25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4ARALIK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 'Özürlüler Günü'nde özürlü çocuklar Başbakanlık'tan içeri alınmazken Yılmaz yalnızca resmi heyeti kabul etti 'Yaşamla mücadele daha zor'tSTANBUL/ANKARA(Cumhuri)«t) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. özürlülerin gereksinimlerinin karşılanma- sının bir merhamet degil toplumsal görev olduğunu belirtti. Özürlüler Gûnü nede- niyle Başbakanhk Konutu'na kadar ge- len özürlü çocuklar içeri alınmazken; res- mi heyeti kabul eden Başbakan Mesut Yü- maz, özürlülerin sorunlanna çözüm getir- meyen devletin sosyal devlet olamayaca- ğını söyledi. 'Dünya Özürlüler Günü'nde özürlüle- rin sorunlan çeşitli etkinliklerle bir kez daha anlatıldı. Etkinliklerde konuşan özürlü yurttaşlar, önemli olanın hastalık- la degil, yaşamla mücadele olduğunu vur- gulayarak "Her sağbklı insan birer özür- lü adayıdır" uyansında bulundular. Dev- let Bakanı Hasan Gemki ıle Türkiye Sa- katlar Konfederasyonu Başkanı Faruk Öztimur ve beraberindeki heyet, ilk ola- rak Anıtkabir'i, ardından da Başbakan Yılmaz ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit'ı zıyaret etti. Yılmaz: Ozel eğitime önem veriyoruz Yılmaz'ı görmek üzere otobüslerle Başbakanlık Konutu'na kadar gelen özür- lü çocuklar ise içeri alınmadı. Otobüsler- den inen çocuklar, "sadece beyetin içeri aluıacağT gerekçesiyle kapıdân döndü- ler. Yılmaz, konuttaki açıklamasında, ül- ke nüfusunun yüzde 10'unun özürlü oldu- ğuna dikkat çekerek, bu kesimin sorunla- nna çözüm getirmenin devlet politikası olması gerektiğine işaret etti. özürlüler tdaresi Başkanlığı'nın kurulduğunu ve önemli hızmetler yapıldığını kaydeden Yılmaz. ancak bunlann yeterli olmadığı- nı bildirdı. Özürlü olmanın insanların kendi tercihleri sonucunda ortaya çıkma- dığına dikkat çeken Yılmaz, özürlülerin Türkan Sabana Görme Engelüler Okulu'nda düzenlenen törene de lstanbul'daki görme, işitme, bedensel, zihinsel engelü vespastik çocuklarm eğrtim gördüğü toplam 13 okulun öğrendleri kabldL sorunlanna çözüm getirmeyen devletin sosyal devlet olamayacağını vurguladı. Yılmaz, "Özel eğitime önem veriyoruz. Daha büyük adımlara ihtiyacımız var. Hem altyapı hem de eğitki kadro açısın- dan. Isverierinde yüzde 2 olan özürlü ça- hşürma kontenjanının çağdaş ülkeler se- viyesine çekilmesi en büyük amacımız. Kurumlann bu kontenjana uymalan için gerekli gayreti gösteriyonız" dedi. Demirel, yayımladığı mesajda, özürlü- lüğün yalnızca özürlülerin bir saghk so- runu değil, sosyal boyutlan da olan ve tüm toplumu ilgilendiren bir konu oldu- ğunu kaydetti. Demirel, "Bir zamanlar özüriüler için hayan dahazor veacıbirha- le getiren, onlann toplumdan dışlanmala- nna neden olan çağdışı anlayıslar, günü- müzde arnk terk edilmiştir' 1 dedı İnsan