Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4/%RALIK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Hombası, toplam 5 ödül kazandığı Antalya festivalinde patlayan 'Gemide' gösterimde
Idris kaptanla miirettebatıııa dair
Yaklaşık iki ay kadar önce, en iyi ıkın-
ci fîlm, en iyi yönetmen (Serdar Akar), en
iyi erkek oyuncu (Erkan Can) ve en iyi
montaj (Nevzat Dişıaçık) ödüllerini kaza-
nışına tanık olduğumuz son Antalya Al-
tın Portakal Fılm Festivali'nden muzafifer
dönen Yeni Sinemacılaryapımı "Gemkfc"
bugun gösterime giriyor. Kum çeken kü-
çûk bir geminin kaptanıyla üç kişiden olu-
şan mürettebatının, esrar dumanından suç
ve paranoya triplerine yuvarlandıklan,
şenlikli-şamatalı hikâyesini usul usul an-
latan film, îdris kaptanın içses'le verilen
(ve Antalya'da cümbür cemaat bütün si-
nema yazarlannın diline yapışan) "Bir
memkket gibidir gemi._" diye başlayan
tiradıyla açılıyor.
Gemide dört adam ve bir kadm
Bogaz'ı geçip Karadeniz girişinden kum
çeken küçük bir gemide, sabah akşam es-
rara gark olmuş kendi küçük dünyalann-
da takılan, içtikçe acıkıp yiyen, yedikçe içen
Idris kaptanla (Erkan Can), kâtipliğini,
kâhyalığını yapan şişman Kamil (Haldun
Boysan) ve genç tayfa Ali (Yıldıray Şa-
hinler), yine sigara üstüne sigara döndü-
rerek iyice kelle olmuş vaziyette, katıla ka-
tıla gülme krizinde, ahşveriş için karaya
çıkmış Boksör'ün (Naci Taşdöğen) geti-
receği yiyecekleri bekliyorlar. Beti benzi
atan Ali sarararak küpeşteye koşturup de-
nize kusar, Kamil masaya yayılıp sızarken
Kaptan ha bire sigara sanyor. "Nerde kal-
ımştik?" diyerek ve düğmelerini pat pat
çözerek soyduğu bir üçüncü sayfa dilbe-
riyle hayali sevişmesıni yıllardır hep ay-
nı benzetmelerle, aynı jestlerle hallandı-
ra ballandıra anlatarak. Memleketin yasa-
lanna saygılı ldns kaptanm, işleri çekip
çevirmeyi eskı yoldaşı Kamil'ın ellerine
bıraktığı gemisinde, her şey kontrol altın-
dadır görünürde. Ama Laleli'de dayak yi-
yip kaptanın parasıru çaldırmış Boksör'ün,
hem de yiyecek alamadan yüzerek gemi-
ye dönüşüne kadar.
Abuk sabuk cıgaralık kafası gırgırlan-
na ara verip para derdine düşerek Bok-
Haldun Boysan, Naci Taşdöğen, Erkan Can ve YJdıray Şahinler, Gemide'nin paranoya triplerinden kurtulamayan kişileri.
sör'iin öne geçmesiyle Nataşa fuhuşunun
merkezı Laleli batakhanelerinde Boksör'ü
soyanlan arayan kaptanla mürettebatı (pek
olacak ış değılse de) hem paralarına ka-
vuşmuş olarak hem de Boksör'ün kavga-
da kapıp sırtladığı, genç, güzel ve baygın
bir Rumen kadınıyla birlikte dönüyorlar
gemiye nice badıreler atlattıktan sonra.
Ne var ki sulu takvıyeli, ağır kuru takıl-
dığı için genellikle her şeyi unutan ve sa-
bahlan 'taş gibi kafasuun içindeki fîllerin
tepişmesiyİe' u> anan kaptan, olanın- bite-
nin \ahametini anlıyor, bir gün önce yap-
tıklannı bölük pörçük hatırladıkça. Cina-
yet, ırza tecavüz, gasp suçlannı işledikle-
ri paranoyasına gömülmüş ve biblo gibi
ordan oraya taşınan bakire fahişeden (!)
nasıl kurtulacaklannı bilemeyen '4otka-
fa'nın gemisinde düzen bozulmuştur ar-
tık.
Değişik ama basit konusu, bol sövgü-
lü konuşan lümpen kahramanlan. 'ilk
film'e özgü acemilikleri banndıran yalın
anlatımı, görüntüleri ve müziğiyle seyir-
ciyi kıskıvrak içine alıveren "Gemide"
kimisine de itıci geliyor, gerçekçilik adı-
Yönetmen: Serdar Akar /
Senaryo: S.Akar, Önder
Çakar / Kamera: Mehmet
Aksın / Müzik: Uğur Yücel /
Oyuncular: Erkan Can, Naci
Taşdöğen, Haldun Boysan,
Yıldıray Şahinler, Ella Manea
/ 1998 Yeni Sinemacılar
na diyaloglara yansıyan argo ve sövgüle-
rin aşınlıgıyla. Genelde hareketleri sınır-
layan, gemi. kamara gibi kapalı mekân-
larda geçen, aksiyonu kıt, agır aksak bir
tempoda ve çoğu kez trajıkomik boyutlar-
da seyreden film, senkron tutmayan dub-
laj kusurlan, kadına aç genç mürettebatı
baştan çılcaran çekicilikteki, gemiye zor-
la kapatılmış yabancı kadının finalde bı-
çağa saplanması gibisinden aceleye geti-
rilerek zayıfkaçmış kimi başansız sahne-
lerve çeşitli amatörlükler de sergüiyor, ama
yalın, basit anlatımındaki belirgin sine-
ma duygusuyla coşkusu, görmezden ge-
linecek gibi değil baştan sona.
Esrarın diline vurmasıyla adamlanyla
hep aynı muhabbeti koyultan ve günün
birinde bina'yla zina'nın dünyayı batınp
bitireceğinden, böylece denizin binalara
verdiği kumu da geri alacağından filan
dem vurffli hayat ve kenevir fılozbfu Kap-
tan'la ailesi, gemideki gündelik çarkın
içinde gitgide çeşitli tersliklerle karşı kar-
şıya kalıp belaya bulaşarak ayakta kalma-
ya çabalayan, kendilerini dumanlı, dalga-
lı bir âleme hapsetmiş, benzer kökenler-
den gelen, aynı özelliklere sahip, parano-
yak, uçta karakterler. Geminin sınırlı me-
kânlannda yerken, içerken. uyurken, tar-
tışıp küfürleri basarak bağnş çağnş kav-
ga ederRen. kafa bulurken, bırbirlenni gö-
zetlerken, mastürbasyon yaparken ya da
zorbaca ırza tecavüz ederken ızlediğimiz
bu kahramanlann kısırdöngüsünü hikâye
eden "Gemide" okullu bir sinemacmın, Ser-
dar Akar'ın ilk yönetmenlik denemesi.
Piyasada Erden Kıral. Mustafa Atooldar
gibi yönetmenlere asistanlık ettikten son-
ra senaryosunu Önder Çakar'1a yazarak
yönetmenliğini üstlendiği "Gemider>
yi,
Yeni Sinemacılar'm yapımcılığında, ta-
kım ruhu dayanışmasıyla, nice engelleri
aşarak gerçekleştiren, 1964 doğumlu,
MSÜ Sinema TV mezunu Serdar Akar,
en azından birkaç günlüğüne yer ettiği se-
yircinin belleğinde taze kalacak, ağzı bo-
zuk ama capcanlı, hakiki karakterleri önü-
müze sürüyor bu ilk uzun metrajıyla.
"Cıgarahk kafasr gırgırlan
Daha ilk sinema serüveninde, Antal-
ya'da en iyi aktör seçılmesını hak eden, keş
ama insancıl, Idris kaptan yorumuyla akıl-
larda kalan Erkan Can'ın yanı sıra, vitri-
ni süsleyen konu mankeni Ella Manea'nın
dışında öteki oyunculann da başansına
ortak olduğu "Gemide" sinematografik ni-
telikleriyle kuşkusuz Yeşilçam'da yenı bir
soluk estireceğe benzer, şaşırtıcı ve etki-
leyici, farklı bır 'ilk fihn' denemesi so-
nuçta.
Aslında dünya sinema literatüründe yer
alacak bir şekilde, aynı ekiple aynı anda,
iç içe çekilmış hem birbirlerini tamamla-
yan hem de bağımsız olarak seyredilebi-
len, Yeni Sinemacılar şirketınin eseri Ser-
dar Akar'ın "Gemide"siyle yine okullu
genç yönetmen Kudret Sabana'nın önü-
müzdeki haflalarda gösterune girecek "La-
leli'de Bir Aaze"si, kuskusuz 2000 yılına
doğru sinemamızdaki kan değişımıni ör-
neİdeyen ve gelmekte olan yeni bir kuşa-
ğı haberleyen farklı çalışmalar. Laleli'de-
ki fuhuş ve suç âleminden kendi halinde-
ki küçük bir kum teknesıne kadar yansı-
yan bir dizi, iç içe bağlantılı, gerilım- ta-
kip entrikasına dayanan matrak serüven-
leri, ince ince tasarlarup kurulmuş, özen-
li bir biçimde aktanp "Azizıe''nin bıraktı-
ğı yerden öyküyü devam ettirerek yeni bir
soluk getiren
u
Gemide''de, gemi dışında
koskoca birer hiç olduklannın farkında, dış
dünyaya kapalı. yöneticı ve yönetilen "taş-
kafa" kahramanlan ve ağız dolusu söv gü-
lerini kolayca unutamayacaksımz. Ya da
Serdar Akar'ın "Gemkk''sini seyrettikten
sonra, Boğaz'dan geçerken göze takılan
kum gemılenne daha başka bir gözle ba-
kacaksınız bundan böyle.
YENİ
BASLAYANLAR
Halloween: H2O -
Ylrml sene sonra
(Korku Bayramı)
20 yıl öncesının, 300 bin
dolar gibi düşük bütçeye
mal olmuş. ama bütün
zamanlann en ünlü korku
- gerilim klasikleTİnden
binne dönüşmüş John
Carpenter ımzalı
*Hafloween"in devamlı
fılmi "Halkmen: H2O",
"Yinni Sene Sonra -
Korku Bavnunı" adıyia
bugün gösterimde.
1978'de daha korku
fîtaılerinin kraliçesi
olmamış. gencecik bir
Jamk Lee Curtis'in
başroldeki Laurie Strode
adlı genç bzı oynadığı,
unutulmaz John
Carpenter başyapıtı
"HaBoween"in devamını
aktaran "Korku
BayramTnda. 20 yıl
sonra hâlâ geçmişini
geride bırakmaya
çabalayan Laurie Strode
rolünde yine Jamie Lee
Curtis var.
Hk filmde başına gelen
felaketlerden
kurtulabilmek için
kendini ölü olarak
gösterip kimliğini
degiştirerek yaşadıgı
kasabayı terk etmişti
Laurie. Takma isimle
öğretmenlik yaptığı yeni
bir kasabada yaşayıp
oglu John'u yetiştiren
Laurie'nin hayatma
şimdi yeniden katil
Mfchd Myers girecektir
"Koricu Ba\Tamı"nda.
Ostelik intikam hırsına
kapılmış Michael Myers
sadece Laurie'nin
peşinde degildir, başka
kurban adaylan da
sıradadır. C)nu
mahvetmek için planlar
kuran Michael Myers'm
bir kez daha hayatını
karartacagı Laurie
Strode, cadılar bayramı
eglenceieri sırasında biı
kez daha "kanın sudan
daha yoğun olduğuna"
tanıklık edecektır yine...
"FridayThel5Th-
Kanb Cııma" sensinın
devamı filmlerini çeken,
"House" serisinin bazı
bölümlerini de
imzalayan, özellikle
korku filmi türünde
uzmanlaşmış, deneyimli
Steve Minner'ın yönettiği
"KorknBa>ramı"nda
Jamıe Lee Curtis'in
annesi olan Janet Leigh
de boy gösteriyor.
Isveç 'in JFKolayı sayılan OlofPalme suikastını ele alan aydınlatıcı bir politikgerilim
Kimvurduyageünpbaşbakanlımda vururldr...
Susurluk'la irini patlayıp üç yıl-
dır ortalığa yayılarak kangrenleşen
şu malum devlet içinde çeteleşme
olgusunun bir daha gitmemecesi-
ne, hayatımıza lök gibi çöktüğü
şu karmaşık günlerde. v^aktiyle Ab-
di Jpekçi cinayetini ele alan 'Uz-
tasTna'mn yapımcıhğından yaban-
cı fılm ithalciliğine geçerek son yıl-
larda Türk sinemaseverlerine il-
ginç solcu filmleri kazandırma
misyonunu üstlenmişe benzeyen
Sabahattin Çetin-Belgc Film saye-
sinde seyrettiğimız îs\eç yapımı
'Sista Kontraktet-Son Sözlesme'.
izleyicide karakış ayazı etkisini
duyuran, sürükleyici bir politik
gerilim. Seyrettikten sonra ister
istemez 'Vay anasına sayın seyir-
ciler!'tepkisi gösterilen. düzeyli bir
siyasal belgesel drama, yönetmen
KjeU SundvalTın bu filmi.
Stockholm'de. 28 Şubat 1986
gecesinde bir sinemadan çıkıp ko-
rumasız olarak. sade bir vatandaş
gibi kansıyla evine dönerken, hâ-
lâ tam tamına aydınlığa kavuşma-
mış birtakjm gizli güç ya da güç-
ler tarafindan, sokakta sırtından
vurularak öldürülen Isveç Başba-
kanı OlofPalme cinayetine ilişkin
esrar perdesini aralamaya soyu-
nan 'Son Sözfcşme', gerçek kim-
liği gizli tutulan, John W. Grow
takma isimli yazarm 1997'de Lond-
ra'da ve Stockholm'de tngilizce
basılmış, 'The lltimateContract-
Son Sozleşme' adlı, özellikle Is-
veç'te kapış kapış giden kitabın-
Sista Kontraktet
Yönetmen-. Kjell Sundvall /
Senaryo: Mats Arenh, Börje
Hansson, Johan Bogaeus,
John W. Grow'un 'The
Ultimate Contract' adlı
kitabından / Kamera: Kjell
Lageroos / Müzik: Geir
Bohren, Bent Aserud /
Oyuncular: Mikael
Persbrandt, Michael Kitchen,
Pernilla August, Reine
Brynolfsson, Bjorn Floberg /
1997 Isveç (Belge Film)
dan uyarlanmış beyazperdeye.
Kansının üstelemesiyle canını
her an kaybedebileceği, tehlikele-
re açık sokak görevinden Isveç
gizli servisinde çalışacağı yeni bir
masabaşı görevine geçen Roger
Nyman adındaki dürüst bir polisin
(Mikael Persbrandt). Palme su-
ikastını soruştururken amirlerince
çoğu kez hasıraltı edilen \-ardığı so-
nuçlara ve anılanna dayanılarak
yazılmış, birtakım soruşturma sır-
lannı ilk kez kamuoyuna aynntı-
lanyla yansıtan, çok satan bir ki-
taptan günümüz Isveç 'inin en po-
püler ve becerikli yönetmenlerin-
den Kjell Sundvall tarafindan si-
nemaya uyarlanmış 'Son Sözfeş-
me'. Üstünden 12 yıl geçmesine
karşın, zaman içinde yetkililerce
dosyası kapatılmış olan ve kusku-
suz sevenleri kadar güçlü düşman-
lan da bulunan, kimilerince sos-
yal demokrat bir politikacı, kimi-
lerince azılı bir kızıl komünist ad-
dedilen Olof Palme'nin, vaktiyle
KGB, CIA gibi örgütlerin de adı-
nın kanştjğı, hatta Isveç faşistle-
rinin, uluslararası silah tekelleri-
nin ve Kürt parmağının da kanş-
tınlıp bulaştınldıgı cinayetini tem-
posu tıkınnda, sürükleyici politik
gerilim fılmine dönüştürmüş yö-
netmen Sundvall.
İlk elde hemen, halen hüküm
gjydiği Fransa'da hapse tıkıhnış, ef-
sanevi 'ÇakaP Carlos'u akla geti-
ren, Ray Lambert (Michael Kitc-
hen çok çok iyi) adındaki, son de-
rece soğukkanlı bir profesyoneli
Palme'nin katlinden sorumlu tu-
tuyor film. Daha önce de zaten
Güney Afrika, Hindistan, vb. ge-
ri ülkelerde çeşitli politik suikast-
lar yapmış, çalışmadığında Malta-
La Valetta'daki Akdeniz'e nazır
bir villada keyif çatan. uluslarara-
sı çapta işinin ehli, kiralık katil
Ray Lambert, üst makam bir yer-
lerden herhalde çok yüklü fatura-
lar karşılığında üstlendiği yeni gö-
revi yenne getirmeye uçuyor îs-
veç'e, yıllar önce ölmüş birinin
takma Victor Gales ismi ve kim-
liğiyle.
Onu Isveç başbakanını öldür-
meye azmettrren işadamı ya da po-
litikacılann tabii ki adlannın açık-
lanmadığı 'Son Sözkşme'de, Ga-
les kimlikli Lambert'in habis ni-
yetini çakarak durumu amirlerine
açıklıyor Roger Nyman, ancak üst-
leri onu görevinden alıp başka bir
işe devrediyorlarnedense. Derken
kansıyla çoluk çocuğunun da teh-
ditlere ve tehlikelere maruz kalma-
sıyla fittıran gizli servis elemanı
Roger Nyman ve ailesi de artık
katillerin hedefındedir, tıpkı baş-
bakan Palme gibi. Gözü kara ka-
til Lambert allahtan filmin sonun-
da, Malta'daki villada Güney Af-
rikalı hizmetçisi eliyle layığını bu-
luyor da bir daha başka cinayetler
işleyemiyor.
Ama yönlendirip hedefe kilitle-
diği, eski bir paralı asker olan Nor-
veçli katil, Palme'nin işini bitiri-
yor; tabii ki Lambert de onun def-
terini dürüyor anında... Olay, kişi
ve yerleri bildiren yazılann aktı-
ğı, düzeyli birTV 'Docu-drama'sı-
nrn gerçekçiliğiyle donatıhmş, ge-
rilimkazanantemposu ve heyecan-
h atmosferiyle ilgi çeken, özellik-
le politik gerilim türünün tutkun-
lanna ilaç gibi gelecek cinsten, ay-
nı zamanda bilgilendirici ve ay-
dınlatıcı nitelikte, ilginç bir Isveç
yapımı 'Son Sözfeşme'.
Cem Yılmaz gösterisi ve an vız vızz vızzz...
Fibnin başında bir barda her zamanki gi-
bi yine çevresine sallayıp atıp rutarken tanı-
dığımız, bir baltaya sap olamamış, altın yü-
rekli, palavTacı serseri Altan'la (Cem Yılmaz)
2.5 yıldır görüşme\ipyollannın çoktan ay-
nldığı, tam zıt karakterdeki ağabeyi Nun
(Mazhar Alanson), tesadüfen bir kavgada
dayanışırken bir araya geliyorlar yeniden. An-
laşılan geçmişte ortak bir işe girişmiş iki
kardeş, ama hercai gönüllü ve çenesi kuv-
vetli üçkâğıtçı Altan işi baünnca çekmış git-
miş, rehberlik yapmış, ticarete atılmış falan
filan, ancak hiçbir işte dikiş tutturamamış,
üstelik bir de hiç iyi gün göstermediği Ay-
la'yla (Ceyda Düvenci) sevişerek evlenmiş
ama neye el atsa kuruttuğu gibi kocalığı da
becerememiş, şimdi de yataklan ayırmış,
yokJuk içindeki mutsuz Ayla tarafindan ka-
pıya konmak üzere.
Sadece ambalajlan içindeki 3-4 tane ta-
buresini edindiği bır bar açmanın hayalin-
deki Altan hem evliliğini kurtarmanın der-
dinde, hem de duygu sömürüsü yaparak ye-
niden beraber iş yapalım diyerek yapıştığı
ağabeyiyle arasını düzeltmenin peşinde. Bir-
likte, sürekli hayırsız evlatlanna verip veriş-
tiren, aksi, huysuz ve has-
ta babalannı (Selim Naşit
Özcan) zıyaret ederler.
Çıkmaz ayın son çarşam-
basında. küçük bir nakit
sorununu halleder etmez
ban açacak Altan'la ya-
tıp kalktığı bir ecza depo-
sunda, son model spor
araba hobisi dışında kim-
seye minnet etmeden na-
musluca çalışıp ot gibi
yaşayan bekâr Nuri'nin
Bodrum'a kadar uzanan
zoraki beraberliğini ek-
sen alan fıhnde bir dizi
komik ve tehlikeli olay-
lar peş peşe sıralanıyor,
önceden tahmın edilece-
ği üzere. Depodan gizlice kafa yapıcı Rela-
ton haplannı >-ürütüp Bodnım'dabunlan do-
lara çeviren Altan "ımızın nice bela ve teh-
likelerden sonra paranın ancak hayırlısının
helal olduğunu, hayırsız paranınsa haydan
gelip huya gideceği mesajını verdiği fılm,
kendi kendisıyle dalgasını da geçıyor 'Bu ne
Herşey Çok Güzel Olacak
Yönetmen: Ömer Vargı /
Senaryo: Hakan Haksun,
Ömer Vargı, Cem Yılmaz
/ Kamera: Gary Turnbull /
Müzik: Mazhar Alanson /
Oyuncular: Cem Yılmaz,
Mazhar Alanson, Selim
Naşit Özcan, Mustafa
Uzunyılmaz, Yaşar
Güner, Cenk Varcan /
1998 Türkiye (Filma-Cass)
biçim hikâye böyle. has-
ta mısın bana söyle' şar-
kısıyla. Kadm parasız er-
kek sevmez gibi özlü de-
yişler patlatan Nuri'nin
de Bodrum'daki badem
gibi tatil dilberlerinden
bir Çinli genç kızla (Ayu-
mi Takamo) aşktan nasi-
bini aldığı 'Herşe>r
Güzel
Olacak', zıt kardeşleri-
mizın 'en azından hayat-
tayız, bu da bir şey ya' di-
yerek yetinmek dersıni
aldıklan finalde de 'Be-
nim hâlâ umudum var'
şarkasıyla her şeyin gü-
zel olacağı mesajını vere-
' rek mutlu sona bağlanı-
yor. Artık hem Ayla, hem de bar saplantı-
sından kurtulan Altan'la, her şeyi aşmış, hır-
sız kardeşını bağışlamış ağabeyi Nuri, ha-
yatın dikenli yollannda yeniden saf tutarlar
omuz omuza. Artık bar değil bir Çin lokan-
tası açacaklardır, çünkü Çinli yenge dönüş
yolundadır!..
Son yıllarda ekranda ünlenen, stand up ko-
medyen Cem Yıtaıaz'ın kendine özgü mi-
zahını, şaklabanlığını oyunculuk yetenek-
leriyle birleştirerek perdeye taşıyan bu fılm,
sıcak ve komik bir eğlencelik. Esprili diya-
loglan ve Cem Yılmaz'ın vücut diliyle ba-
yağı komik bir fılm, ama tam tamına kome-
di demek ne kadar doğru olur? Belki paro-
di ya da neşeli, matrak bir hafif macera fil-
mi. Zıt kardeşlerin hızlı rock müziği eşliğin-
de, park etmek için alınmış kız gibi Carre-
ra marka arabayla bir Easy Rider turu attık-
lan sekanstan vanş noktasmm Bodrum ol-
duğu bir yol filmi sahnelerine uzayan. şık-
şıkırdım bir Cem Yılmaz göstensi 'Herşey
Çok Güzel Olacak'.
Kimi başanlamamış bölümlerine karşın,
basit mantık hatalanndan anndınlmış, Cem
Yılmaz'a göre biçihniş hikâyesi, rahat an-
latunı, değişik mekânlan, ilk kez film mü-
ziğini deneyen Mazhar Alanson'un görün-
tülerle uyuşan müzikleri ve olumlu oyuncu-
luğuyla, diyeceğimiz bu hoşça vakit geçir-
ten, düzgün 'Herşey Çok Gûzel Olacak' ra-
hat izlenir ve an vız vızz vızzz diye çıkılır
salondan...
KEDt GÖZÜ
VECDİ SAYAR
Yeniden Başlamak
Birleşik Avrupa'nın fikir babası kabul edilen Jean
Monnet, bir yazısında "Yeniden başlamak olana-
ğını bulsam, kültürden başlardım" diyordu.
Toplumlann bilinç düzeyierinde bir değişim sağ-
lamadan, ciddi toplumsal dönüşümlergerçekleştir-
mek olası değil. Bunun en etkin yolu da kürtür ve
sanattan geçiyor.
Bir "aydınlanma projesi" olan Cumhuriyetimizin
75. yıldönümünü bir film festivali ile anıyoruz.
Yeniden başlamanın ve sanatla başlamanın tam
zamanıdır.
Kesintiye uğratılmış "aydınlanma" sürecine kal-
dığımız yerden devam etmek istiyorsak, tarihten
alacağımız çok ders var.
Tarih bilinci yeterince gelişmemiş birtoplumun üye-
teri olarak, bu eksiğimizi kapatmak için biraz çaba
göstermemiz, ülkemizde ve dünyada yaşanan sü-
reçlere bir göz atmamız gerekiyor.
Tarih bilincine sahip olmayan toplumlann gelece-
ğe yönelik projelerinde başanya ulaşmalan zordur.
Hele, bu toplumlann sanatla ilişkileri zayıflamış, kit-
le kültürü tüm kaleleri teslim almışsa...
Biz kediler, sanatın gücüne inandığımız için gele-
cege umutla bakıyoruz.
Ve gelecege ışık tutması için tarihe sanlıyoruz.
Politikacılann belirli dönemler için kitleleri yanılt-
tığı olmuştur, ama hiçbiri tarihi yanıltamamıştır.
Sinemanın da politikacılann dümen suyuna gir-
diği, propaganda filmleri ürettiği dönemler olmuş-
tur. Bu filmierin sinema tarihindeki yeri ise malumu-
nuz.
Sinema sanatının, günümüzde propaganda ara-
cı olmanın çok ötesinde farklı bir işlevi var. Tarihin
yansıtılması ile yetinmiyor, kendisi tarihin aktörü ha-
line geliyor. Aynı zamanda da, tarih için inanılmaz
zenginlikte bir malzeme oluşturuyor. Kimi zaman
saptadığı görüntülerle, kimi zaman tarihe özgün ba-
kışı ile... Tarihi algılamamız için bize sonsuz olanak-
lar sunan sinema sanatı, tarihçilerin en önemli des-
teklerinden birini oluşturuyor.
Günümüzde tarih ve sinema karşıhklı bir etkjleşim,
verimli bir işbiriiği içersinde. Sinema ve diğer gör-
sel-işitsel araçlar çağımızın en etkili silahlan. Bu si-
lahların doğru hedeflere yöneldiğinde ne denli etki-
li olabileceğini hep birlikte göreceğiz bir hafta süre-
since; dünyanın dört köşesinden gelen ve ülkeleri-
nin tarihini sorgulayan kurmaca ve belgesel yaprt-
lar bizi tarihin labirentlerinde dolaştıracak; kimi za-
man yeni şeyler öğreneceğiz, kimi zaman bildiğimi-
zi sandığımız olaylara bir başka açıdan da bakabil-
menin tadını çıkaracağız.
Tarih bir labirentse eğer, bu labirentten çıkış yol-
lannı gene tarihte bulabilinz.
Bu labirentte, sinemanın gözü ile bir yolculuk yap-
maya hazır mısınız?
Türkiye Sinema ve Odiovizüel Kültür Vakfı-TÜR-
SAK ile Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vak-
fı'nın birlikte düzenlediği "1. Uluslararası Sinema
ve Tarih Buluşması" bugün Istanbul'da başlıyor.
Yeni bir festival, önümüze yepyeni kapılar açıyor.
Yeniden başlamanın tam sırasıdır...
SİNEMA-TARİH BULUŞMASI'NDA BUGÜN
• ALKAZAR SİNEM.\SI'nda saat 12.00'de 'Beyaz
Gül'. saat 14 30 da Başka Yerde Yedi Gün'. 16.45'te
'2000 Yüında 25 Yaşına Basacak Olan Yonas'. 19.00'da
'Sıkı Denedenen Trenler', 21.30'da ıse 'Aydınlanma
Yıüan' adlı fılmler göstenlecek/29J 24 66)
• BEYOĞLUStNEMASI'nda saat 12 00de 'Ekiın',
14.30'da 'Yaşasın Meksika', saat 16.45'te 'Ana
Caddedeki Dükkân'. 19.00'da 'Grev', saat 21.30'da ise
'VTetnam'ın Uzağuıda' adlı fihnler izlenebilir.
(251 32 40)
• AKADEMİ tSTANBUL'da saat 10 OO'da 'Yükseten
BirDenizCumhuriyetl ve2'. 12.00'de 'Devrim
Çocuklan', 15.00'te 'Gülünc İliskiler'. saat 18.00'de
'Güzelük Çağı', saat 21.00 de '1492 Cennetin Keşfı'
adlı filmler yer ahyorY257 74 84)
• AKSAN.\T'ta saat 11.00'de 'Sıradan Bir Başkan' ve
'Salvador Allende'nin Son Savaşı', saat 15.00'te 'Enver
Hoca'nın Arnavutluk'u' ve 'Tito-Stalin: tstisna ve
Kural' adlı fılmler izlenebilir/252 35 00)
U BtLGİ ÜNİVERSÎTESÎ'nde saat 15.00'te 'tnönü
BdgeseB' başlıklı seminer. saat 18.00'de 'Vurun
Kahpey'e' ve saat 20.00'de ise bir diğer versiyonuyla
'Vurun Kahpeye' adlı filmler gösterilecek. (216 22 22)
Şef Joel Levi, CRR'de
• Kültür Servisi- Atlanta Senfoni Orkestrası'mn
müzik direktörü ve Kuzey Amerika, Avrupa ve
Uzakdoğu'daki başlıca orkestralann konuk
şeflerinden Joel Levi, tstanbul Büyükşehir
Belediyesi Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası'mn
yann ve pazar günü vereceği konserleri yönetmek
üzere lstanbul'a geliyor. Orkestra, konserlerde
Bemstein'm 'Candide Uvertürü', Wieniawski'nin
'Keman Konçertosu No.2', Rimski-Korsakof 'un
'Şehrazad' ve Rahmaninov'un 'Paganini'nin Bir
Teması Üzerine Rapsodi' adlı yapıtlannı
seslendirecek. Joel Levi yönetimindeki CRR
Senfoni Orkestrasrmn yann vereceği konserde
Cihat Aşkm (keman), pazar günü vereceği konserde
ise Idıl Biret (piyano) solist olarak yer alacak.
K Ü L T Ü R » Ç İ Z İ K
K Â M t L M A S A R A C I