Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1998 ÇARŞAMBA
14 KULTUR
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCl
Mimarlar için de 1998 yılı, Cumhuriyetin 75 yılhk 'bilançosuna' aynldı
'Planlamadan yağtnalamaya...
9
MHVTA'RUIK
Her biri dünyanın en eski yerleşme
merkezleri arasında sayılan tarihsel
kentlerimizin Cumhuriyet'in 75.
yıhndaki durumu şöyle özetlenebilir:
1- Göçe dayalı kentlesme
Birçok büyük kentimiz üzerindeki
yoğun göç baskısı sürmektedir.
"Kentieşme" kavramı bile kırsal
bölgelerdeki yerleşmelerin kendi
gelişme dinamikleriyle kent kimliğine
kavuşması anlamında değil, bu
bölgelerdeki nüfusun yaşadıkJan
beldeleri terk ederek büyük kent
nüftisuna göçle katılmalan sürecini
tanımlamak için kullanılmaktadır.
2- Kaçak beledlye ve llçeler
1950-60 dönemindeki göçle ortaya
çıkan gecekondulasma, 1970'lerde
"kaçak yapüaşmaya" dönüşmeye
başlamış, 1980 sonrasında ise "kaçak
kentler" aşamasına ulaşmıştır. Bugün
artık yapılannın yüzde 9O'ı kaçak
olan beledıyeler ve hatta ilçe
merkezleri bulunmaktadır. Kimi
büyük kentlerin yasadışı yapılaşan
semtleri ise metropoliten alanlann en
az yüzde 60'ını oluşturmaktadır.
3- Tarihsel mfrasa
duyarsızlık
Yeni konut üretimi kentleri çe\Teleyen
alanlarda yaygıniaşmakta, böylece
tarihsel kent merkezleri \ e eski
dokuları oluşturan semtler ya terk
edilerek ya da kültür kimliğiyle
çelişen yıpratıcı kullanım ve yıkım
süreçleriyle adeta yok oluş dönemi
yaşamaktadırlar. SİT aianlanna ve
SİT kararlanna karşı politik
tutumlardaki konıma karşıtı
müdahaleler ile de genel bir kent ve
kültür düşmanlığı yaratılmaktadır.
4- Plansız kentlesme ve
yağmacıhk .:
Bütün bu süreçlerin genel imar
karakteri ise "plansız kentieşme"
şeklinde özetlenmekte, yağmacı
yapılaşma kararlan da giderek aynı
plansızlığın "nedeni" haline
gelmektedir. Birçok belediye "en kötü
plan plansizlıktan iyidir* gibi bilıme
ve kamu yaranna aykın bir söylemle
yağmacı yapılaşmayı meşrulaştıran
yol ve imar parseli krokilerini sözde
irnar planı olarak yaygınlaştınrken,
birçoklan da başlangıçta doğru
üretilmiş planlar üzerinde sadece imar
rantını yükseltici yoğun değişiklikler
yaparak, yine temelde plansız bir imar
sürecini kentlerinde yaşatmaktadırlar.
5- Hükümetlerin plansız
müdahaleleri
Başta "turizm merkezJeri" gibi
ayncalıklı imar haklannın hükümet
eliyle ve hatta parsel ölçeğinde
verildiği örnekler olmak üzere, Nâzım
planlarda korunması öngörülen orman
ve tanm alanlanndaki özel yatınm
izinleri. SİT alanlannda yine plana ve
koruma ilkelerine aykın arazi
tahsisleri, imar planı ana kararlanyla
çelişen otoyol, köprü vb. uygulamalar,
kentsel-kamusal alanlar olarak
değerlendirilebilecek kent içi KlT
arazilerinin yapılaşma izinleriyle
donatılarak özelleştirilmesi vb. gibi
uygulamalar da plansız ve koruma
kültüründen yoksun imar sürecine ek
olarak kentsel tahribatı ve sonınlan
aynca arttıran müdahaleler olarak
gerçekleşmektedir.
...Ve rant ekonomisi -
'siyasette kirlenme'—
Özellikle 1980'lerden sonraki
yasalarla ayncalıkJı imar haklanna
dayalı yatınm kararlannı veren politik
tercihler. spekülasyonla elde edilen
kazançlann dığer denetimli
gelirlerden çok daha yüksek
düzeylere tırmanmasıyla birlikte,
"rant ekonomisinin" egemenliğini
getirmiş ve imar yetkilerini kullanan
siyaseti de kendisine bağlayan bir
"kirienme'" sürecini başlatmıştır.
Buna koşut olarak, kaçak
yapılaşmanın kentsel nüfusun önemli
birçogunluğuyla bürünleşmesini
sağlayan imar aflan ve ıslah
pJanlanyla da bu hukuk dışı toplumsal
davranışın temsili demokrasiye
doğrudan yansıması sonucunda
yağmayı önlemek yenne ona hizmet
eden bir siyasal yapılanma ortaya
çıkmıştır... Işte, "siyasette kirlenme"
Cumhuriyetin "ilk 25 yılında" izlenen
politikalar ve uygulamalar
kıyaslandığında ise. yukarda 5
maddede özetlenen gelişmelerin
"Cumhuriyerin temel ilkelerinden
uzaklaşılmasıyla" birlikte ülke
sahnesinde ortaya çıktıgı, aynı şekilde
yine Cumhuriyetin özellikle planlı
kalkınma politikasının 1950'lerden
sonra terk edilmesiyle de kentsel
yağma ve yasadışılığın etkin olmaya
başladığı gözlenmektedir.
Bu değerlendirmeyi. yine aynı 5
başlık altında irdeledığımizde,
"Cumhurivet devTİminin" kentsel
yapılaşmanın örneklerini
oluşturmuşlardır. Yine aynı dönemde
sanayi yatınmlanna paralel olarak
demiryolu ağının da ülke düzeyinde
yaygınlaştınlması, dengeli gelişmenin
ulaşım altyapısını oluşturmuştur.
Halkevleri ve Köy Enstitüleri gibi
örnekler de toplumun kültürel
ilerlemesinin yine belli büyük
kentlerde değil, tüm yörelerde
sağlanmasının tarihe geçen
uygulamalandır.
İşte bu politıkanın 1950'lerden sonra
terk edilmesiyle birlikte göçe dayalı
kentieşme, karayoluna bağımlılık ve
Ankara'nın Kıalay Mevdanı'ndan 50yü arayla çekilmiş bu ikifotoğraf,Cumhuriyeti kuraniann kent kültürihle şimdiki yağ-
maya dönük politikalann farkını vansıayon. Dönemin ulusai mimariık cabasını da simgeleyen eski Kıalav binasınjn bahçesi,
aynı zamanda halka açık planlanmış veözenledüzenlenmi; zarif bir kent parki)dı. (Yukanda 1940'lar... Cumhuriyetarşrvi). Bu-
gün ise tüm alanda sadece "Kıalay rant tesislerT yükseliyor. (Fotoğraf: OKTAY EKtNCl)
7
998 yılının en büyük kazanımı, Cumhuriyetin 75 yıhnı irdeleyen çalışmalar oldu.
Özellikle hükümet dışı kuruluşlann bir "bilanço" çıkarma yönündeki çabalan, çok
sayıda incelemeyi daha mutlu bir gelecek arayışına armağan etti... Bunlar arasında
26-28 Ekim 1998'de Ankara'da düzenlenen "75. Yılda Türkiye'nin Sorunlan" başlıklı
konferansa Mimarlar Odası adma sunduğumuz kentieşme, imar ve koruma konusundaki
bildiri ise Cumhuriyet dönemi grafiğinin genel bir durum değerlendirmesiydi. Aynı
değerlendirmeyi okurlanmızın da arşivlerine özetleyerek armağan ediyorum. Daha aydınlık
ve esenlik dolu bir yeni yıl dileğiyle...
denilen olgunun temelinde de bu
süreç yatmaktadır. Çünkü, yağmacı
ekonomik beklentılerin, buna engel
oluşturan Cumhuriyet hukukunu
aşabilmek için yöneldikleri "siyasal
kayırma" ilişkileri, karşılıklı çıkar
birliği içinde hukuk dışı örgütlenmeyi
de yaratmış, böylece doğrudan
ayncahklı imar rantıyla beslenen bir
mafya, siyasetle de bütünleşmeye
başlamıştır...
Oysaki Cumhuriyet
farklı" başiamıstı...
Böylesi bir sürece neden olan siyasal
ve ekonomik tercihlerle,
planlama ve koruma konulanndaki
temel karakteri şöyle özetlenebilir.
1- Cöcle değil yerinde
kalkınma'
1923-1948 arasındaki ilk 25 yılın
hemen tüm önemli sanayi yatınmlan
bellı gelişkin bölgelerde yoğunlaşarak
değil. ülke coğrafyasının değişik
yörelerinde gerçekleştirilmiştir.
Böylece, bölgeler arası dengesiz bir
kalkınma yerine ulusai ölçekte
gelişme ve istihdam yaratılmış, hatta
bu sanayi tesisleri lojmanlar ve kültür
eğitim binalanyla da donatılarak,
bulunduklan kentte sağlıkJı ve planlı
taşra kentlerindeki kültürel yoksulluk,
ülkenin temel sorunlan olarak ortaya
çıkmıştır.
2- İmar disiplini ve
mimaride özen
Yine ilk 25 yılın genel imar karakteri
"yasalhk" ve "özenli bir mimari"
şeklinde özetlenebilir. Belediyelere
imar planı yapma zorunluluğu getiren
1930 tarihli yasa, her türlü yol ve yapı
inşaatında da imar planına uyum
koşulunu öngören yasalarla
güçlendirilmiştir. Başta kamu binalan
olmak üzere. yeni yapılan binalarda
belli bir mimari özenin gösterilmesi
yönündeki duyarlılık da "Cumhuriyet
dönemi yapılar" şeklinde özel bir
statü kazanan uygulamalan ortaya
çıkarmıştır.
3- Tarihsel mirasa
duyarlılık
Cumhuriyet devriminin öncüsü olan
kadrolann tarihsel değerlere verdikleri
önem ise birçoklan için belki şasırtıcı
düzeydedir. Ancak, çağdaş
korumacılığın dünyadaki ilk kurumsal
örgütlenmesi olan Fransa Eski Eserleri
Koruma Konseyi'nin "aydınlanma
devrimi'' sürecine baglı olarak
1830'larda kurulduğu göz önüne
alındığmda, Türkiye'ye de bu
kavramın ve kurumun ancak
"Cumhuriyet aydınlanmasıvla"
kazandınlmasındakı anlam kolayca
görülebilir. Nitekim daha 1924 yılında
Istanbul için hemen bir Eski Eserler
Encümeni'nin kurulması, yurtdışına
arkeoloji egitimi için öğrenci
gönderilmesi, ilk kez geniş kapsamlı
arkeolojik kazılara ödenek aynlması
ve hatta birçok tarihsel yapının
restorasyonunun gerçekleştirilmesi,
Cumhuriyet devriminin kültürel mirasa
yönelik aydınlanmacı anlayışının bir
ürünüdür. Bu anlayış, 1930-1950
arasında kentlerimiz için üretilen ilk
planlarda da gözlenmekte. özellikle
tarihsel yerleşme merkezlerinde genel
kimliğin, dokunun ve hatta siluetlerin
korunması kararları yine o ilk imar
planlanndaki ortak ilkeleri
oluşturmaktadır. 1950'lerden sonra ise
özellikle eski sivil mimariık
örneklerini yıkarak yerine apartman
dikmeyi temel alan "yık-yap-saf
planlara ve mevzuata da yansıtılarak,
bugünkü kimliksiz kent görüntülerinin
yaratıldiğı sürece geçilmiştir.
4- Planlı kentlesme
Türkiye kentlerinin, Avrupa
kentlerine göre yaklaşık 80-100 yıllık
bir gecikmeyle imar planı disiplinine
kavuşabilmeleri de ancak Cumhuriyet
devrimiyle birlikte
gerçekleşebilmiştir. tstanbul'la
birlikte Ankara, Izmır, Bursa, Adana,
Trabzon ve giderek hemen tüm
kentler için başlangıçta Avmpalı
d
izleyen ilk yıllar içinde hemen imar
planlan üretilmeye başlanmıştır. 1930
yılında çıkan Belediye Yasası'nda
hemen imar planı kavramının
getirilmesi, 1933 Belediye Yapı ve
Yollar Kanunu'nda da bu hizmetler
için imar planı zorunluluğun
öngörülmesi, Cumhuriyet
ideolojisiyle kent planlaması
arasındaki güçlü bağın diğer
kanıtlandır.
5- Hükümetlerdeki
plana saygı
Bugün yaygın bir uygulama olan ve
özellikle 1980 sonrasında artış
gösteren, nâzım ve uygulama imar
planlanna aykın yatınm ve yer
seçimlerinin hükümet kararlanyla
yürürlüğe sokulması uygulamalan da
1923-1955 dönemi Cumhuriyet
hükümetlerinde gözlenmiyor. Hatta
tam tersine, birçok önemli yatınm
karan ve proje için ilgili kent ya da
yörenin imar planlannın yapımi veya
buna göre düzenlenmesi beklenmiştir.
Cumhuriyet devriminin aydınlanmacı
ideolojisindeki bilime ve toplumsal
çıkarlara değer veren anlayışından
kaynaklanan bu imar planına saygı ve
bağımlılık kültürü de bugünkü tersine
anlayışa doğru 1950'lerden sonra
değişmeye başlamıştır...
Sonuç
Bütün bu gerçekler gösteriyor ki,
diğer birçok sorunla birlikte "kentsel
planlama ve koruma" alanında da
bugün ülkemizde yasanan bunalımın
ve yağmaya dönük politikalann
kökeninde Cumhuriyet kültürü ve
onun ülke ve toplum çıkarlannı
gözeten aydınlanma devrimine bağh
hukuku değil, ağırlıklı olarak son 40
yıl içinde bu kültür ve hukuka yön
vermiş Cumhuriyetin temel ilkelerinin
terk edilmesi ve hatta giderek
yadsınması yatmaktadır.
CKK'den yeni kitaplar
Kültür Servisi - Cumhuriyet Kitap
Kulübü tarafından f999 yılı içinde ya-
yımlanması programlanan kitaplaraçtk-
landı. Buna göre Çağdas Yayınlarfndan
Mehmet Basaran'ın Köy Enstitüieri
ve Yasakh Yıllar, Neeati Cumalı'nın
Zeliş (yeni basım). Talip Apaydın'ın
Köy Enstitüsü Yıllan. Rahmikumaşırt
CHP'nin Soyağacı, Hasan Dilanın
Sosyal Demokrasi ve CHP, Nurer IJğar-
lu'nun Deniz Kıyısındaki Güneş Olke-
si, Alpay Kabacah'nın Talat Paşa'nm
Anılan ve Matbuat Hatıralanm, Ko-
nur Ertopun Benden Söylemesi, Sa-
duOah Usumi'nin Yağma, Vedat Gün-
yoi'un Orman Işırsa ve 'Yeni Türkiye Ar-
dında, Oktay Akbal'ın Şairler ve Ben,
Adnan Binyazar'm Ağıt Toplumu ve
Kemal Ateş'm Öğretemediğimiz Türk-
çe adlı yapıtlan; Cumhuriyet Kitapla-
n'ndan ise Teslime Nesrin'in Bir Ka-
dının Yazgısı, Osman Şahinin Bütün
Öyküleri, Sabiha Sertel'in fkinci Dün-
ya Savaşı Tarihi, Oktay Akbal'ın Söz-
cûklerlc YolcuJuk, SafihaScheinhardtın
AzizNesin'in Mektuplan ve Gülseren
Südor'un Resim Eğitimi ve Sanatla
Karşılaşma, Neeati Cumalı'nın Değişik
Gözle, Alev Coşkun'un Kuvayı Mil-
liye'nin Kuruluşu, Ümit Otan'ın
Yaşamın Ikı Ucu adlı kitaplan, 1999 yıh
içinde yayımlanacak.
Cumhuriyet'in aydaüanma kitaphğı
Kültür Servisi - Cumhuriyet
Aydınlanma Kıtaplığı Dünya
KlasikJeri Dizisi'nden 5 Ocak-23
Mart arasında yayımlanacak
kitaplar belirlendi. Bu kitaplar
sırasıyla, Şiirler-Safo (Çev. Azra
Erhat-Cengiz Bektas), Üç Öykü-
Gogol (Çev. Orhan Veli-Erol
Güney), Mozart Prag Yolunda-
Eduard Mörike (Çev. Mediha
Önay-Şerif Önay). Masallar I-Jacob
ve VVilhelın Grimm (Çev. Kemal
Kaya), Şeytanlı Göl-Geor^ Sand
(Çev. Kemal Demiray), Çocukluk-
LevTolstoy (Çev. Rana Çakıröz).
Tefeci Gobseclc'Oç Öykü-Honore
de Balzac (Çev. Vedat Günyol-
Mücahit Topalak). Masallar II-
Jacob ve VVilhelm Grimm (Çev.
Kemal Kaya), Michael Kohlhaas-
Kleist(Çev. Dr.Necip Üçok),
Yıkmtılar I ve Yıkıntılar II- Volney
(Çev. Samim Kazım Akses), Pierre
ile Jean-Maupassant (Çev.Zeiiha
Özen) ve Paul ile Virginie-
Bernardin de Saint-Pierre (Çev.Ali
Kami Akyüz).
Dünya Klasikleri Dizisi'nden
bugüne dek yayımlanan yapıtlar ise
şunlar: Sokrates'in Savunması-
Platon. Devlet Adamı-Platon,
Candide-Voltaire, Atinalılann
Devleti-Aristotetes. Top Oynayan
Kedi Mağazası- Honore de Balzac,
Devlet I-II ve Devlet III-IV - Platon,
Yüzbaşının Kızı-Puşldn, Philebos-
Platon, İtalya Hikâyeleri I ve Italya
Hikâyeleri Il-Stendhai
Yaslılık/Dostluk-Cicero, Masallar-
Aisopos, Pazartesi Öyküleri I ve
Pazartesi Öyküleri 11-A.Daudet,
Rönesans-Jutes Michetet,
Dr. Jekyll ve Mr. Hyde-Robert
L.Stevenson, Alice Harikalar
Ülkesinde-Lewis CaroIL Yöntem
Üzerine Konuşma-Descartes,
Gılgamış Destanı, Martı/Vişne
Bahçesi-Çehov, Gulliver Cüceler
Olkesinde- Jonathan Swift, Totem
ve Tabu I ve Totem ve Tabu IJ-
Sigmund Freud, Değişen Kafalar-
Thomas Mann, Çin Öyküleri,
Gulliver Devler Ülkesinde-Jonathan
Swift.
DEFNE GOLGESİ
TURGAY FİŞEKÇİ
Hayat ile Kurmaca Arasında
Nedim Gürsel'in Gemilerde Gittı adlı gezi izlenim-
lerini okumaya başlayınca daha ilk sayfalarda okudu-
ğum metnin salt "izlenim"\r\ oldukça uzağında, ttrya-
ratı olduğunu düşünmeye başladım.
"Denize Kayan Kent" adlı Venedik'i konu alan ilk
yazı, kente ressam Bellini üstüne araştırma yapma-
ya gelen bir yazarı anlatıyor. Yazar, yazacağı romanı
için belge ve bilgi toplamak üzere bir aylığına kente
gelmiştir. Kente olan ilgisi de Bellini ailesi çevresin-
dedir. Anlatım bir tanıma ya da tanımlamanın ötesin-
de, kente değil, yazann dünyasına kaymıştır. Sonuç-
ta bu metinle anlatılan, Venedik'ten çok, Venedik'te
bir yazardır.
"Gemilerde Gitti" başlığını taşıyan on bölümlük me-
tin ise, yazarın Fransa'nın okyanus k/yısındaki liman
kenti Saint-Nazaire'de geçirdiği bir ayda, bu kent ve
onun çağnşımları üstüne yazdıklanndan oluşuyor.
Rüzgâr, köprüler, gemiler, denizler, limanlar üstüne
bir denemeler toplamı denebilir bu metin için de.
"isa'nın Uğramadığı Köy" belli ki, bir gezi dergisi-
nin isteği üzerine kaleme alınmış. Yazar, Cario Levi'nin
Mussolini faşizmi döneminde sürüldüğü ve sonra-
dan yazdığı fsa Bu Köye Uğramadı adlı romanıyla
bütün dünyaya duyurduğu Güney Italya'nın yoksul Ali-
ano köyüne gidiyor. Cario Levi'den altmış yıl sonra yap-
tığı bu yolculukta, o gün\erden bu yana pek çok de-
ğişikliğin yaşandığı yörede yepyeni doğa ve insan
gerçeklikleriyle yüz yiıze geliyor.
"Güneyin Seraplan"nda Tunus'ta yakalanmaya ça-
lışılan "güneyin ş//ri"anlatılıyor "Dünyanın hiçbırye-
rinde çöldeki kadar büyük olamazmış gibi" görünen
güneş, "en az uçsuz bucaksız okyanusun dibindeki
kadar canlı" olan çöl, "böylesine yakın, bu denli süt-
beyaz" görünen samanyolu; Fenike, Kartaca, Roma,
Bizans, Osmanlı, Fransız, Arap, Yahudi, Bedevi, Ber-
beri vb. izlerden oluşan günümüz mozaiği.
Kitabın bundan sonraki yazılan "gezi izlenimi" hat-
ta "röportaj" tanımına daha uygun:
"Kafdağı'nınArdında'', Trflis'teyapılan "Hoşgörüiçin
Dayanışma ve Kültürler Arasında Diyalog" konulu
toplantı nedeniyle Gürcistan'a yapılan bir yolculuğu
anlatıyor. Bir gezgin gözüyle günümüz Tiflis kentinin
birbetimlemesi...
"Yıkımdan Sonra" adlı bolümde, parçalanan Yugos-
lavya üstüne kimi izlerin sürüldüğü, Ljubljana, Belg-
rad ve Saraybosna'ya yapılan gezileri anlatan alt ya-
zı var.
"Kaybdan Ruhun Peşinde", Konya'ya Mevlânâ'nın
dünyasına yapılan biryolculuğu; kitaptaki son yazı olan
"Söbûce Yaylası'nda" iseAntalya'da, Yörükten'ndün-
yasına yapılan bir geziyi anlatıyor.
Yazjnın başına dönersek, Gemiler de Gitti, ilgiyle
okunan bir gezi izlenimleri kitabının -en azından kimi
bölümleriyle- ötesine geçen, yer yer yaratıcı bir anla-
tımın egemen olduğu bir yapıt. Böylesi bir oluşumu,
yazınsal türier arasındaki sınırlann giderek azaldığı
günümüz edebiyatı için önemli buluyorum. Kurmaca
ile hayatın birbirine böylesi teğet anlatımlar içinde su-
nulması okuriar için de yazınımız için de bir yenilik. Ya-
zarianmızın bu noktadan çıkıp, çok farklı ve ilginç ya-
ratılara ulaşabileceklerini düşünüyorum.
'Tek Platform'a
ramazan engeli
Kültür Servisi - Yapıtla-
nnda temsılı olarak yer ver-
diği cinsellik olgusundan
hareketle kadın-erkek iliş-
kilerini sorgulayan sanatçı
Yürdun'un 'TekPlatfbrm'
başlıklı yapıtı ramazan ayı
içinde bulunmamız nede-
niyle Vakko Beyoğlu Sa-
nat Galerisi'nde sergılenen
yapıtlan arasındayeralama-
dı. Yapıt, sanatçının Vakko
Ankara Sanat Galerisi 'nde
açılan sergisinde sergılene-
bilmişti. Galeriden yapılan
açıklamada Yahudi bir ku-
ruluş olmalanna karşın ra-
mazan ayı içinde müşteri-
lerini rahatsız edebilecek
bu yapıtı alışverişe gelen
kişilerin görebileceği bö-
lümde sergilemek isteme-
dikleri belirtildi.
Yurdun ise konuyla ilgi-
lı olarak şunları söyledı:
'Tek Platform adlı eserimin
ilk bakışta cinseüiği cağnş-
nrdhğı için kaldınJdığı kanı-
sında\ım. Resmin ana te-
mas isminin iceriğjnde mev-
cut zaten. Tek Platform adı
üzerinde kadın ve erkeği
a>nı seviyede görrne iste-
ğinden kaynaklanmakta-
dır.ResminıdekullandığuTi
ve insanJann bir türlü aJgı-
la>amadıklan erkek cinsel
organ] silahj çagn^tınnak-
tadır. Ben gerektiğinde veye-
ri geldiğinde kadınlann da
erkekler gibi silahlamu ku-
şanıp er mevdanına çıka-
bileceklerini anlatmayaça-
hşüm.
Zaten bizim kadınlan-
mız ezeiden beri yapıyor-
lar.Köylü kadınlanmu ay-
nı, hepsj havat mücadelesi-
nin tam orta >erind«kr. bu
mücadeteyierkekleri ile bir-
Ukte götürmoriar. O haJde
neden onlardan daha aşa-
^da birkonuma raaoteun-
lar. tabüdir ki onlann hak-
kı erkeklerin vanı ve onJa-
rmse\t>çsidir. Resmintema-
sı da biıdur."
Yurdun, ramazan ayı
içinde bulunduğumuz ge-
rekçesiyle sergilenmeyen
resmin serginin süreceği
bayram günlen içinde ye-
niden sergiye alınmasını is-
tıyor.
CRR Senfoni Onkestpası'ndan
yeni yıl konseri
• Kültür Servisi - tstanbul Büyüksehir Belediyesi
Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası, yeni yılı şef Erol
Erdinç yönetiminde vereceği bir konserle kutluyor.
Yıldız tbrahimova ve Hakan Aysev'in solist olarak
katılacaklan konserde, V'erdi'nin tanınmış operalanndan
seçilmiş aryalar, Strauss'un valslen, Gershwin, VVeber ve
Duke Ellington'ın yapıtlan ve dünyaca ünlü napoliten
şarkılar yorumlanacak. Konser yann saat 20.00'den
itibaren CRR Konser Salonu'nda izlenebilir.