18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞUBAT 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 Özer Çiller'in şirketleriyle ilgili savcılık ve bakanlık arasında yapılması gereken yazışma gerçekleşemedi Soruşturtna pıü parasına takddı• Bilirkişinin Özer Çiller'in 94 milyarlık haksız kazancı bulunduğunu tespit etmesinin ardından Savcı Yücel lldeniz, şirketleriyle ilgili olarak Maliye Bakanhğı'ndan bilgi istenmesine karar verdi. Savcı Ildeniz'in yazısı 16 Ocak 1998 tarihinde adli yazışmaya ulaştı. Ancak, söz konusu yazı 15 gündür pul parası olmadığı için Maliye Bakanlığı'na gönderilemedi. DURDANE KIRÇUVAL ANKARA - DTP Kınkkale 11 Başkanı Sadık Avundukluoğlu'nun suç duyumsu üzerine DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in eşi Özer Uçuran Çiller hakkında başlatılan malvarlığıyla ilgili soruşturma pul parasına takıldı. Savcılıkla Maliye Bakanlığı arasında Özer Çiller'in şirketleriyle ilgili olarak yapılması gereken yazışmanın, pul parası olmadığı için 15 gündür gerçekleştirilemediği öğrenildi. DTP'li Sadık Avundukluoğlu, 30 Ekım 1997 tarihinde Özer Çiller'in 1992-1996 tarihleri arasında haksız mal edindiği ve gerçeğe aykın beyanda bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Savcı Yûcel tldeniz soruşturma başlatarak, durumu bilirkişiye havale ettı. Bilirkişi, Çiller'in haksız kazanç elde ettiğini belirleyerek harcamalann büyük bölümünün dolar bazında yapılması nedeniyle şirketleriyle ilgili tam olarak bilgi elde edilemediğini bildirdi. Bunun üzerine, DTP'li Avundukluoğlu ikinci bir dilekçe daha yazarak Özer Çiller'in şirketleriyle ilgili bilginin Maliye Bakanlığı'ndan öğrenilmesini istedi. Savcı lldeniz de 13 Ocak 1998 tarihinde, Maliye Bakanlığı'na bir yazı yazarak Çiller'in şirketleriyle ilgili bilgi verilmesini istedi. Savcı lldeniz'in yazısı 16 Ocak 1998 tarihinde adli yazışmaya ulaştı. Ancak, pul parası olmadığı için yazının bugüne kadar Maliye Bakanlığı'na gönderilemediği öğrenildi. Pul parasının bulunması durumunda, soruşturmaya kalmdığı yerden devam edilecek ve Maliye Bakanlığı'ndan gelecek bilgi doğrultusunda Savcı Yücel lldeniz, Özer Çiller hakkında 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Yasası'na muhalefetten dava açarak 2 yıldan 6 yıla kadar hapsini isteyebilecek. 19. ölüm yıldönümü Abdilpekçi kamnfîllerle anüdı İstanbul Haber Servisi - Silahlı bir saldınyla öldürülen Milliyet Gazetesi Genel Yayin Yönetmeni ve Başyazan Abdi tpekçi, ölümünün 19'uncu yılında Zinciriikuyu'daki mezan başında anıldı. Banş Partisi İstanbul ll Yönetimi de Atatürkçü Düşünce Demeği (ADD) istanbul Şubesi yöneticileriyle birlikte Ipekçi'nin katledildiği caddeye kıımızı karanfil bıraktı. Gazeteci Abdi Ipekçi'nin Zinciriikuyu'daki mezan başında düzenlenen anma törenine eşi Sibel tpekçL kızı Nükhet tzet, Devrimcı İşçi Sendikalan Konfederasyonu (DtSK) Başkanı Rtdvan Budak, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Nail Güreli, eski Istanbu! Barosu Başkanı Turgut Kazan ile tpekçi'nin dost ve meslektaşlan katıldı. Törende konuşan TGC Başkanı Nail Güreli, Abdi Ipekçi suikastı ve diğer faili meçhul cinayetlerin, devletin olanaklannı kullanan birtakım çeteler tarafından işlendiğini belirterek "Açıkça suçluyorum. Devletin olanaldanna sahip olan güçler, Abdi İpekçi'nin neden öldürüldüğünU biliyorlar" dedı. Devletin istediğı takdırde bu cinayetleri ortaya çıkarabileceğini savunan Güreli. devletin bu cinayetlerden haberi olduğunu öne sürdü. Ipekçi cinayetinin belge ve bilgilerinin mutlaka ortaya çıkanlması ve faillennin cezalandınlması gerektiğini vurgulayan Güreli şöyle devam etti: "Aksi takdirde hiçbir şekilde çeteleri yok edemezsiniz. Türkiye, bunlara boyun egemez, Türkiye bunlan hak etmiyor." Banş Partisi istanbul II Merkezi yönetici ve üyeleri ile ADD İstanbul Şube Başkanı Bîlge Bilgiç ve derneğin yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir grup, Nişantaşı Abdi tpekçi Caddesi'nin girişinde toplanarak cinayetin işlendıği noktaya kadar yürüdü. Yürüyüş sırasmda "Haber ahna hakkımız engellenemez". "Adımız farklı, soyadımız Türkiye*'," Türkiye banşı başaracak", "Banş gelecek, Susurluk bitecek", "Banş Meclis'e, çeteler hapse~ sloganlan atan protestocular, yüzlerine İpekçi'nin fotoğrafından yapılan maskeler taktı. İpekçi'nin vurulduğu noktada bir açıklama yapan Banş Partisi tl Yönetim Kurulu üyesi Yılmaz DemireL son otuz yılda onlarca gazeteci, bilim adamı, sendikacı, işçi. politikacı, işadamı, "yasalan ciddiye alan" hukuk adamı ve güvenlik görevlisinin faili meçhul cınayet ve yargısız infazlara kurban edıldiğini söyledi. Bu cinayetlerin arkasında devletin bazı gizli birimlerinin ve güvenlik görevlilerinin bulunduğunun bihndiğini belirten Demirel, "Hepsi ülkücülük perdesi altında tetikçiler, sabotajcılar yetiştirikliğinin bal gibi farkındaydılar. Ama suçian örttüler, suçlulan korudular, gençleri birbirine lardırtnlar" dedi. Demirel şunlan söyledi: "Sevgili İpekçi, ne rahat uyuyun diyoruz ne de toprağınız bol olsun. Bizim sizden dilegimi/ gözleriniz üzerimizde olsun." ADD İstanbul Şube Başkanı Bilge Bilgiç de Ipekçi gibi faili meçhul bir cinayete kurban giden ADD Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Muammer Aksoy'un, cumhuriyetin kurulmasından bu yana geçen 70 yılı aşkın sürede ülkenin geriye gittiğini gördüğünü belirterek, onun ülkeyi ileriye götürme yolundaki çabalannın, öldürülmesinde etkili olduğunu söyledi. Banş Partililer, daha sonra ellerindeki kırmızı karanfilleri, İpekçi'nin öldürüldüğü noktaya bırakarak dağıldılar. Dev Maden-Sen'den yapılan yazılı açıklamada ise Ipekçi cinayetinin Mehmet Ali Ağca ile sınırlı turulmasının tarmin edici olmadığı belirtilerek "tnanıyoruz ki Susurluk raporu, bu konuda birçok bilgi ve belgeye sahiptir. Zaman ka> betmeksizin İpekçi cinayeti tekrar araştınlmalı ve eli kanh katiller bir bir bağımsız yargı önüne çıkanlarak hesap sorulmahdır" denildi. ' ı a n n i a t n r J a n f l - ı e ı TOrkiye'nin ilkfaili meçhul cinayerlerinden birinin kurbanı olan eski TİP'li Zeki Erginbay dün Kısıklı'da- 1 c U U I l d l U p i c U I U » ! w m e ^ a n b a ş ı n d a Q D P İstanbuİ İl Örgütü'nce anıldı. Erginbay'ın arkadaşlannın ve ailesinin de kaüldığı anma töreninde konuşan ÖDP tstanbul tl Örgütü Başkanı Mehmet Atay, 21 yıl önce kaçınlarak agır işkence görmüş cesedi Şüe yolu üzerinde bulunan Ergin- bay'ın İTİ tnşaat Fakültesi son suuf öğrencisiyken öldürüldüğünü anımsattı. Atay, Erginbay için bir anma düzenlemekte geç kalındıgını belirtirken "Geçmişe sahip çıkmamız gerekiyor. Bugüne kadar halının altına attıklan suçlannı artık halı bile kapatamıyor. Şimdi bizim yapmamız gereken ise o halıyı altlanndan çek- mek" dedi. Erginbay'ın arkadaşlanndan Ilhami Aras da Erginbay ve diğer faili meçhul cinayetlerin sorumluiannı ortaya çıkarmayı boyunlannın borcu olarak gördüklerini vurguladı. Şair Sezai Sanoğbj'ıMn da şiirler okudugu anma, alkışlar eşliğinde marşlar ve okunan şürierie sona erdi (Fotoğraf: UGU R GÜNYÜZ) Gözaltına alınan kişileri etkisiz hale getirmek için 20 bin adet plastik kelepçe alındı Çevik kuyvet yeniden donabhyor ANKARA (AA) - Emniyet Genel Müdürlüğü, toplumsal olaylarda polisin cop kullanmasından doğan istenmeyen görüntülerin ortaya çıkması ve yoğun eleştiriler dolayısıyla çevik kuvvetin kullandığı aletleri daha teknolojik hale getiriyor. Çevik kuvvetin kullandığı kal- kanlara şok dalgası veren aygıt yerleş- tirilecek. Gözaltına alınan kişileri etki- siz hale getırmek için tanesi 1 dolardan 20 bin adet plastik kelepçe. yaralanma- lara yol açan tahta coplann yerine de poliüretan malzemeden yapılan esnek coplar alındı. Çevik kuvvet şubesinde çalışan polis- lerin copla müdahalelerini azaltmak için kalkanlara "airtaser" adı verilen bir ay- gıt takılacak. Toplantı ve gösterilere en- gel olmak isteyen polis gösten meydan- lannda air taserli kalkanlar kullanacak. Göstericilerin polisin oluşturduğu bari- katlara yüklenmelen durumunda bu alet devreye girerek yaydığı akım sayesinde kalabalığı etkisiz hale getirecek. Amerikalılann NASA araştırmalan sırasında tespit ettikleri ve 'T' akımı içe- ren airtaser, insan vücudundakı elektn- ği nötralize ediyor ve hareketsiz hale ge- tiriyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, ABD patentlı olan ve israil tarafından üretilen air taserlerin ithal edilmesi için görüşmelere başladı. Toplumsal olaylarda polisin cop kul- lanmasından kaynaklanan yaralanmala- n ortadan kaldırmak için poliüretan malzemeden üretilen esnek yapıya sa- hip 20 bin cop alındı. Esnek yapıya sa- hip olan ve içine cam elyaflı elekrot ko- nularak şeklinin bozulması önlenen coplar, yerli bir firma tarafından üretil- di. Başlangıçta Ankara. tstanbul ve iz- mir gibi büyük illere gönderilerek kul- lanılmaya başlandı. Yeni coplar önü- müzdeki günlerde diğer illere de gönde- nlecek. Bu arada, toplumsal olaylarda gözal- tına alınan ya da etkisiz hale getirilen ki- şilerin taşkınlıklannı engellemek ama- cıyla ABD'den 20 bin plastik kelepçe alındı. Tırtıllı kelepçeler takıldıktan sonra, ancak basit bir düzeneğe sahip olan özel bir anahtarla açılabiliyor. Emniyet yetkilileri, gözaltına alınan kişilerin saldırganl ıklanna devam etme- leri ya da "zafer işareti" yapma gibi ey- lemlerinin bu kelepçelerin takılmasıyla engelleneceğini belirterek "Gözarüna aknğımız kişileri bir otobüse doldunıp önlerineve arkalanna iki polisdUdyoruz. Bunun çok sakmcası var. Polislerimizin metal kelepçelerden çok miktarda taşı- ması hem zor hem de ekonomikdeğiL Bu açıdan plastik kelepçeler polisin işiniko- laytaşüracak" dediler. Basbakan iletti MİT, raporu incelemeye aldı ANKARA (Cumhu- riyetBürosuj-Mıllıls- tihbarat Teşkilatı (MİT), yasadışı ope- rasyonlar düzenlemek- le suçlandığı Başba- kanlık Teftiş Kurulu ra- porunu incelemeye al- dı. MtT Müsteşarlı- ğı'nca dün yapılan ya- zılı açıklamada, devlet içindeki çete örgütlen- melerinı ortaya koyan Susurluk raporunun Basbakan Mesut Yıl- maz tarafından 28 O- cak 1998 tarihinde müsteşarlığa iletildiği belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: "Başbakannk Teftiş Kurulu tarafından ha- zuianıp Basbakan'a sunulan ve 11 sa>fası hariç kamuoyuna açık- lanan Susurluk rapo- runun bir örneği, 28 O- cak 1998 günü akşamı Sayuı Basbakan tara- fından müsteşariığımı- za üıtikal ettirilmiştir. Rapor, devlet ciddheti çerçevesinde incelen- mekte olup sonuçlan devletin ilgüi organlan- na sunulacakür." Aranan kanun ka- çaklannı yasadışı bi- çimde kullanmak ve hukuksal dayanağı ol- mayan operasyonlar düzenlemekle suçla- nan MİT. bazı yanlış- lıklar ve eksik araştır- malar bulunduğu ge- rekçesiyle raporun ta- mamını Başbakan'dan istemişti. Kumarhane işlemle- ri için kurulan rüşvet ilışkilerinde Turizm Bakanlığı 'ndaki bü- rokratik bir kadronun da yer aldığına ilişkin saptamalar üzerine An- kara Cumhuriyet Baş- savcıhğı harekete geç- ti. Savcıhğın. bakanlık- taki bazı yetkililer hak- kında dava açmak için iddianame hazırladığı belirtildi. Turizm Bakanı tbra- him GürdaL Cumhuri- yet'e yaptığı açıklama- da şunlan söyledi: "Bi- ze intikaJ etniiş herhan- gi bir şey yok. İnrikal et- meden hayali konuş- mak olmaz. Ne yapüa- cağı, ne edileceği konu- sunda kamuoyunu ha- berdar edeceğim." Öğrenciler, Genel Yaym Koordinatörümüz HikmetÇetinkaya'dan bilgi aldı. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) IdiDi öğrenciler gazetemizde tstanbul Haber Servisi - Şırnak'ın ldil ilçesinde sivil toplum örgütlerinin devletle işbirliği yaparak bir kal- kındırma modeli oluşrurmak amacıyla başlattığı "Idil Projesi T 'nin bir parçası olarak. İdıl Lisesı öğrencileri dün Istanbul'a geldi. Öğrencıler. geldıkten sonra ilk olarak gazetemızi zıyaret ettiler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği (ÇYDD) Bakır- köy Şubesi tarafından lstanbul'da konuk edilecek olan ldil Lisesf ndekı 50 lise son sınıf öğrencisi ile 5 öğret- men. dün 2 hafta boyunca kalacaklan tstanbul Lisesi'ne geldiler. İstanbul Lisesi Pansiyonu'nda bir konuşma yapan Ç\TJD Bakırköy Şube Başkanı Gülsün Ozakm. ldil Lisesi \e Türkiye'deki diğer tüm liselerin İstanbul Lisesi gibi çağdaş olmasım istedıklerinı belirterek "Di- liyoruz ki, bizim yapnğımız bu ola> da, toptumumuz ve diğer sKil toplum örgütJeri için bir örnek oluşturur" de- di. ldil Lisesi MüdürVekili Nurettin Demirise. tdil Li- sesi öğrencilerinin böyle bir organizasyonu önceden ha- yal bile edemeyeceklerini ifade ederek, kendilerini ağır- İayan İstanbul Lisesi öğrencilerini de idil'de misafıret- mek istediklerini vurguladı. ldil Lisesi adına konuşan lise son sınıf öğrencisi Mu- ratSavrum da, ÇYDD üyelerinin kendileri için yaptı- ğı bu geziye "üniversite sınavında başanlı olarak" kar- şılık vereceklerini söyledi. ldil Lisesi öğrencilen, İstanbul Lisesi'ne geldikten hemen sonra gazetemizi ziyaret ettiler. Gazetemiz Ge- nel Yayfn Koordinatörü HikmetÇetinkaya'dan gazete- nin bölümleri ve nasıl çıkanldığıyla ilgili bilgi alan idilli öğrenciler, daha sonra gazetemizin servislerini gezdiler. ldil Lisesi öğrencilerine iki hafta boyunca Çağdaş Dershane'deki öğretmenler tarafından verilecek üni- versıteye hazırlık derslerinin yanı sıra, Istanbul'un ta- rihi, turistik ve kültürel yerleri de gezdirilecek. Partililerle bayramlaştı Gökdemir'den Susurluktepkisi • Adı Azerbaycan'daki darbe girişimine kanşan DYP Kayseri Milletvekili Ayvaz Gökdemir, Susurluk kazasının yıldönümünde Susurluk'ta gösteri yapanlan, 'hayâsız topluluk' diye nitelendirdi. RECEP BULUT KAYSERİ-Partisinin bayram kutlamalanna katılmak üzere Anka- ra'dan Kayseri'ye gelen DYP Kayseri Milletve- kili Ayvaz Gökdemir, Öğretmenevi'nde dü- zenlenen bayramlaşma töreni sırasında ilginç sözler söyledi. Devlet- çete ve Susurluk kaza- sıyla ilgili haber ve yo- rumlara değinen Gökde- mir, şunlan dedı: "Susurluk, Susurluk. ne varrmş Susuriuk'ta? Biz bir mücadele yaptık! Vatanın bir aziz köşesine girOmeyen günler yaşa- dık. Herkesin dizlerinin titrediği, benzinin sarar- dıgı günler yaşadık. Va- tan toprağında üs tutma endişelerini yaşadığımız günlerden geçip geliyo- ruz. Karar verdik. Bu- güne kadar yapılanlar- dan kesinlikJe farklı, ge- lecekte yapılacaklara emsal olacak karartı bir mücadele getireceğiz. tş- te, 'Ya bitecek, ya bite- cek' sesi o karann sesiy- dL Yapnk! Bu mücadde- yi, vallahi yaptık! Bütün detayinı biliyorsunuz! Bütün milletin, her şeyi bırakın bu işi halledin' dedigi günlerden bugün- leregeldiysek, eğer sana- yi tesisleri kurulan bir Şırnak'a geldiysek bu- gün eğer özel teşebbü- sfin, gerek kendi içindea, kendi hemşerilerinden, gerek dışandan hareket- lendirdigi sanay i ve tica- ri teşebbüslerie hareket- lendirdigimiz Divarba- kır'a geldiysek o müca- dele sayesinde geidik." Gökdemir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Peki Susuriuk, Susurluk di- yenler kim? Resim gibi gösteriyorum size; gör- dünüz zaten Susur- luk'un yildönümünde Susuriuk kazasında top- lanan bir hayâsız toplu- luk vaıtta. Üşenmemişler, toplanmış gelmişler! Kimdi bunlar? EUerin- de nefretimizi çeken her işaret var! Öteden beri tanıdığımız hıyanetin bütün işaretleri var elle- rinde. Peki neyok?Tû rk bayragı yok! Susurluk dediginiz şey, bu hayâsız- lan, bu .AJlahsızlan se- vindiren şe\ ise biz onun karşısındayız!" Sıyasetin kolay iş ol- madığını da öne süren Gökdemir. şunlan söy- ledi: "Siyaset kolay işdeğü- dir. Herkes tercihini ya- parken kimi sevindirdi, hangi safta kaldı ona bakmalıdır. Portresi ki- min portresivle çakışı- yor, sö> lediği söz, yaptığı evlem, kimi güçlendiri- yor, kimi sevindirij or, ki- mi mah/un edivor, ona dikkat ctmclidir. Terörle mücadele gibi AUah'ın belası bir işle uğraşacak- sın! Nerede varsa orada Allah'ın belası terör! \'a- tan, bölücü bir terör. dtn düşmanı bir terör, millet düşmanı bir terör bu! Kökü dışanda bir terör bu! Btlki arkasına dün- yanm en büyük güçleri- nialmış bir terör bu! Bu- nunla mücadele ediyor- sun, uyuştunıcuyla mü- cadele ediyorsun. Pis bir mücadeledir. bununla mücadele ediyorsun!" Gökdemir. Türkiye"de herkesin neyi konuştu- ğunu iyi bilmesi gerek- tiğini de belirterek şöy- le konuştu: "Hata yapan devlet görevlileri mi çıkmış? Vay be! İlk defa Türki- ye'de mi çıknuş? Terörie mücadele ederken terö- ristierin tuzağına düşen, uyuşturucu ile mücade- le ederken uyuştunıcu- nun tuzağuıa düşen dev- let görevlisi iik defa Tür- kiye'de mi ortaya çık- mış? Nefis, şeytan sade- ce devletin üç-beş me- murunda mı var? Her- kes nefsine, şeytana uy- duğu zaman Allah'ın nasıl bumunun üstüne yumruk çaktıgını iyi dü- şünmelidir. Şimdi bu te- rör mücadelesini bir in- tikam hareketine dönüş- türmek isteyenler var. Araştınn, devlet yedi koldan araştirmış, gü- venmiyonım demişsin, sen geîmişsin buyur scn araşür! Bir şey yok! Bir şey bulamazsın!" Gökdemir, kopanlan yaygara sonucu Ağar ve Bucak'm dokunulmaz- lıklanmn kaldırıldığını söyleyerek bu konuda da şunlan dedi: "Dokunulmazhk. do- kunulma/Jık dendi. Bu- yur dokunulmazhk da kalkn. Ağar'ın dokunul- mazlığı kalktı! Bucak'ın dokunulnıazltğı da yok! Mahkeme el atmış işe, daha neistiyorsun. Yargı- sız infaz mı istiyorsun? Durup dururken seni,se- ni rahatsız edenlerin hep- sini keyfine göre hapse mi doldurmak istivorsun? G«lckal!Geldeâl!Verir- lerse gd de al!" CHP'li Atila Sav 'Devletin suç olan birsırn olamaz' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - CHP Genel Sekreter Yardımcısı Ati- la Sav, "devlet s n n n ge- rekçesiyle Susurluk ra- porunu sansürlü açıkla- yan Basbakan Mesut Yıl- maz'ın, "kovuşturmala- nn önünü açmazsa suça katıtacağınr söyledi. Sav, "rapordan korkan- lann", onu kullanamaz hale getirmek için çürüt- meye, sağını solunu çe- kiştirmeye çalıştıklannı söyledi. Sav, dün düzenlediği basın toplantısmda, Baş- bakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kurhı Savaş ta- rafından hazırlanan Su- surluk raporunun kamu- oyundan hâlâ gizlendiği- ne dikkat çekerek, rapo- run "kısmen basına sızdı- nlmasının açıklama ol- madtğuu" söyledi. Sav. "Bir rapor orasından bu- rasından tırüklanamaz. Buna fırsat verilirse ar- tık işe yaramaz. Çünkü rapordan korkanlaronu kullanamaz hale getir- mek için çürütmeye, sa- ğını solunu çekiştirmeye başlariar" dedi. Çetelerin, "sızmak- tan" öte,birucunundev- letin içınde olduğunun, devletin ıçinden yönlen- dınldiğinin belli olduğu- nu vurgulayan Sav. "Bu çok korkutucu bir tablo. Devletyönetilirken suç iş- lenebilir diye bir yönetim ilkesi yoktur. Tıpkı suç- luyu yakalamak için suç işlenebilir diye bir kural olmadığı gibi" diye ko- nuştu. Sav, Basbakan Yıl- maz'ın, çeteleşmeyi bir an önce yargı önüne çı- karacak kovuşturmalan başlatması gerektiğinin altını çızerek. "Aksi hal- de o da suça değmeve başlar. Devlet sırn baha- ne olamaz. Devletin suç olan sım olamaz" dedı. Sav. toplumun sabnnın tükenmek üzere olduğu- nu kaydederek şöyle ko- nuştu: "Bir toplumda suç iş- lendigi halde suçlular bu- lunamıvorsa, cezalandı- nlamıyorsa, o toplumda ne hukuk devleti ne top- lum huzunı ne de özgiir- lükten söz edilebilir. Kor- kudan kurtanlamamış, anndınlamamış bir top- lumda devlet zarariı bir baskı örgütünden başka bir şey olamaz."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle