24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 TEMMUZ 1998 PAZAR 14 KULTUR 5. Bilkent Uluslararası Anadolu Müzik Festivali'ne yöresel müzik ve danslar da katılacak Anadohı'da 'Halk şölenf başlıyor ESRA ALİÇAVL'ŞOĞLU Bilkent Ünıversitesı Müzik ve Sahne Sanatlan Fakültesi Deka- nı Ersin Onay. Türkıye'de ilk 5zel senfonı orkestrasının kuru- :uluğunu üstlenmiş bir ısim. Ge- leceğin sanatçılannı ve sanatçı- lann geleceğini hazırlamak üze- ne kurulan fakülte. beş yıldır sür- dûrdüğü Bilkent Anadolu Müzik Festivalı vedigeretkınlikleriyle deTürkiye'dehaylı kısırolan sa- nat ortamına renk getirmeyi sür- dürüyor. Bilkent Senfoni Orkestrası (BASSO), fakültenin özgün bir sanat projesi olarak 1993 yılın- da kuruldu. Ülkemızin ilk ulus- lararası, akademik ve özel sen- fonik kuruluşuydu hayata geçi- nlen... Bu yıl beşincisi gerçekleştiri- leaek olan Bilkent Uluslararası Anadolu Müzik Festivali'ne Gii- rer Avkal. Rudolfo Bonucci, Alf- red Michourine şef. Hakan Ay- sev(tenor), Mesutİktu,(bariton), Pekin Kırgız (tenor)solist olarak katılacak. 8 Ağustos-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan festival, 8 Ağustos'ta Ankara, 10 Ağustos'ta Siirt, ! 1 Ağustos'ta Batman, 12 Ağustos'ta Mardin, 13 Ağustos'ta Şırnak. 14 Ağus- tos'ta Şanlıurfa, 15 Ağustos'ta Adıyaman, 16 Ağustos'ta Kah- ramanmaraş. 17 Ağustos'ta Ga- ziantep, 18 Ağustos'ta Hatay-ls- kenderun, 21 -22 Ağustos'ta Nev- şehir-Kapadokya, 23 Ağustos'ta Kayseri. 12 Eyiül'de Konya. 19 Eylül'de Sinop. 21 Eylül'de ise Tokat'tadinleyicileriylebuluşa- cak. 20 Ağustos'ta Adana'da ger- çekleştirilecek olan konser. ya- şanandeprem nedeniyle ıleri bir tarihe ertelendi. Önce ttalya'da konserler - Bilkent Senfoni Orkestrası Itaha'da iki a> n festivale katıla- cak bu yü. Yurtdışında gerçekleş- tiriJen festivallere katilım nasıJ sağlanıyor? ERSİN ONAY - Bilkent Sen- foni Orkestrası 'nın bu yıl 30 Tem- muz-5 Ağustos günleri arasında ttalya'da katılacağı önemli ulus- lafarası müzik festivallerinden ilki,'Montepulciano Müzik Fes- tivali'. Orkestra, bu festival kap- samında 31 Temmuz-2 Ağustos günlerinde iki konser verecek. Montepulciano Festivali, ünlü Alman besteci Hans\Verner Hen- zetarafından kurulmuş. Bu yıl yir- mi üçüncüsü yapılıyor. Festival, her yıl çok sayıda sanatseverin, özellikle bu festival nedeniyle uğrak yeri olan antik bir kentte gerçekleştiriliyor. Adını da bu kentten alıyor. Festivale birçok ünlü sanatçı ve toplulukla bir- likte konuk olan BASSO'yu. bu festival çercevesinde vereceği ilk konserinde Italya'nın genç ve ta- nınmış şefierinden Rodolfo Bo- nucci yönetecek. Beethoven'ın 9. Senfonisi'ni seslendireceği ikin- ci konser ise Italya'nın en ünlü şeflerinden M. Massimo Frec- cia'nın yönetiminde gerçekleşe- cek. Her ıki konserde de BAS- SO'ya Roma Filarmoni Korosu eşlik edecek. BASSO'nun ftalya turnesin- de katılacağı ikınci festival ise yi- ne antik bir kent olan San Leo'da gerçekleştirilen 'CittadiSan Leo Uluslararası Müzik Festivali' Or- kestranın 4 Ağustos tarihinde Rodolfo Bonucci yönetiminde vereceği bu konsere ünlü piya- nist Luca Rasca solist olarak ka- tılacak. İtalyan radyo ve TV'le- ri tarafından naklen verilecek olan ve İtalyan TELECOM Şir- ketı tarafından desteklenen kon- serlerin Avrupa radyo-TV yayın- lanndadayeralması bekleniyor. Bu yıl festivalin misyonuna. yerel müziklerin deıienmesi ve işlenmesinden başka, eğitim bovutu da eklendi. Festival, yöresel müzik ve halk danslanvla gerçek bir 'halk şöleni'ne dönüsecek. Tarama çalışmalan çercevesinde il, Uçe ve köylerden belli sayıda "müziğe üsrün yetenekii" çocuklar bulunacak. - Uluslararası Anadolu Müzik Festrvali'nin bu yü 5'incisi ger- çekleştirilecek. Festival beş yılda nereden nereye geldi? Bu yılki yenilikler neler? Bilkent Uluslararası Anadolu Müzik Festivali 1994 yılında ha- yata geçirildi. Adı ve gezici özel- lığiyle sanatımızın ve dünya sa- natının çok şey borçlu olduğu Anadolu'ya adandı. Anadolu Mü- zik Festivali'nin amacı, çokses- li çağdaş Türk müziği ile diğer evrensel müzikleri Anadolu yü- zeyine yaymak, 'çağcıl birey, uy- gar toplum' idealıne müziksel etkinlikler yoluyla katkıda bu- lunmak. Müziğin bırleştirici ve bütünleştirici özelliği esas alına- rak ana teması 'müzikdilh le uhıs- lararası banş ve dostluk çağnsı' olan festival, buyıl özellikle Do- ğu, Güneydoğu Anadolu, ve Iç Anadolu ile Akdeniz'in doğusu ve Doğu Karadeniz bölgelerini gezecek; böylece beşinci yaşını, beş yılda 33 iie erişmiş olmakla kutlayacak. Festivalin bu yıldan başlayarak yöresel müzik ve halk danslanyla katkılandınlması, ger- çek bir 'halk şöleni'ne dönüştü- rülmesi planlandı. Bu bağlamda konserlenn verileceği her ılde yöreden bir halk ozanı ile halk o> unlan ekibi, orkestra ve diğer konuk sanatçılar ile sahne pay- laşacak. Yörede gerçekleştirilecek halk müziği derlemelen, ızleyen yıl- da genç besteciler için fakülte bünyesindeaçılacak 'kompozis- yon yanşmalan'nda işlenecek. Bu alanda aynca eser siparişi yo- luna gidilecek. Bö>lelikle böl- gesel çokseslı ve büyük formda- ki müziklerin doğmasında yenı bir yaratı ortamı oluşrurulacak. Yeni merkezler yaratmak - Festivalin en önemli özellik- lerinden birigezici niteük taşıma- sı. Festival düzenlenirken neler göz önünde bulunduruiuyor? Uluslararası sanat organızas- yonlannda görülen ortak nokta, festıvallenn genel olarak büyük kentlerin dışına taşınmış olma- lan. Bunun bir nedeni, sanat et- kinliklerine esasen doyan büyük kentlerden başka yenı merkezle- rin yaratılması. Festivaller. sa- natla ilişkilenmede fırsat eşitli- ğını sağlar. Bu festivaller. ulus- lararası çehrelenvle ülkelennın ulusal kimliklerini. çağa katılım ve katkılarını. ınsanlığın ortak mırası olan uvgarlık yolundakı konumlannı. buna sahıp çıkış- larını, ayrıca ülkelennın tanhı ve coğrafi özelliklerini, doğal güzel- liklerini kültürel ve sanatsal dü- ze>lermi tanrtımda önemli rol ov narlar. Anadolu Müzik Festivali bu amaçların tümünü benimsıyor. Aynca, ekonomık hamlelenn kül- türel kalkınma hamlelenyle eş- leştirilmesi gereğinden hareket- le. bunda müziğe düşen ne ise kendınce katkılarda bulunmak. festivalin amaçlan arasında. Ana- dolu Festivali bu düşünceler ışı- ğında "gezici'' bir festival olma misyonunu üstlendı. - Festival progranıı olusturulur- ken nelere dikkat ediliyor? Anadolu Festivali programla- rının il. ilçe ve beldeler bazında oluşturulmasında, senfonik. or- kestral müziğin canlı olarak he- nüz hıç ızlenmediği yerlere ön- celik veriliyor. Konser programlannın oluş- turulmasında ise sanata duyarlı Anadolu insanının büyük form- lardaki eserlen algılama, kavra- ma ve özümseme yeteneğinden hıç kuşku duymuyoruz. Türk bes- tecılerınin eserleri arasında ya- pılan seçimlerde. Anadolu halk müziği motıflerinin yalın işle- melerine öncelik veriyor, ola- naklı ise yöreyle ilişkili olması- na özen gösterıyoruz. Aynca. Anadolu ınsanının şarkı söyleme istek ve yeteneğinı dikkate ala- rak insan sesi için yazılmış eser- lere özellikle yer veriyoruz. Bu baglamda konser programlan nı- telıkten ödün vermeyen, aynı za- manda kolaycı olmayan biryak- laşımla oluşturuluyor. Gelecek yıl Elaağ'*a - Festival illerde ne gibi tepki- ler alıyor? Seyircinin ilgisi nedu- rumda? Bilkent Anadolu Müzik Festi- vali'nin adı, fakültenin 1988 yı- lında başlatmış olduğu Bilkent Rüşdügelecekyılyayımlayacağı romanında bir rockşarhcısını anlatıyor ilk (UnozorrockromanıKültür Servisi - SaJman Rüşdü şu sıralar rock lirikleri yazmakla meş- gul. Rüşdü, gelecek yılın başında ye- ni romanını yayımladıktan sonra da liriklerın kaydını gerçekleştirip pi- yasaya çıkarmayı tasarlıyor. 1988 yılında yayımladıgı 'Şevtan Ayetteri'nin ardından hakkında ölüm fetvası çıkanlan Rüşdü, üç yıl önce The Observer gazetesi için RoUing Stones konseri üzerine bir yazı yaz- mıştı. Yazann yenı romanının kahra- manı da bir rock şarkıcısı. Rüşdü, 1993yılındalrlandalırock grubu L'2 ile Wembley Stadyumu'nda bir araya gelişinın. yeni romanına esin kaynağı olduğunu belirriyor. An- cak romanın içenği U2'ya değil, bir önceki rock gruplan kuşağına daya- nıyor. "Ben 9yaşmdayken Rock Around The Clock yeni çıkmışb" diyor Rüş- dü. "Bugün 51 "imdeyinıve müzik de artık orta yaşlı savılır. Şu an tarihin ilk dinozor rock romanını yazıvo- rum". Rüşdü. 1960 vılının hit şarkısı 'Concrete and Clay'den esinlenerek 'The Ground Beneath Her Feet' adı- nı vermişromanına. Kitabı. "biraşk. ölüm ve müzik öyküsü" olarak ta- nımlıyor. 1980'lerin ilkyıllannı kap- sayan öykü Hindıstan. Ingiltere ve Amerika'da geçiyor. Roman yazmaya başlamadan ön- ce reklam cıngılları yazan Rüşdü, rock yıldızlan yaratmanın en ilgınç yanının. onlar için bir kanyer ve hit şarkılar da kurgulamak olduğunu söy- lüyor. Bugün rock müzik, film yapımcı- lan için de zengin bir malzeme kay- nağı. 1970'lıyıllannrockortamınıan- latan 'Velvet Goldınine' gelecek ay Edinburgh Film Festivali'nin açılı- şındagösterilecek. Başrollennı F.«an McGregor ve Jonathan Rhys Me- yers'ın paylaştıkları filmın öyküsü Iggy Pop ve David Bowie'ye paralel gidiyor. Sonbaharda gösterime gire- cek Srtll Crazy de 1950'lerde dağıl- dıktan yırmı yıl kadar sonra yeniden bir araya gelen bir rock grubunu an- latıyor. Bilh Connolh; Tim Spall ve Stephen Rea'nın rol aldıklan filmin senaryosu. 'The Commitment" fil- minin senaristleri DickOementve lan Le Frenais'e ait. Stıll Crazy ısmi. Pa- ulSimonın 'StiUCrazv AfterABThe- se Vears' şarkısından geliyor. Kitabına 'bir aşk, ölüm ve müzik öyküsü' diyor. Uluslararası Müzik Yaz Okulu çercevesinde; Bilkent Uluslara- rası Gençlik Senfoni Orkestra- sı 'nın, Anadolu'nun çeşitli yöre- lerinde bir gençlik şöleni olarak sürdürdüğü ve büyük ilgi gören etkinliklerinden esinlenilerek oluşturuldu. Bilkent Anadolu Müzik Festi- vali de bugüne değin Anado- lu'nun birçok yöresinde etkin- liktebulundu. Heryılbinlerceki- lometre yol aldı. Daima büyük il- gi gördü. On binlerce yerli ve yabancı sanatseverle buluştu, ye- nı sanat dostlan kazandı. Büyük bir mutluiukla belirt- mek isterim ki il, ilçe ve belde- lerden çağnlaralmaya başladı. Bu yıl bu isteklerin de etkisiyle 17 ile yayıldığı halde, başka illerden kendi illerine gidemediğimiz için telefon, faks ve Internet yoluyla sıtemler aldık. Gelecek yıl Ela- zığ başta olmak üzere bu illere de gideceğiz. Aynca illerindeki birkaç fes- tival konserinden sonra yörele- rindeyerleşık bir festivalin oluş- tunılması konusunda, özellikle si- vil toplum örgütlerinden istekler geliyor. Bütçesi fakülteden - Festivalin uğradığı illerde ya- pılacak tarama çalısmalanyla, müziğe yetenekli çocuklaruı se- çilerek Bilkent MSSF bünyesin- de eğitim verileceğini bdirtiyor- sunuz. Bu nasıl gerçekleştirile- cek? Bu, ilk Devlet K.onservatuva- n'nın kurulduğu yıldan beri gün- demde kalan bir sorun. Iki kon- servatuvann yatılı olmasına kar- şın, bu gibi okuliar için seçmek ve seçilmek hakkı, yetenekten çok, buna bağlı etkenlerle kısıt- lanmıştır. Bu yıl festivalin misyonuna, yerel müziklerin derlenmesi ve işlenmesinden başka, eğitim bo- yutu da eklendi. Tarama çalış- malan çercevesinde yetenek yok- lama sınavlan açılacak. her yıl se- çilen il, ilçe ve köylerden belli sa- yıda "müziğeiistünyeteneki", an- cak dar gelirli çocuklar buluna- cak. Bu çocuklar, fakülte ve mü- zik hazırlık okulu bünyesinde il- köğretim, lise veyükseköğretim düzeylerinde yatılı ve tam burs- lu statüde eğitilerek sanat yaşa- mımıza kazandınlacaklar. - Özel şirketierin klasik müzi- ğe ilgisi ve sponsorluk kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz? Özel şırketlenn klasik müziğe giderek artan bir ilgi duymalan, bu alanda her şeyi devletten bek- leme alışkanlığinın terk edilme- ye başlandığının olumlu bir işa- reti. Bunda klasik müziğe artan ta- lebin dışında, uluslararası ticaret ortamının gelişmesiyle, diğer ül- kelerdeki şirketlerle ilişkide sa- nat etkinliklerine öncelikle pro- mosyon değeri bakımından ve- rilen önemin görülmesinin, da- ha sonra da içteki yüksek istemin fark edilmesinin önemli rol oy- nadığı düşünülebilir. Bununla birlikte ülkemizdeki sponsorluk yaklaşımının henüz kalıcı yararlar sağlayacak örgüt- lenmeye ufaşmadığı, promosyon isteği dışında her zaman doğru hedef, amaç ve elverişli araçlar- la yürütülen bir etkinlik konu- muna erişmediği kanısındayım. Fakülte olarak sponsorbulma konusunda fazla şanslı olduğu- muz söylenemez. Anadolu Fes- tivali için Başbakanlık Tanıtma Fonu'na başvurduk. Olumsuz yanıt vermediklen için mutlu- yuz. Ne var ki olumlu bir yanıt da almış değiliz... Festival, fa- külte bütçesinden oluşturulan fonla gerçekleştiriliyor. Festiva- lin malıyeti ise 180 milyar TL. Robert Altman ile yeni filmini tamamlayan Kenneth Branagh, sinemada yoğun bir tempo içinde Hollywood yıldızı olmak istemiyor KültürSenisi-Ünlu yönetmen Robert Altman. "Bugüne dek birlikte çahşüğım en iyı ovuncu" dıye söz edıyor Kenneth Branagh'tan. Branagh ıseşöyle yanıtlıyor: "Alrman, tum oyunculan sever. Bu. onun oyunculan üzerinde baskı oluşturma tar- zJdır.". Altman veBranagh'ın birlikte çalıştık- lan ve kısa bir >üre önce çekımlerıni ta- mamladıklan venı filmın adı 'TheGingerb- read Man'. Film. John Grisham ın ede- biyat uyarlaması olmayan ilk senaryosu üzerine kurulu. Altman. Branagh'ın film- dekı Savanah av ukat rolünde gösterdiğı per- formansa hayran kaldığını belirtiyor. An- cak The Gingerbread Man. Branagh'ın Ho!lywood'da ekonomik anlamda da ayak- ta kalma savaşının bir parçası olarak de- ğerlendiriliyor. Branagh kendısıne yönel- tıleneleştırilen. Holl>-wood>ıldızı olmak gibi bir niyetinin olmadığını söyleyerek yanıtlıyor. Tek amacı. Amerikanızleyici- sinin sempatısıni kazanıp ticari çıkargüt- • The Gingerbread Man', Branagh'ın HoIIyvvood'da ekonomik anlamda da ayakta kalma savaşının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Tek amacı, ticari çıkar gütmeksizin finansHkayrtağrsağtamalc— meksizın gerçekleştireceği projelere de rahatlıkla finans kaynağı bulabileceği bir ortam hazırlamak. Branagh bu amaç doğ- rultusunda ticari çıkar sağlayacak bazı ış- ler yapmanın, kendı açısından bir sakın- ca taşımadığını belirtiyor. Grisham'ın daha önceki uyarlamaları- nı da beğenen Branagh, yine de bu film için biraz daha fazlasını istedıgıni ve oyiiz- den de i)i bir yönetmen bulana dek bek- lediğını söylüyor. Altman'laanlaşmayap- tıktan hemen sonra çalışmalara başlıyor- lar. Altman. Grisham'ın yazdıklanm bü- yük bir özenlebeyazperdeyeişlerken Bra- nagh da güney aksanını kusursuz biçim- de verebılmek için uğraşıyor. The Gingerbread Man, Savana-Geor- gia'da geçiyor. Branagh da çekimlerin çok küçük bir bölümünü HolK'vvood'da ger- çekleştirdiklennı belirtiyor ve daha önce Hollyvvood'da çevırdiğı 'Dead Again' sı- rasmda mekân değışıklığınin kendisini olumsuz etkilediğini hatırlatıyor. The Gingerbread Man'ı çevirdikten sonra hemen yeni çalışmalara başlayan Branagh. 'Celebriry'adlı filmininçekim- lennı de tamamladı. Bu film de Branagh'ın Hollyvvood'daki profllıni netleştırecek bir yıldızlargeçidi nıtelıginde. Başrolleri Wi- nona Ryder v e Leonardo DiCaprio pav - laşıvorlar. Celebnty. DıCaprio'nun Tîta- nic'ten sonra ızlev ici karşısına çıkacağı ilk film olması açısından da merakla bekle- niyor. Branagh tıyatro sahnesine geri dön- meyi ise henüz düşünmedigini belirtiyor. Yoğun çalışma temposunun ardından yor- gun düşen sanatçı, bir süre ev de kalıp din- lenmek niyetmde. —DinlenmestirecnTİTrsonuııda Branaglı'r yeni bir film projesi bekliyor. En büyük düşü bir uçak yapmak olan bir dolandın- cıyla, ölmeden önce bekâretini kaybet- mek isteyen hasta bir kadının öyküsünü anlatan filmin adı 'TheTheoryofFlight'. Konudan büyülendığını belırten Branagh, 'hiç kolayolmayan. ama dokunaklı ve