Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 MART1998SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI 11
ŞİRKETLERDEN
• BRtTtSHAinvays'le
yolculuk etmek isteyenler,
şirketin tnternet'teki web
sitesi aracılığıyla uçak
rezervasyonu
yapürabiliyor ve
bulunduklan yerden bilet
ücretini ödevebürvorlar.
B2S2332S1
• GtMA 2 bin
metrekarelik
Adapazan'ndaki ilk
mağazasını
Adapazarlılann beğenisine
sundu. Gima'nın bu yıl
içinde her ay iki mağaza
açarak, satış alanmı yüzde
80 büyütmeyi hedeflediği
belirtiliyor. İlk mağazasını
1956 yılında Kızılay'da
açan, '93'te özelleştirme
kapsamına alınan Gima,
'96 yılında FİBA
Holding'e geçti.
•SHELL Türkiye, "Shefl
Akaryakıt Sistemi"
uygulamasını tüketicilerin
beğenisine sundu. FizUriHte
ve proje çalışmalan iki
yıMır sürerken; pilot
uyguiaması ise geçen
aylarda tstanbul Avrupa
yakası ve Trakya
Bölgesi'nde 17 akaryakıt
istasyonunda başlaükh.
Sistemin 1.5 yıl içinde >nrt
genelinde yaygınlaşacağı
ifade ediüyor.
• HARLEY
DAVlDSON'm 5. Istanbul
Uluslararası Motosiklet-
Bisiklet Fuan'ndaki
standında, Ortaköy'de
bulunan show-roomunda
sergilenen klasik
modellerinin yanı sıra,
1998 Özel95'inci yıl
modelleri ve Harley ekibi
tarafindan özel olarak
yaratılan modelleri de
sergileniyor.
• MİS Süt'ün yüzde 60
hissesinin Nestk'ye
geçmesi üzerine yönetim
kadrosunda değişiklikler
başladı. Pazariamadan
Sorumlu Genel Müdür
YardımcüığTna Nestle
bünyesinden Afrika
Zimbabwe'de görevli
Murat Belgil ve yine Nestle
bünyesinden Bemard
Boinot. Üretimden
Sorumlu Teknik Miidür
alarak göreve başladı.
• EUROPAY
Intemational'ın Türkiye
ofısi aracılığıyla 5.5
milyona yakın Maestro ve
MasterCard. banka
müşterilerine ve
tüketicilere dağıtıldı.
MasterCard ve Maestro ile
gerçekleştirilen işlem
hacminin 5.4 milyar
dolara ulaştığı belirtiliyor.
• tPRAGAZ, kibrit,
çakmak veya sabun iie
yapdan gaz kontroUerinde
üziicü olaylan önlemek
amacıyla "Gaz Kontrol
Köpüğü" adh ürünü
tüketicilerin beğenisine
sundu.
I AEG, ürün yelpazesini
yenileyerek "softline"
serisini piyasaya sundu. Su
ve elektrik tüketimini
minmuma indirdiği
belirtilen ürünlerin, sessiz
çalışmalanyla, evlerdeki
gürûltü kirliliğine son
verdiği ifade ediliyor.
• SİEMENS-Nevv Bridge
ürünleri, Türk Telekom'un
artan "kiralık data servisi"
talebini karşüayabilmek
amacıyla açügı 7 milyon
dolariık üialevi kazandı.
Şebeke, 3000'i aşkın port
sayısıyla, Türkrye'deki tüm
illerde, Lefkoşa'da ve
potansiyeli olan çeşitli
noktalardaki 200"ü aşkuı
erişim merkezini
kapsayacak.
• E.G BARTERING
flrmasının sahibi Celal
Gürsoy tarafindan kaleme
alınan "Dünyada ve ve
Türkiye'de Barter (takas)
ticareti" konulu kitap,
Türk literatüründe ilk defa
kitap olarak okuyuculann
karşısına çıkıyor.
• KONGRE dergisinin
düzenlediği
"Demiryolumu Istiyorum"
kampanyasına Devİet
Demir Yöllan Genel
Müdürü Tekin Çuıar ile
demiryolu çaiışanlan ve
halktan gelen 1000'e yakuı
imzageldL
Üretici teslim ettiği pancann bedelini alamazken kaçakçılık yaygmlaştı
Şekerde 80 trflyonhık vurgun
SADULLAHUSUMİ
Daha önceki yazılanmda, pancar üretici-
lerinin devletten 115 trilyon îiralık alacağı-
nı hâlâ tahsil edemediğini belirtmiş ve 6 ay
önce teslim edilen pancar bedellerini ödeme-
yen devlet ve hükümet yetkililerini eleştir-
miştim. Yazılar çıktıktan sonra pancar böl-
gelerinden telefonlar yağmaya başladı. Tele-
fonlar sadece teşekkür için değildi. Yeni ye-
ni bilgiler ve vurgun haberleri de getiriyor-
du.
Örneğin, aktanlan bilgiler, hükümetin
kendı devletini göz göre göre nasıl trilyon-
larca lira zarara uğrattığını. aynca, milyon-
larca pancar üreticisinin, hükümetin ve Şe-
ker Şirketi'nin beceriksizliğine nasıl kurban
gittiğini ortaya koyuyordu.
Hükümetin izlediği yanlış politikalar yü-
zünden miiyonlarca üretici, 6 ay önce teslim
ettiği pancar bedellerini alamadı. ama yurda
kaçak veya sınır ticareti yolu ile şeker sokan-
lann 6 aylık vurgunu 80 trilyon liraya ulaş-
tı... Bir tek kuruş vergi ve fon vermeden!..
Evet, yanlış okumadınız... Milletin kese-
sinden, devletin kasasından tam 80 trilyon li-
ra, hükümetin ilgisizliğinden. belki yanlış
izlenen politikalar yüzünden karaborsacıla-
nn ve kaçakçılann kasalanna aktı... 80 tril-
yon lira tahmini bir rakam... Bu rakam 60
trilyon lira olabilir. 100 trilyon liraya da çı-
kabilir.
40 trilyon lira da olsa. 80 trilyon lira da ol-
sa elbette önemlidir. Ama asıl önemli olan
Milyonlarca pancar üreticisi hükümetin beceriksizliğine kurban gitti.
böylesine vurgun yolunun açılmasıdır. Yet-
kililerin buna firsat vermesidir.
Pancar üreticKİ zarar gördü
Daha da önemlisi, üc büçük milyon pan-
car üreticisinin bu uygulamalar yüzünden
zarar görmesidir. Eğer, trilyonlarca lira vur-
gunculann kasalanna akacağı yerde. devle-
tin kasasına gitseydi, şimdi üç buçuk milyon
pancar üreticisinin alacağı olan 115 trilyon
lira ödenmiş olacaktı. Üreticiler borç, harç
içinde kıvranmayacaktı. Bankalara ve esna-
fa olan borçlannı vadelerinde kapatabilece-
ği için ceza öder gibi fazladan milyonlarca
lira faiz ödemek zorunda kalmayacaktı. Ye-
ni ürün pancar ekimi için yeniden yüksek fa-
izli krediler almayacaktı. Böylece, 1998 yı-
lı pancann maliyetini iki katına çıkaracak
fazla ödemeler yapmamış olacaktı...
Şu anda Şeker Şirketi 'nin depolannda tam
bir milyon 350 bin ton civannda şeker var.
Geçen yıla kadar fabrikalannm kapılannda
kuyruklar oluşan ve her gün Türkiye piya-
salanna 6 bin ton şeker satabilen şirket. ar-
tık devTe dışı kaldı. Uzun vadeli satışlara baş-
ladığı halde, şirketin kapısmı çalanlar azal-
Sakıp Sabancı
'Erken seçim
tarüşmalan
lüzumsuz'
Ekonomi Servisi - Sabancı Hol-
ding Yönetim K.urulu Başkanı Sakıp
Sabancı, erken seçim tartışmalan-
nın yoğunlaştığı şu günlerde siyasi-
lerin seçimi gündeme getirmeleri-
nin "lüzumsuz" olduğunu söyledi.
Sabancı. "Bizi seçime mahkûm edi-
yoriar. Mecbur ediyoriar. Seçim de-
diğinizde istikrarsızlık zigzag etme-
ye başlıyor. Enflasyon nrmandığı gi-
bi diğer meseleler dalga dalga geü-
yor" dedi.
Lastik Takviye Malzemeleri Gru-
bu ile ilgili tüm yetkilerini Güler Sa-
bancı'ya devreden Sakıp Sabancı,
dün düzenlenen basın toplantısı çı-
kışında gazetecilerin sorulannı ya-
nıtladı.
Sabancı, istikrann gerçekleşme-
sini frenleyen seçime mecbur edil-
diklerini söyleyerek, erken seçimin
faturasının çok ağır olacağını ifade
etti.
Sasagrevi
Holdingin yaşadığı değişim rüz-
gânnı Ankara'dan da beklediklerini
dile getiren Sabancı, Sasa'da dün
başlayan grevle ilgili bir soruyu şöy-
le yanıtladı:
"Bir çok şirketimiz var. Bunlann
hepsinde otomatik toplusözleşme ol-
masını arzu ederiz ama demokrasi-
nin icabı, işçj-işveren münasebetleri-
nin icaplan nedeniyle bazılannda
belli zamanlarda da grev olacakür.
tnşallah grev hayırlı neticeleıie bitsin.
Hem işçiye hem işverene hcm de ül-
keye fazla zarar açılmasın, isteğimiz
var."
Sabancı. kardeşi ÖzdemirSaban-
cı'nın öldürülmesiyle ilgili olarak da
sanık Mustafa Duyar'ın Pişmanlık
Yasası'ndan yararlandınlması konu-
sunda yanlış yapıldığı görüşünü tek-
rarladı. Bu arada, Kordsa'nın Genel
Müdürlük görevi daha önce Bek-
sa'nın Genel Müdürü olan Bülent
Savaş'a verildi.
OSD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan Tezer
'Artik di'myttyu anaç ümtileeek'
MEHMETSARAÇ
Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) Genel
Sekreteri Ercan Tezer, Türkiye'nin. maliyet ve
kalite çizgisi bakımmdan yabancı ortaklann nez-
dinde bir üretim merkezi olmaya aday bir ülke ol-
duğunu belirtti.
Genel Sekreter Prof. Dr. Ercan Tezer'le yerli
otomoth sanayiinin durumu, ortaklıklar ve As-
ya krizinin ülkemize yansımalannı konuştuk. Te-
zer'in Cumhuriyet'in sorulanna verdiği yanıtlar
şöyle:
- Otomotiv sektörünün Türk sanayündeki yeri
nedir?
- Türkiye'deki otomotiv sanayiinin yerini be-
lirlerken dünya otomotiv sanayiinden bağımsız
saptama yapmak zor. Otomotiv diğer sanayiler
içinde en fazla küresel nitelik taşiyan sanayi.
97'de dünyada 61 ülkede 36 milyonuotomobil ol-
mak üzere toplam 54 milyon taşıt aracı üretildi.
Ancak 54 milyonluk üretimin yüzde 75'ini 8 ül-
ke gerçekleştiriyor.
- Peki böyle bir dünyada Türkiye nerede?
- 1980'li yıllann ortasından sonra hükümet bir
yandan koruma sınırlannı aşağıya indirirken bir
yandan bu sektörde özel bazı teşvik mekanizma-
lan yaratmaya başladı. 9O'lı yıllann başından iri-
baren sektör rekabete açılmaya başladı. 93'e ka-
dar hızlı talep artışı varken 94 kriziyle üretim
220 bine düştü. Bu ortam kapasite, teknoloji ve
modelde büyük yatınmlann yapılmasını sağladı.
- Yerli üretici, yabancılarla anlaşmalar yapıyor,
birtesmeler gerçekleştiriyor. Bu gelişmeier yerli
sanayiye neler gerirecek?
- Maliyet ve kalite çizgisi bakımından yaban-
cı ortaklann nezdinde bir üretim merkezi olma-
ya aday bir ülke sınıfına giriyor Türkiye. Ford,
Otosan'la, Tofaş, Fiat'la anlaşmalar yaptı. Rena-
ult'da zaten yabancı sermaye ortaklığı yüksekti.
- Rekabete açıbnanın etkisi nasıl oldu, bu ko-
nuda fırmalar neler yapnlar?
-Olumluoldu. Yeniden yapılanmaya gitti. ISO
9000belgelerinialdı.
- Otomotiv sektörünün 2000'li yülardaki pro-
jeksiyonlan nedir?
- Türkiye bürokratik birtakım tedbirleri aksat-
madan yüriitürse ve genel konjönktür bu işi de
engellemezse.. desteklemezse demiyorum çün-
kü destekleme konusunda hiçbir zaman böyle bir
firsat yakalayamadık. thracatı. ana ve yan sana-
yinde 2000'li yıllarda 3.5-4 milyar dolara çıkar-
ma şansına kavuşacağız ve artık dünya için araç
üretilecek.
Tezer, otomorhin gdeceğini parlak görüyor.
- Hedef, Türkiye'\i otomotiv üretim merkezi
haline mi getirmek?
- Türk Traktör \e Uzel. ABD pazanna girdiler
ki son derece seçici pazar. Türkiye'nin bulundu-
ğu coğrafyada en büyük şansı otomotiv üretim
merkezi olmak. Türkiye küresel sanayi bünye-
sinde önemli bir üretim merkezi haline gelecek.
- Üretim merkezi haline gelmesi beklenen sek-
törün hanrlanmış bir ihracat stratejisi var mı?
- Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın hazırladığı ulu-
sal ihracat statejisi planı var. Tartışılması gereken
ihracat stratejisi değil, rekabet stratejisi olması la-
zım. Bugün Türkiye'nin kendi pazan da bir ih-
raç pazan. Geçen yıl otomotivde yüzde 36'ya
yüzde 37'ye yakın ithalatpayı oldu. Dünyaölçe-
ğinde çok yüksek rakam.
- Dünyanın önemli otomotiv firmalan arbk
Türkiye'de».
- Evet ve hiç şüpheniz olmasın özel fîyatla ge-
liyorlar. Pazan parçalamak. belirli oranda hâki-
miyet kurabilmek için. Türkiye'de bin kişiye 50
civannda otomobil düşüyor. Dünyada ise 90. Tü-
ketim alışkanlıklan değişiyor. Genç nüfus, ara-
ba sahibi olmak istiyor.
- KüreseUeşmenin sonucu olarak yoğun bir re-
kabet var ve her fırma, marka pazarda. Türki-
ye'de üretici ve ithalatçı firmalar için uygulanan
şartlar arasındaki farklar neler?
- tthalatla yerli üretim arasında bir farklılığın
olmaması gerekirken yerli sanayi aleyhine hak-
sız rekabet var. Enflasyonla dolann değeri ara-
sında bir kıyaslama yaptığınızda; bir yıllık süre-
de dolarla ithalat yapmak yüzde 20 daha uygun.
dı. Çünkü. yurda kaçak girdiği ileri sürülen
veya sınır ticareti yolu ile gelen şekerler, çok
ucuz olduğu için piyasalarda kapış kapış gi-
diyor.
Dünya piyasalannda bir ton şekerin fiya-
tı 310 ile 330 dolar arasında. Yasal yollardan
ithalat yapılırsa, gümrük ve fonlarla birlikte
bir ton şekerin Türkiye'ye maliyeti 600 do-
lan geçiyor. Şeker Şirketi'nin satışlan da bu
civarda. Ancak gümriiksüz, fonsuz yurda ka-
çak veya sınır ticareti yolu ile giren şekerin
maliyeti ise 330 dolan geçmıyor. Arada, 270
ile 300 dolara yakın fark var... Bunedenleka-
raborsacılar veya sınır ticareti yolu ile yurda
sokulan şekerler, piyasalarda 500 dolar civa-
nnda satılabiliyor...
Böylece, kaçakçılar veya sınır ticareti ya-
panlar. ton başma 200 dolara yakın para ka-
zanırken onlardan mal alanlar da ton başma
en azından 100 dolardan fazla para kazan-
mış oluyorlar...
Şeker Şirketi'nin zaran
Bazı gazetelerin yazdığı gibi piyasalarda-
ki vurgun, Şeker Şirketi'nin vadeli satışlann-
dan kaynaklanmıyor. Peşin parası olmayan-
lar veya parasını bağlamak istemeyenler şe-
keri, şirketten almak zorunda kalıyor, ama
parası olanlar, kaçak piyasalardan tamamını
peşin ödeyerek yan fıyatla satın alabiliyor.
Türkiye'nin 1997 yılı şeker rekoltesi 2
milyon 400 bin ton. Yurda kaçak veya sınır
ticareti yolu ile giren şeker miktan 700 bin
ton civannda. Şu anda bile Türkiye'de 500
bin ton civannda kaçak şeker
bulunduğu ileri sürülüyor.
Sadece ocak, şubat ve mart
aylannda Türkiye'ye girdiği
tahmin edilen kaçak şeker
miktan 300 bin ton. Türki-
ye'nin iç tüketımi ise birmil-
yon 900 bin ton. Bu duruma
göre Türkiye sınırlan içinde
tam bir milyon 200 bin ton
şeker fazlası var...
Bu durumda Şeker Şirke-
ti, vadeli sahşlaryaptığı için
vurgun azalıyor. Aksine, Şe-
ker Şirketi vadeli satış yap-
mazsa, toptancılar kaçak şe-
kere daha fazla yönelecek ve
asıl vurgunlar o zaman arta-
cak... Üstelik, Şeker Şirketi
vadeli satışlar yaparak ayak-
ta kalabiliyor. Vadeli satışla-
n kaldırdığı anda, şirketin bir
kilo bile şeker satmasi müm-
kün olmayacak ve şirket bel-
ki de bir süre sonra batacak.
Nitekim, Şeker Şirketi yıl-
lardan beri kârdaydı. Sadece
1996 yılındaki kân 9 trilyon
500 milyar lira olmuştu. A-
ma son iki yıldan beri izle-
nen yanlış politikalar yüzün-
den Şeker Şirketi 7 trilyon li-
ra zarar etti. Eğer bu uygula-
malar devam ederse şirketin
gelecek yıl zaran belki de 40
veya 50 trilyon lirayı bula-
cak... Hükümetin izlediği
yanlış politikalar nedeni ile
Şeker Şirketi 1997 yılında
ilk kez zarara uğradı. Üreti-
cilerin ve tüketicilerin cebin-
den de yüzlerce trilyon lira
çalınmış oldu. Bunakarşılık,
kaçakçılann, karaborsacıla-
nn vurgunlan da 80 ile 100
trilyon liraiara ulaştı...
Şeker kıtlığı yaşadıgımız
dönemlerde, Sanayi Bakanı
Yalım Erez bir yazıma gön-
derdiğı açıklamada "Şeker
suannsı olmayacak" demış-
ti. Doğrusu ıtıraf etmek iste-
rim ki bu iddiaya inanmak
istememiştim. Zira, bir gün
şeker açığının yasadışı yol-
larla kapatılabileceği hiç ak-
lıma gelmemişti.
Sanayi Bakanı'nın dediği
gibi şeker, piyasalanmızda
gereğinden fazla bollaştı, a-
ma trilyonlar da karaborsacı-
lann ve kaçakçılann kasala-
nna uçtu!..
Tikveşli'nin planladığı yatınmla 50 bin kişiye istihdam olanağı sağlanıyor
GAP hayvancıhkla w
anlam kazanacak9
FATMAKOŞAR
ŞA1VLIURFA - Bugüne kadar
12 milyar dolarhk yatınm yapı-
lan Güneydogu Anadolu Projesi
(GAP), bölge insanına hayvancı-
lık aracılığıyla gelir sağlayacak.
Kaynak yaratılarak ödenek bu-
lunması ve yatınmlann planla-
nan şekilde gerçekleşmesi halin-
de 2005 yılında bitirilmesi öngö-
rülen GAP'ın illeri, tanm ve hay-
vancılığın yeniden dirildiği yö-
reler haline gelecek.
Sanayicilerin ilgisini çekmeye
başlayan GAP'a "adamakılb**
yatınmlann ilki Tikveşli Şirket-
İer Gurubu tarafindan yapılacak.
Bitirildiği zaman "bölgeye hayat
kazandırmasr ve ülkeye yılda
toplam 4.3 milyar dolarhk gelir
saglaması beklenen GAP, toplam
32 milyar dolarhk yatınm kapa-
sitesine sahip.
TJkveşü'den yatınm
Tikveşli Şirketler Grubu, da-
mızlık ithalatının serbestbırakıl-
ması durumunda "hemen" haya-
ta geçireceği projeyle, bölgenin
tanm ve hayvancılık potansiyeli-
Hayvancılık sempozyumu
Proje masaya yatınldı
Güneydogu ve Doğu Anadolu
bölgelerinde hayvancılık
sektörünün genel yapısı ve
gelişmesine yönelik önlemler
Şanlıurfa'da gerçekleştirilen
scmpozyumda tartışıldı. Tanm ve
Köyişleri Bakanlığı GAP Bölge
Idaresi, Tikveşli Şirketler Grubu
ile TEMA Vakfı tarafindan
organize edilen sempozyumda,
GAP Bölge Idaresi Başkanı Ofcay
Ünver. Türkiye'nin hayvansal
ürünlerde üretici ve ihracatçı
konumunda iken. bu özelliğini
yjtirdiğini belirtti.
Ünver, bölgeyi tanma dayalı
ihracat üssü yapmayı
planladıklannı ifade etti.
Hayvancılık projesi Güneydogu'ya hayat kazandırabUir.
ni değerlendirecek. Yaklaşık 1.5
yıldır, illerden 11 bin civannda
damızlık talebi toplayan Tikveş-
li, 50 bin kişiye iş alanı sağlama-
yı planlarken üreticiye "basıt"
şekilde para kazandırabilmeyi
hedefliyor.
Tikveşli'nin projesine göre da-
mızlıklar üreticiye dağıtılacak,
üretim yapılacak ve ardından or-
taya çıkan hammaddenin değer-
lendirileceği fabrika kurulacak.
Proje toplam 50 milyon marklık
yatınmla gerçekleştirilecek. Üre-
ticiye dağıtılacak 10 bin tane da-
mızhğa 30 milyon marklık yatı-
nm yapılacak. Bunun ardından
kurulması planlanan dağıtım zin-
ciri ile fabrika için de 20 milyon
mark harcanacak.
Iki yılda bitecek
Tikveşli proje için Tanm ve
Köyişleri Bakanlığı. GAP Idare-
si ve Ziraat Bankası'na başvurdu.
Proje sonucunda GAP'ın, geçici
işçi istihdam eden bir bölge yeri-
ne, tanm ve hayvancıhğın geliş-
tiği, halkın para kazandığı bir
alan olması sağlanacak.
Toplanan 11 bin damızlık tale-
binin 3 bin üreticiden geldiğini
belirten Tikveşli Şirketler Grubu
Başkanı Doğan Vardarh. proje-
nin hemen hayata geçirilebilece-
ğini ve en geç 2 yıl içinde bitire-
leceğini söyledi. "Şu anda ham-
madde olsa fabrikay ı hemen ku-
ranz" diyen Vardarh, üreticiye
bu şekilde destek verilmesi duru-
munda darboğazın aşılacağım
ifade etti.
Vardarh, ithalat izni için giri-
şimlerde bulunduklannı dile ge-
tirdi. Vardarh, "Bu yatınm doğa-
ya uygun. Her yönüyle bölgeye
katkı sağlayacak. Şu anda eküen
buğday; arpa ve pamuktan daha
çok katma değer sağlayan yem
bitkileri ekilecek. Bunlar erozyo-
nu da önlüyor. Üretkiye daha çok
geür getiriyor" dedi.
İŞÇtNEV EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Seçmeyi Unuttuk
CHP'nin yinelenen genel kunjllannda çıkan olaylan,
CHP parti ıçi çekışmesi, Baykalcılarla, şu ya da bu bi-
çimde muhalefete düşmüş olanlann kavgası olarak de-
ğerlendirmek bence çok eksik kalır.
Son yıllarda kaç siyasi parti ya da kaç sendika, de-
mokratik örgüt içinde, şekil olarak eski yönetimlerin,
başkanlıklann onaylatılması niteliğindekiler dışında ger-
çek anlamda bir genel kurul yaşandı ki? Şakası bile hoş
değil. Ama biz toplumsal kültür olarak galiba gerçek de-
mokrasiyi, siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgüt-
leri içinde seçme seçilme haklannı kullanmayı, demok-
ratik düzen içinde değişimi, yenilenmeyi unuttuk.
Darbeler; siyasi partilerin, sendikalann, demokratik
örgütlerin kapanması, olağanüstü koşullar, geçişdöne-
mi yönetimlerinin oluşması, yeniden kurulan örgütlen-
meler, üstüne 12 Eylül'ün yasaklı düzeni, örgüt içi de-
mokratik işleyişleri tümden yok etti. Türkiye'nin belki de
en önemli demokrasi sorunu, örgüt içi demokrasinin yok
edilmiş olması, hem de niteliklerine bakılmaksızın lider
diktatoryalannın oluşmasıdır.
Demokrasimiz; partisini, sendikasını eriten, kişisel çı-
karlannı her şeyin üstünde tutan, her tür kirlenmeye bu-
laşmış, kimlik erozyonuna uğramış liderlerin ne paha-
sına olursa olsun koltukta kalabilmelerinin, bu uğurda
her şeye zarar verebilmelerinin sancılannı yaşıyor.
MHP'de genel başkan eceliyle ölünce yer yerinden
oynadı. Alparslan Türkeş'in yerini alma kavgasının bir
dizi olaylı genel kurul sonrası dahi noktalandığını san-
mıyoruz. MHP'deki Türkeş yaşarken de su yüzüne çık-
madan gelişen iktıdar kavgası, yenı partilerin doguşu-
nu getirmese bile, aynı ideolojik kökenli kadrolann, ki-
mi yol ayınmlan gerekçesiyle, önemli bir bölümünün
ANAR DYR BBP ve hatta Refah'a, taban oylannda D-
SP'ye bile geçmesi sonucunu getirdi.
REFAH'ın kapanması Necmetn'n Erbakan'ın yasak-
lı olması sonrası kurulan FP'de iktidar kavgasını ertele-
mek üzere her çareye başvuruluyor. Aslında Erbakan,
partisini iktidara taşırken bile lider olarak Türkeş'ten da-
ha çok yıpranmıştı. Bir arada tutmak istediği farklı çı-
karlar ve çizgilerden daha önemli olarak kendi kimlik
erozyonu ve kirliliğe bulaşması, tutarsızlığı anlamında
açığa çıkmıştı. Ama bırakınız iktidarda iken şımdi yasak-
lı iken bile Erbakan'ı yenebilmek karşıtlan, en yıpran-
mamış genç kadrolar için dahi kolay gözükmüyor. Par-
ti içi demokrasinin işletilmesınin sözünün geçemeyece-
ği bir partide, hesaplaşmalar habıre erteleniyor.
Merkez sagın, merkez solun bölünmüşlüğünün orta-
dan kalkamayışında belirleyıcı neden, partiler içi de-
mokrasinin gündemde bile olamayışı değil mi? Partile-
rinin içinde kimliklerini ortaya koyamıyanlar ya da lider-
lerte aralan açılıp yer kaybedenler, soluğu bir başka par-
tide alıyor. Parti değıştirme parti ıçi demokrasi yenne kul-
lanılmak isteniyor. Parti ıçi demokrasiyi işletemeyen
DYR DTP'yi doğurmakla kalmadı, hâlâ durmadan erir-
ken Tansu Çiller'e hesap soramıyor. DSP'de ise parti
kavramı ile Ecevit'lerin kımliği özdeşleşmış bulunuyor.
Parti örgütü, taban yönetımlerı kavramlan bile oluşmu-
yor.
En çok gürültü yine çıkarsa solda çıkıyor. Oralarda ne
kadar tüketilse de hâlâ bıreylerin ya da kadrolann kar-
şı çıkışları gündeme gelebiliyor. En çok kavganın
CHP'de yaşanıyor olması, CHP'ye şüphesiz zarar ve-
riyor, ama aynı zamanda da hâlâ CHP'de bir yaşam kı-
pırtısı olduğunu da gösteriyor Tabii bir yerler kapmanın
ne kadar cazıp geldiğini ve yer kapmak uğruna her tür
değerin çiğnenebıldiğini, parti, örgüt çıkarlannın rafa
kaldınlabildiğıni de...
Siyasi iktidarlar, sermaye için bir güç olmaktan çık-
tıklan için kimsenin içlerinde olup bitenle pek ilgilenme-
diği sendikal yaşamda durum daha bile vahim. Sendi-
kal yaşamdakı kavgalarda artık sendika içi demokrasi-
nin, tabanın adı geçmıyor. Oralarda olsa olsa büyük çı-
karlann paylaşımında çatışan liderler kavgası oluyor.
Sessiz sedasız Türk-lş içinde kaç sendikada darbe ol-
du. Gelen hep gideni arattı. Daha büyük kirlenmelerin,
yozlaşmanın, satışlann batağında kişisel servet büyü-
tüp, işçi çıkariannı geriletmede katkıda bulundu.
Şimdi yine kamuoyu pek ilgilenmedi. En büyük sen-
dikal örgüt Türk-lş'in yönetiminin hukuken variığı tartış-
malı. Yasalara göre yeterli delege imzası ile olağanüs-
tü genel kurul çağrısı yapılmış bulunuyor. Yönetim, ge-
nel kurula gitmeyi göze alamıyor. Kim haklı, kimin da-
ha çok ayıbı var? Kim daha çok kirlenmiş? Bunlann tar-
tışmasına girmeye, işçilerin umudu, çıkarörgütleri sen-
dikalann düştüğü kirlenmenin anormal boyutlan karşı-
sında utanıyor, daha doğrusu söylenecek söz kalmadı-
ğını düşünüyorum. Ama büyük başkanlar hiç utanmı-
yor, haksız çıkarlanna, olabilecek kadar daha çok pay
katmak üzere, iktidar sürelerini uzatmaya bakıyoriar.
Bunun sonu nereye mi vanr? Yasalar, hukuk işletilir-
se, yönetim genel kurula gitmemekte, muhalefet genel
kurula götürmekte diretirse, Türk-lş'in yargı karan ile
kayyıma teslim edılmesi bile gündeme gelebilir. Olamaz
demeyin. DlSK'e bağlı Genel-lş Sendikası'nda oldu bi-
le. Yeterli imza ile genel kurula gidilmeyince, muhalefet
yargıya gitti. Sendikanın kayyıma teslim edilmesı kara-
nnı aldı ve bu karar da üst yargıda onaylandı. Bir sen-
dikal örgütte bukadar büyük demokrasi ayıbı işlenirse?..
Türkiye özellikle 12 Eylül sonrası, sandık demokrasi-
sini yaşatma, demokratik kurumlan, gerçek demokra-
siyi işletmeden, tabela olarak koruma mantığının, ya-
saklı düzenin bütün olumsuzluklannın sonuçlannı yaşı-
yor, ağır bedellerini ödüyor. Bu düzeni kırmak, kaostan
çıkmak üzere, herkesin bulunduğu yerde üzerine dü-
şen bir şeyleri yapması gerekiyor.
Betek Boya Başkanı Akpınar
'Türkiye'nin boya
tüketimi yetersiz'
Ekonomi Servisi
- Betek Boya
Yönetim Kurulu
Başkanı Celal
Akpınar.
Türkiye'de kişi
başma 3.5
kilogram boya
tüketiminin
yetersiz
olduğunu
söyleyerek,
"Yiınanistan'da
bo>a tüketimi 11
kilogram.
gelişmiş Avrupa
ülkelerinde ise 18
kilogram.
Boya tüketimi insanlann
refah se\iyesi\ le ilintiti.
Refah seviyesinin
artmasıyla boya tüketimi
de artacak" dedi.
Betek Boya'nın piyasaya
çıkacak yeni ürünlerini
ve 1998hedeflerini
tanıtmak için Antalya'da
düzenlediği bayi
kongresinde konuşan
CAPAROL
Akpınar,
Türkiye'de,
boyadaki
kalite
eksikliğinin
söz konusu
olduğunu
söyledi.
Akpınar, pazar
paylannın
yüzde 10
olduğunu
belirterek
öncelikle
kaliteyi
önemsediklerini ifade
etti. Türkiye'de boya
üretiminin
ortalama yüzde 8
arttığını kaydeden
Akpınar, firmanın yüzde
HOreel
büyüme sağladığını
belirtti. Beş yıldır boya
sektöründe faaliyet
gösteren firma, Alman
inşaat boyası üreticisi
Caparol'ün lisansına
sahip.