Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30ARALIK 1998ÇARŞAMBA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Gençliği Tehlike' Görme Ayıbı!
Prof. Dr. BAHAR GÖKLER HÜ Çocuk Ruh Sagiıgı ve
Hastatıklan Anabilim Dalı Baş. Çocuk ve Gençlik Ruh Sağlığı Der. Baş.
T
oplumumuzun tarihsel ve çabalanylauygarlıkdüzeyineenşmebek-
sosvolojıksüreçlerinebak-
tığımızda, cumhuriyetin ku-
rulması ile birlikte. ülke-
mizde. çocuğa \ e gence ve-
rilen değerin çok yükseldi-
ğı görülmektedır. Çocuğa ve gence ülke-
nin geleceğinı belırleyen en önemlı ulu-
sal kavnak olma özelligi verılırken, bır
vandan da bu özelligi bılinçle, işleve dö-
nuk bır bıçımde üstienmesı. benımseye-
rek kimlığine katması ve onurla taşıması
vönünde desteklenmekte, vüreklendınl-
mektedır Cumhunvetin ülkertıiz ınsanla-
nnda yerleştırmeyı amaçladığı önde gelen
toplumsal nıteliklerden bınsı de çocuğa ve
gence özen göstermedir. Çocuklar ve genç-
lenn öğretımsız ve eğitimsiz kalması, ye-
tılerinın olanaklar çercevesınde gelıştın-
lememiş olması: dev letin ele alınması ge-
reken sorunlar arasmda öncelıkh olarak yer
verdığı bırdurum olmuştur. Toplumsal sı-
nıf tarkı gözetılmeksızın. çocuk ve genç-
lenn var olan koşullarda en ıyı bıçimde eğı-
tilebılmelen ve kendilennı gerçekleştire-
bılmelen amacıyla Köy Enstıtülen, halkev-
len açılmıştır. Günümûz Türkıyesi'nde.
bılım ve sanat alanında ülkemizı yönlen-
dıren bırçok kışı. cumhunvetin bu aydın-
lanma kurumlannda yetışmışlerdir.
Cumhunyeıin ılk yıllannda, gençlere
güven tam; iilkenm gençlerin itici güç ve
lentısı yüksektir. Onlann ortak evTensel in-
sancıl ve ulusal amaçlar çevresinde birle-
şen. her türlii gelişime ve yenıliğe açık, ça-
lışkan, kendılerine ve ülkelenne yararlı. ba-
nşçıl, yurtsever, eşıtükçı \e paylaşımcı
birev ler olarak yetişmelerini bekleme ve
onlan bu yönde destekleme, cumhuriye-
tin çocuklara ve gençlere bakışının ana
çızgılerını oluşturmaktadır. Böylesi bir
bakış açısı, gençlerde özdeğer duvgusu-
nu besleyen, kimlik gelişmelerını belli
amaç ve hedefler doğrultusunda biçim-
lendinmelerini sağlayan bir yaklaşımdır.
Cumhunvetin o erken yıllannda yaşayan
şımdikı erışkinler kuşağı, benliklennde
hâlâ o aydınlanma ateşinı, kendilerine aşı-
lanan o yurttaşlık bilıncini kimliklennın
en aynlmaz parçası olarak taşımaktadır-
lar. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte, ül-
kemizde çocuk ve gençlere yönlendırilen
bu beklenti, bu >urttaş olma sorumluluk
\ e coşkusu, bir yandan gençleri belirsiz bir
arayıştan kurtanrken; toplumda herkes ta-
rafından desteklenen bır ortak hedefle
kimligını buluşturmak gençlikte yaşan-
ması olası bir kimlik karmâşasından on-
lan uzaklaştırmaktadır. Cumhuriyetin Türk
gençlenne kazandırdığı bu kimlik yurttaşiık
kimligklir._ Bır ülkenın ana kaynagmı, öz-
suyunu oluşturduğunu bilmenin kıvanç
ve onurunun kazandırdığı yüksek benlik
saygısı ve özgüven. ülkenin geleceğını be-
lirleyecek çagdaş atılımlann öncülüğünü
üstlenmenın getırdiği sorumluluk duvgu-
su, Türkıye'yi uygar, gelışmiş, özgür ve
bağımsız bır ülke olarak yaşatma ve ge-
liştinne ülküsü, bu kımlıği bicimlendiren.
çocuklukta başlayan ve gençliğe doğru
güçlenerek özümsenecek olan bu kımli-
ğinanaöğelendır. GünümüzTürkivesı"ne
bakıldığında ıse degışen toplumsal süreç-
ler, yaşanan sosyo-polıtık değişmelerle
birlikte, cumhuriyetin getirdığı, çocuk \e
gençleri de sarmalayan toplumsal değer-
Ienn çözülmekte. ülkemizin yıllarca ön-
ce cumhuriyetin kurulması ile birlikte el-
de ertığı kazanımlann giderek yitirilmek-
te olduğu yadsınamaz bir bıçımde fark
edilmektedır. Toplumumuzdakı öncelık-
lerin değişmesı, değer yargılannın, amaç-
lann farklılaşması, ne yazık ki gelışme, uy-
garlaşma ile ters orantılı bır akış ızlemek-
tedır. Çocuklannı seven. onlara özen gös-
teren, gençlere ülkeyı onlara emanet ede-
cek denli guvenen cumhuriyetimızde bu-
gün erişkinlerin, özellikle dev letin vöneti-
minden sorumlu kurumlann gençlerden
korktukJannu gençleri gizil bir tehlike gi-
bi algıladıklannı \eonlaneğftmeyerinece-
zalandınnaya yatkın olduklannı görmek-
teyiz, L'ygarlaşma. gelışme. ilenve, aydın-
lık, özgür günlere açılma ülküsü ile baş-
layan Türkıye Cumhunyetı'nde. ortaçağ
kalıntısı bir bagnazlığın gençleri tutsak
etme tehlikesinin yeniden başgösterdiği-
ne tanık olmaktayız.
Günümüzde. ortak toplumsal değerler
çözülmüş, çocuklan ve gençleri özenle
eğitme, cumhuriyetınkanatlan altındaeşit
gm encelerle yetıştırme ülküsünün yennı,
onlan çok farİdı koşullarda sürdürmek zo-
runda kaldıklan bir koşunun karanlık la-
bırentlerinde yalnız bırakan acımasız bir
vanşmacıhk tutkusu almıştır. Gençlere
ulaşmalan gereken hedeflenn akılcı ve
gerçekçi yollan gösterilmeksLzın; yapay ve
büsbüfün yollannı kesen, özgüvenlennı
sarsan bır özendirmecilik yaygınlaşönlmış-
tır. Pek çok gencin kiminle ve neyolla, han-
gi donanımla yanşacaklannı bilemeden,
kararsız birbiçimde, belirsiz hedefarayış-
lanna yönelmış olduklannı: bir kısmınm
da bu karmaşadan kurtulabilmek ıçin ken-
dıni bıreysellığe kapattığı ve paylaşımdan
uzak, öznel bır ben-merkezcılik içinde ül-
kesınden. toplumundan ve çağından uzak-
laşıp vabancılaştığı görülmektedir.
Kendı özgün kültürel yapımızda "çocuk
yetiştirmeye ödem verme" benımsenmiş,
yerleşik bır toplumsal tutum özelligi ve *an-
neük" olgusu çok saygın bir konum ola-
rak bilinirken. biz "Cumartesi Annele-
ri"ni yaratan ve üstelik onlan hırpalayan
v e örseleyen bir topluma dönüştük. Cum-
hunvetin ülkemiz insanlarına getirdiği
"insanotaıa", •*yurttaşolma''onuru. dev-
let yönetimindeki bilinçsızlik ve aksama-
lar sonucu, cumhunyetın özüne gerekti-
ğince sahıp çıkamama ile birlikte gelişen
toplumsal değerler çalkantısı içinde gol-
gelendi, "yurttaş olma" bilinci silikleştı.
Ancak saruyorum ki toplumumuzda hele
de çok zorlu ve özverili uğraşlar sonunda
elde edilmiş ortak bir kazanım olan bu
"onur" ve "bilinç" öylesine kolay yitiri-
lecek ve vazgeçilebilecek birnitelik değil-
dır. Çocuk ve gençlere yönelik olarak "Eği-
tim Biriigi Yasası"ndan çok daha sonrala-
n ve çok gecıkmeli olarak gerçekleştıri-
lebılmiş olsa da "sekiz yülık zonınlu eği-
tünw
in ülkemizde uygulamaya geçınlmış
olması, ünıversitelerde gençlen din so-
mürüsüne araç kılan eylemlerin bastınl-
masınayönelik alınan ortak önlemler, he-
le de en önemlisi cumhuriyetin toplumu-
muzdaki cumhuriyetçi özün bugün de ya-
şamakta olduğunu ve bu "yurttaşlıkbitin-
ci"nin artık bu toplumdan kolay kolay sö-
külüp atılamayacak denli deririlere, ülke-
mizin sıcak ana toprağına kök salmış bu-
lunduğunu göstermektedir.
Ülkemiz çocuk ve gençlenne cumhu-
riyet Türkiyesi'nın yurttaşı olma hakkını
tanımak, onlara bu "yurtta$lık kimliğTnı.
doğru örnekler sunarak kazandırmak ve
yine bu "*yurttaşhk" bilincıni a^ılamak,
onlann kendilerinı geliştirebilmeleri ve
kişiliklerini sağlam temeller üzerinde bo-
calamadan, özgürce oluşturabilmelerini
saglamanm en geçerli yolu olacaktır.
Ülkemiz, Türkiye Cumhuriyeti, çocuk
ve genç yurttaşlan ile birlikte gelişecek ve
ılenye doğru yol alabilecektir. Bir ülke
çocuk ve gençlenne özen gösterdiğinde an-
cak; bu özen, onlar yetiştiğinde kendıne
geri dönebılecektir.
ARADABİR
ŞEVKt VANLI Mimar
Olamaz!
Başka türlü OLAMAZ! Yöneticileri çağdaş olmak ıçin
kır kahvesı. masa örtüsü desenlı gömlekler gıyip. çok renk-
lı elbıselenne ters düşen kravatlar takıp, televızyonlara
çıkan bır ülkede. Sayın Ajda Pekkan devlet sanatçısı ol-
mayacak da kım olacak!
Sayın Demirel, sıze çok teşekkür edıyorum... Bu dev-
let sanatçısı kımlığını hıçbır mımara vermedığınız ıçin...
Yıllardıryapılan seçmelerde mımariığı sanat saymadığı-
nız ya da mımarlan adam yerine koymadığınız ıçin üzü-
lurdüm... 7 Aralık 1998 Pazartesı haftanın ılk günu sa-
bahı yataktan kalkıp. son odül seçmelerını görünce dün-
yalar benım oldu... Eskıden olduğu gibı aralarında mi-
mar yok!.. Neler yok!.. Neler yok!..
Halka inmek. çok kişiyi mutlu etmek istediğiniz anla-
şılıyor... Bu polıtikalara sanatı araç yapmanızı, nalkın hoş
göreceğini ben de biliyorum... Arrıa sanatın affedeceği-
nı hıç sanmıyorum... Çıtayı yerel ve yere yakın tuttuğu-
muz anlaşılıyor, fakat sanatın çıtasının yerı evrensel, sa-
nılanın çok üzerinde ve sızın, benım ve sıze onerı geti-
renlerın ıstediğinden bağımsızdır...
Çttanın a/t sınırı bu kaclar ındirilirse, seçilmiş ve üstte
olanlar, smırlan laçka olmuş bu paketin içinde kendile-
nnı nasıl hıssedecekler? Devlet, kocaman bır milletin
kadenru tesüm ettiği büyük bir kurumdur!.. Sanat, tarihi
taşıyan iki bacaktan biridir! Devlet sanatçısı demek, Türk
ulusunun evrensel miizeye adaylandır. Benim ölçplerv
me göre 20. yüzyılın Türk evrensel sanatçılan yirmi kîşi-
yi zorbulur... Nâzım Hikmet, Muhsin Ertuğrul gıbi kay-
bettıklerımiz dahil her sanat dalından en çok birkaç ki-
şi bulabılıriz...
Eğlence dünyasının açıkgözlen, kendılerine sanatçı adı
takılarak halkı hafiflıklere saptırıyorlar... Medya, sanat
adı altında, düzeylı magazin bıle olmayan yayınlarda ın-
sanımızı aldatıyor, bu ortam oluşuyor.
Sayın Derrnrel, ikımiz de aynı kuşaktanız, ıkımız de taş-
ralıyız, ikimiz de okumuşuz... Siz önce muhendıs, son-
ra politikacı olmuş, halk çoğunluğuyla uzlaşmak zorun-
da kalmışsınız!.. Ben mımariyı seçmişım, yalnızca evren-
sel sanat değerlerıne hesap vermek zorundayım... Iki-
mız de hayatımızm ellı yılını çılgın bır çalışmayla geçir-
mişiz... Sız genel müdür, parti lideri, birkaç kez başba-
kan olmuş ve sonunda en büyük yere gelmiş cumhuri-
yetin başkanı olmuşsunuz... Geçtığinız yollardaki her
etabın adı ve tanımı var... Kimse sızin tarif edilmiş başa-
nnızı elimızden alamaz! Kutlarım!
Sız, evrensel anlamda sanat için sızı anlamayan bir
ortamda çalışmış olsaydınız ve ellı yıl sonra en üst ku-
rumun da bu ortamdan farklı olmadığını görsenız!.. Elli
ydınıza ağlamaz. "ne olacak bu memleketin hali" demez
miydıniz?
19ŞÛ yıllannda cumhuriyetin sevgili insanlanndan Ha-
san Ali Yücel'in bır söyleşisinde bulunmuştum... "Sa-
nat bir m/'/ef/n yaratıcı gücüdür" sözünü duymuş, böy-
le devlet adamlannın bulunduğunu görerek mutlu olmuş-
tum...
25 yıl, ne teknolojisı ne bıçimini deöiştirmeden oto-
mobil üreten bir ülke çağdaş olamaz!.. Geleceğegüven-
le bakamaz! Umarım, bugüne kadar bu ödülü alanlar-
dan, kabul etmeyenler, gerı verenlerçıkmaz... Doğrusu
sizın yerinzde olmak ıstemem!
Cumhuriyet okuru ve Cumhuriyet
İlkokula gıderken ilk
hatırladığım. babamın
sabah erken Cumhuriyet
gazetesi aldığı idi.
Ba^ında tek saç teli ile
Profesör Nümbus,
Dedektif Nik... hiç
unutmadıklanm.
Okulda öğretmenlerimiz
Cumhuriyet okurdu.
Buyaz
AltınoluL'Edremit'te
gazete alırken satıcının
dedikleri gelıyor aklıma:
Cumhunyet okuru başka
oluyor abi. Hep bozuk
para venr, eziyet etmez,
promosyonlu
gazetelerden almaz,
naziktir. günaydın der,
hayırlı ışler der.
Evet, Cumhuriyet okuru
gerçekten naziktir,
düşüncelıdir, çevrecidir.
kitap okur. evınde
mutlaka bir kitaplık
vardır. Cumhunyet okuru
genel likle bir dernek ve
cemiyet üyesidir.
Cumhuriyet okuru
adaletlidir. emekten ve
çalışandan yanadır.
Cumhuriyet okuru
gazetesınin gerçek
tiryakisi ve gerçek
sahibidir ve bu bilinci
taşır. Cumhuriyet okuru
laik ve Atatürkçüdür.
Yine Cumhuriyet okuru
usta yazar Çetin Altan'ın
dediği gibi "Ülkesini
kuru kuru seven kişi değil
üretken ve düşiinen bir
kimlikte olması nedeniyle
ülkesintn sodigi bir
kişidir."
Ya gazetemiz
Cumhuriyet.
Felsefesi bazılanna tefs
gelse bıle "Cumhuriyet
vazdıy^a dogrudur"
dedirten gazetedir.
Çağdaşlığın ve
aydınlanmanın ışığı
Cumhuriyet,
Cumhuriyet'in 75. yılında
Cumhuriyetimizin en
büyük güvenaesidir
YUSUFGEZGÖR
Erenköv
Dinozor'dan yeni yıl armağanı
"CENİŞ TABANLIHÜKÜMET' TAKVİMİ!
" 1999
Ana muhalefet dergisi Dinozor her Çarşamba bayilerde
Kes, katla,
çevir,
15 saniyede
en geniş
tabanlı
hükümet
kuruluversin!
Bu haita,
derginiz
Dinozor'la
birlikte
takviminizi
almayı
unutmayın!
150 bin lira
Cumhuriyet
k i t a p 1a r ı
Sosyoi
Demokraside
İ6HI6İ
İlhon Selçuk
Bk Gmluk Dost
Üstün Akmen
Deniz
Kavukfuoğlıı
Bıcak
Sflimdoki
Dmyave
HooMtaş:
BsoM^eıGerçMe
irene Melikoff
TiHuye'n»
Şeytan Üçgetri
Hikmet Çet ınkaya
y
Erol
Manisalı
Paylaşılan
Tutku
Sinema
Gönül
Dönmez
Colin
PENCERE
İlaçta Patent,
Yurttaşa Kazık...
Ankara'da bir hükümet var...
Başbakan Yılmaz...
Ecevit, Başbakan Yardımcısı...
•
İlaçta patent uygulamasına 1 Ocak 1999'da ge-
çiliyor.
Geçilincene olacak?..
llaçlarpahalanacak, gelişmesürecindeki ulusal
ilaç endüstrisi yıkılacak... _
Çare?..
Dünya Ticaret Örgütü Anlaşması (GATT), Türki-
ye gibi gelişmekte olan ülkelere bu alanda 2005
yılına kadar süre tanıyor. Hükümet, ilaçta patent
uygulamasını 2005'e kadar erteleyebilir; ulusal
ilaç endüstrisi zaman kazanır, rekabete hazırlanır,
Türkiye'nin dar gelırli yurttaşı ilacı bu sürede da-
ha ucuza alır; yabancı ilaç tekellerı amaçlarına
erişmek yolunda gecikirler...
Peki, başta Ecevit olmak üzere hükümetteki
DSP'li bakanlar ne yapıyorlar?..
•
CHP'liler bu oldubıttiye kızıyorlar, yoksul has-
tayı yatağında boğazlamak için acele eden tekel-
ci kapitalizme veryansın ediyorlar!.. Sağlık alanın-
da hastayı serbest piyasa koşullanna teslim etmek
için çırpınan iktidar ne yapıyor?.. Hastalan bir ya-
na bırakın; doktorlar, içinde yaşadığımız keşme-
keşten yakınıyorlar. Türkiye tıp alanında "zengıni
soyan, yoksulu boğazlayan" insanlık dışı bir dü-
zene bağlanıyor. Oysa Batı'da en zengin ülkeler-
de bile insana sosyal sağlık güvenceleri sağlayan
sıstemler geçerlidir.
CHP'liler haklı değil mi?..
Ancak patent uygulamasını -GATT'ın saptadı-
ğı- 2005 yılından 1999'a çeken ÇiHer hükümeti-
nin 1995 tarihli karannın altında CHP'nın mühru
ve imzası da var.
Sonuç?..
CHP de yan çiziyor, DSP de...
Peki, sağlık alanında bıle yurttaşını kazıklayıp ulu-
sal ilaç endüstrisini gözetmeyen partiler, sol yaf-
tasını taşıyabilirler mi?..
•
Diyorlar ki:
- Küreselleşme çağında geçerli neoliberal or-
tamda ülke ekonomisinin dış piyasayla uyum sağ-
laması gerekıyor; artık sol partiler de bu kurala uy-
mak zorundalar..."
Haydi canım sen de!..
GATT, liberal ekonominin uluslararası kurumu de-
ğil mı?.. Bızim DSP ya da CHP, "Uluslararası 77-
caret Örgütü"nüer\ daha mı liberal?.. Sol partile-
rimiz neden sağlık konusunda yoksul yurttaşın çı-
karını savunmuyorlar?..
Ya ANAP ile DYP'nin durumları nedir?..
Bu partiler sanki yabancı çıkarların ülkedeki
uzantısı gibidirler...
Ikisi de mafyayla çeteye bulaşmış komprador
kapıtalizminin partileri...
tfaç afanında Batı'nın isterlerini kraldan çokkrâl-'
cı bir politikayla Türkiye'ye uygulayan'hükümet-
ler, insan haklarına gelince neden yan çiziyorlar?..
İlaçta yurttaşın sağlığını düşünmeyen ıktıdarlar,
demokrasi alanında yurttaşın özgürlüğünü sağla-
mak yolunda neden yaya kalıyoriar?..
Yılmaz-Ecevit hükümetinin 1 Ocak 1999'da yurt-
taşa giderayak armağanı, sağlıkta kocaman bir ka-
zıktır.
AMAŞYA ASLİYE HUKUK
HÂKtMLİĞİ'NDEN
EsasNo: 1998 '99 Iş
Davacı SSK Kurumu Genel Müdürlüğü Zonguldak
şubesınce davalı Turgut Tepe aleyhine mahkememize
açılan alacak davasınm mahkememızde yapılan yargı-
laması sırasmda venlen ara karan gereğınce:
Amasra ilçesı Gömü Köyü nüfusuna kayıtlı Hakkı
o|lu 1975 d.lu Turgut Tepe'ye duruşma gününü bıldınr
davetiye tebliğ edılememış olup. davahnın adresı tüm
aramalara rağmen tespıt edılememiştır.
Davanın duruşması 18.3.1999 günüdür.
Duruşmaya gelmemenız halınde duruşmaya yoklu-
ğunuzda devam edıleceği ve karar venleceğı ılanen teb-
lig olunur.
Basın: 67440
Ucu Güllü Kundura
Muzaffer Buyrukçu
Osmanlı
İmparatorluğu'nun
Yükseliş ve Çöküş
Dimitri
Kantemir
Aydınlanmanın Kadınlan
Yay. Haz. Neda Arat
söz nçlıın,
yıı;.ı bıırchırı
" Cumhuriyet Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39/41
kitap kulübü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyetin
Bireyi Olmak
Türkân Saylan
Söz Uçfarı
Yozı Burçlan
Feridun Anda?