Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1998 ÇARŞAMBA
HABERLER
Masaldan bunalımın yalın gerçeğine: Yeni Dünya Düzeni-8
Strateji uzmanı
Erol Mütercimler 'Ulusalcı politikalar yerine
bölge dışı aktörlere boyun eğilcü'HAZIRLAYA.V IŞIK HANSL
Strateji uzmanı Erol Mütercimler Tur-
kıye'nın bolgede guçlu olm-asını sağlaya-
cak ulusalcı polıtıkalar uretmek venne
bolgesel ya da bolge dışı aktorlenn be-
lırlev ıcıhğıne boyun eğıldını ıfade ettı
- 21. Yuzyıl ^e Turkhe >üksek Stra-
teji adlı kitabınızda, 'Dev let alabıldığı-
ne kuçultulecek, kuçuk ışyerlen kapa-
tılacak. borsa pazar kârına onem venle-
cek.kisazamanda buyuk kazançlarsağ-
lanacak. kamu hızmetlen gırtıkçe gen-
letılecek. zengınlerın daha zengınleş-
mesı sağlanacak. yoksullar da voksullu-
ğun alt sınınna ıtılecek" dKeozetiedi-
ğiniz "Neo-Amenkan" küresellesmeci
süreçten Türkive neden sıynlamıyor?
- Turkıye'nın bu süreçten sıynlama-
yışının bırçok nedenı var aslında Bun-
lan şoyle sıralavabılırız Savunması,
Nato konseptı uyannca yapılandınlmış-
tır Yeterlı ve guçlu savunrna sanayı ku-
rulamamıştır Yuksekteknolojılı ulusal
endusrnyaratilamamıştır Dişborcu80
mılyar dolan aşmıştır Enerjı tanm ve
çevre sorunlannı çozememıştır Eğıtım
programlan ulusalcı ve bağımsızlıkçı
olmak yenne somurge ulke konseptın-
deolmuştur Nıtelıksız ve ûretıcı olma-
yan nufus hızla artmışnr Partı ağalığı-
nın egemen olduğu sıyası partıler yapı-
sı değıştınlememıştır
Tum bu nedenlenn otesınde Turkı-
ye'nın coğrafı konumu da aieyhe bır ar-
gumanolarakortayaçıkmaktadır Aslın-
da. doğru vekararh ama ulusalcı uretı-
lecek polıtıkalar Turkıye'nın bölgede
en guçlu aktor olmasını saglayacakken,
çoğu kez başka bolgesel va da bolge dı-
şı aktorlenn belırleyıcılıği kabul edıl-
mış. daha da kotusu boyun eğılmıştır
Turkıve'nın konuşlandığı "Ön As-
ya"da. 20 yuzyıl boyunca petrol, ulus-
lararası sıyaset ve ekonomı polıtıkalan-
na yon \enp. petropolıtık bır stratejık
arguman olurken. bugun. hıdropolıtık
ve gazpolıtık one çıkmıştır Ancak bu
argumanlarjeopolıtık değerlendırme ya
da bakışla polıtıka uretme araçlan halı-
ne getınlebılır Jeopolıtığın ışlen polıtı-
ka belıdemek degıl polıtika uretecek
^lâVıîarkYeri hazırlamak ve sunmaktır
Cumhunyet başında Gazı Mustafa Ke-
mal cografyanın polıtıkaya verdiğı yo-
nu. matematıkçı sentezıvle uluslararası
ve bolgesel arenaya taşımışken, 75 yıl
bonra jeopolıtığı -Ortadoğu, Kafkasya,
Balkanlar dahıl- Avrasya'nın geleceği-
neyonelıkprojeksıyonlaryapmayısağ-
layacak bır \ontem olaraİc kullanmavı
beceremedık Hıç kuşkusuz. ekonomık
ılışkıler, bolgesel ve dunya gucu olmak
ıçın ekonomının onemı yadsınamaz ol-
çude artmıştır Bolgesel jeopolıtıkte,
ekonomının onemlı bır ağırlığı, belırle-
vıcılığıvardır Ote vandanjeoekonomı,
gerçektenjeopolıtık ıçın göz ardı edıle-
meyecekbıraçılım ıfade etmektedır Za-
ten bunlann ya da bunun sonucu olarak
uluslararası tıcaret olıgarşısının bır
uzantısı olan TLSKD ıle dıncı serma-
venın bır odaklaşması olan MUSİAD
hayat bulabılmıştır Turkıye'nın kure-
selleşme surecınden olumsuz ve kayıp-
lar vererek etkılenı^ını, bu yerlı ekono-
mık kurumlan ulusalcı analızle doğru
bıryere oturtabılınz Bu sentez de, Ulu-
salcı Sanayıcı tşadamlan Derneğı (USİ-
A.D) olabıİır
- 28 Şubat sureci, kuneselleşmeci mo-
deiin bakış açısı anlanıında bir değişik-
lik geürdi mi.' Bu soruyu,28 Şubat son-
rası gündeme getirilen "mıllı guvenlık
sıyaset belgesı" içinde ver alan " Ozel-
leştırmeler >;ureı.ektır ilkesi ve Harp
\kademUen Komutanlığı'nın Mayıs
1998'dejajımladığıveozefleştirmeveiİiş-
kin eleştırel bakışlann da >er aldığı
"Ozelleştırme ve Turk Sılahlı Kuvvet-
len " adlı yavinı gözüne alarak tarusabi-
lirmisiniz?
- 28 Şubat sureci, kureselleşmecı mo-
delın bakjş açısı anlamında bırdeğışık-
lıkgetırmedı Çunku. hukmetme veka-
rar alma mekanızması olan hukumet, 80
mılyar dolar dış borcun bağlayıcılığıy-
la, ıstese de farklı davranamaz Ancak,
Harp Akademılennın sozu geçen yayı-
nı. çok onemlı bır konuya dıkkatı çektı
O da, savunma sanayının ulusalcı olma-
sı gereklılığıdır Bunun ıkı nedenı bulu-
nuyor Bunlardan ılkı, İsmetİnönu'nun
ABDıleımzaladığı 1947tanhlı ıkılıan-
başlıklar altında şoyle duzenlevebılınz
İc tehdit unsurian: Irtıca va da Mya-
sal Islam Etnık mıkromıllıvetçı talep
Enerjı, tanm umnlen açığı ıle tanm ve
su ha\zalannın talanı Çe\re sorunlan
Eğıtım duzevındekı duşukluk Insan
haklarındakı gerılık Demokratıkleşe-
memek Sosval dev let olmavış hızlı ve
nıtelıksız nufus artışı
Dış tehdit unsurian: Yunanıstan ıle
sorunlar Iran ıle tanhı uyuşmazlık Su-
nye ıle Hatay nedenıyle anlaşmazlık
Kuzey Irak'takıbelırsızlık PKKsorunu
Orta Asya ve Kafkasya petrolu ıle do-
ğal gazın naklı nedenıyle Rusya ıle ge-
çıcı ve gıdenlebılır anlaşmazlık \\ ru-
meşudur Turkıve nınunıter. laıkvede-
mokratık nıtelıklerınden vazgeçılemez
ve bunlardan sonuna dek odun verıle-
mez Oteyandan tanhsel ve geleneksel
ulusal bırlık \e beraberlık hıç kuşkuya
yerbırakmayacak bıçımde korunacaktır
- İçinde bulunduğumuz koşullarda
Turkıve'nin mutlaka bolgesel buiiklere
gereksimmi \ar mı? Turkhe, bolgesel
birlik açLsından nasıl bir modek öncülük
edebilir?
- Soğuk savaş sonrası Turkıye'nınje-
opolıtık eksenı. stratejık ışbırlığı ve stra-
tejık ortaklık argumanlanndan etkılen-
mektedır Stratejık ortaklıktan şu anla-
şılmalıdır "Bolgeselsoruniarda\edün-
laşma u> annca kullanması yasaklanmış
olan yardımın 1974'te Kıbns Banş Ha
rekâtında kullanılması sonucu ambargo
yememız Ikıncısı de, ıç ve dış tehdit un-
surlannın 1923'tekılerle aynı ohnası
Turk Sılahlı Kuvvetlen (TSK). Av-
rasya'nın smırlannı ve bu sınırlar ıçın-
de dunya nufusunun yuzde 75 ının. yer-
yuzunün bılınen enerjı kaynaklannın
dörtte uçunun bulunduğunu bılıyor \e
stratejık değerlendırmelen buna gore
yaparak. jeostratejık oyuncular ıle je-
opolıtık merkezler neresıdır ve kımler-
dıranalızını Kemalıstoğretı çerçevesın-
de yapıyor
Cumhunyetın kuruluşunda ıç tehdit
unsuru olarak ortaya çıkan "iç ayaklan-
malann" ırtıca (dıncı) ve mıkromıllı-
yetçı etnık ıstemlenvle. bugun 28 Şubat
surecıyle ortava konan tehdit unburlan-
nın tanımı avnıdır ve olavlarda benzeş-
me ıçındedır Iç ve dış tehdit un^urlan-
nın ortaya konması, 28 Şubat sürecı ve
TSK'nın "milü guvenlik konseptı tanı-
mında" ozelleştırmev e bakışını ve voru-
munu netleştırebılır Nedırbunlar"
1
^na
baslıklar ve bu başlıklan besleyen alt
pa Bırlığı'ne kabul edılmeyış
TSK avrıca Turk ozel sektorunun
devletten beslendığını repocu ve rantı-
ye olduğunu da değerlendırmektedır
- Avrupa'nın Doğu sınınnı Sırbis-
tan'dan çızdığinden hareketle. Turki-
>e'nin A\Tupa Biriifi'ııc abnmayacağını
ileri surmorsunuz. Kimi goruşler ise,
Tiirkive'nin demokratik açılımı açısın-
dan mutlaka Avrupa içinde ver alması-
nı savunu>or. Ne dersiniz?
-Turkıye nın demokratik açılımı açı-
sından mutlaka \vrupa içinde yeralma-
sını savunanlardan değılım Bu. Turkı-
ye'nın kendısı ıçın şaratması gereken
bır olgudur 192 } 'te kurulan cumhunv e-
tın hedefı "çağdaş uygarlık düzevine u-
laşmak" olarak saptanmıştır "Çokulus-
lu" bır ımparatorluğun tasfıvesı so,nucu
kurulan "çok etnıkü" Turkıve Cumhu-
nvetı'nm "jiıksekstratejısi" Batıcı ol-
madan Batılılaşmak olarak belırlenmış
ve "tehdit unsurian" bunlara gore ta-
nımlanmıştır Anadolu'da kurulan dev-
letın "savunma stratejisi" de, kabul edı-
len rejımın yaşatılmasına yonelık ey-
lemlen kapsar Bu stratejık değerlendır-
yanın çeşitli bolgelennde me\dana gelen
olavlarda ortak hareket \e ışbirlıği. aske-
ri ortaklık anlaşmalan ile ekonomik. as-
ken. sıvasal ve sosval alanlarda konıis-
vonlar ve ortak platformlar oluşturul-
ması." Stratejık ışbırlığıne gelınce O da
şudur "Teknoloji.istihbarattkarethac-
minin vüksera'lmesi ve ekonomik işbirii-
ği, ortak askeri teçhizat ve mal/eme ge-
İiştırme projelen. askeri ışbiriiği ile kar-
şılıklı en çok gozetilen dev let anlaşmala-
n." Turkıve'nın bolgesel bırlıklere vu-
kandakı ıkı kavramın açılımı doğrultu-
sunda gereksınmesı vardır ve "AvTasva
Modeli"ne onculuk edebilir, etmelıdır
\ynca Orta \s\a Turk cumhunvetlen
ıle Ortadoğu'va "Kemalist" model ola-
bıhr
- İlkemizin ulusal oncelikli seçenekli
stratejıleri neler olmalı?
