Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
İAYFA CUMHÜRİYET 26 TEMMUZ 1998 PAZAR
HABERLER
167. buluşmada
yme bufunan yok
I İstanbul Haber Servisi
- Cumartesı Annelerı. ka-
yıplann bulunması için
dün 167. kez Galatasaray
Lisesi önünde oturma
eylemi >aptı. Kayıp
analannın dünkü konuğu
Alman Sosyal Demokrat
Parti (PDS) nıilletvekili
Heıde Lıppmann Carsten.
.annelenn mücadelesini
yakından izlediklerini
belırttı. Almanya"nm
Türkıye'ye hâlâ silah
sattığını ifade eden
Carsten. bu durumdan
utanç duvduğunu kaydetti.
Anneler adına konuşan
"Nimet Tannkulu, sansürün
kaldinlışının 90. yılında
Türkiye'de sansürün
'sürdüğünü. gazetecılerin
kaybedıldiğinı öne sürdü.
Ordudan ihraç
edHen subaylar
• ANKARA(AA)-
'Başbakan Yardımcısı ve
Mılh Savunma Bakanı
lsmet Sezgin, ırticai
faaliyetlerı nedenıyle son
iki yıl içerisinde. Türk
Silahlı Kuvvetleri'nden
toplam 517 subay ve
asbubayın ıhraç edıldiğıni
açıkladı. lsmet Sezgin,
ANAP Istanbul milletvekili
Halıt Dumankaya'nın
konuya ılışkın soru
önergesini
icevaplandınrken,
REFAHYOL hükümeti
dönemınde, 30 Haziran
19%ıle30Hazıran 1997
- tarıhlen arasında. ırticai
faaliyetlerı nedenıyle
TSKden 100 subay ve 127
astsubay olmak üzere
toplam 227 kişinın
ilişiğının kesildiğini
bildirdi.
Kmtayda
oturma eylemi
• ANKARA(AA)-lnsan
Hakları Derneği(lHD)
Ankara Şubesı'nın
cumartesı günlerı
düzenledığı oturma
eylemınde. cezaevlerındeki
şartlann iyileştirilme.si
istendı. Yüksel
Caddesi'ndekı Insan
Hakları Anıtı önünde
yapılan oturma eylemınde
İHDadına yapılan
açıklamada. siyası
düşüncelerinden dolayı
cezaevlennde bulunan
suçluların serbest
bırakılması talep edildi.
Içişleri Bakam
Sıvas'ta
• SlYAS (Cumhuriyet) -
Içişleri Bakanı Murat
Başesgıoğlu. PKK'nin
değışik yerlere dağılma
gibi bir strateji güttüğünün
anlaşıldığını belirterek
"Bu. tamamen eşkıyaliktır.
Eşkıya, geçmışte de bu tür
eylemlere girışmiştir. ama
hiçbir eyleminde muvaffak
olamamıştır" dedi. Sıvas
Valiliği Özel Idare
Müdürlüğü tarafından
yapılan tesıslerin açılışına
katılmak ve ıncelemelerde
bulunmak üzere Emniyet
Genel Müdürü Necati
Bilican ile birlıkte
helikopterle Sıvas'a gelen
Içişleri Bakam-
Başesgioğlu, Vali Aydın
-Güclü"vü makamında—
ziyaret ederek bilgı aldı.
Günday amldı
• GLMLŞHANE
(Cumhuriyet)-25 Temmuz
1995'tetürbanla
duruşmaya girmelerine izin
vermediği gerekçesiyle
gericıler tarafından
bürosunda öldürülen
Gümüşhane Barosu
Başkanı Ali Günday.
^Boyluca köyündeki mezan
baş'ında anıîdı. CHP II
Başkanı Sevil Dülgeroğlu,
Ali Günday'ın hukuk
kurallannı uyguladığı içın
öldürüldüğüne dikkat
çekerek, "Ali Günday güç
koşullarda gözünü
esırgemeyen bır görev
anlayışıyla çalışan laik,
demokrat. titiz \e çalışkan
bir insandı" dedi. Türk
Barolar Birliği'nin törene
katılmayışını protesto eden
Ali Günday'ın eşi Türkan
Günday. "Demek ki
önemii olan Ali Günday
değildi" dedi.
1923'ten 1994 yılına kadar 19 genel, 23 kısmi genel, 3 kısmi, 4 toplu özel af yasası hazırlandı
Her 18 aya bir af düşiiyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Tutuklu ve
hükümlüler ıçın DSP'nin gündeme getirdiği
"gend af" önerisi tartışılmaya devam ederken,
Cumhunyet'in ılan edildiğı 1923 yılından gü-
nümüze kadar çeşitlı tarihlerde 40 ayn af ya-
sasının yürürlüğe gırdiğı belirlendi.
Buna göre ortalama her 18 aya bir af düşer-
ken, en çok af 1960-1970 arasında yürürlüğe
gırdı Bu yıllar arasında 11 ayn af yasası çıka-
nldı.
Adafet Bakanlığı Kanunlar ve Kararlar Ge-
nel Müdürlüğü'nünverilerinegöre, 1923 yılın-
dan günümüze kadarçıkanlan afyasabnnın ad
ve tarihleri şöyle:
I- HTemmuz 1937: 135sayıhDarülharb'de
Hüsnü Hizmet ve Yararhlık lbraz Eden Mah-
kûminin Müddeti Mahkûmiyetlerinin Affına
Dair Yasa.
2-31 Mart 1923: 318 sayılı Mahkûm Aske-
ri ve Sivil Usera Hakkında Affı Umumi llanı-
na Daır yasa.
3- 26 Aralık 1923. 391 sayılı Affı Umumi
Kanunu.
4- 16Nisan 1924:487 sayılı Affı Umumi Ka-
nunu.
5- 11 Aralık 1924: 530 sayıiı Menı Müski-
rat Kanunu Mucibince Mahkûm Bulunduru-
lanlann Affı Hakkında Kanun.
6- 13 Mayıs 1929: 1441 sayılı Kabahatlann
Affı ve Bazı Cürümlerin Takibat ve Cezalan-
nın Tecili Hakkında Kanun.
7-26Ekım 1933. 2330 sayılı Af Kanunu.
8- 29 Haziran 1938.3527 sayılı Af Kanunu.
9- 19Nisan 1940: 3814sayılı27 Aralık 1939
Tarihinde \e Müteakip Günlerde Vukubulan
Zelzelede Felakete Uğrayanlann Kurtanlma-
sında Fevkalade Hızmetleri Görülen Bazı Mah-
kûmlann Cezalannın Affı Hakkında Kanun.
10- 2 Ağustos 1944: 4627 sayılı Bazı Suç-
lardan Mahkûm Bulunanlann Affına ve Bu
Suçlardan maznun Olanlar Hakkında Takibat
Yapılmasına Dair Kanun.
II- !4Haziran 1946:4943 sayılı Af Kanunu.
En çok af
1960-1970 arası
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'in tartışmaya açtığı
yeni bir af yasası
gündemdeki sıcaklığmı
koruyor. Arşivlere
bakıldığmda, cumhuriyetin
ilanından bugüne dek, en
çok afl 960-1970 arasında
olmak üzere 40 af yasası
yürürlüğe girdi. Bu yıllar
arasında 11 ayn af çıktı.
12-14 Temmuz 1951: 5677 sayılı Bazı Suç
ve Cezalann Affı Hakkında Kanun.
13- 11 Mart 1954: 6385 Bazı Orman Suçla-
nnın Affına ve Bazı Suçlardan MütevellitTaz-
minatın Terkine Daır Kanun.
14- 23 Haziran 1958: 7132 sayılı Bazı Or-
man Suçlannm Affına ve Bunlardan Mütevel-
lit Idari Şahsi Haklannın Sukuruna Dair Kanun.
