Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ
8 DIŞ HABERLER
Bir Alman işadamının, Iranlı bir kadmla birlikte olduğu için idama mahkûm edilmesi tepki çekti
IraninsDış HaberlerServisi -lran"da Alman vatan-
daşı bir işadamı Müslüman bir kadmla iliş-
kiye girdiği gerekçesiyle şeriat yasalan ge-
reği idam cezasma çarptınldı. Alman hükü-
met yetkilileri karann kendilerinde "büyük
şaşkmlık" yarattığını açıklarken yeni yeni
düzelmeye başlayan lran-Avrupa Birliği (AB)
ilişkilerinin üzerinde yeniden karabulutlardo-
laşmaya başladı.
Almanya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mar-
tin Erdmann, kimliği Batı Almanyalı 56 ya-
şındaki Hermann H. olarak açıldanan işada-
mının 21 Eylül tarihınde Tahran'da tutukla-
narak cezaevine konulduğunu bildirdi. Söz-
cü Erdmann, işadamının "bir Müslüman ka-
dmla yasadışı bir üişkiye girdiği'' gerekçesiy-
le 26 Ocak tarihınde ıdam cezasma çarptınl-
dığını açıkladı. Alman Dışişlen Bakanı Kla-
usKinkel de yaptığı açıkJamada. Alman işa-
• Almanya Dışişleri Bakanı Klaus Kinkel, karann bütün
adalet ve insanlık ilkelerine aykın olduğunu belirterek, İran
adaletini "adil ve insani" olmaya çağırdı. Kinkel Alman
işadamının serbest bırakılmasını istedi.
a davet ecliltli• İran Dışişleri Bakanlıgı Sözcüsü MahmıuİMuharnmedi ise
lran yargısınm bağımsız olduğunu ve kendi kurallanna göre
çalıştığını ifade ederek, Almanya'daki şaşkınlığı şaşkınlıkla
damının idam cezasına çarptınlmasından do-
layı "büyük şaşkuüığa" uğradıklannı belir-
terek bunun tüm adalet ve insanlık ilkeleri-
ne aykın olduğunu sa\ımdu. Kinkel. Alman
vatandaşının serbest bırakılmasını istedi ve
lran adaletini adil ve insani olmaya çağırdı.
Bir Alman vatandaşının bir süre önce Tah-
ran'da yargılandığını doğrulayan lran Dışiş-
leri Bakanlıgı sözcüsü Vlahmud Muhamme-
di ise "•yarguun bağunsız oktuğunu ve kendi
kurallanna göreçahşttğmT belirterek Alman
hükümetınm tepkisini "şaşkuüıkla" karşıla-
dıklannı ifade etti. Tahran'daki Alman Büyü-
kelçiliği'nin \e zanlının avukatının "en ba-
şındanberitüm gelişmelerdenhaberdar edü-
diğmi'"kaydeden Muhammedi. "ikiü flişkile-
ri bu davaya bağlamak adil olmadığı gibi ay-
nca manüksız'' diye konuştu. Siyasi gözlem-
ciler. Tahran ile Bonn arasında yeni bir kri-
zin patlak vermesinin Iran'ın AB ile ilişkile-
rini de kötü yönde etkileyeceğini belirtiyor-
lar. Geçen nisan ayında bir Alman mahke-
mesinin Mikonos davası olarak bılinen 4 Iran-
lı Kiirt muhalifin Berlin'de bir restoranda öl-
dürülmesi olayından Iran'ın üst düzey lider-
lenni doğrudan sorumlu tutması, Bonn ile Tah-
ran arasında ciddi bir krizin patlak vermesi-
ne neden olmuştu. Iran'm, Almanya'nın Tah-
karşıladıklannı söyledi.
ran Büyükelçisi'ni "istenmeyen adam" ilan
etmesi üzerine ülkedeki tüm AB büyükelçi-
leri geri çekilmiş, kriz karşılıklı yumuşama
sonucunda daha birkaç ay önce atlatılmıştı.
lran Dışişleri Bakanı Kemal HarrazL ön-
ceki gün lran Radyosu'na verdiği demeçte,
nisan ayında kesilen Avrupalılarla aralann-
daki "eleştirel diyalog"un yeniden başlatıl-
masına karşı olduklannı ve ilerideki ilişkile-
rin "karşılıklı saygı" ilkesi üzenne kurulma-
sını istediklenni bildirmişti. Avrupalılar ta-
rafindan 1992 yılında başlatılan "eİeştireldi-
yalog" politikası, silah satışlan dışında rica-
rete izin verirken üst düzey resmi ziyaretle-
rin gerçekleştirilmesini yasaklıyor. tran'da
yayımlanan Tehran Times gazetesinde geçen
günlerde yayımlanan bir makalede. "Eleşti-
rel drvalogun kötü tarafi, eleştirilerin hep tek
tarafh otması. Bizim de Avrupalılardan şikâ-
>t
etierimiz var. AB, İran'ın şikâyetlerini din-
lemeye hazır ounalı. Karşılıkh anlayışa ulaş-
manın tek yolu üst düzey ayaretkrinyeniden
başlaülmasıdır" denıldi. Ilımlı Muhammed
Hatemi'nin cumhurbaşkanı seçilmesinin ar-
dmdan AB Dönem Başkanı lngiltere'nin Dı-
şişleri Bakanı Robin Cook, geçen pazartesi
Iran'la ilgili olarak "Tecrit potitikası ters et-
ki doğurabflir'' demışti.
Kuzey Italya'da
aynlıkçı gösteriBERGAMO(AFP)-ltarvanlannaynhkçı Ku-
zey Ligı Partisi üyeleri. bir konuşmasında şid-
det kışkırtıcılığı yaptığı gerekçesiyle hapis ce-
zası alan liderleri Umberto Bossi'ye destek ver-
mek amacıyla bir gösteri düzenlediler. Kuzey Lı-
gi'nin yaklaşık 15 bin üyesi önceki gün Berga-
mo kentinde, Bossi'nin konuşmasını yaptığı
meydandan mahkeme binasma kadar yürüyerek
davaya bakan yargıcı "politikçelrîşmelere alet ol-
mak ve taraf rutmakla" suçladılar. 1995 yılı
ağustos ayında bir konuşma yapan Bossi. ayn-
lıkçı Kuze\ Ligi mılitanlanndan "llusal Birük
için oy kullanan faştstleritekerteker saptamala-
nnr ıstemış. "Zamanı gelince ev ev dolaşıp bu
kişileri yakalayacağız" demişti. 22 Ocak'ta Ber-
gamo mahkemesı Bossi'yi 1995'te yaptığı bu
konuşmasında yasalan ıhlal etmeye yönelik kış-
kırtıcı ve tehdıtkâr sözler sarf etmekten suçlu
bulmuş ve bir yıl hapis cezasına çarptırmıştı. An-
cak Bossi"nın hapis cezası tecıl edilmış, Kuzey
Ligı liderinin 170 mılyon Italyan Lıreti (20 mıl-
yar TL) para cezası ödemesi kararlaştınlmıştı.
Dış politika gaz'a dayanıyon
Dünyanın en büyük 500 şirketi sıralama-
sında 1996'da 421. strada olan Rusya Gazp-
rom şirketi, geçen yıl 91. sıraya yükseldi. Bu
arada Rusya siyaset sahnesinde petrol ve
gaz sektörünün fiili lideri sayılan Başbakan
Vıktor Çernomırdin, giderek güçlenirken
"devlet içinde devlet" olarak nitelendirilen
Gazprom'un yalnızca ülke ıçindeki değil,
yurtdışındakı etkisı de hızla arttı. Buna bağ-
lı olarak Rusya dış poTıtikasında Gazprom'un
ağırlığı lyıcehissedilirhalegeldi. Moskova'nın
Türkmenıstan'la, Ukrayna'yla, Romanya'yla,
Bulgaristan'la, Iran'la, Kafkas ve Baltık dev-
tetleriyie ve daha pek çok ülke ve
bölgeyte ilışkılerinde 'gazdam-
gası" belirginleşti.
Uzağa gitmeye gerek
yok: Türkiye-Rusya ıliş-
kilerinde yumuşama
yolunda bir dönüm
noktası sayılabilecek
gelışmenin altında.
Gazprom'un, Karade-
nız'ın altından "Mavı
Akmtı' yoluylaTürkiye'ye
iletecegı gaz yatıyor. Ay-
nca Ankara-Moskova hat-
tında havanın ısınmasınm böl-
geyi de olumlu etkılemesi, -bu ara-
da petrol ve gaz konulanndaki gelişmelere
de bağlı olarak- Ankara-Envan ilışkilenn-
dekı gergınliğı azattması ihtımali var. Gazp-
rom'un kurduğu Rus-Ermeni ortak şirketi de
bu yolda ışlev gösterebilir.
Halen Türkiye'ye uzanan gaz boru hattı;
Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan üzerin-
den geçiyor. Rusya, bir zamanlar * Sovyet-
lerBirliği'nın 16. cumhuriyeti" sayılan Bul-
garistan ile ciddi "gaz sorunlan" yaşıyor.
Yeni Bulgar yönetımı, dış polltikanın yönü-
nü Batı'ya çevırmeye çalışırken kendisine
karşı enerji bağımlılığını ustalıkla kullanan
Rusya, onu en azından tarafsız polıtıkalara
çekmeye gayret ediyor.
Rusya'nın son zamanlarda uluslararası
arenada gücünü toplamaya başlaması ve
özellikle bunu siyasal söylemlerden çok,
ekonomik yöntemlere dayandırması,
ABD'nin tepkisine yol açıyor. Gazprom, ge-
çen yaz Fransız ve Malezya şirketlenyle bir-
likte yaptığı, Iran'da devrimden sonra "ya-
bancılarla birliktegirişilen en büyükyatınm'
olarak nıtetenen anlaşma sonucu, ABD'nin
"kara listesi"ne düşmek üzereydı. Ancak
VVashington, altşık olduğu üzere kendine kar-
şı çıkanlara uygulanacak yaptınmlan tasar-
larken Gazprom'un attığı adımlar ani ve şa-
şırtıcı olmuştu: Dev Rus şirketi, ABD'deki
iki büyük ortak projeden vazgeçtiğini, Ame-
rikan Exımbank'la 750 milyon dolarlık kre-
di anlaşmasını ıptal ettığını ve tahvillerini
ABD'ye yatırmaktan caydığını açıklamıştı.
Çernomırdin'in kısa süre önce Özbekis-
tan, Türkmenistan ve Tacikistan'a yaptığı res-
mi geziler, Gazprom'un bölgedekı tüm
gaz projelenne katılmasının ara-
yışı anlamına gelıyor. Rusya, bir
yandan Türkmenistan-lran-
Türkıye üzennden Avrupa'ya
uzanacak gaz hattına, öte
yandan da Türkmenistan-
Afganistan-Pakistan pro-
jesıne yoğun ılgı gösteri-
yor. Ancak Rus-Türkmen
ve Rus-Kazak ilışkılennde,
sık sık Gazprom Başkanı ve
Rusya'nın en zengin kişisi
Rem Vyahirev'ın gaz pazarlık-
lannda kolay uzlaşmayan tavn öne
çıkıyor. Dünyanın 4. büyük doğalgaz re-
zervine sahıp olan Türkmenistan'ın kendi ga-
zıyla Avrupa'ya açılmasının önünde, Mos-
kova'nın enerji ve dış politikası yatıyor.
Öte yandan NATO'ya giderek yaklaşan
Utvanya, Letonya ve Estonya'ya karşı eko-
nomik silahlan kullanma karan aten Rusya'nın
yeni adımı da yine gaz ve elektrik hattına
dayanıyor. 22-23 Ocak'taki Riga zirvesin-
de Çernomırdin, "Baltık enerji hattı" yara-
tılması ve Rusya-Baftık-Batı Avrupa boru hat-
tı kurulmasını önerdı.
Özetle, Rusya'nın uluslararası politika-
sındagaz faktörünün öneminın arttığı ve dış
politikanın, gaz ve petrol mücadelesinin çı-
karlanna göre yenıden şekillendiği ortada.
Zaman zaman bunun tersine, yani dış po-
litik ihtıyaçlara göre Gazprom'un ve Enerji
Bakanlığı'nın tutum değiştirdiğine de tanık
olunuyor. Ama sonuç değışmiyor Rusya dış
politikası gazla. uluslararası enerji kaynak-
lan mücadelesi de dış politik adımlarla bes-
lenıyor.
Protesto gösterilerine katılan yüz binlerce İspanyol, ETA terörünün sona ermesi için yüriidü.
İspanya 'da
ETA'ya
büyük öfke
SEVTLLA / BILBAO (Ajanslar)
- lspanya'nın güneyindeki
Sevilla kentinde, bİT belediye
meclis üyesiyle eşinin
öldürülmesinin ardından, Bask
bölgesinin bağımsızlığı için
mücadele veren aynlıkçı ETA
örgütünü protesto amacıyla
Sevilla ve Bilbao kentlerinde
düzenlenen gösterilere,
yüzbinlerce kişi katıldı.
İspanya polisi, Sevilla
kentındeki protesto gösterilerine
yaklaşık 350 bin, Bilbao
kentindekı gösterilere ise
yaklaşık 100 bin kişinin
katıldığını belirtti.
Sevilla'daki gösteri, öldürülen
belediye meclisi üyesi Alberto
Jimeoez Becerril ile eşi
Ascension Garcia Ortiz'in
cenaze törenlerinin ardından
yapıldı Cenaze törenine
Başbakan Jose Maria Azrtar ve
büyük bir halk topluluğu katıldı.
Beyaz ddi\ enli protesto
Gösterilerde banş ve demokrasi
istemleri dile getirildi.
Sevilla''daki gösterilere
katılanlann bir bölümü teröre
karşı olduklannı simgeleyen
beyaz eldivenler giyerken bir
bölümü de ETA üyelerine
ölüm cezası isteyen pankartlar
taşıdı.
tktidardaki Halk Partisi üyesi
Alberto Jimenez adlı yerel
yetkili ve eşi, akşam
yemeğinden eve dönerken iki
kişinin silahlı saldınsı sonucu
ölmüşlerdi.
Polis, yerel yetkiliye yönelik
saldınnın aynlıkçı Bask örgütü
ETA militanlannca
düzenlendiğini tahmin ediyor.
ETA'nın bu yıl 3, geçen yılda da
13 kişiyi öldürdügü tahmin
ediliyor.
Sri LankaMa şiddetli çaüşmalar
Orduya karşı saldırıya geçen Tamil gerillalan 320 kayıp verdi
COLOMBO (Ajanslar) - Sri Lanka'nın
kuzeyinde Tamil Eelam Kurtuluş
Kaplanlan örgütüne bağlı gerillalar ile
güvenlik güçleri arasında meydana
gelen çatışmalarda 320 gerilla ile 20
asker öldü.
Sri Lanka Sa\oınma Bakanlıgı'ndan
yapılan açıklamada. ülkenin
kuzeyindeki Kilinoççibölgesinde önceki
gün geç saatlerde başlayan çatışmalann
bugün sabaha kadar sürdüğü, •
çatışmalarda 320 gerilla ile 20 askerin
öldüğü ve 86 genllanın yaralandığı
belirtildi.
Açıklamada, Tamil gerillalannın
Kilinoççi bölgesindeki Parantan'ın
doğusunda büyük bir saldın başlattıklan
kaydedılerek ordunun kontrolü
tamamen ele geçirdiği ve ölü sayısının
artabileceği ifade edildi.
Gerillalar ile güvenlik güçleri arasındaki
çatışma, geçen yıl aralıkta Mankulam
yakınlannda 146 askerin öldüğü
saldından bu yana ilk önemli çatışma
niteliği taşıyor.
Tamil gerillalannın, Sri Lanka'nın
kuzey ve doğusunda ayn bir devlet
kurmak için 1983 yılında başlattığı
saldınlann ardından, bugüne kadar 50
binden fazla insan yaşamını yitirdi.
Çin'de
şair avı
• Ülkenin güneybatısında
resmi ideolojinin kontrolü
dışında bir sanat dergisi
çıkarmaya hazırlanan 4 şair
tutuklandı.
PEKİN (AFP) - Çin'de düzen
karşıtı 4 şairin edebiyat özgürlüğü
ıçın bir atılım hazırlığı içmdeyken
tutuklandığı bildirildi.
"Çin'de tnsan Haklan ve
Demokratik Hareket
Enfonnasyon Merkeri" adlı
kuruluşun bildirdiğine göre Ma
Je, W'u Ruohay, Çiong Cinren ve
Ma Kiang adlı şairler, Çin'in
güneybatısındaki Guijou
bölgesinin başkenti Guiyang'da
tutuklandılar.
Merkezi Hong - Kong'da bulunan
kuruluşun bildirdiğine göre
şairlerin evierini basan polis.
sanatçılann yayımlanmamış
eserlerine ve adres defterlerine de
el koydu. Guiyang'daki
yetkililer, şairlerin
tutuklanmasıyla ilgili bir açıklama
yapmaktan kaçındılar. ı:
Örgüt açıklamasında şairlerin
Çin'de canlanan kültürel hareketin
hızlandınlması ve edebiyat
özgürlüğünün yükseltilmesi için
bir dergı yayımlama hazırlığı
içindeyken tutuklandıklan
belirtildi.
Parti her şeyi kontrol ediyor
Bir dostlannın örgüte verdığı
bilgiye göre şairler, edebiyat
çevrelerinde çalışmalannı resmi
ideolojinin kontrolü dışında
geliştirmenin yollannı araştıran
insanlar olarak tanınıyorlar.
Örgütün ulaştığı şairlerden binnin
eşi, sanatçılann hâlâ tutuklu
bulunduklannı söyledi. Hong
Kong'daki örgüt sözcüsü Frank
Lu,Çin'de insan haklan
konusunda atılan bazı adımlara
karşın. ülkenin bazı yerlerinde
durumun hâlâ kötü olduğunu
belirterek, "Bu durum muhalifler
ve şairler için de geçerli. Komünist
Parti her şeyi kontrol ediyor. Onlar
da bunun karşj-devrimci ve yıkıcı
bir tutum olduğunu
düşüjıüyorlar" dedi.
"ÖĞRETMEN KURSU
İsveç'te
Kürtçe
kampanyası
STOCKHOLM (Cumhuriyet) -
İsveç'te Kürtçe öğretmeni
yetiştirmek için genış çaph bir
kampanya açıldı.
'Stockholm'deki Kfirt Kültür
V'akfi' adıyla ülkenin en büyük
sabah gazetesi Dagens Nyheter'de
pazar günü tam sayfa yayımlanan
ilanda, Uppasala Ûniversitesi'nin
Afro-Asya Enstitüsü'nde 20
puanlık bır Kürt dili programı
oluşturacağı yer alıyor.
Her sömestrede 15 öğrencinin
yetiştiriieceği ve hedefin 3 yılda
90 Kürtçe öğretmeni mezun etmek
olduğu belirtiliyor. Bu
öğretmenlerin daha sonra
Türkiye'de Kürt dilı öğretmeni
olarak çalışacaklan da yazılıyor.
"Türkrve'de 20 milvon Kürt'ûn
kendi dilinde öğrenim görme
hakkı yok" ve "Resmen bugün
bile Kürtlerin varhğı yadsınıyor"
başhklanyla verilen ilanın altında,
kampanyayı destekleyen tanınmış
lsveç sanatçılannın adlan da yer
alıyor.
Balkanlar'da
Türkler- 2
Prof. Dr.Türkkaya Ataöv
Balkanlar'daki Türk varlığı katliamlar ve göçlerle azaldı
alkanlar 'da
çağdaş Bosna
soykırımını
gerçekleştiren
Sırplar, sokakta
Türkçe konuştu
diye Türkleri
öldüren Bulgarlar
veyurtdışına
çıkan Batı
Trakyalı
soydaşları geri
almayan
Yunanlılar
Avrupalı da..
Türkler değil mi?
Türklerin Balkanlar'la ilgisi, Osmanlı döne-
minde bazı yönleriyle farklı olmakla birlikte,
Cumhuriyet yıllannda da sürdü. Bu yıllar Türki-
ye'yi, daha çok büyük devletlerden kaynakla-
nan dış tehlikelere karşı ve Balkan ülkelennin
yakınlaşmasının öncüsü olarak göstenyor. Tıp-
tan posta işlenne değin çok sayıda Balkan iş-
biriigı kuruluşunun yanı başında, iki dünya sa-
vaşı arasında bır Balkan Antantı ve Soğuk Sa-
vaş döneminde de bir Balkan Paktı imzalandı.
Türkıye her ikisinde de ön saftaydı.
"Hükümetinın yanlışlanndan ötürü bır ulus-
tan nefret edemem" dıyen Atatürk, Yunanis-
tan'la yakınlaşma işareti vermıştı. Istanbul Rum-
lan ve Batı Trakya Türklen dışında bu iki ülke-
nin komşusundaki azınlıklann değiş tokuşu and-
laşmasını, ikincisi istanbul'da yer alan Balkan
Konferanslanizledi. İlk oturuma Atatürk velnö-
nü hitap ettikten başka, Dışişleri Bakanı Tev-
fîk Rüştü Aras Bulgaristan'la Arnavutluk'un
da desteğini sağlamak için çabalar harcadı. An-
tant 1934'te ımzalandığında, Türkiye'den baş-
ka Romanya, Yugoslavya ve Yunanistan da ka-
tılmışlardı. Türkıye'nin o zamanki hedefi, orta bü-
yüklükte ve küçük bazı devletleri faşıst Italya ve
Nazi Almanyası gibı saldırgan nrtelikli güçlü dev-
letlere karşı bir araya getırmektı. Ikinci Dünya
Savaşı'nın olayları bu sıyasetin herkes için ne
denli doğru olduğunu kanıtladı.
Bükreş'ten K. Popişteanu'nun "1934 Bal-
kan Antantı" konulu doktora tezinden bir kop-
yayı da, o zaman daha hayatta olan Aras'a ge-
tirdiğimde, bana şöyle demişti: "Balkanlı genç
araştırmacılann bu konuya dönmelerinin nede-
ni, Atatürk'ün kurduğu bölge güvenlik sistemi-
nin yarariı ve bugün için de dikkate değer ol-
masıdır." Balkan Antantı ile Orta Avrupa'da ay-
nı hedefe hizmet edebılecek olan Küçük Antan-
tı, kendi sınırlannı genışletmek umuduyla, Na-
zı Almanyası'na ödünler veren Bulgaristan'ın
ve Macaristan'ın tavıriarı ışlemez duruma sok-
tu. Oysa, bu Avrupa devletleri grubu birbirleri-
ne ve benzeri bölge kuruluşlanna birtakım or-
tak üyeler halkalanyla bağlanmışlardı. 1930'lar-
daki Balkan siyasetimız saldırganı durduracak
bırgüvenlik sıstemiydi. Mevcut durumun değiş-
mesınden yarar uman iki devletin işbirliğineya-
naşmaması sonucu tüm Balkan ve Orta Avru-
pa ülkeleri ya ışgale ugradılar ya da peyk oldu-
lar -Türkiye dışında-. Atatürk'ün dışişleri baka-
nı, değerlendirmesinde haklıydı.
Soğuk Savaş koşullan başka türiü bir Balkan-
lar yarattı. Etnik ve dinsel karmaşaya NATO ve
Varşova Paktı üyeleri arasındaki çelışkiter de ek-
lendi. O günün koşullan Türkıye ile Yunanis-
tan'ı, 1948'de Sovyetler Birlığı önderliğinde bir
Doğu Bloku kuruluşu olan Komınform'dan çı-
kanlmış olan Yugoslavya ile yakınlaşmaya ıtti.
Stalin'ın "Küçükparmağımı oynatrsam Tıto dü-
şer!" kehanetı doğru çıkmadı. Tüm biyografile-
rinde bağımsızlık öğesının sıvrildiğı Tito, ülke-
sini 1954'te Balkan Paktı'na soktu.
Cumhuriyet yıllannda Türkıye'nin Balkan-
lar'da bölge güvenliği ile ilgisinin yanı başında,
o topraklarda kalan Türk azınlıklanyla da yakın
ilgisi de sürdü. 19'uncu yüzyılın başında tüm Bal-
kanlar'da yer yer çoğunlukta ve bazı yerlerde
de en kalabalık azınlık olan Türklerin variığı, kat-
liam ve göç sonucu, sadece birkaç yerdeki
azınlığa indirgenmiştı.
En kalabahğı Bulganstan'daydı. 1989'da 350.-
000'den fazla Bulganstan Türk'ünün ülkemize
baskı ve çaresizlik sonucu göç etmefine kar-
şın, 1992 sayımına göre, çoğunluğu Arda çev-
resi ile kuzeydoğu Dobruca'da yaşayan 800.052
Türk vardır ki, toplam nüfusun yüzde 9.43'üdür.
İlk işaretlerini 1958'de veren Bulgariaştırma si-
yaseti 1984-85'te, ad değiştırmeden başka, so-
kakta Türkçe konuşanlara ya da çocuklannı
sünnet ettirenlere ceza, hatta öldürme gibi akıl
ermez ölçülere ulaştı. Türklerin birçok haklan
1989'dan bu yana geri verildiyse de Bulgar kö-
kenlilerin yüzde 14'ü, ama Türklerin yüzde 25'i
işsizdir. Bu durum onlan bugün de göçe zoriu-
yor. Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde ço-
ğunluğu Türk olan Müslüman azınlık yaşıyor. Lo-
zan Antlaşması Islam dininden Yunanistan yurt-
taşlannın variığını kabul ettiğinde, Batı Trak-
ya'da topraklann büyük çoğunluğuna sahip
olan Türkler nüfus yönünden de ağır basıyor-
lardı. Azınlıklardeğiştokuşunda, Lozan Antlaş-
ması çığnenerek, Anadolu'dan gelen Rumlann
60.000 kadan buraya yerieştirildi. 1967-74 dö-
neminin Yunan askeri faşist diktatoryası, Türk-
lerin verimli topraklannı ellerinden aldı, onlan ye-
ni baskılar altına soktu. Bu yasaklann çoğu bu-
gün de sürüyor. En kabul edilemez olanı Yunan
Yurttaşlık Yasası'nın 19'uncu maddesinin yurt-
dışına çıkan bazı Türklere uygulanması, bunla-
nn yurttaşlıkla birlikte mal ve mülklerini de kay-
betmelerıdir. 1995'te bir yönüyle kuşkulu bir
trafik kazasında ölen Dr. Sadık Ahmefin 1993'te
pariamentoya girmesini, bu amaçla değiştirilen
seçim sistemi engellemişti. Makedonya'ya Os-
manlı yönetiminde yerieşmiş olan Türkler da-
ha 1940'lardaTürkiye'ye göçe başladılar. 1994
sayımında 77.000 görünen Türklerin bazı geri
kalanı daha kalabalık olan Amavutluk azınlık
içinde erimeye yüz tuttular. Sırbistan'da, Müs-
lüman Slav kökenliler dışında, 1991 sayımına
bakılırsa, 12.000 kadar Türk var. Hıristiyanlaş-
mış Türkler olan Balkan Gagauzlan Bulgaris-
tan'da, Romanya'da ve Moldova'dayaşıyoriar.
Balkanlar'da Türk azınlıklann dışında, Türkı-
ye'nin Müslüman Bosnalılaria kendine özgü ta-
rihsel bağlan oldu. Kendi istekleriyle Müslüman
olan Bosnalılar, daha önce, Hıristiyanlığın Bo-
gomil mezhebindendi. Onuncu yüzyılda Bo-
gomil adlı bir papazın Bulgaristan ve Makedon-
ya'da yaymaya başladığı bu mezhep tüketim
eşitliği düşüncesinden hareketle komünal mül-
ke ınanarak feodalizme karşıt bir akımı besle-
di. Hıristiyan haçını ve ikonlan reddediyor. ama
duaya ınanıyordu. Balkanlar'da köylü başkal-
dırmalanna öncülük etti ve Bizans boyunduru-
ğuna karşı Osmanlılan destekledi.
Müslüman oluşlan ıçtenlikliydi. Sonraki yıllar-
da elde kalan Osmanlı topraklarına Boşnak
göçmen dalgalarının hızlanması doğaldı. Bir
önemli nokta, Osmanlılar'ın, Boşnak kökenli
askerteri Balkan halklanna karşı kullanmama-
landır. Bosnalılar, örneğin, Bağdat seferine yol-
lanırdı. Yugoslavya'nın parçalanmasıyla Bosna-
lı Müslümanlann etnik temizleme, göç ve soy-
kınmla karşılaşmalan karşısındaTürkiye'nın tep-
kisinde şaşılacak bır yan yok. Bu kanlı olayla-
nn baş sorumlusu Sırplarla, dış tutumunu önem-
li ölçüde Türk düşmanlığına dayamış olan Yu-
nanlılann, Türkiye'nın bu ılgisını "Osmanlı Im-
paratohuğu'nu yeniden dihltme" biçiminde yo-
rumlamasının mantıkh yanı bulunamaz. Kabul
edilmez olan, Sırplann acımasız tutumu, Yuna-
nistan'ın mazlumun karşısında yer alması ve
Batı'nın, Kuveyt gıbı petrolü olmayan Bosnalı-
lara karşı kayıtsızlığıdır. Avrupa. Türkiye'nin Ba-
tı'yı Bosna için zoriamasından memnun kalma-
mıştır. Bazı devtetterTürkiye'nin Balkanlar'da hak-
lı bir davaya sahip çıkmasını kaldıramıyorlar.
Türkiye'ye karşı duyariılığı arttıran bazı yeni
nedenlerdaha var. Ankara'nın Balkan başkent-
leri Üsküp ve Tiran'a yakınlaşması, Yunanis-
tan'ın tepkilenni arttırmıştır. Bulgaristan'la iliş-
kilerimizin düzelmekte oluşu Yunan kuşkulan-
nı daha da büyütmektedir.
Balkanlar'da çağdaş Bosna soykınmını ger-
çekleştiren Sırplar, sokakta Türkçe konuştu di-
ye Türkleri öldüren Bulgarlar ve yurtdışına çıkan
Batı Trakyalı soydaşlan geri almayan Yunanlılar
Avrupalı da.. Türkler değil mi?..
BİTTİ