Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15ŞUBAT1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Töre sanıklam
yakalanch
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - Başkasına
kaçtığı iddiasiyla aile
meclisi karanyla Gönül
Aslan'ı boğazını eşarpla
sıkarak Fırat Nehri'ne atan
zanlılardan iiçü daha
yakalandı. Gönül Aslan'ın
babası Mahmut ile amcası
Hacı Aslan'dan sonra eski
eşi Sakıp, ağabeyleri
Abdullah ve Mahmut Aslan
da Ceyhan'da bır evde
yakalandılar. Sanıklar
soruşturma için Birecik'e
götürüldüler. Bu arada
töreler uğruna öldûrülmek
istenen ve Birecik Devlet
Hastanesi'nde tedavi edilen
genç kıza da dün Fırat Nehri
kıyısında tatbikat yaptınldı.
Kayıp asker
bıdundu
• DtYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu)-
Murat Nehn'nde akıntıya
kapılarak kaybolan Elazığ
Jandarma Alay
Komutanlığı'nda görevli
Jandarma Komando Er
Osman Karaketir'in cesedi,
Bingöl'ün Genç ilçesi
Yıkıkköprü yakınlannda
bulundu. Nehirde kaybolan
Teğmen Hacı Bayram Elma
ile Komando er Kerim
Gündüz'ûn cesetlerinin
bulunması için aramalar
sürüyor.
Olaylı basın
açıklaması
• tstanbul Haber Servisi -
Adana'da güvenlık
güçlerinin gerçekleştirdiği
operasyonda öldürülen
Mehmet Topaloğlu için
Kadıköy'de basın açıklması
yapmak isteyen gruba polis
müdahale ettı. Olayda
yaklaşık 10 kişi gözaltına
alındı.
Uyuşturucu
operasyonu
• tstanbul Haber Servisi -
Istanbul Emniyet
Müdürlüğü Narkotik Şube
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre,
uyuşturucu bulundurduklan
belirlenen Emin Alagöz,
lsmail Tanyıldız ve Turan
Atasever adlı kişiler
yakalandı. Yaklaşık 20
milyar lira değerindeki 5
kilogram eroinle ele
geçirilen kişiler gözaltına
alındı.
30 bin mertni
ele geçiPiMi
• tstanbul Haber Servisi -
Avusturya'dan Türkiye'ye
getirilerek 30 bin mermi,
piyasaya sûrülmek
üzereyken ele geçirildi.
tstanbul Emniyet
Müdürlüğü Silah,
Mühimmat ve Kaçakçıhk
Şube Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamaya göre,
olayla ilgili olarak 4 kişi
gözaltına alındı.
Tüpkmenlenm
durumu
• tstanbul Haber Servisi -
AvTasya Türk Dernekleri
Federasyonu Genel Başkanı
lsmail Cengiz, sınır dışı
edilen 4 Türkmen ile sınır
dışı edilmeyi bekleyen 42
Türkmen'in işlemlerinin
Başbakan Yardımcısı Bülent
Ecevit'in talimatıyla
durdurulduğunu belirtti.
Yazılı bir açıklama yapan
Cengiz, konuya duyarlı
bürokratlara teşekkür etti.
Uşak Cezaevi'nde
gerginük
• UŞAK (Cumhurivet)-
Uşak E Tipi Cezaevi'ne
müvekkilleriyle görüş için
giden avukatlann aranması
sorun yarattı. Uşak
Cumhuriyet Başsavcısı
Metin Adalıoğlu'nun.
avukatlann çantalannın
aranmasmı içeren karan
tepkiyle karşılandı.
Uygulamanın. savunma
mesleğine yönelik baskı
olduğunu belirten
hukukçular. Başsavcı
Adalıoğlu'nun bu
uygulamaya son vermesini
, istediler. Üşak E Tipi
Cezaevi'nde
müvekkillenyle görüşen
Izmır Barosu a\
r
ukatlanndan
Cabbar Leygara, hasta kadın
tutuklu ve hükümlülerin
doktara gitmedüderini
söyledi. Leygara. "Tutuklu
kadınlar, muayene sırasuıda
jandarmanın tüm ısrarlara
karşın doktor odasından
çıkmaması nedeniyle
hastaneye gitmiyorlar" dedi.
îçişleri, MSB'nin görüşünü almadı. MSB: Bu istek anayasaya aykın
ayrıcahk tarbşmasıALPERBALLI
ANKARA-TürkSüahh
Kuvvetleri; hükümetin,
askerliğini yapmamış olan
emniyet mensuplanna
"ayncahk" sağlayan
düzenlemeye "anayasanın eşittik
ilkesi"nc aykın olduğu, diğer
meslek dallanna kötü örnek
olacağı ve "terörle mücadelede
zafiyet yaratabfleceğin
gerekçeleriyle karşı çıkıyor.
Yasa tasansma karşı
çıkılmasının polis- asker
çekişmesinden kaynaklandığı
iddialannı reddeden TSK,
düzenleme girişiminin,
siyasılerin "oy kaygısından"
kaynaklandığı görüşünü taşıyor.
Polislerin, bir kereliğine 4 aylık
kısa süreli bir eğitimin
ardmdan askerlik görevlerini
çalıştıklan kurumda
yapmalanna olanak sağlayan
yasa tasansı, Milli Savunma
Bakanhğı (MSB) tarafından
olumsuz karşılandı.
Hükümetin, önce polisleri
askerlikten muaf tutan bir
düzenleme olarak
hazırladığı yasa tasansı, TBMM
Genel Kurulu'nda "bir
kereHğme" olarak
değiştirilmişti.
Milli Savunma Bakanlığı'ndan
üst düzey bir yetkili,
Cumhuriyet'e yaptığı
değerlendirmede, polisler için
öngörülen yasal düzenleme
çalışmasının bakanlığın görüşü
alınmadan gerçekleştirilmeye
çalışıldığını söyledi.
Sorunun nedeni
" Yasalara en çok sa> şıh olması
gereken kunım olan îçişleri
Bakanhğı ile Emniyet Genel
Müdürlüğü'nün memur
ahmlanyla ilgili şartian gözardı
ederek askerüklerini yapmamış
kişileri teşkilata alması bu
sorunun en temel nedenkttr"
görüşünü dile getiren MSB
yetkilisi. "Bu. MiDi Savıınma
Bakanhğı"nın kabahati değiklir"
dedi. Polisin özellıkle ailevi ve
sosyal yaşantısının bozulmaması
ile maddı olanaklannı
yitirmemek amacıyla askerlik
görevinin sınırlandınlmasını
istediğine işaret eden yetkililer,
bununla ilgili mağduriyetlerin
giderilmesinin Îçişleri
Bakanlığı'nın görevi olduğunu
belirttiler.
Yetkililer, polis memurlannın
askerliğe daha yatkın olduklannı
belirterek "Pöfein askerlik
mesleğiyle çeiişkisi yok. Daha
yatkınlar. lyi eğitiliyorlar. Aynca
polislerden iç güvenlik
harekânnda daha etkin
yararianılahiliyor. PnHsin
eğitiminin askerliği
gerektirmcdiği de yanhş bir
görüş. Onlann aldığı eğitinı
askerlik eğitinmle eş rutulamaz"
dediler.
Milli Savunma Bakanlığı'nın
görüşü alınmadan
gerçekleştirilmek istenen bu
düzenlemeye
Bakan tsmet Sezgin'in de karşı
olduğu. yasa tasansının ilk
görüşmesine katılmadığı, bunun
üzerine konuyla ilgili
görüşmelerin yapılamadığı
anımsatıldı. Ancak
hükümetin tasannın ikinci kez
görüşüleceği Genel Kurul
oturumunda hükümetin Adalet
Bakanı Ottan Sunguriu
tarafindan temsıl edildiği
belirtildi.
Bülent Tanla
'G.Doğu
için somut
icraatlar
yapılsın'
tstanbul Haber Servisi -
Bağımsız Istanbul Millet-
vekili Bülent Tanla, Doğu
ve Güneydoğu Anadolu'da
yaşanan olumlu gelişmele-
rin hükümetlerin değil si-
lahlı kuvvetlerin özverili
çabalan sayesinde gerçek-
leştiğıni söyledi. Tanla,
"Sükûnet ve banş ortanu-
nın gerçekten kalıcı bir nite-
hk kazanması için hüküme-
tin ortaya somut ve veterii
bir icraat koyması gereki-
yor" dedi.
Istanbul Milletvekili Bü-
lent Tanla, TBMM'de yap-
tığı gündem dışı konuşma-
da, bölgeyle ilgili izlenimle-
rini anlattı. Bölgedekı
sükûnet ve banş ortamının
kalıcı olma yolunda oldu-
ğunu belirten Tanla, "Dev-
lete karşı uyanan güven
duygusu halkımızın devlet-
ten çözüm beklenolerini her
zamankinden daha fazl»
arttırmısür. Bu yüzden hü-
kümetin ortaya somut bir ic-
raat ko>ması gerekir" dedi.
Tanla. bölgedeki koruculuk
sisteminin de hızla tasfiye
edilmesini istedi.
Hükümeti, sorunu birbü-
tünlük içinde çözümleme-
diği için eleştiren Bülent
Tanla şöyle devam etti:
"55. hükümet, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu soru-
nunda sadece « n m kalmış
yatınmlara endeksli du-
nımdadır. Hükümetin ya-
nm kalmış 365 yaönma
tahsis ettiği 40 trilyonluk
kaynak, Güneydoğu'daki
sorunlann devasa boyutlan
karşısında okyanusta bir
damla gibidir. Hükümetin i-
lan ettiği \crgi muafıyetinin
2002 yılına kadar uygulan-
ma kabUiyeti ve anlarru yok-
tur. Keza hükümetçe ipotek-
siz ve teminatsız kredi verfl-
mesi yolundaki taahhüt,
bankacüık ilke ve uygula-
malanna uygun olmayan
bir yöntem olması ve devlet
bankalannın karşı çıkması
nedeniyle işlerlik buluna-
mamaktadır."
Tanla, çözümün CHP'nin
Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu için bölgesel kalkmma
modelinden ve bu modelin
öngördüğü kurumsal dü-
zenleme ve uygulamalar-
dan geçtiğini savundu.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
Birleşmiş Milletler verilerine göre Irak'ta çocuk ölümü binde 117'ye çıktı.
Yalım Erez ile Cavit Çağlar'ın liderlik planlan Tansu Çiller'i telaşlandırdı
DYP'de Demîrel korkusu
HÜLYAKARABAĞL1
ANKARA -
Yüce Divan kıs-
kacında partısini
bir arada tutma-
ya çalışan DYP
Genel Başkanı
Tansu Çiller'i
"içten bölünme"" korkusu sardı.
DYP'de 11 'lerhareketininöncüsü
Yalım Erez ile Cavit Çağlar'ın li-
derlik yanşına gireceğine ilişkın
haberler DYP yönetimini telaşlan-
dırdı. DYP yöneticileri, Çağlar'ın
hareketinin Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel tarafından yön-
lendirildiğini iddia erriler.
Kongreleri başlatan Çiller'in
Yüce Divan sürecinde genel baş-
kanlık koltuğunu sağlamlaştır-
mak için kendisine bağlı delege
sayısını arttıracağı bildirildi.
"thtilaflı ifler" gerekçesiyle sı-
ralanan ve ilk aşamada kongre
takvimine giren merkezler arası-
na, Mehmet Ağar'ın etkili olduğu
Elazığ'ın, Çiller'e muhalifliği ile
bilinen Antalya'nın ve Erez'in is-
tifasından sonra il başkanı Lok-
man Kondakçı'nın aynldığı Sam-
sun'un alınmalan dikkat çekti.
DYP Teşkilat Başkanlığı'nın lçel
ilini listeye eklemesi de Çiller'in
uzun zamandır Turhan Güven,
Ajfer Yıunaz ve Fevri Ancı ara-
sındaki sürtüşmeye müdahalesi
olarak yorumlandı. Güven ve Yıl-
maz'ın, örgütü arkasına alan An-
cı'yı pasifıze etmek için genel
merkez yönetimine baskı yaptık-
lan belirtildi
Bazi milletvekillerince geri dö-
nüşü istenen Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Yalım Erez'in. Çiller'in Yü-
ce Divan süreci şekillenene kadar
girişimde bulunmayacağı kayde-
dildi.
Erez'in yakın çevresine, Çil-
ler'in genel başkanlıkta kalması
durumunda DYP'den adav olma-
yacağını söylediği ve "DYP'den
obnazsam başka yerden de ol-
mam. Siyasete son veririm" dedi-
ği öğrenildi.
DYP yöneticileri. Erez'in he-
def alan çıkışının, Çağlar'ın par-
tiye geri dönüş için verdiği me-
sajlarla aynı döneme rastladığına
dikkat çektiler. Çiller'e yakın
isimler, Çağlar'ın DYP ıçın Cum-
hurbaşkanı Demirel 'den onay al-
dığını, bu tavnn DYP'yi içten böl-
me politikasının bir göstergesi
• • * '•»
olabileceğini savundular.
DYP lideri Çiller, baskm bir se-
çim önerisinin ya da erken seçim
tarihinin belirlenmesi durumunda
başta ANAP olmak üzere tüm si-
yasi partilerle masaya oturmayı
planlıyor. Çiller, yetkili kurulla-
nnda geri dönüşleri tartışmaya
açacak. DYP'den aynldıktan son-
ra bağımsız kalan ya da bir bölü-
mü ANAP'ta olan milletvekilleri-
nin durumu yönetim düzeyinde
ele alınacak.
Uzun süre sessiz kalan Yalım Erez ve ekibi atağa geçti
Denizkurdu: Çiller gider, döneriz
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP'den
aynldıktan sonra uzun süre sessiz kalan Yalım
Erez ve ekibi atağa geçti. Erez'in, genel başkan
Tansu Çfller'i kastederek söylediği
"Getirmesini bilen götürmesini de bilir'"
sözlerinin ardından 11 "ler hareketinden,
Bağımsız Izmir Milletvekili Hasan Denizkurdu,
"Çiller gider, geri döneriz. bizi gönderenleri
oradan atar, yohımuza devam ederiz"
dedi. DYP lideri Çiller, son Başkanlık
Divanı toplantısında kurmaylanna "Erez
konusunda ne gerekiyorsa siz yapın" talimatı
verdı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri
Kozakçıoğiu, "Mezarhklar kendilerini
vazgeçilmez sananlaıia doludur" derken, Hasan
Ekinci de, Erez operasyonunun tüzük uyannca
yapıldığını söyledi. Ekinci, DYP'nin cazibe
merkezi olduğunu, bu nedenle
ANAP'taki DYP'liler, bağımsız
milletvekilleri ve DYP'den ayrılanlann odak
noktası haline geldigini savundu.
'Yolumuza devam ederiz'
DYP'de bulunduklan dönemde Çiller ve
lcurmaylanna karşı 11 'ler hareketini
başlatanîardan Izmir Bağımsız Milletvekili
Denizkurdu, "Ben, Tansu Çüler parüsine
dönmem. Bağımsız kalacagım. Çiller gider; o
zaman DYP'\e döncr. bizi atanlan atar ve
vt>hımuzadevam ederiz '* dedi. Denizkurdu,
Çiller'in Yüce Divan'a gönderilmesi
konusundaki oylamanın Mecüs'ten rahat
geçeceğini ve DYP'deki havanın olumlu yönde
değişeceğini söyledi.
IRMIKI AYDIN ENGÎN
Emniyet Genel Müdürlüğü,
Ankara'da bir "Çefe Zirvesi"
topladı. 16 ilin emniyet müdü-
rü, ayrıca polis örgütünün kilit
noktalarındaki uzmanlar bir
araya gelip mafya babalanna
karşı alınacak önlemleri görüş-
tü. Haber hemen her gazete-
de yer aldı. En aynntılısı Hürri-
yef'teydi. özellikle haberin
başlığı, "Oku beni, aman atla-
ma" diyecek kışkırtıcılıktaydı:
"Mafyaya karşı anladığı dilden
mücadele karan."
Kısalı uzunlu mahpusluk
günlerinde epey mafya baba-
sı ile ranza bölüşmüş, volta at-
mış gazeteci için bu başlık
epey ürkütücü. Ürkütücü,
çünkü hemen her sıkıyönetim
ilanından sonra beşer onar tu-
tuklanıp mahpusa tıkılan ve kı-
sa ya da uzun bir süre demir-
parmaklık arkasında tutulan
mafya babalarının "anladığı
dili" epey iyi biliyor.
Geçmek bilmeyen mahpus-
luk gecelerinde, çayia biıiikte
kaynatılan sohbetlerde "ba-
öa"lann neye nasıl baktıkları-
nı, kimi nasıl değerlendirdikle-
Mafyanm Dili - Devletin Dili
rini, en çok nelerden korkup
nelerden hiç çekinmediklerini
oğrenecek bol bol zamanı ol-
du.
Eğer devletin silahlı gücü
polis örgütü, mafya babalanna
"onlann anladığı dilden" yanıt
verecekse, Türkiye'de hukuk
devleti kavramı yeni bir aşa-
maya ulaştı demektir. ("Ulaş-
mak" fıilini olumlu bir kavram
ve ileriye doğru bir süreç ola-
rak kavnyorsanız, yerine "düş-
mek" fiilini koyunuz.)
Haberin devamı boşuna ev-
ham etmediğimizi kanıtlamak-
ta. Bir paragraf seçmemize
izin verin:
"...Mafya babası, adamla-
nyla bir restoran veya gazino-
ya girdiğinde peşinden polis
de girecek. Sıkı biraramadan
geçirilip ruhsatsız silahlan top-
lanacak ve nezarete atılacak,
otoritesi sarsılacak..."
Bugün kendini emekliye
ayırmışa benzeyen çok ünlü
bir mafya babası, Maltepe As-
keri Hapishanesi'nde, siyasi
tutuklulann arasında ağlamak-
Irydı. Dönemin Istanbul Ekipler
Amiri onu nezarete almış ve
çoraplannı çıkarttırmadan fa-
lakaya yatırmıştı. Nezaret, fa-
laka gibi basit işlemleri çoktan
kanıksamış öteki siyasi tutuk-
lular bu aynntıyı kavrayamadı-
lar. Oysa mafya dünyasının ra-
conunda çorapla falakaya ya-
tırılmak çok onur kırıcıdır. O
yüzden çıkar çıkmaz Ekipler
Amiri'nden çok ağır intikam
alacağına ant içti durdu. (Bir-
kaç ay sonra çıktı. Birkaç ay
daha sonra da aynı ekipler
amiri ile gazinoda kadeh to-
kuştururken fotoğrafları ya-
yımlandı.)
Yani otorite sarsımı pek bir
işe yaramıyor.
Bir de bu paragraftaki "ruh-
satsız silahlar" nitelemesi ne
olacak? Buradan "Mafya ba-
balannın ruhsatlı silahlan da
vardır" anlamını mı çıkaraca-
ğız? Yoksa silah ruhsatını ma-
halle muhtarlan mı veriyor?
Haydi bir paragraf daha:
"...Mafyanm mal ve parala-
nnın kaynağı sorulacak. Lüks
otomobillerinin ve bankada
hesaplannın kaynağını ispat-
layamazsa bunlar müsadere
edilecek..."
Biz şimdi bu sözlerden, "Bu-
güne dek mafya babalarının
mal ve paralannın kaynağı so-
rulmuyordu; lüks otomobille-
rine ve kaynağı ispatlanama-
yan banka hesaplarına el ko-
nulmuyordu "yu mu anlayaca-
ğız? Üstelik, mafya babasının
bankadaki paralannın, lüks
otomobillerinin "ispatlanmış
kaynağı" ne olabilir acaba?
Örneğin baba, "Kınk bir çay
bardağında kuruşlan biriktir-
dim. 10 bin lira olunca manav-
dan bir tane elma aldım. Pan-
tolonuma sürüp parlattım. 20
bin liraya sattım. Onunla iki el-
ma aldım. İki elmayı pantolo-
numa sürüp parlattım..." diye
sürüp giden Rockefeller
masalı "nı anlatırsa ne olacak?
Alıntılanan paragraflardan
daha da tuhafları var, ama ye-
rimiz yok. Tartışmaya çalıştığı-
mız nokta da zaten "Peki bun-
lar bugüne dek niye yapılmı-
yordu" filan değil. "Mafyayla
mücadeleyi, mafyanm anladı-
ğı dilden yapma" kararında
anlamını bulan zihniyeti sorgu-
lamaya çabaltyoruz.
Çağdaş devlet, mafya ba-
balarıyla bir dilden, işadamla-
rıyla bir başka dilden, üniver-
site öğrencileriyle ayn bir dil-
den, solcularla bir başka dil-
den, "vatan için kurşun sıkan
kahramanlarla" daha başka
bir dilden konuşmaz. Konuşa-
maz.
Devletin dili anayasada ya-
zılıdır ve tektir: Hukukl Şimdi
bu satırlan okuyup "Biz mem-
leketi şu mafya belasmdan
kurtarma çabasındayız, bu ga-
zeteci kimin değirmenine su
taşıdığını düşünmeden dök-
türüyor" diyenlere kestirme
yanıt:
Aynı dili konuşmuyoruz
efendiler! Sorun da zaten bu!..
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Kıpkızıl çizgilerle örtüşen sıcak koyu bir karanlık...
Bir Nâzım Hikmet şiiri özgürlüğün sütbeyaz ma-
viliğinde, denn gözlerini kapayan Pablo Neruda'nın
kadınlanna mı dokunuyordu?
Duman gibi yayılan ince biryağmur, hafif tüylü ba-
şaklar arasında Flora'yı getiriyordu titreyen camla-
nn arkasından...
Gözlerini yuman, karanlığa meydan okuyan sa-
nırım Attila Jozsef olmalıydı...
Nedense tüm trenler bir vadinin içinde akıp gıdı-
yor, denizler yelkenli gemilerle dolup taşıyordu...
Gece gözlerinde kanatlanıyordu, saçların rüzgâr-
larda havalanıyordu...
Islak sokaklarda çıplak ayakla yürüyen su, yaşa-
yıp giden zamanın avuntusuyla bir uyurgezer kele-
beği anımsatıyordu...
Ellerin küçücüktü, parmaklann dokunsam kınla-
caktı...
Ürkek bir yontuya benzeyen yüzün, siyah zeytin
tanelerini andıran gözlerin savaş sonrası yalnızlık-
lan, hüzünleri yansıtıyordu...
Yüreğin bir çocuğun yüreği gibiydi...
Seninle baş başa kaldığımızda hiç konuşmamış,
sevda mevsimlerini, umırtsuzluğu hiç düşünmemiş-
tik...
Bir Sevgililer Günü'nü geride bırakmış. ılık pazar
sabahında kendi düş penceremizden iyıyi, güzeli
yakalamaya çalışmıştık...
Yağmuriu bir pazar sabahını anımsıyorum...
Biliyor musun, ilk gelişindi...
Utangaçtın ve gözlerini önüne eğiyordun. Ayak bi-
leklerine baktığımı fark edince gülümsedin...
Kıpkızıl çizgiler o sıcak koyu karanhğın içinde ço-
ğalırken bir şeyler mınldanmaya başlıyorum...
Bilmem sesimi duyuyor musun?
"Gûzel, alımlı bir görüntüsün sen
Beni kıvrandıran temel açlığı gidehyorsun.
Anlar geçiyor sürekli bir sarsıntı içinde
Ama sen kalıyorsun, kımıltısız, kulaklarımda.
Yıldızlar yanıyor, düşüyor gökyüzünden,
Ama sen partayıp duruyorsun gözlerimde.
Tadın senin bir uçunjmdaki sessizlik tadı
Duruyor damağımda.
Bazan elin, tutarken bir bardak suyu
Damahardan bir ağ olarak görünüyor gözüme
Belirsiz bir sisten çıkmış gibi."
•••
Ay karanhğın içinden çıkıyordu, zamansız saat tı-
kırtılanna inat...
Issız öpüşlerde birleşiyordu her ikisinin hüzünle-
ri... Sevdalan yıldızlara yenik düşüyordu...
Bir şiir, bir şarkı, belki de bir öykü onlara eski gün-
lerden kalan yaşanmış aşkları anımsatıyordu...
Paul Valery mi dokunuyordu o kara kirpiklerine,
yoksa sevincin doruğunda bir gitarın tellerine mi gi-
derdi parmaklan, bilinmezdi!..
Gece yalnızlığa vurur, ay ise hüzne!..
Biraz Oktay Rifat, istersen biraz da Cemal Sü-
reya getir masamıza...
Vazodaki çiçekleri eksik etme!..
Sevgililer Günü'nden kalmış yıldızlan topla, eski-
miş mavileri at, yenisi yakışır sana!..
Bak köpürerek koşuyor atlanmız durgun denizle-
re doğru; bak bu uçuş güvercinlerde özgürlük se-
vincidir, unutme...
Artık kayrtsızdır mevsimler sevdalann izdüşümün-
de... ' '
Gel biraz New Orleans'ı düşün, Decatur Cadde-
si'nden Bourbon'a vur kendini...
O siyah yalnızlığı seyret, St. Philipp'te dut ağaç-
lannın, akasyalann, sarmaşıkların altında Akdenız'i
yaşa...
Blues'un taşıdığı hüznün başkaldırısında sarhoş
ol, hercai menekşelerde kaybolan aşkın ateşını ara!..
Bilir misin her şafak vaktı özgürlük sarar benim
bedenimi, her şafak vakti aydınlık bir yaşam başlar
benim evrenimde...
Ben sevdayım, ben coşkuyum, unutma!..
Aldırma ihanetin karanlığında büyüyenlere...
Gökyüzünün tohumları yeşerecek bır gün, o han-
çer yarası geçecek! Düşler, boşa harcanmış çaba-
lar, aşkın büyüsüyle bir başka evrene taşınacak!..
•••
Ay karanlığı delip geçti...
Fırtına dindi, deniz sustu...
Karanhğın yakınhğıyla kucaklaşan bir kadın ya da
erkek, insanı köreden yalnızhğın içinden kaçıp kur-
tuldu...
Sokak lambalan donuk sarı ışıklanyla bakıyordu
okoskocakente...
Pablo Neruda'dan söz etti önce...
"Gözlerim araronu, çağırıryanıma I Yüreğim ça-
ğınr, ama yoktur bu sefer I Böyle gecelerdeydi, be-
yazlaşırdı ağaçlar I Gayn ne biz eski biz ne de ge-
celer."
Yıldızlar geceyansı buluşmaları severdi...
Işte Louise Bogan'la o gece tanıştı...
Büyücek bir uzaklığın erimesini beklerken yine
ona seslendi:
"Dumanlar gensinde sen belirsen
Ben belirsem de yaksan tekmil ışıklan
Sen bir geceyansı beklediğim
Getirsen el değmemiş sevdalan."
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Dinozor'da bu hafta!
• Ferhan Şensoy okul konusundaki genel
yanhşlığı irdeledi!
• Aptülika, Nâzım Hikmet'in son dönem
şiirlerini eie aldı!
• Sunay Akın, sokak çocuklarına şiirsel bir
yaklaşım getirdi!
• Musa Gümüş, "Bir Mandacı'nm Günce-
s/"ni resimledi!
• Metin Hakyeri, "Saddam'ın Nasıl Etkisiz
Hale Getirileceği"n\ açıkladı!
• Erdal ve
Sencer,
"TayyarEfen-
di'nin sabır-
sızlıkla bekle-
diği son gü-
nü"nü anlat-
tılar.
• B. Bay-
ram, "Şakası
Bile Komik"
diyerek gül-
dürmeyi sür-
dürdü!
Körfez kri-
zi.siyasilerve
daha neler
neler!
DirfbzsR
İMKIYAJJ1M SAĞUÖA ZAIAIUBİt!