15- 28 Haziran 1960:4 sayılı Hürriyet Mü-
cadelesi Uğruna Işlenen Bazı Suçlann Affına
Dair Kanun.
16- 28 Haziran 1960: 6 sayılı Silah Taşıyan
ve Bulunduranlann Affına Dair Kanun.
17-10 Eylül 1960: 79 sayılı Milli Korunma
Suçlannm Affına Dair Kanun.
18-26 Ekim 1960: 113 sayılı Af Kanunu.
19- 18Kasım 1960:113 sayılı AfKanununun
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesı ve Bu Kanu-
na Bazı Hükümler Eklenmesine Dair Kanun.
20-16Ekim 1962:50 sayılı AskerKişiler Ta-
rafından 22-23 Şubat 1962 Olaylan Dolayısıy-
la veya Daha E\\el Bu Olaylara Esas Teşkil
Edebılecek Mahıyette işlenen Fiıl ve Hareket-
ler Içın Ceza Kovuşturması Yapılması Hakkın-
da Kanun.
21- 16 Ekim 1962: 78 sayılı Anayasayı Ihlal
Suçundan Yüksek Adalet Divanında Mahkûm
Edilenlenn Cezalannın Kısmen Affı Hakkın-
da Kanun.
22- 23 Şubat 1963: 218 sayılı Bazı Suç ve
Cezalann Affı Hakkında Kanun.
23- 3 Ağustos 1966: 780 sayılı Bazı Suç ve
Cezalann Affı Hakkında Kanun.
24- 26 Aralık 1967: 977 sayılı Af Kanunu.
25-15 Mayıs 1969: 1182 sayılı Anayasa Ni-
zamını. Milli Güvenlik ve Huzuru Bozan Ba-
zı FaillerHakkında 5 Mart 1962 Tarih ve38 sa-
yılı Kanunun Yürürlükten Kaldınlması Hak-
kında Kanun.
26- 26 Haziran 1973: 1779 sayılı Bazı Or-
man Suçlannm Affına ve Bunlardan Mütevel-
lit Idari Şahsi Haklannın Düşürülmesine Dair
Kanun.
27-15 Mayıs 1974: 1803 sayılı Cumhuriye-
tin 50. Yılı Nedenıyle Bazı Suç ve Cezalann
Affı Hakkında Kanun.
28- 24 Şubat 1976: 1938 sayılı Cumhuriye-
tin 50. Yıh NedeniyleÇıkanlan 1803 sayılı Af
Kanunundan Kısmen Yararlanan Şoför ve Sü-
rücülerin Mesleklerini lcap Edebileceklerine
Dair Kanun.
29- 2 Ağustos 1977:2091 sayılı Haşhaş Eki-
miyle llgili Bazı Cezalann Affı Hakkında Ka-
nun.
30- 25 Eylül 1980: 6136 sayıiı Ateşli Silah-
lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka-
nun İle Türk Ceza Kanununun 264. Maddesın-
de Yer Alan Ateşli Silahlar, Patlayıcı Madde-
ler. Bıçaklar ve Benzeri Aletlerin Teslimi Hak-
kındaki 2305 sayılı Kanuna tki Ek Madde Ek-
lenmesine Dair Kanun.
31- 14Ocak 1982: 6136 sayılı Ateşli Silah-
lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka-
nun İle Türk Ceza Kanununun 264. Maddesin-
de Yer Alan Ateşli Silahlar. Patlayıcı Madde-
ler. Bıçaklar ve Benzeri Aletlenn Teslimi Hak-
kındaki 2305 sayılı Kanuna İki Ek Madde Ek-
lenmesine Dair Kanun.
32-5 Haziran 1985:3216 sayılı Bazı Suç Fa-
illen Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair
Kanun.
33-25 Aralık 1985:6136 sayılı Ateşli Silah-
lar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Ka-
nun İle Türk Ceza Kanunu'nun 264. Madde-
sinde Yer Alan Ateşli Silahlar. Patlayıcı Mad-
deler, Bıçaklar ve Benzerı Aletlerin Teslimi
Hakkındakı 2305 sayılı Kanuna Bir Ek Madde
Eklenmesi ve Ikı Maddesinin Yürürlükten Kal-
dınlması Hakkında Kanun.
34-25 Mart 1988: 3419 sayılı Bazı Suç Fail-
leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair
Kanunda Değişiklik yapılmasına tlışkm Kanun.
35- 2 Mart 1990: 3618 sayılı Bazı Suç Fail-
leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair
Kanunda Değişiklik Yapılmasına llişkin Ka-
nun.
36- 12 Nısan 1991: 36 sayılı Terörle Müca-
dele Kanunu ile Getirilen Şartla Toplu ya da
Kısmi Af Kanunu.
37- 26 Kasım 1992: 3853 sayılı bazı Suç Fa-
illen Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Ilışkın Kanun.
38- 8 Haziran 1993: 38 sayılı KHK 483 Sı-
lahlı Çete Mensubu Olmayıp Herhangı bir Ne-
denle Çete lçinde Bulunanlardan Suç Işleyen-
ler Hakkında Takibat Yapılmayacağma llişkin
Kanun Hükmünde Kararname.
39- I Haziran 1994: 3992 sayılı Ihracat Be-
deli Dövizlerinı Süresinde Yurda Getirmeyen-
lere 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Ko-
ruma Hakında Kanun Gereğınce Uygulanacak
Cezalann Affına Dair Kanun.
40- 28 Şubat 1992:4085 sayılı Bazı Suç Fail-
leri Hakkında Uygulanacak Hükümlere Dair
Kanunda Değişiklik Yapılmasına llişkin Ka-
nun.
T Y ı ı ı * î i r i ' l TÎvstf'ffctf» f^YtfTtA CHP Istanbulilve ilçe yöneticilerinin.\azdığı bir jazınedeniyle çarptı-
* - ' " i * "
1
* M*M.y OM.K>\az c * l g c ı nldığı 75 ayükcezaWçekmek üzere Saı^Cezaevi'ndebulu'nangaze-
teci Ragıp Duran"ı ziyaretine Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmedi. Saray Cezae\ i
1
ne giden heyetten yalnızca CHP İstanbul İl Baş-
kanı Etem Cankurtaran ve Sangazi Belediye Başkanı Fikret Şahin, Ragıp Duran'la görüşebildi. Cankurtaran. Duran'ı zivaretten sonra
yaptığı basın açıklamasında ~( ina\ct işlememiş, kaçakçılık yapmamış. sadece düşiincesini yazmış bir kimseye ziyaretin engellenmesi ne-
denivle Adalet Bakanlığı nı kınıvorum" dedi. Düşünce suçlulannın devlet güvenlik mahkemelerinde(DG>İ) yargılanmalannı da eleşti-
ren Cankurtaran, "DGM'ler olağanüsfü mahkemelerdir. 12 Eylül öncesi aydınlar ve işçi sınıfı. DGMlerin kapatılması için büyük dire-
niş örneği göstermişlerdi. Bu yargılama usulü yargı bağımsızlığına aykırıdır. l luslararası hukuk açısından da bu mahkemelerin karar-
lan geçersizdir. Sonuç, düşünce suçlulan cezae\inde'
<
diye konuştu. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
'Yönetimde kadınlann az oluşu Türk-îslam sentezciliğinden kaynaklanıyor'
MEB
y
dekadın, erkeMeringölgesinde
YUSLFZİYAAY
İstanbul Haber Servisi - Türkıye'dekı eğitim
emekçilerinın vüzde 50'sını kadınlann oluştur-
masına karşm Mılh Egıtım Bakanlığı (MEB) ve
bağlı kuruluşlardakı yönetim birimlerinde ka-
dınlara çok az yer verilıyor. Eğıtım-Sen İstanbul
2 No'lu Şube Başkanı Alaattin Dinçer, MEB'de-
ki "erkek egemenliğinin'*, 12 Eylül sonrası
ANAP hükümetıne bağlı Milli Eğitim Bakanla-
nnın. bakanlığın merkez ve taşra teşkilatını
"Türk-İsUm sentezcisi" kadrolaşmaya açmasın-
dan kaynaklandığını öne sürdü.
Bakanlık Müsteşarlığı ve 7 müsteşaryardım-
cılığı ile 3 kurul başkanlığı, halen erkek yönetı-
cilerin elinde bulunuyor. Bakanlık teşkilatında 9
erkek genel müdür bulunmasına karjin_yalnızça__
Fkadın genel müdür görev yapıyor. Genel mü-
dür yardımcılıklannda ise 21 erkeğe karşılık 5
kadın genel müdür yardımcısı görev yapıyor.
MEB bınmlerınde 12 erkek Bağımsız Daıre
Başkanı'na karşın hıç kadın Bağımsız Daıre Baş-
kanı yer almazken Bağımsız Daıre Başkan Yar-
dımcılannın 51'i erkek, 5"ı kadın yönetıcıden
oluşuyor. MEB'ebağlı birimlerde 373 erkek şu-
be müdürüne karşın 52 kadın şube müdürü bu-
lunurken 80 ilin milli eğitim ınüdürleri ile bu ıl-
lenn 300 milli eğitim müdür yardımcılıklarının
tümü erkeklenn elinde bulunuyor. II mıllı eğitim
müdürlüklertne bağlı şube müdürlüklennin de
332'sı erkek yöneticılere verılirken bu şube mü-
dürlüklerinden valnızca 8'inde kadınlar bu gö-
rev i yürütüyor. Türkiye'deki 800 ilçe milli eği-
tim müdürlüğünün tümünde erkek yöneticiler
görev alırken 1372 erkek ilçe milli eğitim şube
d k d k
Alaattin Dinçer. Türk-lslam sentezi anlayışına
göre kadının yönetıci olmaMnın olanaksız oldu-
ğunu öne sürerek ANAP hükümeti ve ardından
gelen hükümetlerın de Türk-lslam sentezcı kad-
rola^mayı sürdürdüklenni savundu.
Eğitimcilerin > üzde ~0"e yakınının bilimsel ve
demokratık eğıtımden yanayken yüzde 30'luk
bölümünün ıse bilimsel eğitime karşı olduğunu
savunan Dinçer. eğıtımi Türk-lslam sentezine
göre örgütlendırmeve çalışanlann. imam-hatip
lıselerı, Anadolu libelerı. Anadolu öğretmen lı-
seleri, yenı açılan ılköğretim okullarının vöne-
timlerinde gerçekleştirdiklennı söyledi.
Yöneticı belırlenmesınde kadın kotasının ge-
rekliltğme ınanan Eğitım-Sen, atamalarda
kat, kariyer. eğitim veçalışma yılı gibi ölçütierin
miidûriine karyn aynı görpvdp yaljuzca2& ka göz önûne alınmasını tsttyefr-Seftdtka^tfıçi ata-
dınyönetıci bulunuyor. maveyerdeğiştirrnekorrıısyonlanndakendiüye-
Eğitim-Sen fstanbul 2 No'lu Şube Başkanı lerinedeververilmesi gerektiğıni savunuyor.
İhlaller terörle savaşıma gerekçe olamaz
CHP'den
4
Demokratikleşme
ve însan Haklan' raporu
• CHP'hin ağustos ayı başında kamuoyuna
açıklamayı planladığı 'Demokratikleşme ve
însan Haklan Raporu'nda, terörle
mücadelenin insan haklan ihlallerinin
gerekçesini oluşturamayacağı vurgulandı.
ANKARA (ANKA) -
CHP'nin ağustos ayı başla-
nnda kamuoyunun tartışma-
sına açmayı planladığı "De-
mokratikieşme ve Insan
Haklan Raporu"nda, terör-
le mücadelenin ınsan hakla-
rı ihlallerinin gerekçesini
oluşturamavacag] vurgulan-
dı . "Ozgür birey,laikdemok-
ratik de\ let örgiidü çoğuku
toplum^un hedef olarak çı-
zildiği raporda, terör sorunu-
na karşı yenı güvenlik poli-
tıkalannın oluşturulması ıs-
tendi. Raporda, Kürt sorunu-
na yönelik olarak da demok-
ratikleşme ve bölgesel geliş-
me politıkalannın uygula-
maya konulmasının, üJkede
sorunlann kalıcı olarak aşıl-
masının ve iç barışın kökleş-
tiriImesinin tek çıkış yolu ol-
duğu ifade edildi.
CHP'nin 5 Ağustos Di-
yarbakır, 7 Ağustos İstanbul,
10 Ağustos Ankara ve 13
Ağustos'ta Gaziantep'te ya-
pacağı bölge toplantılannın
ardından son şeklini vererek
kamuoyuna açıklamayı
planladığı 'Detnokratikleş-
me ve İnsan Haklan Rapo-
ru'nda, terörün varlığının.
hukuk devleti normlanndan
vaz gaçmenin, insan hak ve
özgürlüklerini ihlalin gerek-
çesini oluşturamayacağı
kaydedildi. Türkiye'de. cum-
hunyetin kuruluşu üzerın-
den 75 yıl geçmesine karşın
demokrasinin yetennce ol-
gunluğa kavuşturulamadığı,
Tnsan haklan ihlallerinin
gündemden çıkartılamadığı,
hukuk devletT nörfnTaririın
yeterince uygulamaya geçi-
rilemediği, fırsat eşitliğinde
kabul edilebilir düzeyç ula-
şılamadığı ve iç banşın yete-
rince kökleştirilemediğınin
vurgulandığı raporda. Türki-
ye'deki ınsan hakları ihlalle-
rinin demokrasiyi genletti-
ğı, iç banşı kanattığı ifade
edildi. "Çagdaş demokrasi-
lerde düşünce suç olamaz,
düşüncevi ifade özgürlüğü
kısttlanmnaz" ıfadesinın yer
aldığı raporda, Türkiye'de
düşüncenin yasaklanması,
düşüncevi ifade özgürlükle-
nnin kısıtlanması toplumu
sindirmeye yönelik eylemler
olarak nitelendırildı.
Raporda, Doğu ve Güney-
doğu Anadolu'nun 20'ye ya-
kın ilini kapsayan bölgede,
14 yıldır terör, şiddet ve bas-
kının bulunduğu dile getın-
lerek, "PKK bir etnik ayn-
lıkçı terör örgürüdür" denil-
di. PKK'nin kendisı ıledaya-
nışma ıçinde olmayan ke-
simlere karşı, şiddet ve vah-
şet dahil her türlü yöntemi
kullanarak sındirme sıyase-
ti güttüğü kaydedilen rapor-
da, son iki yı Idır PKK 'nın si-
lahlı çatışmaalanındagenle-
diğı ve siyasi alanda etkınlik
kazanma arayışına girdiğı
belırtildi.
Raporda. Güneydoğu'da
demokrasinin yok düzeyde
olduğu, eşıtsizlik, işsizlık.
hukuksuzluk ve kuralsızlı-
ğın terörü ve terör lobısıni
besledıği, köy boşaltmalan
ile insan haklannın kıtlesel
ölçekte ihlal edildiğı, polis
devleti görüntülerinin bölge-
de güven boşlugu yarattığı
telTrtilerek sorunun çözü-
münün sosyal demokrat il-
keler ve politikalarda olduğu
ifade edildi. Buanlaşıylaso-
runa kalıcı çözümün şu te-
mel ilkelerçerçevesınde sağ-
lanabileceğı belirtıldi:
• Teröre ödün venlemez,
sorunlar silahla çözülemez.
• Ülkenin misak-ı milli
bütünlüğünün bölünmezliğı
tartışma konusu yapılamaz.
• Akmakta olan kardeş
kanı dinmeli, sorunlar hoş-
görü ve iç banş zemininde
çözümlenmelidir.
• Yöredeki Kürt yurttaş-
lan potansiyel suçlu görerek
sorunlar çözümlenemez,
olaylann mağduru Kürt kö-
kenli yöre insanıdır.
• Etnik duvarlılıklara de-
mokratık çözüm, çok kültür-
lü toplumların, çoğulcu de-
mokiasınin v azgeçılmez ko-
şuiudur.
• İnsan haklan ihlallenne
göz yumulamaz, hukukun
üstünlüğünden geri adım atı-
lamaz.
• Feodal yapı aşılmadan,
eşıtsızlikler giderilmeden,
sosyal devlet yapılanması
kökleştınlmeden sorunlara
kalıcı çözüm sağlanamaz.
• Ekonomık gelışme so-
runları hızla aşılmalıdır.
• Üniter de\ let yapısı, ço-
ğulcu yerınden yönetımin,
yerel demokrasinin engeli
değildir.
Doğu ve Güneydoğu'da
terör sorununa karşı yenı gü-
venlik politikalannın oluştu-
rulması. Kürt sorununa yö-
nelik olarak da demokratik-
leşme ve bölgesel gelişme
politıkalannın uygulamaya
konulmasının. ülkede sorun-
lann kalıcı olarak aşılması-
nın ve iç banşın kökleştinl-
mesinin tek çıkış yolu oldu-
ğu belirtılen raporda, bölge=_
de çoğulcu demokrasinin ve
demokralik_ hukuk dev leti
anlayışının tüm kurum ve
kurallanyla yaşama geçiril-
mesi gerektıği vurgulandı.
ÎIFIKNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
"Bugün içimde tarifsiz bir sıkıntı var,
analık duygusu olacak, sanki oğlumun
başının dertte olduğu içime doğdu. Ak-
şam oldu, saatler geçti yerimde duramı-
yorum. Bir yandan pencereden sürekli
dışan bakıp, gecenin sessizliğinde oğlu-
nmmayafcsesfennı BekJTyonJrn, yüreğim
daralıyor, yerimde duramıyorum, gece
bitmek bilmiyor, sabah bir türlü olmuyor.
Birara gözlerimiaçtığımda sabah olmuş,
koşup oğlumun yatağına bakıyorum hâ-
lâ yok, Bitmek bilmeyen o üç gün, koşuş-
turma telaş korku..."
Pervin Binici, oğlunun cezaevine giri-
şi ve orada çektiği acıları anlatan mektu-
buna böyle başlamış...Çeşitli aramalar-
dan sonra acılı ana, oğlunun Terörle Mü-
cadele Şubesi'nde olduğunu öğreniyor.
15 gün sonra 16 yaşındaki oölu tutukla-
nıyor ve cezaevine konuyor.llk kez oğ-
luyla cezaevinde karşılaştıklan sahneyi
şöyle anlatıyor: "Görüş kabinine otur-
dum, gözlerim dolmaya başladı, güçlü
olmam, ona üzüldüğü-
mü belli etmemem la-
zımdı. Kapı açıldı, ca-
mın arkasında bitkin, göz altları morar-
mış, sanki geçen zamanda eriyip gitmiş
bir insan vardı. Bubenim oğlum muydu?
Sakin olmalıydım..Vakit dolmuş, ayrılma
saati geldi. Sarılıp doya doya öpmek is-
tiyorum ama nafile."
Sonra mahkeme günleri başlıyor: "Ço-
cuklann dosyalanndan anladığım kada-
nyla hiçbir silahlı eylem, bombalama gi-
bi suç teşkil edecek bir şey yapmamış-
lar. Neden bu suçlardan yargılanıyorlar?
Bunda bir yanlışlık var elbette...Hâkim-
ler, savcılar, mahkemelerboyunca ifade-
leri hep uyuyarak dinlediler. Evet bu ya-
lan değil, resmen uyuyorlardı." Sonun-
da çocuklara bilinen maddelerden "si-
lahlı çefe"ye üye olmaktan 12 ile 15 yıl
ceza veriyorlar.
Anne devam ediyor: "Işte o gün içim-
dekı öfke daha da alevlendi, bir köşede
Insan Haklan Kimin Sorunu?
oturmuş ağlarken, bir ananın bağırması
ile ırkildim: 'Ağlamayın, niye ağlıyorsu-
nuz^ Bizim çocuklanmız hiçbir şey_
ğiliz. Bizlerde bu va-
tanın insanlarıyız. Ben 14 yıldır bir sağlık
kuruluşunda bu vatan için hizmet ver-
Mim^J^
madı. El ele verip mücadele etmemiz ge-
rekir' dedi."
"Şimdi o geçecek uzun yıltar, nelerya-
şayacağımı düşünüyorum. Cezaevleri
sorunları her geçen gün artmakta. Bu
süreçte hücreler, sevkler, sağlık sorunla-
rı vb. hadsafhada... Gıtgıde içimdekiöf-
ke artıyor, çıldıracak gibi oluyorum, bun-
lara nasıl dayanırım dıye? Bazen ümitsız-
liğe kapılıyorum.
Öte yandan çocuklar istemedikleh yer-
lere, ailelerinden uzaklara sevk edilmek
istenıyor. Aileler yakındayken bile birsü-
rü maddı sıkıntı ıçinde, çocuklarına bak-
maya çalışırken, o kadar uzağa gıdip yav-
rulannı nasıl görebilirler? Tabii onlar için
bizim çocuklarımız terörıst. Biz de terö-
Bir başka ana Hüsran Ölçen, aynı
dertleri dile getiriyor. Gülnaz Türkmen
de aynı acılardan yakınıyor. Çocuklannın
hücrelere kapatılmak istenmesine tepki-
lerini dile getiriyor. Güner Şener mektu-
bunun başlığına "Ağlarsa Anam Ağlar
mı?" başlığını atmış. 17 yaşındaki oğlu-
nun, yine benzer "silahlı çete" gerekçe-
siyle 12.5 yıl hapse mahkûm edildiğini
anlatıyor. Onümde anaların mektuplan
yığılı. Her biri, bir başka acı ses veriyor.
Dayanılır, katlanılır gibi değil.
Bütün bu mektuplar, Türkiye'nin bir hu-
kuk devleti olmadığını, insan haklannın
ağır şekilde çiğnendiğini tek tek insan ör-
neğinde bir kez daha gözler önüne seri-
yor.
Bir ülkede insan olan herkes, bu acıla-
n yüreğinde duyuyor. Üzücü olan, geç-
mişte demokrasi ve insan hakları ihlalle
ri konusunda duyarlı bazı çevrelerin, a
tık bu duyarlılıklarını gıderek yitirmeleri..
Hatta,4nsarrhaktarriçinTnücadeteTTİn7iş^
kence ile mücadelenin, adil bir hukuk sis-
temi için mücadelenin, "Amerika'nın
oyunu" olduğunu söyleyecek kadar ileri
gidenlere bile rastlıyoruz. Bunlann bir kıs-
mının solcular olması çok acı verici.
Bazı solcular, MHP'lilerleTürkçülük ve
milliyetçilık ittifakları peşinde koşarken
buna "antiemperyalizm" kılıfı bileyükle-
yebiliyorlar. Insan hakları ihlallerinin acı-
sını biz mı çekiyoruz. Batılılar ve ABD mi?
Adaletsizlik ve haksızlık, bizim ülkemiz-
de yaşamyor; bunun acısını biz çekiyo-
ruz. Demokrasi ve özgürlük bizim soru-
numuz.
Acılı analan sahiplenmek, bu acılan or-
tadan kaldırmak için çabalamak herhal-
de öncelikle bizim işimiz olmalı.