25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4ARALIK1998CUMA CUMHURİYET SAYFA EKONOM /cumek(â turk.net 13 Hazine ve Merkez Bankası yetkilileri zor durumdaki bankalara çözüm aramak için toplandı 14 bankayı kurtarma operasyonu BANL'SALMAN ANKARA-Zor duruma düştük- leri gerekçesiyle yükümlülüklerinin kaldınlmasmı isteyen banka sayı- sının 14"e çıktığı bildirildi. Hazine ve Merkez Bankası yetkililerince ya- pılan toplantıda, bu bankalann kur- tanlmasına yönelik olarak2 yıl sü- reyle mevduat munzam karşılıkla- n, dısponibilite ve Tasarruf Mev- duatı Sigorta Fonu'na aktarmak zo- runda olduklan kaynaklan kullan- malanna olanak sağlanabileceği belirtildi. Bu bankalann 64. madde kapsa- mında değerlendirilerek, yüküm- lülüklerinin kaldınlmasının planlan- • Bu bankalann 64. madde kapsamında değerlendirilerek, 2 yıl süreyle mevduat munzam karşılıklan, disponibilite ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na aktarmak zorunda olduklan kaynaklan kullanmalanna olanak sağlanabileceği belirtildi. dığı öğrenildi. Merkez Bankası'na başvurarak mevduat munzam karşılığı ile dis- ponibilite yükümlüliiklerini yerine getirmeme ve ceza uygulanmama- sını isteyen banka sayısı arttı. Bu bankalann bilançolan incelemeye alınırken; yurtdışmdaki kaynakla- nnın yurtiçine taşınması ve serma- ye arttınmma gitmeleri önerilmiş- ti. Ancak, hükümetin Bankalar Ya- sası'nı mali sektör reformundan ayırarak öncelikli yasalar kapsa- mında Plan ve Bütçe Komisyo- nu'ndan geçımıesinin bankalan te- laşlandırdığına dikkat çekildi. Yükümlülüklerinin kaldınlma- sını isteyen bankalann dünyadaki ekonomik bunalımın yanı sıra aç- tıklan kredileri tahsil edememele- ri nedeniyle de zor durumda olduk- lanna dikkat çekildi. Bankalar, pi- yasalardaki genel eğilim doğrultu- sunda likidite sıkışıklığı yaşıyor- lar. Bu nedenle özellikle Türk Li- rası'na yüksek faiz uygulanmaya başlandığı gözlenirken, mevduatla- n yüzde 100 devlet güvencesi al- tında bulunan bankalann kendile- rine kaynak yaratmak için yüküm- lülüklerin de kaldınlmasma çalış- tıklan belirtildi. Sakuıcalan da var Bankalann tahsil edemedikleri krediler karşılığında teminat ola- rak fabrikalan almalannın bir ari- lamı olmadığına dikkat ceken ban- kacılar, bu nedenle tahsil edileme- yen kredilerin geri alınabilmesi için yeni kredilerle firmalann ayakta tutulmaya çahşıldığını anlattılar. Yükümlülüklerden muaf tutul- malan dunununda bankalann "bu kaynağı yeni fon olarak kullanıp daha yüksek faizlc mevduat topla- ma çabasına gjrebilecekleri" riski- ne de dikkat çekildi. Bankalann kaldınlması için baş- vuruda bulunduklan mevduat mun- zam karşılıkJan ile disponibilite yü- kümlülüğü son olarak 22 Temmuz 1996 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan tebliğle düzenlenmiş- ti. Bu tebliğle oranlann düşürül- mesi durumunda, tüm piyasalan etkileyecek bir düzenleme gerçek- 1994 yılından bu yana siyasal iktidarlar, çalışanlann birikimlerini yok ettiler 'Zorunlu soygundaJ 5yühkyitikANKARA - (Cumhuriyet Bürosu) Ha- zine, yüzde 150'ye ulaşan faizlerle kamu bütçesinin yansını rant kesimine aktanr- ken çalışanlardan zor alımla gerçekleşti- rilen tasarruf kesintilerinin enflasyon kar- şısındaki kaybı kalıcılaştırdığı gibi yüzde 3.3'!üksembolik "nemaoranjyla" yetini- Hyor. Çalışanlann 1993 sonunda 5 milyar do- lara ulaşan birikimleri Türk Lirası'naçev- rilmeseydi, 1994 yılından itibaren hiçbir kesinti ve faiz uygulanmasa bile fonda 1 katrih/on 520 trilyon liralık birikim olacak- tı. Ancak, 4 yıl boyunca yapılan kesinti- lere karşın Hazine, fonda Ekim 1998 iti- banyla 1 katrilyon 418 trilyon lira bulun- duğunu açıkladı. Böylece, 5 yıldır yapı- lan kesintiler reel olarak yok oldu. Parlamentoda grubu bulunan ANAP, DYP, FP (RP), CHP ve DSP olmak üzere tüm partiler iktidara gelmelerine karşın 5 milyonu askın çalışanı ilgilendiren "zonm- • Çalışanlann 1993 sonunda 5 milyar dolara ulaşan birikimleri Türk Lirası'na çevrilmeseydi, 1994 yılından itibaren hiçbir kesinti ve faiz uygulanmasa bile fonda 1.5 katrilyon liralık birikim olacaktı. Ancak, Hazine, fonda Ekim 1998 itibanyla 1 katrilyon 418 trilyon lira bulunduğunu açıkladı. lu tasarruf fonunun tasfrye edfleceğj" va- atleri yerine getirilmedi. Hükümetlerin hazırladıklan bütçelerin yansma yakını faiz ödemelerine aynlırken çalışanlardan yapılan zorunlu tasarruf ke- sintileri "ucuz kredi" olarak değerlendi- rildi Hazine'ninbu dönemdeyüzde 150'le- re ulaşan faiz oranlanyla gerçekleştirdiği kısa vadeli borçlanmalara karşın bu yıl içinde zorunlu tasarnıfkesintilerine uygu- lanan nema oranının yüzde 3.3'te kaldı- ğına dikkat çekildi. Hazine Müsteşarlığı'nın dün yaptığı ya- zılı açıklamaya göre, 31 Ekim 1998 itiba- nyla fonda kümülatifolarak 575 trüyon 905 milyar Hrası ana para, 1 katrilyon 246 tril- yon 810 milyar İirası nema olmak üzere toplam 1 katrilyon 822 trilyon 715 milyar lira bulunuyor. Bu tutardan nema, iade ve Ziraat Bankası'na yapılan ödemeler düşül- düğünde bugünkü kur üzerinden (303 bin 500 lira 1 dolara eşit) fonda 4 milyar 672 milyon dolar birikim kalıyor. Dolar olarak korunsaydı Zorunlu tasarruf fonunda 1993 yıl so- nunda biriken 73 trilyon 937 milyar 464 milyon lira. dolar olarak korunsaydı, son- raki yıllarda kesintiler yapılmasa ve hiç- bir faiz işlemine ba|h tutulmasa bile bu- günkü dolar kunı üzerinden (303 bin 500 lira) fonda çalışanlann 1 katrilyon 517 tnlyon lira birikimi bulunacaktı. Ancak hesabın Türk Lirası'na çevrilmesi nede- niyle 1994,1995,1996,1997,1998yıhn- da yapılan yeni kesintiler ve uygulanan fa- izlere karşın fondaki birikim tutannın öde- melerden sonra 1 katrilyon 418 trilyon li- ra olması dikkat çekti. Türk-lş Yılhğı'nda 1988 yılında yüzde 2 çalışandan, yüzde 3 işverenden yapılan kesintilerle başlatılan zorunlu tasarruf fo- nu uygulaması, 1989 yılının ilk 7 aylık döneminde çalışandan yüzde 3, işveren- den yüzde 4.5; 1989-1994 arasında çalı- şandan yüzde 4, işverenden yüzde 6 ke- sinti yapılarak sürdürüldü. Ancak 1994 yılından itibaren başlangıçtaki gibi yüzde 2 çalışandan, yüzde 3 işverenden yapılan kesintilerle sürdürülen zorunlu tasarrufta, 1996 sonu itibanyla 565.7 trilyon lirabirik- tıği açıklanmıştı. leştirilmiş olacak. Merkez Bankası'nın piyasadaki likiditeyi de belirleme aracı olarak değerlendirilen mevduat munzam karşılıklan ile disponibilite yüküm- lülüklerinin bu teblig değiştirilerek yeniden düzenlenmesi durumunda tüm bankalara yeni bir olanak sağ- lanmış oluyor. Bankalann batış sürecine giraıe- si durumunda da yine devlerin zor duruma düştüğüne dikkat çekilerek, bunun göze alınabileceği belirtilir- ken; Merkez Bankası ve Hazine yetkililerinin yaptıklan toplantılar- da 14 bankanm 64. madde kapsa- mında değerlendirildiği öğrenildi. Bankalar Yasası'nm 64. maddesin- deki, "Bakan, kanuni karşılık yü- kümlülükkriniTürkiyeCumhuri- yetMerkez Bankasr nın da görüşü- nü alarakceza faizlerini kakhrmak suretiyleertelemekveyadüşürmek de dahilolmaküzere mali bünyenin takvryesi için gerekli tüm tedbirle- ri almavayetkilidir1 * hükmü uyann- ca, bu bankalarla sınırlı olmak üze- re yükümlülükleri kaldırabiliyor. Bu kapsamda bu bankalara 2 yıl süre tanınması benımsenirken, ban- kalann istemi doğnıltusunda Ta- sarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na yahnlması zonınlu olan sigorta ke- sintilerinde de muafiyet sağlana- bileceği belirtildi. Mevcut uygulamada bankalann taahhütleri karşılığında bulundur- maları gereken disponibil değer (devlet iç borçlanma senetleri, OtB'nin çıkardığı TEFE'ye veya dövize endeksli senetler ile döviz üzerinden düzenlenmiş senetler) oranlan yüzde 31e yüzde 14 ara- sında değişiyor. Mevduat munzam karşılığı olarak da, bankalar. TL mevduatlan için yine TL olarak yüzde 8; döviz tevdiat hesabında kendi döviz cinsinden, diğer döviz cinsleri üzerinden açılan hesaplar için de ABD dolan olarak yüzde 11 oranmda Merkez Bankası 'na mun- zam karşılık yattrmak zorundalar. Dıs borc Bütçenin iki katına ulaştı (Cumhuriyet Bürosu) - Dünyada ekono- mik bunalımın yaşandığı 1998 yılında Hazine, 14 kat- rilyon 12 trilyon lira iç ve dış borç geri ödemesini karşıla- yabilmek için iç piyasadan 10 katrilyon lirayı aşkın, dışan- dan da 2.4 milyar dolara ula- şan borçlanmaya gitmek zo- runda kaldı. Hazine'nin açıklamasına göre 1997 yılında 84.7 mil- yar dolardan 92.2 milyar do- lara çıkan dış borç stoku, 1998'in ilk 6 ayının sonun- da 97.2 milyardolara yüksel- di. Buna göre Türkiye dün- kü dolarkuru üzerinden (303 bin 500 lira) 49.4 milyar do- lar olan 1998 bütçesinin yak- laşık 2 katı düzeyinde ya- bancı ülkelere borçlu konum- da bulunuyor. Türkiye, 1999 yılına 10 katrilyon lirayı aşkın iç borç, 29 katrilyon 439 trilyon lira dış borç stokuyla giriyor. Ancak Türkiye'nin 1999 yılı bütçesinin bile 25 kat- rilyon lirayı aşması beklen- miyor. İç borç stoku hesaba katılmadığında bile bütçesi- nin üzerinde dışanya borçlu konumda bulunan Türki- ye'nin. 8 yıllık temel eğitim nedeniyle geçmiş yıllara gö- re kaynak aktanmını arîtır- dığı eğitimin bile bütçedeki payı 2 katrilyon 793 trilyon lirayla sınırlandınlmış bulu- nuyor. Yani eğitime aynlan pa- ym 5 katı tutannda iç borç stoku, 15 katı tutannda da dış borç stoku bulunuyor. Aynı şekilde bütçedeki ida- ri-fonksiyonel dağılnn için- de saglık alanına aynlan öde- nek 664 trilyon lirayla sınır- lı tutuluyor. Dış borç stoku da sağhk alanına aynlan pa- yın 44 katı düzeyinde bulu- nuyor. 1998'in bitişine 1 aykala 10 katrilyon 365 trilyon lira gelire karşılık 13 katrilyon 248 trilyon lira harcama so- nucunda, 2 katrilyon 883 tril- yon lira açık verildi. Faiz dı- şı fazlanın 2 katrilyon 807 trilyon lira olduğu 1998 yı- lının 11 ayında. 5 katrilyon 690 trilyon İirası faiz, 1 kat- rilyon 516 trilyon İirası dış, 6 katrilyon 806 trilyon İira- sı iç borç. 8 katrilyon 322 trilyon İirası anapara olmak üzeretoplam 14 katrilyon 12 trilyon lira borç ödemesi ger- çeklejtirdi. Ancak Hazine bu dönemde yalnızca iç piya- sadan 9 katrilyon 52 trilyon lira borçlanmaya gitmek zo- HONDA İYAZ1YI 0KUMAK SiZE 680 MİLYONTL KAZANDIRACAK. [ 5 ARALIK'A KADAR ] Honda Civic 4 Kapı'da fırsat fırsat üstüne. İlk fırsat, sıfır faizli 6 ay vadeli 1.5 milyar TL kredi. (Kredinin sıfır faizli olması size 350 milyon TL kazandırıyor.) İkinci fırsat birbirinden avantajlı iki seçenek: Dilerseniz klimalı Honda klimasız fiyatına. Dilerseniz sabit vergilerin tümü bizden. (Her iki seçenek de size 330 milyon TL kazandırıyor.) Size toplam 680 milyon TLTık avantaj sağlayan bu iki büyük fırsat sadece Honda'da, sadece Honda Civic 4 Kapı için. HONDA CİVİC 4 KAPI 1.4 İS standart model için tavsiye edilen anahtar teslim fiyatı: 4.747.400.000 TL Adana Tekbaş Tel: (0322) 441 14 86 - 87 Ankara Bora Tel: 10312) 286 83 83 Ankara Efe Tel: (0312) 397 38 23 Antalya Senoğlu Tel: (0242) 340 14 54 Balıkesir Vılmaz Tel: (0266) 221 58 00 Bursa İnallar Tel: (0224) 267 13 50 Çortu Dayanddl Tel: (0282) 673 41 00 Denizli Kaan Tel: (0258) 268 24 98 Diyarfoakır Durmaz Tel: (0412) 251 71 00 Erzunım Cebiler Tel: (0442) 235 48 01 - 02 Eskisehir Ufuk Tel: 10222) 217 42 22 Gaziantep Cihan Tel: (0342) 321 33 70 İcel Akbayrak Tel: (0324) 359 61 11 İslanbul Fenerbahçe MuUUun Tel: (0216) 418 37 40 Istanbul Zıveıbev Mutluhan Tel. (0216) 418 37 44 İstanbul Maslak Çittkurtlar Tel: (0212) 276 44 16 İstanbul Taksım Yazeks Tel: (0212) 232 98 66 Istanbul Günesli Patfc Tel: (0212) 693 94 10 - 18 İstanbul Kozyatağı Damla Tel: (0216) 464 35 66 İstanbul Altunizade Ayışığı Tel: 10216) 474 05 00 İstanbul Beykoz Kavacık Tel: (0216) 425 10 60 Istanbul Cobanceşme An Tel: 10212) 654 66 60 İzmir Terakki Tel: (0232) 343 38 38 İzmir Çamklran Tel: (0232) 265 55 55 Kayseri Susal Tel: (0352) 332 36 30 Kocaeli Uzuner Tel: (0262) 335 37 05 Samsun Karot Tel: I0362) 438 30 00 Trabzon Kalafatoglu Tel: (0462) 248 23 07 - 08 i taleplerinız için bayılenmiz ile görüşebılıfsınız ÇIFTÇI DOSTU SADULLAH USUMİ Çittçi Ezildi, Vergi Kaçıranlar Sevindi Geçen gün gazetemizin "Çiftçi Dostu" köşe- sinde yayımlanan "Yılmaz Hükümetinden En Bü- yük Darbeyi Çiftçi Yedi" başlıklı yazımıza Tanm Ba- kanı Mustafa Taşar'dan yanlışlarla dolu bir açık- lama geldi. Taşar, çiftçilerimizin bu yıl "tüccann insafına bı- rakıldığı" yolundaki iddiamızı kabul etmiyor. Ayrı- ca bu konuda yanlış bilgilendirildiğimizi de söyle- meye çalışıyor. Hemen belirtelim ki, tam 10 yıldan beri bilgisi- ne başvurduğumuz çiftçi kökenli değerli insanla- nmız bizi bir kez bile olsun yanıltmadılar... Mısır üretimi ve pazarlaması konusunda bize bilgi veren insanlarımız, Türk tanmına dededen oğula, oğuldan toruna hizmet vermiş değerli çift- çilerimizdir. Bu insanlarımız Tanm Bakanı'na da, kadrolan- na da, bize de ders verebilecek kadar yetenek ve bilgiye sahiptir. Bakanlığımızın dayararlanabilme- si için bu değerli ve bilgili çiftçilerimizin birkaçının isimlerini yazıyorum. Isterseniz gerçekleri kendi- lerinden öğrenebilirsiniz. 1. Cumali Doğru (Adana Çiftçiler Biriiği Başka- nı). 2. Süleyman Girmen (Adana Seyhan Ziraat Odası Başkanı). 3. Hüseyin Soyubelli (Adana Yüreğir Ziraat Odası Başkanı). 4. Rrfat Kodal (Ziraat Odası'nda ve Çiftçiler Bir- liği'nde yönetici). 5. Ali Ergezer (Tarsus Ziraat Odası Başkanı). Araştırma yapmak için gittiğim bölgelerdeki yüz- lerce ve hatta binlerce çiftçi... Mektuplar, telefon- lar... ••• Sevgili Taşar, Ya gerçekleri kabul etmek istemiyorsunuz ya da size verilen bilgiler yanlış. Biz bir kilo mısınn üreticiye maliyetinin en az 40 bin lira olduğunu yazmıştık. Siz de 36 bin lira ola- rak tespit edildiğini ileri süriiyorsunuz. Aramızda pek büyük bir fark yok, ama bir kez daha açıklama getinmekte yarar var. Bazı bakan- lanmız ve siyasetçilerimiz, çiftçilerin bankalardan sağladığı kredilerin yüksek faizleri ile tefecilere kaptınlan servetleri maliyet hesabına katmaktan ka- çınıyorlar. Eğer bir de bu hesaplann içine girersek bir kilo mısınn maliyeti 60 bin lirayı da geçer. Hükümetin mısıra dünya piyasalarının üstünde fıyat verdiğini söylüyorsunuz. Tespitinizin doğru- luk derecesi, fiyatlan neye göre değerlendirdiğini- ze bağlıdır. örneğin dünyada hububat için iki ay- n fiyat vardır. Birincisi, borsalarda geçerli olan fi- yatlardır. Bu fiyatlar, hükümetinizin mısıra verdiği fiyattan düşüktür. Ama tartışma konusu olan, üreticinin eline ge- çen paradır. Avrupalı mısır üreticisinin eline geçen para, Türk üreticisinin eline geçen paranın iki ka- tına yakındır. Avrupalı mısır üreticisinin kilo başı- na eline geçen para 75 ile 80 bin lira civarındadır. Türk üreticisine hükümetinizin verdiği fiyat ise 47 bin 700 liradır. Üstelik üreticilerin bir kısmı da ne yazık ki mısınnı 38 ile 42 bin lira arasında satmak zorunda kalmıştır. Eğer konuyu iç ve dış piyasalara göre değerlen- dirirsek, fıyat uygulamanız yine yanlıştır. Zira hem piyasalan kanştırdınız hem de üretici ve sanayici- yi zarara uğrattınız. Zira verdiğiniz fiyat, üreticile- re göre çok azdır. Piyasaya göre ise fazladır. Hal- buki hükümetlerin görevi iki kesime de rahat bir ortam yaratmaktır. Yüksek fiyat verdiniz. Yem fiyatlannı fırlattınız. Hay- van üreticilerini, tavukçulan, yumurtacılan zora soktunuz. Ayrıca halkımızın bu ürünleri pahalı ye- mesine neden oldunuz. Trilyonlar aracılara ve ver- gi kaçakçılarına aktı. ••• Bu tür kargaşalarda tek çözüm yolu prim siste- midir. Birinci Tanm Şûrası'nda da prim sistemi önerilmiş ve kabul edilmişti. Neden bu sistemi uy- gulamıyorsunuz, anlamak mümkün değildir. Eğer ithal mısırın Türkiye'ye maliyeti 38 bin lira ise siz de 38 bin lira alım fiyatı ilan etmeliydiniz. Böylece piyasada fiyatlar 38 ile 40 bin lira arasın- da oluşacaktı. Yem sanayii önce iç piyasaya ağır- lık verecek, yerli mısır bittikten sonra da ithalata yönelecekti. Bu arada sanayiciler de rahatlamış ola- caktı. Aynca mısır üreticisine kilo başına 15 bin lira prim verecektiniz. Üreticinin eline de bir kilo mısır karşılığında 53 ila 55 bin lira geçmiş olacaktı. Çift- çi de üç beş kuruş kazanacaktı. Trilyonlarca lira prim ödediği halde, bu işten dev- let de kâriı çıkacaktı. Zira prim sistemi uygulanma- ya başladığı andan itibaren vergi kaçağı tamamen ortadan kalkacaktı. Çiftçi prim bedelini tahsil ede- bilmek için buğdayını, mısınnı, arpasını, yulafını sattığı tüccardan belge isteyecekti. Böylece hu- bubat piyasasındaki tüm alışverişlerfaturalanacak ve devlet çiftçilere ödediği primlerin belki de 5 kat fazlasını vergi olarak toplayacaktı. ••• Sayın Bakan, Toprak Mahsulleri Ofisi 600 bin ton mısır aldığı için övünüyorsunuz. Bence üzülmeniz gerekirdi. Zira bizim bildiğimiz, ürün bol olduğu zamanlar TMO fiyatlan dengede tutabilmek ve üreticiyi koruyabil- mek için çok ve hızlı alım yapar. Halbuki Türkiye'de ihtiyaç fazlası mısır yok. Yüz binlerce ton açığımız var. Bu açığı kapatabilmek için trilyonlarca liralık ithalat yapıyoruz. Fazla mısır almamızın nedeni yanlış fıyat uy- gulamalanmızdır. Eğer 38 bin veya 40 bin lira alım fiyatı ile biriikte, üreticiye 15 bin lira prim versey- diniz sanayici yerli mısırın tamamını almak için piyasalara hızlı girecekti. TMO da kendine yetecek kadar mal almakla yetinecekti. Önemli olan çok alım yapmak değil, üreticilerin ürününü değeri üzerinden satabileceği bir ortamı hazırlamaktır. Fon uygulamanız tam bir fiyaskodur. Ancak sütunumda yer kalmadı. Bunu da bir kahve soh- betinde tartışırız diye düşünüyorum. Vatanseverler, insanlar, doğaseverier, toprak erozyonu size sevebileceğiniz hiçbir şey bırakmıyor. T.E.M.A. Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandtrma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfi Tel: (0.212) 281 10 27 / 268 09 85
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle