19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 1998 PAZARTESİ HABERLER Devlet bankaLara bankalar devlete muhtaç Banka Uzmanlan Derneği Başkanı Aytekin, üretim sektöründeki bunalımın yalnızca dış kaynaklı olmadığını söyledi ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ban- ka Uzmanlan Derneği Başkanı Haluk Ay- tekin. üretim sektöründekı bunalımın yal- nızca dış kaynakh olmadığını, Türkiye'nin uyguladığı yanlış yatınm politikasının da etkılı olduğunu bildırdi. "Devlet Planla- ma Teşküab gibi kurumlann masa başın- da teşvik \erme kurumu olmaktan çıka- nlarak işktsel hale geürilrnesi gerekir" diyen Aytekin, Asya ve Rusya'daki geliş- melerin Türkiye'de birkaç yıl sonra yaşa- nacak bunaltmı yalnızca öne çektiğini sa- vundu. Aytekin, Çin'in, uluslararası piya- salarda Türkiye'nin en büyük rakibi ol- ma yolunda olduğuna dikkat çekerken "Çin'in devalüasyon yapma korkusu ger- çek olursa Türkiye dış pazariannın çoğu- nu Çin'e kapDracak" uyansında bulun- du. Banka Uzmanlan Demeği Başkanı Ay- tekin, üretim sektöründekı bunalım nede- niyle yalnızca bankalann sorumlu tutula- mayacağını savladı. Bankalann, ayakta kalabilmek ıçin tüketime kaynak.fonve portföy yöneö'ciliği. vahnm danışmanlığu para piyasalannda spekülatöriük (\vr- gunculuk)' gibi, asıl görev lerinın dışmda işlevler üstlendiğine dikkat çeken Ayte- kin şöyle konuştu: *Bankalann kriz anındaen büyük kor- kulan likiditedir. Bankalar, müşterUerin- den mevduat adı alnnda emaneten aldık- lan paralan, kâr marjı Befontalep eden kesimlere kredi olarak aktarmaktadır. Kredflerin anaparave faizlerinin vadesin- deödenmemesi\e>ageciktirilmesi banka- lann likidite yapısının bozulmasına neden olur. Bu nedenle kriz anında bankalann kredfleri kesmesi, kendflerini konımaya aJ- ma yönünde normal bir davranışnr." Aytekin, devletin iç borçlanmayı enf- lasyonun üzerinde faizlerle sürdürmeye ça- hşması ve devalüasyonun kontrollü ol- ması nedeniyle bankalara 'devlete kay- nak sağlamanın daha cazip' geldığını söy- ledi. Aytekin, "De\lrtborçlanabflmekiçin bankalara muhtaçür. Bankalar da kâr edebümek için devlete muhtaçür. Türki- ye'de bankaahk sistcmi büyük öiçüdedev- let finansmanıyla ayakta durabümekte- dir. Bankalann en büyük kâr kaynağuun açıkpozisyonlarotmasıtesadüfideğildir" diye konuştu. Haluk Aytekin, sanayicilerin bankacı- lık sıstemı dışında kendilerine fon yara- tabilmeleri kapsamında, başta küçük ve orta boy işletmeler olmak üzere özel sek- törün sermaye piyasalannda tahvil ihraç etmelerine kolaylık sağlanması, risk ser- maye şirketleri yoluyla da firmalara kay- nak sağlanmasına ağırlık verilmesi ge- rektığini savundu. Aytekin, başta tekstil olmak üzere yan- lış yatınm politikalannın iç ve dış tüke- tim miktannın üzerinde kapasıte fazlası yarattığına dikkat çekerek şu değerlendir- meyi yaptı: "Türkiye'de özeüikk Anado- lu girişimciJeri biryanrun karan verirken geneflikte vakm çevrelerini baz almakta- dır.DPTnin de bol kesedenteşvikvenne- si sonucunda Denizli. Kahramanmaraş gibi Anadolu kenrJerinde birbirinin ben- zeri bireok sanayi kuruluşu birbiri ann- na besapsız. plansız kurulmuşlardır. So- nuçta geiinen nokta. aşın üretim sonucu kârlarrodüşmesi veüretflen malaiçeride- dışanda pazarbulunamamasHİır. Asya'da ve Rusya'da yaşanan gelişmeler sadece ufiıkta görünen krizi öne almışür" Gırişimcilenn yönlendınlmesi, ülke kaynaklanrun planlı kullanılmasının öne- mini arüatan Aytekin, bazı Tiirk firmala- nrun kötü ve bozuk mal satışlan nedeniy- le, bunalım olmasa da Rusya ve Bağım- sız Devletler Topluluğu pazannın Türki- ye'ye yavaş yavaş kapanacağına dikkatçek- ti. Bu ülkelerde bazı dükkânlarda 'Tûrk mah sanlmaz' yazılannın asıldığını vur- gulayan Ayiekin, "Kısa vadeü kâr peşin- de, Türkiye'niıı ve Türk mallannın itiba- nnı yok eden bu tür firmalara karşı hiç- bir vapnnm uygulanmamıştır. Özellikle tekstilde tek çıkış volu, uluslararası kabul gören markalar yaratılması \e kaliteye önem verilmesidir" diye konuştu. Yemek borcunu ödemeyen MHP icralık oldu KEREMILGAZ MHP Istanbul II Başkan- lığı, Svvissotel'de düzenle- diği 550 kişilik 2 ayn iftar yemeğinin parasıru ödeme- yince icralık oldu. Istanbul 7. Asliye Tıcaret Mahkeme- si yaklaşık 2.5 milyar lira tutanndaki alacağın otele icra yoluyla ödenmesine karar verdi. MHP Istanbul tl Merke- zi, 21 Ocak 1997 ve 31 Ocak 1997tarihlerindepar- tililerine iftar yemeği dü- zenlemeyi kararlaştırdı. Bu Asgari ücret TespH komisyonu bugün toplamyor ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - As- gari Ücret Tespit Ko- misyonu, yılbaşmdan başlayarak geçerli ola- cak yeni ücreti belir- lemek üzere bugün beşinci toplantısıru ya- pacak. Komisyon bu- güne dek yaptıgı ca- lışmada, asgari ücre- tin hesaplanmasmda temel baz olan besin içi ve dışı kalorinin 3540 olarâk hesaplan- masını kararlaştınr- ken, asgari ücretin ül- ke düzeyinde tek tip olarak saptanmasını da benimsedi. Edinilen bilgiye gö- re, bugün gerçekleşti- rilecek toplantıda Türk-İş'in yeni ücre- tin beürlenmesinde iş- çi ve aiiesinin dikka- te alınması ile ücre- tin işçiye net olarak ödenmesi; TlSK'in ise ücretin 6' şar aylık net dilimler halinde belirienmesi istemini komisyonun günde- mine getirmesi bek- leniyor. Türk-tşGenelEgi- timSekreteriSaHıKi- tıç, komisyon çahş- malannda sona dogru gelindiğini belirterek, büyük olasılıkla 21 Aralık'tayapılacak al- tmcı toplantıda yeni ücretin belirlenip, ka- muoyuna açıklanabi- leceğini bildirdi. lş- verenierirt asgari üc- retin 6'şar ayhk dö- nemler halinde belir- ienmesi önerisini he- nüz komisyona getir- mediğini \Tirgu1ayan Kılıç, bu önerinin iş- çiye zarar getirmeme- si durumunda değer- lendirilebileceğini söyledi. Kılıç, "Ya- rınki (bugön) toplan- tıda, belirlenecek \ eni ücretin işçiye net ola- rak ödenmesi konu- sundaki ısrannıta sür- düreceğiz. Hüküme- tin, asgari ücretin ver- gi dışı bırakılması yö- nündeki yetkiyi kul- lanmasını istiyoruz" diye konuştu. konuyla ilgili olarak Swis- sotel yöneticileriyle 12 Ocak 1997'de 400 kişilik if- tar yemeği verilmesi ama- cıyla sözleşme imzaladı. MHP Genel Başkan Yar- dımcısı Osman Ceylan ve MHP Istanbul il yöneti- minden Yücel Erikmen ta- rafindan "özdzKafet'' söz- leşmesi ımzalandı. 2 Numaralı mönüde yer alan "Yayla çorbası, laha- nalı kuzu yahni, bademli püa\, cevizü kabak tatlısı ve limitsiz ayran" seçeneğıni tercih eden il yönetimi, ye- mekten önce son anda ka- rar değiştirerek 400 kişilik yemeği faks çekerek 550 kişiye çıkarttı. Özel ziyafetin gerçek- leşmesinin ardından i! yö-• aetinu uzua süre 2 müyai"- > 263 milyon 974 lıralık bor- cunu otele ödemedi. Bu- nun üzerine harekete ge- çen Swissotel Bosphorus Anadolu Japon Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi, Avukat Hüsniye Eyidogan aracılığıyla Istanbul 1. As- liye Ticaret Mahkemesi 'ne başvurdu. Icra karanrun çıkması- nın ardından otel Istanbul 2. Icra Müdürlüğü aracılı- ğıyla takibe geçti. Bunun üzerine MHP il yönetimi Yücel Erikmen'ın parti gö- revlisi olmadığı ve icranm faiziyle birlikte uygulan- dığmı gerekçe göstererek karara itiraz etti. Itirazın iptalini isteyen Istanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi yüzde 40 icra inkâr tazimanatı tahsil edil- mesi istemiyle bilirkişi he- yetinin inceleme yapması- nı kararlaştırdı. Bilirkişi raporunda par- tinin otele 1 milyar 897 mil- yon 644 bin lira borcu ol- duğu açıklamrken Istanbul 1. Asliye Ticaret Mahkeme- si icra takibinin devamına, yapılan itirazın reddine ve icra yoluyla yüzde 50 icra inkâr tazminatını borçlu MHP'den tahsil edilmesine karar verdi. Ördu - Mület El ¥le - Mehmetçik Köylü ile' 7. Kolordu Komutanbğı öncûlüğünde başlatüan 'Ordu-Millet El Ele, Mehmetçik Köylü ile 1 kampanyası çerçc\'esinde Diyarbakır merkeze bağh VTğityolu köyünün ornekköy yapılmasıiçin çahşmalar a ( başlaoldı. Yîğirv'olu köyünün örnek köy yapılması için 7. Kolordu Komutanlığı bümesindeki çeşitii asker birîmler seferber ohırken dün düzenlenen törene Olağanüstü Hal Bölge \ alisi Ay dın Arslan, 7. Kolordu Komutan Yardınıcısı Korgeneral Rıza Küçükolu üe Pirinçrik Üs Komutanı AJbay Uğur Korucak kaöldı. Kampanya çerçevesinde Yiğityolu köyününörnek köy yaptlmaaiçinMehmetçik seferber olurken köye gelen askeri sağlık ekipleri, köylüleri muayeneden geçirerek dururnlan kötü olan vatandaşlara ücretsiz ilaç yardımında bulundu. Öte yandan bazı askeri personel ise köyün altyapı sonınlannı tespit ederek su, kanalizasyon, okul gibi ihtiyaçlann giderilmesi için çafaşü. (Fotoğraf: AA) B a v u l t i c a r e t i n e r u b l e i l e a l ı s v e r i s f o r m ü l ü Rusyaile tiauvtteyenibirsayfa (müamyor HAZALATEŞÇAKIR Hükümet, ekonomik paket çerçe- vesinde, Rusya'ya ihracatı arttır- mak için ruble ve lira üzerinden ti- carate olanak sağlanması karan alır- ken, ithalat-ihracat hacmindeki da- ralmanın aşılması bekleniyor. Tür- kiye, Rusya ile Bağımsız Desletler Topluluğu (BDT) ülkeleri arasuıda ticaret merkezi haline gelen EXPO Organizasyon Komitesi Başkanı Oktay Llkügüner. Türkiye'nin 1997 yılında Rusya'ya 10 milyar dolar olan ticaret hacminin, 1998 yılında 3 milyar dolara gerilediğine dikkat çekerek, vakit geçinlmeden bavul ti- caretinin canlandınlması gerektiği- ni vurguluyor. Rusya'da 17 Agustos 1998 tari- hinde ortaya çıkan ekonomik kriz- le birlikte bu ülkeye ihracat hacmi yüzde 70 gerileyen Türkiye, sorun- lann aşılması için çıkış anyor. Mos- kova'da 11 Ocak 1999 tarihinde Tür- kiye-Rusya Ticareti Geliştirme Mer- kezi'ni açacak olan EXPO Organi- zasyon Komitesi Başkanı Ülkügü- ner, bu ülke ile ticari ilişkilerimız- deki gerilemenin nedenleri ve tıka- nıklığın giderilmesi için alınacak tedbirlere ilişkin sorulamızı yanıt- ladı: - Rusya'da yaşanan krizin ardın- dan ticaret hacmimizde de ciddi bir daralma yaşandL Bu süredn Türld- ye'ye farurası ne oMu? - Rusya'da 1998 yılı başından iti- baren başlayan ekonomik ve siyasi krizin faturası, tabii ki Türkiye'ye ağır oldu. Şu anda siyasi istikrar sağlandı. Sorun büyük öiçüde gide- rilirken, devlet mekanizması işle- meye başladı. Devlet bankalara el atn, sayılan azaltıldı. Rublenin de- ğer kaybetmesi, olaylan daha da tvr- mandırdı. Rusya pazannı hedefle- yip büyük tesisler kuran, üretime geçen. istihdamlar yaratan firma- lanmız zor durumda kaldı. Işçi çı- karmalar, kapasite azaltmak gibi so- nuçlar ortaya çıktı. Özellikle gıda. tekstil, hazır giyim-deri, inşaat mal- zemelerinin sahşında büyük daral- ma meydana geldı. Ancak kış ge- lince, gıda maddelerine bir akım doğacaktır. Ondan sonra da giyim ünînlerine bir yönelme olacak. - Kriz öncesinde Rusya ihracan- mızda birinci sırada yer alırken. bu ülkede bazı kesimJerin gelir düzeyi- nin yükselmesi. kaliteli ve lüks mal- lara talebiartbrdL Avrupa, (Jzakdo- ğu ve Ortadoğu ülkelerine \ öneldi- ler. Bunun nedenlerini açar mısınız? - Daha önce giden birçok ürünün kalitesiz ve sahte markalı olması nedeniyle Türk mallanna bir gü- vensizlik var. Bunun aşılmasını is- tiyoruz. Bu ticareti birçok insan is- tismar etti. Çikolatadan meyve su- lanna kadar birçok sahte markalar satldı. Bu nedenle başka pazarlara yöneldiler. Bu konuda kontrol me- kanizmasının oluşması lazım. - Ocak ayında açacağmız Türki- \ıe-Rusya Geliştirme Merkezi kap- samında nekr yapacaksınız? - Türk ihraç urünleri sergisi. ta- nıtım ve pazarlama bürosu kurduk. Burada tanm, otomobil ürünlerıne kadar pazarlayacak bir ekip oluştu- ruyoruz. inşaat malzemeleri, gıda urünleri, tekstil ve hazır giyim pa- zarlama gruplan kurduk. Ticaret bi- rimleri oluşturuldu. Rusya'da baş- latılan bu girişimin bazı avantajla- n var. Bir yer kısıtlaması söz konu- su olmayacak. Ihtiyacunızolan yer- lere yayılma imkânunız var. Mos- kova'da 4 bin fırmayı temsil edecek duruma gidebiliriz. - Öneırüi bir sorun da gümrükle- re geririlen sjkı kontroL Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Rusya, gelirlerini arttırmak is- tiyor. Normal gümrük tarifelerini uygulamak istiyor. Taşunada, güm- rükleme. dağıtımda birçok or- ganizasyonlara ihtiyaç var. Bunlan koruma konusunda karşıhklı anlaş- malanmız oldu. Karadeniz'de in- sanlann mallannı topluca taşuna organizasyonu kurduk. NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR 28 Şubat 1997 tarihindeki Milli Gü- venlik Kurulu toplantısı, iktidardaki RE- FAHYOL koalisyonunun sonunu ge- tirmişti. "28 Şubat", politik literatürü- müze Islamcıhğa karşı ordu ve bürok- rasi merkezli birsürecin adı olarak geç- ti. 28 Şubat neyi hedeflemişti, 2 yıla ya- kın bir süre sonra bu hedeflerden ne kadan gerçekleşti? 28 Şubat'ın resmi açıklamalarayan- sıyan yönü, "irtica" ilemücadeleydi. Si- yasi hedefleri ise; Refah Partisi'nde ifadesini bulan siyasi islamcı akımı, Seçim Kanunu'nu değiştirerek, bu akı- mın önde gelen isimlerini politika ya- pamayacak hale getirerek tasfiye et- mek, partiyi kapatmaktı. Aynca DYP li- deri Tansu Çiller'i Yüce Divan'a yol- layarak sryaset dışına itmek. sağı ve so- lu merkezde birieştiren bir siyasi yapı- lanma gerçekleştirmekti. 28 Şubat süreci, REFAHYOL'u ikti- dardan düşürdü. Bir laiklik rüzgân es- tirerek Atatürkçülüğü canlandırdı. Re- fah Partisi'nin kapatılmasını, partinin li- derlerinin yasaklı hale gelmesini sağ- ladı. Erbakan'la ittifak yapan DYP par- çalandı, zayıflatıldı. Inisiyatif büyük öi- çüde laiklik yanlılannın eline geçti. ANA- 28Şubat'tanl8Nisan'a SOL-D hükümeti de bu rüzgânn sonu- cu olarak kuruldu. Yılmaz hükümeti, siyasi Islamı he- def alan önemli tedbirlere imza attı. 8 yıllık eğitimin yasalaşmasıyta, imam-ha- tiplerin gelişme ve büyümesi engel- lendi. Siyasi Islamın bürokrasi ve dev- let içindeki etkisi bir öiçüde kınldı. Tür- ban yasağı geçmişe göre daha etkili uy- gulanırken, üniversitelerde Islamcılan tasfiye planlan yürürlüğe kondu. ANASOL-D, 28 Şubat sürecinin bir ürünü olmasına karşın yine de "28 Şu- batçılar"\a aynı şey değildi. Bu yüz- den, türban yasağı, siyasi Islamcılara karşı alınacak önlemlerin boyutu konu- sunda anlaşmazlık çıktı. Buanlaşmaz- lık, Silahlı Kuvvetler'in "muhtıra gibi bildiri"\er yayımlamasına neden ola- cak gerginlikler yarattı. 28 Şubatçılarla hükümet arasında ortaya çıkan gerginlik, hedeflerin ger- çekleştirilmesini de zorlaştırdı. Örne- ğin kapatılan RP'nin yerine kurulan FP, aldığı onca yaraya rağmen ayakta kal- dı. Onümüzdeki seçimlerde hâlâ birin- ci parti olmaya en büyük aday. 28 Şu- batçılar Tansu Çiller'i siyaset dışına atarak, merkez sağın birfeşebileceği- ni planlıyorlardı. Bu hedef gerçekleş- tirilemediği gibi DYP'den kopartılan DTP dağılma noktasına geldi. ••• 28 Şubat sürecini kesintiye uğratan gelişmelerden birisi; onlann hesapla- dıklan hiçbir önlem alınmadan erken seçimlere gidilme karannın alınmasıy- dı. ANASOL-D hükümetinin, 28 Şu- batçılarla olan çelişmelerinden yarar- lanmaya çalışan Baykal'ın, erken se- çim diretmesi, ilginç sonuçlar yarattı. Deniz Baykal'ın, "kilitparti" rolünü oy- narken, Tansu Çiller'i ve Mesut Yıl- maz'ı, yani her ikisini birden Yüce Di- van'a göndererek diskalifıye etme "he- sapsızlığı" tersine tepti. Bu süreçten Çiller, kendini kurtarma olanağına kavuştu. Görüldüğü kada- nyla çok büyük bir aksilik olmazsaTür- kiye 18 Nisan'da seçimlere gidiyor. Ay- nca her partinin kendisine göre yaptı- ğı bir hesap nedeniyle, Seçim Kanu- nu'nda bir değişiklik de ufukta gözük- müyor. Hayhuy arasında en fazla HADEP baskı attına alındı. Bu partinin seçim- lere katılmasının önü büyük öiçüde ke- silmiş durumda. Neredeyse bütün par- ti örgütleri hemen hergün baskına uğ- ruyor, yöneticileri tutuklanıyor. HA- DEPIe siyaset yapmaktehlikeli hale gel- di. HADEP'in, seçimlere katılamayacak öiçüde yaralanması ise FP'nin Kürt- lerden daha fazla oy almasının da önünü açıyor. Türkiye, siyasi güçlerinin, politik arenada bir türiü meşruiyeti tam an- lamıyla sağlayamadığı iniş çıkışlar için- de kendisine yol arıyor. Pariamento, bütün müdahale çabalarına, siyasi liderlerin çapsızlığına rağmen yine de vartığını koruyor. 28 Şubatçıların, "irtica" konusunda duyarlılık gösterirlerken Susurluk'u ve demokrasiyi gündemlerine almak konusundaki isteksizlikleri de bu sürecin dikkat çekici özelliklerinden birisiydi. Işin bu yönünü unutmamakta yarar var. 28 Şubat'tan 18 Nisan'a giden yol- da bakalım daha ne gibi sürprizlerie kar- şılaşacağız? Polise göre toplumsal olaylar 'Artık ekmek için değil, adalet için yürünüyor' EVtNGÖKTAŞ ANKARA - Polis Akademisi'nde yapılan bir incelemede, günümüzde kıtlelenn "yoksuliuk, adaktsizlik ve haksızuk" nedeniyle sokağa döküldüğü, toplumsal olaylan en objektif şekilde yansıtan ve sosyal boyutunu araştuan medya orga- nının da Cumhuriyet gazetesi olduğu sonucuna vanldı. Po- lis Akademısi Öğretim Cyesi Doç. Dr. tbrahimCerrah, "Gö- nümüzde, kitle harekederinde 'ekmek' için yürünıek sembo- hk bir anlam taşunaktadır. Arük kitieler yi)ksulluk, adalet- sizlik ve haksızhk nedeniyle sokağa dökülüyor" dedı. Polis Akademisi Öğretim Cyesı Doç. Dr. tbrahim Cerrah, "Toplumsal Oiaylann Sosyal Yönü w Medya" konusunda yap- tığı bir incelemede. toplumsal oiaylann sadece gösteri ya- pan kitle ile polis arasında gerçekleşen basit birer "poüsiye olay" olmadığıııı vurguladı. Bu oiaylann kökeninde eskiden olduğu gibi "mudak yoksuliuk ve mahrumiyetkr'' değil, "sosyal adaktsizlik, nispi yoksuliuk ve haksızlıklar'" gibi ne- denlerin yattıf ını kaydeden Cerrah, ınsanlann her çağda ve dönemde hemen hemen her türlü sisteme karşı hoşnutsuz- luklannı kitlesel eylemler şeklinde ifade ettiğini anımsattı. Cerrah, hazırladığı inceleme raporunda, şu görüşleri dile getirdi: "Günümüzde her ne kadar bazı işci ve memur eylemlerin- de temel etken bu sınıflann yaşam koşullaruun \e maddi ola- naklannın oldukça kötü ol- ması sayılabUirse de kitle ha- rekederinde 'ekmek' içinyü- rümek artık sembolik bir an- lam taşunaktadır. Mutlakan- lamda gerçekten de yiyecek btılamayan insanlar da olabi- lir, fakat günümüzde sokağa dökülerek 'iş ve aş' içineyiem yapan ve yürüyen insanlann birçoğunun asıl sorunu 'mut- lak yoksuliuk" değil, 'nıspi yoksulluk'tur. Mutlak yok- suOuğamaruzolan kesunlerin. yani toplumun gerçek anlam- da en yoksul olan kesiminin ise yürümeve bflegücleri yoktuıf Raporunda, kitlesel olay- lar sırasında polis uygulama- lanndaki yanlışhklan da ir- deleyen Cerrah, bu yanlışlık- lan sadece bireysel suçlama- lar ile aeıklamarun sağlıksız oluğunu, kamuya güvenlik hizmeti sunan polis teşkilatı mensuplannın hangi sosyo- ekonomik kökenden geldıği- ne bakmak gerektiğini bildir- di. Cerrah, dünyanm birçok ül- kesinde oldufu gibi Türki- ye'de de polisin, "işçi-memur ve köylü" gibi toplumun ge- lir düzeyi oldukça düşük ta- bakalardan geldiğine dikkat çekerken, özellikle polis me- murlannın geldikleri bu kesi- min değer yargılannı yoğun- lukla taşıdıklannı, meslek için- de gerçekleşen sosyalleşmey- le de bu değerlerin pekışrjği- ni, sonuçta toplumsal olayla- ra bakış açısuıın bu şekilde biçimlendiğini anlattı. Toplumun bir bölümünün herhangi bir konuda kamu- oyu oluşturmak, isteklerini yönetime iletmek veya bir uy- gulamayı protesto etmek ama- cıyla gösteri yapmasımn de- mokratik bir hak olduğunu belirten Cerrah, demokratik sistemlerin kaçınılmaz birpar- çası olan bu hakla kullanırken, hukukun ve demokratik siste- min kurallan içerisinde ka- luıması gerektiğini savundu. Cerrah, "Ancak; bu hakkın kullanıcılan, kendilerine ta- nmmış gösteri hakkını kulla- nırken zaman zaman başka- lannm haklannıihialetmeie- ri ve hattasuç işJenıeteri söz ko- nusu olabilmektedir" görü- şüne yer verdi. inceleme raporunda, An- kara'da 1995-1997 yıllan ara- sında meydana gelen toplum- sal oiaylann medya tarafın- dan yansıtılmasına ilişkin, akademiöğrencileri tarafindan yapılan bir "•içerikanalizi"ne de yer veren Cerrah, bu tür oiaylann en tarafsız ve yo- rumsuz şekilde Cumhuriyet gazetesi tarafindan yansıtıl- dığına dikkat çekti. Cerrah raporunda, toplumsal oiayla- nn sosyal yönünün de yine en iyi şekilde Cumhuriyet ga- zetesi tarafindan irdelendiğini vurgulayarak, yapılan bu içe- rik analizlerinin. "potis-medya iüşkfleri"ne ışık tutmasının ya- nında, toplumsal oiaylann günümüzde nasıl algılandığı ko- nusunda da sinyaller verdiğini anlattı. Raporunda, içerik analizi yapan Polis Akademisi öğren- cilerine, gazete ortamlannda en iyi olanaklann ve ortamın yine Cumhuriyet gazetesi tarafindan sağlandığına dikkat çe- ken Cerrah, günümüzde banşçıl bir havada gerçekleşeme- yen kitlesel olaylar su^sında, kitlelerin kamuoyuna arzu et- tikleri mesajı veremedikleri gibi, polisin bu tür olaylardaki konumu, tavn ve rolünün de anlamsız bir şekilde tartışma konusu yapıldığını belirtri. Cerrah, inceleme raporunun,M so- nuç" bölümünde şu saptamalara yer verdi: "Medyanın kiüe olayianndaki rolü ve görevi oldukçaönem- üdir. Fakat bu önemli görev; sansasyonel bir yaklasımdan daha çok sorumlu bir habercilik anlayışı ik yapılarak oiay- lann özüne inümelidir. Kısaca medya, olaylan sadece polis ile belli bir kitle arasında cereyan eden bir kovalamaca olarak değil, oiaylann sosyal boyutuna da değinerek işlemelidir." Çağlar'a 2 trilyon liralık haciz tstanbul Haber Servisi-Tekstildeki kriz bu sektörün devlerin- den C»it Çağlar'ı da vurdu. Bankekspres'ten aldığı 6 milyon 892 bin 195 dolarhk krediyi ödemeyen işadamı C»- vitÇağlar'aait3şirket hakkında "ihtiyati ha- dz" karan çıktı. Bankekspres'ten 6 milyon 892 bin 195 do- lar (2 trilyon 51 milyar 117 milyon 255 lira) kredi alan Cavit Çağ- lar'aah SÎFAŞ Sentetik Iplik Fabrikalan A.Ş ve sözleşmeye kefil olan Poliylen Sentetik Iplik A.Ş ile Nergis Holding hakkında ihtiyati haciz karan alındı. Bankekspres. 16Ka- sım 1998'de ödenmesi gereken kredi borcunu tahsil edemeyince avu- katı Ahmet Aydm ara- cılığıyla Istanbul 7. As- liye Ticaret Mahkeme- si'ne başvurdu. Alacaklarmm temi- natsız olduğunubelirte- rek ihtiyati haciz kara- n isteyen avukat Aydm, dilekçesinde ekonomik kriz nedeniyle borçlu şirketin mali durumun- da bozulma belirlendi- ğini ifade etti. 1992-97 yıllan arasında SÎ- FAŞ 'm toplam 7 söz- leşmeyaparak kredi al- dığı belirtilen başvuru- da. "Alacagımızın tah- siedfenemeola^ğıkrK nedenivfcyTİkseknyde- nildi. Başvuruyu degerien- diren tstanbul 7. Asliye TicaretMahkemesi, şir- ketlerin menkul, gayri menkulve üçüncükişi- lerdekı alacaklanna ih- tiyati haciz karan aldı. Bilindiği gibi, Türkbank thaiesine fesat kanştır- dığı iddiasıyla Kırklare- li CezKvi'nde tutuklu bulunan Korkmaz Yi- ğk'eaıt olan Bankeksp- res'in daha sonra içinin boşalüldığı gerekçesiy- leTasarruf Mevduat Si- gortaFonu'nadevrika- rarlaşnnlmışti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle