24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönctmenı Orhan Erinç % Genel Yaym Koordınatörü Hikmet Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdürlen: İbrahim Yüdız - Dinç Tayanç # Sorumlu Mudür Fikret tlkiz # Haber Merkezı Müdürü Hakan Kan»#Göred Yöneünen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Dauşoğlu • Istıhbarat. Cengiz Yıkünm 0 Ekonomı Mehm«t Saraç 0 Kültûr Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Niakaleler Sami Karaören 0 Duzehme VbduDah Yazıa0Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı •Bılgı-Belge Edibt Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yay-mKunüu hhanSetçuklBaşkan). Orhan Erinç, Oktav Kurtfoöke. Hikmet Çetinkı> a. Şfikran Soncr. Ergun Bak-ı. Diırç Ta>anç, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balb»>, Hakuı Kara. AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No 125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankaıa Tel 4195020 (7 hat), Faks 4195027 • Izmir Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıya Blv 1352 S 2'3Tel-4411220. Faks 4419117»Adana Temsılcısı. Çetin Yigtnoğlu, lnonu Cd 119 S. No: 1 Kat 1, Tel:363 12 11. Faks. 363 12 15 Müessese Müdûru Cstûn Aknıen • Koordınator Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Büknt Yaw#tdare Hüseym Gûrer • lşletroe Önder Çelik • Bıl'gı- Işlem Nail tnal 0 Bılgı^aNar Sıstem Mürihet Çiler • Sanş Fazîlet Kuza MED>A C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran • Koordınator Reha Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı S«vdaÇoban Tel 514 (T 51 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Ya>ımlayan \e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul f el (0 212) 512 05 05 |2Ü hat) Faks (0 212) 513 S5 95 2ŞUBAT1998 tmsak: 5.38 Güneş: 7.08 Öğle: 12.25 Ikindı: 15.03 Akşam: 17.28 Yatsı: 18.58 Psikiyatristler intiharda birincK • İSTANBUL (ANKA) - Bakırköy Ruh ve Sinir Hastahklan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Arif Verimli, Türkiye'de en çok işsizlerin, emeklilerin ve psikiyatristlerin intihar ettiğini bildirdi. Verimli, intihara kalkışmanın bir hastalık belirtisi olmadığıru ve en çok alkol ve madde bağımlılannda, şizofreni \e depresyonda ortaya çıktığmı kaydetti. Verimli, silahlı görevde çalışanlann da intihara daha yatkjn olduğunu belirterek, bu görevdekilerin intihannın ölümle sonuçlandığını kaydetti. Eşler arasında iletişim eksik • ANKARA (UBA)- Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Cinsel Işlev Bozukluklan Tanı ve Tedavi Merkezi Başkanı Doç. Dr. Mehmet Sungur, çoğu evli çiftin giderek artan bir iletişimsizlik sürecı içine girdiğini ve eşlerin "aynı evde yaşayan iki otelci" durumuna geldığini bildirdi. Sungur, "Evlilik Dansı" başlıklı araştırmasında, eşlenn birlikte yürüttükleri aktiviteleri, hatta birbirleriyle olan etkileşimlerinı en aza indırdiğıni ifade etti. Sigaranm bebeğe zararı • ANKARA (UBA)- Bilim adamlan, çocuk kanserlerinin yüzde 15'inin babanın sigara alışkanlığından kaynaklandığını bildirdiler. TÜBlTAK Bilim-Teknik dergısinin haberine göre bilim adamlan sigara aJışkanlığının. babanın spermlerinde çocuğa geçince kanser yapabilecek kromozom değışmelerine neden olduğunu bildirdiler. Şiddete karşı birlik çağrısı • ANKARA (AA) - Ruh sağlığı uzmanlan, televizyonlarda şiddetin önlenmesi ıçin ailelerin ve okul aile birliklerinin bir araya gelerek televizyonlan uyarmalannı istediler. Türkiye Psikiyatristler Derneği Başkanı Prof. Dr. Özcan Köknel. "Televizyonlar evin büyükbabası. ne söylerse dinleniyor" diyerek televizyonlardaki şiddet görüntülerinin çocuklan ve erişkinleri olumsuz etkilediğini söyledi. Bremen 97 •• «••••• odulu • Haber Merkezi - Almanya'nın Bremen eyaletınde her yıl Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri alanlannda yapılan en başanlı doktora çalışmasına verilen ödüle 1997 için lstanbul Üniversitesi araştırma görevlilerinden Ali Cem Budak layık görüldü. Budak'ın çalışması Tûrk, Alman ve İngiliz hukuku bakımından yabancı ülkelerdekı para alacaklannın tahsili konusunu içeriyor. Çevre örgütleri küresel ısınmaya karşı dünya liderlerinin söz değil güç ve kaynak vermelerini istiyor Ateşi düşürmek için eylem gerekASUMAN ABAQOĞLU İZMİR - Çe\Teyi koruma adına bir şeyleryapmak tçin zaman azalıyor. Kü- resel ısınma tüm dünyayı tehdit ediyor. Kyoto Zirvesi'nde boşa çıkan umutlar giderek daha karanyor. Ancak küresel ısınmaya yol açan gazlann kullammın- da sınırlandırmalan kabullenmeyen ge- lişmiş ülkelerin yöneticılen, çevreci ku- ruluşlann kıskacında. Global çevTe so- rurüannın etkisindeki Türkiye, birçok ül- kenin çözdüğü temel sorunlan bile gi- deremedi. 143 ülkeden 1.600'den fazla sivil toplum örgütüyle birlikte etkinlikler dü- zenleyen Earth Action, dünya liderle- rinden "dahagüvenlibirdünya" ıstedi. Türkiye"den Arkadaş ÇevTe Grubu'nun temsilciliğıni yürürtüğü Earth Action, dünya liderlenne yönelik yayımladıgı açık mektupta, Rio Zirvesi'nin ardından geçen süre içinde kalkınma ve çevre so- runlannın giderek kötüleştiğiıii vurgu- layarak şu görüşlere yer verdi: "Küresel ısınmaya yol açan gaz emis- yonu arûyor. Orman kıyımı sürüyor. Dahafazla sayıda insan temiz su, eğıtim, sağlıkve benzeritemel gereksinimlerin- den yoksun kalıyor. Çevredler, bu so- runlara karşı genel tavırlaruıı sürdürü- )«rlar. Tüm dünyaBderteriniçevreyiko- rumak, insanlann temel gereksinimle- rini karşdayabihnekiçin diimamınn gü- cünii geliştirmek için çaba göstermeye çağınyoruz. Kalkınmış ülkeler, geliş- mekte otan ve azgelişmiş ülkelere çevre- lerini koruma ve temel insan gereksi- Dimierini karşılama sözü verdiler. An- cak Rkt Zirvçsi'ndenbu yanayapian yar- dun, önceki yıllardan daha az oldu. İn- sanhğuı 5 yıî daha bekleyecek haU yok. • Ulaşım araçlan ve termik santrallarda kömür ve petrol yakılması, dünya atmosferinin aşın ısınmasına ve çarpıcı iklim değişikliklerinden sorumlu olan büyük miktardaki karbondioksit emisyonlanna yol açıyor. Dünya Hderleri uluslararası borsanm binde birini çevre koruma ve azgelişmiş ülkelere yardım olarakakmasını sağla- sa, küresel sorunlar geriler. Liderler ar- ük söz vermesin, güç ve kaynak versin- ler." Uluslararası çevre örgütü Greenpeace de dünyanın her yerinde nükleer sant- rallara, tehlikeli kimyasal atık ticareti- ne, küresel ısınmaya yol açan etkinlik- lere karşı eylemlerini sürdürüyor. K.Ü- resel ısınmanuı yol açacagı sorunlara iliş- kin hazırladığı raporlarla kamuoyunu uyaran Greenpeace, "Acil Eylem Pla- nı"nın oluşturulması ve uygulamaya konması için çalışmalar yürütüyor. Gre- enpeace çevre örgütünün "Iklim Degı- sikBği ve Akdeniz Bötgesi 1997" raporu, bu bölgedeki iklim değişikliğinin, insan sağlığı, ekosistemler ve ülke ekonomi- lerini yeni tehditlerle karşı karşıya bı- rakacağını; var olan çölleşme, su kıtlı- ğı ve besin üretimindeki sorunlara ye- nilerini ekleyeceğini ortaya koyuyor. İklim değişikliği çerçevesinde Ak- deniz Bölgesi'nin bütününde kışın da- ha fazla, yazın ise daha az yağış bekle- niyor. Sonuçta bölgedeki kuraklıklann sıklığı ve şıddetinin artacağı tahmin edi- liyor. Uzmanlar sıcaklığın, 2100 yılına kadar karalarda 4 derece santigrat, Ak- deniz" in üzerinde ise bunun yansından fazla artabileceğini söylüyorlar. Dünya ısındıkça, buzullann erimesi ve okya- nuslann genişlemesi sonucunda deniz seviyelerinde deyükselme görüleceği be- lirtilen Greenpeace raporunda, 2100 yı- hna kadar Akdeniz kıyılannın büyük bir bölümünde deniz seviyesinin bir metre kadar yükselebileceği kaydedili- yor. Ulaşım araçlan ve termik santral- larda kömür ve petrol yakılması, dün- ya atmosferinin aşın ısınması ve çarpı- cı iklim değişikliklerinden sorumlu olan büyük miktardaki karbondioksit (CO2) emisyonlanna yol açıyor. Greenpeace Mediterranean Enerji Kampanyası Sorumlusu MeJdaKeskin, "Greenpeace, Akdeniz'de sonsuz bir enerji kâynağı olan güneş enerjisini bir aiternatif olarak tamtmak istiyor. Tür- kiye'de nükteersantral kurma planlann- dan tamamen vazgeçihneli" dıyor. Korûarınşampiyonu Korda MELBOURNE (Cumhuriyet) - Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nm yeni şampiyonu Petr Korda. (sağda) Yılm ilk büyük tumuvasının tek erkekler finaliıide Şilili Marcelo Rios'u (üstte) 6-2, 6-2, 6-2'lik setlerle yenen 30 yaşındaki Korda, 85 dakika süren oyunla şampiyonluğa ulaştı. Tenis yaşamının 14. yılında ulaştığı bu başan Korda'ya 415 bin dolar para ödülünü de beraberinde getirdi. Ancak maç bittiğinde Korda'nın ilk aklına gelen herhalde bu ödül değildi.Çek tenisçi. Rios'tan daha büyük bir savaşçı olduğunu belirtirken, babasının söylediği bir sözün de altını çizdi: "Hakem, 'oyun, set ve maç' diyene kadar mücadele etmeBsin." Dün sona eren rurnuvanın genç erkekler bölümünü Fransız Julien Jeanpierre kazanırken, genç bayanlar bölümünde Hırvat Jelena Kostank şampıyon oldu. (Fotoğraflar: RELTERS) Turizm Bakanlığı 24 bin 510 yataklı tesis yapılmasını öngörüyor Kış turizmi için 13 bölge ANKARA (UBA) - Türkiye'nin kış turizmi alanındaki güçlü potan- siyelini fark eden Turizm Bakanlığı. bu yıl kış turizmini daha da çeşitlen- dirip tüm yıla yaymak amacıyla, kış sporlan turizm merkezi olmak üze- re 13 yeni bölge belirledi. Bakanlık bu bölgelerde toplam 24 bin 510 yatak kapasitesine sahip tu- ristik tesis yapılmasını öngörüyor. Arazi tahsisi ön çalışmalanna baş- layan Turizm Bakanlığı tarafrndan, kış sporlan turizm merkezi olarak belir- lenen 13 bölge ve bu bölgeler için ön- görülen yatak kapasiteleri şöyle: "Bo- lu-Köroğlu Dagı (4500), Bura-Uhı- dağ tkinci Gelişim Bölgesi (3600), toçTseri-Erriyes Dağı(3240),Aksaray- Hasandağ(1235),Gümüşhane-Zig»- na (420), Bayburt- Kopdağı (320), Kars-Sankamış (2625), Kocaeli-Kar- tepe(620), Erzurum-Palandöken Da- ğı (6150), Bitlis-Sapgör (0). Antalya- Akdağ (0), Isparta- Davraz (1800), Kastamonu- Ilgaz Dagı (0)." Turizm Bakanlığı "nın bu konuda atacağı adımlan bekleyen Koç, Sa- bancı, Polat, STFA, Güriş, Okan, Toprak, Nurol, Dedeman, Doğu Hol- ding ve Demirören gibi Türkiye'nın büyük grupları, Turizm Bakan- lığı'ndan arazi tahsisatı alabilmek için gerekli başvunılan yaptılar. Bütün başvurulan beklemeye alan Turizm Bakanlığı, arazi tahsisini önümüzdeki günlerde yapacak. Manyas Kuş Cenneti'nin kirliliği Meclis gündeminde "^auHesir miDetveldli Kırb, Manyas Kuş Ceneti'yleflgflisonı önergesi verdi. COŞKUN YAMAN BALIKESİR - Manyas Kuş Cenneti alarm veriyor. CHP Bahkesir Milletvekili Onder Kıru, bir soru öner- gesiyle Manyas Kuş Cenne- ti'ndeki sorunlan Meclis'e taşıdı. Kırlı, hükümetten Manyas Kuş Cenneri'ndeki sorunlara daha duyarlı olun- masını istedi. CHP Balıkesir Milletve- kili Önder Kırlı, TBMM Başkanlığf na. Başbakan MesutVılmaztarafindan ya- nıtlandınlması ıstemi ile ver- diği soru önergesinde, Man- yas Kuş Cenneti Ulusal Par- kı'nın Manyas Gölü'ne akan çeşitli akarsulann taşıdığı kirlilikle her gün biraz daha ölüme terk edildiğine dik- kat çekti. Kırlı. şu sorulan yöneltti: "Özellikle zehirli abklannı Sığırcı Deresi'ne bırakan 60'a >akın kamu ve özel işyeri tarafindan kirle- tilen >İanyasGölü'nün kur- tanlması için hükümetiniz ne gibi önlemler almıştır ya da almayı düşünmektedir? Her yıl 300'e \akın türde 3 milyon kuşu barındıran; Türkivt'nin. hattadünyanın sayüı doğal harikalanndan biri olan Manjas Kuş Cen- neti'nin ivedi ve köklü ön- lemler alınmaması yüzün- den doğal yıkıma uğraması halinde bunun sorumlusu kim olacaktır? " Boğazı en çok kirteten yabancı gemiler İSTANBUL (ANKA)- Marmara Denizi'nde ev- sel ve sanayi atıklan nede- niyle kritik noktalara ula- şan deniz kirliligine git- tikçe artan deniz trafığin- den kaynaklanan kirlilik de eklendi. Deniz ulaşa- mındaki kirlilikte yaban- cı menşeli gemiler ilk sı- rada geliyor. Deniztemiz Turme- pa'dan edinilen bilgilere göre deniz trafıği ek bir kirlilik yükü yaratıyor. De- niz araçlannın sintine ve balast sulanndan kaynak- lanan kirlenmenin yanı sı- ra ham petrol taşıyan tan- kerlerden sızan petrol,kir- lilik oluşturuyor. 1997 içinde 22'si Türk, 44'ü ya- bancı bandralı olmak üze- re 66 gemiye denizi kirlet- tiği için 84 miryar 533 mil- yon lira ceza kesildi. Siyah rengin güzelliği Nefcon firmaa,98yaa için hazırlanan mayotarda, göğüsleri olduğundan daha büyük gösteren balenli push-up modeUerine agırlık verdL Siyah rengin ağırlıkta olduğu ve daha çok iki parça modeüerde kullanüan push-up modelleri, küçiik göğüslü hanımlan sevindirecek. Bilgisayar dersi için veliden ücret isteniyor ANKAR.A (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Ba- kanlığı tarafindan bu yıl seç- meli kapsamına alınan "bü- gjsayar" dersi için veliler- den "özel ücret'' alındığı be- lirlendi. lstanbul Süleyman NazifLisesı'nde 16seçme- 11 ders içinde sadece bilgisa- yar dersinin kapsama alın- dığı ve velilere maddi bas- kıda bulunuldugu öğrenil- di. lstanbul'un Avcılar ilçe- sinde bulunan Süleyman Na- zif Lisesi'nin okul müdürlü- ğü, Emel Eğitim Merkezi ile anlaşarak. normal ders saati içinde işlenecek bilgi- sayar dersini "kurs niteügi- ne" dönüştürdü. Bilgisayar dersi için veli- lerin. Emel Eğitim Merke- zi'nin Iktisat Bankası Avcı- lar Şubesi'mn 6541592-01 no'lu hesabına para yatır- malan istenirken, diğer seç- melı derslere yer verilme- mesi, velilerce "kasrth" ola- rak değerlendirildi. Bakanlığın, ders program- lan içinde ücretsiz vermek zorunda olduğu dersler için "özel kurs" gibi ücret isten- mesi, Eğitime Katkı Yöner- gesi'ne de aykın bulundu. Velilerden, bilgisayar programının niteliğine göre 12 ya da 26 milyon lira ara- sında değişen ücretler isten- di. Dersi bitırenlere "Emel Eğitim MerkeziSertifıkası" verileceği duyurulurken, dershanenin tktisat Banka- sı Avcılar Şubesi'ne yatın- lacak dekontlannın okul mü- dürlüklerine teslim edilme- si gerektiği bildırildi. Okul müfredatı içinde işlenecek dersleri bitirenlere Emel Eği- tim Merkezi Sertifıkası ve- rileceğinin bıldirilmesı ise şaşkınlık yarattı. ATTİLA İLHAN Yıldız Sertel'in Tanıklığı'!.. TBMM Hükümeti'nin Hâriciye Vekilliği'ni yapmış Vusuf Kemal bey, Meclis'in 16 Ekim 1336 (1920) tarihli 'hafi/gizli' celsesinde, şu ilginç sözleri söyle- mişti: "...bunu da arzedeyim ki, Rusya'da çok esiri- miz varmış: bunlardan bir kısmı Rus kızılordu- su'nda hizmet etmiş. Rus Inkılâbı'nın husûlün- de büyük kahramanlıklar yapmışlardır. Rus kı- zılordu'sunda yüksek mevkiier tutmuş birçok onbaşı veçavuştanmızvardır." (Erol Kaymak, 'Sul- tan Galiyefve SömürgelerEnternasyonalı', s. 204, Irfan Yayınevi, 1993.) Yanılmıyorsam, 'San' Mustafa (Börklüce), bu 'ça- vuşlanmız'öan birisiydi; eski Mecidiyeköyü'nün dut ve incirağaçlan arasındaki çay bahçelerinde, neden- se bunu ona, asla söyletemedim; piposunun duma- nına dalıp, sadece '-Mustafa Suphi'n/n neferiyim' diyor, başka bir şey demiyordu ama, hissim budur; ondan dinlediğime göre, Ovsif Visaryanoiç Stalin, Türkleri ne sever ne de güvenirmış; rivayete göre, Şerrf Manatof, Mustafa Suphi'yı 'Türkiye'deto adamımız' diye kendisine takdim edince, işi şaka- ya vurarak demiş ki. "-...eski bir zâbrt, daima mil- Iryetçkjir, hele bu bir Türk, ya da Iranlı zâbrt ise!" 'San' Mustafa, yanlış bilmiyorsam, 'komünisf öl- dü, ama daima, Mustafa Suphi'ye, sâdık kaldı- ki o da, Stalin'in 2annı hilâfına subay değıldi, ama Sul- tan Galiyefe bağlıydı. Oysa Stalin'in Türklere düşmanlığı çok açıktır; Rusya Komünist (bolşevik) Partisi' Merkez Komi- tesi'nin, Millî Cumhuriyetler ve Bölgeler Sorumlu Iş- çiteriyie 4. Konferansı'nda, sözalmış 'delegat' Sov- yet Türklerinin, hemen hepsine verip veriştirir. Ris- kolof, Enbayef, Firdevs 'fırçalanmaktan' kurtula- mazlar; güya 'beğendiği' Hocanof ile Ikramof'a gelince, onlann besbelli 'haklı' bir 'tesbit'inden, fev- kalâde rahatsız olmuştur; çünkü, demişlerdir ki, 'sov- yetTürkistanı ile Çarlık Türkistanı arasında hiç- bir fark yoktur, yalnızca tabelâ değişmiştir: Tür- kistan, çarlık zamanında ne idiyse, öyle kalmış- tır1 ; Stalin, sözde beğendiği bu 'delegatlar'a, '-Ni- ye Basmacı' olmuyorsunuz?' diye soruyor. Ya Sul- tan Galiyef'e yönelttiği suçlama, o 'Türk Büyükel- çisini, Parti'nin Merkez Komrtesi'ne tercih edi- yor"muş! (Benningsen/VVimbush. 'Sovyetler'de Millî Komönizm', Anahtar Kitaplar, s. 187 ve sonrası. 1995.) Oysa, 30 Nisan 1990'da aldığı bir kararda, SSCB Yüksek Mahkemesi 7 6 yoldaşıyla birlikte kar- şı/devrimci örgüt kurmakla suçlanarak, baş düş- man ilan edilen Sultan Galiyef ve arkadaşlan hakkında' şöyle demektedir: "...komisyon incele- meler sonucu, böyte bir organizasyonun ger- çek olmadığı ve olayın GPU (zamanın gizli servi- si) tarafindan uydurukjuğunu tesbit ederek, Mah- keme Heyeti Sultan Galiyefin beraatine karar ver- miştir / SSCB Yüksek Mahkemesi Savcısı: Alek- sfyYakolef.11 IşteStalin/Brejnef çizgisi, SSCB'ni böyle bir sos- yal 'şizofreni' sarmalına sokmuştu; 'sovyet', 'halk şûrası' anlamına geliyordu öyle mi, nasıl 'ayncalıklı' bir nomenklatura yarattığını, dünya âlem biliyor; ama meraklısı, Mihayıl Voslenskiy'in krtabını alsın okusun; o 'ayrıcalıklılar'üan birisi, 'durumu' açıkça anlatıyor: "La Nomenklatura/Les Prtvlegies en URSS', Betfond, 1980). Mihayıl Sergeyeviç Gorbaçof ise, 'Inkılâb 'ı ger- çek rayına oturtarak, onu kurtarmaya, -deyım yerin- de ise- yeni bir 'inkılâp' gerçekleştırmeye uğraşıyor- du. Geçenlerde değindiğim soruna, Yıldız Sertel de gönderdiği faks mesajı ile değerli 'tanıklığını' katmış oldu. Lütfen bakar mısınız? Devlet, toplumun 'elinde' değilse... "...Attilâ ilhan, Gorbaçof hakkındaki görüşle- rinize katılıyorum. Hem diyalektiği, hem de Sov- yet Tarihi'ni incelemiş; üstelik, uzun süre o ülke- de yaşayarak, durumu içerden görmüş bir insan olarak, bazı noktaları da belirtmek istiyorum..." "...teorik açıdan, bir tarihi sürecin ötekinin de- vamı olduğu, zıtlann bir arada yaşadığı elbette ki doğru! Bu görüşünüze, şunu da eklemek ge- rek: Marks ile Engels, üretim araçlannın sosyal- leştirilmesi gerektiğini ileri sürdükleri vakit, bun- lann toplumun malı olmast gerektiğini düşünmüş- lerdi. Uretim araçlannın toplumun elinde olma- sı için de, devtetin toplumun elinde, -en azından kontrolünde- olması gerekir. Bu nedenle sosya- list ekonominin, halka dayanan demokratik bir mekanizma içersinde gerçekleşmesi gerekir sosyalizm, 'totaliter devletçilik' anlamına gel- mez!..." "...Rusya'da, zaten daha burjuva demokratik (liberal) süreç yaşanmadan, yan/feodal bir dü- zenden 'sosyalizm'e geçiş deneyi yapıldı. Henüz proleterya'nın idaresini kurabilecek bir işçi sını- fı dahi oluşmamıştı. Sonunda, değişik iç ve dış baskılaryuzünden; ve de, Stalin'in idaresinde, re- jim, 'kanlı bir diktatörlüğe' dönüştü. Sosyalizm'le hiçbir ilgisi olmayan bir düzen kuruldu..." "...bugerçek, 1950'lerde, Huruşçof'un iktidar- da olduğu sırada ortaya çıktı. Ben o sırada o ül- kedeydim, çevremdeki bütün aydınlar (yazar, gazeteci, araştırmacı, profesör vb.) Gorbaçof gibi düşünüyorlardı. Yâni 'Sovyet Devrimi', ra- yından çıkmıştı; onu 'rayına oturtmak' için yeni bir devrim gerekiyordu. işte Gorbaçofun yap- mak istediği de buydu. Kanımca hatası, başarı- sız 'totaliter devietçiliği' liberalleştırmekte, faz- la acele etmesi; 'Batı' yardımlanndan fazla me- det ummasıydı. Bu da, geçmişte uygulanan 'dev- let kaprtalizmi'nin halka yüklediği ağırekonomik stkıntilann, baskının tepkisiydi..." O akşam, bir kere daha düşündüm... O akşam, yıldızlann avuç avuç savnjkjuğu, açık bir kış akşamı; bilinmez kaç defa düşündüğüm gi- bi, bir keredaha düşündüm: neden -sağcı ya da sol- cu- Türk aydınının kafası, daima 'totaliter' olana ya- tar da, 'demokratik' olana yan çizer? Sosyalist Sol'da, ya 'liberal Sol Cephe' meraklısı 'a/afranga'takımı- na bol rastlarsınız; ya da. Stalin'e takılmış kalmış, 'a/afuri<a'totaliterlik heveslılerine! Neden böyle olu- yor? 'Meşrûti' Çarlık Rusya'sında da böyleydi, 'meşrûti' Devlet-i Aliyye'de de; 'devrim'den son- ra, her iki ülkede de, durum pek değişmedi; her iki- si de, kırsal yan/sömürge, feodal/ ümmet top- lumlanydı, acaba ondan mı? Ne denilmiştir? AhVyapı kolay değışmez! Alt/ya- p< değişse de, üst/yapı ona uymakta gecikebilir! http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http-7/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle