18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ 8 DIŞ HABERLER Bir Alman işadamının, Iranlı bir kadmla birlikte olduğu için idama mahkûm edilmesi tepki çekti IraninsDış HaberlerServisi -lran"da Alman vatan- daşı bir işadamı Müslüman bir kadmla iliş- kiye girdiği gerekçesiyle şeriat yasalan ge- reği idam cezasma çarptınldı. Alman hükü- met yetkilileri karann kendilerinde "büyük şaşkmlık" yarattığını açıklarken yeni yeni düzelmeye başlayan lran-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerinin üzerinde yeniden karabulutlardo- laşmaya başladı. Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mar- tin Erdmann, kimliği Batı Almanyalı 56 ya- şındaki Hermann H. olarak açıldanan işada- mının 21 Eylül tarihınde Tahran'da tutukla- narak cezaevine konulduğunu bildirdi. Söz- cü Erdmann, işadamının "bir Müslüman ka- dmla yasadışı bir üişkiye girdiği'' gerekçesiy- le 26 Ocak tarihınde ıdam cezasma çarptınl- dığını açıkladı. Alman Dışişlen Bakanı Kla- usKinkel de yaptığı açıkJamada. Alman işa- • Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, karann bütün adalet ve insanlık ilkelerine aykın olduğunu belirterek, İran adaletini "adil ve insani" olmaya çağırdı. Kinkel Alman işadamının serbest bırakılmasını istedi. a davet ecliltli• İran Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü MahmıuİMuharnmedi ise lran yargısınm bağımsız olduğunu ve kendi kurallanna göre çalıştığını ifade ederek, Almanya'daki şaşkınlığı şaşkınlıkla damının idam cezasına çarptınlmasından do- layı "büyük şaşkuüığa" uğradıklannı belir- terek bunun tüm adalet ve insanlık ilkeleri- ne aykın olduğunu sa\ımdu. Kinkel. Alman vatandaşının serbest bırakılmasını istedi ve lran adaletini adil ve insani olmaya çağırdı. Bir Alman vatandaşının bir süre önce Tah- ran'da yargılandığını doğrulayan lran Dışiş- leri Bakanlıgı sözcüsü Vlahmud Muhamme- di ise "•yarguun bağunsız oktuğunu ve kendi kurallanna göreçahşttğmT belirterek Alman hükümetınm tepkisini "şaşkuüıkla" karşıla- dıklannı ifade etti. Tahran'daki Alman Büyü- kelçiliği'nin \e zanlının avukatının "en ba- şındanberitüm gelişmelerdenhaberdar edü- diğmi'"kaydeden Muhammedi. "ikiü flişkile- ri bu davaya bağlamak adil olmadığı gibi ay- nca manüksız'' diye konuştu. Siyasi gözlem- ciler. Tahran ile Bonn arasında yeni bir kri- zin patlak vermesinin Iran'ın AB ile ilişkile- rini de kötü yönde etkileyeceğini belirtiyor- lar. Geçen nisan ayında bir Alman mahke- mesinin Mikonos davası olarak bılinen 4 Iran- lı Kiirt muhalifin Berlin'de bir restoranda öl- dürülmesi olayından Iran'ın üst düzey lider- lenni doğrudan sorumlu tutması, Bonn ile Tah- ran arasında ciddi bir krizin patlak vermesi- ne neden olmuştu. Iran'm, Almanya'nın Tah- karşıladıklannı söyledi. ran Büyükelçisi'ni "istenmeyen adam" ilan etmesi üzerine ülkedeki tüm AB büyükelçi- leri geri çekilmiş, kriz karşılıklı yumuşama sonucunda daha birkaç ay önce atlatılmıştı. lran Dışişleri Bakanı Kemal HarrazL ön- ceki gün lran Radyosu'na verdiği demeçte, nisan ayında kesilen Avrupalılarla aralann- daki "eleştirel diyalog"un yeniden başlatıl- masına karşı olduklannı ve ilerideki ilişkile- rin "karşılıklı saygı" ilkesi üzenne kurulma- sını istediklenni bildirmişti. Avrupalılar ta- rafindan 1992 yılında başlatılan "eİeştireldi- yalog" politikası, silah satışlan dışında rica- rete izin verirken üst düzey resmi ziyaretle- rin gerçekleştirilmesini yasaklıyor. tran'da yayımlanan Tehran Times gazetesinde geçen günlerde yayımlanan bir makalede. "Eleşti- rel drvalogun kötü tarafi, eleştirilerin hep tek tarafh otması. Bizim de Avrupalılardan şikâ- >t etierimiz var. AB, İran'ın şikâyetlerini din- lemeye hazır ounalı. Karşılıkh anlayışa ulaş- manın tek yolu üst düzey ayaretkrinyeniden başlaülmasıdır" denıldi. Ilımlı Muhammed Hatemi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ar- dmdan AB Dönem Başkanı lngiltere'nin Dı- şişleri Bakanı Robin Cook, geçen pazartesi Iran'la ilgili olarak "Tecrit potitikası ters et- ki doğurabflir'' demışti. Kuzey Italya'da aynlıkçı gösteriBERGAMO(AFP)-ltarvanlannaynhkçı Ku- zey Ligı Partisi üyeleri. bir konuşmasında şid- det kışkırtıcılığı yaptığı gerekçesiyle hapis ce- zası alan liderleri Umberto Bossi'ye destek ver- mek amacıyla bir gösteri düzenlediler. Kuzey Lı- gi'nin yaklaşık 15 bin üyesi önceki gün Berga- mo kentinde, Bossi'nin konuşmasını yaptığı meydandan mahkeme binasma kadar yürüyerek davaya bakan yargıcı "politikçelrîşmelere alet ol- mak ve taraf rutmakla" suçladılar. 1995 yılı ağustos ayında bir konuşma yapan Bossi. ayn- lıkçı Kuze\ Ligi mılitanlanndan "llusal Birük için oy kullanan faştstleritekerteker saptamala- nnr ıstemış. "Zamanı gelince ev ev dolaşıp bu kişileri yakalayacağız" demişti. 22 Ocak'ta Ber- gamo mahkemesı Bossi'yi 1995'te yaptığı bu konuşmasında yasalan ıhlal etmeye yönelik kış- kırtıcı ve tehdıtkâr sözler sarf etmekten suçlu bulmuş ve bir yıl hapis cezasına çarptırmıştı. An- cak Bossi"nın hapis cezası tecıl edilmış, Kuzey Ligı liderinin 170 mılyon Italyan Lıreti (20 mıl- yar TL) para cezası ödemesi kararlaştınlmıştı. Dış politika gaz'a dayanıyon Dünyanın en büyük 500 şirketi sıralama- sında 1996'da 421. strada olan Rusya Gazp- rom şirketi, geçen yıl 91. sıraya yükseldi. Bu arada Rusya siyaset sahnesinde petrol ve gaz sektörünün fiili lideri sayılan Başbakan Vıktor Çernomırdin, giderek güçlenirken "devlet içinde devlet" olarak nitelendirilen Gazprom'un yalnızca ülke ıçindeki değil, yurtdışındakı etkisı de hızla arttı. Buna bağ- lı olarak Rusya dış poTıtikasında Gazprom'un ağırlığı lyıcehissedilirhalegeldi. Moskova'nın Türkmenıstan'la, Ukrayna'yla, Romanya'yla, Bulgaristan'la, Iran'la, Kafkas ve Baltık dev- tetleriyie ve daha pek çok ülke ve bölgeyte ilışkılerinde 'gazdam- gası" belirginleşti. Uzağa gitmeye gerek yok: Türkiye-Rusya ıliş- kilerinde yumuşama yolunda bir dönüm noktası sayılabilecek gelışmenin altında. Gazprom'un, Karade- nız'ın altından "Mavı Akmtı' yoluylaTürkiye'ye iletecegı gaz yatıyor. Ay- nca Ankara-Moskova hat- tında havanın ısınmasınm böl- geyi de olumlu etkılemesi, -bu ara- da petrol ve gaz konulanndaki gelişmelere de bağlı olarak- Ankara-Envan ilışkilenn- dekı gergınliğı azattması ihtımali var. Gazp- rom'un kurduğu Rus-Ermeni ortak şirketi de bu yolda ışlev gösterebilir. Halen Türkiye'ye uzanan gaz boru hattı; Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerin- den geçiyor. Rusya, bir zamanlar * Sovyet- lerBirliği'nın 16. cumhuriyeti" sayılan Bul- garistan ile ciddi "gaz sorunlan" yaşıyor. Yeni Bulgar yönetımı, dış polltikanın yönü- nü Batı'ya çevırmeye çalışırken kendisine karşı enerji bağımlılığını ustalıkla kullanan Rusya, onu en azından tarafsız polıtıkalara çekmeye gayret ediyor. Rusya'nın son zamanlarda uluslararası arenada gücünü toplamaya başlaması ve özellikle bunu siyasal söylemlerden çok, ekonomik yöntemlere dayandırması, ABD'nin tepkisine yol açıyor. Gazprom, ge- çen yaz Fransız ve Malezya şirketlenyle bir- likte yaptığı, Iran'da devrimden sonra "ya- bancılarla birliktegirişilen en büyükyatınm' olarak nıtetenen anlaşma sonucu, ABD'nin "kara listesi"ne düşmek üzereydı. Ancak VVashington, altşık olduğu üzere kendine kar- şı çıkanlara uygulanacak yaptınmlan tasar- larken Gazprom'un attığı adımlar ani ve şa- şırtıcı olmuştu: Dev Rus şirketi, ABD'deki iki büyük ortak projeden vazgeçtiğini, Ame- rikan Exımbank'la 750 milyon dolarlık kre- di anlaşmasını ıptal ettığını ve tahvillerini ABD'ye yatırmaktan caydığını açıklamıştı. Çernomırdin'in kısa süre önce Özbekis- tan, Türkmenistan ve Tacikistan'a yaptığı res- mi geziler, Gazprom'un bölgedekı tüm gaz projelenne katılmasının ara- yışı anlamına gelıyor. Rusya, bir yandan Türkmenistan-lran- Türkıye üzennden Avrupa'ya uzanacak gaz hattına, öte yandan da Türkmenistan- Afganistan-Pakistan pro- jesıne yoğun ılgı gösteri- yor. Ancak Rus-Türkmen ve Rus-Kazak ilışkılennde, sık sık Gazprom Başkanı ve Rusya'nın en zengin kişisi Rem Vyahirev'ın gaz pazarlık- lannda kolay uzlaşmayan tavn öne çıkıyor. Dünyanın 4. büyük doğalgaz re- zervine sahıp olan Türkmenistan'ın kendi ga- zıyla Avrupa'ya açılmasının önünde, Mos- kova'nın enerji ve dış politikası yatıyor. Öte yandan NATO'ya giderek yaklaşan Utvanya, Letonya ve Estonya'ya karşı eko- nomik silahlan kullanma karan aten Rusya'nın yeni adımı da yine gaz ve elektrik hattına dayanıyor. 22-23 Ocak'taki Riga zirvesin- de Çernomırdin, "Baltık enerji hattı" yara- tılması ve Rusya-Baftık-Batı Avrupa boru hat- tı kurulmasını önerdı. Özetle, Rusya'nın uluslararası politika- sındagaz faktörünün öneminın arttığı ve dış politikanın, gaz ve petrol mücadelesinin çı- karlanna göre yenıden şekillendiği ortada. Zaman zaman bunun tersine, yani dış po- litik ihtıyaçlara göre Gazprom'un ve Enerji Bakanlığı'nın tutum değiştirdiğine de tanık olunuyor. Ama sonuç değışmiyor Rusya dış politikası gazla. uluslararası enerji kaynak- lan mücadelesi de dış politik adımlarla bes- lenıyor. Protesto gösterilerine katılan yüz binlerce İspanyol, ETA terörünün sona ermesi için yüriidü. İspanya 'da ETA'ya büyük öfke SEVTLLA / BILBAO (Ajanslar) - lspanya'nın güneyindeki Sevilla kentinde, bİT belediye meclis üyesiyle eşinin öldürülmesinin ardından, Bask bölgesinin bağımsızlığı için mücadele veren aynlıkçı ETA örgütünü protesto amacıyla Sevilla ve Bilbao kentlerinde düzenlenen gösterilere, yüzbinlerce kişi katıldı. İspanya polisi, Sevilla kentındeki protesto gösterilerine yaklaşık 350 bin, Bilbao kentindekı gösterilere ise yaklaşık 100 bin kişinin katıldığını belirtti. Sevilla'daki gösteri, öldürülen belediye meclisi üyesi Alberto Jimeoez Becerril ile eşi Ascension Garcia Ortiz'in cenaze törenlerinin ardından yapıldı Cenaze törenine Başbakan Jose Maria Azrtar ve büyük bir halk topluluğu katıldı. Beyaz ddi\ enli protesto Gösterilerde banş ve demokrasi istemleri dile getirildi. Sevilla''daki gösterilere katılanlann bir bölümü teröre karşı olduklannı simgeleyen beyaz eldivenler giyerken bir bölümü de ETA üyelerine ölüm cezası isteyen pankartlar taşıdı. tktidardaki Halk Partisi üyesi Alberto Jimenez adlı yerel yetkili ve eşi, akşam yemeğinden eve dönerken iki kişinin silahlı saldınsı sonucu ölmüşlerdi. Polis, yerel yetkiliye yönelik saldınnın aynlıkçı Bask örgütü ETA militanlannca düzenlendiğini tahmin ediyor. ETA'nın bu yıl 3, geçen yılda da 13 kişiyi öldürdügü tahmin ediliyor. Sri LankaMa şiddetli çaüşmalar Orduya karşı saldırıya geçen Tamil gerillalan 320 kayıp verdi COLOMBO (Ajanslar) - Sri Lanka'nın kuzeyinde Tamil Eelam Kurtuluş Kaplanlan örgütüne bağlı gerillalar ile güvenlik güçleri arasında meydana gelen çatışmalarda 320 gerilla ile 20 asker öldü. Sri Lanka Sa\oınma Bakanlıgı'ndan yapılan açıklamada. ülkenin kuzeyindeki Kilinoççibölgesinde önceki gün geç saatlerde başlayan çatışmalann bugün sabaha kadar sürdüğü, • çatışmalarda 320 gerilla ile 20 askerin öldüğü ve 86 genllanın yaralandığı belirtildi. Açıklamada, Tamil gerillalannın Kilinoççi bölgesindeki Parantan'ın doğusunda büyük bir saldın başlattıklan kaydedılerek ordunun kontrolü tamamen ele geçirdiği ve ölü sayısının artabileceği ifade edildi. Gerillalar ile güvenlik güçleri arasındaki çatışma, geçen yıl aralıkta Mankulam yakınlannda 146 askerin öldüğü saldından bu yana ilk önemli çatışma niteliği taşıyor. Tamil gerillalannın, Sri Lanka'nın kuzey ve doğusunda ayn bir devlet kurmak için 1983 yılında başlattığı saldınlann ardından, bugüne kadar 50 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Çin'de şair avı • Ülkenin güneybatısında resmi ideolojinin kontrolü dışında bir sanat dergisi çıkarmaya hazırlanan 4 şair tutuklandı. PEKİN (AFP) - Çin'de düzen karşıtı 4 şairin edebiyat özgürlüğü ıçın bir atılım hazırlığı içmdeyken tutuklandığı bildirildi. "Çin'de tnsan Haklan ve Demokratik Hareket Enfonnasyon Merkeri" adlı kuruluşun bildirdiğine göre Ma Je, W'u Ruohay, Çiong Cinren ve Ma Kiang adlı şairler, Çin'in güneybatısındaki Guijou bölgesinin başkenti Guiyang'da tutuklandılar. Merkezi Hong - Kong'da bulunan kuruluşun bildirdiğine göre şairlerin evierini basan polis. sanatçılann yayımlanmamış eserlerine ve adres defterlerine de el koydu. Guiyang'daki yetkililer, şairlerin tutuklanmasıyla ilgili bir açıklama yapmaktan kaçındılar. ı: Örgüt açıklamasında şairlerin Çin'de canlanan kültürel hareketin hızlandınlması ve edebiyat özgürlüğünün yükseltilmesi için bir dergı yayımlama hazırlığı içindeyken tutuklandıklan belirtildi. Parti her şeyi kontrol ediyor Bir dostlannın örgüte verdığı bilgiye göre şairler, edebiyat çevrelerinde çalışmalannı resmi ideolojinin kontrolü dışında geliştirmenin yollannı araştıran insanlar olarak tanınıyorlar. Örgütün ulaştığı şairlerden binnin eşi, sanatçılann hâlâ tutuklu bulunduklannı söyledi. Hong Kong'daki örgüt sözcüsü Frank Lu,Çin'de insan haklan konusunda atılan bazı adımlara karşın. ülkenin bazı yerlerinde durumun hâlâ kötü olduğunu belirterek, "Bu durum muhalifler ve şairler için de geçerli. Komünist Parti her şeyi kontrol ediyor. Onlar da bunun karşj-devrimci ve yıkıcı bir tutum olduğunu düşüjıüyorlar" dedi. "ÖĞRETMEN KURSU İsveç'te Kürtçe kampanyası STOCKHOLM (Cumhuriyet) - İsveç'te Kürtçe öğretmeni yetiştirmek için genış çaph bir kampanya açıldı. 'Stockholm'deki Kfirt Kültür V'akfi' adıyla ülkenin en büyük sabah gazetesi Dagens Nyheter'de pazar günü tam sayfa yayımlanan ilanda, Uppasala Ûniversitesi'nin Afro-Asya Enstitüsü'nde 20 puanlık bır Kürt dili programı oluşturacağı yer alıyor. Her sömestrede 15 öğrencinin yetiştiriieceği ve hedefin 3 yılda 90 Kürtçe öğretmeni mezun etmek olduğu belirtiliyor. Bu öğretmenlerin daha sonra Türkiye'de Kürt dilı öğretmeni olarak çalışacaklan da yazılıyor. "Türkrve'de 20 milvon Kürt'ûn kendi dilinde öğrenim görme hakkı yok" ve "Resmen bugün bile Kürtlerin varhğı yadsınıyor" başhklanyla verilen ilanın altında, kampanyayı destekleyen tanınmış lsveç sanatçılannın adlan da yer alıyor. Balkanlar'da Türkler- 2 Prof. Dr.Türkkaya Ataöv Balkanlar'daki Türk varlığı katliamlar ve göçlerle azaldı alkanlar 'da çağdaş Bosna soykırımını gerçekleştiren Sırplar, sokakta Türkçe konuştu diye Türkleri öldüren Bulgarlar veyurtdışına çıkan Batı Trakyalı soydaşları geri almayan Yunanlılar Avrupalı da.. Türkler değil mi? Türklerin Balkanlar'la ilgisi, Osmanlı döne- minde bazı yönleriyle farklı olmakla birlikte, Cumhuriyet yıllannda da sürdü. Bu yıllar Türki- ye'yi, daha çok büyük devletlerden kaynakla- nan dış tehlikelere karşı ve Balkan ülkelennin yakınlaşmasının öncüsü olarak göstenyor. Tıp- tan posta işlenne değin çok sayıda Balkan iş- biriigı kuruluşunun yanı başında, iki dünya sa- vaşı arasında bır Balkan Antantı ve Soğuk Sa- vaş döneminde de bir Balkan Paktı imzalandı. Türkıye her ikisinde de ön saftaydı. "Hükümetinın yanlışlanndan ötürü bır ulus- tan nefret edemem" dıyen Atatürk, Yunanis- tan'la yakınlaşma işareti vermıştı. Istanbul Rum- lan ve Batı Trakya Türklen dışında bu iki ülke- nin komşusundaki azınlıklann değiş tokuşu and- laşmasını, ikincisi istanbul'da yer alan Balkan Konferanslanizledi. İlk oturuma Atatürk velnö- nü hitap ettikten başka, Dışişleri Bakanı Tev- fîk Rüştü Aras Bulgaristan'la Arnavutluk'un da desteğini sağlamak için çabalar harcadı. An- tant 1934'te ımzalandığında, Türkiye'den baş- ka Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan da ka- tılmışlardı. Türkıye'nin o zamanki hedefi, orta bü- yüklükte ve küçük bazı devletleri faşıst Italya ve Nazi Almanyası gibı saldırgan nrtelikli güçlü dev- letlere karşı bir araya getırmektı. Ikinci Dünya Savaşı'nın olayları bu sıyasetin herkes için ne denli doğru olduğunu kanıtladı. Bükreş'ten K. Popişteanu'nun "1934 Bal- kan Antantı" konulu doktora tezinden bir kop- yayı da, o zaman daha hayatta olan Aras'a ge- tirdiğimde, bana şöyle demişti: "Balkanlı genç araştırmacılann bu konuya dönmelerinin nede- ni, Atatürk'ün kurduğu bölge güvenlik sistemi- nin yarariı ve bugün için de dikkate değer ol- masıdır." Balkan Antantı ile Orta Avrupa'da ay- nı hedefe hizmet edebılecek olan Küçük Antan- tı, kendi sınırlannı genışletmek umuduyla, Na- zı Almanyası'na ödünler veren Bulgaristan'ın ve Macaristan'ın tavıriarı ışlemez duruma sok- tu. Oysa, bu Avrupa devletleri grubu birbirleri- ne ve benzeri bölge kuruluşlanna birtakım or- tak üyeler halkalanyla bağlanmışlardı. 1930'lar- daki Balkan siyasetimız saldırganı durduracak bırgüvenlik sıstemiydi. Mevcut durumun değiş- mesınden yarar uman iki devletin işbirliğineya- naşmaması sonucu tüm Balkan ve Orta Avru- pa ülkeleri ya ışgale ugradılar ya da peyk oldu- lar -Türkiye dışında-. Atatürk'ün dışişleri baka- nı, değerlendirmesinde haklıydı. Soğuk Savaş koşullan başka türiü bir Balkan- lar yarattı. Etnik ve dinsel karmaşaya NATO ve Varşova Paktı üyeleri arasındaki çelışkiter de ek- lendi. O günün koşullan Türkıye ile Yunanis- tan'ı, 1948'de Sovyetler Birlığı önderliğinde bir Doğu Bloku kuruluşu olan Komınform'dan çı- kanlmış olan Yugoslavya ile yakınlaşmaya ıtti. Stalin'ın "Küçükparmağımı oynatrsam Tıto dü- şer!" kehanetı doğru çıkmadı. Tüm biyografile- rinde bağımsızlık öğesının sıvrildiğı Tito, ülke- sini 1954'te Balkan Paktı'na soktu. Cumhuriyet yıllannda Türkıye'nin Balkan- lar'da bölge güvenliği ile ilgisinin yanı başında, o topraklarda kalan Türk azınlıklanyla da yakın ilgisi de sürdü. 19'uncu yüzyılın başında tüm Bal- kanlar'da yer yer çoğunlukta ve bazı yerlerde de en kalabalık azınlık olan Türklerin variığı, kat- liam ve göç sonucu, sadece birkaç yerdeki azınlığa indirgenmiştı. En kalabahğı Bulganstan'daydı. 1989'da 350.- 000'den fazla Bulganstan Türk'ünün ülkemize baskı ve çaresizlik sonucu göç etmefine kar- şın, 1992 sayımına göre, çoğunluğu Arda çev- resi ile kuzeydoğu Dobruca'da yaşayan 800.052 Türk vardır ki, toplam nüfusun yüzde 9.43'üdür. İlk işaretlerini 1958'de veren Bulgariaştırma si- yaseti 1984-85'te, ad değiştırmeden başka, so- kakta Türkçe konuşanlara ya da çocuklannı sünnet ettirenlere ceza, hatta öldürme gibi akıl ermez ölçülere ulaştı. Türklerin birçok haklan 1989'dan bu yana geri verildiyse de Bulgar kö- kenlilerin yüzde 14'ü, ama Türklerin yüzde 25'i işsizdir. Bu durum onlan bugün de göçe zoriu- yor. Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde ço- ğunluğu Türk olan Müslüman azınlık yaşıyor. Lo- zan Antlaşması Islam dininden Yunanistan yurt- taşlannın variığını kabul ettiğinde, Batı Trak- ya'da topraklann büyük çoğunluğuna sahip olan Türkler nüfus yönünden de ağır basıyor- lardı. Azınlıklardeğiştokuşunda, Lozan Antlaş- ması çığnenerek, Anadolu'dan gelen Rumlann 60.000 kadan buraya yerieştirildi. 1967-74 dö- neminin Yunan askeri faşist diktatoryası, Türk- lerin verimli topraklannı ellerinden aldı, onlan ye- ni baskılar altına soktu. Bu yasaklann çoğu bu- gün de sürüyor. En kabul edilemez olanı Yunan Yurttaşlık Yasası'nın 19'uncu maddesinin yurt- dışına çıkan bazı Türklere uygulanması, bunla- nn yurttaşlıkla birlikte mal ve mülklerini de kay- betmelerıdir. 1995'te bir yönüyle kuşkulu bir trafik kazasında ölen Dr. Sadık Ahmefin 1993'te pariamentoya girmesini, bu amaçla değiştirilen seçim sistemi engellemişti. Makedonya'ya Os- manlı yönetiminde yerieşmiş olan Türkler da- ha 1940'lardaTürkiye'ye göçe başladılar. 1994 sayımında 77.000 görünen Türklerin bazı geri kalanı daha kalabalık olan Amavutluk azınlık içinde erimeye yüz tuttular. Sırbistan'da, Müs- lüman Slav kökenliler dışında, 1991 sayımına bakılırsa, 12.000 kadar Türk var. Hıristiyanlaş- mış Türkler olan Balkan Gagauzlan Bulgaris- tan'da, Romanya'da ve Moldova'dayaşıyoriar. Balkanlar'da Türk azınlıklann dışında, Türkı- ye'nin Müslüman Bosnalılaria kendine özgü ta- rihsel bağlan oldu. Kendi istekleriyle Müslüman olan Bosnalılar, daha önce, Hıristiyanlığın Bo- gomil mezhebindendi. Onuncu yüzyılda Bo- gomil adlı bir papazın Bulgaristan ve Makedon- ya'da yaymaya başladığı bu mezhep tüketim eşitliği düşüncesinden hareketle komünal mül- ke ınanarak feodalizme karşıt bir akımı besle- di. Hıristiyan haçını ve ikonlan reddediyor. ama duaya ınanıyordu. Balkanlar'da köylü başkal- dırmalanna öncülük etti ve Bizans boyunduru- ğuna karşı Osmanlılan destekledi. Müslüman oluşlan ıçtenlikliydi. Sonraki yıllar- da elde kalan Osmanlı topraklarına Boşnak göçmen dalgalarının hızlanması doğaldı. Bir önemli nokta, Osmanlılar'ın, Boşnak kökenli askerteri Balkan halklanna karşı kullanmama- landır. Bosnalılar, örneğin, Bağdat seferine yol- lanırdı. Yugoslavya'nın parçalanmasıyla Bosna- lı Müslümanlann etnik temizleme, göç ve soy- kınmla karşılaşmalan karşısındaTürkiye'nın tep- kisinde şaşılacak bır yan yok. Bu kanlı olayla- nn baş sorumlusu Sırplarla, dış tutumunu önem- li ölçüde Türk düşmanlığına dayamış olan Yu- nanlılann, Türkiye'nın bu ılgisını "Osmanlı Im- paratohuğu'nu yeniden dihltme" biçiminde yo- rumlamasının mantıkh yanı bulunamaz. Kabul edilmez olan, Sırplann acımasız tutumu, Yuna- nistan'ın mazlumun karşısında yer alması ve Batı'nın, Kuveyt gıbı petrolü olmayan Bosnalı- lara karşı kayıtsızlığıdır. Avrupa. Türkiye'nin Ba- tı'yı Bosna için zoriamasından memnun kalma- mıştır. Bazı devtetterTürkiye'nin Balkanlar'da hak- lı bir davaya sahip çıkmasını kaldıramıyorlar. Türkiye'ye karşı duyariılığı arttıran bazı yeni nedenlerdaha var. Ankara'nın Balkan başkent- leri Üsküp ve Tiran'a yakınlaşması, Yunanis- tan'ın tepkilenni arttırmıştır. Bulgaristan'la iliş- kilerimizin düzelmekte oluşu Yunan kuşkulan- nı daha da büyütmektedir. Balkanlar'da çağdaş Bosna soykınmını ger- çekleştiren Sırplar, sokakta Türkçe konuştu di- ye Türkleri öldüren Bulgarlar ve yurtdışına çıkan Batı Trakyalı soydaşlan geri almayan Yunanlılar Avrupalı da.. Türkler değil mi?.. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle