25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya>ın Yönetmenı: Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatonr Hikmet Çetinka\a 0 Yazıışlen Müdürü. tbrahim YıJdız • Sorumlu Müdur Fikret tlkiz C Haber Merkezı Müduni Hakan Kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Istıhbarat. Cengiz V ıJdırım • Ekonomı: ÖzJem Yûzak 0 Kültür Handan Şenköken # Spor: Abdülkadir Yücelman • Makaleler Sami Karaören • Dûzeltme: Abdullah Yazıcı • FotoSraf Krdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerr Mehmet Faraç Yayın Kurulu tlhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç. Oktay Kurtbdke. Mikmet Çeönkaya, Şiikran Soner, Ergun Balcı, îbrahim Yıldjz, Orhan Bursak, Mustafa Balba>, Hakan Kara. Ankara Temsıicısı: Mustafa Balbay Atatürk Buhan No: 125, Kat:4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks.4195O270IzmırTemsücısrSerdarKızık, H.ZiyaBK. 1352S 2'3Tel.4411220. Faks-4419117 0AdanaTemsücısı:ÇetinYiğenoğlu, inönüCd 119 S Noi Karl, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Muessese Müduni. Cstün Akmen A Koordmatör AhmetKoruJsan # Muha- sebe Büknl Yener • Idare HüseyİD Gürer • Ule&TK Önder Çeflk • Bıİgı- tjlem Nail lnal 9 Bılgısayar Sıslem Müruvrt ÇHer»Saaş FtnktKua MEDYA C: • Yonetım Kuru] Başkanı - Genel Müdur Gülbi Erduran # Koordmatör Reh Işrtnuuı 0 Genel MüdürYartiııncıs SevdaÇoban Tel 514 07 53 5l3958O-513846ft«l,Faks 513846 Va>ımiayan »e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş TuricocajıCad 39 41 Cağaloglu 34334 tst PK 246 Isıanbui Tel (0 212) 512 05 05 (20 hat) Faks (0 2121513 85 95 4ARALIK1998 Imsak: 5.32 Güneş: 7.05 Öğle: 12.01 tkindi: 14.22 Akşam: 16.43 Yatsı: 18.11 www.cumhuriyet.com.t Erkekler griye büpünecek • Haber Merkezi - Burberrys bu yıl Sonbahar- kış erkek koleksiyonunda geleneksel Ingiliz tavnnı koruyan, aynı zamanda kozmopolit kent yaşamında da rahatça giyilebilecek giysilere yer veriyor. Burberrys erkeği yeni sezonda grinın tonları başta olmak üzere gümüş siyah, mavi. mısır çıçeği, bordo siyah, kırmızı. yeşil, kahve ve bejın tonlarını tercih edecek. Asya'mn en uzun insanı • PEKİN (AA) - Asya'da yaşayan en uzun kişinin, halkı genellikle kısa ve ufak tefek yapılanyla bılınen Çin'de bulunduğu belırtıldi. ÇirTin Shanxı Ejaletı'nde yaşayan 29 yaşındaki Zhang Juncaı, 2 metre 37 santim boyu ile Guinness Rekorlar kitabına girdi. Asya'nın en uzun boylu insanı olarak gösterilen Juncai'nin aile fertlerinin ise normal uzunlukta oldukları belırtıldi. Tiryakilere sara ilacı • NE\VYORK(AA)- Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, sara tedavisinde kullanılan bir ılacın tiryakılenn sigarayı bırakmalanna yardımcı olabileceğini ortaya koydu. Bu konudaki araştırmayı yürüten ekibin başı Brcx)khaven Ulusal Laboratuvan uzmanlanndan Stephen Devvey, "kısa adı GVGolan \esara teda\ isinde kullanılan kımyasal maddenin, nikotin bağımlılığınm nedenlerini tamamen ortadan kaldırdıf ınf' ifade etti. Dewey, ilacı Amenkalı sigara tıryakıleri üzennde denemeye izın almak için Gıda \e llaç ldaresi'ne başvuracağını belirtti. Otobüs kazaları • ANKARA (AA) - Emniyet Genel Müdürlüğü, 1998'in 10 aylık dönetninde şehirlerarası yolcu taşımacilığı yapan otobüs sürücülerinin hatalan sonucunda meydana gelen trafik kazalannda 230 kişinin öldüğünü, 1086 kişinin de yaralandığını bildırdi. Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı'nın araştırmasına göre, en çok otobüs kazası saat 21.00- 24.00 arasında gerçekleşiyor. Sürücülerin yüzde 43'ünün uykusuzluk, yüzde 32'sinin aşın hız nedenıyle kaza yaptıklan belirlendı. Uludağ'a ilgi azaldı, Palandöken ve Kartalkaya gibi merkezler çekici duruma geldi Türldye'de kayak varlıklı sporu Kayak merkezlerinde heyecan Kışsporları çeşidendi Çeviri Servisi - Kayak endüstrisi ve kış sporlan tatil merkezleri heyecan verici bir ha- reketlilik yaşıyor. Kış sporlanna karşı duyu- lan ilginin yeniden canlanmasmda Carving ve Snowboard gibi heyecan vencı yeni kayak di- siplinleri büyük rol oynuyor. Avrupa'nm küçük büyük tüm kayak mer- kezlerinde son yılJarda yaşanan ekonomik sı- kıntılar, 1998/99 sezonunda sona ermiş görü- nüyor. St Moritz(lsviçre), Aspen (TJSA) ve Co- urchevel (Fransa) gibi dünyanın en ünlü ka- yak merkezleri sahipleri, 80'li yıllardan bu yana böylesi bir taleple karşı karşıya kalma- dıklannı söylüyorlar. Kayağın bu yoğunlukta gündeme gelmesi- nın en önemli nedenlerinden biri olarak gö- rülen Carving disiplıni, kayak yapmayı ol- dukça kolaylaştınyor. Klasik kayaklarla üç hafta süren acemilik dönemi, farklı bir yapı- sı olan Carving'lerle üç güne kadar düşebili- yor. Kayarken kontrol ediimesi oldukça ko- lay olan Carving'ler. istenirse klasik biçimde de kullanılabiliyor Kayağı tekrar gündeme getiren türler ara- sında SnoHboard. Skating. Sn<mbiking, Fre- eriding, Snowflash \e Ski-Jumping gibi di- siplinlerde bulunuyor. Kış sporlannın böyle- si çeşitlenmesi, insanlara farklı seçenelder su- narak onlan kendine çekerken. kayak endüst- risinin de gelişmesine neden oluyor. Kayak mer- kezleri yeni disiplinler için, pistler üzerinde gereken değişiklik çalışmalannı hızla sürdü- rüyorlar. Yeni disiplinleri öğreten kalabalık ekipler sürekli hazırbulundurulurken, olduk- ça pahalı olan kayak donanımlan, kayak mer- kezlerinde kiralanabiliyor. • Bulgaristan ve Slovenya'daki kayak *t Yurtdışındaki kayak merkezlerinde merkezlerinde konaklamanın daha pistlerin olimpik standartlarda ucuza mal olduğuna dikkat çekiliyor. olması kaymayı keyifli hale getiriyor. NtLÜFERŞENSÖZ Soğuğu keyfe dönüştüren kayak merkezleri, yılbaşı ve yanyıl tatiline hazırlanıyor. Dağlan büyük potansiyele sahip olan ancak uluslara- rası standartlan bu konuda yakalayamayan Türkıye'de, "BcyazBodnım" Uludağ'ın eski popülerliği kalmazken " kayak yapmak" isteyenler, Palandöken ve Kartalkaya gibi merkezlere yöneliyor. Uluslararası pıstlere sa- hip Bulgaristan ve Sloven- ya'daki kayak merkezlerin- de konaklamanın daha ucu- za mal olduğu dikkat çekiyor. Henüz yılbaşı fiyatlan açıklanmayan Palandö- ken Dedeman Otel'in geceliği 46 mil- yonken Bulgaristan'ın olimpik pistleri- nin bulunduğu Boravets bölgesinde 5 gece kalmak 85 milyon liraya mal olu- yor. Kartalkaya'da 5 gecelik kayak key- fı 247 milyon liraya ulaşırken Sloven- ya1da 7 gece konaklamak ise 152 milyon lira. ETS Satış Sorumlusu Özay Güçkan. bu sezon Bulgaristan ve Slovenya'daki olimpik kayak merkezlerinın ragbet gör- düğünü söyleyerek. "Kayakseverler Tür- kiye'deki merkezleri taşjna kadar ezber- ledi. Yenilik istedikJeri için fiyadann ca- zlp oMuğu bu böigekri deniyorlar" di- yor. Kartalkaya Kârtal Otel'in sahibi Maz- har Murtazaoglu. insanlann Uludağ'a ka- yak kaymaktan zıyade eğlenmeye gitti- ğini belırterek, "Beyaz Bodrum haline geldi. Kartalkaya "va gelenlerin yüzde 95'i kayak yapmaya getiyor" açıkİama- sını yapıyor. Türkiye'de olimpik stan- Ülkemizde yaklaşık3 milyon kişinin kayak yapöğı belirtiliyor. dartlarda kayak merkezleri olmadığını belirten Murtazaoğla "Ükelşaruardaya- pıhyor ama keyifli'" dıyerek şöyle konu- şuyor: "Fransa'da, Avusturya'da kaldı- ğmızda otelin önünden kayak yapma in> kânınız yok. Siri otobüslerle pisttere ta- şıyorlar. Türkiye'de ise otelden çıkar çık- maz kay^biliyorsunuz." Uludağ Beceren Otel'in sahibi Ha- luk Beceren. Uludağ'daotellerin standart- lannı yükseltmeye gittiğinı belirterek. "Son 10 vılda kayak yapanlann sa>ısı hızla artO. Türkne'df yaldaşık 3 tnifyon kişi kayak yapıyor" diyor. Palandöken Dedeman Otel'inden Ah- met Muttu da, pistlerin uzunluğu ve uy- gunluğu nedeniyle Palandöken'in ter- cih edildiğini belirterek. "Çarpık otel- lcşme\e fırsat \vrilmivor. Toplam 30 btn metre pist bulunuyor" açıklamasını ya- pıyor. Mutlu, 4-5 yıl içinde bölgenin dünya- nın sayılı kayak merkezlerinden biri ola- cağını ileri sürerek Palandöken'in ulus- lararası standartlan yakalayacağını ifa- de ediyor. Setur Satış So- rumlusu Seza Benerdidi, yurtdışındaki kayak merkez- lerinde otellerden direkt ola- rak kayağa çıkma olanağı olmasa da pistlerin olimpik standartlarda olmasının kay- mayı keyifli hale getirdiği- ni belirtiyor. Bakanlar Kurulu tarafin- dan Turizmi Teşvik Kanu- nu uyannca ilan edilen 13 kış sporlan merkezinden önce- likli olarak Erzurum Palan- döken, Sankamış (Kars), Er- ciyes (Kayseri), Kartalkaya (Bolu), Uludağ II. Gelişim Bölgesi (Bursa), Davraz Da- ğı (Isparta), Hasandağı (Aksaray), Zi- gana (Gümüşhane), Kopdağı (Bayburt) ve Kartepe (Kocaeli) bölgelerinin ge- liştirilmesi sürdürülüyor. Konaklama maliyetieri lludağ Grand Yazıcı: (Hafta sonu) 45 milyon lira (•) Beceren Otel: (Hafta sonu) 33 mil- yon lira (*) Kartalkaya: Kartal Otel: (5 gece) 247 milyon lira Palaodöken: Dedeman Oteli: (Gecelik) 150 dolar(46 milyon lira) (*) Bulgaristan (Boravets): Samakov Oteli (4 gece) 279 dolar (85 milyon lira) Slovenva: KompasOteli:(7gece)499dolar(152 ' milyon lira) Avusturya (Kıtzbuhel): HahnenhofOteli: (7 gece) 845 dolar(2î7 milyon lira) (*)Yılbaşı fiyatlan henüzaçıklanmadı. YARGITAY'IN KABARIYLA BORÇLANMA YOLU AÇILPI Sanatçılara emeklilik müjdesi ANKARA (Cmnhuriyet Bürosu) - Yargıtay, emekli olacak sanatçılara müjdeli bir karar aldı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu. sanatçılann bir hizmet akdine bağlı oknaksızın çalışmalannı sürdürmeleri durumunda da borçlan- ma yoluyla emekli olabileceğine karar verdi. Genel kurul, tersı görüşü savu- nan yerel mahkemenin direnme kara- nnı da kaldırdı. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, serbest olarak çalışmalannı sürdüren Cengiz Gökmen. Reccp Karadeniz ve Hikmet Kurumlar adlı sanatçılann borçlanma yoluyla emeklilik hakkın- dan yararlanma istemle- rinı reddeden Kayseri ve Ankara 8. Iş mahkemele- ri kararuıı temyiz etmişti. Sanatçılann temyiz istem- lerini inceleyen daire, ya- sanın emeklilik için hizmet akdi koşulunu öngörmedı- ğine dikkat çekmişti. Sanatçılar, Kaysen ve Ankara 8. Iş mahkemele- rinin kararlannda diren- mesı üzerine tekrar tem>ı- ze başvurdular. Sanatçıla- nn temyiz istemlerini in- celeyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21. Hukuk Dairesi'nın kararlannı ye- rinde buldu. Yargıtay Hu- kuk Genel Kurulu kara- nnda şöyle denildi: "Güzel sanatiar kolla- nnda uğraşanlann çalış- malan, genelde doğuştan gelen vete- nek \e beceriye bağbdır. Çalışma ala- nı konulan ve koşullan çok farklılık ve özellik gösterir. Bu nedenle, belirtilen çalışmalann bir hizmet akdinde oldu- ğu gibi bir sinırlama>a alınması düşü- nülemez. Ortava konulan çalışma rür- lerinde ve eserlerinde, varatıcılık ve farklılık egetnendir." Kararda, sanatsal eserlerin kimi kez yıllarca, kimi kezde sadece 1 gün için- de tamamlanabildiğine dikkat çekile- rek H Demek ki bu tür çalışmalar ken- dine özgü bir biçünde ortaya çıkügın- dan. hizmetakdi çerceviesinde değerien- dirilme\e bağlı olma>acaklarında kuş- ku ve duraksama)a yer olmadığı açık- ör" denildi. Güzel sanatiar kollannda çalışanla- nn 506 sayılı SSK Yasası kapsamında olduklan belirtilen kararda, "Aksine düşünceJerle hizmetakdi koşulu aranrp esas alınması, usule ve yasanın amacı- na a\kındır. Karar, bu nedenle bozul- malıdır''görüş.üneyerverildi. Kurulun bu karanyla, borçlanma ıstemleri red- dedilen ya da lcısmen kabul edilen sanat- çılara emeklilik yolu açılmış oldu. 1 1 A r a l ı k O ü n y a A s 1 1 m C ü n u Astımlılara sigara yasak tstanbulHaberServisi-Dünya Sağlık Ör- gürü ve diğer ilgıli uluslararası kuruluşlar tarafından 11 Aralık tarihi "Dünva Asum Güaü" olarak ilan edildi. Toraks Demegi Bronşiyal Asom Çaüşma Grubıu Türki- ye'de her astımlı hastarun teşhis, düzenli ta- kip ve tedavi olanaklannakavuşmasmı sag- layacak bir sağlık sistemi kurulması ge- rektigini bildirdi. Toraks Derneği Bronşiyal Astım Çalış- ma Grubu'nun açıklamasında, kahtun ve çe\'resel faktörlerle ortaya çıkan astım (astma) hastalığının, solunum yollannın aşın duyarlılığıyla karakterize olan kronik birhastalık olduğu ifade edildi. Açıklama- da, yapılması gerekenler şöyle sıralandı: • Her astımlı hastanın teşhis, düzenli ta- kip ve tedavi olanaklannakavuşmasını sağ- layacak bir sağlık sistemi kurulmalıdır. • Anne ve babalann ictiği sigara, be- bekte hastahğa yol açmaktadır. Hastalan- n evlerinde, iş>p erierinde hastahkiarmı alev- lendiren sigara dumanından konınmalan saglanmalidır. Sigara Yasası uygulanmaİKÜr. • Tüm sağlık kurumlannda, gazete ve te- levizyonlarda astım hastalanna hastalıkla- nyla ilgili eğitim verilmelidir. • Hastalann kendi misiyatifleriyle ör- gütienmeleri ve dernekler kurmalan dcs- tekJenmelidir. SÖYLEŞİ ATTİLAİLHAN Rusya'da 'Çözülen' Sosyalizm mi? ÛBLSiU ECEV/'r/. TE\IA Vakfi, düzenlediği panelde gençlerden yardun istedi 'Gençlererozyonun üstesindengelecek' e-posta : tan '" prizma. net. tr tstanbul Haber Servisi -Türkiye Erozyon- la Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlık- lan Koruma Vakfı (TEMA) Yönetim Kuru- lu Başkanvekili Nihat Gökyiğit, erozyonla mücadelenin olanaksız olmadığını ve genç- ler oldukça erozyonun üstesinden gelinebile- ceğini belirtti. TEMA Vakfı'nca düzenlenen "Erozyonla Mücadele Haftası" etkinlıklen kapsamında Özel Şişli Terakkı Okullan Terakkı Vakfı Kül- tür Merkezi 'nde "Use Gençüği >e Erozyonla Mücadele" konulu bir panel düzenlendı. Pa- neldekonuşan Gökyiğit, gençlerin doğanın ve çevrenin dostu, toprağın bekçısi olduklannı vurgulayarak "Siz gençler oldukça bu işin üs- tesinden geüriz" dedi. Topraklann erozyonla yok olmasının birçok sorun doğurduğunu kaydeden Gökyiğit, erozyonun; yeşil örtü- nün tahrip edibnesi, seller ve Türkıye'nin je- olojik yapısmm engebeli olmasından kay- naklandığını söyledi. Gökyiğit, dünyadaki yoksulluğu çözme- den erozyonla mücadelede ilerleme kaydedi- lemeyeceğini ifade etti. Sabiha Gökçen Ana- dolu Kız Meslek Lisesi Erozyon Grubu Öğ- retmeni Feyza Oztürk de erozyonla mücade- leyi milli mücadele olarak değerlendirerek "Vatanın suurlannı korumak kadar topra- ğın ve çevrenin değerini bilen insanlar yetiş- tirmek de çok önemlidir" diye konuştu. Öğ- renciler ise gençlenn bilgilerini çevrelerinde- ki insanlara daaktarmalan gerektiğini vurgu- ladılar ve "Bögileri hareketedönüştürmedik- çe hiçbir ilerleme kaydedilemez" dediler. j ster 'liberal' solcu olsun; ısterse 'milli ve manevi de- I ğerter' meraklısı 'muhafazakâr' sağcı; köstebek rü'yetli, 'Soğuk Savaş' devşirmesi polrtikacıya göre; Sovyetler Birliği, sosyalizm -ya da komünizm-, insan- lık dışı -ve de- 'Allahsız' bir toplumsal düzen oldugu için, 'kendiliğinden' dağılmıştır; düzen o kadar yanlış tutulmuş, o kadar kötü ki, muhalefet, direniş, baş kal- dırma filan gerekmiyor, püf desen dağılıyor. Başka türlü söylersek, onlarca kabahat, aslında sa- nayi ve sanayi sonrası toplumu için tasarianmış bir doktrini; sanayi öncesi, yan/feodal birtopluma uy- gulamaya kalkışanlarda değil, 'bızatihı' doktrinde- dir. Arriaşılan, böyle düşünmek onlann yüregini ferah- latıyor; farkh düşünenler de var, Moshe Lewin onlar- dan bırisi, üstelik çok daha mantıklı ve tuîarlı. Neden dersenız, Rusya tarihınde olayı, başka -ve en az onun kadardramatık- txr 'dağılş a bağlamış; Çar- lık Saltanatı'nm dağılışına! Ona göre XIX. yy'da bile, çariık monarşısı, hâlâ XVII. yy'ın monarşi anlayışı için- deydi; en zorunlu 'ıslahatı' yapamıyor, zaten bu 'ısla- hatın' tasanmı bile, onun hayal gücünü kat kat aşıyor- du; çünkü Çar ülkeyi, eski zamanlarda nası! yönetiyor- sa, yine öyle, yâni bir çiftlik (Voçina) yönetirmiş gibi, yönetmek eyilimindeydi: saray ve çevresiyle -o çev- reye sâdık- katı ve yeteneksiz bir yüksek bürokrat ta- kımına, adeta kendini 'hapsetmiş'; uçsuz bucaksız imparatorluğun gerçek sorunlanndan kesinlikle kop- muştu. Moshe Lewin şu tesbiti yapıyor "...monarşi ses- siz sedasız, adeta kendiliğinden çöktü; yerine tâ- lip olan, herhangi bir hevesli de çıkmadı!" (Le Mon- de Diplomatique, Kasım 98, s. 18) "Devlet. kontrolden çıkarsa..." Moshe Levvin demek isterki; Sovyetler Birliği'nin 'sessız sedasız, adeta kendiliğinden dağılışı' da, benzer nedenlerden gerçekleşmiştir; sosyalizmin ge- çersizliğinden değil: "...Tarihçi gözüyle baktınız mı, Rusya, sanki her defasında aynı klasik oyunu sahneye koyuyor; her defasında, mutlaka yeni şekiller altında ama, hep o eski yükü (ağırlığı/fardeau) taşıyor. Çariık, tü- kendiği için çökmüştü. Aynı akıbet Leninist 'Par- tiVi de, Geçjci Hükümet'i de bekllyordu; çünkü 'nevi şahsına münhasır' devletçilerin, satdınsına karşı koyabilecek gücü yoktu; ve nihayet, koşullar hay- li farklı görünse de, Stalin'den sonraki düzen de, aynı akıbetten kurtulamadı; (uzay, bilimlerin iler- lemesi, herkese açıkögretim vb. başanlanna rağ- men) sözünü ettiğimiz 'ağırlığı' sırbndan atama- dı..." Insan merak etmez mi? Elbette eder eğer Çariık da, Sovyetlerde, aynı 'aö(rf/ttan'çöktüyse, nedirbu 'ağır- lığın' açıklaması? "...Bu yük (ağırlık) önce amaçlarla, onlara ulaş- mak için kullanılacak olanaklar arasındaki, oran- sızlıktan; en başta da, ülkenin uçsuz bucaksızlığı- na mukabil, ona egemenlik taslayan yönetimlerin, yeterince 'uzman' olamayışlanndan ileri geliyor merkez/kaç (centrifuge) eyilimli güçlere karşı, dev- letin, iktidan gittikçe daha çok 'merkezde' yoğun- laştrmaya başvurması ve bunun tabii sonuçlan da, elbette buna bağlı; yâni 'merkez'in aşın büyüme Orileşme/hypertrophie) eyilimi!.." "...sonuçta o da ülkenin zaranna olan bir şeye, hükümetin oynadığı rolün, gittikçe daha çok bü- vümesine yol açacaktr; zira devlet kontrolden çık- tı mı, zorunlu ve kaçınılmaz düzenleyici rolünü oy- nayacak yerde, bir yük (ağırlık/fardeau) olabiliyor. Gelişmeler bu yöne kayarsa, kalkınmanın 'tıkan- ması', hatta 'azgefişmişlik', hiç de uzakta sayılmazL." (Le Monde Diplomatique, Kasım 1998, s. 19) Bilmem farkında mısınız? Moshe Levvin, Mark- sizm'in XX. yy'ın ikinci yansından başlayarak, Sovyet- ler'eyönelttigi bireleştiriyi, -'merkeziyetçi totaliter1 bû- rokrasi diktası olmak' eleştirisıni;- başka ve hayli müp- hem bir terminolojıyle tekrarlamaktadır. Bu beni ağnlı bir çağnşımlar zincirine bağlayacak, hiç şaşmaz! Pa- ris'te, soğuk banliyö kahvelerinin, kekre şarap ve acı kahve kokusu; ortalığı sıs gibi sarmış Gitane ve Ga- uloise dumanı arasında, hırçın yüzlen öfkeyle panlda- yan, hiçbinni tanımadığım, hırçın 'Sovyet mültecileri'; hepsi 'Marksist'! Onlara biraz kulak verir miydiniz? Aynı sebep, benzer sonuç... Vladimir llyiç, Devrim'in 'emperyalizm'in en zayrf halkasında kopacağını' haber vermişti; bu 'hal- ka'nın Rusya olduğu düşüncesindeydi; artık bu 'dev- rim'\n 'Şubat Devrimi' olduğunu bilmeyen katdı mı? Herhalde kalmadı! Bilinmeyen şu: 'Ekim Devrimi'y'e 'Şubat Devrimi'nin, handiyse birlikte, iç içe yaşanma- sı, acaba 'Rusya'daki sosyalizm deneyi için, iyi mi oi- du, kötümü? Uç çeyrek yüzyıl sonra uiaşılan sonuca bakılırsa, kötü! Topfak köleliğinden çıkalı azolmuş; Çar/Kilise/Ba- rin (Derebeyi) üçgeninin egemenlığınde ınteyen birtop- lum, üstelik bir de çok ulusluysa; gerçekleşmesi ön- ce geniş, büyük ve bilinçli bir proletaryayı (işçı sınrfını) zorunlu sayan, yâni bir sanayi toplumuna ihtiyaç du- yan sosyalizmi, nasıl gerçekleştirebilirdi ki? Önce zo- runlu ve gerekli sınıfsal tabana sahip değildi; olabildi- ğı kadan da 'beyazlar'ia iç savaşta erimişti; o zaman, SSCB gibi muazzam bir arazi imparatorluğunu, onun üzerinde yaşayan ağır ve yoğun köytülüğü, nasıl sos- yalistleştireceksin? OvsifVısaryanoviçStalin, TekÜlkedeSosyalizm'e karar verdiğı an, Avrasya'da sıyasal birliği ilk sağla- mış olan Turan halklannın (Cengiz Han, Göktürkler ve öbürteri) sert, acımasız ve katı yönetim biçimıne dön- müştü; çünkü ancak 'Ulusal Demokratik Devrim' için kısmen olgunlaşmış, 'emperyalızmin enzayıfhal- kası'nda (yani Rusya'da), sosyalist bir düzeni ayakta tutacak, gittikçe pekıştirecek bir 'üretim gücü' mev- cut değildi; o yüzden değil midir ki, işe 'sanayileş- me'y'e başladılar: Bolşevizm, proletaryası olmayan bir 'proletarya diktatörlüğü' idi, artık sınrfını yarat- ma çabasındaydı; ne varki, asıl Varatabildiği' 'ap- paratçikler'den mürekkep bir 'nomenklatura' oli- garşisi oldu; yâni, Moshe Levvin'ın altını çize çıze sö- zünü ettiği, yük (ağırlık)! II. Dünya Savaşı ertesinin bütün tepecten inme'sos- yalizmleri, neden aynı akıbete mahkûm oldu sanıyor- sunuz? Yalnızonlarmı canım, 'ulusalburjuvazisi' oluş- madan, 'Ulusal Demokratik Devrim'e kalkışanlarda (meselâ, Türkiye), 'inançsız' ardılların yönetiminde, benzer bir 'totaliterbürokrasimerkeziyetçiliği'ne düş- mediler mi? Onu gevşettikleri an, 'demokrasi' yerine ülkede, lânetli bir Mafia/siyasetçi/bürokrat üçgeni, har vurup harman savurmuyor mu? Buradan baktınız mı, Rusya'nın ve Türkiye'nin şim- diki dunjmlan arasında, 'mahiyet' değil, sadece 'de- rece'farkı var. Kim bilir, ortaklaşa bir Avrasya Projek- siyonu, belki de her iki ülkenin, içinde dönüp durduk- lan pis lâbirentten, beraberceçıkmalannı sağlayacak- tır. MERAKLISI İÇİN NOT: Bugün 4 Aralık, yâni AAra- lık 1945 'dramının' yıldönümü! Önce, bir söyleşimde 1946 olarak çıkmış oian tarihi düzeltmek istiyorum; son- ra da, o dramın içinde yaşayanlann; başta Sertel'ler olmak üzere, 'Tan' gazetesı çalışanlannın, başta Ca- mi Baykut ve Sabahattin AJi olmak üzere, 'Yeni Dün- ya' gazetesi çalışanlannın; başta Esat Adil ve Hasan Tannkut olmak üzere, 'Gün' dergisi çalışanlannın, aziz hatıralan önünde saygıyla eğilmek! httpV/ www. prizma.net tr/ AILHAN http^/www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle