19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 ARALIK 1998 ÇARŞAMBA 10 DIŞ HABERLER rtalya ektiğini biçjyor • ROıVIA (AA) - Italyan maii polisi. önceki geceden bu yana ttalya'nın güneyinde Puglia bölgesi kıyılanna ulaşan yaklaşık 200 kaçak göçmeni yakaladı. Italyan polisinin kaçak göçü kontrol içın devamlı yaptığı kontroller sırasında yakalanan ve Irak. Kosova, Arnavutluk ve Türkiye'den geldiği belirtilen kaçak göçmenlerin kımlik tespit çalışmalan devam ediyor. Kaçaklann, Puglia bölgesindeki kaçak göçmen kabul merkezlerinin dolu olması nedeniyle, dün Palermo'daki (Sicilya) kabul merkezlerine aktanJacağı bildirildi. Italyan güvenlik kuvvetleri yetkilileri, kaçak göçmenlerden Salento kıyılanna gelen 157 kişınin Türk vatandaşı, Iraklı ICürt. Kosovalı ve Arnavut olduğunu belirttiler. Öte yandan. stnır polisinin operasyonlan sırasında güneydeki Brindisi'de 8 Arnavut ve 10 Iraklının geri gönderildiği bildırildi. Vatikan'm Pinochet planları • SANTİAGO (AA) - Katolik Kilisesi'nin (Vatikan) eski Şili diktatörü Augusto Pinochet'nin serbest bırakılması için "gizlı girişimlerde" bulunduğu öne sürüldü. Santiago'da yayınlanan bir gazeteye demeç veren Şililı Kardınal Jorge Medina, Vatikan'm Pinochet için '"çeşıtlı düzeylerde" girişimlerde bulunduğunu açıkladı ve "Öyle umuyoruz kı. bu girişimler güzel sonuç verecektir" dedi. Şilili kardinal. gizli girişimlere ilişkin aynntı vermedi. Rus ordusunda NflTO haznMıgı • MOSKOVA(AA)- Rusya, NATO'nun Doğu Avrupa ve Baltık cumhuriyetlerindeki genişleme planlannı dikkate alarak ülkenin kuzey-batısındaki askeri birliklerini yeniden yapılandırdı. Leningrad Askeri Bölgesi adı altında ülkenin kuzey- batısında, Baltık bölgesinde bulunan birlikler reformdan geçırilirken Leningrad Askeri Bölgesi Komutanı General Pavel Labutin, Baltık bölgesinde yeni bir askeri grup kurulduğunu açıkladı. încirlik'ten kalkan uçaklann saldınsına uğrayan Irak, toprak bütünlüğünü savunuyor Keşîf ııçvışlai'uıa tehdit• Irak Devlet Başkan Yardımcısı Taha Yasin Ramazan, savaşın hâlâ devam ettiğini söyleyerek ABD ve İngiliz uçaklannın kuzey ve güneydeki uçuşa kapalı bölgelerde keşif uçuşu yapmaya devam etmeleri halinde vurulacağını bildirdi. Dış Haberfcr Servisi - lncirlik üs- sünden kalkan ABD keşıf uçaklan- nın Kuzey Irak'taki uçuşa kapalı böl- gede Iraİc uçaksavarları tarafından vurulduktan sonra Musul vakmlan- nı bombalamalanyla ikı ülke arasın- da başlayan gerilim giderek artıyor. Bağdat yönetimi dün yaptığı açık- lamada, ülkenin kuzey ve güneyin- deki uçuşa kapalı bölgelenn Irak'ın egemenlik haklannın ihlali anlamı- na geldiğini belirterek bu bölgeler- de keşifuçuşlanna devam etmelen ha- linde ABD ve İngiliz uçaklannı vu- racağını açıkladı. Bağdat, bu karanna gerekçe ola- rak. Kuzey ve Güney Irak"takı bu bölgelerin uçuşa kapatılması karan- nı Birleşmiş Milletler'in vermediği- ni gösterdi. Irak De\ !et Başkan Yardımcısı Ta- ha Yasin Ramazan, ülkenin kuzeyi ve güneyinde ilan edilen uçuşa kapa- lı bölgelerde Irak uçaklannın uçtuğu- nu bildirdi. Ramazan. AP televizyo- nuna yaptığı açıklamada. Irak uçak- lannın, ülke hava sahasında normal uçuşlannı yaptığtnı belirterek hava sa- halannı ihlaf eden uçakiarı vurmaya devam edeceklerini kaydettı. lhlalle- re yönelik direnişlerinın süreceğini be- lirten Ramazan aynca "Savaş hâlâ devam ediyor" ıfadesini kullandı. Ra- mazan geçen cuma günü yaptıği açık- lamada, Irak'ın uçuşa kapalı bölge- Bağdat sokaklanndaki işçiler, dinlennK1 molası vermişler. Bombalann teh- didi alündaki Irak'ta yaşam dc\am edivor. len tanımayacağını bildirmıştı. Irak'ta yayımlanan resmi gazeteler- deyse ABD'nin Birleşmiş Milletler üzerindeki egemenliği eleştirildi. Irak gazetesmde Salâh El Muhfar imza- sıyla yayımlanan bir yazıda "BM Gü- venlik Konseyi'nin .ABD'nin hege- monyasuıdan kurtulması gerektigi" belirtildi. Yazıda tüm uluslararası top- lum, ABD ve Ingiltere'nin saldınla- nnı kmamaya çağnldı. Güvenlik Konseyi'nin, Irak ile UNSCOM arasındaki ılışkileri dü- zeltmeye çalışmasının önemli olma- dığı belirtilen yazıda, asıl ABD ile Gü- venlik Konseyi arasındaki ilişkilerin düzeltilmesinin zorunlu olduğu kay- dedildi. BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinden Çınde. Irak'ın kuzeyın- de önceki gün meydana gelen bom- balamadan kaygı duyduğunu ve du- rumun kötüleşmesıni önlemek için bir BM Güvenlik Konseyi karan da- hil önlemler alınmasm! istedi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zu Bangzaodüzenlediği basın toplantı- sında. "Durumun yeniden kötüleş- mesini önlemek için ilgili bürün ta- raflardan gerekli önlemleri almala- nnı istiyoruz" dedi. "Irak'ın kuze- yinde ABD uçaklannın ateş açmala- nndan çok kaygı duyduklarmr be- lirten sözcü, Irak'ın toprak bütünlü- ğüne saygı gösterilmesinde ısrar et- tiklenni ve bu ülke semalannda uçuş yasağı uygulanmasına karşı oldukla- nnı kavdetti. Kosova'ya askeri müdahale uyarısı DçHaberierServisi-NA- TO Genel Sekreteri Javier Solana. Koso\a'daki Sırp yetkıliler ıle Araavutlan şid- detin nrmandınlmaması ko- nusunda uyardı. Solana. Kosova'daki gü- venlik şartlannın daha kö- tüvegıtmesiduru- munda. NATO'- nun müdahale edebileceğmı be- lirtti. NATO'nun Brüksel'dekı ka- rargâhından yapı- lan yazılı açıkla- mada. ittifakın Ko- sova'ya hava ha- rekâtı tehdidınin hâlâ geçerli oldu- ğu belirtilerek, Solana'nın Kosovadaki taraflardan iki ay önce ilan edilen ateşke- sı devam ettirmelerini iste- diğı bildirildı. Açıklamada Solana'nın Kosova'daki durumu çok vakından izlediği, Yugos- • NATO Genel Sekreteri Solana, Kosova'ya hava harekâtı tehdidinin hâlâ geçerli olduğunu söyledi. lavya'daki NATO asken ko- mutanlan ve Avrupa Gü- venlik ve tşbirliği Teşkila- tı(AGlT)yetkilileriylesü- rekli temas halinde bulun- duğu belirtilerek, "Eğer şarüar gerektirirse NATO müdahaleetmeyehazDTbr" denildi. Yugos- lavya Devlet Baş- kanı Slobodan Miloseviç. NATO hava harekâtı teh- dıdı üzerine. ge- çen ekim ayinda ABD'lidıplomat Rkfaard Holbro- okeıle Kosova Üa- ki askeri gücünün büyûk bölümünü geri çekeceği ko- nusundabir anlaşma imza- lamıştı. Kosova'da anlaş- maya uymayan Sırp güçle- rinin Arnavutlara yönelik düzenlediği saldınlarda ge- çen perşembe gününden bu yana 15 Arnavut yaşammı kaybetti, 6 Sırp yaralandı. Keşif Cüç hedef gösteriyor İnciriik ve çevresinde tedirginlik artıyor ADANA (Cıımhıırivet Bü- rosu)-Adana'daki Incirlik Üs- sü'nden havalanan iki savaş uçağının Irak'uıfiizelisaldın- sına karşılık vermesi Türkiye ile irak'ı karşı karşıya getirdi. ABD'nin keşifuçuşlan dün de devam ederken Irak'ın olası saldınsına karşı belde sakinle- rinin oldukça tedirgin olduğu belirlendi. Bu arada dün üsten 10'a ya- kın kargo ve nakliye uçağının ve bir komutan uçağının inip kalktığı gözlendi. Us yetkilile- ri ise keşif uçuşlannın devam ettiğini belirterek Irak'ın her- hangi bir saldınsına karşılık verileceğini kaydediyorlar. Irak liden Saddam Hüse- yin'in uçuşa yasak bölge ola- rak tanımlanan 36. paralenin kuzeyindekı uçaklan vuraca- ğını ilan etmesinin ardından önceki gün tncirlik 10. Tanker Üssü'nden kalkan iki keşif uça- ğının füzeii saldınya uğrama- sı tncirlik ve Adana'da kaygı ile izleniyor. Konuyla ilgili olarak görüş- tüğümüz lncirlik Üssü'nden biryetkili, 1991 'den bu yana bu uçuşlann yapıldığını belırte- rek "Bugün de oiağan uçuşiar devamettL l çuşlann yoğunlıı- ğugiinünegöredeğişiyor.lrak yeniden vurmayı denerse aynı şekflde karşıhk verilecektir" dedi. ABD'nin Irak'a yönelik saldınsmdan birinci derecede etkilenen belde sakinleri de ol- dukça endişeii. Jncirlik Bele- diye Başkanı Cumali Kar, Sad- dam'ın herhangi bir çılgınhk yapmasından korktuklannı be- lirterek "Ne zaman Irak ile ABD arasındaki gerginlikbü- yflse kasabada tedirginlik bü- yvyor. Saddam her an saldıra- biür ve bu saldırn,a karşı bizi kiminnasılkonj>Bcagıbelüde- ğfl. Yazılı ve görsel \a>ın organ- lanndageiişmeleri ideven \ urt- taşlanmız bizzat beni araya- rak neler olduğunu soruyor- lar. Doğnısu bende onlariaay- nı endişevi pajlaşıyorum'' di- ye konuştu. Încirlik'ten hava- lanan uçaklann Irak'la girdiği füzeii çatışmanın ardından bir açıklama yapan Işçi Partisi Adana îl Orgütü Incirlik'in derhal kapatılması gerektiğini belirterek üssü "katil yuvası" olarak tantmladı. ÖDP 11 Başkanı Mehmet Beyaztaj da söz konusu olay- la birlikte Türkiye'nin kendi- ni bir anda savaşın içinde bu- Iabileceğinin altını çizdi. Tür- kiye'nin kendini Ortadoğu sa- vaşının içinde bulabileceğıni vurgulayan Beyaztaş, "Törld- ye topraklanndan yapılan bir saldın sonucunda Irak bura>i hedefotarak gösterebffir'' dedi. Ktal Kmerierin liderieri Khieu Samfan ile Nuon Chea iilkeye döndü. Ölüm tarialannın nıimarlan' olarak bilinen iki lider, geçmişte yapüan • 4urdiamlardan dola>ı çok üzgün olduklannı belirterek halktan ö/iir diledikr. İnsanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında uluslararası yargı öniine çıkanlmalan yönündeki taleplere karşı çıkan iki lider, 'Geçmişi geçmişte bırakın' mesajını verdiler. Khieu Samfan 'Iki milyon insanı oldurduk, çok uzgunuz İş görüşmeleriniz, toplantılarınız, davetü olduğunuz yerler, karşılayacağınız misafirter ve daha birçok plantnız var. O hatde sizi, gicteceğiniz yere eksiksiz konfonjyla ulaştıracak araçlara da ihtiyacıntz olacak... Dış Haberter - Kamboçya'da ıktidarda ol- duklan 197 5-79yı]lanarasında yaklaşık2 mil- yon insanın ölümünden sorumlu olan Kızıl Kmerler örgütünün önde gelen liderieri Khi- euSamfan ve NuonCheadün ülkeye geri dön- dü. Samfan \ e Chea, ayaklannm tozuyla yap- tıklan açıklamada. Kızıl Kmerlerin iktidan sırasında yaşanan katliam- lar için özürdilediler.Basm mensuplannın \ icdan aza- bı çekip çekmediği yönün- deki sorusunu yanıtlayan Samfan. "EvçtÇokçok'çok üzgünüm" dedi. Halktan özürdilemek istediğını söy- leyen Samfan. "Lütfen kar- deşlerim geçmişi unurun ve ülkevi kalkmdırmak için W- ze katılın" dıye konuştu. Orgütün 2 numaralı ada- mı olan Chea da. "Aslında biz çok üzgünüz. Sadece vaşamını yitiren in- sanlar için değil savaş sırasında acıçeken ha>- vanlar için de. Ama lütfen bunlan tarihe bı- rakın" dedi. Khieu Samfan, kendisının insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında uluslararası yargı önüne çıkanlması taleplerinı reddederek 'geç- mişi geçmişte bırakın' mesajını verdi. Geçen hafta sonunda hükümete katıldıklan açıkla- nan Kızıl Kmerlerin liderlennin Başbakan Hun Sen ile görüşmek üzere asken bir heli- • Hükümet tarafina geçen Kızıl Kmerlerin liderlerinden ve ölûm tarîalannın mimarlanndan Khieu Samphan, Kamboçya'da Pol Pot yönetimi altında yaşananlarla ilgili olarak "Lütfen geçmişi unutun ve beni affedin" dedi. kopterle başkent Phnom Penh'ın dışındaki bir üsse geldikleri bildinldı. Hun Sen önceki gün yaptığı açıklamada. Kızıl Kmer liderieri hakkında şu an ıçın bir tutuklama emri bulunmadığım. başkente gel- meleri halinde gözaltına almmavacaklannı söy- leyerek bu kişilerin katlıam suçuyla ulusla- rarası mahkemede yargılan- malanna karşı olduğunu be- lırtmıştı. Bu arada, Vietnam hükümetı de, Kamboçya hü- kümetınin Khieu Samfan ve Nuon Chea hakkında ve- receği tüm kararlara saygı göstereceğıni bildirdi. Dışışlen Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada. "VTet- nam, Kamboç\a'nın, ülke- nin içişlerini ihjilendiren tüm konularda vvrdiği karaıia- ra sa>gıgösterir. Kızıl Kmer liderlerinin nasıl yargilanacağına karar ver- mek Kamboçya halkının hakkıdır" denil- di.Vietnam 1978 yılında, 1975 yılında ikti- dan elegeçiren. yaklaşık 2 milyon insanın ölü- münden sorumlu tutulan Kızıl Kmerleri ik- tidardan uzaklaştırmak için Kamboçya'yı iş- gal etmişti. 8 Ocak 1979'da da Vieteam des- tekli hükümet kurulmuştu. Eylül 1989'daise Vietnam ülkedeki bütün biriiklerini çekmiş- ti. Kamboçya'da yaşayan etnık V'ietnamlılar sık sık Kızıl Kmerlerin hedefi olmuştu. Amaçlar çeşitli, araçlar Budget. 6 Bebek hırsızı' tutuklandı BudaeSatee Nr tetefonta, ğ arao en ekofKsmk %allaf *e 2S8.SM USO sigorta û BudgeJian kıraiaya (0212)296'31 CarRental İJT«Wl TAKSf»: İ0212) 2S3 92 00 MDIKflY: «81«s « 9 36 « *T*lOR|[ H*»Alİl«lh!fl212i 663 08 58 K«SA: {Q224)223«(MMMM:((l3Z2)«9a01SMnM:Sm2)41759S ESEHBOĞ* HAVtLİMANf: {03121 398 03 72 *«TAlYA:iO242i 322 76 86 MTM.YA: (S?42) 243 30 06 »IfTAtYA HAV«JWUH: (02421 330 30 79 tZBlT: (0262) 324 51 12 KOKY*: ;«32) 32! 72 72-73 KtKR: 10242) 814 28 09 ALAKYA: (0242) 513 73 82 M.TİS «OtF 8 t a : (0242) 72S 42 42 SMf: (0242) 753 14 86 tZHtH: (0232) 482 05 05 086ÛP: fO384j 341 66 4Î-42 A . K « K « S HMMUMIH/S^ HATLAH: (0232i 274 22 03 İC fUTUM: <023Z) !H 17 95 KUfMttt: (0256! 614 49 56 MOBUM: (0262i 316 73 82 IMRM«(İS: (0252) 412 41 44 KTHln: (0252) 614 f 66 DHIiaİ: 10258) 264 54 4Î GAZİAimp-. 10342) 335 12 30-31 T M K M : (0462) 323 13 20 KWUS: (0392! 8J5 1! 27 Dış HaberlerServisi- Arjan- tin'de askeri cunta dönemin- de Deniz Kuvvetleri Komuta- nı olan emekli Amiral Ruben Franco. 1976-83 yıllannda sı- yasi tutuklulann bebeklerini çalan çetenin başı olduğu ge- rekçesıyle önceki gün tutuk- landı. Yargıç Adolfo Bagnas- co'nun, 1976-83 yıllannda hapishanelerde doğan bebek- leri çalma suçu>la sorgula- dıktan sonra tutuklama kara- nnı verdiği ve emeklî amira- lin ev hapsine alındığı belir- tildi.Bagnasco, bebek hırsız- lığıyla ilgili olarak daha ön- ce de eskı sahil güvenlik gö- rev lisi HectorFebres. eski dık- tatörlerden Jorge Mdela ile Emilio Massera'vı tutukladı. Yargıç Bagnasco. 1976-83 >ıl- lannda ıhtılalcılere karşı sür- dürülen "kirli sa\aş" süresin- ce bebeklen çalman aılelerin talebi üzerine başlattığı so- ruşturmayı ikı yıldırsürdürü- yor. Arjantin'de, 1986yılında çıkanlan af yasasından yarar- lanan Franco. askeri diktatör- lük dönemınde deniz kuvvet- leri komutanlığına kadar yük- seldi. Franco'nun yönetimm- de Denizcilik Teknik Okulu (ESMA) solcu ihtilalcilerin işkence gördüğü bir merkez haline geldi. ESMA ve Mer- kezi Askeri Hastane'de do- ğum yapan yüzlerce solcu ka- dının çocukları çalındı. Be- beklerden 61 tanesi. "Palaza deMayoanneleri" tarafından teşhıs edıldı. Bebeklerden 8'ının öldüğü, 14"ünün baş- ka aıleler tarafından evlat alın- dığı, diğer 39 çocuğun ıse ger- çek kimlıklerine kavuşarak aileleriyle yaşadığı belinili- yor. Kalan 400 çocuk ise ger- çek kimlıklerine kavuşmayı bekliyor. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Kendi Kendini Esir Alan Ülke: Türkiye Türkiye bugün, kendi kendini esir alan bir ülke durumunda. Ayağa kalkıp yürüyeceğine, bir aya- ğı ile diğerine çelme takan, iki kolu birbiriyle bilek güreşine tutuşmuş bir insan görünümünde. Içer- de, ekonomik güçler ve siyasal güçler arasındaki denge bozulmuş. Motor, aktarma organları, te- kerlekler arasında uyum yok, hepsi de birbirini köstekliyor. Oysa arabanın düzgün gitmesi her ke- simin yararına. Peki, neden "iç sistemin bölümle- n arasında uyum ve denge yerine, çatışma ve en- gelleme" var? Neden, her kesim kendıne yontun- ca üstünlük sağladığını sanıyor? Oysa araba, dör- düncü vrteste, 30 km. hızla gıtmek durumunda, bu da her şeyi berbat ediyor. Sorunun temelinde güç ve paylaşım kavgası var. Taraflar, dördüncü vitesle 90 km. hızla gitme- nin, her kesime daha yararlı olacağının hem bilin- cinde değil hem de bozuk sosyo-ekonomik, sos- yo-politik yapı, bu bilince ulaşılmasını engelliyor. Demirel sıralıyor: Barajlar, yollar, enerji, GAR turizm, hepsi de doğru, yalan yok. Ancak, moto- run iyi olması, arabanın tekerleklerini döndürme- ye yetmiyor. Aktarma organları motoru engelliyor- sa, 4 tekerleğin jantı birbirinden farklıysa, araba an- cak saatte 30 km. hızla ve sallana sallana gidiyor. Ekonomik, politik ve sosyal parçalar arasında uyum yok. Işin içine bir de dış olumsuz etkenler ekleniyor. Dışardan tekere çomak sokanlar, mo- tor iyi olsa da arabanın yürümesıni büsbütün en- gelliyor. Içerde sorun ne? Içerde güç ve paylaşım kav- gası var. Oyunun kurallarına göre oynanmayan bir kavga. Siyasal partiler, sermaye, bürokrasi, med- ya, hatta entelecensiya bu kavganın taraflan du- rumunda. Birbirferiyle, ortadaki pastayı paylaşma kavgasındalar. Onlar, içerde, "sistem içi" öğeler. Demokrasiyi, hukuku, sosyal adaleti, ekonomik gelişmeyi, ulusal çıkarlar doğrultusunda yürütme- leri "öngörülen" aslı öğeler. Ama, pastayı büyüte- rek, oyunun kuralları içinde paylaşmak yerine, fa- reler gibi onu kemiriyorlar. Burada, sistem dışı, hukuk dışı öğeler işin içine giriyor. Mafya, şeriatçılar, PKK gibi öğeler. Sistem içi Öğelerin aralannda kapışmalan, sistem dışı öğe- lerin daha rahat çalışmalarına ortam hazırlıyor. Hem de nasıl: Sistem dışı öğeler ile sistem için- dekiler "ışbirliğine" başlıyor, çıkar ortaklıklan do- ğuyor. Mafya ile terör bütünleşiyor, din tacirleri de bu kaos içinde, kendilerini besleyecek bataklıkla- n buluyor. Siyasal partiler, bürokrasi ve büyük sermaye, sistem içi öğeler olmalanna karşın sistemin dışı- na çıkıyorlar. Sermaye ıle bürokrasi, sermaye ile medya, sermaye ıle siyasal partiler, aralannda çı- kar ortaklıklan ve "6üfün/eş/De/er"kuruyorlar. De- mokrasi ve hukuk düzeninin "kurallan dışına" çı- kıyorlar. Hem de "sistem dışı" öğeleri de besleye- cek bir biçimde. Örneğin mafya ile, örneğin kamu kaynaklannın sömürülmesi ile ilgili gelişmeler. Su- surluk bu nedenle çözülamiyor, Çakıcı bu neden- le devletrtehdit edebiliyor. Medya ve bürokrasi ile kurulan "hukuk dışı ortaklıklar" bunlan güç ve çı- kar kavgasının "araçlan" durumuna sokuyor, işin içine dış çevreleri de katarak. Arada sıkışıp kalan adalet sistemi de pes ediyor. Her bozulma, yeni bir bozulmanın doğmasına ortam hazırlıyor. Kısırdöngüyü hazırlayan bu bo- zulma, sonunda sistemi kilitliyor. işler görünse bi- le. Her kesim, mevcut bozuk yapılanmanın koşul- ları doğrultusunda, kendi gücünü ve çıkarını bü- yütme savaşımı içine giriyor. öyle ki, birçokları için bu, birölüm-kalım savaşı oluyor, ya batacakya çı- kacak. Dış etkenler: Türkiye'de bu bulanık ortamı gö- ren bazı dış çevreler: - Türkiye'deki büyük sermayeyi, "uluslararası sistemin buradaki bir uzantısı ve ortaklan" duru- muna getirmeye başlıyorlar. - Hatta, "bürokrasinin bir bölümünü" de kendi denetimleri altına sokuyorlar. - Terörü, kendi amaçlarının bir "aracı" olarak ra- hatça kullanabiliyorlar. - Türkiye'deki "entelecensiyayı" (ve üniversite- leri) doğrudan ve dolaylı olarak denetimleri altına almaya başlıyorlar. - Sermayenin dış bağlantılan, medyanın da dış çevrelerin etkisi altına girmesine ortam hazjrlama- ya başlıyor. Dış etkenlerle birlikte iç sistem, tam bir çıkma- zın içine sokuluyor. Artık öyle bir noktaya gelinmiş- tir ki, "arabanın tamamen sökülerek" uyumsuz parçalannın düzenlenmesı gerekmektedir. Çünkü iç sistem, "kendi kendini onaracak noktayı" çok- tan geçmiştir. Tarihe baktığımız zaman çıkış yolunun, "ente- lecensiyanın ve kamuoyunun" öne çıkmasından geçtiğini görürüz. Bu süreci ise ancak "entele- censiya" başlatabilir. Bugün Türkiye'de entele- censiya bağımsız değildir ve zayıflatılmıştır. Belir- li iç ve dış çevrelerin denetimi altındadır. Önce bundan kurtulmak gerekir. Türkiye'nin ulusal çıkar- lan doğrultusunda topluma yön ve hizmet vere- cek etkinlikte bir entelecensiyanın yeniden doğ- ması zorunluluğu vardır. Ancak böylelikle, geniş halk kitlelerinin gerçekleri görmesi ile arabanın ana bö- lümleri arasında, dişlilerin yerli yerine oturtulması sağlanabilir. Kimi ülkelerde bir savaş durumu, bu zindeliğin doğmasına yol açtı. Bazı ülkelerde de "etkin bir entelecensiya" bu işlevi gördü. Türkiye'de kimsenin, birinci olasılığı düşünebileceğini, isteye- bileceğini sanmıyorum. O zaman tek çıkış yolu kalıyor: Entelecensiya- nın uyanması ve görevini yapması. MEHMET ASLAN RESÎM SERGİSİ 22 Arahk 1998-9 Ocak 1999 Şair Eşref Bulvan 19 35210 İZMİR Başak Sigorta Sanat Galerisi, Başak Sigorta'nın bir kültür hizmetidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle