Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
Istanbul
Edhne
Kocaeli
Çanakkale
Izmır
Manisa
Aydın
Denizlı
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
Y
10
6
11
11
17
16
15
12
Zonguldak Y 10 Antalya
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Konya
Eskişehir
Sıvas
PB
PB
PB
PB
Y
PB
Y
PB
12
12
13
12
6
7
7
2
Adana PB 15
Y 15 Kars
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siırt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
15
9
12
10
11
2
3
PB -1
Marmara, Ege, Batı
Akdeniz, Iç Anado-
lu'nun batısı ıle Bo- oslo
lu ve Zonguldak Heisınkı
çevrelerı yağmurlu
MtâUPA-
K -5 Berlin PB
Heisınkı
çevrelerı yağmurlu s t o c k h o | m
yer yer saganak ya s t o c k h
yer yer saganak ya- . ,
ğışlı, öteki yerler L o n d r a
parçalı buluttu geçe-
PB
_Amsterdam PB 7
parçalı buluttu geçe
cek. Yağışlar Mar- Bruksel PB 6
maraveEge'deetkı- P a r ı s P B 5
i olacak. Hava sı- Bonn PB
caklığı biraz artacak. Münıh PB 0 Zürih
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
PB
Y
PB
K
K
Y
K
2
11
2
5
2
14
16
PB 3
ASYA
Moskova
Aşkabat
Akmola
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflıs
Kahire
Sam
K
PB
K
PB
PB
PB
PB
PB
PR
-8
17
-10
8
8
3
14
25
15
0Açık Parçalı tmlutlu Sısiı Buıutıu k Çok tnjlutlu Yağmurlu Kariı Sulukar Gok güaıltülu
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
önce aralarını bulacağınız iki ülkenin arabulucuya
güven duyması ilk nitelik ve ivedi koşul.
Doğrusu; 1990'lanjakitırtumumuzu, rahmetli Tur-
gut Özal'ın hakarete varan söylemlerini Saddam gi-
bi Arap kiniyle ünlü bir adam unutabilir mi?
Hele o tarihlerde Bush'un kuyruğuna takılan Özal
politikalannı anımsayan Irak'ın, Türkiye'nin temelde
yan tutmayan bir göreve gelmesini onaylaması bek-
lenebilir mi?
Zaten Amerika da "arabulucu formüllerine" so-
ğuk bakıyor.
Dışişleri Bakanı Cem, geçen hafta sonu Bağdat'ta
da kabul görmeyeceğini bildiği arabuluculuk rolünü
hemen yadsıyor. "Sefer"e yeni bir ad veriyor. Diplo-
matik "çözüme katkıda bulunmak" amacıyla Bağ-
dat'a gideceğini, yazarı olduğu Sabah'ın televizyon
kuruluşu olan atv'de uzun uzadıya anlatıyor.
Dikkati çekti mi bilmiyoruz: Bir iki gündür Bağdat
seferini nasıl tanımlayacağımız konu olmaktan çıkı-
yor, adeta bir soruna dönüşüyor.
Cem, kendi bulduğu ve kullanmaya başladığı son
tanımlamayı da beğenmemiş olacak ki dün bir kö-
şede bu kez Bağdat seferini "uzlaştmcı birgirişim"
olarak niteliyor.
Adlandırma sorunu tam bu kıvamda iken Başba-
kan Mesut Yılmaz, Rize'den çok daha başka bir ta-
nımlama getirmez mi Bağdat seferine? Ne uzlaştın-
cı, ne katkı sözcüğünü kullanıyor. Yılmaz, Irak sefe-
rini "uyan gezisi" diye niteliyor.
Sefer-i Bağdat'ın önemli yanlan var: Askıdaki bi-
rinci soru; Cem "uyanlan "nı Bağdat'ta kime yansı-
tacak? Bakan'a göre Irak'lı meslektaşına. Ya Sad-
dam'la görüşme? Cem'e göre "belli değil".
Peki ama, bu gezide belli olan öğeler nedir? Cem'in
Bağdat'ta söyieyecekleri!
Türkiye, önerilerini "beş noktada" topluyor. İki
maddesi yaşamsal değerde önemli: "(a)- Bölge ne
kitlesel imha silahlarının ne de savaş tehditlerinin
gölgesinde olmalı. (b)- Irak, BM'nin denetim karar-
lanna uyum sağlamalı".
Fark
Sanırız, bu iki madde "malûmu ilan etmek" oluyor.
ABD'nin günlerdir söylediği temel öğeleri, demek ki
üç aşağı beş yukarı aynı içerikle Türkiye Bağdat'a yi-
nelemeye hazırlanıyor.
Bağdat, Türk uyanlarına kulak asmazsa?
ABD, Bağdat'ın tepesine inecek! Ama mantıksal
bir sonuç çıkıyor ortaya: Cem bu iki önemli koşulda
Saddam'ı "ikna" için Bağdat'a gidiyorsa, doğrusu
çabanın ve gezinin adı: Nafıle!
Zira; Saddam, ABD'nin benzeri olan koşullanmızı
kabul ettiöi anda, Bağdat üzerinde füzeler yerine ba-
nşı simgeıeyen güvercihlerin ûçacağını zaten biliyor.
Öyleyse? Neden Türkiye'den gelen ABD'ye uy-
gun önerileri kabul etsin? Niçin zıtlaştığı ABD'yle -
Rusya aracılığı ile- büyük oynamasın?
Üstelik, açıkça şunlan söylemiyor devlet adamla-
nmız: Saddam'ın elinde bulundurdugu, -Başbakan'ın
açıklamalarına gore- ancak 40 tonunu "deklare etti-
ği", ne ki geride kalan takriben 3 bin ton kıtle ımha
sılahlan, Ortadoğu'da en çok Israil ve Türkiye'yi teh-
dit ediyor.
Körfez'deki yeni kriz bu noktaya dayanınca bızde
"iç kaygılar" ön plana geçiyor.
Saddam'ın kimyasal ve biyolojik silah stoklannın
BM denetimi altına alınmasına ya da ortadan kaldı-
rılmasına sivillerden önce askerier yanlı görünüyor.
Zirve toplantılannda askerler "diplomatik yollar-
dan çözüm arayışlannı" onayladılar; ancak, bu yol-
dan "çözüme ulaşılamadığı takdirde silaha başvu-
rulmasına tam destek" verdiler, hatta istediler.
Silahı hiçbir koşulda kabul etmeyen kimi sivil ke-
sımlerle askerler arasındaki "ince fark" işte bu.
Çünkü, askerler Saddam'ın kitleimhasilahlannı bir
tehdit olarak ilk fırsatta Türkiye'ye çevireceğinden
kuşku duymuyorlar.
Bu temel anlayıştan hareket edecek olan Cem'in,
Bağdat'tan başanyla donmesi, kuşkusuz sevindirici
olacak.
Ne var ki tersi bir sonuç daha ağır basıyor.
Öyle de olsa Türkiye, Irak'a karşı hem komşuluk
hem de insanlık görevinı yerine getirmenin rahatlığı-
nı yaşayacak.
Tabii, dünya kamuoyuna anlatabilirse!
Ankara'dan son çaba
• Baştarafi 1. Sayfada
Irak yönetimi ile yapılacak görüşmeler konu-
sunda Demirel'e bilgi verdi. Demirel de Irak
yönetimine iletilmek ûzere sözlü mesajmı
Cem'e anlattı.
Cumhurbaşkanı Demirel'in. mesajında "I-
rak halkının yasadığı sıkıntılann aşılması gerek-
tigu sıcak çaoşmanın tüm bölgeyi derinden etid-
leveceği kitksel silahlarm denetlenmesi içinçıka-
nlan BM kanuianna uyulması" yönünde ifade-
lerin yer aldığı kaydedildi. Dışişleri Bakanlı-
ğı'nın, Demirel'in mesajmı Saddam Hüseyin'e
iletmek için Ismail Cem adına randevu ginşımin-
de bulunduğu öğrenildi.
Dışişleri yetkilisi. ABD'nin Irak'a saldırma-
sı dunımunda Tûrkiye'nin insani amaçlı, ara-
ma-kurtarma yardımında bulunabileceğini kay-
detti. Kuzey Irak'ın havadan denetlenmesi için
BM kararlannca kurulan ve TBMM 'nin faaliyet
izni verdiği Keşif Güç kapsamında gerçekleşen
desteğin Kuzey Irak'la sınırlı olduğu bildirildi.
ABD. Ankara 'ya önceki gün gönderdiği heyet
aracıhğıyla, "Incirlik'in kullanılması için izne
gereksinimleri olmadıgu Keşif Güç'ün görevini
zaten sürdürdüğü" mesajmı vermışti.
Yılmaz uyardı
Memleketi Rize'de basın mensuplannın kriz-
le ilgili sorulannı yanıtlayan Yılmaz. bölgede
bır savaş çıkması halinde bu durumdan en çok
etkilenecek ülkenin Türkiye olduğunu anımsat-
tı ve Türkiye'nin bütün taraflann kabul edebile-
ceği bir çözüm arayışı içinde olduğunu vurgula-
dı. Yılmaz, ABD'nin Irak'a askeri müdahalesi-
nin Türkiye için dört risk yaratacağını söyledi.
Bunlardan birisinin 1991 'de olduğu gibi Irak'tan
Türkiye'ye toplu göç olasılığı olduğunu belirten
Yılmaz, diğer nskleri de Irak'm toprak bütünlü-
ğünün tehlikeye girmesiyle ortaya çıkacak siya-
si risk, ekonomik olumsuzluklar ve Irak'ın elin-
de bulunan kimyasal silahlann Türkiye'nin bel-
li birbölgesi üzerindeki etkisi olarak sıraladı.
Irak yönetiminin, Türkiye'nin uyanlannı dik-
kate alması gerektiğini söyleyen Yılmaz şöyle
konuştu: "Uyanlanmız dikkate alınmadığı za-
man Irak, Türkiye'nin değişecek tutumu konu-
sunda tepki gösterme hakkını yitirecektir. Bütün
olumsuzluklara rağmen ABD'nin BM Güvenlik
Konseyi'nin aldığı bir karan uygulamasL.
BM'nin Irak üzerinde yapbnm gücünün kulla-
nılması için bir harekâta girebileceğini ve hakb-
hğını kabul etmek gerekecektir."
Irak'm son günlerde bir yumuşama eğilimi
içine girdiğini vurgulayan Yılmaz, Cem'in Bağ-
dat'a yapacağı geziyi anımsatarak Türkiye'nin
tüm taraflar arasında önce krizin önlenmesi, ar-
dmdan kalıcı bir görüşme ortamının sağlanma-
sma yönelik çaba içine gireceğini açıkladı. Baş-
bakan Mesut Yılmaz, ABD'nin planladığı hare-
kâtın kendi içinde belli bir haklılığa sahip oldu-
ğunu da ifade ederek Türkıye olarak öncelikle
olası bir askeri müdahaleyi engellemeye çalış-
tıklaryu kaydetti.
ABD yönetiminden, Türkiye ile daha fazla ıs-
tişarede bulunmalannı ısteyen Yıhnaz, ABD Dı-
şişleri Bakanı Madeieine Albright ile uzun bir te-
lefon görüşmesi yaptığını belirtti.
Albright'ın, kendisine, Irak krizı ıle ilgili yap-
tığı ziyaretlerin BM Güvenlik Konseyi'nın da-
imi ülkeleriyle sınırlı kaldığını söylediğini akta-
ran Yılmaz, ABD'li bakanın. bölgede yaşanan
gelişmelenn Türkiye'yi nasıl etkileyeceğini ve
olası bır göç ihtımali için de gerekli tedbirlen al-
dıklannı kendisine ilettığıni söyledi.
Başbakan. bir gazetecinin, Irak-ABD gergin-
lığinden sonra dünya petrol fıyatlannın arttığı-
nı anımsatarak bu artışın hükümetin ekonomik
programını nasıl etkileyeceğini sorması üzerine
de petrol fiyatlannda krizden sonra yaklaşık üç
dolarlık bir artış olduğunu bildirdi. Yılmaz, I-
rak'a düzenlenecek bir askeri müdahalenin Tür-
kiye'nin dış ticaretinde ve ekonomik ilişkılerin-
de olumsuzluklar yaratacağını kaydederek
1991'deki krizin en ağır faturasını Türkiye'nin
ödediğine dikkat çekti. Yılmaz, Habur sınır ka-
pısının şu anda kapatılmasının söz konusu olma-
dığını da sözlerini ekledi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan dün akşam saatlerin-
de yapılan yazılı açıklamada, Cem'in gezısinın.
BM Güvenlik Konseyi'nin Yaptınmlar Komite-
srnınkarannda "BM Genel Sekreteri'nin deste-
ğindekiiyiniyetgörevi'' olarak tanımlandıgı bıl-
dınldı. Açıklamada, Cem'in ziyareti ile ilgili şu
bılgılere yer verildi:
- Türkıye'nin ginşimı, komşu bir ülkenin kay-
gılannı ve duyarlıklannı, komşu niteliğinin ge-
tırdığı ahlakı hakkı ve sorumluluğu esas alarak
Irak'a komşu bütün ülkelerin önerilerine açık
şekilde öngörülmüştür. Irak'a komşu ülkelerin
Ankara'daki büyükelçilikleriyle gerekli temas
kurulmuştur.
- Komşuluk girişimi. Irak ve BM Güvenlik
Konseyi arasındaki sorunun çözümüne "bütün-
sel" yaklaşmaktadır. Konuyu sadece BM'nin
uyulması gereken kararlan ya da savaş tehlike-
sı açısmdan değıl, sorunlan yaratan tüm etken-
ler açısmdan değerlendırmektedir. Bu bağlam-
da, Irak'a komşu tüm ülkelerin kitle imha silah-
lannın tehdidmde olmasını, muhtemel savaşın
bölgeye ve Irak'ın toprak bütünlüğü ve egemen-
lik sorununu bir bütün olarak değerlendirmek-
tedir.
'Cem'in gidişi partisi adma'
DTP Genel Başkaru Hüsamettin Cindoruk,
Türkiye'nin Körfez krizi konusunda 'arabulucu-
luğa sojTinmadığınr belirtirken "Cem'in gidişi
hükümet adına değil. Dışişleri ve partisi adma-
dır" dedı.
AB Türkiye Temsilcisi Mkhael Lake'in ve-
da ziyareti sırasında gazetecilerin sorulannı ya-
nıtlayan Cindoruk, Körfez krizi konusunda Tür-
kiye'nin arabuluculuğa soyunmadığını, arabulu-
culuk için iki tarafin uzlaşması ya da BM'nin gö-
rev \ermesi gerektiğini belirtti. Cindoruk,
"Cem'in gidişi hükümet adına değil, Dışişleri ve
partisi adınadır" dedi. Cindoruk, konuyla ilgili
olarak Yılmaz'ın kendisini Almanya'dan tele-
fonla aradığını ve bilgi verdiğini söyledi.
Başsağlığı mesajları
Çetin: Yasalarda bir
d. . -t" ı ı 'Ali Ulvi silinmez
ızı du^fnleme gerek İ7krbmW
ANKARA (Cumhurtvet Bürosu) - Tür-
kiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail
Güreli, Basın Yasası ve Türk Ceza Yasa-
sı'nda değişiklik öngören yasa taslaklan-
nı, TBMM Başkanı Hikmet Çetin'c verdi.
Çetin, içtüzük, siyasi partiler, TCK. ve
basın yasalannda düzenleme yapılması ge-
rektiğini belirterek. "Girişimleri daha ile-
ri\v götürmek için hükümetin üzerinde ça-
lışmakta olduğunu bildiğimiz bu konulan
bir an önce parlamentoya yansıtmasını
beUrjflnız" dedi.
Nail Güreli ve TGC Yönetim Kurulu
üyeleri, dün Hikmet Çetin'i ziyaret etti.
Çetin, Türkiye'nin gündemindeki en
önemli konunun demokratikleşme ve in-
san haklan olduğunu vurguladı.
'Görevim uzlaşmayı sağlamak'
Ülkenin çağdaş dünya ile bütünleşmesi
için demokrasi önündeki engellerin kaldı-
nlmasını önemli bir aşama olarak gördü-
ğünü kaydeden Çetin. "Hükümetin özedik-
le insan haklan konusunda gerek yasaL ge-
rek anayasal engelleri ortadan kaldıran bir-
takım çaiışmalar yaptığını bilryorum. Bu
nedenle bu çaiışmalar parlamentoda siya-
si partiler arasında uzlaşma gerektiriyor.
Benim de görevim o uzlaşmayı sağlama>a
çahşmak" dedi.
Çetin, Partılerarası Uyum Komisyo-
nu'ndabu hafta Memurin Muhakematı Ya-
sası üzerinde çahs.malann süreceğini belir-
terek, "Oradaki dokunulmazlık, milter\e-
kili dokunulmazlığmdan daha katı, daha
önemlL Bu yasanın mutlaka çağdaş bir ko-
numa getirilmesi gerekir. Sizin Basın Yasa-
sı'ndaki değişiklik önerintri en kısa sürede
uyum komisvonunda çalışılarak, gerekirse
benim de im/am olan bir öneriyle Meclis'in
ilgili komisyonlanna göndermeye çahşaca-
ğun" dedi.
TGC Başkanı Nail Güreli de, Basın Ya-
sası'nda yapılmasını istedikleri değişikli-
ğin reform niteliğinde olmadığmı vurgu-
ladı \e bunu sağlamak için anayasadan
başlayarak bırçok değişiklik yapılması ge-
rektiğini anımsattı.
Güreli. "Bu siyasal ortam içinde bu ger-
çekçi bir yaklaşım olmaz. Mevcut \asala-
ruı ve anayasanın elverdiği ölçüde. bilgi
edinme hakku halkın gerçekleri öğrenme
hakkı önündeki engelleri olabildiğince kal-
dıncL, birgiye ulaşma hakkını güvenceye ah-
cı hükümler içeren bir yasa taslağı haarla-
dık" diye konuştu.
Güreli. TCK'de değişiklik öngören ve
kabinede imzaya açılan tasanda. "net ol-
mayan, ka>pak ve muglak ifadeierin oklu-
ğuna" dikkat çekti.
Fethullah Gülen'in dershanelerine smav izni
FİGEN ATALAY
Fethullah Gülen'e yakın-
lığıyla bilınen dershanelerin
üye olduğu Güven-Der'e,
Millı Eğitim Bakanlığı'nca
deneme sınavı düzenleme
yetkisi verildi.
Güven Dershane Sahiple-
ri Derneği (Güven-Der),
yalnızca Özel Dersaneler
Birliği'nın(Öz-De-Bir)dü-
zenlediği ÖSS ve ÖYS de-
neme sınavlannı yapmak
için yıllardır MEB'e baş.vu-
ruda bulunuyordu. Bugüne
kadar kabul edilmeyen bu
başvuruya, DSP'li Milli
Eğitim Bakanı Hikmet U-
luğbay dönerrunde izin ve-
rilmesı eğitim çevrelerinde
rahatsızlık yarattı. Uzun yıl-
lardır üniversıte adaylann-
dan büyük talep gören ÖSS
ve ÖYS deneme sınaviannı
düzenleyen Öz-De-Bir'e,
Türkiye çapında 1100 der-
sane üye. Güven-Der'in ise
30'a yakın üyesi bulunuyor.
Smav izninin verilmesiyle
Türkiye çapında çok az sa-
yıda üyesi bulunan bır der-
neğe Milli Eğitim Bakanlı-
Fenerbahçe Kongre Üyeleri
D i k k a t i n e
Kulübümüz Başkan Adayı Sayın Ömer Çavuşoğlu
ve
Yönetim Arkadaşları
Yarının Dünya Takımı Fenerbahçe ile ilgili
görüşlerini sunup, sorularınızı cevaplayacaklar
Daue t l i s i n i z
Tarih: 5 Şubat Perşembe, saat 18.30 (Yarın)
Yer: BOSTANCI GÖSTERİ MERKEZİ
Program: 18.30 - 20.30 Sohbet Toplantısı
20.30 Kokteyl
ğı'nın binalannı kullanma
olanağı da tanınmış oluyor.
Milli Eğitim Bakanlığı
Orta Öğretim Kurumlan
Genel Müdürü Hüseyin
Kanburoğlu imzasıyla ts-
tanbul Millı Eğitim Müdür-
lüğü'ne gönderilen yazıda
şöyle deniliyor: "Deneme
smavlannın İ997-1998 öğre-
tim yıhnda Bakanhğunız de-
netim ve gözetinû altinda
Güven Dershane Sahipleri
Derneği (Güven-Der) tara-
findan yapılması Bakanlığı-
mızca uygun bulunmuştur.
Oğrencilerin bilgi ve beceri-
lerini ölçmelerine. sınav he-
yecanını azaltmalanna, test
tekniklerini kavramalanna,
kodlama kurallannı ve za-
mam iyi kullanarak sınav
tecrübesi kazanmalanna,
aynca dershanelere devam
edemeyen oğrencilerin sınav
pratiğini geliştirmelerine
imkân veren Üniversite Gi-
riş Birinci Basamak Dene-
me Smavı 7 Mart 1998, Üni-
versite Giriş İkinci Basamak
Deneme sınavı 17 Mayıs
1998tarihlerinde yapılacak-
ür. Deneme sınavlan, Gü-
ven-Der'e üye dershaneler-
de veya ihtiyaç duyulması
halinde resmi okul binala-
rmda yapüacaknr. Sınaviar-
la ilgili yönerge, Güven-Der
taranndan hazuianarak üye
dershane müdürlüklerine
gönderilecektir."
Güyen-Der, her öğrenci-
den ÖSS ve ÖYS deneme
sınavlanna ait kılavuzlar
ıçın 100 bin lira, ÖSS dene-
me sınavı katılım ücreti ola-
rak 500 bin, ÖYS deneme
sınavı katılım ücreti olarak
da 600 bin lira alacak.
İstanbul Haber Servisi -
Yanm yüzyıllık entelektü-
el birikimiyle, karikatür-
leriyle felsefe yapan. "çiz-
ginin ozanı" olarak anılan
AM Ulvi Ersoy'un ölümü-
nün 5. gününde, gazetemi-
ze ve ailesine başsağlığı
mesajlan sürüyor. Geçen
cuma günü sonsuzluğa
imza atan sanatçı Ersoy
için gönderilen mesajlar-
da, eserleri ile hep aramız-
da olacağı, sananndaki ışı-
ğın toplumumuzu aydın-
latmaya devam edeceği
vurgulandı.
CHP lideri Deniz Bay-
kaL gazetemize ve Ersoy
ailesine gönderdiği baş-
sağlığı mesajında, "De-
ğerii karikatüristimiz Ali
Ulvi Ersoy'u yitirmenin
acısını yaşıyoruz. Karika-
türü bir >aşam tara ola-
rak benimsemiş; bügisi,bi-
rikimi. zekâsL, göziem gü-
cü ve >aratıcılığı ile elli yılı
aşan bir sürv sanat ve ba-
sın dünyamızdaki saygın
yerini korumuş Ali Ulvi,
eserieri ile hep aranuzda
olacakûr" dedi.
Devlet Bakanı Metin
Gürdere ise Ali Ulvi'nın
ölümünü "derin bir tees-
sûrte" karşıladığını ifade
ederken Devlet Bakanı
Hasan Gemici de Er-
soy'un toplumcu yönüne
vurgu yaparak üzüntüsü-
nü dile getirdi.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı AliŞevldErek.
125 bİll
I Baştarafi 1. Sayfada
zamlann, son dönemlerde yıl içinde betirii arahklara dö-
nüşmesi, ekonominin genel yapısmdaki olumsuzluğu da
gösteriyor.
Cumhuriyet, enflasyonun toplumsal ve ekonomik yıkı-
mına karşı, ilkelerinden, dürüstlüğünden ve güvenilirii-
ğinden en küçük bir ödün vermeden, doğru bildiği yolda
yürümektedir. Bu yürüyüş ancak okurlanmızm bize sağ-
ladığı paha biçibnez destek sayesindedir. Bugün ülkemiz-
de iki tür gazete var: Ya bir cemaate (tarikata) bağh ga-
zete ya da bir gnıba bağlı gazete!.. Bu yapı içinde tek ba-
ğımsız gazete Cumhuriyet'tir; ama bağımsızlık, hem bi-
ze, hem okurtanmıza pahalı\a mal oluvor.
Ülkenin en pahalı gazetesi ohnak konumundayız.
Gazete, dergi,televizyon, radyodan oluşan medvada. on
binlerce gazetecinin çalıştığı bir sektörde sendikası olan
tek gazeteyiz.
Okuriannuzm bu gerçeklere aşina oMuklannı bfliyo-
ruz. Bunalımdan çılaşın tek yolu, ekonominin istikrara ka-
vuşması ve enflas>onun durulmasıdır. Bu çıkışm elbirti-
ğiyle sağlanacağını sövlemeve gerek yok!.. Cumhuriyet,
dünyada eşi az görülebilecek bir gazetedir. Bu özelliğini
koruması, kimliğini korumasıyla özdeşleşmiştir. Tek gü-
vencemiz okurianmızm bilincidir. Kartel, cemaat ya da
tarikat dışı bir bağımsızlık, ne yapalım ki bugünkü koşul-
larda başka türlü sağlanamıyor.
Cumhuriyet
"büyük usta Ali Uhi'nin
vefatından duyduğu üzün-
tüyü" dile getırirken Ba-
sın Yayın ve Enformasyon
Genel Müdürü AvdınSez-
gjn de gazetemiz Genel
Yayın Yönetmeni Orhan
Erinç'e gönderdiği mesaj-
da, Ersoy'un alanında "si-
linmez izter" bıraktığını
bildirdi. Kıbns Türk Kari-
katüristler Derneği Başka-
nı Hüseyin Çakmak da
"üstadunız, karikatür sa-
nadnın büvük çizeri" diye
nitelendirdıği Ali Ulvi'nin
ölümünü büyük bir üzün-
tüyle karşıladıklannı bil-
dirdi. Haftalık mizah der-
gısi Hıbır çalışanlannın
mesajında ise Ali Ulvi'nin
"karikatür dünyasınuı ye-
ri doidurulamaz ismi" ol-
duğu vurgulandı.
Karikatürist Murat Sa-
yın da çizgileriyle naif ve
anlamlı bir dolmakalemle
sembolleştirdiği Ali Ul-
vi'ye saygı dolu faks me-
sajında "Ali Ulvi Usta'yı
özkyeceğiz'' dedi.
Duygulannı, Ali Ul-
vi *yi çizdiği dolmakale-
minin gözlerinden yaşlar
süzülen çizgileriyle anla-
tan karikatürist Seyit Saat-
çi ise "Güle güle üstat"
mesajını gönderdi.
Türk Kalp Vakfı Yöne-
tim Kurulu Başkanı Çetin
Yıkbnmakın ise Ali Ul-
vi'nin, son elli yılda Tür-
kiye'nin yetiştirdiği en bü-
yük karikatür ustası oldu-
ğunu kaydetti. Kadıköy
Belediye Başkanı Selami
Oztürk, eşi Alev Ersoy'a
gönderdiği mesajında,
*Ydlann ve voüann pavla-
şıldığı bir yol arkadaşının
kaybını kabullenmek sizin
için ne kadar güçse. ente-
lektüel kimliği ile özgün
bir karikatür fılozofunun
arukohnadığını kabullen-
mek de bir o kadar zor-
dur" dedi.
ADD Keçiören Şube
Başkanı Ali Saral, "Düşün
adamı, usta karikatürcü.
değerii bmüğümüz Ali Ul-
vi'nin kaybından derin
üzüntü duydum" mesajı-
nı ıletti. Ali Ulvi'nin eşi-
nm arkadaşı Şükran ,\rda
ise mesajında "SevgUi
Akv. sizleri kucaklıyorum,
acınızı pa>1aşıyorum" de-
di.
Hüsnü Göksel de üzün-
tüsünü dile getinrken Ali
Ulviyi "Damıtık zekâ
ürünü olan karikatür sa-
naünın. güçlü. yürekli. za-
rif ustası" olarak andığını
dile getırdı.
Ozbekistan 'a
'hurdafabrikay
kurdular
BANU SALMAN
.\NKARA - Susurluk rapo-
runda adı, uyuşturucu kaçak-
çılığına ilışkın suçlamalarla il-
gili bölümde geçen Turgay Ci-
ner'in 11 tekstil fabnkasının
kuruluşunu üstlendiğı Özbe-
kıstan'ı "hurda" makınelerle
aldattığı iddiaedildi. Kamu Iş-
letmeciliğini Geliştirme Mer-
kezi Vakfi'nın (KİGEM) ra-
porunda, DSP'li Devlet Baka-
nı Hüsamettin Ozkanın hur-
da makinelerin İtalya'dan ge-
tınlmesinde ortak olduğu sa-
vınada yer verildi. KtGEM'ın
"Özelleştirme Kimin İçin"
başlıklı raporunda. havaalan-
lannda "gümrük dışı bölgeler-
de" hizmet veren HAVAŞ'ın
ihalesine, öldürülen kumarha-
ne patronu Omer Lütfü To-
pal' ın 3 ayn şirketle girdıği % e
bu yer için 65-80 milyon do-
lar gibi "astronomik fiyatlar"
verdiğine dikkat çekıldı.
Raporda, ABD'nin Ankara
Büyükelçısi'nin "Topal'ın
ABD'de uyuşturucu kaçakçıu-
ğmdan 5 yıl yatağuu" açıkla-
masıyla Topal'ın şirketlerinin
ihaleden çıkanldığına ışaret
edildi. Susurluk raporunda ise
Emniyet Genel Müdürlü-
ğü'nün Topal'ın uyuşturucu
kaçakçısı olduğuna ilışkın tn-
terpol'den belge alması üzen-
ne, bu şirketlerin ihaleden çe-
kildiği belirtiliyor.
HAVAŞ ihalesini, Doğuş
Holding'den 2 milyon dolar
fazla vererek 36 milyon dola-
ra Turgay Ciner'in şirketi YA-
ZEKS'in aldığı anımsatılan
KİGEM raporunda, şu bilgile-
re yer verildi: '' '
"ÖzeUeştirmede gerçek de-
ğerin, yapılan nesaplar değiL
verilen teklifler olduğunu, ay-
nca özelleştirmenin en yüksek
teklif üzerinden yapıldtğını id-
dia edenler, HAVA.Ş hisseleri-
nin yüzde 60'uu. 36 milyon do-
lara \AZEKS firmasına sat-
mışlardır. Ancak HAVAŞ Yö-
netim Kurulu. sabştan bir ay
sonra aldığı kararla bir önce-
ki yıhn 3 mihon dolar kânnı
yeni sahiplerine bırakmış, böy-
İece HA\AŞ en y üksek teklifin
1 milyon dolar arana, 33 mil-
yon dolara satünuşar. Üstelik,
YAZEKS, ödemesi gereken
taksitleri hep gecikerek öde-
miş, buna karşıhk ÖİB tenü-
nat mektubunu çözdürüp bu
parayı zamanuıda tahsil ede-
memiştir."
Özelleştirme Yasası hü-
kümlerine karşın HAVAŞ'ta
ışten çıkanlan 90 kişinin YA-
ZEKS ın hatalan nedeniyle
"işsizük tazminarj"nı alama-
dığı ya da tazmınatlan yanda
kesılerek haklannda icrai in-
celeme yapıldığını kaydeden
KİGEM. "Ömer Lütfü To-
pal'ın öldürülmesi davasında
tanıklardan biri HAVAŞ'ınsa-
tış tutan 36 milyon dolann To-
pal taranndan Turgay Ciner'e
verildiğuıi açıklamışOr" ifade-
lerine raporda yer verdi.
Raporda, Hopa Lımanı'nı
hukukdışı şekilde devralan ve
Çayırhan'daki maden ocağı-
nın da ışletmesını alan Ci-
ner'in YAZEKS firmasiyla
Ozbekistan'da da 11 tekstil
fabrikası kurma işini üstlendi-
ğı belirtildı. Turgay Ciner,
Başbakanlık Teftiş Kuru-
lu'nun Susurluk raporunda
gündeme getirilen sâvlââfj red-
dederek raporu hâzırlayarilar
hakkında dava açacâg'ını bil-
dirmişti.
Topal Adli Sicirden
5 belge almış
EVtN GÖKTAŞ
ANKARA - Adalet Bakanı
Oltan Sunguriu. öldürülen
kumarhane patronu Ömer
Lütfü Topal'a Adli Sicıl'den 5
ayn sabıkasızlık belgesi venl-
diğini bildirdi.
Sungurlu yaptığı açıkla-
mada. "Yapoğıınızaraşürma-
ya göre Topal'a, 1994 vılında
Malaryadan 3, 1995 yıhnda
da İstanbul'da 2 ohnak üzere.
iki yıl içinde 5 ayn sabıkasız-
lık belgesi verildiğini sapta-
dık" dedi.
Bu belgelerin Topal'a nasıl
ve kimler tarafindan verildiği-
ni araştırdıklarını kaydeden
Sungurlu, "Herhangi bir ka-
nunsuzluktespitettigimiz tak-
dirde sonımlular hakkında
soruşrurma başlatacağız" di-
ye konuştu. Sungurlu şunlan
söyledi: "Bu mesele bakanb-
ğunıza 1997 y ılında intikal et-
mis. Bakanlıgımc meseleyi in-
celemiş. 26 Eylül 1997tarihin-
de Turizm Bakanı İbrahım
Gürdal tarafindan gelen yazı-
da, Topal'a sabıkasızlık kay dı
verenler hakkında inceleme
baştaülması istenmiş. Bunun
üzerinebiz inceleme başlatmı-
şız. Ömer Lütfü Topal 1979>>
lında uyuşturucu bulundur-
mak suçundan Belçika'da
mahkûm olmuş. Daha sonra
kendisine 1994 yıhnda Malat-
ya'dan 3. 1995 vılında da ls-
tanbul'dan 2 tane sabıkasızlık
belgesi verilmiş. Uyuşturucu-
dan verilen mahkûmryet 1988
yıhnda arşive kaldınlmış. Ya-
ni gerekli zamanı dotdurduğu
için Adli Skril Yasası gereği sa-
bıka kaydı sUuuniş ve arşive
kaldınlmış. Niçin arşive kal-
dınlmış? Çünkü yasa gereği,
şahıs ileridedevlet memunı ve
mülervekili ohnak isterse, ar-
şivdeki bilgisine baküsın diye.
Omer Lütfü TopaL sabıkasız-
lık belgesi aldığı yıllarda dev-
let memunı ve milletvekili ola-
cağına ilişkin herhangi bir is-
tekte bulunmadığı için. arşiv-
deki bilgilerine bakılmamış.
Bunun için sabıkasız olduğu-
na ilişkin 5 tane belge alabit-
miş. Kaklı ki devlet memunı
ve milletvekili olacağını belirt-
seydi, arşhdeki bilgileri buna
engel olmayacaku. Çünkü ya-
sa gereği uyıışturucu bulun-
durma suçu yüz kızarncı bir
suç sayılmıyor."
Sungurlu, buna karşm To-
pal'ın dosyalannın yeniden
ıncelemeye alındığını belirtti.
ECumhuriyet
kitap kulübü
TAKSİM Sergi Salonu
ŞÜBAT AYİ ETKİNLİKL1
6 Şubat Cuma Saat:17.00-19.00
ERDAL ATABEK
Kitaplarını imzalıyor
- •]
Adres: Istiklal Cad. (Aksanat Karşısı) Taksim Te):252 38 81/82