olmanın, insanın hem kendısine hem de topluma karşı önemli bir sorum- luluk yükleyeceğini vurgulayan Demirel, özürlülerin gereksinimlerinin karşılanma- sı ve bir eksiklik duygusu yaşamadan ya- şamlannı sürdürebilmelerinin sağlanma- sının bir merhamet konusu değıl herkesin toplumsal görevi olduğuna dikkat çekti. Her insarun sahip oldugu avantajlar ve de- zavantajlar ne olursa olsun potansiyelini ve kapasitesini en iyı şekilde ortaya ko- yarak, hem kendisine hem de içinde ya- şadığı topluma yararlı olmakla sorumlu olduğunu anlatan Demirel, özürlülerin de merhamet ve yardım beklemenin ötesin- de olanaklan oranında iyi bir vaşam sür- dürmek için çaba harcaması gerektiğine işaret etti. 13 bin özürlü sıra bekliyor Özürlülerin rehabilitasyon ve bakımın- dan sorumlu olan lstanbul Sosyal Hız- metler ll Müdürlüğü de yaptığı açıklama- da, Türkiye çapında 13 bin özürlünün hiz- metlerden yararlanmak için sırada bekle- diğinı vurguladı. Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda; Ba- kırköy Belediyesi, Türkiye Kas Hastalık- lan, Omurilik Felçlileri, Zihinsel Engel- liler Eğitim dernekleri ve NENEM Vak- fı'nın katkılanyla gerçekleştirilen etkin- likte bir araya gelen özürlüler, sorunlan- na çözümler bulunmasını istediler. Önce- lik.li olarak kent içı mimari düzenlemele- rin özürlüler düşünülerek yapılması ge- rektığme dikkat çeken yurttaşlar, "Hiç bir suçumuz olmadığı halde, evlerimize hap- solmak zorunda kairyoruz" dediler. Özgürlük Meydanı'ndan, Bakırköy Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'ne taşınan etkinlikte konuşan Türkiye Kas Hastalıklan Demeği üyesi Meiike Emre (18), "1 nsanlann bizeacımasırundeğil. se- sinüzi duymasını istiyoruz" diyerek her sağlıklı insanın birer özürlü adayı olduğu- nu vurguladı. Derneğin ıkınci başkanı Ramazan Baş. da özürlülerin kendilerini anlatmaya ça- lışmalanrun acı bir durum olduğunu be- lirterek "Ozürlülerin tophun dışında ya- şamak zorunda olmalan, onlann kendi tercihleri sanılıyor" dedi. Omurilik Felç- lilen Derneği Başkanı Şafak Karameh- metoğhı ise Türkiye'de özürlülere yöne- lık mimari düzenlemelerin yapılmadığı- nı belirtti. Çeşitli müzik dinletileri ve dans göste- rilerinin sunulduğu etkinliğe Bakırköy Kaymakamı Kadri Onen, Belediye Baş- kanı Ahmet Bahadıru, tiyatro sanatçüan Üstün Asutay, Ercan Bostanooğlu ve Türk halk müziği sanatçısı Arif Şentürk de katılarak destek verdi. lstanbul Sosyal Hizmetler ll Müdürlü- ğü Müdürlüğü'nce yapılan yazılı açıkla- tnada da lstanbul'daki rehabilitasyon mer- kezlerinin ihtiyacı karşılayamadığına dik- kat çekildi. Açıklamada. "Bu yıl müdür- lüğümüze 136özüriü müracaatı olmustur. Haien kurum sayısırun yetersiz oiması ne- deniyle Türkiye çapında 13 bin özürlü bu hizmetJerden yararlanmak için sıra bek- lemektedir" denildi. Maltepe Belediyesi, etkinlikler kapsa- mında Anadolu Yakası özürlüler Basket- bol Takımı'na 12 basketbol sandalyesı da- ğıtırken Küçükçekmece Belediyesi ile Demirören Gaz Grubu da 18 özürlünün tekerlekli sandalyeye kavuşmasını sağla- dı. Zeytinburnu Belediyesi ise resmi ga- zete kanalıyla açtığı özürlü memur sına- vını kazanan 5 kişiyi işe aldı. Türkan Sa- bancı Görme Engelliler Okulu'nda dü- zenlenen törene de tstanbul'daki görme, ışıtme, bedensel, zihinsel engellı ve spas- tik çocuklann eğitim gördüğü toplam 13 okulun öğrencıleri katıldı. Özdemir: Kardesce gecinin Faşist saldınya uğrayan 6 öğrenci gözaltına alındı tstanbul Haber Servisi - lstanbul Üniversitesi'nde (IÜ) faşistlerin önceki gün gerçekleştirdiği saldında yaralanan 5 öğrenci, dün si- vil polisler tarafından gö- zaltına alındı. Faşistlerce kalbinden bıçaklanan Ya- kup Akbaş'ın sağlık duru- munun ise ciddiyetini ko- ruduğu öğrenildi. lstanbul Emniyet Müdü- rü Hasan Özdemir, son 3 gündür çatışmalann yaşan- dığı tstanbul Üniversite- si'ne gelerek rektör Kemal Alemdaroğlu ile görüştü. Özdemir, öğrencilere "kav- ga etmeyin" çağnsında bu- lundu. Son 3 gündür yaşanan gerginliğin ardından SBF'- ye gelen îstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir. Fakülte Dekanı Prof. Dr. Feryal Orhun Basık ile de 20 dakıka süren bir görüş- me yaptı. Görüşmenin ar- dmdan öğrencilerle de soh- bet eden Özdemir, bazı öğ- rencilere sanlarak "Kavga etmeyin. Banşçı ortamda birbirinizle iyi geçinin. Kar- deşçe geçinin" uyansında bulundu. Özdemir. daha sonra kampusu dolaşarak tktisat Fakültesi'nin gınşıne takvi- ye ekip gönderilmesini iste- di. Faşistler tarafindan önce- ki gün bıçaklanan Yakup Akbaş'ın, sağhk duramu- nun ciddiyetini konıduğu öğrenildi. Iktisat fkültesi öğrencileri, Akbaş'ın sağ- lık masraflannın karşılan- ması için okulda yardım kampanyası başlattı. Emniyet yetkilileri, Ak- baş'ı bıçakla yaralayan ki- şinin hehüz tespit edileme- diğini belirtti. Dün yaklaşık 50 kişilik bir grup, öğle saatlerinde ders bitiminden sonra okul- dan aynldı. Olası bir saldı- nya karşı toplu olarak dışa- n çıkan öğrencilerin çevTe- sinde güvenlik çemberi oluşturan polis, 5 kişiyi gö- zaltına aldı. Polis, gözaltına alınma gerekçelerini açık- lamadığı öğrencileri, Terör- le Mücadele Şubesi'ne gö- türdü. Daha sonra tstanbul Adliyesi'ne sevk edilen öğ- renciler, savcılık taraftndan serbest bırakıldı. Özgürjuk ve Dayanışma Partisi (ÖDP) yaptığı yazı- lı açıklamada, saldınyı ger- çekleştiren faşistlerin, ülkü ocakJan tarafından gönde- rildiklerini ve öğrenci ol- madıklan halde güvenlik çemberinden rahatlıkla ge- çebildiklerini iddia etti. İnsan Haklan Demeği (İHD) lstanbul Şube- si'nden yapılan açıklamada da, "Bazı çevreierhı karan- lık güçlerin kışkutması so- nucu farkh görüşlü öğrenci- lerin çatışması olarak yan- sıroğı bu saMıruann arka- sında; planb, polis tarafin- dan destekknen ülkücü sai- dırganlar oMuğu ortada- dır" denildi. Önceki gün tstanbul L niversitesi'nde basın açıklaması yapmak isteyen sol görüşlü öğrencilerle onlara engd olmak isteyen ülkücü grup arasmdald södfi sataşma kavgaya döndü. &çakh, sopalı, taştı kavga sonunda biri ağır olmak üzere 6 öğrenci yaralandı. Faşistlersüah, bıçak, satırla saldmyor tstanbul Haber Servisi - Türkiye'nin çeşitli üniversitelerinde her yıl belirli dönemler arasın- da sanki bir elin düğmeve basmasıyla başlayan gerginlikler, genellikle faşistlerin satırlı, sopah saldmlan ile doruğa çıkıyor. Onlarca gencin hastanelik edilmesiyle sonuçlanan olaylarda polisin de yanlı davrandığı ileri sürülüyor. tşte yaşanan olaylann bazılan: • 3 Mayıs 1987: 100. Yıl Üniversitesi Veteri- ner Fakültesi öğrencisi MefametŞirin Tetdn oruç tutmadığı gerekçesiyle öldürüldü. • 25Nisanl990:AkdenizÜniversitesi'nebağ- U Burdur Meslek ve Eğitim Yüksekokulu 2. sı- nıf öğrencisi sol görüşlü oldugu bılinen Arif Camıhnaz ülkücüler tarafından bıçakiandı. • 4 Mayıs 1993:40-50 kişilik bir grup ülkücü gece yansı Bilkent Üniversitesi'nin öğrenci yurtlannı bastı. Olay, basına ülkücülerin "12 Eylüi'den sonraki ük yurt baskuH" olarak yan- sıdı. • 5Arahkl9%:l *90TannÇatk'sı" olarak anı- lan ZaferÖzbek'in de aralannda bulundugu bir grup ülkücü tÜ Hukuk Fakültesi kantinini bas- ülar. Silahlı saldın sonucunda AydraÇavfanEr- doğan ve AH Yılmazı kurşunladılar. 9 23 Arahk 1996: Oniversiteye satır ve silahla giren öğrencilere, her şeye rağmen sahip çıkıl- ması gerektiğini söyleyen tstanbul Ülkü Ocak- lan Başkanı Ahmet Servet Akkuş görevinden alındı. • 15 Ocak 1997: lstanbul Cniversitesi tktisat Fakültesi öğrencisi L'rakTanbaş, ülkücü oldu- gu belirtılen Kürşat Dekme tarafından kalbinin altından bıçakiandı. • 25 Ocak 1997: Avcılar Erkek Öğrenci Yur- du bır grup tarafindan basıldı ve 5 öğrenci ya- ralandı. Olayla ilgili yapılan operasyonlarsonu- cu aralannda Avcılar Ülkü Ocağı Dergisi Avcı- lar Sorumlusu'nun da bulundugu 6 kişi gözal- tına ahndı. • 25 Şubat 1997: Ytne tÜ Hukuk Fakültesi'ne düzenlenen faşist saldınnm ardından çıkan olay- larda 20 öörenci yaralandı. • 14 Mart 1997: lÜ'de üç hilaüi bayraklar ta- şıyan bir grup öğrenci, saörlarla öğrencilere sal- drrdı. Hukuk ve Siyasal Bilgiler fakültelerinde gelişen olaylar sırasında 5 öğrenci ve Prof. Dr. Ulkü Azrak yaralandı. • 22 Mayıs 1997: Ülkücülerin sol görüşlü öğ- rencilerin düzenledıği foruma saldırması üzeri- ne çıkan çatışmada 3 sol görüşlü öğrenci bıçak- la yaralandı. • 27 Ma)is 1997: JÜ Fen Fakültesi'ni basan fa- şistler, 1 öğrenciyi yaraladılar. 9 30 Mayıs 1997: Hacettepe Üniversitesi An- kara Meslek Yüksekokulu'nda ülkücüler sal- dırdı. 3 öğrenci yaralandı. • 14 Kasrnı 1997: lstanbul Atatürk Öğrenci Yurdu'nda Banş Ateş adlı sol görüşlü öğrenci ülkücülerce bıçakiandı. • 19 Kasım 1997: tÜ Edebiyat FakültESİ'ne bal- talı satırlı saldın düzcak>cn ülkücüler, 2 sol gö- rüşlü öğrencinin yaralanmasma neden oldular • 7Ocak 1998: Malatya tnönü Üniversitesi'nde okuyan Cmit Ghan Tarho faşistler tarafindan bıçaklanarak öldürüldû. • 26Ocak 1998: Avcılar öğrenci Yurdu'nu ba- san ülkücüler, 5 öğrenciyi ağır yaraladı. • 22 Şubat 1998: Dil Tarih Coğrafya Fakülte- si'nde ülkücüler, 10 öğrenciyi ağır yaraladı. • 11 Mart 1998: Trakya Üniversitesi Selhnrye Öğrenci Yurdu'nda sol görüşlü öğrencilere sal- dıran faşistler, 7 öğrenciyi ağır yaraladı. • 3 Mayıs 1998: Faşistler Bolu'da Ülkü Ocağı önünden geçen Kenan Mak adh öğrenciyi öl- dürdu, MustafaErdoğan'ı yaraiadı. • 7MayK 1998: Kadıköy'de kızarkadaşıylado- laşan Remri Çalar söylediği türküj'ü "beğen- meyen" faşisüer tarafindan kıyasıya dövüldü. • 27 Mayıs 1998: lÜ'de sınavdan çıkan öğren- cilere faşistler saldırdı, 16 sol görüşlü öğrenci yaralandı. • 1 Haziran 1998: tÜ lletişım Fakültesi öğren- cisi İDcer Kapian faşistlerin bıçaklı saldınsı sonucu yaralandı. • 10 Haziran 1998: ÎÜ tktisat Fakühesi'nde sınava ginnek için koridorda bekleyen Cengiz Bolat, Abdurrahman Demiryakan ve Ata Has- cao adlı öğrenciler. ToJga Karpuz ile SüJeyman ve Muhammet adlı faşistlerin satırlı saldı'nsuıa uğradı. Saldınnm ardından tedavi için hastaneye giden öğrencilere bu kez de Nevzat Aydetnir ve Taner adlı ülkücüler saldırdı. En fazla öğrenciyi barındırma sıralamasında Ankara birinci, îstanbul ikinci, îzmir üçüncü sırada yer alıyor Yurt-Rur: Açıkta öğrenci kabnadıtstanbul Haber Servisi- Yüksek Öğre- nim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na (Yurt- Kur) bağlı yurtlarda en fazla öğrenciyi banndırma sıralamasmda Ankara birinci, tstanbul ikinci, Îzmir ise üçüncü sırada yer alıyor. Bu yıl, Yurt-Kur'a bağlı yurt- larda kalan öğrenci sayısı toplam 159 bin 887'ye ulaştı. Türkiye'de Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu'na bağlı 70 il, 33 ilçede 162 yurt yer alıyor. Kurumun verdiği ra- kamlara göre Türkiye'nin yurt kapasitesi 1960 yılından bugüne dek 9 kat arttı. Yurt- Kır Bölge Müdürlüğü yetkilileri, îstan- bü 'da baş\ııruda bulunan ve yedekte bek- leyen yaklaşık 5 bin öğrencinin de yurt- la*a yerleştirildiğini bildirdi. Yetkililer, şu arda yedek listede bekleyen öğrenci ol- rmmakla birlikte, boş yatak oldugu süre- c« kayıtlann mayıs ayma kadar devam eoeceğini belirtti. Yüksek Öğrenim Kre- dı ve Yurtlar Kurumu'na ait bazı rakam- 'Yurtlarda düzelme de yok güvenlik de' tstanbul Haber Servisi - Öğrenci Aileleri ve Yakmlan Derneği Başkanı Mustafa Atalay, yoırtlardan özellikle "gövenHkle'' ilgili şikâyetler aldıklannı belirtti. Atatay, özel yurtlarda ise yoğun tarikat propagandasırun yapıldığını söyledi. Atalay, yurtlarda güvenlik önlemlerinin yeterli olmadığını vurgulayarak, geçen yıllara göre bir düzelme olmadığını savundu. Atalay şunlan söyledi: "Yurtiarla ilgili gelen şikâyetkr genelde güvenHkie ilgffi ohıyor. Önceki yıllarda AJrunizade Yurdu De Avcılar Yurdu'na yapılan saldınlarda birçok öğrenci yaralanmıstı. Bu yurtlarda kalmak istemeyen öğrencûerden ekonomik durumu iyi oianlar özel yurtlara geçiyorlar. Özel yurtlar da tarikatcı fiknierm >"aygm oHıiğu yerkr. Öğrencfler bu tarikatçılani] eHerine btrakıüyor." Yurtlara kayıtla ilgili şikâyetlerin de yoğun olduğunu ifade eden Atalay, yurtlarda yer bulamayan kız ve erkek öğrencilerin büyük sorunlar yaşadığını belirtti. Ekonomik durumu iyi olan öğrencilerin ev tuttuğunu, iyi olmayanlann ise bu tarikat yurtlannda kalmaya mecbur bırakîldıgını kaydeden Atalay, "Ayük masrafj 60 tnilyona varan bu özel yurtlarda kalamayan öğreacüerden bazüan okumaktan vazgecip evterfaıe dönüyor. Anadohı'dan gelen bu orta halli aile çocuklan pahabhktan dolayı okuyamr>»riar" şekünde konuştu. lar şöyle: "Yurt-Kur'a bağlı yurtlaruı 4O'ı kız, 35'i erkek ve87'side karma yurt Bu yurt- larda 77 bin 977 kız, 81 bin 910 erkek top- lam 159 bin 887 öğrenci kalıyor. 1997-98 öğrethn yıbnda başvuran 98 bin 336 öğ- rencinin tamamı yurtlara yerleştirildi. Türk Cumhuriyetieri vediğer toplulukla- nndan eğitim ve öğrerim görmek için ge- len 1015 kız, 5 bin 964 erkek olmak üzere toplam 6 bin 979 öğrenci yurHardan ya- rarlanrjor." Bölgelerde yurt kapasiteleri Mayıs 1998 tarihi itibanyla şöyle: "Adana: 10 bin 704; Ankara: 18 bin 378; Antarya: 6 bin 310; Bolu: 3 bin 958; Bursa: 9 bin 300; Denizii: 4 bin 604; Diyarbakır: 2 bin 999; Edirne: 5 bin 128; Erzurum: 11 bin 401; Eskişehir: 10 bin 238; Gaziantep: 4 bin 72; tstanbul: 15 bin 720; tzmin 14 bin 280; Kayseri: 9 bin 192; Konya: 6 bin 904; Ma- latya: 5 bin 703; Samsun: 7 bin 846; Trab- zon: 8 bin 666; Van: 3 bin 802; Zongul- dak:1214." Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Ku- rumu'nun 1998-99 eğitim döneminde öğ- rencilerden aldığı yatak ücreti aylık 960 bin TL. Farklı ücret uygulanan özel nite- likli (otel tipi) yurtlarda ise aylık yatak ücretleri 1 milyon 500 bin TL ile 3 mil- yon arasında değişiyor. Bir öğrencinin Yurt- Kur'a-maliyeti ise 1998 ydı için 14 milyon TL'nin üzerinde. Yurt-Kur 1998 faaliyet raporunda çalışmalann öğrenci- ler için yeterli olmadığı ve ihtiyaçlar doğ- nıltusunda sürekli kendilerini yenileme- ye çalıştıklan belirtildi. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Ya Ecevirin 90. Dakikası?.. Bu bir futbol yazısı olmasa da önceki gece tele- vizyonlannın başındaki milyonlarca insanımızın or- tak heyecanını ve duygulannı anımsatmak gereki- yor. Onlardan hangileri Galatasaraylı, hangileri Fener- bahçe, Trabzonspor, Beşiktaş ya da Gençlerbirtiği yanlısıydılar? Kimler Erzurumspor'a, Altay'a, Ça- nakkale Dardanel'e gönül verdikleri halde Galata- saray'ın Juventus ile yaptığı karşılaşmada kendile- rini birer Fatih Terim'lermiş gibi stres içinde hisse- diyorlardı? Ve hiç futboldan anlamadıklan, kulüp tutmadık- lan halde gecenin ileriemiş bir saatinde, tırnaklan avuç içlerini neredeyse kanatacakken Suat'ın attı- ğı golle rahatlayan milyonlar kimlerdi? Bizim insanımız, uluslararası bir futbol karşılaş- masını izlerken, özellikle o karşılaşma seyircilerini bazı ortak frekanslarda buluşturuyorsa başannın ya da yenilginin paylaşılmasında da birbirine omuz vermeye yöneliyor. İyi de, aynı yönelim ülkenin çetin sınav dönem- lerinde, mesela bir hükümet bunalımını hızlı ve en iyi biçimde çözme olayında niçin gündeme gelmi- yor? 2 Arahk tarihi, sadece San-Kırmızılı takımın Ju- ventus karşısında, çoğunluğumuzu birieştiren bir sevinç gecesi olmaktan başka bir özelliğe daha ta- nıklık etmeyecek mi? Cumhurbaşkanı'nın 56. hükümetin kunjlması için parlamentomuzun en deneyimli üyesini görevlen- dirdiğini düşünerek bu sorunun yanrtını aramalıyız. O gece yabancı haber ajanslan, elbette günde- min özelliği nedeniyle Juventus takımının Galata- saray'la yaptığı karşılaşmayı dünyanın dört birya- ntndaki abonelerine aktanrken bir başka "Ankara" çıkışlı haberie de Bülent Ecevit'in yeni hükümeti kurmakla görevlendırıldiğinı bildiriyorlar. Olayın önemli yanı, "AP" gibi, "Reuters" gibi uluslararası ajanslann bu tür bültenlennde alışılmadık bir yön- teme başvurarak haberierine kendi yorumlannı da katmalan oluyor. Bu yorumlar, Bülent Ecevit'in arkasında bıraktığı politik çizgınin, uluslararası haber ajanslannca na- sıl övgü ile değeriendirildiğinın küçük ama somut belgeteri sayılmalı. Ama aynı tür yorumu, ülkeyi 18 Nisan seçimlerine götürürken aynı zamanda dev gi- bi iç ve dış sorunlaria uğraşması için, son günlerin moda deyimi ile, "taşın altına ellerini sokması" is- tenilen yeni başbakan adayının kapılannı bir bir ça- lacağı partilerimizin yetkilileri de paylaşacaklar mı? Bir hükümet sorununu, bunalıma dönüşmeden çözmek görevini omuzlayan DSP Genel Başka- nı'nın tek destekçisi şimdilik sadece Anavatan Par- tisi olmaktadır. Mesut Yılmaz ve partisi, bir "ANAYOL-SOL" ko- alisyonu oluştunmak için yola çıkan Ecevit'e des- tek olurken bu olası ortaklığın öbür kanadı Doğru Yol'da Tansu Çiller'in hırçın direncini bilen Ecevit, dün partisinin grup toplantısında, "kolay kolay yıl- gınlığa kapılmayan" birisi olduğunu hatıriatıyordu. Bülent Bey bir yandan "Ya ben ya ben" derken öte yandan 18 Nisan sonrası dönemde Fazilet Par- tisi ile işbirliği olasılıklannı da göz ardı etmeyen Tan- su Çiller'in arkasındaki DYP kamuoyunun direnci- ni ölçüyor olmalıydı. Çiller'in bu direncinin, 56. hükümeti kurma göre- vini üstlenen başbakan adayı Ecevit'i yeni arayış- lara yönerrtiği saklanmamalıdır. Hükümetin kurulma sorununu dün gündemine alan DSP grubu da, Parti Meclisi de genel başkan- lanna pariamentodaki bütün partilerin kapısını tek tek çalarak "taş"\n altına birlikte el atma çağnsın- da bulunma yolunu gösterdiler. öyle anlaşılıyor ki DSP yönetıcileri, Deniz Bay- kal'ın bir zamanlar Ecevit'e, "Solu iktidar yapmak için paıiamentoda 126 milletvekili olarak hareket edelim" deyişini akıldan çıkarmamış olmalılar. Şimdi belki de bu politik vaadin yerine getirilebil- mesi için Baykal'ın önüne bir de fırsat çıktığını dü- şünerek DSP Genel Başkanı'nın, CHP grubunun da kaptsını çalarak, "Arkadaşlar gelin, 56. hükümet için irticaya, bölücülüğe ve mafya çetelehne karşı bana omuz verin. Hükümetime güven gösterin. Güçbiriiğiyapalım" çağnsı yapmasını istediler. Ecevit, kendi partisinden gelen bu öneriye "Ha- yır" demiyor. Bakalım yanndan sonra toplanacak olan CHP Parti Meclisi'nin tutumu ne olacak? Bu- nalım mı, çıkış yolu aramak mı ağır basacak? 8 Arahk 1995te kuruldu KESK, üçüncü yaşım kutluyor tstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sen- dikalan Konfederasyonu (KESK), kuruluşunun 3. yıldönümünü tüm illerde düzenlenecek şenlik, ye- mek ve toplantılarla kut- luyor. 8 Aralık 1995'te kurulan KESK, 3 yıllık sendikal yaşamma grevli ve toplusözleşmeli sendi- ka hakkı için on binlerce kamu çalışanın katıldığı miting ve iş bırakma ey- lemleri başta olmak üze- re yoğun bir mücadele takvimi sığdırdı. KESK'ten dün yapılan yazılı açıklamada, lstan- bul'daki kutlamanın bu- gün La Bella Düğün Sa- lonu'nda verilecek ye- mekle kutlanacağı belir- tildi. Genel Başkan Siya- mi Erdem'in ev sahipli- ğini yapacağı yemeğe, si- vil toplum örgütü temsil- cilerinin yanı sıra çok sa- yıda yazar, sanatçı ve po- lirikacının da katılacağı bildirildi. KESK'in kuru- luş yıldönümü; Manisa, Kocaeli, Rize, Balıkesir ve Sakarya'da yemekli toplarilarla; Mersin, Jz- mir, Eskişehir, Kırlareli illerinde şenliklerle; diğer illerde de benzer etkinlik- lerle kutlanacağı bildiril- di. Ülkedeki toplumsal muhalefetin en dinamik güçlerinden birinin KESK oldugu belirtılen açıklamada, KESK'in te- melinin 9 yıl öncesine da- yandığı kaydedilerek ka- mu emekçilerinin hak et- tiği yeri eninde sonunda alacagı ifade edildi. Avrupa Sendikalar Konfederasyonu üyesi ve 21 sendikanın oluşturdu- ğu KESK, 500 bin kamu çalışanmı temsil ediyor. Bugüne dek toplumda s- es getiren çeşitli eylemler gerçekleştiren KESK, 20 Arahk 1995 'de yüzde 20'lik; 18 Nisan 1996'da da yüzde 25'lik zam artı- şmı protesto etmek ama- cıyla iş bırakma eylemle- ri gerçekleştirdi. KESK üyeleri 12-13 Aralık 1998'de tüm illerde dü- zenleyecekleri mitingler- le ortalama 80 milyon li- ra olan memur maaşkn- na öngörülen yuzde 25'lik zammı protesto edecekler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle