Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 ARALIK 1998 PAZARTESİ
HABERLER
Devlet bankaLara
bankalar devlete muhtaç
Banka Uzmanlan Derneği
Başkanı Aytekin, üretim
sektöründeki bunalımın yalnızca
dış kaynaklı olmadığını söyledi
ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ban-
ka Uzmanlan Derneği Başkanı Haluk Ay-
tekin. üretim sektöründekı bunalımın yal-
nızca dış kaynakh olmadığını, Türkiye'nin
uyguladığı yanlış yatınm politikasının da
etkılı olduğunu bildırdi. "Devlet Planla-
ma Teşküab gibi kurumlann masa başın-
da teşvik \erme kurumu olmaktan çıka-
nlarak işktsel hale geürilrnesi gerekir"
diyen Aytekin, Asya ve Rusya'daki geliş-
melerin Türkiye'de birkaç yıl sonra yaşa-
nacak bunaltmı yalnızca öne çektiğini sa-
vundu. Aytekin, Çin'in, uluslararası piya-
salarda Türkiye'nin en büyük rakibi ol-
ma yolunda olduğuna dikkat çekerken
"Çin'in devalüasyon yapma korkusu ger-
çek olursa Türkiye dış pazariannın çoğu-
nu Çin'e kapDracak" uyansında bulun-
du.
Banka Uzmanlan Demeği Başkanı Ay-
tekin, üretim sektöründekı bunalım nede-
niyle yalnızca bankalann sorumlu tutula-
mayacağını savladı. Bankalann, ayakta
kalabilmek ıçin tüketime kaynak.fonve
portföy yöneö'ciliği. vahnm danışmanlığu
para piyasalannda spekülatöriük (\vr-
gunculuk)' gibi, asıl görev lerinın dışmda
işlevler üstlendiğine dikkat çeken Ayte-
kin şöyle konuştu:
*Bankalann kriz anındaen büyük kor-
kulan likiditedir. Bankalar, müşterUerin-
den mevduat adı alnnda emaneten aldık-
lan paralan, kâr marjı Befontalep eden
kesimlere kredi olarak aktarmaktadır.
Kredflerin anaparave faizlerinin vadesin-
deödenmemesi\e>ageciktirilmesi banka-
lann likidite yapısının bozulmasına neden
olur. Bu nedenle kriz anında bankalann
kredfleri kesmesi, kendflerini konımaya aJ-
ma yönünde normal bir davranışnr."
Aytekin, devletin iç borçlanmayı enf-
lasyonun üzerinde faizlerle sürdürmeye ça-
hşması ve devalüasyonun kontrollü ol-
ması nedeniyle bankalara 'devlete kay-
nak sağlamanın daha cazip' geldığını söy-
ledi. Aytekin, "De\lrtborçlanabflmekiçin
bankalara muhtaçür. Bankalar da kâr
edebümek için devlete muhtaçür. Türki-
ye'de bankaahk sistcmi büyük öiçüdedev-
let finansmanıyla ayakta durabümekte-
dir. Bankalann en büyük kâr kaynağuun
açıkpozisyonlarotmasıtesadüfideğildir"
diye konuştu.
Haluk Aytekin, sanayicilerin bankacı-
lık sıstemı dışında kendilerine fon yara-
tabilmeleri kapsamında, başta küçük ve
orta boy işletmeler olmak üzere özel sek-
törün sermaye piyasalannda tahvil ihraç
etmelerine kolaylık sağlanması, risk ser-
maye şirketleri yoluyla da firmalara kay-
nak sağlanmasına ağırlık verilmesi ge-
rektığini savundu.
Aytekin, başta tekstil olmak üzere yan-
lış yatınm politikalannın iç ve dış tüke-
tim miktannın üzerinde kapasıte fazlası
yarattığına dikkat çekerek şu değerlendir-
meyi yaptı: "Türkiye'de özeüikk Anado-
lu girişimciJeri biryanrun karan verirken
geneflikte vakm çevrelerini baz almakta-
dır.DPTnin de bol kesedenteşvikvenne-
si sonucunda Denizli. Kahramanmaraş
gibi Anadolu kenrJerinde birbirinin ben-
zeri bireok sanayi kuruluşu birbiri ann-
na besapsız. plansız kurulmuşlardır. So-
nuçta geiinen nokta. aşın üretim sonucu
kârlarrodüşmesi veüretflen malaiçeride-
dışanda pazarbulunamamasHİır. Asya'da
ve Rusya'da yaşanan gelişmeler sadece
ufiıkta görünen krizi öne almışür"
Gırişimcilenn yönlendınlmesi, ülke
kaynaklanrun planlı kullanılmasının öne-
mini arüatan Aytekin, bazı Tiirk firmala-
nrun kötü ve bozuk mal satışlan nedeniy-
le, bunalım olmasa da Rusya ve Bağım-
sız Devletler Topluluğu pazannın Türki-
ye'ye yavaş yavaş kapanacağına dikkatçek-
ti. Bu ülkelerde bazı dükkânlarda 'Tûrk
mah sanlmaz' yazılannın asıldığını vur-
gulayan Ayiekin, "Kısa vadeü kâr peşin-
de, Türkiye'niıı ve Türk mallannın itiba-
nnı yok eden bu tür firmalara karşı hiç-
bir vapnnm uygulanmamıştır. Özellikle
tekstilde tek çıkış volu, uluslararası kabul
gören markalar yaratılması \e kaliteye
önem verilmesidir" diye konuştu.
Yemek borcunu
ödemeyen MHP
icralık oldu
KEREMILGAZ
MHP Istanbul II Başkan-
lığı, Svvissotel'de düzenle-
diği 550 kişilik 2 ayn iftar
yemeğinin parasıru ödeme-
yince icralık oldu. Istanbul
7. Asliye Tıcaret Mahkeme-
si yaklaşık 2.5 milyar lira
tutanndaki alacağın otele
icra yoluyla ödenmesine
karar verdi.
MHP Istanbul tl Merke-
zi, 21 Ocak 1997 ve 31
Ocak 1997tarihlerindepar-
tililerine iftar yemeği dü-
zenlemeyi kararlaştırdı. Bu
Asgari ücret
TespH
komisyonu
bugün
toplamyor
ANKARA (Cum-
huriyet Bürosu) - As-
gari Ücret Tespit Ko-
misyonu, yılbaşmdan
başlayarak geçerli ola-
cak yeni ücreti belir-
lemek üzere bugün
beşinci toplantısıru ya-
pacak. Komisyon bu-
güne dek yaptıgı ca-
lışmada, asgari ücre-
tin hesaplanmasmda
temel baz olan besin
içi ve dışı kalorinin
3540 olarâk hesaplan-
masını kararlaştınr-
ken, asgari ücretin ül-
ke düzeyinde tek tip
olarak saptanmasını
da benimsedi.
Edinilen bilgiye gö-
re, bugün gerçekleşti-
rilecek toplantıda
Türk-İş'in yeni ücre-
tin beürlenmesinde iş-
çi ve aiiesinin dikka-
te alınması ile ücre-
tin işçiye net olarak
ödenmesi; TlSK'in
ise ücretin 6' şar aylık
net dilimler halinde
belirienmesi istemini
komisyonun günde-
mine getirmesi bek-
leniyor.
Türk-tşGenelEgi-
timSekreteriSaHıKi-
tıç, komisyon çahş-
malannda sona dogru
gelindiğini belirterek,
büyük olasılıkla 21
Aralık'tayapılacak al-
tmcı toplantıda yeni
ücretin belirlenip, ka-
muoyuna açıklanabi-
leceğini bildirdi. lş-
verenierirt asgari üc-
retin 6'şar ayhk dö-
nemler halinde belir-
ienmesi önerisini he-
nüz komisyona getir-
mediğini \Tirgu1ayan
Kılıç, bu önerinin iş-
çiye zarar getirmeme-
si durumunda değer-
lendirilebileceğini
söyledi. Kılıç, "Ya-
rınki (bugön) toplan-
tıda, belirlenecek \ eni
ücretin işçiye net ola-
rak ödenmesi konu-
sundaki ısrannıta sür-
düreceğiz. Hüküme-
tin, asgari ücretin ver-
gi dışı bırakılması yö-
nündeki yetkiyi kul-
lanmasını istiyoruz"
diye konuştu.
konuyla ilgili olarak Swis-
sotel yöneticileriyle 12
Ocak 1997'de 400 kişilik if-
tar yemeği verilmesi ama-
cıyla sözleşme imzaladı.
MHP Genel Başkan Yar-
dımcısı Osman Ceylan ve
MHP Istanbul il yöneti-
minden Yücel Erikmen ta-
rafindan "özdzKafet'' söz-
leşmesi ımzalandı.
2 Numaralı mönüde yer
alan "Yayla çorbası, laha-
nalı kuzu yahni, bademli
püa\, cevizü kabak tatlısı ve
limitsiz ayran" seçeneğıni
tercih eden il yönetimi, ye-
mekten önce son anda ka-
rar değiştirerek 400 kişilik
yemeği faks çekerek 550
kişiye çıkarttı.
Özel ziyafetin gerçek-
leşmesinin ardından i! yö-•
aetinu uzua süre 2 müyai"- >
263 milyon 974 lıralık bor-
cunu otele ödemedi. Bu-
nun üzerine harekete ge-
çen Swissotel Bosphorus
Anadolu Japon Turizm ve
Ticaret Anonim Şirketi,
Avukat Hüsniye Eyidogan
aracılığıyla Istanbul 1. As-
liye Ticaret Mahkemesi 'ne
başvurdu.
Icra karanrun çıkması-
nın ardından otel Istanbul
2. Icra Müdürlüğü aracılı-
ğıyla takibe geçti. Bunun
üzerine MHP il yönetimi
Yücel Erikmen'ın parti gö-
revlisi olmadığı ve icranm
faiziyle birlikte uygulan-
dığmı gerekçe göstererek
karara itiraz etti.
Itirazın iptalini isteyen
Istanbul 7. Asliye Ticaret
Mahkemesi yüzde 40 icra
inkâr tazimanatı tahsil edil-
mesi istemiyle bilirkişi he-
yetinin inceleme yapması-
nı kararlaştırdı.
Bilirkişi raporunda par-
tinin otele 1 milyar 897 mil-
yon 644 bin lira borcu ol-
duğu açıklamrken Istanbul
1. Asliye Ticaret Mahkeme-
si icra takibinin devamına,
yapılan itirazın reddine ve
icra yoluyla yüzde 50 icra
inkâr tazminatını borçlu
MHP'den tahsil edilmesine
karar verdi.
Ördu - Mület El ¥le - Mehmetçik Köylü ile'
7. Kolordu Komutanbğı öncûlüğünde başlatüan 'Ordu-Millet El
Ele, Mehmetçik Köylü ile
1
kampanyası çerçc\'esinde Diyarbakır
merkeze bağh VTğityolu köyünün ornekköy yapılmasıiçin çahşmalar
a (
başlaoldı. Yîğirv'olu köyünün örnek köy yapılması için 7. Kolordu
Komutanlığı bümesindeki çeşitii asker birîmler seferber ohırken
dün düzenlenen törene Olağanüstü Hal Bölge \ alisi Ay dın Arslan,
7. Kolordu Komutan Yardınıcısı Korgeneral Rıza Küçükolu üe
Pirinçrik Üs Komutanı AJbay Uğur Korucak kaöldı. Kampanya
çerçevesinde Yiğityolu köyününörnek köy yaptlmaaiçinMehmetçik
seferber olurken köye gelen askeri sağlık ekipleri, köylüleri
muayeneden geçirerek dururnlan kötü olan vatandaşlara ücretsiz
ilaç yardımında bulundu. Öte yandan bazı askeri personel ise
köyün altyapı sonınlannı tespit ederek su, kanalizasyon, okul gibi
ihtiyaçlann giderilmesi için çafaşü. (Fotoğraf: AA)
B a v u l t i c a r e t i n e r u b l e i l e a l ı s v e r i s f o r m ü l ü
Rusyaile tiauvtteyenibirsayfa (müamyor
HAZALATEŞÇAKIR
Hükümet, ekonomik paket çerçe-
vesinde, Rusya'ya ihracatı arttır-
mak için ruble ve lira üzerinden ti-
carate olanak sağlanması karan alır-
ken, ithalat-ihracat hacmindeki da-
ralmanın aşılması bekleniyor. Tür-
kiye, Rusya ile Bağımsız Desletler
Topluluğu (BDT) ülkeleri arasuıda
ticaret merkezi haline gelen EXPO
Organizasyon Komitesi Başkanı
Oktay Llkügüner. Türkiye'nin 1997
yılında Rusya'ya 10 milyar dolar
olan ticaret hacminin, 1998 yılında
3 milyar dolara gerilediğine dikkat
çekerek, vakit geçinlmeden bavul ti-
caretinin canlandınlması gerektiği-
ni vurguluyor.
Rusya'da 17 Agustos 1998 tari-
hinde ortaya çıkan ekonomik kriz-
le birlikte bu ülkeye ihracat hacmi
yüzde 70 gerileyen Türkiye, sorun-
lann aşılması için çıkış anyor. Mos-
kova'da 11 Ocak 1999 tarihinde Tür-
kiye-Rusya Ticareti Geliştirme Mer-
kezi'ni açacak olan EXPO Organi-
zasyon Komitesi Başkanı Ülkügü-
ner, bu ülke ile ticari ilişkilerimız-
deki gerilemenin nedenleri ve tıka-
nıklığın giderilmesi için alınacak
tedbirlere ilişkin sorulamızı yanıt-
ladı:
- Rusya'da yaşanan krizin ardın-
dan ticaret hacmimizde de ciddi bir
daralma yaşandL Bu süredn Türld-
ye'ye farurası ne oMu?
- Rusya'da 1998 yılı başından iti-
baren başlayan ekonomik ve siyasi
krizin faturası, tabii ki Türkiye'ye
ağır oldu. Şu anda siyasi istikrar
sağlandı. Sorun büyük öiçüde gide-
rilirken, devlet mekanizması işle-
meye başladı. Devlet bankalara el
atn, sayılan azaltıldı. Rublenin de-
ğer kaybetmesi, olaylan daha da tvr-
mandırdı. Rusya pazannı hedefle-
yip büyük tesisler kuran, üretime
geçen. istihdamlar yaratan firma-
lanmız zor durumda kaldı. Işçi çı-
karmalar, kapasite azaltmak gibi so-
nuçlar ortaya çıktı. Özellikle gıda.
tekstil, hazır giyim-deri, inşaat mal-
zemelerinin sahşında büyük daral-
ma meydana geldı. Ancak kış ge-
lince, gıda maddelerine bir akım
doğacaktır. Ondan sonra da giyim
ünînlerine bir yönelme olacak.
- Kriz öncesinde Rusya ihracan-
mızda birinci sırada yer alırken. bu
ülkede bazı kesimJerin gelir düzeyi-
nin yükselmesi. kaliteli ve lüks mal-
lara talebiartbrdL Avrupa, (Jzakdo-
ğu ve Ortadoğu ülkelerine \ öneldi-
ler. Bunun nedenlerini açar mısınız?
- Daha önce giden birçok ürünün
kalitesiz ve sahte markalı olması
nedeniyle Türk mallanna bir gü-
vensizlik var. Bunun aşılmasını is-
tiyoruz. Bu ticareti birçok insan is-
tismar etti. Çikolatadan meyve su-
lanna kadar birçok sahte markalar
satldı. Bu nedenle başka pazarlara
yöneldiler. Bu konuda kontrol me-
kanizmasının oluşması lazım.
- Ocak ayında açacağmız Türki-
\ıe-Rusya Geliştirme Merkezi kap-
samında nekr yapacaksınız?
- Türk ihraç urünleri sergisi. ta-
nıtım ve pazarlama bürosu kurduk.
Burada tanm, otomobil ürünlerıne
kadar pazarlayacak bir ekip oluştu-
ruyoruz. inşaat malzemeleri, gıda
urünleri, tekstil ve hazır giyim pa-
zarlama gruplan kurduk. Ticaret bi-
rimleri oluşturuldu. Rusya'da baş-
latılan bu girişimin bazı avantajla-
n var. Bir yer kısıtlaması söz konu-
su olmayacak. Ihtiyacunızolan yer-
lere yayılma imkânunız var. Mos-
kova'da 4 bin fırmayı temsil edecek
duruma gidebiliriz.
- Öneırüi bir sorun da gümrükle-
re geririlen sjkı kontroL Bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
- Rusya, gelirlerini arttırmak is-
tiyor. Normal gümrük tarifelerini
uygulamak istiyor. Taşunada, güm-
rükleme. dağıtımda birçok or-
ganizasyonlara ihtiyaç var. Bunlan
koruma konusunda karşıhklı anlaş-
malanmız oldu. Karadeniz'de in-
sanlann mallannı topluca taşuna
organizasyonu kurduk.
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
28 Şubat 1997 tarihindeki Milli Gü-
venlik Kurulu toplantısı, iktidardaki RE-
FAHYOL koalisyonunun sonunu ge-
tirmişti. "28 Şubat", politik literatürü-
müze Islamcıhğa karşı ordu ve bürok-
rasi merkezli birsürecin adı olarak geç-
ti. 28 Şubat neyi hedeflemişti, 2 yıla ya-
kın bir süre sonra bu hedeflerden ne
kadan gerçekleşti?
28 Şubat'ın resmi açıklamalarayan-
sıyan yönü, "irtica" ilemücadeleydi. Si-
yasi hedefleri ise; Refah Partisi'nde
ifadesini bulan siyasi islamcı akımı,
Seçim Kanunu'nu değiştirerek, bu akı-
mın önde gelen isimlerini politika ya-
pamayacak hale getirerek tasfiye et-
mek, partiyi kapatmaktı. Aynca DYP li-
deri Tansu Çiller'i Yüce Divan'a yol-
layarak sryaset dışına itmek. sağı ve so-
lu merkezde birieştiren bir siyasi yapı-
lanma gerçekleştirmekti.
28 Şubat süreci, REFAHYOL'u ikti-
dardan düşürdü. Bir laiklik rüzgân es-
tirerek Atatürkçülüğü canlandırdı. Re-
fah Partisi'nin kapatılmasını, partinin li-
derlerinin yasaklı hale gelmesini sağ-
ladı. Erbakan'la ittifak yapan DYP par-
çalandı, zayıflatıldı. Inisiyatif büyük öi-
çüde laiklik yanlılannın eline geçti. ANA-
28Şubat'tanl8Nisan'a
SOL-D hükümeti de bu rüzgânn sonu-
cu olarak kuruldu.
Yılmaz hükümeti, siyasi Islamı he-
def alan önemli tedbirlere imza attı. 8
yıllık eğitimin yasalaşmasıyta, imam-ha-
tiplerin gelişme ve büyümesi engel-
lendi. Siyasi Islamın bürokrasi ve dev-
let içindeki etkisi bir öiçüde kınldı. Tür-
ban yasağı geçmişe göre daha etkili uy-
gulanırken, üniversitelerde Islamcılan
tasfiye planlan yürürlüğe kondu.
ANASOL-D, 28 Şubat sürecinin bir
ürünü olmasına karşın yine de "28 Şu-
batçılar"\a aynı şey değildi. Bu yüz-
den, türban yasağı, siyasi Islamcılara
karşı alınacak önlemlerin boyutu konu-
sunda anlaşmazlık çıktı. Buanlaşmaz-
lık, Silahlı Kuvvetler'in "muhtıra gibi
bildiri"\er yayımlamasına neden ola-
cak gerginlikler yarattı.
28 Şubatçılarla hükümet arasında
ortaya çıkan gerginlik, hedeflerin ger-
çekleştirilmesini de zorlaştırdı. Örne-
ğin kapatılan RP'nin yerine kurulan FP,
aldığı onca yaraya rağmen ayakta kal-
dı. Onümüzdeki seçimlerde hâlâ birin-
ci parti olmaya en büyük aday. 28 Şu-
batçılar Tansu Çiller'i siyaset dışına
atarak, merkez sağın birfeşebileceği-
ni planlıyorlardı. Bu hedef gerçekleş-
tirilemediği gibi DYP'den kopartılan
DTP dağılma noktasına geldi.
•••
28 Şubat sürecini kesintiye uğratan
gelişmelerden birisi; onlann hesapla-
dıklan hiçbir önlem alınmadan erken
seçimlere gidilme karannın alınmasıy-
dı. ANASOL-D hükümetinin, 28 Şu-
batçılarla olan çelişmelerinden yarar-
lanmaya çalışan Baykal'ın, erken se-
çim diretmesi, ilginç sonuçlar yarattı.
Deniz Baykal'ın, "kilitparti" rolünü oy-
narken, Tansu Çiller'i ve Mesut Yıl-
maz'ı, yani her ikisini birden Yüce Di-
van'a göndererek diskalifıye etme "he-
sapsızlığı" tersine tepti.
Bu süreçten Çiller, kendini kurtarma
olanağına kavuştu. Görüldüğü kada-
nyla çok büyük bir aksilik olmazsaTür-
kiye 18 Nisan'da seçimlere gidiyor. Ay-
nca her partinin kendisine göre yaptı-
ğı bir hesap nedeniyle, Seçim Kanu-
nu'nda bir değişiklik de ufukta gözük-
müyor.
Hayhuy arasında en fazla HADEP
baskı attına alındı. Bu partinin seçim-
lere katılmasının önü büyük öiçüde ke-
silmiş durumda. Neredeyse bütün par-
ti örgütleri hemen hergün baskına uğ-
ruyor, yöneticileri tutuklanıyor. HA-
DEPIe siyaset yapmaktehlikeli hale gel-
di. HADEP'in, seçimlere katılamayacak
öiçüde yaralanması ise FP'nin Kürt-
lerden daha fazla oy almasının da önünü
açıyor.
Türkiye, siyasi güçlerinin, politik
arenada bir türiü meşruiyeti tam an-
lamıyla sağlayamadığı iniş çıkışlar için-
de kendisine yol arıyor. Pariamento,
bütün müdahale çabalarına, siyasi
liderlerin çapsızlığına rağmen yine de
vartığını koruyor.
28 Şubatçıların, "irtica" konusunda
duyarlılık gösterirlerken Susurluk'u ve
demokrasiyi gündemlerine almak
konusundaki isteksizlikleri de bu sürecin
dikkat çekici özelliklerinden birisiydi. Işin
bu yönünü unutmamakta yarar var.
28 Şubat'tan 18 Nisan'a giden yol-
da bakalım daha ne gibi sürprizlerie kar-
şılaşacağız?
Polise göre toplumsal olaylar
'Artık ekmek
için değil,
adalet için
yürünüyor'
EVtNGÖKTAŞ
ANKARA - Polis Akademisi'nde yapılan bir incelemede,
günümüzde kıtlelenn "yoksuliuk, adaktsizlik ve haksızuk"
nedeniyle sokağa döküldüğü, toplumsal olaylan en objektif
şekilde yansıtan ve sosyal boyutunu araştuan medya orga-
nının da Cumhuriyet gazetesi olduğu sonucuna vanldı. Po-
lis Akademısi Öğretim Cyesi Doç. Dr. tbrahimCerrah, "Gö-
nümüzde, kitle harekederinde 'ekmek' için yürünıek sembo-
hk bir anlam taşunaktadır. Arük kitieler yi)ksulluk, adalet-
sizlik ve haksızhk nedeniyle sokağa dökülüyor" dedı.
Polis Akademisi Öğretim Cyesı Doç. Dr. tbrahim Cerrah,
"Toplumsal Oiaylann Sosyal Yönü w Medya" konusunda yap-
tığı bir incelemede. toplumsal oiaylann sadece gösteri ya-
pan kitle ile polis arasında gerçekleşen basit birer "poüsiye
olay" olmadığıııı vurguladı. Bu oiaylann kökeninde eskiden
olduğu gibi "mudak yoksuliuk ve mahrumiyetkr'' değil,
"sosyal adaktsizlik, nispi yoksuliuk ve haksızlıklar'" gibi ne-
denlerin yattıf ını kaydeden Cerrah, ınsanlann her çağda ve
dönemde hemen hemen her türlü sisteme karşı hoşnutsuz-
luklannı kitlesel eylemler şeklinde ifade ettiğini anımsattı.
Cerrah, hazırladığı inceleme raporunda, şu görüşleri dile
getirdi:
"Günümüzde her ne kadar bazı işci ve memur eylemlerin-
de temel etken bu sınıflann yaşam koşullaruun \e maddi ola-
naklannın oldukça kötü ol-
ması sayılabUirse de kitle ha-
rekederinde 'ekmek' içinyü-
rümek artık sembolik bir an-
lam taşunaktadır. Mutlakan-
lamda gerçekten de yiyecek
btılamayan insanlar da olabi-
lir, fakat günümüzde sokağa
dökülerek 'iş ve aş' içineyiem
yapan ve yürüyen insanlann
birçoğunun asıl sorunu 'mut-
lak yoksuliuk" değil, 'nıspi
yoksulluk'tur. Mutlak yok-
suOuğamaruzolan kesunlerin.
yani toplumun gerçek anlam-
da en yoksul olan kesiminin ise
yürümeve bflegücleri yoktuıf
Raporunda, kitlesel olay-
lar sırasında polis uygulama-
lanndaki yanlışhklan da ir-
deleyen Cerrah, bu yanlışlık-
lan sadece bireysel suçlama-
lar ile aeıklamarun sağlıksız
oluğunu, kamuya güvenlik
hizmeti sunan polis teşkilatı
mensuplannın hangi sosyo-
ekonomik kökenden geldıği-
ne bakmak gerektiğini bildir-
di. Cerrah, dünyanm birçok ül-
kesinde oldufu gibi Türki-
ye'de de polisin, "işçi-memur
ve köylü" gibi toplumun ge-
lir düzeyi oldukça düşük ta-
bakalardan geldiğine dikkat
çekerken, özellikle polis me-
murlannın geldikleri bu kesi-
min değer yargılannı yoğun-
lukla taşıdıklannı, meslek için-
de gerçekleşen sosyalleşmey-
le de bu değerlerin pekışrjği-
ni, sonuçta toplumsal olayla-
ra bakış açısuıın bu şekilde
biçimlendiğini anlattı.
Toplumun bir bölümünün
herhangi bir konuda kamu-
oyu oluşturmak, isteklerini
yönetime iletmek veya bir uy-
gulamayı protesto etmek ama-
cıyla gösteri yapmasımn de-
mokratik bir hak olduğunu
belirten Cerrah, demokratik
sistemlerin kaçınılmaz birpar-
çası olan bu hakla kullanırken,
hukukun ve demokratik siste-
min kurallan içerisinde ka-
luıması gerektiğini savundu.
Cerrah, "Ancak; bu hakkın
kullanıcılan, kendilerine ta-
nmmış gösteri hakkını kulla-
nırken zaman zaman başka-
lannm haklannıihialetmeie-
ri ve hattasuç işJenıeteri söz ko-
nusu olabilmektedir" görü-
şüne yer verdi.
inceleme raporunda, An-
kara'da 1995-1997 yıllan ara-
sında meydana gelen toplum-
sal oiaylann medya tarafın-
dan yansıtılmasına ilişkin,
akademiöğrencileri tarafindan
yapılan bir "•içerikanalizi"ne
de yer veren Cerrah, bu tür
oiaylann en tarafsız ve yo-
rumsuz şekilde Cumhuriyet
gazetesi tarafindan yansıtıl-
dığına dikkat çekti. Cerrah
raporunda, toplumsal oiayla-
nn sosyal yönünün de yine
en iyi şekilde Cumhuriyet ga-
zetesi tarafindan irdelendiğini vurgulayarak, yapılan bu içe-
rik analizlerinin. "potis-medya iüşkfleri"ne ışık tutmasının ya-
nında, toplumsal oiaylann günümüzde nasıl algılandığı ko-
nusunda da sinyaller verdiğini anlattı.
Raporunda, içerik analizi yapan Polis Akademisi öğren-
cilerine, gazete ortamlannda en iyi olanaklann ve ortamın
yine Cumhuriyet gazetesi tarafindan sağlandığına dikkat çe-
ken Cerrah, günümüzde banşçıl bir havada gerçekleşeme-
yen kitlesel olaylar su^sında, kitlelerin kamuoyuna arzu et-
tikleri mesajı veremedikleri gibi, polisin bu tür olaylardaki
konumu, tavn ve rolünün de anlamsız bir şekilde tartışma
konusu yapıldığını belirtri. Cerrah, inceleme raporunun,M
so-
nuç" bölümünde şu saptamalara yer verdi:
"Medyanın kiüe olayianndaki rolü ve görevi oldukçaönem-
üdir. Fakat bu önemli görev; sansasyonel bir yaklasımdan
daha çok sorumlu bir habercilik anlayışı ik yapılarak oiay-
lann özüne inümelidir. Kısaca medya, olaylan sadece polis ile
belli bir kitle arasında cereyan eden bir kovalamaca olarak
değil, oiaylann sosyal boyutuna da değinerek işlemelidir."
Çağlar'a
2 trilyon
liralık
haciz
tstanbul Haber
Servisi-Tekstildeki kriz
bu sektörün devlerin-
den C»it Çağlar'ı da
vurdu. Bankekspres'ten
aldığı 6 milyon 892 bin
195 dolarhk krediyi
ödemeyen işadamı C»-
vitÇağlar'aait3şirket
hakkında "ihtiyati ha-
dz" karan çıktı.
Bankekspres'ten 6
milyon 892 bin 195 do-
lar (2 trilyon 51 milyar
117 milyon 255 lira)
kredi alan Cavit Çağ-
lar'aah SÎFAŞ Sentetik
Iplik Fabrikalan A.Ş ve
sözleşmeye kefil olan
Poliylen Sentetik Iplik
A.Ş ile Nergis Holding
hakkında ihtiyati haciz
karan alındı.
Bankekspres. 16Ka-
sım 1998'de ödenmesi
gereken kredi borcunu
tahsil edemeyince avu-
katı Ahmet Aydm ara-
cılığıyla Istanbul 7. As-
liye Ticaret Mahkeme-
si'ne başvurdu.
Alacaklarmm temi-
natsız olduğunubelirte-
rek ihtiyati haciz kara-
n isteyen avukat Aydm,
dilekçesinde ekonomik
kriz nedeniyle borçlu
şirketin mali durumun-
da bozulma belirlendi-
ğini ifade etti. 1992-97
yıllan arasında SÎ-
FAŞ 'm toplam 7 söz-
leşmeyaparak kredi al-
dığı belirtilen başvuru-
da. "Alacagımızın tah-
siedfenemeola^ğıkrK
nedenivfcyTİkseknyde-
nildi.
Başvuruyu degerien-
diren tstanbul 7. Asliye
TicaretMahkemesi, şir-
ketlerin menkul, gayri
menkulve üçüncükişi-
lerdekı alacaklanna ih-
tiyati haciz karan aldı.
Bilindiği gibi, Türkbank
thaiesine fesat kanştır-
dığı iddiasıyla Kırklare-
li CezKvi'nde tutuklu
bulunan Korkmaz Yi-
ğk'eaıt olan Bankeksp-
res'in daha sonra içinin
boşalüldığı gerekçesiy-
leTasarruf Mevduat Si-
gortaFonu'nadevrika-
rarlaşnnlmışti.