Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
©Genel Yayın Koordınatörü: HikmetÇe-
tinkaya 0 Yazıışlen Mudüni lbrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür: Fıkret llkiz
9 Haber Merkezı Müdürü Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Damşoğlu • Istıhbarat Cengiz
Yıİdınm • Ekonomı Mchmct Saraç 0 Kültür
Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücttaıan
0 Makaleler Sami Karaören • Duzehmc \bdullah
Yaacı#FMo&af Erdoğsuı Köseoğlu •Bılgı-Belge
EdibeBuğra»YunHaberlen MehmetFaraç
Yayın Kurulu Ilhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke. Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner. Ergun Balcı,
İbrahim Yıldız, Orhan Rursalı,
Mustafa Balbay, Hakan Kara.
Ankara Temsilcisı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125,Kat:4,Bakanlıldar-AnkaraTeI.4195O2O(7haı), Faks:
4195027 • İzmıı Temsücısr Serdar Kızık, H. Ziya
BK 1352 S.2'3Tel. 4411220. Faks: 4419117 • Adana
Temsilcisı:ÇetuıYiğenoğia, tnönüCd 119S.No:l Katl,
Tel. 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessese Müdürü ÜjtSn Akmen •
Koordınatör Ahmet Korulsjuı Q
Mıteebe. Bâfcnt Yener«ldare Hüsnte
Görtr • Işkone- Önder Çeük • Bıigı-
Işlem- Nlil lnal • Bılgısayar Sıstenr
Mürâvet Çfltr • Saüş. F«riW Kuza
M E D Y A C: • YöDRm KuruJu
Başkanı - Genel Mikfcr G u l H n
Erduran • Koordııuür Reftıa
Işıtman 9 Genel Mudûr Vaıdsncı. =sı
SrvdaÇoban Td 51' 07 53 -
5139580-513 846Ml,Hs 51384*63
Yayımiayaıı ve Basao: Yenı Gûn Haber Ajansı. Basm \e Yayıncıhk A Ş
Türkocagı Cad 3941 Cağaloglu 34334 lsL PK 246 Istanbul Tel IOQ\2) 512 05 05 f20 haı) Faks (0 212)513 85 95
31MART1998 Imsak: 5.14 Güneş: 6.43 Öğle: 13.10 Ikindi: 16.46 Akşam: 19.33 Yatsı: 20.56
Havlu defilesi
• İstanbul Haber Servisi
- Özdilek firması 1998
ilkbahar-yaz kreasyonlannı
sundu. Özdilek'in plaj
havlu ve bornozlannı
Merve lldeniz, Deniz
Pulaş, Aylin Arasıl, Atilla
Saral, Ismet Özhan gibi
mankenler sergiledi.
Defilenin sonunda Ebru
Gündeş bir konser verdi.
Kitaplarda
Tüpk-Yunan
imajı'
• İstanbul Haber Servisi -
Marmara Üniversitesi
tktisadi ve Idari Bilimler
Fakültesi Uluslararası
llişkiler Kulübü'nûn
düzenlediği ve
Yunanistan'dan gelen
ûniversite öğrencilerinin
katıldığı "Tarih Ders
Kitaplannda Türk-Yunan
Imajı" konulu 1. Türk-
Yunan Öğrenci Semineri
dün başladı.
Hasan Âli Yücel
şiir yanışması
I Haber Merkezi -
Atatûrkçü Düşünce
Derneği, UNESCO
tarafından bütün dûnyada
kutlanmakta olan eğitim ve
kültür adamı Hasan Âli
Yücel adına bir şiir
yanşması düzenledi.
Profesyonel ve amatör
şairlerin ikişer şürleriyle
katılabilecekleri yanşmada
seçiçi kurul Ali Berktay,
Hayati Asılyazıcı, Ülkü
Ayvaz, Turgay Nar ve
Tuncer Cücenoğlu'ndan
oluşturuldu. Yanşmaya en
son katılım tarihi 30
Haziran olarak belirlendi.
Kütüphane
Hattası'
• İstanbul Haber Servisi -
'34. Kütüphane Haftasf
çeşıtli etkinliklerle
kutlanıyor. tl halk
kütüphanesindeki törende
konuşan İstanbul Vali
Yardımcısı Fahir Işıksız,
Istanbul'da 12bin53
kahvehaneye karşın 131
kütüphane bulunduğunu
söyledi.
Kansere
karşı ahududu
• NEW ORLEANS (AA) -
ABD Kanser Araştırmalan
Birliği'nin yıllık
toplantısına sunulan bir
raporda, fareler üzerinde
yapılan deneylerin, düzenli
miktarda yenen
ahududunun yemek borusu
kanserine yakalanma
riskini azalttığmı gösterdiği
bildirildi. Amerikan Sağlık
Vakfı bünyesinde yapılan
bir başka araştırma ise
zerdeçal ya da Hintsafranı
olarak bilinen bahararın,
kolon kanserini önlediğini
gösteriyor.
Yunus Emre
sempozyumu
• ANKARA (UBA)-
Avrasya Dostluk, Kültür ve
Sanat ve Turizm Kurumu
tarafindan bugün, "Yunus
Emre ve Eminescu Sevgi
ve Banş Sempozyumu"
yapılacak. Sempozyumda,
Yunus Emre ile
Moldova'run ulusal ozaru
Eminescu'nun, dünya
banşı ile insanhk sevgi ve
hoşgörüsünün temellerini
oluşturan fikir ve şiirleri
elealınacak. Balkanlar'da
banşı, dostluğu ve
hoşgörüyü sağlamak için
Türkiye AvTasya Kurumu
ile Moldova ve Romanya
Yazarlar Birliği arasında bir
protokolün imzalanacağı
sempozyum, Vakıflar
Bankası Konferans
Salonu'nda saat 10.00'da
başlayacak.
Okulda dayak yiyen ya da buna tanık olan öğrenciler duygusal, düşünsel ve davranışsal açılardan olumsuz etkileniyor
6
Et de kemik de benrnı öğretmenmı*FİGEN ATALAY
Acımasızca dövüyorlar. Azarlıyor, suç-
luyor, aşağıhyorlar. Böylece "otoritete-
rineyöneliktehdit"i, yani öğrenciyi sin-
dirmiş, "egemenHk''lerini sağlamlaştırmış
oluyorlar. Şiddet uygulanan ya da buna
tanık olan öğrenciler ise büyük zarar gö-
rüyorlar.
Elbette öğretmenlerin hepsi öğrenci-
sini dövmüyor. Ama sınıfta sözel ve fi-
ziksel şiddet uygulayan öğretmen sayısı
da o kadar çok ki.
Klinik psikolog Çiğdem ÇaHahç. okul
içindeki şiddetin, toplumdaki sosyo-kül-
türel ve ekonomik etkenlerden bağımsız
düşünülemeyeceğine dikkat çekiyor. Şid-
deti, "güç savaşı" diye nitelendiren Çal-
kıhç, şiddetin yalnızca bizim toplumumu-
za özgü olmadığını, ama yoğunluğu ve
kullanış biçiminin toplumdan topluma
değiştiğini söylüyor.
Şiddet, bizim kültürümüzde, insanla-
rarası ilişkilerimizde doğal algılanan bir
• Okuldaki şiddetin yalnızca sözel değil. fiziksel ve cinsel
içerikli de olabildiğini vurgulayan klinik psikolog Çiğdem
Çalkılıç, şiddet tehdidinin de şiddetin kendisi kadar zararlı
olduğuna dikkat çekiyor.
yöntem ve bu, tabii ki okula da yansıyor.
Okul, yedi yaşından 16-17 yaşma kadar
çocuğun ve gencin en önemli yaşam alan-
lanndan biri. Hem kimlik gelişimi hem
de toplumla tanışması bu yaşam alanın-
da gerçekleşiyor.
Okuldaki şiddetin yalnızca sözel de-
ğil, fiziksel ve cinsel içerikli de olabildi-
ğini vurgulayan Çiğdem Çalkılıç, şiddet
tehdidinin de şiddetin kendisi kadar za-
rar verdiğine işaret ediyor. Yani. sınıf ar-
kadaşına dayak atılan bir çocuk da dayak
yiyen kadar olumsuz biçimde etkileniyor.
Fiziksel şiddetin bedensel zararlannın
yani sıra, duygusal, düşünsel-bilişsel ve
davranışsal alanlarda da zaran olduğunu
belirten Çalkılıç, şöyle devam ediyor:
"Öğretmen eğer sınıfta kendisini ege-
men kişi olarak algıhyorsa, özbenliği ge-
lişmiş, meraklı çocuğu,hi\ erarşik rolünü
sarsan bir tehdit olarak görüyor.
Engellenme duygusu da şiddete yol
açabiliyor. Öğretmen engellerle karşdaş-
uğmdaönceçaresbfik hissine kaptfrvor, son-
ra da sözel ve fiziksel şiddete başvuruyor.
Orneğin: zekâ sorunlan olmamasına kar-
şın öğrenme güçlüğü olan çocuklar var ve
pek çok öğretmen bu durumun farkında
değil. Öğretmen bövle bir çocukla karşı-
laşöğındaönce'Neden öğretemiyorum?"
diye suçluluk duyuyor. Sonra çocuğa' Sen
geri zekâlı mısın?" diye şiddet uygula-
maya başlıyor. Oğrenme güçlüğü çeken,
fizyolojik sorunlar yüzünden hareketle-
rini kontroledemeyen (hiperaktif) çocuk-
lar, tembel, ilgisiz. terbiyesiz. yaramaz ka-
tegorisine sokuluyor. Halbuki öğretmen
bu sorunlann farkında olsa anne-babayı
yönlendirebilir. Çünkü bunlar öğretme-
nin çözebileceği sorunlar değil.
Öğretmenlerin sosyo-ekonomik, küJ-
türel altyapdannuı desteklenmesi ve mes-
lek yaşamı boyunca sürecek meslek içi
eğitim görmeleri gereldyorf
Dav^k atan öğretmen nasıl
cezalanchnlıyor?
İstanbul Milli Eğitim Müdürü OmerBa-
hbey, eğitimde şiddete kesinlikle karşı
olduklannı ve okullara bu konuda sıkı ta-
limat verildiğini vurgulayarak, bu konu-
daki uygulamalannı şöyle anlatıyor:
u
Bu konudaki iddiaları en kısa süre-
de neticelendiriyoruz. Öğretmenin öğren-
cisine şiddet uyguladığı kanıtlanırsa en
ağn-şekflde cezalandınyoruz. Maaş kcsim,
yer değiştirme cezaları veriliyor. Kasıt
varsa, dayak olayı tekrarlanırsa öğret-
menin görevine son veriyonız."
Ş i d d e t i n z a r a r l a r ı
'Değersiz biriyim'
•Benlikkavramı gelişimi (çocuğunkendinitannnası)ol\Hö-
suz etkileniyor.
• Benlik değeri gelişimi zedeleniyor. Çocuk 'Bendeğersiz
biriyim' diye düşünüyor.
• Özgüvenin gelişmesi engelleniyor.
• Suçluluk duyuyor. 'Bunu hak ettim' diye düşûnûyor.
• Şiddete karşı duyarsızlaşıyor.
• uısan itişkilerinde duyarsızlaşıyor.
• Öğrenmeye karşı direnç gelişmesine neden oluyor. Soru
sorma, merak etme, araştırma yanlan köreliyor.
Okul Içlnde kötü davranış tttrierl:
• Fiziksel şiddet.
• Onur kıncı, yargılayıcı, küçümseyici konuşmalar.
• Cinsel içerikli şiddet (Kadınlan aşağılayıcı ifadeler, do-
kunma. öpme vb.)
Kültür Bakanı îstemihan Talay, SİTlerdeki turizm karannm 'iç yüzünü' açıkladı
Turizmmerkederindekımtlkır 'aûatûdı'• Ercan Karakaş'ın
soru önergesini
yanıtlayan Talay,
Turizm
Bakanlığı'nın,
Koruma Kurulu'nun
görüşlerini
"beklemeden"
kararnameyi
hazırlayarak
Bakanlar Kurulu'na
onaylattığını
açıkladı.
OKTAYEKİNCİ
Bakanlar Kurulu'nun
6Ocakl998tarihlikara-
nyla "Turizm Merkea"
ilan edilen StT alanlann-
daki arsa ve araziler için
Kültür BakanlığTndan
önceden istenilen yazılı
görüşlerin "bekienmedi-
ği"ortayaçıktı.
CHP İstanbul Millet-
vekili Ercan Karakaş ta-
rafindan TBMM Başkan-
lığı'na sunulan soru öner-
gesine Kültür Bakanlığı'nca verilen yanıt-
ta, Turizm Bakanlığrnın. SİT alanlanyla il-
gili ön araştırmalann sonuçlannı bekleme-
den Turizm Merkezleri Kararnamesi 'ni ha-
zırlayarak Bakanlar Kurulu'na ilettiği açık-
lanıyor.
Soru önergesi
Hükümetin son turizm merkezleri karar-
ında SİT alanlannın çoğunluğu oluşturma-
sı üzerine kamuoyunda yükselen tepkilere
koşut olarak, CHP tstanbul Milletvekili Er-
can Karakaş da Kültür Bakanı Îstemihan
Talay'm yamtlaması isteğiyle TBMM Baş-
kanlığı'na bir soru önergesi vermişti.
dığını belirten Îstemihan Ta-
lay, bu toplantıda belirttikle-
ri görüşleri ve izleyen süreci
şöyle özetliyor.
"Topbnüya kanlan uzman-
lannuz SÎT'lerdeki vetkinin
KorumaKuruDanndaolduğu-
nu, bu alanlarda ilan edilecek
Turizm Merkezleri için kurul-
lardan görüş almak gerekti-
ğini, bu anlamda gerekli ince-
lemekrlc biriikte kurul görüş-
lerinin bildirileceğini belirt-
melerine rağmen. Turizm Ba-
kanlığı. bu görüşleri bekleme-
den turizm merkezlerini Ba-
kanlar Kurulu'na iletmiştir."
Aynı yazılı yanıtında ayn-
ca; "Turizm Merkezi ilan edi-
len SİT'krde önceden ahnmış
ve alınacak koruma kararla-
ruun >ine geçerli olacağuun"
da Turizm Bakanlığı'na bildi-
nldiğinı belirten Kültür Baka-
nı Talay. "korumadanödünve-
ribneyeceğini'
1
de şöyle vurgu-
luyor: "Bizeaittümyasalyet-
kfier ile korumanın lebine ça-
Boğaziçi'ndeki tarihi Atik AK Paşa Yahsı ve arsası da Kültûr Bakaniığı'nın görüjıi bckitnnıedtn utele çes rihnek
üzere turizm merkezi üan edildi. (Fotoğraf: UĞUR DEMİR)
10 Şubat 1998 tarihli önergesinde; "Bu
karan veözeOikiede SİT alanlannınTurizm
Merkezi ilan edilerek yapıiaşmaya açdma-
sını doğru buluyor musunuz" sorusunu yö-
nelten Karakaş, şu 3 konuda da yine Talay'ın
açıklama yapmasını istemiştı.
"1 - Kararname hazırianırken Kültür
Bakanhğı'ndan ve Koruma KuruUanndan,
görüsistenmiş midir?
2 - tstendiyse Kültür Bakanhğfnın görü-
şü ne ounuştur?
3 - Verelyönetkilere, meslek odalanna ve
kent halkına danışılmadan haarianan ve on-
lann haklı tepkilerine neden olan bu karar-
namenin iptali konusunda bir girişiminiz ola-
cakmıdır?"
Bu sorulan 26 Şubat 1998 tarihli yazıy-
la yanıtlayan Kültür Bakanı Îstemihan Ta-
lay, SİT alanlannın Turizm Merkezi olma-
sı durumunda da "her türlüimaryetkisinin
vine Kültür Bakanlığı'na bağlı Koruma
Kurullannda olduğunu" anımsatarak şu
açıklamayt yapıyor: "Mülkiyet kime ait
olursa olsun. kültür ve tabiat varhklannın
korunmasını sağlamak, bakanlığımızın as-
li görevlerindendirT
Son Tunzm Merkezleri Kararnamesi
henüz hazırianırken, 30Aralık 1997tarihin-
de Turizm Bakanlığı'nda bir "Bakanhk-
lararası koordinasyon toplannsı" da yapıl-
Kültür Bakanlığı SlT'ler-
deki turizm merkezleriyle il-
gili bu güvenceyi verirken, Turizm Bakan-
lığı'nın "geri çekme" sözü verdiği turizm
merkezlerinin arasında örneğin Beşiktaş'ta-
ki tarihi Atik Ali Paşa Yahsı bulunmuyor.
Dahası, bu yalının işleviyle ilgili Koruma
Kurulu karan bile beklenmeden, gazete
ilanlanyla "300 yatakh otel" amacıyla ki-
raya çıkartıldı bile.
Oysa ki bu yalının giriş cephesindeki Çı-
rağan Caddesi için trafiği arttırmayacak
birimardüzeni planlanmıştı. Şimdi, Koru-
ma Kunılu'nca da onaylı olan bu plan, Tu-
rizm Bakanlığı'nın tek yönlü karanyla ge-
çersiz kılınmış oluyor.
YOK'un Cumhurbaşkanlığı'na sunduğu rapor
Yurtdışına gönderilen
öğrenci geri dönmüyor
EBRUTOKTAR
ANKARA - Öğrenim maliyeti kişi ba-
şma 22 bin dolar olan yurtdışına gönderi-
len öğrencilerden birçoğunun Türkiye'ye
geri dönmediği, bir çoğunun da adeta "^yvsi-
dışı gezisi"" anlamına gelecek şekilde ya-
bancı üniversitelere gönderildiği belirtil-
di.
YÖK tarafindan hazırlanan " Yükseköğ-
retimin Bugünkü Durumu" başhklı ra-
porda. bugüne kadar yurtdışına gönderi-
len öğrencilerde istenen
verimin yakalanamadığı
ve binlerce dolar harcan-
dığına işaret edildi. 24
değişik üniversiteye top-
lam 3 bin 272 öğrenci
gönderildiği kaydedilen
raporda, 1720 kişinin ha-
len eğitimine devam et-
tiği kaydedildi. Raporda,
Türkiye'ye geri dönen
1050 kişiden yalnızca
267'sinin yüksek lisans
derecesi aldığı bildirile-
rek, "Bu kişilerin yurtdı-
• Raporda,
öğretim üyesi
kadrosu itibanyla
en fakirlerin vakıf
ûniversiteleri, en
varsıllann
İstanbul, Ankara,
Hacettepe, Gazi ve
Ege ûniversiteleri
olduğu belirtildi.
şınagönderflmelerinin ana amacınındok-
tora derecesi almak olduğu gözönüne ahn-
dığmda, > urtdışında bir derece aldıkları
için kâğıt üzerinde hukuki açıdan başan-
h gözüken bu kişilerin aslında başarısız ol-
duğu ortaya çıkmaktadır" denildi.
Raporda, yurtdışına gönderilen öğren-
cilerden 165'inin ülkeye dönmediği, 307
araştırma görevlisinin de akademik başa-
nsızlık, sağlık sorunlan ve 1 yıllık yurtdı-
şı gezisi anlamına gelecek şekilde yaban-
cı üniversitelere gönderilmesi nedeniyle eği-
timini tamamlayamadığı vurgulandı. Yurt-
dışına gönderilen her 2 araştırma görevli-
sınden ancak bir tanesinin doktora dere-
cesini alarak Türkiye'ye döndüğüne işa-
ret edilen raporda, yurtiçi lisansüstü eği-
time ağırlık verilmesi gerektiği anlatıldı.
Raporda. öğretim üyesi kadrosu itiba-
nyla en fakirlerin vakıf ûniversiteleri, en
varsıllann İstanbul, Ankara, Hacettepe.
Gazi ve Ege ûniversiteleri olduğu ortaya
kondu. İstanbul, Ankara. Hacettepe, Ga-
zi ve Ege üniversitelerinde 1712-990 ara-
sında değişen öğretim üyesi sayısınm Bey-
kent, İstanbul Kültür, Atılım, Doğuş, Bil-
gi, Çağ ve Işık üniversite-
lerinde 21-5'e kadar düş-
tüğü bildirilen raporda. va-
kıf üniversitelerinin örgün
eğitime yerleştirilenler için-
deki payının da yüzde 4.5
olduğu belirtildi.
Raporun "Sorunlar ve
Öneriler" bölümünde ise
şu görüşlere yer verildi:
- Her üniversitede kayıt-
lı öğrencilerin doğal üye ol-
duğu Öğrenci Birliği ku-
rulînah. Öğrenci Birliği baş-
kanı ile yardımcısı, ûniver-
site senatolanna katılmalı.
• Kâr amacı gürmeyen vakıflara üni-
versiteye bağlı olmaksızın, meslek yükse-
kokulu, enstitü, vakıf yükseköğretim oku-
lu kurulması olanağı yaratılmalı.
• Üniversiteler. yıllık bütçelerini kendi-
leri hazırlamalı.
• Akademik Değerlendirme Kurulu
oluşturulmalı. 5'i ûniversite üyesi olma-
yacak toplumda saygınlık kazanmış kişi-
lerden oluşacak kurul, toplumla ûniveısi-
te arasında ilişki kurmalı ve kalitenin yük-
seltilmesine ilişkin akademik değerlendir-
meleT yapmah.
n a d a O e h e
P
r a
5 8 Ç 5
, e n « T a n g o l u Pazariar".dördüncü >^şım önceki
akşam 156'ncı kez bir araya gelen tango tutkunlanyla kutladı. L mit İris ve Seval
Uğur'un sunduğu tangogösteriaflgiyteizlendL (Fotoğraf: AYK.UT KÜÇÜKKAYA)
e-posta: tan @ vol. com. tr
Solaryumda
bronzlaşırken
cildi yakmaym
Çeviri Servisi - Sağlık-
lı görünen bronz bir tene
sahip olmayı isteyenlerözel-
likle kış ve ilkbahar aylann-
da solaryumlan tercih edi-
yorlar. Solaryumlann ise en
kısa zamanda en çok bronz-
latanı müşteriler açısmdan
en çok isteneni oluyor. Bu
nedenle üreticiler de sürek-
li daha yoğun bronzlaştın-
cı etkisi olan aletleri üretme-
ye yöneliyor. Oysa bronz-
îaştıncı etkinin yoğunlaş-
ması, kişinin daha çok yük-
sek enerji ışınına maruz kal-
ması anlammı taşıyor.
Yapılan araştrmalara gö-
re solaryum alrında bronz-
laşanlann büyük bir bölü-
mü 20 ile 40 yaş arasında
ve yüzde 62 oranında kadın.
Cilde derin nüfuz edecek
bir bronzlaşma için az bir
miktar kısa dalga UV-B ışı-
nının uzun dalga UV-A ışın-
lanyla kombinasyonu ge-
rekiyor. Ancak sağlıklı bir
bronzlaşma için uzmanlar,
kısa aralıklarla uygulanan
yavaş ve uzun süreli solar-
yum kullanımı öneriyorlar.
UV-B ışınlan üst derinin en
ah katmanlanndaki pigment
hücrelerine kadar ulaşıyor
ve pigment oluşumu meka-
nizmasını çözerek küçük
pigment çekirdekleri şek-
linde melanin oluşmasıru
sağlıyor. Melanin pıgment-
leri 3-5 gün içinde derinin
üst katmanına ulaşıyor. Cilt
bronzlaşıyor.
Solaryum altında bronz-
laşmanın ciltte yarattığı tah-
ribattan kaçınmanm yolla-
n ise şöyle:
• 18 yaşından önce bu
yola başvurmamak,
• Solaryuma girmeden
önce güneş kremi. parfüm
ve kozmetik ürünleri kullan-
mamak,
• Mutlakakoruyucugöz-
lük kullanmak,
• Solaryum sürecinde
ilaç kullanılması gereğin-
de, doktora danışmak.
Küçük Cansu'ya
evde yoğun bakım
SAADET
USLU
Akciğerlerin-
deki rahatsızlık
nedeniyle kalp
yetmezliği çeken
CansuIşık(4 5X
evinde yoğunba-
kım tedavisi gö-
recek. Türki-
ye'de ilk keztaru konan has-
talığı yüzünden yeterince
soluk alıp veremeyen Can-
su, yurtdışından getirilen
bir alet sayesinde yoğun ba-
kımda yatmaktan kurtulu-
yor.
BabaNediınl^k'ınfark
etmesi üzerine Çorum'da
bir doktora götürülen Can-
su'nun önce kalbindeki bü-
yüme fark edilmiş. Hemen
İstanbul Tıp Fakültesi'ne
gönderilen Cansu, hastane-
ye yatınldığı gün şoka gir-
miş. Doç. Dr. MeonKara-
böcüoglu, kontrollerin ar-
dından akcığer
sorunu ortaya çı-
kan Cansu'nutı
hastalığımnuzun
süre tanımlana-
madığını ifade
etti. Karaböcü-
oğlu, Türkiye'de
ilk kez tanımla-
nan hastalıgı
şöyle anlattı:
"Solunum merkezindeo
yeterli solunum uyansıçüV-
mıyor. Akciğerde mevdana
gelenbasınçarnşıkalbebas-
kı yapnor. Bu baskı kalp
yetmezİiğine neden oJınar.
Hastahknedeni> le akciğeı--
deçoksayıda pıhulaşma d a
oluşuyor. Norraalde Ca«ı-
su'nun vaşındaki birçocuık
dakikada 20-25 kez solu-
mah.Cansu ise8-10kezso-
luk ahyor." Dr. KaraböcO-
oğlu, "Aletin değeri 15-20
bin dolar. Cansu şimdillk
bu alete bağlı olarak yaşsr-
yacak" diye konuşru.