Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönctmenı Orhan Erinç
% Genel Yaym Koordınatörü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdürlen: İbrahim
Yüdız - Dinç Tayanç # Sorumlu Mudür
Fikret tlkiz # Haber Merkezı Müdürü
Hakan Kan»#Göred Yöneünen. Fikret Eser
Dış Haberler Şinasi Dauşoğlu • Istıhbarat. Cengiz
Yıkünm 0 Ekonomı Mehm«t Saraç 0 Kültûr
Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman
0 Niakaleler Sami Karaören 0 Duzehme VbduDah
Yazıa0Fotoğraf Erdoğan Köseoğhı •Bılgı-Belge
Edibt Buğra 0 Yurt Haberlen Mehmet Faraç
Yay-mKunüu hhanSetçuklBaşkan).
Orhan Erinç, Oktav Kurtfoöke.
Hikmet Çetinkı> a. Şfikran Soncr.
Ergun Bak-ı. Diırç Ta>anç, İbrahim
Yıldız, Orhan Bursalı. Mustafa
Balb»>, Hakuı Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No
125, Kat.4, Bakanlıklar-Ankaıa Tel 4195020 (7 hat), Faks
4195027 • Izmir Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıya
Blv 1352 S 2'3Tel-4411220. Faks 4419117»Adana
Temsılcısı. Çetin Yigtnoğlu, lnonu Cd 119 S. No: 1 Kat 1,
Tel:363 12 11. Faks. 363 12 15
Müessese Müdûru Cstûn Aknıen •
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Büknt Yaw#tdare Hüseym
Gûrer • lşletroe Önder Çelik • Bıl'gı-
Işlem Nail tnal 0 Bılgı^aNar Sıstem
Mürihet Çiler • Sanş Fazîlet Kuza
MED>A C: • Yonetım Kurulu
Başkanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran • Koordınator Reha
Işıtman # Genel Mudur Yardımcısı
S«vdaÇoban Tel 514 (T 51 -
5139580-5138460-61.Faks 5138463
Ya>ımlayan \e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncıhk A Ş
TurkocagıCad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul f el (0 212) 512 05 05 |2Ü hat) Faks (0 212) 513 S5 95 2ŞUBAT1998 tmsak: 5.38 Güneş: 7.08 Öğle: 12.25 Ikindı: 15.03 Akşam: 17.28 Yatsı: 18.58
Psikiyatristler
intiharda birincK
• İSTANBUL (ANKA) -
Bakırköy Ruh ve Sinir
Hastahklan Hastanesi
Başhekimi Doç. Dr. Arif
Verimli, Türkiye'de en çok
işsizlerin, emeklilerin ve
psikiyatristlerin intihar
ettiğini bildirdi. Verimli,
intihara kalkışmanın bir
hastalık belirtisi
olmadığıru ve en çok alkol
ve madde bağımlılannda,
şizofreni \e depresyonda
ortaya çıktığmı kaydetti.
Verimli, silahlı görevde
çalışanlann da intihara
daha yatkjn olduğunu
belirterek, bu
görevdekilerin intihannın
ölümle sonuçlandığını
kaydetti.
Eşler arasında
iletişim eksik
• ANKARA (UBA)-
Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Psikiyatri
Anabilim Dalı öğretim
üyesi ve Cinsel Işlev
Bozukluklan Tanı ve
Tedavi Merkezi Başkanı
Doç. Dr. Mehmet Sungur,
çoğu evli çiftin giderek
artan bir iletişimsizlik
sürecı içine girdiğini ve
eşlerin "aynı evde
yaşayan iki otelci"
durumuna geldığini
bildirdi. Sungur, "Evlilik
Dansı" başlıklı
araştırmasında, eşlenn
birlikte yürüttükleri
aktiviteleri, hatta
birbirleriyle olan
etkileşimlerinı en aza
indırdiğıni ifade etti.
Sigaranm
bebeğe zararı
• ANKARA (UBA)-
Bilim adamlan, çocuk
kanserlerinin yüzde
15'inin babanın sigara
alışkanlığından
kaynaklandığını
bildirdiler. TÜBlTAK
Bilim-Teknik dergısinin
haberine göre bilim
adamlan sigara
aJışkanlığının. babanın
spermlerinde çocuğa
geçince kanser
yapabilecek kromozom
değışmelerine neden
olduğunu bildirdiler.
Şiddete karşı
birlik çağrısı
• ANKARA (AA) - Ruh
sağlığı uzmanlan,
televizyonlarda şiddetin
önlenmesi ıçin ailelerin ve
okul aile birliklerinin bir
araya gelerek
televizyonlan
uyarmalannı istediler.
Türkiye Psikiyatristler
Derneği Başkanı Prof. Dr.
Özcan Köknel.
"Televizyonlar evin
büyükbabası. ne söylerse
dinleniyor" diyerek
televizyonlardaki şiddet
görüntülerinin çocuklan
ve erişkinleri olumsuz
etkilediğini söyledi.
Bremen 97
•• «•••••
odulu
• Haber Merkezi -
Almanya'nın Bremen
eyaletınde her yıl Sosyal
Bilimler ve Fen Bilimleri
alanlannda yapılan en
başanlı doktora
çalışmasına verilen ödüle
1997 için lstanbul
Üniversitesi araştırma
görevlilerinden Ali Cem
Budak layık görüldü.
Budak'ın çalışması Tûrk,
Alman ve İngiliz hukuku
bakımından yabancı
ülkelerdekı para
alacaklannın tahsili
konusunu içeriyor.
Çevre örgütleri küresel ısınmaya karşı dünya liderlerinin söz değil güç ve kaynak vermelerini istiyor
Ateşi düşürmek için eylem gerekASUMAN ABAQOĞLU
İZMİR - Çe\Teyi koruma adına bir
şeyleryapmak tçin zaman azalıyor. Kü-
resel ısınma tüm dünyayı tehdit ediyor.
Kyoto Zirvesi'nde boşa çıkan umutlar
giderek daha karanyor. Ancak küresel
ısınmaya yol açan gazlann kullammın-
da sınırlandırmalan kabullenmeyen ge-
lişmiş ülkelerin yöneticılen, çevreci ku-
ruluşlann kıskacında. Global çevTe so-
rurüannın etkisindeki Türkiye, birçok ül-
kenin çözdüğü temel sorunlan bile gi-
deremedi.
143 ülkeden 1.600'den fazla sivil
toplum örgütüyle birlikte etkinlikler dü-
zenleyen Earth Action, dünya liderle-
rinden "dahagüvenlibirdünya" ıstedi.
Türkiye"den Arkadaş ÇevTe Grubu'nun
temsilciliğıni yürürtüğü Earth Action,
dünya liderlenne yönelik yayımladıgı
açık mektupta, Rio Zirvesi'nin ardından
geçen süre içinde kalkınma ve çevre so-
runlannın giderek kötüleştiğiıii vurgu-
layarak şu görüşlere yer verdi:
"Küresel ısınmaya yol açan gaz emis-
yonu arûyor. Orman kıyımı sürüyor.
Dahafazla sayıda insan temiz su, eğıtim,
sağlıkve benzeritemel gereksinimlerin-
den yoksun kalıyor. Çevredler, bu so-
runlara karşı genel tavırlaruıı sürdürü-
)«rlar. Tüm dünyaBderteriniçevreyiko-
rumak, insanlann temel gereksinimle-
rini karşdayabihnekiçin diimamınn gü-
cünii geliştirmek için çaba göstermeye
çağınyoruz. Kalkınmış ülkeler, geliş-
mekte otan ve azgelişmiş ülkelere çevre-
lerini koruma ve temel insan gereksi-
Dimierini karşılama sözü verdiler. An-
cak Rkt Zirvçsi'ndenbu yanayapian yar-
dun, önceki yıllardan daha az oldu. İn-
sanhğuı 5 yıî daha bekleyecek haU yok.
• Ulaşım araçlan ve termik
santrallarda kömür ve petrol
yakılması, dünya atmosferinin
aşın ısınmasına ve çarpıcı
iklim değişikliklerinden
sorumlu olan büyük
miktardaki karbondioksit
emisyonlanna yol açıyor.
Dünya Hderleri uluslararası borsanm
binde birini çevre koruma ve azgelişmiş
ülkelere yardım olarakakmasını sağla-
sa, küresel sorunlar geriler. Liderler ar-
ük söz vermesin, güç ve kaynak versin-
ler."
Uluslararası çevre örgütü Greenpeace
de dünyanın her yerinde nükleer sant-
rallara, tehlikeli kimyasal atık ticareti-
ne, küresel ısınmaya yol açan etkinlik-
lere karşı eylemlerini sürdürüyor. K.Ü-
resel ısınmanuı yol açacagı sorunlara iliş-
kin hazırladığı raporlarla kamuoyunu
uyaran Greenpeace, "Acil Eylem Pla-
nı"nın oluşturulması ve uygulamaya
konması için çalışmalar yürütüyor. Gre-
enpeace çevre örgütünün "Iklim Degı-
sikBği ve Akdeniz Bötgesi 1997" raporu,
bu bölgedeki iklim değişikliğinin, insan
sağlığı, ekosistemler ve ülke ekonomi-
lerini yeni tehditlerle karşı karşıya bı-
rakacağını; var olan çölleşme, su kıtlı-
ğı ve besin üretimindeki sorunlara ye-
nilerini ekleyeceğini ortaya koyuyor.
İklim değişikliği çerçevesinde Ak-
deniz Bölgesi'nin bütününde kışın da-
ha fazla, yazın ise daha az yağış bekle-
niyor. Sonuçta bölgedeki kuraklıklann
sıklığı ve şıddetinin artacağı tahmin edi-
liyor. Uzmanlar sıcaklığın, 2100 yılına
kadar karalarda 4 derece santigrat, Ak-
deniz" in üzerinde ise bunun yansından
fazla artabileceğini söylüyorlar. Dünya
ısındıkça, buzullann erimesi ve okya-
nuslann genişlemesi sonucunda deniz
seviyelerinde deyükselme görüleceği be-
lirtilen Greenpeace raporunda, 2100 yı-
hna kadar Akdeniz kıyılannın büyük
bir bölümünde deniz seviyesinin bir
metre kadar yükselebileceği kaydedili-
yor. Ulaşım araçlan ve termik santral-
larda kömür ve petrol yakılması, dün-
ya atmosferinin aşın ısınması ve çarpı-
cı iklim değişikliklerinden sorumlu olan
büyük miktardaki karbondioksit (CO2)
emisyonlanna yol açıyor.
Greenpeace Mediterranean Enerji
Kampanyası Sorumlusu MeJdaKeskin,
"Greenpeace, Akdeniz'de sonsuz bir
enerji kâynağı olan güneş enerjisini bir
aiternatif olarak tamtmak istiyor. Tür-
kiye'de nükteersantral kurma planlann-
dan tamamen vazgeçihneli" dıyor.
Korûarınşampiyonu Korda
MELBOURNE (Cumhuriyet) - Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nm yeni
şampiyonu Petr Korda. (sağda) Yılm ilk büyük tumuvasının tek erkekler
finaliıide Şilili Marcelo Rios'u (üstte) 6-2, 6-2, 6-2'lik setlerle yenen 30
yaşındaki Korda, 85 dakika süren oyunla şampiyonluğa ulaştı. Tenis
yaşamının 14. yılında ulaştığı bu başan Korda'ya 415 bin dolar para
ödülünü de beraberinde getirdi. Ancak maç bittiğinde Korda'nın ilk
aklına gelen herhalde bu ödül değildi.Çek tenisçi. Rios'tan daha büyük bir
savaşçı olduğunu belirtirken, babasının söylediği bir sözün de altını çizdi:
"Hakem, 'oyun, set ve maç' diyene kadar mücadele etmeBsin."
Dün sona eren rurnuvanın genç erkekler bölümünü Fransız Julien
Jeanpierre kazanırken, genç bayanlar bölümünde Hırvat Jelena Kostank
şampıyon oldu. (Fotoğraflar: RELTERS)
Turizm Bakanlığı 24 bin 510 yataklı tesis yapılmasını öngörüyor
Kış turizmi için 13 bölge
ANKARA (UBA) - Türkiye'nin
kış turizmi alanındaki güçlü potan-
siyelini fark eden Turizm Bakanlığı.
bu yıl kış turizmini daha da çeşitlen-
dirip tüm yıla yaymak amacıyla, kış
sporlan turizm merkezi olmak üze-
re 13 yeni bölge belirledi.
Bakanlık bu bölgelerde toplam 24
bin 510 yatak kapasitesine sahip tu-
ristik tesis yapılmasını öngörüyor.
Arazi tahsisi ön çalışmalanna baş-
layan Turizm Bakanlığı tarafrndan, kış
sporlan turizm merkezi olarak belir-
lenen 13 bölge ve bu bölgeler için ön-
görülen yatak kapasiteleri şöyle: "Bo-
lu-Köroğlu Dagı (4500), Bura-Uhı-
dağ tkinci Gelişim Bölgesi (3600),
toçTseri-Erriyes Dağı(3240),Aksaray-
Hasandağ(1235),Gümüşhane-Zig»-
na (420), Bayburt- Kopdağı (320),
Kars-Sankamış (2625), Kocaeli-Kar-
tepe(620), Erzurum-Palandöken Da-
ğı (6150), Bitlis-Sapgör (0). Antalya-
Akdağ (0), Isparta- Davraz (1800),
Kastamonu- Ilgaz Dagı (0)."
Turizm Bakanlığı "nın bu konuda
atacağı adımlan bekleyen Koç, Sa-
bancı, Polat, STFA, Güriş, Okan,
Toprak, Nurol, Dedeman, Doğu Hol-
ding ve Demirören gibi Türkiye'nın
büyük grupları, Turizm Bakan-
lığı'ndan arazi tahsisatı alabilmek
için gerekli başvunılan yaptılar.
Bütün başvurulan beklemeye alan
Turizm Bakanlığı, arazi tahsisini
önümüzdeki günlerde yapacak.
Manyas Kuş Cenneti'nin
kirliliği Meclis gündeminde
"^auHesir miDetveldli Kırb, Manyas Kuş Ceneti'yleflgflisonı önergesi verdi.
COŞKUN YAMAN
BALIKESİR - Manyas
Kuş Cenneti alarm veriyor.
CHP Bahkesir Milletvekili
Onder Kıru, bir soru öner-
gesiyle Manyas Kuş Cenne-
ti'ndeki sorunlan Meclis'e
taşıdı. Kırlı, hükümetten
Manyas Kuş Cenneri'ndeki
sorunlara daha duyarlı olun-
masını istedi.
CHP Balıkesir Milletve-
kili Önder Kırlı, TBMM
Başkanlığf na. Başbakan
MesutVılmaztarafindan ya-
nıtlandınlması ıstemi ile ver-
diği soru önergesinde, Man-
yas Kuş Cenneti Ulusal Par-
kı'nın Manyas Gölü'ne akan
çeşitli akarsulann taşıdığı
kirlilikle her gün biraz daha
ölüme terk edildiğine dik-
kat çekti. Kırlı. şu sorulan
yöneltti: "Özellikle zehirli
abklannı Sığırcı Deresi'ne
bırakan 60'a >akın kamu ve
özel işyeri tarafindan kirle-
tilen >İanyasGölü'nün kur-
tanlması için hükümetiniz
ne gibi önlemler almıştır ya
da almayı düşünmektedir?
Her yıl 300'e \akın türde 3
milyon kuşu barındıran;
Türkivt'nin. hattadünyanın
sayüı doğal harikalanndan
biri olan Manjas Kuş Cen-
neti'nin ivedi ve köklü ön-
lemler alınmaması yüzün-
den doğal yıkıma uğraması
halinde bunun sorumlusu
kim olacaktır? "
Boğazı
en çok kirteten
yabancı
gemiler
İSTANBUL (ANKA)-
Marmara Denizi'nde ev-
sel ve sanayi atıklan nede-
niyle kritik noktalara ula-
şan deniz kirliligine git-
tikçe artan deniz trafığin-
den kaynaklanan kirlilik
de eklendi. Deniz ulaşa-
mındaki kirlilikte yaban-
cı menşeli gemiler ilk sı-
rada geliyor.
Deniztemiz Turme-
pa'dan edinilen bilgilere
göre deniz trafıği ek bir
kirlilik yükü yaratıyor. De-
niz araçlannın sintine ve
balast sulanndan kaynak-
lanan kirlenmenin yanı sı-
ra ham petrol taşıyan tan-
kerlerden sızan petrol,kir-
lilik oluşturuyor. 1997
içinde 22'si Türk, 44'ü ya-
bancı bandralı olmak üze-
re 66 gemiye denizi kirlet-
tiği için 84 miryar 533 mil-
yon lira ceza kesildi.
Siyah rengin güzelliği
Nefcon firmaa,98yaa için hazırlanan mayotarda,
göğüsleri olduğundan daha büyük gösteren
balenli push-up modeUerine agırlık verdL Siyah
rengin ağırlıkta olduğu ve daha çok iki parça
modeüerde kullanüan push-up modelleri, küçiik
göğüslü hanımlan sevindirecek.
Bilgisayar
dersi için
veliden
ücret
isteniyor
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitim Ba-
kanlığı tarafindan bu yıl seç-
meli kapsamına alınan "bü-
gjsayar" dersi için veliler-
den "özel ücret'' alındığı be-
lirlendi. lstanbul Süleyman
NazifLisesı'nde 16seçme-
11 ders içinde sadece bilgisa-
yar dersinin kapsama alın-
dığı ve velilere maddi bas-
kıda bulunuldugu öğrenil-
di.
lstanbul'un Avcılar ilçe-
sinde bulunan Süleyman Na-
zif Lisesi'nin okul müdürlü-
ğü, Emel Eğitim Merkezi
ile anlaşarak. normal ders
saati içinde işlenecek bilgi-
sayar dersini "kurs niteügi-
ne" dönüştürdü.
Bilgisayar dersi için veli-
lerin. Emel Eğitim Merke-
zi'nin Iktisat Bankası Avcı-
lar Şubesi'mn 6541592-01
no'lu hesabına para yatır-
malan istenirken, diğer seç-
melı derslere yer verilme-
mesi, velilerce "kasrth" ola-
rak değerlendirildi.
Bakanlığın, ders program-
lan içinde ücretsiz vermek
zorunda olduğu dersler için
"özel kurs" gibi ücret isten-
mesi, Eğitime Katkı Yöner-
gesi'ne de aykın bulundu.
Velilerden, bilgisayar
programının niteliğine göre
12 ya da 26 milyon lira ara-
sında değişen ücretler isten-
di. Dersi bitırenlere "Emel
Eğitim MerkeziSertifıkası"
verileceği duyurulurken,
dershanenin tktisat Banka-
sı Avcılar Şubesi'ne yatın-
lacak dekontlannın okul mü-
dürlüklerine teslim edilme-
si gerektiği bildırildi. Okul
müfredatı içinde işlenecek
dersleri bitirenlere Emel Eği-
tim Merkezi Sertifıkası ve-
rileceğinin bıldirilmesı ise
şaşkınlık yarattı.
ATTİLA İLHAN
Yıldız Sertel'in Tanıklığı'!..
TBMM Hükümeti'nin Hâriciye Vekilliği'ni yapmış
Vusuf Kemal bey, Meclis'in 16 Ekim 1336 (1920)
tarihli 'hafi/gizli' celsesinde, şu ilginç sözleri söyle-
mişti:
"...bunu da arzedeyim ki, Rusya'da çok esiri-
miz varmış: bunlardan bir kısmı Rus kızılordu-
su'nda hizmet etmiş. Rus Inkılâbı'nın husûlün-
de büyük kahramanlıklar yapmışlardır. Rus kı-
zılordu'sunda yüksek mevkiier tutmuş birçok
onbaşı veçavuştanmızvardır." (Erol Kaymak, 'Sul-
tan Galiyefve SömürgelerEnternasyonalı', s. 204,
Irfan Yayınevi, 1993.)
Yanılmıyorsam, 'San' Mustafa (Börklüce), bu 'ça-
vuşlanmız'öan birisiydi; eski Mecidiyeköyü'nün dut
ve incirağaçlan arasındaki çay bahçelerinde, neden-
se bunu ona, asla söyletemedim; piposunun duma-
nına dalıp, sadece '-Mustafa Suphi'n/n neferiyim'
diyor, başka bir şey demiyordu ama, hissim budur;
ondan dinlediğime göre, Ovsif Visaryanoiç Stalin,
Türkleri ne sever ne de güvenirmış; rivayete göre,
Şerrf Manatof, Mustafa Suphi'yı 'Türkiye'deto
adamımız' diye kendisine takdim edince, işi şaka-
ya vurarak demiş ki. "-...eski bir zâbrt, daima mil-
Iryetçkjir, hele bu bir Türk, ya da Iranlı zâbrt ise!"
'San' Mustafa, yanlış bilmiyorsam, 'komünisf öl-
dü, ama daima, Mustafa Suphi'ye, sâdık kaldı- ki
o da, Stalin'in 2annı hilâfına subay değıldi, ama Sul-
tan Galiyefe bağlıydı.
Oysa Stalin'in Türklere düşmanlığı çok açıktır;
Rusya Komünist (bolşevik) Partisi' Merkez Komi-
tesi'nin, Millî Cumhuriyetler ve Bölgeler Sorumlu Iş-
çiteriyie 4. Konferansı'nda, sözalmış 'delegat' Sov-
yet Türklerinin, hemen hepsine verip veriştirir. Ris-
kolof, Enbayef, Firdevs 'fırçalanmaktan' kurtula-
mazlar; güya 'beğendiği' Hocanof ile Ikramof'a
gelince, onlann besbelli 'haklı' bir 'tesbit'inden, fev-
kalâde rahatsız olmuştur; çünkü, demişlerdir ki, 'sov-
yetTürkistanı ile Çarlık Türkistanı arasında hiç-
bir fark yoktur, yalnızca tabelâ değişmiştir: Tür-
kistan, çarlık zamanında ne idiyse, öyle kalmış-
tır1
; Stalin, sözde beğendiği bu 'delegatlar'a, '-Ni-
ye Basmacı' olmuyorsunuz?' diye soruyor. Ya Sul-
tan Galiyef'e yönelttiği suçlama, o 'Türk Büyükel-
çisini, Parti'nin Merkez Komrtesi'ne tercih edi-
yor"muş! (Benningsen/VVimbush. 'Sovyetler'de Millî
Komönizm', Anahtar Kitaplar, s. 187 ve sonrası.
1995.)
Oysa, 30 Nisan 1990'da aldığı bir kararda, SSCB
Yüksek Mahkemesi 7 6 yoldaşıyla birlikte kar-
şı/devrimci örgüt kurmakla suçlanarak, baş düş-
man ilan edilen Sultan Galiyef ve arkadaşlan
hakkında' şöyle demektedir: "...komisyon incele-
meler sonucu, böyte bir organizasyonun ger-
çek olmadığı ve olayın GPU (zamanın gizli servi-
si) tarafindan uydurukjuğunu tesbit ederek, Mah-
keme Heyeti Sultan Galiyefin beraatine karar ver-
miştir / SSCB Yüksek Mahkemesi Savcısı: Alek-
sfyYakolef.11
IşteStalin/Brejnef çizgisi, SSCB'ni böyle bir sos-
yal 'şizofreni' sarmalına sokmuştu; 'sovyet', 'halk
şûrası' anlamına geliyordu öyle mi, nasıl 'ayncalıklı'
bir nomenklatura yarattığını, dünya âlem biliyor;
ama meraklısı, Mihayıl Voslenskiy'in krtabını alsın
okusun; o 'ayrıcalıklılar'üan birisi, 'durumu' açıkça
anlatıyor: "La Nomenklatura/Les Prtvlegies en
URSS', Betfond, 1980).
Mihayıl Sergeyeviç Gorbaçof ise, 'Inkılâb 'ı ger-
çek rayına oturtarak, onu kurtarmaya, -deyım yerin-
de ise- yeni bir 'inkılâp' gerçekleştırmeye uğraşıyor-
du. Geçenlerde değindiğim soruna, Yıldız Sertel de
gönderdiği faks mesajı ile değerli 'tanıklığını' katmış
oldu.
Lütfen bakar mısınız?
Devlet, toplumun 'elinde' değilse...
"...Attilâ ilhan, Gorbaçof hakkındaki görüşle-
rinize katılıyorum. Hem diyalektiği, hem de Sov-
yet Tarihi'ni incelemiş; üstelik, uzun süre o ülke-
de yaşayarak, durumu içerden görmüş bir insan
olarak, bazı noktaları da belirtmek istiyorum..."
"...teorik açıdan, bir tarihi sürecin ötekinin de-
vamı olduğu, zıtlann bir arada yaşadığı elbette
ki doğru! Bu görüşünüze, şunu da eklemek ge-
rek: Marks ile Engels, üretim araçlannın sosyal-
leştirilmesi gerektiğini ileri sürdükleri vakit, bun-
lann toplumun malı olmast gerektiğini düşünmüş-
lerdi. Uretim araçlannın toplumun elinde olma-
sı için de, devtetin toplumun elinde, -en azından
kontrolünde- olması gerekir. Bu nedenle sosya-
list ekonominin, halka dayanan demokratik bir
mekanizma içersinde gerçekleşmesi gerekir
sosyalizm, 'totaliter devletçilik' anlamına gel-
mez!..."
"...Rusya'da, zaten daha burjuva demokratik
(liberal) süreç yaşanmadan, yan/feodal bir dü-
zenden 'sosyalizm'e geçiş deneyi yapıldı. Henüz
proleterya'nın idaresini kurabilecek bir işçi sını-
fı dahi oluşmamıştı. Sonunda, değişik iç ve dış
baskılaryuzünden; ve de, Stalin'in idaresinde, re-
jim, 'kanlı bir diktatörlüğe' dönüştü. Sosyalizm'le
hiçbir ilgisi olmayan bir düzen kuruldu..."
"...bugerçek, 1950'lerde, Huruşçof'un iktidar-
da olduğu sırada ortaya çıktı. Ben o sırada o ül-
kedeydim, çevremdeki bütün aydınlar (yazar,
gazeteci, araştırmacı, profesör vb.) Gorbaçof
gibi düşünüyorlardı. Yâni 'Sovyet Devrimi', ra-
yından çıkmıştı; onu 'rayına oturtmak' için yeni
bir devrim gerekiyordu. işte Gorbaçofun yap-
mak istediği de buydu. Kanımca hatası, başarı-
sız 'totaliter devietçiliği' liberalleştırmekte, faz-
la acele etmesi; 'Batı' yardımlanndan fazla me-
det ummasıydı. Bu da, geçmişte uygulanan 'dev-
let kaprtalizmi'nin halka yüklediği ağırekonomik
stkıntilann, baskının tepkisiydi..."
O akşam, bir kere daha düşündüm...
O akşam, yıldızlann avuç avuç savnjkjuğu, açık
bir kış akşamı; bilinmez kaç defa düşündüğüm gi-
bi, bir keredaha düşündüm: neden -sağcı ya da sol-
cu- Türk aydınının kafası, daima 'totaliter' olana ya-
tar da, 'demokratik' olana yan çizer? Sosyalist Sol'da,
ya 'liberal Sol Cephe' meraklısı 'a/afranga'takımı-
na bol rastlarsınız; ya da. Stalin'e takılmış kalmış,
'a/afuri<a'totaliterlik heveslılerine! Neden böyle olu-
yor? 'Meşrûti' Çarlık Rusya'sında da böyleydi,
'meşrûti' Devlet-i Aliyye'de de; 'devrim'den son-
ra, her iki ülkede de, durum pek değişmedi; her iki-
si de, kırsal yan/sömürge, feodal/ ümmet top-
lumlanydı, acaba ondan mı?
Ne denilmiştir? AhVyapı kolay değışmez! Alt/ya-
p< değişse de, üst/yapı ona uymakta gecikebilir!
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http-7/www.eda.tr/-bilgryay/yazar/ailhan.htlm