- ğunu öne sürerek ANAP hükümeti ve ardından gelen hükümetlerın de Türk-lslam sentezcı kad- rola^mayı sürdürdüklenni savundu. Eğitimcilerin > üzde ~0"e yakınının bilimsel ve demokratık eğıtımden yanayken yüzde 30'luk bölümünün ıse bilimsel eğitime karşı olduğunu savunan Dinçer. eğıtımi Türk-lslam sentezine göre örgütlendırmeve çalışanlann. imam-hatip lıselerı, Anadolu libelerı. Anadolu öğretmen lı- seleri, yenı açılan ılköğretim okullarının vöne- timlerinde gerçekleştirdiklennı söyledi. Yöneticı belırlenmesınde kadın kotasının ge- rekliltğme ınanan Eğitım-Sen, atamalarda kat, kariyer. eğitim veçalışma yılı gibi ölçütierin miidûriine karyn aynı görpvdp yaljuzca2& ka göz önûne alınmasını tsttyefr-Seftdtka^tfıçi ata- dınyönetıci bulunuyor. maveyerdeğiştirrnekorrıısyonlanndakendiüye- Eğitim-Sen fstanbul 2 No'lu Şube Başkanı lerinedeververilmesi gerektiğıni savunuyor. İhlaller terörle savaşıma gerekçe olamaz CHP'den 4 Demokratikleşme ve însan Haklan' raporu • CHP'hin ağustos ayı başında kamuoyuna açıklamayı planladığı 'Demokratikleşme ve însan Haklan Raporu'nda, terörle mücadelenin insan haklan ihlallerinin gerekçesini oluşturamayacağı vurgulandı. ANKARA (ANKA) - CHP'nin ağustos ayı başla- nnda kamuoyunun tartışma- sına açmayı planladığı "De- mokratikieşme ve Insan Haklan Raporu"nda, terör- le mücadelenin ınsan hakla- rı ihlallerinin gerekçesini oluşturamavacag] vurgulan- dı . "Ozgür birey,laikdemok- ratik de\ let örgiidü çoğuku toplum^un hedef olarak çı- zildiği raporda, terör sorunu- na karşı yenı güvenlik poli- tıkalannın oluşturulması ıs- tendi. Raporda, Kürt sorunu- na yönelik olarak da demok- ratikleşme ve bölgesel geliş- me politıkalannın uygula- maya konulmasının, üJkede sorunlann kalıcı olarak aşıl- masının ve iç barışın kökleş- tiriImesinin tek çıkış yolu ol- duğu ifade edildi. CHP'nin 5 Ağustos Di- yarbakır, 7 Ağustos İstanbul, 10 Ağustos Ankara ve 13 Ağustos'ta Gaziantep'te ya- pacağı bölge toplantılannın ardından son şeklini vererek kamuoyuna açıklamayı planladığı 'Detnokratikleş- me ve İnsan Haklan Rapo- ru'nda, terörün varlığının. hukuk devleti normlanndan vaz gaçmenin, insan hak ve özgürlüklerini ihlalin gerek- çesini oluşturamayacağı kaydedildi. Türkiye'de. cum- hunyetin kuruluşu üzerın- den 75 yıl geçmesine karşın demokrasinin yetennce ol- gunluğa kavuşturulamadığı, Tnsan haklan ihlallerinin gündemden çıkartılamadığı, hukuk devletT nörfnTaririın yeterince uygulamaya geçi- rilemediği, fırsat eşitliğinde kabul edilebilir düzeyç ula- şılamadığı ve iç banşın yete- rince kökleştirilemediğınin vurgulandığı raporda. Türki- ye'deki ınsan hakları ihlalle- rinin demokrasiyi genletti- ğı, iç banşı kanattığı ifade edildi. "Çagdaş demokrasi- lerde düşünce suç olamaz, düşüncevi ifade özgürlüğü kısttlanmnaz" ıfadesinın yer aldığı raporda, Türkiye'de düşüncenin yasaklanması, düşüncevi ifade özgürlükle- nnin kısıtlanması toplumu sindirmeye yönelik eylemler olarak nitelendırildı. Raporda, Doğu ve Güney- doğu Anadolu'nun 20'ye ya- kın ilini kapsayan bölgede, 14 yıldır terör, şiddet ve bas- kının bulunduğu dile getın- lerek, "PKK bir etnik ayn- lıkçı terör örgürüdür" denil- di. PKK'nin kendisı ıledaya- nışma ıçinde olmayan ke- simlere karşı, şiddet ve vah- şet dahil her türlü yöntemi kullanarak sındirme sıyase- ti güttüğü kaydedilen rapor- da, son iki yı Idır PKK 'nın si- lahlı çatışmaalanındagenle- diğı ve siyasi alanda etkınlik kazanma arayışına girdiğı belırtildi. Raporda. Güneydoğu'da demokrasinin yok düzeyde olduğu, eşıtsizlik, işsizlık. hukuksuzluk ve kuralsızlı- ğın terörü ve terör lobısıni besledıği, köy boşaltmalan ile insan haklannın kıtlesel ölçekte ihlal edildiğı, polis devleti görüntülerinin bölge- de güven boşlugu yarattığı telTrtilerek sorunun çözü- münün sosyal demokrat il- keler ve politikalarda olduğu ifade edildi. Buanlaşıylaso- runa kalıcı çözümün şu te- mel ilkelerçerçevesınde sağ- lanabileceğı belirtıldi: • Teröre ödün venlemez, sorunlar silahla çözülemez. • Ülkenin misak-ı milli bütünlüğünün bölünmezliğı tartışma konusu yapılamaz. • Akmakta olan kardeş kanı dinmeli, sorunlar hoş- görü ve iç banş zemininde çözümlenmelidir. • Yöredeki Kürt yurttaş- lan potansiyel suçlu görerek sorunlar çözümlenemez, olaylann mağduru Kürt kö- kenli yöre insanıdır. • Etnik duvarlılıklara de- mokratık çözüm, çok kültür- lü toplumların, çoğulcu de- mokiasınin v azgeçılmez ko- şuiudur. • İnsan haklan ihlallenne göz yumulamaz, hukukun üstünlüğünden geri adım atı- lamaz. • Feodal yapı aşılmadan, eşıtsızlikler giderilmeden, sosyal devlet yapılanması kökleştınlmeden sorunlara kalıcı çözüm sağlanamaz. • Ekonomık gelışme so- runları hızla aşılmalıdır. • Üniter de\ let yapısı, ço- ğulcu yerınden yönetımin, yerel demokrasinin engeli değildir. Doğu ve Güneydoğu'da terör sorununa karşı yenı gü- venlik politikalannın oluştu- rulması. Kürt sorununa yö- nelik olarak da demokratik- leşme ve bölgesel gelişme politıkalannın uygulamaya konulmasının. ülkede sorun- lann kalıcı olarak aşılması- nın ve iç banşın kökleştinl- mesinin tek çıkış yolu oldu- ğu belirtılen raporda, bölge=_ de çoğulcu demokrasinin ve demokralik_ hukuk dev leti anlayışının tüm kurum ve kurallanyla yaşama geçiril- mesi gerektıği vurgulandı. ÎIFIKNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR "Bugün içimde tarifsiz bir sıkıntı var, analık duygusu olacak, sanki oğlumun başının dertte olduğu içime doğdu. Ak- şam oldu, saatler geçti yerimde duramı- yorum. Bir yandan pencereden sürekli dışan bakıp, gecenin sessizliğinde oğlu- nmmayafcsesfennı BekJTyonJrn, yüreğim daralıyor, yerimde duramıyorum, gece bitmek bilmiyor, sabah bir türlü olmuyor. Birara gözlerimiaçtığımda sabah olmuş, koşup oğlumun yatağına bakıyorum hâ- lâ yok, Bitmek bilmeyen o üç gün, koşuş- turma telaş korku..." Pervin Binici, oğlunun cezaevine giri- şi ve orada çektiği acıları anlatan mektu- buna böyle başlamış...Çeşitli aramalar- dan sonra acılı ana, oğlunun Terörle Mü- cadele Şubesi'nde olduğunu öğreniyor. 15 gün sonra 16 yaşındaki oölu tutukla- nıyor ve cezaevine konuyor.llk kez oğ- luyla cezaevinde karşılaştıklan sahneyi şöyle anlatıyor: "Görüş kabinine otur- dum, gözlerim dolmaya başladı, güçlü olmam, ona üzüldüğü- mü belli etmemem la- zımdı. Kapı açıldı, ca- mın arkasında bitkin, göz altları morar- mış, sanki geçen zamanda eriyip gitmiş bir insan vardı. Bubenim oğlum muydu? Sakin olmalıydım..Vakit dolmuş, ayrılma saati geldi. Sarılıp doya doya öpmek is- tiyorum ama nafile." Sonra mahkeme günleri başlıyor: "Ço- cuklann dosyalanndan anladığım kada- nyla hiçbir silahlı eylem, bombalama gi- bi suç teşkil edecek bir şey yapmamış- lar. Neden bu suçlardan yargılanıyorlar? Bunda bir yanlışlık var elbette...Hâkim- ler, savcılar, mahkemelerboyunca ifade- leri hep uyuyarak dinlediler. Evet bu ya- lan değil, resmen uyuyorlardı." Sonun- da çocuklara bilinen maddelerden "si- lahlı çefe"ye üye olmaktan 12 ile 15 yıl ceza veriyorlar. Anne devam ediyor: "Işte o gün içim- dekı öfke daha da alevlendi, bir köşede Insan Haklan Kimin Sorunu? oturmuş ağlarken, bir ananın bağırması ile ırkildim: 'Ağlamayın, niye ağlıyorsu- nuz^ Bizim çocuklanmız hiçbir şey_ ğiliz. Bizlerde bu va- tanın insanlarıyız. Ben 14 yıldır bir sağlık kuruluşunda bu vatan için hizmet ver- Mim^J^ madı. El ele verip mücadele etmemiz ge- rekir' dedi." "Şimdi o geçecek uzun yıltar, nelerya- şayacağımı düşünüyorum. Cezaevleri sorunları her geçen gün artmakta. Bu süreçte hücreler, sevkler, sağlık sorunla- rı vb. hadsafhada... Gıtgıde içimdekiöf- ke artıyor, çıldıracak gibi oluyorum, bun- lara nasıl dayanırım dıye? Bazen ümitsız- liğe kapılıyorum. Öte yandan çocuklar istemedikleh yer- lere, ailelerinden uzaklara sevk edilmek istenıyor. Aileler yakındayken bile birsü- rü maddı sıkıntı ıçinde, çocuklarına bak- maya çalışırken, o kadar uzağa gıdip yav- rulannı nasıl görebilirler? Tabii onlar için bizim çocuklarımız terörıst. Biz de terö- Bir başka ana Hüsran Ölçen, aynı dertleri dile getiriyor. Gülnaz Türkmen de aynı acılardan yakınıyor. Çocuklannın hücrelere kapatılmak istenmesine tepki- lerini dile getiriyor. Güner Şener mektu- bunun başlığına "Ağlarsa Anam Ağlar mı?" başlığını atmış. 17 yaşındaki oğlu- nun, yine benzer "silahlı çete" gerekçe- siyle 12.5 yıl hapse mahkûm edildiğini anlatıyor. Onümde anaların mektuplan yığılı. Her biri, bir başka acı ses veriyor. Dayanılır, katlanılır gibi değil. Bütün bu mektuplar, Türkiye'nin bir hu- kuk devleti olmadığını, insan haklannın ağır şekilde çiğnendiğini tek tek insan ör- neğinde bir kez daha gözler önüne seri- yor. Bir ülkede insan olan herkes, bu acıla- n yüreğinde duyuyor. Üzücü olan, geç- mişte demokrasi ve insan hakları ihlalle ri konusunda duyarlı bazı çevrelerin, a tık bu duyarlılıklarını gıderek yitirmeleri.. Hatta,4nsarrhaktarriçinTnücadeteTTİn7iş^ kence ile mücadelenin, adil bir hukuk sis- temi için mücadelenin, "Amerika'nın oyunu" olduğunu söyleyecek kadar ileri gidenlere bile rastlıyoruz. Bunlann bir kıs- mının solcular olması çok acı verici. Bazı solcular, MHP'lilerleTürkçülük ve milliyetçilık ittifakları peşinde koşarken buna "antiemperyalizm" kılıfı bileyükle- yebiliyorlar. Insan hakları ihlallerinin acı- sını biz mı çekiyoruz. Batılılar ve ABD mi? Adaletsizlik ve haksızlık, bizim ülkemiz- de yaşamyor; bunun acısını biz çekiyo- ruz. Demokrasi ve özgürlük bizim soru- numuz. Acılı analan sahiplenmek, bu acılan or- tadan kaldırmak için çabalamak herhal- de öncelikle bizim işimiz olmalı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle