Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 ŞUBAT 1998 ÇARŞAMBA
12
^ OfiverStone'U-Tunı' ^
KULTUR
DEFNE GÖLGESt
TURGAY FÎŞEKÇİ
Aphnodisias
Alan Rkkman 'Kış Konuğu'
Klarnetçi Woody beyazperdede
GÖNÜL DÖNMEZ^COLTN
BRÜKSEL - "Sansürün her çeşidioe
karşıjim" diyordu ünlü konuk. "Avrupa
fılmlerini korumak için Amerikan filmle-
rine kota konmasına da karşmm bu ne-
denle."
Uluslararası Brüksel Film Festivali çey-
rek yüzyılını kutlarken Amerikalı oyuncu,
yönetmen. >apımcı ve fotoğraf sanatçısı
Dennis Hopperda Irlandalı yönetmen Ne-
0 Jordan'ın yanı sıra bu şölene baş konuk
olarak katıldı. Yirnıi beş yaşına gelene dek
birçok "badireter"den geçmişti Brüksel
Film Festivali, uzun yıllar sûren bir kim-
lik arayışında yerel alıcı ve dağıtımcılann
dışında uluslararası eleştırmenlerin ilgisi-
ni çekememiş \e Belçika'nın daha kap-
samlı ve daha güçlü Flanders (Ghent)
Uluslararası Film Festivali'nin gölgesinde
umut ettıği gibi serpilememişti. Son yıllar-
da genç ve dınamik yönetici Christian
Thomas'ın başa geçmesiyle yıldızı parla-
maya başladı BrüksePin. uluslararası are-
nada. Bu yılki konuklar listesi Dennis
Hopper ve Neil Jordan'la kalmadı. Oihjer
Stone da gelmışti son filmi "U-Turn" ile.
Catherine Deneuve yıldızlar gecit töreni-
nin baş yıldızıydı. Ama ünlü Amerikalı
oyuncu Morgan Freeman da oradaydı.
Dennis Hopper. Olner Stone, Morgen
Freeman. BertrandTavçmier. en üstün ka-
riyer ödülü 'Kristal Iris'i aldılar görkemli
bir törenle. 1995 yılından bu yana Avnıpa
fılmloraB» öncelik tanıyan bir festival ola-
rak sîynlıyör Brüksel. Bu bağlamda seç-
kin birjürinın uygun bulduğu bir fîlme de
parasai Kristal Yıldız Ödülü veriliyor. Ya-
nşan dokuz uzun konulu film arasmda en
ilginçleri olarak Fransa'dan TonyGatiif in
Çüıgeneleri görüntüleyen "Gadjo DUo"
filmi, lspanyol MarioCamus'un lcuşaklar
arasındaki gözle görülür-görülmez bağ-
lantıyı işleyen "Bulutiann RengT yapıtı,
ilk filmini geçen yıl Istanbul Film Festi-
vali'nde izlediğimiz Hint kökenli Ingiliz
UdayanParasad'ın "KöktendinciOğJunT
yapıtı ve Bob Hoskins'in ilginç bir oyun
çıkardığı yine bir Ingiliz fılmi "Yinmdört
YedF sayılabilir.
Kendini ve sanatını sorguluyor
Dünya sinemasmdan ömeklerde yalnız-
ca beyazperdede bir görüntü olsa bile Wt>-
ody ÂUen'ın varlığı göze çarpıyordu. Son
filmi "Harn'yi Yeniden Yaratmak"ta her
zaman olduğu gibi başrolü kendine yakış-
tıran Woody Allen, Elisabeth Shue, Judy
Davis,DemiMoore gibi ünlü oyunculardan
daalabildiğine yararlanmışbu fılmde. Ro-
manlannda yarattığı evren ve kişilerle,
gerçek yaşamındaki evren ve kişileri bir-
birine kanştıran, yaşı ilerlemesme karşm
gönlü taze ve diğer Woody Allen filmle-
rinde olduğu gibi New Yorklu, Yahudi. nö-
rotik, kendine güveni az. karşı cinse müt-
hiş tutkun bir adamın öyküsü "Harry".
Bana öyle gelıyor kı Woody Allen bu fil-
miyle, bir tür kendini ve sanatını sorgulu-
yor. Yaşı ilerleyen bir sanatçırun geriyedö-
nüp "Ne yapbm, yapttklanm deger miydi
onca çabaya" gıbı sorulan tüm sanatçılar
içın geçerli. Hele son yıllarda çalkantılı
özel yaşamı dünya basınına konu olan Wo-
ody Allen gibi bir sanatçı ıçın.
"Çügın Adam Blues" ise Woody Allen
ve New Orleans türü caz grubu üzenne bir
belgesel. Barbara Kopplenin kamerası
yedi ülke ve on sekiz kent boyu izliyor yö-
netmen. klarnetçi. VVoody Allen'ı. Avru-
pa'nın en lüks otellennde kız kardeşi Let-
ty Aronson ve o zamankı kız arkadaşı. şim-
dı kansı ve ayru zamanda eskı eşi Mia Far-
row'un manevi kızı Soon Yi Previn ıle pa-
parazziden uzak özel anlar da var görün-
tüler arasında.
Soon \Tden acımasız eleştiriler
Gencecik Soon Yi'nin yanmda yılların
ağırlığını duyan bir Woody Allen karşıruz-
da. Orneğin ilk fılmlerinden "Annie
Hall"u izlemesinı salık veriyor Soon
Yi 'ye. "Genç arkadaşlannı yanına al izle.
Hoşunuza gider" dıyor Her konserin ar-
dından başanlı olup olmadığını tartışıyor
Soon Yi ıle. Genç kadının açık sözlü, ya-
lan övgüye meraklı olmayan bir eleştir-
men olduğunu, özellikle VVoody'yi, yan
şaka yan cıddi acımasız eleştirdiğini gö-
rüyonız. Ama tüm bu alışverişler, aralann-
da sağlam bir bağ olduğu izlenimi bırakı-
yor.
Bir başka ilginç görüntü Woody Al-
len'in baba evinde. Yaşlanmış tipik bir
Amerikalı Yahudi çıft ana-babası. Filmle-
rinden firlamış kahramanlar gıbı biraz da.
Annesı. "Vvöody akıUı bir çocuktu ama
böytesine ünleneceği hiç akJıma gelmezdT
diyor. Sonra VVoody'nın annesıne. çocuk-
ken onu hep dövdüğünü anımsatması var
Annesinin bir noktada "öyle kendini dev
aynasında görme. geldigin bu yere yalnız
geünedin. Buna kattolan olanlan da unut-
ma" demesi ilginç. Woody Allen'ın tüm
konserlennın büyük bir ızleyici kitlesi çek-
mesi, müziği ne denli iyi olsa da klarnetçi
VVoody Allen'ı mi dinlemeye geliyorlar,
yoksa yönetmen-oyuncu-skandal kahra-
manı Woody Allen'ı mı görmeye, sorusu-
nu sorduruyor; bizlere de Woody Allen'a
da. Bir anlamda yönetmen Barbara Kopp-
le'ın amacı da bu gibi gelıyor bana.
Francis Ford Coppola'nın son filmi
"The Rainmaker" ilginç bir film. Yazar
John Grisham, aynı adlı ünlü romanında
büyük Amerikan şirketlerine Dıckensvari
bir yöntemle veryansın etmişti. Öykü ol-
duğu kadar kahramanın güçlü portresi de
etkilemişti Coppola'yı. Kahramanda efsa-
nevi öğeler de bulmuştu. "Dedektif fihn-
lerinİD şövalyesi gibL Sanki kenar mahal-
lelerdeki bürosundan çevresindekilere yar-
dım eüneye çalışan birdedektifin öyküsüv-
dü. Bir fılm-noir gibL Gerilim fDminden
çok tophımsal sorunlan işleyen, büyûk şir-
ketterin fakir insanlara yapuğı baskıyı ve-
rirken sigorta şirketini bir metafor olarak
kullanan, hukuk işleriyle daha önce hiç
rastlamadığım derecede acımasızca çati-
şan bir yaprtb" diyor Coppola, Grisham'm
romanı ıçin.
Coppola'dan ilginç bir film
Rudy Baylor rolünde Matt Damon, ken-
dini heT türlü entrikanın ortasında bulan
acemi bir avukatı canlandınyor. Rudy öy-
lesine acemi ki bir avukann hiçbir zaman
yapmaması gereken şeyi yapıyor sayısız
kez; müşterilerinin özel yaşamına giriyor,
onlann da kendı yaşamına girmesine izin
veriyor. Sonuçta daha az avukat ama daha
çok "insan" olarak çıkıyor bu karambolün
içinden. tkinci derecede de olsa Danny de
Vho'nun rolü önemli. Özellikle ıdealist
Rudy'yi düşlerinden uyandırmak için ara-
Festivalde Allen'ın
'Harry'i Yeniden
Yararmak" filmi gösterildi.
Çılgın Adam Blues' ise,
VVoody Allen ve New
Orleans türü caz gunıbu
üzerine bir belgeseL
Yönetmen Barbara
Kopple'nın kamerası 7
ülke ve 18 kent boyunca
Ldiyor klarnetçi Allen'ı.
Amerikalı oyuncu,
yönetmen, yapımcı ve
fotoğraf sanatçısj Dennis
Hopper baş konuk olarak
katüdığı festivalde en üstün
kariyer ödülü 'Kristal
tris'i aldı.
da bir uyaran görmüş geçirmiş ama baro
sınavlannı geçip de bir türlü gerçek avu-
kat olamanuş çırak rolünde. Sigorta şirke-
tının avukatı rolünde John Voightda ilginç
bir oyun çıkanyor.
"Unlülerin ünlü yapıtlan'' geçidinde
Steven Spielberg'in son fılmi "Anûstad" ve
Oliver Stone'un son yapıü "U-Turn" de
vardı. Yılın yabancı dılde çekilen fılmle-
rinden belki de en ilginci Amistad (geniş
bir bölümünde, Güney Sierra Leone dili
Mende ve diğer bölümlerinde lngilizce ve
Ispanyolcakonuşuluyor) yabancı dilde çe-
kılmiş fılmler dalında katılnuyor Oscar'a
bu yıl. Filmleri dublajlı gösteren ülkeler-
de, ana konusu kahramanlann birbirini an-
layamaması olan bir fılme nasıl dublaj ya-
pacaklan da ilginç bir konu. Yabancı film
dalına aday olamasa bile her belli başlı ka-
tegoriye kolay aday olabilecek bir film
Spielberg'in son yapıtı.
"U-Tum" ıçin ise "Doğuştan Katü" ya
da "Yarah Yüz" gibi bir film diyor Oliver
Stone. "Hepimizin içinde \aşa>an bir hay-
van vardır. Ama çoğumuzonun varhğını k-
abul etme>iz. Bu nedenk en derin Idşilik-
leriyle karşı karşıya gekn. olumsuz istem-
lerinetepki gösteren kahramanlar görmek
ilginctir hep. Aklımız var, kültürümüz var,
üstün değer yöntemlerimiz var. O> sa ay-
dmlık ve karanhk kişiliklerimiz arasında
bir çanşma da var" Zengın oyııncu kad-
rosunda Cannes ödülü Sean Penn, John
Voight, NickNote, Lh Tylerdıkkati çekıy-
or "U-Tum"ün. "Başıboş Köpekter" ro-
manından esinlenen filmin senaryosu ise
John Rkfley ımzasını taşıyor.
Kapanış filmi 'Amistad'dı
Bu bölümde ünlü oyuncu Alan Rkk-
man'ın ilk fılmi "Kış Komık*u Emma
Tbompson ıle gerçek annesi PhyUidia
Laıv'ın anne - kız ilişkilerini candamanna
basarak irdeleyen oyunlannın yanı sıra
soğuk bir lskoçya kasabasından eşsiz
görüntülerle de unutulmayacak bir filmdi.
"İrlanda Sinemasuıın Yirmi Beş Yıh"n-
da Jim Sheridan'ın "Sot Ayağun" (1989),
"Babam İçin" (1993) gibi fılmlerini, "Neil
Jordan'a Saygı" bölümünde "Mona Lisa"
(1985) ve "Mkhael Couins"i (1996) de
içeren bir alay unutulmaz yapıt izledik.
Belçika'yı odak noktası alan bölümde,
ülkenin Oscar'a aday adayı "flembe
Yaşamım'" en ilginciydi. Oscar VVMe'ın
yaşamöyküsü "VVflde" (Brian Gilbert) ile
perdeleri açan Brüksel Uluslararası Film
Festivali, Steven Spielberg'in Amistad fil-
minin gösterildiği görkemli bir kapanış
töreni ile son buldu.
DavidGlass'dan 'Eaytp Çocuk Üçkmeâ'
Kültür Servisi -tngiltere'de olduğu ka-
dar dünyada da tanınan DavidGlass, şim-
dılerde yeni çalışması 'Lost Child Tri-
ology - Kayip Çocuk Üçlemesi' isimli ça-
hşmasıyla gündemde.
Yırmi yıldır aralıksız gösteriler sergi-
leyen Glass, solo çalışmalannın yanı sı-
ra son on yıldır 'David Glass Toplulu-
ğu'nun yönetmenlığini ve yönetıciliğini
sürdürüyor. 1989 yılında David Glass
Topluluğu'nu kuran Glass'ın hedefı, po-
püler olduğu kadar yenilikçi de olan ça-
lışmalar üreten gezgincı bir topluluk ya-
ratarak ülke içinde ve dışında bu çalışma-
lan sergilemekti. Glass'ın A\Tupa tiyat-
rosu geleneklerine ilişkin eğitim ve de-
neyimlerini yansıtan topluluk, gösterile-
rinde melodram, palyaçoluk, mim, dans
gibi birçok gösten türünden ve müzikten
yararlanıyor. Geçen sekız yıl içinde Da-
vid Glass, yaratıcı ve yenilikçi çalışma-
lanyla başlangıçtaki hedefıne ulaştı. Bu-
gün Ingiltere'nin 'en sıradışı tiyatro top-
luluklanndan biri' olarak tanınan toplu-
luğun çalışmalan, tngiltere"de olduğu ka-
dar diğer ülkelerde de seyirciden ve eleş-
tirmenlerden bü>âilc övgüler alıyor.
Istanbul'a ve Eskişehir'e gekli
Topluluğun ilk çalışması, Segar'ınhe-
pimizin yakından tanıdığı çizgi film kah-
ramanı Temel Reis'ı konu alan 'Temel
Reis Sürgünde'1
lngiltere turnesinin ar-
dından 1990 yılında Edinburg Festiva-
li'nde sahnelendiğinde büyük beğeni
topladı. Kuzey Amerika turnesinde 30
bın kışı tarafından izlenen bu çalışmayı
'Bozo's Dead' ve 'Gormenghasf ızledı.
Ingıltere'yi ıki kez dolaşan. Londra'da
başanlı bir sezondan sonra Güney Ame-
rika turnesinde kapalı gişe oynayan Gor-
menghast, David Glass'a 1993 yılında
'Martini/TMA Regional Theatre En İyi
Yönetmen Ödülü'nü getirdi. Topluluk,
1995 yılında British Council'in desteğiy-
le dünya turnes.ıne çıktı. Glass. 94-95 se-
zonunda iki yıllık aradan sonra ilk solo
gösterisi olan 'Lucky'i sahneledi. Glass.
8. Istanbul Tiyatro Festivali'ne Feüini'nin
unutulmaz fılmi 'LaDolceVita-TamHa-
yat' isimli uyarlamasıyla, geçen yıl Ulus-
lararası Eskişehir Festivali'ne de 'Glass-
work' " isimli çalışmasıyla katıldı.
Glass'ın bugüne dek en çok beğenılen
yapıtlanndan oluşan bu çalışmada, otiz-
mi ele alan ve büyük bir başan toplayan
Lucky isimli yapıttan alınan 'Lucky's
Dance' eğlenceli bir biçimde ınsan başi)-
la kırlık alan arasında benzetmeler kuran
'Head-Baş' gibi yeni çalışmalar yer alı-
yor.
Başannm temeB dûşgücûnde
Glass'ın en büyük tijatro seriheni ise
birkaç yıl önce Tayland'da bulunduğu sı-
rada baslamış. "Yietnam yeniden başlı-
yordu. in«ınlar küçük kemiklerle dolu
çukuriar buluyoıiardı. Amerika'nın ar-
kasuıda olmalan gerektiği öğretilen ve
sonra da öldürülen yedi sekiz yaşındaki
çocuk askeıierdi bunlar. Çevır köydeki
çocuklar bu çocuklaruı gittikkri yerierle
ilgUi öyküler anlanyor v<e o> unlar o> nu-
yorlardV
Böylece diğer ülkelerde de benzer öy-
küler araştırmaya başlayan Glass, bir gün
bütün ailesinin gözünün önünde katle-
dildiğini anlatan bir göçmenle tanışmış.
"UN1CEF yetkilileri onu kanlar içinde
butduklannda bir \ ü/üğe bakarak garip
birşekikk' konuşu>ormuş. Daha sonra ise
bu kizçocuğunun aslında aiicsi ile konuş-
tuğunu öğreni>orlar. Bü)ükannesinin
ona söytediği son şey ise" Eğer bızımle ko-
nuşmak istersen bu yüzüğü kullan' ol-
muş. Eğer bir bunalım geciriyorsak bunu
hayal gücümüzle alt etmeye çalışınz. Ha-
yal gücü bunun için var, yaşamak içm."
Glass ıçin hayal gücü daha güçlü ve ba-
şanlı bir tıyatronun da temeli. İşte 'The
Lost Child Triology - Kayıp Çocuk Üçle-
mesi'nin temelıni bu düşünce oluşturu-
yor. Glass. başlığın Peter Pan tarzı birha-
va yarattığını biliyor ama asıl amaç sos-
yal gerçeklen daha sarsıcı ve etkili bir şe-
David Glass, yeni çahşmasmın evrensel bir niteUk taşıdığmı düşünüyor.
kilde yansıtmak. "Kaybolan, öldürülen
ya da ihmal edflen çocuklar kayıp çocuk-
lar. Çocuk fahiseler, çocuk askeıier. On-
lar en koia) incinebilen ve en ilginç öykü-
leri anlatabilecek insanlar. Onlann öykü-
lerini duyma\a ihtiyacımız var, çünkü
böylece düm ada olan bitenkr hakkında-
ki düşüncelerini öğreniyoruz. Bu çalışma-
nın >aşadığımız dönemk Ugisi olmabydL
Ancak ben özellikle everensel bir tema
olan kayıp' düşüncesiyleilgilendim.He-
pimiz içimizdeki çocuğu öyle ya da böyle
bir şekilde ka>bettik."
Kayıp Çocuk Üçlemesi'nde resimler,
çocuklann anlattıklan hikâyeler ve yeni
konular. onlann ve topluluğun oyuncula-
n ve dışandan oyuncularla sahneleniyor.
Bir belgeselden çok mitolojik bir yakla-
şım hâkim. "Bunlar cocuklann doğru-
dan yaşadıklan değil. başlanna gelenler-
le ügili olarak uydurduklan masallarf
15 ülkede araştırma yapmış
Glass, bu çalışmayı uzun araştırmalar
sonucu gerçekleştirmış ve bir yıl boyun-
ca 15 ülkeyi gezerek aralannda politika-
cılar, sanatçılar, eğitimciler, terapistler ve
devlet yetkililerinin de bulunduğu
400'den fazla kişıyle görüşmüş.
Aralık ayı ortalannda ise bu üçleme-
nin ilk bölümü olan 'Hansel and Gretel
Machine- Hansel ve Gretel Makinesi'nın
çalışmalanna Kuzey Londra Stüdyola-
n'nda başlarruş. Glass, üçlemenin ilk bö-
lümün şöyle anlatıyor: "Yetişkinlerin ço-
cuklara da\Tanış biçimleri ve onlann bu-
nu algılamalan çocuk gözüyle yasıbhyor.
Hansel \v Gretel masalını çocuklann gö-
züyle düşünün. Şimdi onlara ne olduğu-
na bakın? Bunun hakkında ne düşünü-
j'orsunuz."
Hepımizin bildiği bu masalın korku ve
acı içinde yansıtıldığı bu bölümde ko-
nuşmalar, müzik efektleri, masklar, kaşık
koreografısi, kavanozdaki gözyaşlan y-
er alıyor. Üçlemenin bu ilk bölümünün
bir bütün olarak düşünüldüğünde bir dü-
şü yansıttığını söyleyen Glass, "Son bö-
lümde cadının e>inegiriş. bir kâbusu sim-
geliuır. Bana göre kâbuslann gizü bir gü-
zelligi \anhr"diyor.
İsabel Parra, aımesiniıı izinde yürüyor
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Ülkesinde
ADende demokrasisini ve onu iz-
leyen Pinochet dıktatoryasını
görmeden 196
7
yılında 50 yaşın-
dayken camna kıyan Şili'nin ün-
lü kadın şarkıcısı ve resim sanat-
çısı Vîoleta Parra'nın kızı İsabd
Parra. bir kez daha Stock-
holm'de. Yıllar önce, Pinochet
cuntası yıllannda bu kente erkek
kardeşi Angel'la birlikte kurduğu
Quilapayun adlı müzik grubuy-
la gelmiş ve kent merkezindeki
Kültür Sarayı'ndaki büyük salo-
nu tıklım tıklım doldurmuştu. Sa-
lı akşamı Stockholm'de tek başı-
na bir konser verdi; onu Malmö
ve Göteborg'daki birer konser iz-
leyecek. Stockholm'e gelış tan-
hi, şu sırada Stockholm Halke-
vi'nde sürmekte olan Vloleta
Parra sergisine özellikle denk
düşürüldü.
isabel Parra için Paris, zorun-
lu göçmenlik yıllannda yeni bir
memleket oldu. 1985'te Paris'ten
aynlıp Arjantin'e geldi.
- Yurdundan zorunlu olarak
uzak yaşayan Rişi. ülkesini, gö-
zünde, olduğundan çok daha ide-
alleştiriyor, güzelleştiriyor, diyor.
Sonra geri dönünce. fantezileriy-
le gerçeğin uyuşmadığını görüp
sarsılıyor. Bu çelişme sırasında
normal bir hayatı sürdürmek çok
güç. isabel Parra, yeni tür müzik
denemelerine halkın karşı çıktı-
ğını ve konserlerinde ona "Hal-
kın şarkılannı sö>1e" diye bağıra-
rak tepki gösterdiklerini söylü-
yor. Şimdi artık bu sessizliği
bozmuş. Yanmda gıtarist Man-
del Quallar olarak dünyayı dola-
şıyor ve annesinin adına laırdu-
ğu vakfa gelir kazandınyor.
Amacı, ailenin eskı cafesi "La
Penslos Parras"ı onartıp yeniden
açmak.
Çok sayıda eskiçağ ören yerine sahip olan Ana-
doiu'muzda Aphrodisias birkaç nedenle ayrı bir
önem taşıyor.
Başta Afrodisias'ın eski çağ Anadolu kentleri
arasındaki unutulmuşluğu gelıyor. İlk kazı çalışma-
lan 1904 yılında yapılmış olsa da düzenli çalışma-
lara ancak 1961 'de Kenan T. Erim'in öncülüğün-
de başlanabilmiştir.
Bugün önemli bölümleri ortaya çıkanlan kent,
Yunan ve Roma dönemlerine ait çok sayıda hey-
kel ve ayakta kalmış yapılanyla Anadolu'daki an-
tik kentter arasında iyi durumda olanlann başında
gelmektedir.
Adını doğa, aşk ve verimlilik tannçası Aphrodi-
te'den alan kent, Roma egemenliği ile birlikte kut-
sal bir yöre olarak önem kazanmış.
Daha da önemlisi kentte bir heykelcilik okulunun
varlığı olmuştur. Kent yakınındaki Babadağ'dan
son derece kaliteli mermerlerin elde edilmesı, bu-
ranın heykelcilik merkezi olmasında önemli rol oy-
namış. 10 1. yüzyıldan İS 5. yüzyılın sonlanna dek
uzanan altı yüz yıllık sürede, Aphrodisiaslı heykel-
ciler kendilerinden önceki Yunan ve Romalı hey-
kelcilenn teknik ve biçimlerini geliştirerek bu sana-
tı, dönemlerinin en üst düzeyine ulaştırdılar. Bu
heykelciler yalnızca yaşadıkları kenti heykellerle
süslemekle kalmadılar, Akdeniz çevresindeki öte-
ki kentlere de hizmet verdiler. Çeşitli kentlerde
'Aphrodisiaslı' sanını taşıyan otuzdan fazla heykel-
cinin imzasına rastlanmıştır.
Aphrodisias'ta bulunan çok sayıda heykel, bu-
gün antik kent sınırlan içinde yapılan ve 1979'da
açılan müzede sergilenmektedir.
Kent alanı 3.5 km. uzunlukta, daire biçimli sur-
laria çevrilidir. Günümüzde on dört sütunu ayakta
duran AphroditeTapınağı, yanı sıra konser salonu,
tiyatro ve kentteki en etkileyici yapı olan otuz bin
kişilik stadyum ile sanki yaşayan bir ortam izleni-
mi vermektedir.
Ayrımsanıyor mu bilmem, eskiçağ insanları ha-
yatı nasıl da yalınlaştırmışlar. Bütün kentlerde baş-
rollerdeki yapı ve yapıtlar aynı: Tiyatro, müzik, hey-
kel, spor... Bir de karnın toksa insanı mutlu etme-
ye yetecek uğraşlar.
Bu görkemli antik kentin bugün böylesine göz-
ler önünde oluşunu bütün hayatını bu kazıya ada-
yan Kenan T. Erim'e borçluyuz.
ABD'deki klasik yazın öğreniminden sonra arke-
oloji doktorası yapan Erim, New York Üniversite-
si'nin desteğiyle 1961'de başlattığı Aphrodisias
kazılanylayirmi yıl içinde büyük başan sağladı. Na-
tional Geographic Society tarafından da destekle-
nen çalışmalan yüzyılın en önemli ve değerli arke-
olojik çalışması sayıldı. 1990'da ölen Kenan T. Er-
im, hayatını adadığı Aphrodısias'a, o sonsuz gü-
zellikteki mermer yapıların arasına gömüldü.
Aphrodisias, kolayca ulaşılabilir bir konumda de-
ğil. Aydın'ın Karacasu ilçesınin Geyre köyü bitişi-
ğinde. Büyük Menderes Ovası'na baksa da deniz-
den 600 m. yükseklikte bir yaylada. Geçerken uğ-
ranabilecek bir yer değil. Ancak özel olarak gidiüp
görülebilir. **
llgi duyanlar için kenti tanıtacak, bol renkli fotog>
raflı bir kitap var: Aphrodisias, Kenan T. Erim, Net
Yayınlan, 119 s... Kitapta verilen bilgiler, çizimler ve
resimlerle bu görkemli eski kenti hem tanıyabilir
hem de kim bilir, gidip görme isteği de duyabilirsi-
niz.
Taşın, toprağın insanlara söyleyebilecek ne çok
şeyi var...
ADT yeniden kendi sahnesinde
• ADANA (AA) - Adana Devlet Tiyatrosu (ADT).
restorasyonu tamamlanan sahnesinde 'Kanlı Nigar'
adlı oyunla seyircisine ulaşacak. Hacı Ömer Sabancı
Kültür Merkezi'ndeki sahnesinın ağustos ayından bu
yana tadilatta olması nedeniyle sezonu Scyhan
Belediyesi Kültür Merkezi'nde açan ADT,
izleyicısiyle salı, çarşamba. perşembe, cuma ve
cumartesi günleri yeniden kendi sahnesinde
buluşacak.
BUGÜN
• AKSANAT'ta saat 12.30 ve 17.00;de 'The Fisher
Kıng' adlı film laser-disc'ten izlenebilir.
• MİMARLARODASI Yıldız Sarayı Dış Karakol
Salonu'nda saat 18.30'da 'Kamusal Alanda Neden
Kalite Üretilemiyor?" başlıklı söyleşı izlenebilir.
• İDOB AKM'de saat 20.00'de 'Gün Doğarken'
adlı modern baleyi sergiliyor.
K Ü L T Ü R » Ç t Z İ K
K A M İ L M A S A R A C I