13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 31 MART1998SALI OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Bir Yaşam îmececisine Ödül MEHMETBAŞARAN G ür bir su çıkar kayalann arasından gün ışığına, Kaynarca köyünde; çok uzun bir yeraltı yolculuğu etmiş gibidir, gözleri ka- maşır önce. Nerede oldu- ğunuanlamayaçahşır. Sonracoşkuyla, de- rin bir özlemle, göçmen köylerine doğru akmaya başlar. Bilmezsiniz Tuna hzıdır/ Istırancalar- dan gelen bu su/Rumeliyoğunlaşır sesin- del Kan gibi sıcak sesinde/Ter gibi güzel sesinde... Ataköy, Ceylanköy, Hamzabe), Taşü, Turgutbey köylüleri, sevgiyle bağırlanna basarlar Kaynarca Deresi'ni. O'dur kırla- nru göverten, yaşamrn pınltılannı getiren evlerine: Kıyısında duman duman sögütler tnce bir aşbn ve hüznün söğütleri Kopup gelmış Balkanlardan bre şahin aman Manastır 'ın, Serez in yiğiıleri... Ben derim ki, Kaynarcalı Erdoğan Kan- tûrer'i, söylencenin "Tunakm" saydığı o dere eğitti. Gözlerinde Usturumca kırlan kımıldanan dedesi. Bedreddinli sıcağı se- siyle konuşmaya başladı rru, Kaynarca de- resi sürdürüyordu ötesini: Acılar, kinler unutulmalu haksızlıklar. sömürülersonaer- meli; dostlukla, sevgiyle, paylaşımlarla bir güzel imeceye dönmeli yaşam. Çocuklu- ğunun çeltik tarlalannda. yaz gecelerinin oyunlannda,harman sonu şenliklerinde; da- ha sonra sıcak bir somun gibi koklayarak okuduğukitaplarda hep birbirine kanşıyor- du Kaynarca deresinin sesiyle, Dedesinın sesi. Hep o sese kulak vererek çalıştı öğ- retmen olduğunda. Öğrencilerini çok sev- di. Yoksulun. güçsüzünyanıydı yeri. tnanç- la omuz veriyordu yaşama. Hacıfaklı kö- yü susuzdu, güçlerini birleştirseler, getire- mezler miydi uzaklardan? Kolay olmadı. ama sonunda iyi suyla ıs- latabüdi komşulardudaklannı. duydular Tu- na kızrnvn serinliğini yüreklerinde... Kaynarca Cumhuriyet Okulu Başöğret- meni olduğunda, daha bir güçlü duyum- sadı kendini Erdoğan, Tuna kızıyla. birlik- te giriyordu sanki derslere, onunla birlik- te oturuyordu komşularla söyleşiye. Ve görmüş geçirmiş ekinler bileşimi simgesi güzel su, aydınlık düşüncelere açıyordu onlan. Yardımlaşarak, el ele vererek, bir güzel imeceye döndüreceklerdi yaşamı. Önce Halk Odası'nı kurdular, kitapuğı kurdular, 400'ü aşkın güzel kitap okurla- nyla buluşuyordu. Tiyatroyayöneldi genç- ler: "Pusuda". "Karalann Memetleri" oy- nandı. değişik pınltılar belirdi gözlerde. 1972"de, 13 ortakla Kooperatifkuruldu. Yaşayarak, yaşatarak ögrendi koopera- tifçiliği Erdoğan. Finlandiya'nın, Avru- pa' nın pek çok ülkesinin kooperatifler yo- luyla kalkındığını okumuştu. Emeğin ör- gütlenmesi. ürünün değerlendirilmesiydi kooperatifçilik ortaklanru olgunlaştıran, bilgilerini bilinçlerini arttıran bir eğitim kurumuydu. Kooperatifın, bir yardımlaş- ma, dayanışma alanı olduğu anlaşıldıkça, dedesinin gözlerindeki Bedreddinli ışılu be- lirmeye başlıyordu ortaklann gözlerinde. Vahşi kapitalizme, sömürüye karşı insan- cıl bir savaşımdı. Toplumsal, ekinsel ge- reksinimleri de karşılayan etkinliklerle sür- dürülmeliydi. 1976da Kaynarca. Kanncak. Kızılcık- dere.Üsküp,Celathe,Dokuzhöyükve Ko- cahıdır kooperatifleri. bir araya gelerek Köy-Koop Kırklareli Birliği"ni kurdular. Başkan, Erdoğan Kantürer'di. 1977'de Köy-Koop Merkez Birliği'ne or- tak olundu. O yıl taban fiyatlarını protes- to eden ilk köyiü mitingi gerçekleştirildi Kırklareli'nde... Fincancı katırlan ürkü- tülmüştü, kahrcılar Erdoğan'm ardma düş- mez miydi gayn? Kaynarca'dan almarak, Kofcağız köyü- ne sürüldü. Traktörün karaborsada oldu- ğu o yıllarda, yan fıy atınatraktör sağlıy or- du köylülere kooperatif. Ama karaborsa- cılar. mandıracılar, siyasetçiler; koopera- tife, yöneticilerine diş bilemeye başlamış- tı. 12 Eylül gecesi gözaltına alındı Erdo- ğan Kantürer, tam otuz gün sorgulandı. Sevecen bir ana gibi sesi soluğuyla yanı- başındaydı Kaynarca deresi. Ne savaşlar, ne zorbalıklar yaşamıştı o. Başı öne eğil- memeliydi. Eğilmedi Erdoğan'ın da. îki ay sonra Mamak Cezaevi'ne götürüldü, 18 ay kaldı orada. Sonunda aklanarakKaynar- ca'ya döndü, bi güzel yüzünü yıkadı Tu- na suyuyla. 1986'da daha bir bilenmiş. donanmış olarak yeniden omuzladı kooperatifçiliği. Atılımlar, açılımlar yaşandı art arda. Se- viliyor, destekleniyordu. Kırklareli, öldüren değil, yaşatan yerdi, Sabahattin Ali'yi o öldürmemiştı. Yaşamı güzel bir imeceye dönüştürme savaşımcı- sıydı Sabahattin Ali de, yaşatılmalıydı Kırklareli'nde. Gerçekten, Trakya söylen- ce tannsı Orpheus gibi; ölüme, karanlığa karşı savaşı başlattılar; Sabahattin AliEkin ve Sanat Günleri gelişe gelişe surdürülü- yor sekiz yıldır. Açıkoturumlardan sonra, çe\Teköylerden katılanlarla Istırancadağ- lanna yürünüyor. O dağlann bir bölümü- ne "Sabahattin Ali Dağtan" deniyor bu- gün. Ormanda ölümsüzlük türküsünü söy- lüyor "Sabahattin M Çeşmesi''... Ve Poy- rah'da Trakya'nın ilk açıkhava tiyatrosu... Bu yıl,Emin Türk EUçin Ödülû, ödül- lendiımede bir "ffld" gerçekleştiriyor, Kırk- lareli Köy-Koop Başkanı Erdoğan Kantü- rer'e veriliyor, halkıyla omuz omuza, ya- şamı bir güzel imeceye dönüştürme sava- şımcısrna. "Köy" deyip yola düşen, Ana- dolu îhtilali'nin amacına ulaşması yolun- da çileler çeken. yapıtlarüreten değerli ay- dınımız Emin Türk Eliçin'in de düşünce- lerine, özlemlerine uygun düşen bir karar değil mi bu. Seçici kurulu. Trakya doğasına, insanrna sahip çıkan Kaynarca deresi gönüllü imececimizi yürekten kutlanm. Hata yapmaktan korkma. Bugün, dünyadaki tnobil iletişimin yüzde kırkı Ericsson.^^*esinde gerçekleşiyA, Cep telefonu, data, çağn cihazı ve telsiz telefon yoluyîİpBBftsson şize sesinizi duyurma gücü veriyor. İstediğiniz yerde, istediğiniz anda. 120 fHİra beri yapmaya çalıştığımız tek şey, insanların birbirlerini duymalarını saglamak. Gerisi, sadece teknoloji. ERICSSON PENCERE Faşist ile Şeriatçı?.. Fransa hop oturup hop kalkıyormuş. Ne olmuş?.. Merkez sağdaki kimi politikacı, faşist Jean Ma- rie Le Pen'in Vlusal Cep/ie'siyle işbirliği yapmış; Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Le Pen'le mercimeği fırına veren milletvekillerintn tezgâhına karşı çıkıp bu numaranın cumhuriye- tin temel ilkelerine ters düştüğünü ileri sürmüş; yasalan değiştirmek zorunluğundan söz açmış; faşistlerle işbiriiğine giren kimi milletvekili parti- sinden kapı dışarı edilmiş... Gazeteler olayın ayrıntılannı veriyoriar, köşe ya- zarlarımız yorumluyorlar. • Üçü de eşanlamlı sayılan 'faşizme, nasyonal sosyalizme, Nazizme' karşı Avrupa çok duyarlı... Nedirfaşizm?.. Sermaye diktasıdır.. 20'nci yüzyıl kavramıdır.. Niçin?.. Faşizm ya da Nazizm, Avrupa'da endüstri top- lumunda uç verip oluşuyor, koşulları 'modern' bir yapıda boy atıyor; bu öğreti tarım toplumundan çıkamazdı; ümmet inancı ırkçılığı kavmiyetçiliğin bir türü sayar. Sanayi burjuvazisiyle milrtarizmin bütünleşme- si, aşırı milliyetçilik ideolojisini tek parti düzenin- de totaliter bir uygulamayla yaşama geçiriyor. Krupp olmasa, HrMer olur muydu?.. • Peki, Chirac peden ortaya atılıyor?.. Neüstüne vâzife?.. Bizim aklıevvel entelimiz Fransa Cumhurbaş- kanı'na ders verebilir: - Sen ne karışıyorsun?.. Demokrasi özgüriük rejimidir. Le Pen 'in partisi meşru değil mü.. Sağ- cı milletvekilleri keyiflerine göre istedikleh partiy- le işbiriiğine girebiliher. Gerekirse halk onlan se- çim sandığında cezalandırır. Halka posta mı ko- yuyorsun?.. lcazetli demokrasi mi yapmak isti- yorsun?.. Ne biçim iş bu?.. Chirac cumhuriyeti savunuyormuş!.. Yoksa Fransa'da cumhuriyetin ideolojisi mi var?.. Var, var... • Türkiye'deki aymazlık ne?.. Yanılgı mı, aldanış mı, bile bile lâdes mi?.. Cum- huriyetimizin temellerine saldınyı demokrasi gibi pazarlayanlar hangi amacı güdüyorlar?.. Hem bizde yaşanan olayın Fransa'dakiyle bir ilişkisiyok!.. Şeriatçılık çok daha ürkütücü, çağdışı karanlı- ğın dışavurumu, faşizmden beter bir olgu... Faşizm Avrupa'da demokrasiler oluştuktan son- ra ortaya çıkan bir Ay tırtulması. Din devleti kur- mak isteyen ortaçağ kafası Avrupa'da çoktan ta- rihe gömüldü; demokrasi, yüzlerce yıl önce Hıris- tiyan şeriatına karşı kanlı savaşlarla ekildi, biçil- di, kuruldu, kurumlaştı. Ülkemizdeki şeriatçı tehditle, Fransa'daki ırkçı akım arasında benzerlik yok!.. Erbakan'ın peşinde koştuğu karanlık ideolojinin karşılığını Avrupa'da ara ki bulasın!.. Şeriatçılık Müslümanlığı siyasete alet ederek din devleti kurmayı öngörüyor. Kısacası ortaçağı geri getirmek istiyor. • Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac faşist partiye karşı çıktı. Cumhurbaşkanı Demirel'in irtica partisine kar- şı çıkması doğal ve anayasal görevi değil mi!.. MALİYE BAKANLIĞI İZMİR tŞLETME BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ KtMYEVİ MADDE, REFLEKTÖR MALZEMESt, SERAMtK KARO, POLVTSTER TOZU, POLYESTER UNU, PLASTİK BORU BAĞLANTIPARÇALARI, SANAYİ DİKİŞ MAKİNESİ AKSAM VT PARÇALARI, BEYAZ EŞYA, ALÜMİNYUM FOLYO, MELAMtV HAMMADDESt VE MUHTELtF EŞYA SATIŞİLANI 1- a) Izmir Işletme Bölge Müdürlüğü'nce satışa esas bedeh en az 3.321.000.- TL ile en çok 24.078.O0O.0OO.- TL arasında değışen, yatınlması gereken güvence tuta- n daen az 167.000. TL. en çok 1.203.9O0.O0O.-TL ara- sında olan ve özellikleri ile ayn ayn satışa esas bedelle- ri ve güvence tutarlan şartname eki listede gösterilen eşyalar, 07.05.1998 tarihınde bırinci defa, satılamadığı takdirde 14.05.1998 tarihinde ikinci defa ve 21.05.1998 tanhinde üçüncü defa açık arttırma suretiyk lzmır Gümrüklerı Başmüdürlüğü Atatürk Caddesi No: 107 adresindeki eğitim satış salonunda anılan gürde saat 09.00'da satışa sunulacaktır. b) Güvence. 06.05.1998 tarihi saat 16.00'ya kadar 1474 Sokak Afa Işhanı No: 1 '6 Alsancak/lzmir -dresin- dekı Bölge Müdürlüğümüz veznesine yatınlacjktır. c) Satışta 46 grup eşya satılacaktır. 2- Açık arttırmaya katılacaklann, kimliklerin göste- rir belge ile satış tarihıne göre 6 ay içinde alınnrş iş ve- ya ıkâmetgah ilmuhaberlenni, vekili olarak satşa katı- İanlann noterden onaylı vekâletname örneğini. güven- ce aranan hallerde güvencenin yatınldığını beliren bel- gelerı ibraz etmeleri zorunludur. 3- Açık arttırmalı eşya satış şartnamesi ve elleri be- del karşılığı Bölge Müdürlüğümüz ve dığer şletme Bölge Müdürlülderi'nden alınabilir. 4- Satışla ilgili olarak satışı yapan Işletme Böge Mü- dürlüğü'nün aşağıda belırtılen telefon numansından aynntılı bilgi alınabilir. Bilgı ıçin: lzmir Işletme Bölge Müdürlügü Tel: (0 232)463 52 66 Ilan olunur. Basın: 13848 BURSA VERGİ MAHKEMESİ'>DEN EsasNo: 1996/679 Karar No: 1997/956 Temyiz No: 1997/83 Davacı Ali Kahyaoğlu \arisi Esma Kürkçüarafin- dan, veraset ve intikal vergisi tarhiyatı ile kesibı usul- süzlük cezasının terkını ıstemıyle Lapseki Mal /lüdür- lüğü'ne karşı açılan davada mahkememizce «-erilen 30.9.1997 gün veE.No: 1996 679 KNo: 1997>56sa- yıh hükmün itiraz yoluyla incelenmesi davah .apsekı Mal Müdürlüğü'nce istenmiş. ancak davacınındresı- nin belli olmaması nedenıyle itiraz dilekçesi îbligatı yapılamadığından 7201 sayılı kanun hükümlerryann- ca itiraz dilekçesi davacıya ilanen tebliğ olunuı Bas'ın: 13307
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle