Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4APAUK1996CL
14 KULTUR
'Genç kuşak Türk bestecileri' îstanbul Müzik Şenliği'nde dinleyicilerle buluşuyor
Cıımhıııiyetiıı müzik seriivenî
Etklnllk programı
Bugün 19.00-20.00 arasındaCüıatAş-
kın ve Metin Clkü, Ozkan Manav (Ke-
man ve Piyano için Sonat), MehmetNe-
mutlu (Güdük Gazel), Muhiddin Dürrii-
oğiu-Demiriz (Grand Singulier) ve Me-
te Sakpınar'ın (Contre-value) yapıtlan-
nı yorumlayacak.
Yarın 18.30-19.30 arasında Judith
Lluğ, Hasan Uçarsu (Piyano fçin tki Bö-
lüm, Bir Yaz Yolculuğundan Arta kalan-
lar) ve Muhiddin Dürrüoğlu-Demiriz'in
(6 Prelüd. Le Tourneur) bestelerini suna-
cak dınieyıcılere.
Yann 20.00-21.00 arasında Milli Re-
asürans Oda Orkestrası, Şef Cem Man-
sur yönetiminde Muhiddin Dürrüoglu-
Demiriz (Nebula), SemihKorucu(Bir Ba-
ti Masalı ya da Bir Masal olarak Batı),
MehmetNemutlu(MROp. 132,Pizzsc-
herzandostınato) \e PerihanÖnderRid-
der'in yapıtlannı seslendırecek.
6 Aralık Pazar günü 18.15-19.15 ara-
sında İTÜ Yaylı Çalgılar Dörtlüsü, Ci-
hat Aşkın, Hakan Şensm, Evrim Baştaş
ve Rahşan Abay'dan Hasan Uçarsu (Yay-
lı Dörtlüsü), MeteSakpınar(Miniaruri-
sation) ve Mehmet Nemutlu nun (Mas-
so. Recitation I, Recitativo II, Kronık-
Akut) yapıtlan dinlenebilir.
6 Aralık Pazar günü 19.30- 20.30 ara-
sında da Metin Ülkü, Semıh Korucu (Di-
sintegration-Integration. MEKANizmaJ,
Özkan Manav (Bölüm 1, Bölüm 2), Meh-
met Nemutlu (Çatışkılar Oyunu), Mete
Sakpınar(Dilara), Cem ldiz'in(Temave
12 Varyasyon) yapıtrannı yorumlaya-
cak. Semih Korucu bugün 15.00-16.00
arasında Modernızm, Dizisel Müzik ve
A.Webern üzerine bir söyleşi sunarken
Hasan Uçarsu yarın 15.15-16.15 arasın-
da Güney Hindistan Müziğindeki Rit-
mik Düzen ve Post- Tonal Müzikteki
Cümle Yapısı konulu bır atölye çalışma-
sı gerçekleştirecek. 6 Aralık Pazar günü
15.30-17. 00 arasında Aykut Köksal'ın
yöneteceğı Genç Kuşak Türk Bestecile-
ri ve Üretimleri konulu panele Semih
Korucu, Mehmet Nemutlu, Mete Sakpı-
nar ve Hasan Uçarsu katılacak. (292 12
07-09)
GÜLERÇETfiV
Pek çok müzik türünü çatısı altında bir
araya getiren Îstanbul Müzik Şenligi 'nin
Klasık Müzik Programı çerçevesinde 4-
5-6 Aralık tarihlerinde, Türkjye'de ilk
kez genç kuşaktan sekiz bestecinin yapıt-
lan beş konserden oluşan bir dizide ses-
lendirilecek. Sanat yönetmenliğini Ay-
kut Köksal'ın üstlendiğı projede Muhid-
din Dürrüoğlu-Deıniriz, Cem fdiz, Se-
mih Korucu. Ozkan Marun, Mehmet Ne-
mutlu. Perihan Önder-Rkkier, MeteSak-
pınar ve Hasan l çansu nuıı piyano, ke-
man-pıyano ıkılısı, yaylılar dörtiüsü ve
yaylılar orkestrası için yazdıklan yapıt-
lar yorumlanacak. İlk kez seslendirile-
cek yapıtlann da yer aldığı programda
bestecılenn son dönem yapıtlan ön pla-
na çıkıyor. Genç kuşak Türk bestecileri-
nin toplu dinletısı niteliğindeki program
bir atölye çalışması, bir söyleşi ve beste-
cılenn üretimlerinin tartışılacagı bir pa-
nelle de zenginleşecek. Konserlersonra-
sında yapıtlann CD kayıtlannın dayapıl-
ması planlanıyor. Yetmiş beşinci yılda
Cumhunyet müzığiyle hesaplaşma özel-
liğinı tasıyan programın sanat yönetme-
ni Aykut Köksal ile söyleştik:
- Genç kuşak Türk bestecüerini bir
programda buluşrurmadaki amacınız
neydi?
Müzik şenlığı çerçevesindeki klasik
müzik programını hazırlarken bir kon-
sept çerçe\esinde bütünsel bir program
oluşturmaya çalışam. Bu programı haar-
lamamın birkaç nedeni var. Cumhuriyet
dönemindeki müzik üretimi hiçbir za-
man böyle toplu konser programlannda
ele alınmamıştı daha önce. Genç kuşak-
tan bestecilenn dınleyıcılerle buluşabil-
mesı ıçın başka olanaklar da yok üstelık
Türlaye'de. Bir de bu program, Cumhu-
riyetin 75 yıllık müzik serüvenınüı bugün
ulaştığı noktada bir hesaplaşma olanagı
da sunacak diye düşünüyorum.
- Bu genç nestecüerin buluşmasını bir
kuşak hareketiolarak \orumta\abilir mi-
yiz?
Müzik tarihi içinde bu bestecilenn bir
kuşak olarak ortaya çıkıp çıkmayacakla-
nm bugünden söylemek güç. Sonuçta bu
bestecıler kendi inisiyatifleriyle bir ara-
ya gelmediler. tkincisi, bu" kuşak hareke-
• Türkiye'de ilk kez, genç kuşaktan sekiz bestecinin yapıtlan beş konserden oluşan bir
dizide seslendirilecek. Bestecilenn son dönem yapıtlannın ön plana çıktığı toplu dinleti
niteliğindeki program, bir atölye çalışması, bir söyleşi ve bestecilerin üretimlerinin
tartışılacagı bir panelle de zenginleşecek.
tini tanımlayacak ortak bir retorikten de
söz edemeyiz. Yani farklı retoriklere sa-
hip kompozitörler bunlar. Ancak bütün
bunJann yanında bu kompozitörleri birara-
ya getiren ortak noktalar da var.
- Nedir bu ortak noktalar?
Öncelikle Cumhuriyet müzik tarihine
baktıgımızda çok hâkım bir kanal olarak
kendısını gösteren vedevletin resmı prog-
ramıyla belirlenmiş ulusalcı kanal için-
de yer almıyorlar. Burada çok kısaca
Cumhuriyetin müzik tarihine bakmak ge-
rek. Curnhuriyetin ulusal kültürpolitika-
sının içinde yer alan bu resmi programın
ilk temsiicileri Türk Beşleri'dir. Onlann
ardından. 1950'lerde L'smanbaş ve Mi-
maroğlu'nun da aralannda bulunduğu
modernıst kuşak gelir. Üçüncü kuşak di-
yebıleceğimiz 60'lar kuşagında bir yan-
dan bazı kompozitörler modemist gele-
neği sürdürürken ulusalcı kanal da yeni-
den kendisini göstermeye başlar. Bugün
de hâlâ sürüp giden bir durumdur bu.
Ulusalcı kanalm müzife bakışı için yas-
lanılan kaynak son derece önemlidır. Bu-
rada yaslanılan kaynak Türk halk miizi-
ği olmuştur. Ve o kaynakla olan ilişki de
soyutlamayı çok ileriye götünneyen bir
ilişkidir. Işte projedeki bestecilerbu ulu-
salcı kaynagın içinde değiller.
- Peki müzikleriyle hangi duruşu gös-
teriyorlar?
Biryandanelliler modernizmıneeklem-
lenırken biryandan da o gelenekle hesap-
laşma içine giriyorlar. Bir başka ortak
özellikleri de. postmodem müzik üreti-
mınden ya da postmodernizmin ruzakla-
nndan uzak durmalan. Günümüzün mo-
dernizmin sonrası çogulculuktan uzak
durduklan anlamına gelmiyor bu. Yakın
ilişkileri var o çoğulculukla.
-75. yıida Türk klasik müziğinin gekü-
ği nokta>ı nasıl değerlendirivorsunuz?
Türkiye Cumhuriyetın çağdaş müzik
üretimi izleyiciyle buluşabılmiş bir mü-
zik üretimi değil. Burada şöyle bir ikile-
mi ortaya koymak gerek. Türkiye'deki
modernleşme hareketi Cumhuriyet ön-
cesınde başladı. 19. yüzyılın sonunda
gördüğümüz bu modernleşme hareketi
yalnızca müzikte değil, pek çok disiplin-
de önemli bir eksen değişımine uğradı.
Bir bakıma modernleşme sürecinde bir
kesilme ortaya çıktı. Curnhuriyetin ken-
di ulusal kültürpoiitikası o modernleşme
hareketinin yerini aldı da diyebiliriz. Bu,
sanıldıgı gibi, bir Batı'ya yakınlaşma de-
ğil, tersıne, Batı'dan uzakJaşma şeklinde
biçimbuldu. 1950'lerekadarAvrupa'da-
ki modernizmden kopuk, Avrupa'daki
modernizmin problemleriyle ugraşma-
yan bir Cumhuriyet müziği var örneğın.
Batı modernızmi kendisini 1950'lerde
gösteriyor. Orada da o müzigin içselleş-
tirilmediğıni görüyoruz. Yani o modern-
leşme süreci Cumhuriyette içselleşmiş
bir sürcç olarak yaşanmıyor. Bugün ge-
linen noktada genç kompozitörlerin kar-
şısındaki temel problem, temel hesaplaş-
ma konusu bu.
- Eklemek istedikleriniz?
Bu projenin hayata geçmesinde icra-
cılann çok büyük önemı var. Gerçekten
icra düzeyi açısından da, yorum düzeyi
açısmdan da çok yoğun bir program.
Film gösterimleri, belgeseller, panel ve seminerlerin yer alacağıfestival 10 Aralık'a dek sürecek
Sinema-tarih bıduşması 'ükTürkfîhni'ykbaşhyörKûltür Servisi -TÜRSAK ıle
Türkiye Ekonomik ve Toplum-
sal Tanh Vakfı'nın, Curnhuri-
yetin 75. yıl kutlama etkinlikle-
ri çerçevesinde düzenledıkleri
'1. Lluslararası Sinema-Tarih
Buluşması' bugün başlıyor. 10
Aralık"a dek sürecek festivalin
ödül törenı 9 Aralık'ta LütFı Kır-
dar Kongre Merkezi'nde yapı-
lacak. Filmler Alkazar, Beyoğ-
lu. Akademi Îstanbul ve Bilgi
Üniversitesı salonlannda izle-
nebilecek.
Uluslararası Sinema-Tarih Bu-
luşması'nın açıhş fihnı ise tüm
ızleyicilerve Türkiye'deki sine-
maseverler için sürpriz niteli-
ğinde. 1911 yılmda Makedon
asıllı Manaki kardeşlerin çek-
rigi vetarihteki ilk Türk fılmi ola-
rak kabui edilen 'Sultan 5. Meh-
mer Reşaf'ın Vlakedorrva Ziya-
reti' adlı. belgesel niteliğindeki
kısa film. ilk kez, sınema araş-
tırmacısı Burçak Evren tarafın-
dan Türk sinema çevrelerine 'flk
Türk filmi' olarak tanıtılmıştı.
1980'lerin başında Türkiye'de
gösterilen, ancak ilgi görmeyen
film, birkaç yıl önce düzenlenen
Makedon Filmleri Haftası'nda
Makedon filmi olarak kısa bir
bölumüyleyeralmışfı. Gazi Üni-
versitesi Sinema Anabilim Da-
Iı Öğretım Üyesi Yrd. Doç. Ha-
leKünüçen'in, araştırmalan so-
nucunda bır kopyasını Make-
donya'dan getirdıği film, 'Bios-
cop 300' isimli kamerayla
1911'deçekilmış. İlk Türk fil-
mi olmasıyla ılgilı tartışmala-
nn hâlâ sürdügü film, 5. Meh-
met Reşaf ın 1911'de Manas-
tır'a yaptığı ziyareti konu alı-
yor.
' 1. Uluslararası Sinema-Tarih
Buluşması'nda film gösterim-
lerinin, uluslararası v e ulusal ya-
nşmalann yani sıra çeşitli panel.
seminerve söyleşıler de yerala-
cak. Toplumda tarih bilincinin
yükseitilmesi amacıyla hazırla-
nan festival programı on bölürn-
den oluşuyor. Cumhuriyetin 75.
yıldönümü onuruna düzenlenen
'Kurtuluştan Cumhuri>«te' ad-
lı bölümde, Osmanlı Imparator-
lugu'ndan Cumhuriyetin kuru-
luş yıllanna uzanan, ulusal tari-
"Engelchen" - Helke MisseİHİtz,
himizin çeşitli dönemlerinden
Türk filmleri izleyiciye sunula-
cak. 'Aydınlanma'mn Sineması'
adlı bölümde farklı ülkelerde
yaşanan 'Aydınlanma' süreçle-
rini beyazperdeye yansıtan Ro-
bert Enrico, Andrei Koncha-
lovsk>', Guiliano Montaldo ve
ArianeMnouchkinegıbı yönet-
menlerinfilmleriyer alıyor. Dün-
19%.
ya sinemalanndan tarihsel te-
malan işleyen. son üç yıl için-
de üretilmiş uzun metrajh konu-
lu filmlerin katılacağı Ulusla-
rarası Uzun Metrajh Konulu
Film Yanşması'nda yer alan
filmler uluslararası birjüri tara-
fından değerlendirilecek.'Uhıs-
lararası Beigesel Film Yanşına-
a'nda ise son üç yıl içinde üre-
tilmiş tarih konulu belgesel ya-
pımlan yanşacak, belgeseller
ayn bir uluslararasıjüri tarafin-
dan değerlendirilecek. Yanşma-
da Türkiye'yi M. Ali Birand'ın
'12 Eylül' belgeseli temsil ede-
cek. Italyan yönetmen Gianfrao-
co Mingozzi. Alman yönetmen
Mkhael Verhoven ve Mısırh yö-
netmen Yusuf Şahin'in filmleri
'Lstalara Saygı' başlığı altında
ulaşacak izleyicılere.
4
OtuzYılSonra-Sinemada68'
başlığı altında 1968 olaylanna
sinemanın yaklaşımım örnek-
leyen yapıtlar yer alıyor. Festi-
valin bir başka başlığı ise Çağı-
mızın Tanıgı Sinema. Dünya si-
nemalannın çağımızın önemli
tarihsel olaylanna bakışıru yan-
sıtan, konulu ve belgesel yapım-
lardan oluşuyor.
Insan Haklan Beyanname-
si'nin kabul edilişinin 50. yılı
olması nedeniyle hazırlanan 'ln-
san Haklan Beyannamesi'nin
50. Y ıhnda İnsan Haklan ve Si-
nema' başlıklı bölümde çeşitli ül-
kelenn insan haklanna ilişkin
sorunlannı yansıtan filmler yer
alıyor. 1998 yılınm Sergei Ei-
senstein'm doğumunun 100. yı-
lı olması nedeniyle ünlü yönet-
menin anısuıa hazırlanan 'Doğu-
munun 100. yılında Ebenstein'a
Saygı' bölümünde Rus yönet-
menin yapıtlannın yani sıraOfeg
Kovalov'un Eisenstein'ın yaşa-
möyküsünü ve sanat anlayışını
yansıtan 'Sergei Eisenstein: Oto-
b/yografî' adlı belgeseli de gös-
terilecek.
Festival kapsamında sinema-
nm tarihle ilişkisini irdeleyen, bu
ilişkideki 'gerçeklik', 'sadakat'.
'özgünyorum'boyutlannı tartış-
maya açan panel ve seminerler
yer alacak. Aynca festivalin ko-
nuğu olarak îstanbul'a gelecek
yabancı yönetmenler veoyuncu-
larla söyleşiler. 'BelgesekrUer Ta-
rihi Sorgulanıyor', '68 ve Sine-
ma\ 'Aydınlanma, tnsan Hak-
lan ve Sinema' başlıklı paneller
ve 'Bir Roman - Üç Yorum: Viı-
nın Kahpeye', 'Sinema Gözüy-
le YugoslavyaDramı'. 'Cumhu-
riyet Tarihi'neBir Bakış: İnönü
Belgeseli' başlıklı seminerlerger-
çekleşecek.
ODAK NOKTAS
SELİM İLERİ
Heybeliada'da Günler
Nejat Gülen'den Son Uskumru:
"Bayram geldi mi Ada 'nın tüm eşekleri süs,
nirdi, hepsi büyük tura, küçük tura gltmeye h
zır, tarife de kesin; küçük tur lOkuruş, büyük i
yirmi kuruş, yani bir manda gözü. Ama zan
yok, bayramlarda öyle zengin olurduk ki, öp >
al parayı-öp eli a! parayı, ceplerimiz para dole
dı. Kâğrtliralanmız bile olurdu. Sanyüz liraJar, bt
kuruşlar, on kuruşlar gırta.
"Eşeklerin üstünde hepimiz birer kovboydı
sanki. Ken Maynart, Bucuk Cones ve de şarkı
kovboy Cin Otri."
Bayramlar Heybeliada'daymış.
Bir semtin, bir yörenin yazarı olunabilir mi? B
yazarlık yaşamı boyunca yalnız orayı anlatmal
Nejat Gülen böylesi birçetin çabayı gerçek kıla
bildi.
İlk eseri Heybeliada harikulade bir monogra
fiydi. Adaların en hüzünlüsünü yazar, tarihteı
coğrafyaya çok geniş bir yelpazede anlatıyordu
Kafes'i yazarken okumuştum bu kitabı. Inanılma
bilgilerdevşirmiştim. Kafes'in Heybeliada sayfa
lan Nejat Gülen'e borçlu kalmıştır...
Nejat Gülen romanda, öyküde de adasını yaz-
dı. Heybeli'de Yaz Sonu'nu Leylâk Kokusu izle-
di.
Tıpkı Yahya Kemal'in dizeleri:
"Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
"Yazlaryavaşça bitmese, günlerkısalmasa..."
Sait Faik Burgaz'dan sık sık söz açmış, Bur-
gaz'da geçen eşsiz öyküler... Ama Nejat Gülen'in
çabası bambaşka: O, Heybeli'yi biredebiyatkah-
ramanı yapıyor. Kişiler, anılar, kurmacalar, kimlik-
ler birer ikişer beliriyor belirmesine, fakat sonra
hepsini Heybeliada kucaklıyor.
Son Uskumru'ya gelince, yazarının "öyküler
ve anılar" alt başlığını eklediği metinler birer iki-
şer kederler yumağı olup çıkmış.
Heybeli'de geçen duyarlı çocukluk günleri, ilk
aşk... hiç unutulmayan ilk aşk, Ada'ya gelenler,
Ada'daki aanlık, bunlar hepsi, başlangıçta sevinç-
ler armağan ediyor.
Gerçekten de Nejat Gülen'in kalemi bize o
günleri, o ışıltıyı bir peyzaj çağnşımıyla getiriyor.
Heybeli'de günleri, ışıltıyı siz de yaşamış gibi olu-
yorsunuz. Sizin anılannızdan birer parçaymışça-
sına alımlıyorsunuz.
Ama sonra 'son uskumru'!
Uskumrunun sonuncusu olabilir mi? Doğa kir-
lendikçe, doğayı kirletenler azdıkça, deniz ve
rüzgâr başka türlü konuşmaya başlar başlamaz,
Nejat Gülen'in sevgicil anlatımı kınlıyor, küsüyor.
Bir bakıma Sait Faik'in kaç yıl önce haber ver-
diği: "Son Kuşlar"\
O son kuşlar gibi son uskumru...
Istanbul'da ada/ar benim çocukluğumda bir
rüya gezintisi sayılırdı. Ya ilkyaz, ya ysz,ya so-
nu, nihayet sonbahar adalardan btnn© ine giâi-
lirdi. Bazı kış pazarlan da gidilirdi. Biraz üşünür,
biraz aç kalınır, ama o gidişlerden vazgeçiimez-
di.
Bilmem neden Heybeli'ye hep yazın gidilirdi.
Yaz sonunda ve sonbaharda bu adanın yürek ya-
kıcı bir hüzne büründüğü söylenirdi.
Nejat Gülen bizler gibi 'günübirlik' adalı değil.
Adada geçmiş çocuk/uğu, ilkgençliği, yıllanyla bir
ada insanı o. Bu yüzden anıları, öyküleyişi, söy-
lemi adadan çiçek kokulan taşıyor:
"Kış başlar, fırtınalı, karlı, yağmuhu uzun ve
kara birkış. Mevsimlereş uzunlukta değildir. Kış,
uzun ve kasvetlidir."
(Oysa adalarda kışın ılıman geçtiği sanılır.)
"Huriye Hanım hava ayaza çekince saksılannı
içeri alır, sardunyalan, ıtırian, karanfilleri. Kuş-
konmazlar, mum çiçekleri hep içeridedir."
Huriye Hanım'ın kırmızı, "acıkokulu" karanfil-
leri varmış. Nejat Gülen "ada karanfilleri" diyor.
Ada'da açan saksı karanfilleri, sahi, başka mıy-
dı?!
Heybeli'de tiyatrosu, sineması, canbazıyla iç-
li bir Fellini filmini tattıran Son Uskumru, günü-
müze yaklaştıkça, dediğim gibi, ilenç yazısına
evriliyor. Kendi içine kapanıp noktalanıyor.
Tıpkı kimilerimizin bugünkü yaşaması gibi!
Takvimde lz Bırakan:
"Yaz geceleri annemin ayak seslehni dinleye-
rek uyumak büyükahşap odalarda." Nejat Gülen,
Son Uskumru, Engül Yayıncılık, 1998.
ÇAĞOAŞ (& YttMUH
Oktay Ekinci
ŞERİATIN
KRAVATLIBAŞKANI
ÛKTAYEKtiCI
ŞERİÖTN
KRAVATU BAŞKANI
5
224 sayfa, 3. hamur
1994 niından beri doğrudan "belcdiye başkaniığı''
gorcvme bağlı olarak soruşturma açılması, hatta
yargılanması gcreken bir başkanı, Rccep Ta^ıp
Erdoğan'ı sorgulayan bir >apıt. İstanbul'u rant
yağmasına kurban eden hcm şeriatçı hem "kravatiı"
başkanın pek bılinmeyen portresi. Şeriatçı yağmanın
tahnbatuıı yaşayan, giderek şenat uğruna kentscl
değerkri yok edilmeye çalışılan îstanbul kentinın
u
Recepr
'li, "Tayyip"li, "Erdoğan"lı öykusü...
BUTÜN KİTAPÇILARDA
Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulûfaü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Td: (212)514 01 96
Cumhuriyef
k i t a p I a r ı
Yayma Hazırlayan:
Necla Arat
AYDINLANMANIN
KADINLARI
370 sayfa 1. hamur
Bu kitap, gcçmişi \e bugunü gelecek kuşaldara
âktarmak ışlevim amaçhyor.
Bu kıtaba Cumhuriyet'm Kadın Haklan
Devrimi'nden yararlanan, iiesTİmın gücuyie devrimin
coşkusunu \aşamayı surduren tam yırmibej
kadirumız katkıda bulundu.
Bu kitap, Cumhuriyctimizin 75. yılında düşünen ve
üreten tüm kadınlanmızın küçük bir ömeği olmanın
- haklı gururunu üsüeniyor.
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
CunVuıriyrt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No.39/41
^ kitap kulubû (34334)Cağatoğlu-lstanbul le\: (212)514 01 96
Cumhuriyel
k ı t a p I a r ı
Gönül Dönmez Colin
PAYLAŞILAN TUTKU
SİNEMA
200 sayfa, 1. hamur
Sinema adına gerçekten "lezzetlı" ve de alınması
gerekli bir kitap. Sadece alınması rru? Elbette hayır.
Bu kitabı alın, fister evde, ister seyahatte) bir rahat
koltuğa oturun. Göreceksiniz ki, bir süre sonra
içinızdekı koskocaman sinemanın baslama ziii
çalacak, hem de uzuuun uzuuun. Başlayuı sayfalan
çevirmeye. Haydi size iyi seyırler...
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
P T y J ^ Pazarlama A.Ş. Tûrfcocağı Cad. No:39/41
^ krtap kulubû (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Deniz Kavukçuoğlu
SOSYAL DEMOKRASIDE
TEMEL EĞİLİMLER
441 sayfa, 1. hamur
İşte titiz, oylumlu bir arasürma. İşte Türkiye'deki
şiyasal partileri karşılaştırma, değerlendırme olanagı.
İşte kendinı "sosyıl demokrat" olarak tanımlayanlar
yani sıra "demokratik sol"da olduğunu sa\Tjnanlar
için bulunmaz bir kaynak.
BÜTÜN KİTAPÇILARDA
Cumhuriyrt Çağ Pazarlama A.Ş. Tûrkocağı Cad. No-39/41
. kitap kulûbii (34334)Caöaloâlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
FATİHİKtVCt
HÂKlMlJĞİ'^a)EN
EsasNo: 1997/398
KararNo: 1998/720
Davacı Manuk Gü-
neş tarafından gaip
Nihat Satılmış aleyhi-
ne açılan gaıplik dava-
sı sonunda;
Yukanda mucip se-
beplere binaen dava-
nxn kabulü ile îstanbul
Fatih Davutpaşa cilt
014/13, sayfa 63, kü-
tük 1046'da nüfiısa ka-
yıtlı ve Sankaya ilçesı
Terzıii köyü H: 80, cilt
II ves: 1073'tengel-
diği bildirilen Şevket
ile Sevim'den olma
(Maryam)'den olma
22.5.1945 doğ. Nihat
Satılmış'ın MK'nin
530. maddesı gereğin-
ce gaipliğine,
345.000 TL bakiye
harcın davacıdan tah-
silıne,
Davanın nevi itiban
ile masraflann davacı
üzennde bırakılması-
na dair kanun yollan
açık olmak üzere da-
vacmın yüzünde dava-
lının yokluğunda da-
valıya hükiim hûlasası
yerine geçmek üzere
ilan olunur. 20.11.
1998 Basın: 62076