ko- mik biçimde kendiliğinden çözümlenen bir arkadaşlıgın öyküsü' olarak tanımlı- yor filmı. Branagh'ın, oyuncu kadrosunda yer alacağı kesinleşen bir diğer fılm de 'Wild VVUd West'. Yüksek bütçelı bir Hollyvvo- od yapımı olacağı söylenen film. şimdi- den 1999'un ağırtoplan arasına giımeye aday. Filmde Branagh'ın yanı sıra WîD Smlth, Kevin Kline ve Selma Hayek de rol alıyorlar. KÖŞEBENT ENİS BATUB Bedrettin Cömert Başkalarını bilemem ama, ben hep merak etmi- şimdir: Genç ölenler yaşlansalardı? Rimbaud ya da Masaccio, Orhan Veli ya da Oğuz Atay... bıraktıkları yerden otuz ya da elli yıl daha yaşayacak olsalar neler koyartardı ortaya, im- geleri bizde ne ölçüde değışirdı? Bedrettin Cömert öldürüldüğünde, canı yan- mış pek çok yakını gibi ben de "bir şey" yazdım: Dörtsatırdan oluşan bircümle. Onunla ilgili düşün- celerimi o sırada yazamazdım, genellikle dile ge- tirilenlere pek benzemiyordu benim tanıdığım Bed- ri. Çok mu yakından tanışıyorduk, hayır: Olayın bir yıl kadar öncesindeydı, beni telefonla aradığında çok şaşırmıştım. Uzaktan uzağa hoşlanmıyordum ondan, onun da benden hoşlanmaması için bir hayli neden olmalıydı bana göre. Buluştuk, ko- nuştuk, daha sonra sık sık buluşur olduk, bir iki kez baş başa, onun evinde, eşi Italya'ya tatile gittiğin- de sabahladık: Şiirden resme, Montale'den Giot- ta'ya sıçramadığımız nokta kalmadı. O arada açıldık da. Mahut "Hasan Hüseyin / Nâzım Hikmet" konusunda belki de kimseye söy- leyemediklerinı söyledi bana. lyi geçınmeye çalış- mıyorduk birbirimizle, eleştiri dozunu yüksek tu- tuyorduk, yoksa diyaloğumuz gelişerek sürmez- di. Aramızda 12 yaş vardı, gene de "ağabey"\\k tas- lama eğilimi yoktu Bedri'de, bir tür eşitlik köprü- sü kurabilmiştik. Bir tek nisan mı zalim, temmuz da öyle çıktı 1978'de: Ona kurşun sıkanları çıplak gözle görmek isteği o gün bugün azalmadı içim- de. Bedri yaşasaydı, bugün yaşıyorolsaydı, nerede olurdu? Şüphesiz, kimse kestiremez bunu. Benim tanıdığım adam, bir degişimin ortasındaydı, güç- lü ve önemli tasarılar kaynıyordu zihninde, bileme- yiz hangilerıne yaklaşırdı, hangilerine ulaşır ya da aşardı, hangilerini ıskalardı. Bedrettin Cömert söz konusu olduğunda bu so- rular merakımı kamçılıyorsa bunun en belirgin ne- deni onun özellikleriydi. Benden önceki kuşağın en kültürlü insanlarından biriydi bir kere. Bilgi biriki- mine güvenerek hız kesmemişti pek çok sonradan karşılaştığım aydınımız gibi; tersine, yepyeni ufuk- lara açılma konusunda soluklu ve karairiıydı. Kuru bir kültürlülük biçimi değildi onunkisi: Ince bir du- yarlığı vardı, sorunları yalnızca akla havale eden- lerden değildi. Dahası: Fırtınalı bir iç dünyanın yol açtığı hareketli kişiliği, ondakiyaratıcılıkileakade- misyenliğin ciddi biçimde çatışabileceği izlenimi- ni doğunnuştu bende. Son bir iki yılında şiir yaz- maya ağırlık verir olması, bilmem ipucu sayılabilir mi? Dedim ya, fal açılabilecek konu değil bu. Gel- gelelim, tahmin yürütmemi engelleyecek biryasa da yok. Güçlü, özgün bir şair çıkagelir miydi Bed- ri'nin içinden, sanmıyorum. ^ ğ l a m , temiz, derin ürünler verirdi gene de. O zaman da söylemiştim şu düşüncemi kendisine: Şiirgençken başlar, son- radan ancak çok iyi şiir zanaatkân olunabilir. Buna karşılık, bugün yaşıyor olsaydı, bana ka- lırsa, kültür hayatımızın en ağırtıklı noktalarından; birinde duruyor o(acaktı"Öecfrettin Cömert. Onda,'' bilgi ölçüyle atbaşı ılerliyordu, ciddi gereksinme duy- duğumuz gerçek eleştirmen, Bedri'de vücut bu- lacaktı bence. Türkiye, sık sık Satürn olmaktan geri durmadı, çocuklannı yeme alışkanlığından hâlâ caymaya niyetli görünmüyor. Bedrettin Cömert'i biz öldür- dük sonuç olarak: Buradakiler. Onu öldürenlerin yaşadığı ülkede yaşıyor olmak, kaldınlır yük müdür? Kapikatürcüler Depneği'nden karikatüp kupsu • Kültür Servisi - Kankatürcüler Derneği, karikatür sanatına ilgi duyanlara eğitim vermek amacıyla karikatür kurslan düzenleyecek. 15 Ağustos günü başlayacak teorik ve uygulamalı dersler ünlü karikatür ustalan tarafından verilecek. Karikatür sanatının pratik ve kurumsal öğretıminın yanı sıra temel sanat eğitimi. mizah ve karikatür tarihini de kapsayacak dersler her cumartesi günü Saraçhane'deki Karikatür ve Mizah Müzesi'nde gerçekleştırilecek. Kurslara heryaştan insan katılabılecek. Özel Opera Güzel Sanatlar Lisesl tiyatro eğitimi de verecek • Kültür Servisi -Özel Opera Güzel Sanatlar Lisesi, 1996-1997 eğitim-öğretım yılında müzik ve resimle başjadığı eğitimine 1998-1999 ders yılından itibaren tiyatro bölümünü de ekledi. Eğitim süresi, birinci yılı Ingilizce hazırlık sınıfı olmak üzere dört yıl. Lise programı nedeniyle lise 1, 2 ve 3. sınıflarda -- üniversiteye yönelik kültür derslerine de ağırlık veren okulun tiyatro, müzik ve resim bölümlerine yetenek sınavı>la öğrenci alımı sürüyor. MÜ Güzel Sanatlap'dan akşam atölyeleri ~ B kiiltıirŞp|T r '«- Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından açılan ve büyük ilgi gören akşam atölyeleri kış dönemi kayıtlan 1 -5 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek. Kayıtlar, Güzel Sanatlar Fakültesi Sekreterliği'ne başvuru ile >apılacak. 1998-99 döneminde açılması planlanan dallar; resim, modelden resim, heykel. seramik, takı. tekstil baskı teknikleri, deneysel giyim tasanmı, bilgisayar destekli tasanm, cam, özgün baskıresim (gravür), günümüz sanatlan ve sanat tarihi. İZDSO, Brüksel Fesüvali'nde I Kültür SeTvisi - izmlFl Senfoni Orkestrası (İZDSO), Brüksel Festivali kapsamında 30 Temmuz'da Royal Konservatuvar Salonu'nda bir konser verecek. Konsere solist olarak keman sanatçısı Cihat Aşkm katılacak. Rengım Gökmen'in yönetiminde venlecek konserde Beethoven'ın Egmont Uvertürü, Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu ve Rahmaninof 'un 2. Senfonisi yorumlanacak. Yaptığı açıklamada konserin canlı olarak kaydedileceğinı söyleyen İZDSO Müdürü Numan Pekdemir. orkestranm, 15-22 Kasım tanhlen arasında dört ayn konser için Portekız'e davet edıldiğini de belirtti. 'Yaz Konserleri' • Kültür Servisi - İTÜ Mezunlan Derneği 'Yaz Konserleri' kapsamında 28 Temmuz Salı günü saat 19.00'da Nilüfer Alkaya piyano resıtali verecek. Resital, İTÜ Mımarlık Fakültesi Taşkışla 109 No'lu Amfi'de gerçekleşecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle