Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 ARALIK 1998 ÇARŞAF
:•• i OLAYLAR VE GORUŞLER
Istikrar Programı ve Gelir Dağılımı
Prof. Dr. NURÎ KARACAN
D
evlet bütçesinde harca-
maJargeliri aşıyorsa ara-
daki fark 'biitçe açığı',
gelirler harcamalan aşı-
yorsa aradaki fark 'büt-
çe fadası'dır. Günümüz-
de hemen hemen bütün üikelerde bütçe
açığı vardır. Türkiye de bu üikelerarasın-
dadır. Ne var ki bütçe açığının küçük ol-
ması (ömeğinyüzde2-3) ile büyük olma-
sı (ömeğin yüzde 10-15) arasında fark var-
dır. Büyük bir bütçe açığı, hükümetin
Merkez Bankası'ndan borçlanmasını (ye-
ni para basımınıj zorunlu duruma getire-
bilir, bu da enflasyona yol açabilir. Tür-
kiye'de son 10yıida bütçe açıkJannm top-
lam gelire oranı yüzde 10-15, enflasyon
oranı80-100'dür.
Büyük bir devlet bütçesi açığı, para
miktannın hızb aroşına veenflasyona yol
açıyorsa, daha küçük bir enflasyon oranı
için bütçeaçığını küçüitmekvepara mik-
tannın arûş hızuıı düşürmek gerekir. Bu
da üç yolla gerçekleştiniebilir: (1) vergi
gelırlenni arttırmak, (2) devlet harcama-
lannı azaltmak, (3) vergileri arttınrken har-
camalan azaltmak. Türkiye'de devlet har-
camalannın toplam harcamalara oranı
zaten küçüktür. 1994'te devlet harcama-
lannın toplam harcamalara oranı Türki-
ye'deyüzde24, Yunanistan'dayüzde43.
Fransa'da yüzde 47, Jtarya'da yüzde 50'dir.
Onuniçındirki Türkiye'de 1 Ocak 1998"de
yürürlüğe giren istikrar (enflasyonu dü-
şürme) programı da vergileri arttırmaya
yöneliktir.
Her istikrar programında artan \ergi-
lerinsınıflar arasında nasıldağıiacağı tar-
tışmaya yol açar. Her sjnıf, \eni vergi yii-
künü öteki sıruf üzerine yıkmaya çalışır.
Örneğin işçi sınıfi, artan oranlı gelir ver-
gisini ve sennaye vergflerini önerirken iş-
verenler eşitoranlı gelir vergisini vedoiay-
h vergfleri önerirler. Hangi vergilerin se-
çileceği iktidardaki partinin siyasal eği-
limine bağlıdır. Bu parti soldaysa vergi
yükünü işçi sendikalannın eğilımine, sağ-
daysa işveren sendikalannın eğilimine
göre şekiliendirir.
Sennaye vergiieri, devlete gelir sağla-
mak ve toplam geliri daha eşite yakın da-
ğıtmak için alınır. Tipik örnekleri vera-
set ve intikal vergisi, sermaye kazançla-
n vergisi, servet vergisidir. 1991 'de Av-
rupa Birliği 'nde de sennaye vergilerinin
toplam vergi geliri içindeki en yüksek
pay, binde 15 ile Fransa'da, en düsükpay
binde 1 ile Italya'dadır. Aynı yılda bu oran
Türkiye'de binde 9'dur. Yeni vergi yasa-
sında bu oran düşürülmektedir. Ne var ki
bu vergi, halkın büyük çoğunluğunu il-
gilendirmez. Dedem öldüğü zaman, ba-
bam onu övmek için "Çok namushı adam-
dı, arkasmda çokazborç bıraktı" demiş-
ti.
Kişisel gelir(ücret, kâr, faiz, kira) ver-
gisi her ülkede uygülanan en geniş kap-
samlı vergidir. Bu vergide ortaJama ver-
gi oranı eşit oranlı ya da artan oranlı ola-
bilir. Gelir 10 kat artarken ödenecek ver-
gi de 10 kat artıyorsa eşit oranlı, 10 ka-
tından fazla artıyorsa artan oranlı bir ge-
lir vergisi söz konusudur. Ortalama gelir
vergisi, ödenecek gelir vergisi bölü ge-
lir'dir. Artan oranlı bir gelir vergisi. yu-
muşak ya da sert oranlı olabilir. Orneğin.
gelir 10 kat artarken ödenmesi gereken
vergi 11 kat artıyorsa yumuşak, 15 kat ar-
tıyorsa sert birgelir vergisi sistemi söz ko-
nusudur. Vergi kaçakçılıgı olanağı, gelir
vergisi sistemını daha da yumuşatır. Ör-
neğin. gelir 10 kat artarken. beyan edi-
len gelir üzerinden ödenmesi gereken ge-
lir vergisi 8 kat artıyorsa azalan oranlı bir
gelir vergisi söz konusudur. Vergi kaçak-
çılıgı, ya elde edilen geliri eksik bildir-
mekle ya da masraflan şişirmekle yapı-
lır. Yeni vergi yasasında gelir vergisi, yu-
muşak artış oranlı birgelir vergisi olarak
düzenlenmiştir.
Dolaylı vergiler, mal ve hızmeUer(ma-
li hizmetler, tıbbi bakım gibi) üzerinden
aiınan vergilerdir. Bunun tipık örneği
KDVdir. Tasarrufhariç bütün mal ve hiz-
metlerden yüzde 5 oranında tüketim ver-
gisi alınsın. Yıllık geliri 3 miryar olan
yoksul birisi, gelirinin hepsini tüketsin.
Bu kişi için ortalama vergi oranı yüzde
5.0, gelirinin üçte ikisini harcamaya dö-
nüştüren daha zengin birisi için ortalama
vergi oranı yüzde 3.3'tür. Görüldüğü gı-
bi, gelir artarken ortalama vergi oranı
düşmektedir. Gerçi yoksullann çok satın
aldıklan mallara düşük oranlı bir KDV
zenginlerin satın aldıgı lüks mallara yük-
sek oranlı bir KDV uygulamak olasıdır.
Ne var ki devlet bütçesine daha fazla ge-
lir saglamak güdüsüyle daha fazla tüke-
tilen mallara yüksek \ ergi oranlan uygu-
lanmakta ve KDV azalan oranlı bir ver-
gi olabilmektedir.
Yukandaki üç paragrafta özetlediği-
miz vergiler ve bu başhklar altında yeralan
9-10 vergi, ülkedeki vergi sistemini oluş-
turur. Ayni bir vergi gibi, vergi sistemi de
azalan, eşit. artan oranlı olabilir. Bir ver-
gi, yasa koyucunun niyetine bakmaksızın,
vergiyi ödeyenden çok, diğer sınıfa yan-
sıyabilir. Türkiye'de vergi sisteminin yu-
muşak artış oranlı olduğu söylenebilir.
Yeni vergi yasamızda gerek çalışan,ge-
rekçanştirangelirierineuygulanacak ver-
gioranlan düşüriilmekte, bu dibjüşün ka-
>7tdışı ekonomiyidaraltarak toplam ver-
gi geÛrlerini en az yüzde 10 arttıracağı
öngörülmektedir. Türkiye'de kayıt dışı
ekonomi, ulusal gelirin yaklaşık yüzde
40'ına eşirtir. Kayıt dışı ekonomi iki kıs-
ma aynlabilin (1) Uyuşturucu, ftıhuş, ku-
margibi yasaya aykın faaliyetler, (2) ver-
gi oranı yüksek bulunduğu için kaçak
olarak yapılan faaliyetler. Vergi oranla-
nnın düşürülmesi, (l)'in kapsamma gi-
ren faaliyetleri etkilemez, çünkü bu ya-
salar değişmemiştir. Buna karşıhk, (2)
kapsamına gıren faaliyetler artabilir.
Vergi oranlanndald düşüş, (2) kapsa-
nundakifaaliyetleri vetoplam vergigelir-
leriıü nasıl arttınr?Öne sürülen sava gö-
re vergilerin azalması özel kesimde öyle
bir iyimserlik dalgasına yol açar ki yatı-
nmlarve ulusal gelirdeki artış, vergi oran-
lanndaki düşüşe rağmen, toplam vergi-
lerini eskisine oranla arttınr. Ne var ki bu
sonuç zorunlu bir sonuç değildir. Ger-
çekleşmesi, bazı koşullann gerçekleşme-
sini gerektirir. Bunun en tipik ömeği ABD
deneyimidir. ABD, 1980'li yıllarda iki
kez vergileri azalttı. Ne varki toplam ver-
gi gelirleri artmadığı gibi bu ülkede 1975 'te
başlayan gelir dağılırrundaki bozulma da-
ha da şiddetlendi. ABD, 1993'te gelir ver-
gisi oranlannı arttırmak zorunda kaldı. Bu
sonuç, ABD gelir vergisi sistemini kop-
ya eden bizim için de geçerli olabilir.
Üzerinde durulması gereken bir nok-
ta da, vergi yasalanndaki değişmenin za-
man içinde toplam vergi gelirlerini nasü
değjştireceğkür. Genel kural, bir verginin
zamanla yerleşmesi ve istenen sonuca
yaklaşılmasıdır. Nitekim bizde 1985'te yü-
rürlüğe giren KDV, zamanla yerleşmiştir.
Ne var ki bizimki gibi ekonomilerde eko-
nomik olmayan bazı olgular. vergi gelir-
lerini etkileyebilmektedir. Örnegin. 12
Eylül 1980'i izleyen Man 1981 'de veri-
len gelir vergisi beyannameleriyle gerçek
(enflasyonun etkisinden anndınlmış) ge-
lir vergisi yüzde 21 artmıştır. Zamanla si-
yasal iktidann niteliği anlaşılmış ve
1982'de toplam gerçek vergi gelirlerinde-
ki değişim negatifyüzde 16 olmuştur. Bir
başka deyişle, 1982'de gerçek vergi ge-
liri, 1981 'e oranla yüzde 16 daha az ol-
muştur.
Bir ekonomideki yapısal değişmeler
vergi gelirlerini de etkiler. TanmsaJ gelir-
lerin egemen olduğu ilkel topfumda, bü-
yük ölçüde, vergi gelirleri tanmsal ver-
gilerden oluşur. Tanmsal geliri vergilen-
dirmek güçtür, çünkü vergi biriminin öde-
yeceği vergi küçüktür ve tanmsal yerle-
şim dağınıktır. Ekonomi sanayileştikçe ver-
gi toplamak kolaylaşır ve vergi gelirleri
hızla artar, çünkü sanayide çalışanlann ve-
rimi ve geliri hızla artar, vergi ödeyecek-
Ierbellimerkezlerdetoplanır. Son aşama-
da hizmetler kesiminin toplam gelir için-
deki payı, tanm ve sanayi kesimlerine
oranla artar, ne var ki bu aşamada vergi
kaçırma oianağıda artar. Bir avukat. dok-
tor, garson gerçek gelirlerini çok az du-
rumda doğru olarak beyan eder.
tstikrar programjnın vürürlüğe girdi-
ği 1 Ocak 1998'den bu yana issizJerin sa-
yısıyaklaşık §00 bin kişi arttı. Tabii bu so-
nucun tek nedeni istikrar programı değil-
dir. Fakat bu rakam. gelir dagılımındaki
bozulmavi da göstermektedir. Daha eşi-
te yakın bir gelir dagıhmı için hükümet,
işsizlik tazminatı ile ilgili yasayı çabuk-
laştırmalı, belediyeler ve ilgili bakanlık-
lar, gecekondu semtlerine su, elektrik,
otobüs getirmeli, bu semtlerdekiyol, park,
okul, saglık ocağı yapımı çalışmalanna
öncelik vennelidir.
Prof. Dr. Berke Vardar...
Yrd. Doç. SÜNDÜZ Ö2TÜKK KASAK
Yıldız Teknik Üni. öğretim Üyesi
• "Stanbul Üniversitesi retim üyelıgi yapmış oian
| Edebiyat Fakültesi Prof. Dr. BerkeViutlar'ıdo-
I Fransız Dili ve Edebi- kuz yıl önce 8 Aralık
J L yatı Anabilim Dalı ile 1989'dayitirmiştik. Ölümü,
Fransız Dili Eğitimi Anabi- sevenlerinin, çalışma arka-
limDalı'ndauzunyıllaröğ- daşlannın, ö|rencilerinin,
dilbilime ve Türkçeye gö-
nül verenlerin yüreğinde
derin bir yara açtı. Geçen
yıllar bu yaranın derinleş-
mesinden başka hiçbir işe
yaramadı.
TURKIYE'NIN
CEP TELEFONU
URETICISI!
Halk.m.zm bağışlarıyla %100 Törk
sermayesiyle Kurulan, ürettiği çağdaş
elektronik cihaz ve sfstemlerle ülke
ekonomisine ve sanayisine büyük
katkılar sağlayan köklü ve güvenilir
kuruluş; Aselsan.j
4ftî22S -138CUf «S 313* •6BH»HZUr«54131 •ftdt»SMKta Sl 30 •HBM&li S. «CHS«6S7U30m«Blia«<30aS5<W»üi(Fll«)mi»«*
-
Um 51153 23 •1SW21314 83 « £ 242151 JHM (025616ia ffi U16 •ÛZJU» 10? «} 3 S7
«•(U#BKW37JS*»WnB«.«IWIl3l229«IBIW«»l*SSPiaî5n8M
i
Berke Vardar'm ögren-
cisi olma şansını yakalamış
olmam, bana yaşamım bo-
yunca sunuJmuş olan arma-
ğanlann en güzel ve en de-
ğerli olanlanndan biri. O,
çok yetenekli, çok çalışkan
birbihrnadarru veolağanüs-
tü bir hocaydı. Birlikte yap-
tığımız dilbilim derslerini
adeta bir ayine katılırmışca-
sına izlediğimi anımsıyo-
rum. Bugün Türkçede dil-
bilim üzerine yazjlaryaza-
biliyor, bildiriler sunabili-
yorsak bunu ona borçluyuz.
Onun çalışma arkadaşlany-
la birlikte oluşturmuş oldu-
ğu Dilbilim ve Dilbilgisi Te-
rimleri Sözlügü (11 dilbilim
aianındakı lerimçe gerek-
sfniBiinıjfok büyük orandB-
karşılıyor. Yine dilbüim ko-
nusunda yazmış olduğu çok
sayıdaki kitap ve makalesi
de Türkçede dilbilim söy-
leminin kurulmasını sağla-
yan ve önemli başvııru kay-
naklan. Kurucusu olduğu
Dilbilim (2)dergisi de onun
sağlığında ülkemızde bu
alandaki en etkin süreli ya-
yın olmuştur. Yurtdışından
çok ünlü dilbilimcilerin ya-
zılan buderginin sayfalann-
dan hiç eksilmemiştir. Ken-
disi de ülkemizi bu alanda
en güzel bir biçimde tem-
sil ermiş ve Turk dilbilimi
dendiğinde başta Fransa ol-
mak üzere birçok ülkede
Berke Vardar anımsanmış-
tır. DnbOimdergisininonun
ölümünden sonra yayımla-
nan ve onun anısına ada-
nan onuncu sayısında Ber-
ke Vardar'ın çalışmalan ve
yapıtlan hakkında yazılmış
birçok makalenin yanı sıra
6 Temmuz 1990'da tspan-
ya'da düzenlenen XVII.
Uluslararası Işlevsel Dilbi-
f\\m Kolokyumu'nda ken-
_jlisine adanan oturumda yi-
' ne'îbıAın fiakkuıda sunul-
muş bildirileri içeriyor. Der-
gi ilk olarak Jşlevsel Dilbi-
lim'in kurucusu Fransız dil-
bilimci Andr'elVfartinet'nin
konuşmasına yer veriyor.
Çok ünlü birdilbilimcı olan
Martinet, Berke Vardar'dan
uzun uzadıya övgüyie söz
ettikten sonra ölümünden
duyduğu büyük üzüntüyü,
onun yokluğunun Türk bi-
lim dünyasında doldurul-
ması güç bir boşluk yarat-
tığını, uluslararası düzlem-
de de Martinet'den sonra Iş-
levsel Dilbilim bayragını
devralacak kişi olduğunu
söylüyor.
Ne yazık ki genç yaşta
hain bir hastalık onu biz-
den kopanp aldı. Ölüm ha-
berini duyduğumda Paris'te
doktoramı savunmaya hazır-
lanıyordum; inanamadım.
Birkaç ay önce rahatsız ol-
duğunu duymuş ve geçmiş
olsun demek için kendisini
aramıştım. Morali çok yük-
sekti; iyi olduğunu söyle-
mişti. Hatta bana "Nereler-
desiniz? Knınsa'dan döndü-
_ğünüzü duvduk. BJzLziya-,.
rttegrimcdiibfdıyerek si-
tem etmıştı. Ben de kendi-
sine doktoramı bitirir bitir-
mez onu görmeye gidece-
ğime söz vermiştim. Ölü-
mün onu bizden bu denli
çabuk kopanp alacağını dü-
şünememiştim. Onun ar-
dından Türkdilbilimi öksüz
kaldı. Çalışmalanmda ki-
mi zaman kilitlendiğim bir
noktada "keşke Berke Bey
yaşıyor olsaydı da kendisiy-
le bu konuyu taröşabilsey-
dan" diye düşündüğümde
içim yanıyor. Daha yapa-
cağı o kadar çok şey vardı
ki! Derslerimizden birinde
soylemiş olduğu bir sözü
ben de derslerimde ögren-
cilerime aktanyorum: "Bi-
ri size bir şeyi çok iyi bildi-
ğiııisöviüvorsa ondan kork-
mayın; o, bilmenin ne de-
mek olduğunu bilmiyordur.
Ama bilmediğini söylüyor-
sa dikkat edin: çok fena bi-
Hyorolabflnf O. bilmenın ne
demek olduğunu bilen biriy-
di; gerçek bir bilim adamıy-
dı.
(1)^ Dilbilim ve Dilbilgiş/,
ZTerimleri Sozlü$ir Prof. Ör.
Berke Vardar yönetıminde,
ABC KitabeviDilbilim Dizisi,
/stanbul. 1988.
(2) Dilbilim, /stanbul Üni-
versıtesi Yabancı Diller Yük-
sekokulu Fransızca Bölümü
Dergisi (1976-1981). /stanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakül-
tesi Yabancı Diller Bölümü
Dergisi (1987den başlaya-
rak), /stanbulÜniversitesi Ya-
yınları.
Dr. COŞKUN ÖZDEMİR
V
atan değil, ama kuşkusuz
tüm parti liderleri size mın-
nettardır. Özellikle yıllar-
dır sözleri ve davranışlan
ile çok sayıda insanın tüylerini diken
diken ayağa kaldıran sosyal devlet yı-
kıcısı sanşın lideryaptığınız bu iyili-
ği asla unutmayacaktır. Kendisini Yü-
ce Divan'dan kurtarmakla kalmadı-
nız, onu yeniden iktidar adayı yaptı-
nız. Düşürdüğünüz başbakan da bü-
yük olasılıkla. bir türlü bir araya ge-
lemeyen sola karşı sağdaki dayanış-
manın yolunu açtığınız için memnun-
Juk duymuştur.
Gerçek şu ki, Türkiye'nin içinedüş-
tügü, düşürüldüğü çeteli-mafyalı acı-
nası durumda durmaksızın aldatılan
ve yıllardır sömürülen emekçi halkın
sol partilere ve sosyal demokrasiye yö-
nelik umutlannm kınlmasında önem-
li rol oynuyorsunuz. Ecevit'i çeşitli
davranışlan nedeniyle eleştiren ve
onu soldaki birieşmenin önündeki en-
gel olarak görenler sizi izleyerek onun
bu direnişinde pek de haksız olmadı-
ğı kanısına vanyorlar.
Solda özlemle. umutla beklenen
birliğin oluşturulmasında gerçek en-
gelin kimler olduğu konusunda tered-
düte düşüyorlar. Oysa partinizin taba-
nmdan ve çeşitli kademelerinden za-
man zaman olumlu işaretler, umut ve-
rici sesler. seslenişler yansıyor. Top-
lanîılarda Türkiye'nin çeşitli sorunla-
n açık açık ve derinlemesine tartışı-
lıyor. Oralarda yetenekli ve tam bir tu-
tarlıhk ve içtenlikJe Cumhuriyet ide-
allerini, onun halkçıltk, bağımsızlık ve
devrimcilik ilkelerini benimseyen in-
sanlar var. Ama siz yüksek perdeden
yansıyan sesinizle onlan bastınyor ve
gölgeliyorsunuz. Sayın başkan, par-
tinizin önünü açmak ve halka ulaşma-
sını, onunlabütünleşmesini saglamak
için özveride bulunmayı düşünmez
misiniz? Kimbilir belki Saym Ecevit
de şimdiki görevinden sonra -ki ba-
şanlardiliyoruz- sizi ömek alarak bu-
güne kadarülkesi için verdiğj hizmet-
lerin en anlamlısıru gerçekJeştirir. Bu-
nun zamanı çoktan gelmişrir ve geç-
mektedir. Böylece yurdumuzda ge-
niş ufuklu ve halkı kucaklayan bir
sosyal demokrasirürı kurulması ger-
çekleşebilir. Umutla bekliyoruz.
•
SIS.ÇANI sunar
DEMIRTAŞ CEYHUNun
Osmanlılar ve Kültür tarihimiz üzerine
büyük tartışmalar açacak yeni kjtabı
KODADI:
ULU HAKAN"
Kuçükparmakkapı Sok. Halim Iş Ham No:10 K.3 Beyoğlu-IST. Tel: (0212) 249 47 74
TÜRKİYE
GAZETECİLER
CEMİYETİ'NDEN
KİRALIKBÜRO
KATI
Cagaloğlu Ankara Caddesi
ûzerindekı BASIN SARAYl'mn
4. kau kiraya verilecekor Bina-
da her türlü konfor mevcuttur
Ilgüenenlenn 31 Aralık 1998
Perşembe aicşamına kadarteklıf
ettiklen kıra)ı kapalı zarfla Ce-
miyet Bürosu'na vennelen ge-
rekmektedir
Cemıvet Merkezı Cağaloğlu
Türkocağt Caddesi \o: I
Basın Sarayı
DİDİM SULH HUKUK MAHKEMESİSATIŞ MEMURLUĞÜ'NDAN
DosyaNo: 1998/4
Mahkemece ortaklığm satış suretiyle gidenlmesine karar verilmiş olup asağıda evsafi yazılı taşınmazlar IfK hüküm-
leri gereğince satılarak paraya çevnlecektir.
Taşınmazlann evsafi
1 - Didim ilçesı Balat köyü Bölme mevkiinde tapunun 41 parselinde kayıtlı 20250 m2 alanında düz kuzey smın Men-
deres nehrine dayanan pamuk ekımine elvenşli, tamamı 5.265.000.000 TL değerindeki taşınmaz, saat 10.00-10.15 ara-
sında, 2- Didim Balat köyü Eskiköy mevkiinde tapunun 556 parselinde kayıtlı 940 m2 alanında SfT alanı içinde inşaat
yasağı olan kuru mahsul ekimine elverişli tamamı 88.125.000 TL değerindeki taşınmaz. Saat 10. 20-10.30 arasında.
Yukanda evsafi yazılı taşınmazlann binnci açık arttırmalan 11.1.1999 günü saat 10.00-10.30 arasında Didim mah-
keme satış memuriuğu odasmda yapılacaktır. Ihaleye iştirak edeceklerin % 20 nakti teminat yatırmalan şarttır.
Satış peşin para ile yapılacaktır. Alıcıya 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. tkinci ihalesı 21.1.1999 günü ay-
nı yerde ve aynı saatte yapılacaktır. KDV'si dellaliye tapu harcı ve damga resmi alıcıya aittir. *
Ihaleye iştirak edeceklerin sartnameyi okumuş ve muhteviyatını aynen kabul etmış sayılırlar.
Şartnamesi ilan tarıhinden itibaren herkese açıktır. llan olunur. . Basın: 62822
PENCERE
Biz Türkleı* Deli miyiz?
Entel yazıyor:
"Türklerde dünya korkusu var."
Herkesin bize düşman olduğuna inanıp ker
kendimize sayrklıyormuşuz:
"Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur."
Neyapalım?..
Hep birlikte bir ruh doktoruna başvursak iyi ol
cak; yoksa biz deli miyiz?..
•
Bizim çılgınlann görüntüleri televizyonda serg
lenmedi mi?.. Herif Italyana öfkelenmiş, almış el
ne demir sopayı, Fiat markalı arabasını tuzla bt
ediyor; bir başka üşütük Italyan bayrağı üzerind
tepiniyor; çok satışlı ve çok boyalı gazeteler nas
başlıklar attılar:
"Makarnact Itatyanlar!.."
Sabıkamız var Moskofa kızıp 194O'lı yıllarda Ru
salatasının adını 'Amerikan sa/atası'na çevireı
kim?.. ASALA'yı gözetiyor diye Fransa'ya 1970*1
yıllarda bozulup Sylvie Vartan'ın plaklannı k/rdık
Aznavour'un şarkılannı yasakladık. Kıbrıs yüzün-
den Istanbul meyhanelerinde Rum şarkjlan söy-
lenmez oldu; şimdi de PKK'den yana diye Avru-
pa Biriiği'ni defterden mi sileceğiz?..
Elin gâvurlan Türkiye üzerine haçlı seferlerine ye-
niden mi başlayacaklar?..
Papa bile Apio'ya yakın değil mi?..
•
Yoksa tırlatıyor muyuz?..
Gerçek ne?..
Kapat gözünü, Izmir'in Kordonboyu'na bak, ki-
mi görüyorsun orada?..
Yunan askeri rap rap yürüyor; Izmir'de kalsa yi-
ne iyi, köy kasaba yakarak Eskişehir'e dayanıyor.
Çık Beyoğlu'na, kaldınmda kim var?..
Ingiliz işgal subayı, çizmelerini şakırdatıyor, elin-
de kamçı...
Pera burası!..
Adana'da, Antep'te ne görüyorsun?..
Fransız tegmenleri...
Muğla'da?..
Kalyan çavuşlan...
Rüya mı?.. Hayıri.. Bizden bir kuşak öncesinin
gerçekleri bunlar...
•
Filmin makarasını bir ileri birgeri sardığın zaman,
Ermeni teröristlerin dünyanın her yerinde Türk dip-
lomatlannı öldürdüklerini seyredersin, Kıbns'taki
Rumların Ada Türklerini boğazlamalannı izlersin.
Suriye'nin Apo'yu besleyip PKK'ye üs vermesi
yalan mı?.. Rusya'da Duma'nın oybirliğiyle Apo'ya
arka çıkması uydurma mı?.. Italyan hükümetinin
Roma'ya sığınan PKK liderini sahiplenmesi ger-
çek değil mi?.. Avrupa Pariamentosu'nun son ma-
rifetine ne diyeceğiz?.. Bütün bunlar yaşanmadı
da, Italyan markalı arabasını elindeki sopayla par-
çalayan üşütük hepsini kafasından mı uydurdu?..
Biz Türkler mi kafayı yedik?..
Yoksa Avrupalı 1919'daki gibi üşütüp Anado-
lu'ya dönük hayaller mi kuruyor?..
•
Adamın biri ruh hekimine gitmiş:
- Doktor, demiş, evq(j| karyolam^qjtltt^a t]ir
timsah gizleniyor. ' :
•* "NeJöm a<Jamı tedaviye bâşlamış, pir gun, üç
gün, beş gün, 5n ğün, hasta tam iyileş^cekken or-
tadan kaybolmuş. Doktor meraklanıp hastasının
kaldığı apartımana gitmiş; kapıcıya sormuş...
Kapıcı:
- Ha, diye yanıt vermiş, 5 numaralı dairedeka-
lanı mı soruyorsunuz; onu timsah yedi.
ML
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
Erol Manisalı
BIÇAK SIRTINDAKİ
DÜNYA VE TÜRKİYE
204 sayfa, 1. hamur.
199O'lı yıllarda başlayan yeni uluslararası yapılanma Türkiye'yi
etkılemekte. hem uluslararası sistem içindeki yeri bakımından
hem de bolgesel konumu açısından önemli değişiklikler
getirmektedır. Bu kıtapta yer alan yazılar daha çok, Türkiye'ye4
uluslararası sistem tarafindan dayahlan koşullan içennektedir.
BÜTÜN KİTAPÇILARDA • ?
t" C u m h ı ı r i ^ Çağ Pazartama A.Ş. Türkocağı Cad. Np:39/41
«___ kitap İoılubO (34334)Cağaloğ/u-lstanbul Tşt (212)514 01 96
KOCAELİ 2. SULtf Hlfl&JK
MAHKEMESt HÂKİMLİĞl'NDEN
DosyaNo: 1997 1217
1997/1218
Davacı Necdet Bitkin vekili tarafindan mahkememi-
ze açılan veraset davasında verilen ara karan uyannca
Osman Nuri eşi Faike Uzuner tüm aramalara rağmen
bulunamadjğından ılanen tebliğine karar verilmiş ol-
makla: Mustafa ve Muhsine kızı 1940 d.lu Kocaeli Iz-
mit Kadıköy Mah. kûtük: 490'da nüfusa kayıtlı Osman
Nuri eşi Faika Uzuner'in aşağıdaki duruşma gûnünde
mahkemeye gelerek eşinden kalan mirasta mülkiyet
hakkını mı yoksa intifa hakkını mı seçtiği hususunda
beyanda bulunması ya da kendisini bir vekille temsil et-
tumesi dunjşmaya gelmediği takdirde mülkiyet hakkı-
nı tercih etmiş sayılacağı duruşmanın atılı bulunduğu
24.12.1998 saat9.00'da mahkememizdehazırbulunma-
sı ilanen tebliğ olunur. Basın: 62400
Başka Türkiye Yok
Haydi Fidan Dikelim
ORMAN BAKANLIĞI
AĞAÇLANDERMA VE EROZYON KONTROLÜ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