- Ulusalcı Işadamlan Demeğı kurul-
malıdır Turkıve'nın demokratik bır ul-
ke olmasının onundekı en buvuk engel
sıyası partılenmızın "parti ağalığı" sıs-
temıdır Seçımsıstemınınve partılerya-
pılanmasının değıştınlmesı gerekmekte-
dır Soğuk savaş donemı urunu partı baş-
kanlan rejımın onundekı en buyuk en-
geldır Adlıve-malıye-eğıtım kurumla-
nnda koklu ve radıkal devnmlenn ıve-
dılıkle yapılması gereklıdır Burokrat
ohgarşiM kınlmahdır Yennden ve verel
yonetım gerçekleştınlmelıdır Merkezı
yonetım, burokrası tanhın çopluğune
atılmalıdır Sekız temel bakanlık dışın-
da bakan olmamalıdır Zorunlu eğıtım
11 artı 2 yıla çıkanlmalıdır En onemlı
sorunumuz nüfus artışıdır Turkıye'nın
nıtelıksız ve üretıcı olmayan nufusa ge-
reksınımı yoktur Batı'da nufus artmaz-
ken Doğu ve Guneydoğu'dakı artışın
onune geçılmelıdır Denızcılık stratejısı
oncelikli belırlenmelıdır Ulusal savun-
ma sanayu ozelleştırme kapsamı dışın-
da tutulmalıdır
- Turkıye'dekı etnık sorunlara karşı
"çokkülturlüluk" ya da "çeşitli kultur-
lüliik" onenyorsunuz Bu kavramlan
açabılır mısınız0
-Turkıye,çoketnıklıbıru!kedırve47
etnık grubun yaşadığı one surulmekte-
dır Etnık gruplannvarlığı manıpulasyo-
na açık olmak demektır kj, bu da ıç ba-
nşın kolavca bozulması anlamına gelır
Ataturk doğru bır ongoruyle, "yûksek
strateji"yı, "Yurtta banş, dfinyada ba-
nş" olarak analız etmış ve hedeflemış-
tır 75 yıl sonra gelınen noktada Turkı-
ve Cumhunvetfnın en onemlı stratejık
hedefı "iç banş" olmaktadır Iç banşın
ıkı argumanla korunabıleceğı ongorul-
müştur Bınsı Iaıklık, otekısı de unıter
ve demokratik dev lettır Herıkı stratejık
ve manıple edılebılır arguman, alt kım-
lıklenn yıkıcılığını onlemek ıçın seçıl-
mıştırve
l4
Türk"üstkımlığı ortakkım-
lık olarak tanımlanmış, bunun açılımı
da "Türkive Cumhuriyeti'ne vatandaş-
lık bağı ile bağiı olmak" \ e "ortak resmi
dilimizolanTurkçevikullanmaktır.'" -Mt
kımlıklenn varlığı ve çokluğu Turkıve
Cumhunyetı ulus devletının zengınlığı
olup çokkulturluluk bağlamında değer-
lendınlmelıdır Fakat, bu argumanın
stratejık değerlendırmesıne ıçguvenlık
konseptınde >er venlebılırse de, savun-
ma konseptınde manıpulasyona açık dış
etkı ve etkıleşım oğesı olarak yorumla-
nabılır Cumhunyetın kuruluşunda bu
sorun "Türkiye Cumhurrveti vatandaş-
ügı" ve "Ne mutlu Tıirküm dij^ne*" ar-
gumanlanyla. ust kımlık yapılanmasın-
da bır mıman unsur olarak ongorulup
aşılmaya çalışılmıştır Aslında bu argu-
manlarla ya da kavramlarla bır sıvasal
mıman yapı oluşturulmuştur Soğuk sa-
vaş sonrası etnomıllıyetçılık ya da mık-
romılhyetçılık ve ulusustu yapılanma
çabalan yenı polıtıka değışıklık ıstekle-
nnı de berabennde getırmıştır
Bu, kulturel çoğulculuk konseptınde
ele alınabılır Bunu şoyle ozetleyebılınz
Turkıye ulus dev let sınırları içinde ya-
şavan tum etnık gruplar ıçın vatan Tur-
kıye'dır Bınncı dıl Turkçedır 4nayasa
ve yasalar belırleyıcıdır, korunacak ve
uvum gostenlecektır Tum malvarlığı
Turkıve ıçın harcanacaktır Eğer bu dort
temel ılkeye saygi gostenlıp bağlı kalı-
nırsa, etnıic gruplara kulturel haklar ço-
ğulculuk kapsammdavenlır Bunlanda
şoyle sıralay abılınz Ana dılmde eğıtım-
oğretım
Kulturunuyaşarma lnancını yaşama
ve yenne getırme Anadılınderadyove
telev ızyon yayını Çokkulturluluk. fark-
lılığın yonetımıdır Tum etnık gruplar
da, otekı gruplann farklılığını kabul ede-
cek \e ıçme sındırecektır Çokkulturlu-
luk stratejisı "kültıirelçoğulculuğar
*da-
yanmaktadır Bu nedenle, etnık grupla-
nn "siyasaT taleplen "iç tehdit unsur-
ian" olarak değerlendınlır v e onlemı de
"ulusal savunma konsepti" kapsamında
alınır
ABD Massachussets Teknoloji Enstitüsü öğretim üyesl yazar Prof. Noam Chomsky
'Dünyanm şirketleştirilmesi, demokrasiye saldındır'
\BD Massachussets Teknoloji Enstitüsü öğreüm
u>esı, yazar Prof Noam Chomsk), dunyantn şır-
keüeşmesııun, pıyasalara. demokrasiye, ınsan hak-
lanna, klasık lıberalızmın temel ıdeallenne ve ay-
dınlanmaduşuncesıne böyûk bır saldtn olarak or-
tava çıktığını belırterek, "Bu vapı parçalanmah ve
d^ertiranlıklanngittiği yere gonderilmelidir" de-
dı
- Küresefleşmenin girdiği derin kriz, neoiberai-
lerin dile getirdıgı valnızca 'mab sermayenın ser-
bestısının sımrlanması" gibionlemlerlegeçiştirfle-
bir mi? Krizi emek açısından vorunıJavabilir mi-
siaz?
- Malı akışlann serbestleşmesinm stnırlanması
"Deoüberal polin'kalarda bir avanama'' olarak ta-
nımlanmama'idir Hatta bu gehşme, neoaliberahz-
mın, >anı "Washington l rfaşmasrnın çok önem-
lı bır boyutuııun tersme donmesı olarak tanımlan-
makdurumuDdadır Aslında "neotiberarkavramı-
nm kendısı de oldukça saptıncıdır Bu akım yenı de-
ğıidır Öraeğın, ıkı vuz>ıl once, Ingıltere'de yuksek
dûzeyde soninıacılık ve dev let müdahalesı polıtı-
kalan uygulanırken. neolıberal polıtıkalar Hındıs-
ten'adayatılnnştır Bugenelleme, bınncı dün>a ve
üçuncu dünya arasmdakı bugunkü durumun neden
onaya çatığını da açıklamaktadır Orneğın ABD,
ekonomıaın dınamık sektörlennm tam merkezın-
de yer alan devasa bır devlet sektorünu de ıçerecek
bıçımde serbest tıcaret ılkelermı radıkal olarak ıh-
laletmektedır BunusovlerkenornegınGATT(Ta-
nfe ve Ticarrt Genel Ânlasması) sekretaryasmca
1980'lerde -serbestticaretesiirdürülensaldin'' ola-
rak kınanmış olan Reagan donemınde dışalımlara
uygulanan engellenn etkın olarak ıkı katına çıka-
nlması şeklınde uygulanan guçiu korumacılığı bır
vana bırakıyorum
Buanlamdakmıseyanıisamalaradüşınesın Ser-
best pıyasa polıfıkalan geleneksel olarak ıkı bıçım-
de uygulanıyor Pıyasa dısiplını guçsuz ve zayıf
olanlar ıçm hoş karşılanıyor. ama zengın ve aynca-
lıklı olanlar guçlü koruyucu devletın kanatlan al-
tında beslenmeyı ıstıyorlar Vlah akışlann hareket-
lılığı açısından 2 Dünya Savaşı sonrası Bretton
Woods sıstemı, serbest tıcaret ve sermaye akışmm
sabıt kur oranlanyla kontrolü uzenne çabaiara da-
yanmaktaydı Bu sıstem 1970'lenn ortalanndan
başlayank, Nıxon ve dığer malı merkezlenn de ka-
tılımıyla ortadan kaldınlmıştır Işte bu gelışme, şu
ankı "neofiberal" döneme yol açtı Bu dönemm
ozelhklerı arasmda alışılmadık şekılde düşük bu-
yûme ve venmlılık, toplumhal sozleşmenm ortadan
kaldınlması, çoğunluk ıçm gelırlenn duşmesı ve-
ya sabıtleşmesı, artan eşıtsızlık, çok zengınlenn
kendı sektörlennde buyük kârlar, pıyasalann artan
bır durumda önceden kestınlememesı ve ktnlgan-
laşması bulunmaktadtr Çok eskıden ben ıyı bılm-
dığı gıbı, malı pıyasalar "paniklere. çdguüddara ve
çokûşlere" konu olmuşturve burun bu unsurlar ma-
lı pıyasalara "neoliberar hberalleştırme pohtıka-
lan dayatıldıkça sıklaşmaktadır Geçen yaz kûresel
bırçoküşun olacağına ilışkın tehdit algılamalan or-
taya çıkmıştır ve uygulanan polıtıkalar sadece alı-
şılmış kurbanlara değıl, ayncalıklı ve zengmlere
de zarar vermeye başiamı^tır Buna uygun olarak,
"post-W^shington uzlasması" çerçevesmde, bır bı-
çımde sermaye kontrollennın yenıden getınlmesı-
ne ıhşkm konuşmalar duyuluyor Dürûst ıktısatçı-
lann açıkça belırttıklen gıbı, ekonomının nasıl ış-
ledığıne ılışkın cıddı bır anlayışa sahıp olamadığı-
mız ıçın Tobın Vergısı (Tobın Vergısı önensının
özu bmde 0 5"ten daha az oranda btr vergının ya-
bancı sennayenın kuresel hareketlennde her ulke
tarafmdan uygulanmasına dayanmaktadır Bu ver-
gıden beklenılen, uzun donemJı sermaye hareket-
lennı ozendırmesı, çok sık yer değıştıren speküla-
tıf sermaye hareketlennı ıse caydırmasıdır) gıbı
onenlmış kontrollenn nasıl ışleyeceğını kestırmek
çok zordur Bu yaklaşımlar, kesınlıkle denenmeye
değer olmasına karşm, ytne de sorunlar bana çok
daha derındeymış gıbı gelıyor
Çalışan ınsanlann bakış noktasmdan, Bretton
Woods sonrası sistem büyuk ölçude bır felaket ge-
tırmıştır \W5 hane halklannın yuzde 80'ınm ge-
lın 1973'ten düşuk olması bır yana, ">«eni ekono-
minin" başlangıç noktas>ı sayılan 1989'dan da du-
şüktur En yukandakı yuzde 10'un altındakı gelır-
lenn "ekonomik yükselıne"' (boom) dönemmdekı
net değerı gerçekte duşmuşrur Yanıborçlar varlık-
lardan daha hızfa artmıştır Goklere çıkanlan "pe-
ri masalı ekonomisi" en zengın azınlık ıçın mukem-
melken, gen kalanlar ıçın hıç de boyle değıldır Bu
yoksulluk, makroekonomık onlemlerle de büyük
ölçude arttınlmıştır Buj ume, durgun 1970'lerve
1980'lerden duşuktur Kışı başma gaynsafı mıllı
hasıla artışı OECD ortalamasındadır ve ışsızlık ora-
nı, ozellıkle buyuk cezaevı nufusunun resmı ısta-
tıstıkien yuzde 2 arttırdıgını da düşunûrsenız yuz
ağartıcı değıldır Dunvanm bu> uk bırkesımı ıçm ı-
kı ucu keskın serbest pıyasa sılahlan çokzararlı ol-
muştur
- Gelinen noktada günev ülketeri açısından du-
rumnedir?
- Önenler açısından bakınca, sermaye akışlan-
nın serbestleşmesını engelleyecek, araştınlması ge-
reken kısa donemh onlemlenn bulunduğuna ınan-
mıyorum Orneğın, Tobm Vergısı ya da Şılı'de uy-
gulanan kısa dönemlı yatınmı cezalandırma sıste-
mı denenebılır Herkes güçlu bır devletten yana
Soru, bu guçlu devletm kımden yana olacağıdır
Durum. vergı oranlannın ılerleyen oranlarda artı-
nlması, toplumsal, altyaptsal harcamalann yüksel-
tılmesı yanında. kaynaklann venmlı kullanımı yo-
luyla oldukça duzeltılebılır Kaynaklardan söz e-
derken çok da uzun olmayan bır gelecekte ekolo-
jık knzlenn son derece cıddı durumlar yaratabıle-
ceğmı vaırgulamak da ıstıyorum Ama, aynı za-
manda şunu da görmelıyız Dunyanın şırketleştı-
nlmesı, pıyasalara, demokrasıye. ınsan haklanna,
klasık lıberalızmın temel ıdeallerıne ve aydınlan-
ma düşüncesıne buyuk bır saldın olarak ortaya çık-
maktadır Bu yapı parçalanmah ve dığer tıranlık-
lann gıttığı yere göndenlmelidır, ne kadar uzun
donemde olursa olsun Bunun ızlenmesı gereken
doğru yol olduğuna ınanıyorum Bunun gerçek-
leşmesı, ışçı konseylenyle, yoresel topluluklann
denetımıyle. ülkesel duzenlemelerle ve buyûk 61-
çeklı planlamaya etkılen olacak araştınlması
gereken dığer çeşıtlı demokratik mekanızmalarla
ekonommm doğrudan demokratıkleşmesı an-
lamına gelecektır
İÎTTÎ
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
III. Yor, Yol Aynmında
Ingıltere'de "Yenı Işçı Partısı"rur\ ve "/// Vb/"un,
ingilız Işçı Partısı'nın seçırn zaferının mıman, Tony
Blair'ın en yakın dostu ve danışmanı, Tıcaret ve
Sanayı Bakanı Peter Mandelson gorevınden ıstı-
fa ettı Mandelson'un ıstrfası, Blaır'ı partının zırve-
sınde ve hukumette en yakın desteğınden yoksun
bıraktı Dığer taraftan ıstıfa partının sosyal de-
mokrasıden hızla uzaklaşarak, lıberal demokrasiye
yaklaşmaya başlayan yonelımının yenıden gozden
geçırılmesını de gundeme getırdı
Peter Mandelson, ev almak uzere, 150 000 ster-
lınlık bır ıpotek başvurusunda bulunmuş, ancak bu
arada bır başka bakandan mılyarder ışadamı Go-
effry Robınson'dan aldığı 375 000 sterlınlık ozel
borcu açıklamamıştı Mandelson'un uygunsuz bır
şekılde gelırının 10 mıslı borcun altına gırerek ev al-
maya kalkması, yasalara aykırı değıldı Ancak ge-
rek partı içinde gerekse de basında bu durumu açık-
lamakta zoriandığını fark eden, kımseden destek
goremeyen Mandelson çareyı ıstıfa etmekte buldu.
Blaır, BBC'de yayımlanan bır goruşmede, "Peter
bır hata yaptı ve bunu da ödedi" dedı
Her ne kadar Mandelson ıstıfa ettığı gunun akşa-
mını Blaır'le geçırmış olsa da Blaır, demecınde
"III. Yol bır tek bıreyı aşacak bir projedir. Peter'ın
gitmesı bır şeyi değıştirmez" dese de, partı ıçın-
de, ama daha onemlısı bakanlar kurulunda, bu fır-
satı değerlendırerek III. Yol'u gozden geçırme eğı-
lımınde olanlar var
Aralarında Içışlerı Bakanı Jack Stravv Eğıtım Ba-
kanı Davıd Blunkett, Malıye Bakanı Gordon
Brown, Başbakan Yardımcısı John Prescott, ve
Kuzey Irlanda banşmda onemlı rol oynayan Bakar.
Mo Movvlam'ı da ıçeren bırgrup bakanın, işçı Par-
tısı'nde Peterson'un temsıl ettığı yaklaşımın terk
edılmesınden yana olduğu bıldınlıyor (The Inde-
pendent 28/12) Bu bakanlar bır polıtıkanın, ıçen-
ğınden zıyade, bunu seçmene, basına sunmanın bı-
çımlenne onem veren yaklaşımın gozden geçınl-
mesı ve partının eğıtım saglık, kamu taşımacılığı gı-
bı ıçenğı onemlı, geleneksel tabanına yonelık polı-
tıkalanna donulmesını ıstıyorlar The Observer'ın
edıtoru Will Hutton ve Andrevv Marr gıbı yorum-
cular Mandelson'un gıdışının partı ıçı uyarıcı olma-
sı ve partı kımlığının yenıden saptanması ıçm bırfır-
sat yaratması gerektıgını duşunuyorlar
Mandelson olayı ıkı noktada uyarıcı ışaretler ıçe-
rıyor Bınncısı Mandelson'un "YenıIşçıPa/t/s;"nın
mıman olmasına karşın başı belaya gırdığı anda yal-
nız kalmasında gızlı Mandelson'un, geleneksel ış-
çı partısıyle hıçbır ılgısı olmadığı ıçın ovunmesı, Av-
rupa duşmanı, ış çevrelenne yakın, muhafazakâr
partı uyelenyle yakın dostluk kurması, hatta bunlar-
ia bırlıkteyken, uluorta kendı partısının sol kanadı-
nı aşağılamaktan çekınmemesı, basın açıklamala-
nnda, ışçı Partısı'ne yakın basın yenne, muhafaza-
kâr basını tercıh etmesı hep eleştırı konusu oluyor-
du Mandelson un ayağı surçunce, bu dost sandı-
ğı, ama aslında partının doğal duşmanı olan çevre-
ler, hemen doğal tutumlanndan gen donerek, okla-
rır» İ*4anolei6on A çevırdıler, öuna karşiljk, doğal
dostJanolması gereken kesımle arasını çoktan boz-
muş olan Mandelson kendısını savunacak kımse
bulamadı, ortada kaldı
Ikıncı uyan ıse Mandelson'un mıman olduğu po-
lıtıkalarda gızlı Mandelson'un yardımıyla, Blaır III
Yol kavramını ortaya atmakla kalmadı, hızla ılerle-
yerek, bu kavramı doğal sonuçlannataşımaya baş-
ladı Uç hafta once ışçevrelerıyle yaptığı bır toplan-
tıda Blaır, kendısının Gladstoncu bır lıberal olduğu-
nu fark ettığını şımdı amacının ulkede yenı bır lı-
beral ıttıfak oluşturarak, bunu gelecek yuzyıla taşı-
mak olduğunu soylemıştı (The Observer 28/12)
Hâlâ bır sosyal demokrat programı yaşama geçır-
mek ısteyen kapıtalızmın çelışkılennden ve eşıtsız-
lıklennden endışe duyan partının dığer lıderlen, Key-
nesgıl polıtıkalardan pıyasaya devlet elıyle şekıl
verme stratejısınden vazgeçmek ıstemıyorlar
Gladston lıberalızmının, daha once, ılk denendi-
ğınde ıflas ettığıne dıkkatı çekerek karşı çıkıyorlar
Bu bağlamda, kımı sosyal demokrat yazarlar,
Mandelson'u ve Blaır'ı kapıtalıst toplumda ekono-
mı ıle sıyaset arasmdakı gergınlığı gormezden ge-
lerek polıtıkayı ışlevsızleştırmekle suçladılar "Özel-
lıkle, kureselleşme donemınde, dünyanm dev
şirketler, tekeller tarafmdan bıçimlendirılmeye
başlandığı bır aşamada" dıyorlar "demokratik
polıtıkanın ana gorevı, ekonomik çıkara karşı
yaşamsal çıkarlan savunan bır karşı güç olmak-
tır" ve eklıyorlar "demokratik hukumetler, onur-
lu ve yeterlı yaşam ve çalışma koşulları sağla-
malı, trostlenn ve tekellerın oluşmasmı, yeni bi-
lımsel gelişmelerin sorumsuz ticari çıkar çev-
relerince talan edılmesını, doğal çevremıze za-
rar vermesıni engellemeli, sağlık, eğıtim, toplu
taşımacılık ve konut gıbı kamu hizmetleri söz
konusu olduğunda bunlan finanse edecek ver-
gileri sermayeden almayı bilmelidir". En azın-
dan bunlan, savunamayan bır hukumetın, kendıne
değıl Işçı Partısı hukumetı demek demokratik hu-
kumet adını vermesı bıle mumkun değıldır
Bugun, İşçı Partısi ışte bu yol aynmında Ya de-
mokratik bır hukumetın ıktıdar partısı olacak ya da
sermaye sınıfına hızmet etmekten oteye ne olduğu
belırsız, daha once denenmış ve ıflas etmış bır
Gladston lıberalızmının peşınde ılerlemeye çalışa-
caktır Bu yol yalnızca başarısızlıktan değıl, ama
ekonomik koşullar ağırlaştığında partı ıçı fraksıyon
kavgalarından bolunmeolasılıklanndangeçıyor Dı-
ğer yol ıse partının geleneksel değerlenne, sosyal
demokrat polıtıkalara donmesıdır Bu yolun uzenn-
deyse partı ıçı bırlık ve demokratik bır hukumet ol-
ma şansı var
İLAN
T.Ç.
DENİZLİ ASLİVT HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
1997
331
Davacı Suleyman Muza vekılı tarafmdan davalı
Ozdılen Tekstıl Turızm fnş San Tıc Ltd Ştı ve
Mehmet Latıt Bedır alevhıne mahkememızde açı-
lan menfı tespıt dava»ının vapılan yargılaması ;>ıra-
smda venlen ara karan gereğınce,
Davah Mehmet oğlu 10 11 1979 d lu. Van Ercış
Orguçu koj u nuf kavıtlı Mehmet Latıf Bedır adına
çıkartılan davetıyenın teblığ edılmedığı, tum araş-
tırmalara rağmen bulunamadığından dava dılekçesı
ve duruşma gununun ılanen teblığıne karar verıl-
mekle 9 2 1999 duruşma gunu s.aat 09 00'da kendısı
veya temsıl ettıreceğı \ekılle davasını takıp ettır-
mesı aksı halde vargılamava vokluğunda devam
edıleceğı ve bu şekılde karar venleceğınden dava
dılekçesı \e meşruhatı ılanen teblıö olunur
Basın 67226