28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuhyeC Imtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yönetmenı Orhan Erinç 9 Genel Ya>ın Koordinatöru Hikmet Çetinkaya 9 Yazıışlen Mudüru Ibrahim Yıldız 9 Sorumlu Müdür Fikret İlki/ 9 Haber Merkezı Müdüru Hakan Kara 9 Görsel Yönetmen. Fikret Eser Istıhbarat Cengiz Yıldınm 9 Ekonomı Özlem Y ü/ak 9 Kultur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadif V ücelman 9 Makaleler Sami Karaören 9 Düzeltme Abdullah Y'azıcı 9 Fotograf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). OriUD Hrinç. Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şükran Sontr, Ergun Balcı, tbrahim Yıldii, Orfaan Burcah, Muslafa Balbay, Hakan Kara. AnkaraTemMİcısı Mustafa Balbay AtatürkBuKan No 125, KatÂ, Bakanlıklar-Ankarâ Tel 4195020(7 hat), Faks 419502791zmırTemsı]cısrSerdarKızık, H.ZıyaBlv 1352 S 23Tel.4411220. Faks 4419117 9 Adana Temsilcısı Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S No.l Kat:l,Tel:363 12 11, Faks 363 12 15 Muessese Muduru C stün Akmen • Koordınator Ahmet Kondsan # Muha- sebe Bülent ^ ener • ldare Hüseyin tş]em NaiJ Inal # Bılgısayar Sıstem Mnrüvet ÇikrCSanş FaaletKuza MEDYA C: • Yonetım Kurul Başkanı - Genel Mudür Gûlbi Erduran 9 Koordınalör Reh Işıtman # Oenel MudurYardımcıs SevdaÇoban Tel 514 07 53 5139580-S13S46O«l.Faks 513846 Ya>ımlayaı *e Basan: > enı Gün Haber Ajansı. Basm \ç Yaymcıhk A Ş TurkocağıCad 39 4! Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul fel (0 212) 512 05 05 (20hat) Faks (0(212)513 85 95 30ARALIKI998 tmsak: 5.48 Güneş: 7.22 Öğle: 12.13 tkindi: 14.31 Akşam: 16.51 Yatsı: 18.19 www.cumhuriyet.com.t İntennet'te hipertansiyon • ANKARA (AA) - Yüksek tansiyon ıhipertansiyon) hastalann bilgilendirmek amacıyia. Internet sayfası açıldı. 19Mayıs Cnıversitesi Tıp Fakükesi öğretim üyesi Doç. Dr. Tekin Akpolat tarafındar hazırlanan Internet sayfasmda. hipertansıyonun önemi. belirtileri. kan basmcı ölçümü. nedenleri. vücuda verdiğı zararlar, ılaçla ve ılaçsız tedavısi. hipertansiyon sonucu ortaya çıkan kriz:er, sık sorulan sorular, hataiar ve hastalara öneriler yer aliyor. Sayfaya 'Hipertansiyon.web.page. net' adresınden ulaşılabilecek Telif uygulaması yayılıyon • İstanbul Haber Servisi - Müzik alanında telifle ilgili uygulamalar hızla yayılıyor. Son olarak, Sezen Aksu ile Tarkan arasında "Şımank" adlı parça nedenıyle çıkan anlaşmazlığın. doğrudan MESAM'a havale edılerek çözüme ulaştınlması talep edildi. Kutay'ın yeni kîtabı • İstanbul Haber Servisi - Yaşar Eğitim \e Kültür Vakfı, yılbaşı armağanı olarak tarihçi-yazar Cemal Kutay'ın "Ne Buldu, Ne Bıraktı" adlı kitabını bastırdı. 240 sayfahk eserde, Yaşar Holdıng Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Yaşar'ın bir sunuş yazısı da yer alıyor. Beş kıtaya yayıldık • İstanbul Haber Servisi - Yurtdışında yaşayan Türklerin sayısı 3 milyon 575 bin 564'e ulaştı. Almanya'da 2 milyon 107 bın 426 Türk yaşarken en az yurttaşın bulunduğu Kırgızistan'da 2 bın 200 Türk kalıyor. Beş kıtaya yayılan yurttaşların 3 milyon 116 bin 860ı Avrupa, 232 bin 900'ü Asya, 170 bini Amerika, 49 bin 724"ü Avustralya. 6 bin 80'i ise Afrika'da bulunuyor. 8 ülkedeki yaklaşık 479 bin 700 Türk de çifte vatandaşlık hakkına sahip. Atatüpk'ün vasiyetiydi • KOCAELt(AA)- Kurtuluş Savaşı sırasında, Kuvayı Milliye'nin lzmit ve Gebze bölgesindeki liderlerinden Yahya Kaptan'ın heykeli. şehit edildtği Kocaeli'nin Tavşancıl beldesine dikilecek. Tarihsel kaynaklara göre Atatürk, 1919 yılında Yahya Kaptan'a çektiği telgrafta. lzmit ve Gebze bölgesindeki ulusal güçleri oluşturup mücadeleye başlamasını emretmışti. Ancak, Milli Mücadele'yi engellemek isteyen. dönemin tstanbul hükümeti ve tngilız işbirlikçilerince oluşturulan çete, Tavşancıl köyünü basarak. esir aldığı Yahya Kaptan'ı şehit etmişti. Ölümsüzlük enzimi çalışmaları • CHICAGO(AA)- Ölümsûzlük enzimi olarak belirtilen "Telomerase' ile ilgili çalışmalar yapan bilim adamlan, bu enzimin hücrelerde çoğaltılmasınm yaşlılığı önleyecek çalışmalara yeni bir boyut getireceğini belirtti. ABD'de yayımlanan 'Journal Nature Genetics" adlı derginin Ocak 1999 sayısında yer alan araştırma raporunda. Telomerase enziminin vücuttaki hücrelerde çoğaltılmasınm, herhangi bir kanser tehlikesine yol açmadığı da bildirildi. Veremle savaş • ANKARA (AA) - Etkın bîr mücadele yapılmaması halinde, dünyada 2004 yılında vereme yakalanan yeni hasta sayısmın 10 milyona ulaşacağı bildirildi. Sağlık Bakanlığı Veremle Savaş Daıre Başkanı Emel Kibaroğlu, Dünya Sağlık Örgütü'nün araştırmalanna göre dünyada her yıl 8 milyon yeni verem vakasınm ortaya çıktığını anlattı. Kibaroğlu, yine her yıl 3 milyon kişinin bu Ihastalıktan hayatını kaybettiğinı bıldirdi. Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Erdin: Öncelikli amacımız yeni üniversite yasası 4 YOK demokratikleşmeyi yavaşlaüyor'İPEKYEZDANİ Öğretim Üyeleri Derneğı Yönetim Kurulu Başkanlığfna seçilen Prof. Dr. Kadir Erdin, öncelikli amaçlan- nın, "YÖK Yasası yerine üniversite- lere bilimsel özgürtük, mali ve vönet- sel özerklik kazandıracak yeni bir ya- sanın hazırianması için çalışmak" ola- cağını söyledı. YÖK'ün Türkiye'nin demokratikleşmesini yavaşlattığını belirten İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Erdin, "Yasa değişikligi gerçekleşinceye kadar üni- versitelerde üretkenliği \e kaliteyi vük- seftecek her tiirlü girişimi destekJeje- cefgz" dedi. Oğrencı olaylannın önlenmesi için öğrencilerin yönetime katılımırun sağ- lanması gerektiğine dikkat çeken Er- din, universıtelerin sorunlanyla ilgi- li sorulanmızı yanıtladı: - "Çağdaş üniversite" nasıl olma- lıdır ve Türkh e'de iinhersitelerin çağ- daşlaşmasının önündeki engeller ne- lerdir? Çağdaş üniversite, araştırma veöğ- retimde ıleri teknolojıleri kullanan. üretkenligi yüksek. özgür\ekatılım- cı bir ortamı olan. devlet ve ekono- mik güç odakları karşısında özerk. topluma karşı sorumlu bir kurum ol- malıdır. Üniversitelerde bilimsel öz- gürlük, mali ve yönetsel özerlikten söz edılemiyor ve bunlar hâlâ tartışıl- maya de\am ediliyorsa. üniversitele- rin ciddi boyutlarda rahatsızlıklan var demektır. Ünıversıtelerimiz. aşırı merkeziyetçı, katılıma kapalı ve mü- dahalecı YÖK'ün baskısı altındadır. 12 Eylül rejiminin yükseköğretim sis- temini sıyasal denetim altma almak amacıyia getırdiği YÖK düzeni, tüm olumsuz gelişmelere rağmen halen varlığını sürdürmektedir. - YÖK düzeni neyi ifade ediyor? YÖK düzeni, öğretim elemanlan- naveöğrencilerinegüvensizliği, üni- versite özerkliğine ve üniversitelerde demokratık yönetim anlayışına inanç- sızlığı ifade ermektedir. Bu yaklaşım. Öğretim Üyeleri Derneği'nin yeni başkanı Prof. Kadir Erdin, "YÖK yerine üniversitelere bilimsel özgürlük, mali ve yönetsel özerklik kazandıracak, demokratik, özgür ve üretken üniversite beklentisini gerçekleştirecek yeni biryasanın hazırlanması için" çalışacaklannı söyledi. Erdin, üniversitelerde öğrencinin yönetime katılımının sağlanmasmı istedi. Türkiye'nın demokratikleşme süre- cini de yavaşlatan bir rol oynamakta- dır._ - ÜnJversitekrdeki öfrenci olay lan- nı ve bunun ka>nağını nasıl değerlen- diriyorsunuz? Ülkemızde kutuplaşmadan yana, gerilimi arttıncı odaklann ürünü sal- dınlan ve sonrası gelişmeleri, üni- versite yöneticilerinin beklenen boyut- ta ve netlikte değerlendiremedikleri. olaylara müdahale eden güvenlık güç- lerinin de tarafsız olamadıklan gö- rülmektedir. Üniversite yöneticileri- nin öğrencileriyle güçlü dıyalog ku- ramayışlan. öğrencilerin haklı istek- lerinin kendılerine iletim kanallannı kapalı tutmalan, öğrencılerin yöneti- me katılmalannı sağlayamamış ol- malan. yönetimsel eksikliklerdir. Oruç bahanesiyle gerçekleştirilen silahlı saldın ve yaralamalara varan şiddet olaylannın kökeninde yatan, üniver- sitelenmizin belirli odaklara kanştı- nlmak ve şiddet olaylan içine çekil- mek istenmesi, huzursuzluk ve geri- lim ortamı yaratarak Türkiye'de si- yasi istikrarsızlığı arrtırmaktır. Şid- deti önlemenin önkoşulu, emniyet güçlerinin tarafsız davranmasıdır. Şid- dete karşı en etkili politika, 'Şiddet kar- şıtıpolitika'dır Şıddete şıddetle yanıt vermek karanlık odaklann oyununun başanya ulaşması demektır. - Öğretim elemanlannın vakıf üni- versitelerine rağbet etmelerinin nede- ninedir? Öğretim elemanlannın gelirdüzey- leri enflasyon karşısında son derece aşınmıştır. Bu olumsuz gelışme nede- niyle araştırma görevlisi oîmak, ba- şanlı mezunlar için çekici olmaktan çıkmıştır. Vakıf üniversiteleri de üni- versitelerin eleman kaybını hızlandı- ran yeni bir çekim alanı oluşturmak- tadır. .AJcademik personelin maaşlan- na kademelere göre yüzde 70 ila 90 oranında zam yaptığı takdirde dahı. öğretim elemanlannın satın alma gücü ancak altı yıl öncesinin düzeyine getirilebilecektir. «* v*»Tli V l l k l l t l î i t n î K ü l Cumhuriyet çahsanlaru yeni yıla önceki ak- e y e i l l y U K U I i a m a S l samgazetemizinCağaloğtu'ndakimerkezbi- nasında verilen kokte>İle girdiler. Cumhuriyet'in baskı tesislerinden boşalan alanda gerçekleştirilen kokteyle; Cumhuriyet \akfi Başkanı ve gazetemiz İmtivaz Sahibi Berin Nadi ile her daldaki çalışanlar vc Cumhuriyet dosdan kâtıldı. Gecede kısa bir konuşma yapan Berin Nadi, Cumhuriyet'in medya devleri gibi çok parasının obnadığıru. ancak Atatürk ilke ve devrimini yaşarmak için gazetenin yayrnını sonsuza dek siirdüreceğini söj- ledi. Gece, Ferda Ereren ve Üç DenizTopluluğu'nun verdiği konserie renklendi. (Fotograf: KADER TUĞLA) Belediye Meclisi, Kamhi 'nin yat limanı için son noktayı koydu Yalıkavak kurtuldu, sıra Karaada'da ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Milletvekili CeH Kam- hi tarafindan yapılmak istenen 400 yat kapasiteli limana daha önce oy çoklu- ğu ile 'olur' veren Yalıka\ak Beledi- ye Meclisi, çevrecilenn tepkisi üzeri- ne bu karannı oybirliği ile iptal etti. Önemli fok yaşam alanlanndan biri olan Yalıkavak'ı kurtaran çevTeciler. şimdi de Bodrum Belediyesi'nin nh- tun yapmak istediği fok yaşam alanı Karaada'vı kurtarmak için kollan sı- vadı. Bodrum Gönüllüleri Dernegi Ge- nel Sekreteri Saynur Gelendost, u Ay- nı andadoğalvearkeotojik SİT ilanedü- mişolan adada bö>ie birgirişimin .\nıt- lar Kurulu tarafindan engelleneceğini umuvoruz" dedı. Yat limanınabeldeturizmmeolum- lu katkılar sağlayacağı düşüncesiyle önce sıcak baktıklannı belinen Yalı- kavak Belediye Başkanı Mehmet Bay- zıt yoğun tepkiler karşısında bu karar- dan vazgeçtiklerinı açıkladı. Bayzıt şöyle devam ettı: u Biziençokdü$ündüren kurulacak tskelenin denizde silfirikasv onu engel- leverek deniz kirliliği yaratacak olma- sı oidu. Aynca kı\ılanmız foklann uğ- rak yeri. Bu büyük yapılaşmanın fok- lar açısından olumsuz olacağı endişesi ortayaçıku. BürüneleştiriJeri değerien- dirdikten sonra beledhe meclisimiz da- ha öncevermişokluğumuzoluruovbir- liği ile iptal etti." Saynur Gelendost, fok yaşam alan- lanndan Karaada'nın da tehlıkede ol- duğunu belırterek, şöyle konuştu: "Ak- deniz foklan Valıka\ak kıyılanna gel- dikleri gjbi Karaada'nın günevinde de yaşıvorlar. Gecen günlerde bu adada Muğla t nKersitesi'ninrekreasvtMipro- jesi u}gulaması için protokol yapüdı. Şimdi de beledh.e foklann girip çıkn- ğı mağaralann önünde 19 metregeniş- liğinde 60 metre uzunluğunda bir nh- nm yapmak isthor. Karaada'nın bir bö- liimü arkeolojik SİT. yeri kalanıda do- ğal SİT. Anıtlar Kurulu'ndan bu giri- şimi engellemesini bekliyoruz." fŞÇİ İŞT£V ÇIJCAR77J.PJ Köylüler: Kıyım durdurulsun Çamlıhemşin'de 'fırtına' başladı AHMETŞEFİK e-posta : tan (a prizma. net. tr TRABZON - Rizenin Çamlıhemşin ilçesinde Fır- tına Deresi üzerine yapılan Dilek-Güroluk Hidroelektrik Santralı 'nın yöreyı "mahve- deceğini'' belirten Ortan ve Konaklar köylüleri, Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporlannda venlen sözle- nn tutulmadığını, bölgede büyük bir katliam yaşandı- ğını belırttiler. Köylüler adı- na Trabzon GazetecilerCe- mıyetı'ndc bir açıklama ya- pan Kahraman Ahmetoğlu, ülke enerji üretimi açısın- dan binde 5'le sözü bıle edil- meyecek biryatınm için dün- yanın ve ülkenin en eşsiz do- ğal alanlannın yok edilme- sinin kabul edılemeyeceğı- ni söyledi. Kahraman Ahmetoğlu. "Devlet beton binalar yapd- masın diy e bir taraftan bu- ra\ı koruma altma alırkea, diğeryandan biitün \adinin yok olmasına yol açabilecek bir süreci özendiriyor. ÇED toplanülannda halkın yüzde 99'unun karşı çıküğı proje için yetkililer bir yumurta kadar bile taş düşmeyecek derken bazj arkadaşlannıız büyük ka>a küdeierinindüş- mesi nedeniyle evlerini terk etmekzorunda kabyor. Önü- müz kış. herkes her an çök- me olacağı korkusuyla yaşı- yor. Bövlesine çelişki olur nra" diye konuştu. Ahmetoğlu, TGRT'de ya- yımlanan Alternatif adlı programda bölgeyle ilişkisi olmayan köylerden bazı va- tandaşlarla konuşulduğunu belirtti ve bu durumu kına- dıklannı açıkladı. GAZtPAgALILAB 'AL4NYA" ADINA TEPKİ GÖSTERDt HavaalaıııiHİa isinı kavgası BÜLENTECEVİT A.NTALYA - Antalya'nın Gazi- paşa ilçesine yapılan havalimanına "Alanya" adının da eklenmesi ilçe halkının tepkisine yol açtı. Önü- muzdeki günlerde açılışı yapılacak olan havaalanının tabelasındaki Alanya ismi Gazipaşalılar tarafin- dan silindi. Yıllardır Gazipaşa'da yaşayan gazeteci, ressam Fikret Ot- yam da "Bırakın bu alan Atarürk'ün adını verdiği Gazipaşa'nın ismini taşısın" dıyerek tartışmaya katıldı. Antalya Milletvekili Arif Ahmet Denizolgun'un Ulaştırma Bakan- lığı görevine getırilmesınden son- ra hızlandınlan Gazipaşa Havali- manı'nın önümüzdeki günlerde açı- lışının yapılması için son çalışma- lar sürerken alanın adını gösteren ta- belalann çeşitli bölgelere konul- masıyla Gazipaşa halkı isyan et- meye başladı. Alanın adının "Gazipaşa Hava- limanı" olacağı beklentisinde olan Gazipaşalılar tabela üzerinde Alan- ya'n'ın adının da yer alması üzeri- ne tepkı gösterdiler ve tabelalarda- ki Alanya kelimesıni sildiler. Otyam: Ayıp Yıllardır Gazipaşa'da yaşayan ve ilçenin sorunlanyla yakından ilgi- lenen gazeteci, ressam Fikret Otyam, havaalanına Alanya adının konul- masını "Ayıp bir şe> yahu" dıyerek tepki gösterdi. Otyam, Alanyalıla- nn Gazipaşa'ya yapılan havaalanı- na sahip çıkmaya çalışmasını üzün- tüyle karşıladığını belirterek şöyle dedi: "İlk kez Gazipaşa'nın bir şeyi ol- du. Gel gelelim Alanya buna da el atıp sahip çıkmak istiyor. Aklınıa şu geldi; bırakın bu alan Atarürk'ün adını verdiği Gazipaşa ismini taşı- sın. Yok Alamalılar, illaki Alanya adı olsun diyorlarsa tanıdıklan çok, bir havaalanı da oraya yaptırsınlar. Şimdi Atatürk Havalimanı deyince Hakkâri mi akla geliyor. tşi uzat- maya gerek yok. Gazipaşa Şa yapı- lan yatlimanına da mı sahip çıkacak Alanyaldar?" Havaalanı tabelasından Alanya adının silinmesine Alanyalılar tep- ki göstermeye başladı. Alanya Be- lediye Başkanı Cengiz Aydoğan da, bu tür yatırımların bölgeye katkı sağlayacağını belırtirken isım konu- sunda da yorumda bulunmaktan ka- çındı. Türkiye Seyahat Acentelen Bır- liği TÜRSAB Bölgesel Yürütme Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Metin Erdem ıse önemli olanm böl- ge çıkarlan olduğunu vurguladı. Alanya Ticaret Odası Başkanı Ke- rim İaç da, ısimden çok bölgenin sağlayacağı faydanın önemıne dik- kat çekti. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN Niyetleri A yıptırsöylemesı, Bağdad eskıden bırOsmanlı V/- r~\lâyeti' idi; bugün, üzerine yağan bombalann asıl amacını anlamak için, Osmanlf nın 'dağıtıldığı' döne- mi iyı bilmek, doğnj anlamak lâzım; yânı Washing- ton'ın 'insâniyetduygulanyla', Türkiye'yi 'mandasıal- tma alabıleceğını' soyledığı dönemi! Bilir misiniz kı, ABD Dışişleri Bakanlığı -Mustafa Kemal'in Samsun'a va- nşından tam 12 gün sonra- 31 Mayıs 1919'da, yer- yüzündeki bütün elçilik ve konsolosluklanna, şöyle bir genelge göndermiştir: "... petrol bulunan, buluna- bilmesi olanağı olan her yerde, oralardaki petrol kaynaklan üzerindeki 'denetim durumu', gelişme umutlan' ve bu alanlardaki petrol üretimine (bu- raya dikkat) 'Amerika'nın kanşabilme olanaklan' bil- dirilmelidir..." Laurence Evans, o çok enteresan eserinde, ABD'nin o dönemdeki Ortadoğu polıtıkasını, şöyle özetliyor "... Türkiye ile yapıfacak barış, genellikle 'Şark meselesi'ne verilecek biçim, söz konusu oldu mu; Amerika'nın üzerinde durduğu çıkar savunması, başlıca 'açık kapı' (liberalizm) ilkesinin korunma- sı, kendisinin Osmanlı imparatorluğu toprakJan (ta- bıı. Bağdad Vilâyetı dahıl) üzerindeki hak veaynca- lıklannın devamını sağlamaktı!" ' Görüyorsunuz ya, o günden bu güne, değışen faz- la bir şey yok! Bilânço. hiç de iç açıcı değil! Oimdi ister misiniz, bizdeki kuşbeyinli Amerıkan O hayranlarının, ellerinden düşürmediği birgazete- rîın, ünlü New-York Times'ın, 1919'da hakkımızda ne- ler düşündüğüne bir göz atalım? Günümüzdeki bazı davranışları, -bu arada, üzerinde duracağımız bazı uygulamalan- aydınlatmak bakımından, sanırım ya- rarlı olacaktır. Varan, 1/ "... bugüne kadar, aralarındaki düş- manlıklar ve gereksiz tereddütler yüzünden, mo- dern dünyada hiçbir yeri olmayan Osmanlı Dev- leti'nin yaşamasına gözyuman Hıristiyan devlet- leri, tarihi bir sorumluluk karştsında bulunmakta- dıriar. Habsburglar gibi köklü hanedanlarm bile, bir gecede ortadan kaldırılabildiği çağımızda, Os- manlı Devleti'nin yaşatılması için hiçbir geçerli sebep kalmamıştır. Yüzyıllardan beri kendi ken- dilerini bile yönetmekten aciz olduklannı bütün dün- yaya göstermiş olan Türklerin (buraya dikkat) ken- dilerinden her bakımdan üstün azınlık halklannı yönetmeleri düşünülemez." (New-York Tımes, 10 Kasım1919) Varan, 2/ "... bize göre Türkiye'nin düzenli biryö- netime kavuşabilmesi için tek çare, ülkenin Av- rupa'nın çeşitli ülkelerinden derfenmiş biryaban- cı yöneticiler grubunun denetimi altında yönetil- mesidir. (Buraya dikkat) Kendi kendilerini yönetmek- ten aciz olduklannı kanıtlayan Türklerin, üstün bir kuvvet tarafindan denetlenmesi kaçınılmaz zo- runluluktur..." (New-York Tımes, 14 Aralık 1919) Varan, 3/ "... Mustafa Kemal denen Türk dûzen- bazı, şimdi de Ingilizlerin Itilâf çıkarlan aleyhine çalıştığı yolunda söylentiler yayarak, Itilâf Dev- letleri'ni birbirine düşürmek çabasındadır. (Bura- ya dikkat!) Küstah Türk paşasının istekleri arasın- da savaş öncesi duruma dönülmesi de var..." (New-York Times, 9 Temmuz 1921) Varan, 4/ "... ABD Ticaret Odası Ortadoğu Şu- besi Sözcüsü, demiştir ki: "... serbest teşebbüse gerekli olanaklar sağlanabildiği takdirde, Ortado- ğu'daki Amerikan çıkarlarının geliştirilmesi için sayısız fırsatlar bizi beklemektedir. Balkan ülke- lerinin ve Osmanlı Imparatoriuğu'nun zengin do- ğal kaynaklarına henüz el sürülmemiş olup, mağ- denlerin işletilmesi ve demiryollarının yapımı gi- bi en çekici iş alanlan tamamen boş bulunmak- Beri Bozuk tadır..." (New-York Times, 21 Şubat 1922) ABD'nin Ortadoğu Politikası, hangi esasları içeri- yor 1/ 'Savaş öncesi duruma dönülmesini istemek küstahhktır', yânı Osmanlı dağıtılmalıdır. 2/ 'Türkler kendi kendilerini bile yönetemiyor, onlardan her ba- kımdan üstün azınlık halklannı yönetemezler' yâni, bölge mümkün olduğu kadar çok parçaya bölünme- lıdir. 3/ 'Türklerin üstün bir kuvvet tarafindan denet- lenmesi kaçınılmazzorunluluktur', yâni mutlakaya bir 'manda' altma, ya bir 'ecnebı örgüt kontroluna' alın- malıdırlar. Hadi şimdi, bu polrtikanın ne kadannı, o günden bu- güne, gerçekfeştırebilmış olduklannı düşününüz! Bı- lânço hıç de ıç açıcı çıkmayacaktır. 'Müdahale kaçınılmardır... vünmek gibi olmasın, ben bunlan 7O'lı yıllarda, ya- za yaza bir hâl olmuştum. Bu söyleşiye aldığım başlık, ilk defa 13 Temmuz 1977'de çıkmış bir yazı- ma koyduğum başlıktır. 29 Ocak 1979'da, bir başka yazının başlığı, aynı imayı yapıyor: 'Amerikan Orta- doğu Politikasınm Kökeni'! Fakat en 'matrağı', el- bette, aşağı yukan yirmi yıl önce 6 Temmuz 1979'da yayımladığım söyleşınin başlığıdır: 'ABD, Ortado- gu'ya Müdahale Edeceğini Saklamıyor kü' Nasıl, iyi mi? Şimdi izninizle, iki Amerikan sözcüsünün o yazıda aktardığım demeçlerini, bir kere daha sağa sola du- yurmak ıstıyorum; o zaman, gürültüye gitmişti, belki bugün bir uyanan olur. hki, o tarihte ABD Savunma Bakanı Harold Brovvn'ın, ABC televizyonuna verdi- ği demeçtir, aynen şöyle diyor: "... Amerika ve öteki gelişmiş kapitalist ülkeler, petrole, dolayısıyla Ortadoğu'ya bağımlıdır. Orta- doğu ise son derece istikrarsız bir bölge görünü- mündedir. Bu nedenle bu bölgede çıkabilecek herhangi bir kanşıklığa, Amerika'nın ve diğer ge- lişmiş kapitalist ülkelerin karışması kaçınılmaz olacaktır..." ikinci demeç, General Haig yerine NATO Başko- mutanlığı'na getirilen, ABD'Iİ General Rogers'in söyledikleri: "... Amerika, Basra Körfezi bölgesinde, Ortado- ğu'da ya da Uçüncü Dünya'nın herhangi bir ye- rinde meydana gelecek olaylara, anında müdaha- le edebilecek 110 bin kişilik bir yıldınm ordusu kur- mayı planlamıştır. Bu ordu gereken yere büyük bir hızla ulaşacaktır. Orada kendi olanaklanyla altmış gün tutunabilecektir. Aynca paraşütçü tümenle- riyle desteklenecektir..." Ne buyaılur? Adamlar, yıne de açık sözlü, 1919'da Anadolu'daki ABD Hey'etlerinin Başkanı Binbaşı Amold'ın, 'Türkleri medeni hale getırmek için yeter- li gördüğü, yüz bin kişilik askeri kuvvet', 70'li yıllarda 'planlama' aşamasındaymış; yüzyılın sonuna doğru, elle tutulur, gözle görülür bir gerçek! Istikrarsız Orta- doğu bölgesine, ecnebilerin, yâni Harold Brovvn'un deyimiyle, gelişmiş kapitalist ülkelerin kaçınılmaz mü- dahalesi' ise televizyonda 'canlı yayın' olarak seyre- diliyor. Başka marifetleri de var. Onu da tartışacağız. MERAKLISI İÇİN NOT: Sözünü ettiğim 'söyleşiler' için, Bkz. 'Batı'nın Deli Gömleği', 2. Basım. Bilgi Ya- yınevı. 1995. Ayrıca Laurence Evans'ın kıtabı, bu konuda son derece uyancı ve uyandırıcı bir çalışma: 'Türkiye'nin Paylaşılması: 1914/1924', Milliyet Yayın- ları, 1972! Bir de Edvvard Mead Earle'ün, 'Bağdat Demiryolu Savaşı' var ki, o da bu ışlerin 'evveliya- f/'nı aydınlatıyor, Milliyet Yayınlan, 1972. http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle