Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4OVSIM 1998 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Telckom'a
personel
almacak
• AJVKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Tiirk Telekom
AŞ' nin lcadro açığını
kapaJmak için 399 sayılı
kanurı hükmünde
kararnameye göre
sözleşmeli çalıştınlmak
üzere sınavla memur,
mühendis, şoför, konıma
ve güvenlik görevlisi,
programcı. teknisyen
yardımcısı alınacak.
Alınacak mühendis
(ınşaat, endüstri, elektrik
elektronik. haberleşme,
bilgisayar) ve programcılar
16 Kasım Pazartesi
gününe kadar
başvuracaklar ve 21 Kasım
Cumartesi günü sınav
yapılacak. Şofor, koruma
ve güvenlik görevlisi,
teknisyen yardımcısı
(endüstri meslek lisesi,
teknik lise. elektronik,
haberleşme ve
telekomünikasyon
mezunlan), memur
baş.vurulannın 16 Kasım
Pazartesi, sınav tarihi de
13 Aralık Pazar olarak
bildirildi.
Çakıcı yine
yargı önünde
• PARİS (AA) -
Fransa'nın güneyindeki
Aix En Provence Istinaf
Mahkemesi, Alaattin
Çakıcı "nın iade talebiyle
ilgili olarak Türkiye'nin
yaptığı başvuruyu yann
görüşecek. Yann yapılacak
duruşmanın Çakıcf nın
avukatlannın talebi
ûzerine tekrar ileri bir
tarihe ertelenmesi
bekleniyor. Fransa'ya
sahte pasaportla gırmek
suçundan 24 Eylül'de Nice
Mahkemesi'nde
yargılanan Çakıcı, 6 ay
hapis cezasına
çarptınlmışn.
Çetecilen
yakalandı
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çete kurarak
silahla adam öldürme,
yaralama, çek-senet
tahsjlştı, ıhalelerde tehdit
ve1)askı yaparak çıkar
sağlama suçlanna adlan
kanşan 10 kişiden 9'u
yakalandı. Bu kişilerle
ilişkisi olduğu belirlenen
Murat Sanhan'ın
arandığını belirten
yetkililer, Sanhan'ın TEM
otoyoluna gizlediği 2 adet
Takarov \e Star marka
tabancalann bulunduğunu
sanıldarla ilgili
sorgulamanın ıse
genişletilerek sürdügünü
belirttiler.
HADEP'in kongre
davası
• AMCARA(AA)-
HADEP'in Ankara
Atatürk Kapalı Spor
Salonu'nda 23 Haziran
1996'da yapılan 2. olağan
kongresinde Türk
bayrağının indirilerek
yerine PKK bayraklannın
asıldığı olaylı kongresine
ılişkin davaya. ilk karann
Yargıtay'ca bozulması
üzerine de\am edildi.
Ankara l No'lu DGM'de
dün yapılan duruşmada
Mahkeme Başkanı
Mehmet Orhan Karadeniz,
Yargıtay'ın bozma ilamına
karşı diyecekJeri
sorulmayan sanıklann
ifadelerinin alınması
amacıvla duruşmanın
ertelendiğıni biidirdi.
D
Susurluk ve sonrasındaki gelişmelerin 'siyasi irtibat'ının üzerine gidilmediğini söyledi
Baykal: GizB dayanışma varANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, Susurluk'tan sonra 'çete-
leşme içinde resmiyetin. devletin
fotoğrannın çekildiğini. ancak bu-
güne dek yeraltı dümasının si\asi
irtibat noktasuıa bir türiü ulasıla-
madıgmı' söyledi. 'Benim maf-
yam, benim işadamım. benim
medyam' hevesi siyasetçinin zih-
nine girdiği sürece bu işlerin altın-
dan kalkılamayacağını vurgulayan
Ba>kal, 'sfyasi bağlantnı gizlemek
için gizli bir dayanışma sergilendi-
ğini'bildırdi. Baykal, "En son dü-
şecek kale, siyaset kaksidir. Bu ka-
leyi sosyal demokratlar diişüre-
FP grubu
• Susurluk utancasının yıldönümünde partisinin grup
toplantısında konuşan CHP lideri Deniz Baykal, en son
düşecek kalenin siyaset kalesi olduğunu söyleyerek
"Benim mafyam, işadamım, medyam hevesiyle işin
altından kalkılmaz" dedi.
cek" dedi. CHP liden Baykal.
grup toplantısında yaptığı konuş-
mada, Susurluk kazasının 3. yıldö-
niimü nedeniyle bazı değerlendir-
meler yaptı. Bu konuda görevini
başanyla tamamlamış bir toplum
görüntüsü verilemediğıne dikkat
çeken Baykal, "Türkiye. bu konu-
yu çözmeden hiçbir alanda rahat-
layanıaz. Düğümü çözecek nokta-
\a.yeraltıdünyasuunsiyasalirtibat
noktasma bir rüıiü ulaşamnonız.
FoBsiye çerçevede olay çözülemez.
Tetikçiler. failier \akalanabilir. a-
ma bir tetikçinin verini alacak po-
tansiyei başka tetikçikr vardır" de-
di. Baykal. Susurluk'ta 'çeteleşme
içinde devletin fotoğrafinın çekU-
digini' belirterek şunlan söyledi:
"Elbette devleti tümüvle mah-
kûm etmiyorum. 3 yıl içinde, bu
olayın a> dınlaftlması için bir tek si-
yasetçinin bile ilişkilerini ortaya çı-
karacak bir açıiım sağlanamadı.
Bu, Susurluk'tan günümüzdeki
açüum olan kaset skandalma ka-
dar hep böyteoldu. Siyasetçi ilişid-
lerinin ortayaçıkmasmda bilinme-
yen bir engel var. Susurluk'ta ge-
çerli bir pasaport ortaya çıkü, ka-
Asiltürk'ten
'cihat'
savunması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Seçim çalışmalan sırasında 'cihat
çağnsı' yaptığına ilişkin kasetler or-
taya çıkan FP Malatya Milletvekili
Oğuzhan Asütürk. sözlerinin çarpıöl-
dığını ılen sürerek "Benim çağnm
kutsal cihat anlamında değildi. Iyili-
ğin hâküni>eti için kötülüğe karşı ci-
hat yapdmasını söyledinr savunma-
sı yaptı.
FP'nin dün yapılan grup toplantı-
sında ilk olarak gündem dışı söz alan
Oğuzhan Asiltürk, 'cihat çağnsı' ile
ilgili açıklama yaptı. Çagnsının 'ma-
neû, ahlaki çöküse, kötülüklere kar-
şıcihat' mteliğınde olduğunu ıleri sü-
ren Asiltürk. ~Biz bucihatta kadınla-
ra da önemli görevler düştüğünü söy-
lüyoruz. Neyani, bu sözler üzerine ka-
dınlarsilah ahp cihatmı yapacak? En
iyitihadın,insanın kendi nefsine kar-
şı yapılan cihatolduğunu söylüyoruz.
Bu. alın bıçağı elinize kendinize sap-
layın, harakiri japın mı demek?" di-
ye konuştu. Cihat çagnsının ne dev-
ieti yıkmak ne de Cumhuriyete karşı
olmakla ilgisi olduğunu ileri süren
Asiltürk, "Şiddet yanlısı bazı toplu-
luklar, kendilerinin yaptıklan işlere
bu adı yakış.nnyor diye biz cihat keü-
mesinidflünizden mi çıkaracagız" de-
di.
Genel Başkan Recai Kutan da Su-
surluk skandalı ile ilgili gelişmeleri
değerlendirdi. Temiz toplum isteyen-
lerin, kazayı, son günlerde "moda
oian' deyişle 'milat' olarak kabul et-
tiğini kaydeden Kutan, kendisinin de
içinde olduğu dönemin REFAHYOL
hükümetinin, hızla harekete geçerek
olaylann üzenne gıttığını savundu.
Deniz Baykal, yeraltı dünyasının siyasetçni kullarur, siyasetçiyle oynar duruma geidiğüıi söyledL
çaksilahlar ortayaçıkü. Ancak ola-
yın siyasi irtibatı üzerine gitme ira-
desi sergilenemedi. Hâlâ. milletve-
kili dokunulmazüklannı sınıria-
mak için 2. oylamayj yapanıadık,
korkuyoruz. Böyle mutlak bir do-
kunulmazuk dünyanın hiçbir ye-
rinde>ok. ANAP'ın kaç oyuyla Su-
surluk'la ilgili bir dokunulmazlık
kakünkh? Bu ne biçim birda>anış-
ma? Hassas isimler orta\a çılanak
üzereoluoca işdumveriyor. Kaset-
lerde de Türkiye Cumhuriyeti'nin
bakanının yeraltı dümasının önde
gelen Idşilerinden biriyle ağabey-
kardeş gibi konuştuğu ortaya çık-
û. TürkJbankişini Başbakan önce-
den çokiyibühordu. Basjan-
gıçta. vermeyin bu adama,
diyor. Sonra bir noktadan
sonra, buhıstuktan sonra. ve-
rilmesinde sakınca görmü-
yor."
Baykal, 'benim mafyam.
benim işadamım, benim
medyam' anlayışıyla sorun-
ların çözülemeyecegmi vur-
gulayarak "Bu heves, yeraJ-
tıdünyasnu,siyasetçiyi kulla-
nır, siyasetçiyle oynar hak
getirir" dedi. Gizli bir daya-
nışma içinde siyasi bağlan-
tılann gizlendiğini kayde-
den Baykal, "Türldye, artık
kararlılık içinde vapılması
gerekeni yapmau. Siyasetçi-
ier engel ohnaktan çıkanl-
mabdır. Kurye millervekille-
ri, 0 başkanlan.çetelerie mu-
hatap bakanlar \ar. Çeteler-
ie Uişkili 50 millenekili var.
denrvor. Bunlann içinde bir
tek sosval demokrat yoktur.
Bu işi sosyaldemokratlar çö-
zecek. En son düşecek kale,
siyaset kalesidir. Bu kaleyi
bizdüşürecegE" diye konuş-
tu.
Yümazve Taner'esoruşturmaönergesiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP,
Türkbank'ın satışıyla ilgili görevlerini
kötüye kullandıklan savıyla Başbakan
Mesut Yıhnaz ve Hazine'den sorumlu
Devlet Bakanı Güneş Taner hakkında
Meclis soruşturma önergesi verdi.
DYP'nin, Türkbank'ın satışı ile ilgili
ihalede yaşananlann "gaflet" olarak
nitelendirildiği önergesinde, emniyetin
gecikmeli de olsa "ihaleye katalanlara
çete tehdidi \
r
ar" uyansına karşın
Başbakanlık ve Hazine'nin gereğini
yapmadıkJan savlandı.
DYP, dün TBMM Başkanhgı'na ilettiği
Meclis soruşturma önergesinde, ihaleye
katılanlarla ilgili soruşturma yetkisi
Hazıne'ye ait olmasına karşın, bu işin
• DYP, Türkbank ihalesine fesat
kanştınldığı savıyla Başbakan
Yılmaz ve Hazine'den sorumlu
Devlet Bakanı Taner hakkında
Meclis soruşturma önergesi
verdi. . „ ^ .
yapılmadığına dikkat çekilirken
"Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri
BakanlığL, Merkez Bankası'mn
basvurusunu niçin 40 gün sonra
co-aplamış ve ihalenin yapıldığı 4 Ağustos
1998 günü saat 12.00'de biten ihaleden
tanı 6 saat sonra >a/ı niçin Merkez
Bankası'na ulaşürmıştır. Bütün ilgili
birimlerin ihaleden 1 gün önce uyanldığı
yazıda befirtildiğine göre iigili birimler
kimkrdir?'' denildi.
Bu uyan yazısı Başbakanlığa gitmesine
karşın Yılmaz'ın ne yaptığı sorulan
önergede. "OzeUikie kozmik damgah
böylc bir yazmın Başbakanlık
makamında bulunamadıgı veya
bulunmadıgı tesph edildiğine göre bunun
sorumlulan kimdir" diye soruldu.
Türkbank'ın satışından önce ilgili bakan,
Hazine Müsteşan ile Başbakan'ın
görüşüp gerekli uyanda bulunmadığı,
ihalenin iptali için de talimat vermediği
belirtilen önergede, görevlerini kötüye
kullandıklan savıyla Yılmaz ve Taner
hakkında Meclis soruşturması açılması
istendi.
Deniz Baykal'm yeni dosyalar açıklayacağını söylemesine iktidar partisinden tepki
ANAP, CHP'yi 'şantajcıhk'la suçlachANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal ın hükümet-çete ilişkileri
konusunda önümüzdeki günlerde
yeni belgeler açıklayacağını söy-
lemesi hükümet kanadında tepkiy-
le karşılandı. CHP'nin. REFAH-
YOL döneminde irticayla bağlan-
tılı olduğu belirtilen bazı şirket ve
holdinglere verilen krediler ve D-
SP'li Kültür Bakanı İstemihan Ta-
lay'ı hedef alan yeni belgeleri gün-
deme getirebileceği bildirildi.
CHP lideri Baykal, "Hükümeti
tehdit mi ediyorsunuz" sorusuna,
"Ybk böyle bir şey. Sorumlu bir
muhalefet partisi olarak görev ya-
pıyoruz. Ortaya çıkan sonuçlar ka-
muoyu açısmdan bir değer, önem
taşırsa açıklayacağız'' yanıtını ve-
rirken ANAP Grup Başkanvekilı
Ülkü Güney, "Şerefli insanlarsa
hemen kamuoyuna açıklasınJar"
dedı.
CHP'nin önceki gün yapılan
parti meclisi (PM) toplantısında
konuşan CHP lideri Baykal, yakın
bir süre içinde hükümetin çeteler-
ie ilişkilerini ortaya koyacak çok
ciddi belgeler açüdayacaklannı
bildirmişti.
Baykal'ın yeni dosyalar açıkla-
yacağını söylemesi çeşitli tartış-
malara yol açtı. Genel Sekreter
Adnan Keskin'in geçen hafta so-
nu açıkladığı ve Ziraat Banka-
sı'mn irticayla bağlantılı olduğu
belirtilen bazı medya kuruluşlan-
na verdiği kredüerin ardından ye-
ni bilgileraktıgı, irticayla bağlan-
nh şirket ve holdinglere REFAH-
YOL döneminde kullandınlan
kredilerle ilgili olarak yeni açıkla-
malaryapılabileceği bildirildi. Is-
tanbul'daki StT alanJan ile ilgili
olarak DSP'li Kültür Bakanı iste-
mihan Talay'ı hedef alan bazı bel-
gelerin de CHP'ye ulaştığı kulis-
lerde dile getırildi.
CHP lideri Baykal, dün gazete-
cilerin, "Elinizde 5 kaset varmış.
Neden açıklanuyorsunuz" sorusu
üzerine, "Bir açıklama noktasma
geHnce elbette bir açıklama yapa-
nz. Bu aşamada başka bir açıkla-
ma yapmam. Biz bir muhalefet
partisi olarak görev imizi yapıyo-
nız"demekleyetindi. Gazetecile-
rin "Hükümetitehditmi ediyorsu-
nuz" sorusuna Baykal, "Ybk, böy-
le bir şey söz konusu degil. Sorum-
lu bir muhalefet partisi olarak gö-
revyapıyoruz. Ortaya çıkan sonuç-
lar kamuoyu açısmdan bir önem.
bir değer taşırsa açıklanz. Daima
öyle vaptık. yine öyle yapacağız"
karşılığını verdi.
Baykal
1
ın sözleri dün toplanan
ANAP grubunda sert tepkilere
yol açtı. ANAP Grup Başkânveki-
li Ülkü Güney. Baykal'ın birhaf-
tadır beyanlannda hakaretin do-
zunu kaçırdığını savundu. Güney,
şunlan söyledi:
"Hükümeti dışandan destekle-
yen bir parti olduğu için biz
CHP'yi hep kırmamaya özen gös-
terdik. Ancak bir haftadır verilen
beyanlar. bizi ce>ap verme mecbu-
riyeü'nde bırakü. BaykaL ufak bir
toptuhıkbulunca atabildiğince ab-
yor. Elimde böyle bir kaset var.
açıklarsam şu sarsıhr, bu sarsüır.
diyor. Baykal'm elinde herhangi
birdelil. belge \ursa en kısazaman-
da açıklasuı. Bu pala\ raJan ne mfl-
letyııtarnebiz."
Güney, Susurluk olayından bu
yana ANAP'ın kirli ilişkileri orta-
ya çıkardığını belirterek, Baykal'a
"Kaset varsa. şereffi insanlarsa
açıklarlar. Aba amndan sopa gös-
termeyi künse yutmaz" diye çattı.
ANAP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Keçeciler de. "Elimde
belge var, kaset var, diyor. Açıkla
beyefendi. Ne büiyorsan söyle. Bi-
zi devirmek için bekleyen FP var.
DYPvar. Gideronlarla birieşirsin.
bu hükümeti düşürürsün" dedi.
UZ YAZII ORHAN BÎRGİT
POIİTtKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
•••Çatlı'dan Henze'ye
Otomobilin içinde kimler vardı?
Sedat Bucak, Hüseyin Kocadağ, Abdullah
Çatlı ve Gonca Us...
Polrtikacıyı, emniyet müdürünü, eli kanlı bir
katili bir araya getiren güç neydi?
Yanıtı artık herkes tarafından biliniyor:
"Devlet içinde örgütlü silahlı güç!.."
Aradan iki yıl geçti. Devletin gerici faşist güç-
lerce nasıl kuşatıldığı ortaya çıktı. Kutlu Sa-
vaş'ın 'Susurluk Raporu' Türkiye'nin otuz yıllık
süreçte nereye geldiğini kanrtladı...
12 Eylül 1980 sonrası yurtdışı bağlantılı terör
örgtröerine karşı arayışlann başladığı zaten 'fı-
sırb gazetesi'nce tüm ülkeye yayılmıştı. 1983
seçimlerinden sonra Turgut Özal'ın başbakan-
lığı döneminde 'ASALA'n\n yurtışındaki eylem-
leri ivme kazanmıştı.
12 Eylül 1980 sonrası Kenan Evren hem Dev-
let Başkanı hem de Milli Güvenlik Konseyi ve Ge-
nelkurmay Başkanı sıfatıyla görev yapmıyor
muydu?
Zaten Abdullah Çatlı ve arkadaşlan o tarihte
pasaport alıp Kapıkule'den yurtdışına çıkmışlar-
dı...
Polis ve MİT bu kaçışı bilmiyor muydu?
Elbet biliyor, ilişkiler zincirinin halkaları 12 Ey-
lül 1980 öncesine dek uzanıyordu...
Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı ve diğer ülkücü
militanlar 1980 sonrası yurtdışında bazı operas-
yonlarda kullanılmış mıydı?
Sahi, Çatlı ve arkadaşlan 1980-1984 arası
Fransa'nın Paris, Marsifya, Lyon kentlerinde
ne yaptılar, nasıl yaşadılar? Çatlı, Kırcı ve diğer-
leri Hiram Abas'la nasıl bir ilişki içine girdiler?
Abdullah Çatlı, 1984-199O'ı Fransa ve Isviç-
re'de cezaevlerinde yatarak geçirdi, sonra firar
etti...
O cezaevlerinden kuş bile uçamaz. Çatlı nasıl
kaçtı?
Bağlantılann hem yurtiçi hem de yurtdışın-
da noktalan vardı...
• • •
Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Yalçın Özbey,
Mehmet AJi Ağca, Mehmet Şener yurtdışına
kaçtıklan tarihlerde Almanya'da kimlerle buiuş-
tular?
Enver Altaylı, Murat Bayrak'la...
Altaylı, 1963 yılında Albay Talat Aydemir'in
başında bulunduğu darbe girişimi sonunda
Harb Okulu'ndan atılan öğrencilerden birisiydi.
1976'ya kadar MHP'nin Federal Almanya Baş-
müfettişi olan Altaylı, Alman Anayasası'nı Ko-
ruma Orgütü'nce partinin yurtdışı örgütleri ka-
patılınca 'Avrupa Demokratik Ülkücü Dernekle-
n'nin içinde yer almıştır.
Murat Bayrak, 12 Eylül 1980 sonrası Türki-
ye'den Almanya'ya kaçınlan MHP milletvekilidir.
llişkilerinin CIA bağlantılı olduğu bilinmektedir.
Türkiye'de komando kamplannı kuran (1975)
ve Ayvalık'ta silahlı eğitim veren Bayrak ise ya-
şamını hâlâ Almanya'da sürdürmektedir.
Acaba Enver Altaylı nerededir?
İki yıldırûzbekistan'da Cumhurbaşkanı Islam
Kerimov'un danışmanlığını yapmaktadır. Çün-
kü Altaylı, Orta Asya kökenlidir ve oradaki Müs-
lüman Türklerin dillerini çok iyi bilmektedir...
Altaylı, Ankara Hukuk Fakültesi'ni brtirdikten
sonraduyarlı güvenlik birimlerinde görev yap-
mış, MHP'nin yayın organı Hergün gazetesini
yönetmiş, Almanya'ya gittikten sonra da güven-
lik birimleriyle ilişkisini kesmemiştir. Artaylı, Hi-
ram Abas'la da çok yakın 'köklû bağlantı' kur-
muştur.
EnverAltaylı ve Murat Bayrak'ın Türkistan kö-
kenli CIA görevlisi Ruzi Nazar'la da dost olduk-
lan bir gerçektir. İşin ilginç yanı Türkiye'de CIA
görevlisi olarak Nazar'ın, CIA'nın eski Ankara
şeflerinden Paul Henze'yle de yakın ilişkileri ol-
duğunu yıllar önce Uğur Mumcu ortaya çıkar-
mıştır.
Henze, Abdi Ipekçi'yle görüşmüş müdür?
Henze, Ipekçi'yle 13 Ocak 1979 görüşmüş,
Ipekçi, 2 Şubat 1979'da silahlı saldırı sonucu
yaşamını yitirmişti...
Uç gün önce Frankfurt'ta, Altaylı'nın Özbekis-
tan'da yaşadığını öğrenince Susurluk kazasının
ilişkiler yumağmın çözülmesinin olanaksız oldu-
ğuna bir kez daha inandım...
•••
Aradan iki yıl geçti ve çeteler konusunda bir
arpa boyu yol alınmadı...
Önümüzdeki fotoğraflar Azerbaycan'daki
darbe girişimine dek uzanıyor; eroin kaçakçılı-
ğından faili meçhul cinayetlere dek uzanan iliş-
kiler zincirinin halkalannda pek çok isim yer alı-
yor...
Henze, Çatlı'yıtanımıyor muydu? Kırcı, bugün
Özbekistan'da Altaylı'nın koruması altında mı?
Paul Henze'den Çatlı'ya; EnverAttaylı'dan Ha-
luk Kırcı'ya dek 'Susurluk bağlantısı' önümüz-
de duruyor...
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Radyo Televizyon Üst Kurulu, kuru-
luşunu sağlayan yasanın yürürlüğe gir-
diği 1994 yılmdan bu yana toplam 3666
günlük kapatma cezası uygulamış.
"ANKA" Ajansı, üst kurulun yayın or-
ganında yayımlanan rakamlara daya-
narak verdiği haberde, dört yılda radyo
ve televızyonlar için 220 kez "yay/n dur-
durma", 463 de "uyan" cezası verildi-
ğını bildinyor. Levent Kırca-Oya Başar
ekıbinin Kanal D'deki son parodisi yü-
zünden, bu televizyon istasyonuna ve-
rilen bir günlük ekran karartma cezası-
nın, 220 sayısı içinde yer alıp almadığı-
nı Dilmiyorum.
Bilinen, şayet Kırca bu karar üzerine
se1 bır tepki ıçine girmese ve "yanlış-
tan vazgeçilınceye kadar" açlık grevine
başladığını açıklamasaydı; FîTÜK bun-
ca sorunu olan ülkenin gündeminde
btgün en üst sıralardaki yerini almamış
Dlacaktı.
Dysa kımimizfiilen katılarak, kimimiz
zleyıcisi olarak bir sanatçımız ile kay-
igğını yasadan alan bir kamu kurumu
arasında süren renkli ve zaman zaman
jirültülü bır tartışma ortamı içerisinde
alduğumuzu biliyoruz.
Taraflar, kendilerine yandaş kazan-
Tuya çalışıyor.
<ırca ve arkadaşlan bu amaçla tele-
/'o/on kanallarında açıkoturumlara çı-
kıyor, başkente
günübırlik bir iş
gezisi düzenliyor,
politikacılann,
Kültür Bakanı'nın hatta Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı'nın da aralannda
bulunduğu etkin kişilerle konuşuyorlar.
Konuşmakladayetinilmiyor. Ekibin ba-
şının açlık grevine girdiği açıklanıyor.
Başka televizyon kanallarındaki sevilen
dizilerin dayanışma amacı ile durdurul-
duğu bildiriliyor.
Radyo Televizyon Üst Kurulu da, bu
kampanya karşısında savunma yöneti-
mini kamuoyu önünde kullanmak için,
bir yandan kapatma cezası verdiği pa-
rodi metnini, bizim gibi o reytingi ünlü
şovu izlemeyenler için bir belge olarak
yayımlıyor. Bununla da kalmayarak,
kendisine izleyici şikâyetlerini ulaştıra-
cak "Alo RTÛK-178" telefonuna bu ko-
nuda yapılan başvuruların rakamsal dö-
kümünü de veriyor.
Buna göre, 185 kişi "Alo RTÛK" hat-
tını sözü geçen parodi ile ilgili karar için
aramış ve bunlardan 104'ü Kırca ekibi-
ni desteklerken, 81 'i FlTÜK'ten yana ol-
muş.
Kurul, biradım daha atarak, kendisiy-
le birlikte olan yurttaş telefonlannın gi-
derek çoğaldığını da gösteren günlük
istatıstikler veriyor.
Çünkü Biz Böyleyiz...
Özetle, televizyon kanalının yayımla-
dığı programda reyting amacı taşıdığı
tartışılmaz olan bir ülkede, cezaya he-
def olan sanatçı, kendisini benim
programım şu kadar izlenme oranına
sahip" diye haklı çıkartmak isterken,
yasayı uygulamakla yükümlü kamu ku-
ruluşu da gündemi aynı tür rakamlara
oturtarak savunma yolunu seçiyor.
Hemen hemen hiç kimsenin, başta
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
ve Kültür Bakanı olmak üzere, 3984 sa-
yılı yasanın içeriği ile ilgili bır çözüm
önerdiği yok.
Oysa dört yıl önce bu yasayı çıkartan-
lar işi başından politize edecek bir te-
melin üzerine oturtmuşlardı.
Dünyanın hemen heryerinde olduğu
gibi, bizde de elbette radyo ve televiz-
yon yayınlannı belirli kurallara bağla-
yan, o kurallann işlemesini denetleyen
bir kurum, ya da kurula gereksinim var-
dı. 3984 sayılı yasa bu nedenle hazır-
landı.
Ama, o kurumun başında görev ala-
cak kişilerin parlamentoda temsil edi-
len siyasi partılerin, iktidar ve muhale-
fet kimlikleri de göz önünde tutularak,
bu kurumlarca aday gösterilmeleri ya-
saya konuldu.
Bununla dakalın-
mayarak, o aday-
lar arasındaki se-
çim de Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne
bırakıldı.
Böylesıne uzmanlık isteyen bir ku-
rumda, medya ile ilgili kurumlardan bir
tek temsilci yok.
Kamuoyunu temsil ettiğinden kuşku
duyulmayan işçi-işveren kuruluşlann-
dan, korporasyonlardan da temsilcisi
olmayan, iletişim fakültelerine arkasını
dönmüş, tek kelime ile "politize" bir ku-
rum.
Dört yıldırattığı heradım, haklı da ol-
sa, kamuoyunda kuşku ile karşılanıyor.
Siyasi partilerden bu konuda olumlu
ve somut bir girişim gelmediğini gören
Basın Konseyi, geçen yıl, iletişim fakül-
telerinin temsilcileri ile uzun bir bilimsel
çalışmayüruttü. Oçalışmanın sonunda,
oturup gerekçesine vanncaya kadar ye-
ni bir yasa tasansı taslağı hazırladı.
O taslağa göre, Radyo Televizyon Üst
Kurulu'nda siyasi partilerin sadece bi-
rer temsilcisi bulunacaktı. Ama basın
kuruluşlan, sendikalar, TV ve radyo ku-
ruluşlan, sinema, tiyatro ve müzik sek-
törü, barolar, işveren kuruluşlan temsil-
cilerinin oluşturduğu, kimsenin üzerin-
de söz söyleyemeyeceği bir oluşuma
yol açılabilecekti.
Dahası, yeni RTÜK'te ekran karartma
yaptınmı bir yıl içinde belirli uyan ceza-
lanndan sonra verilebilıyor, daha çok
ağırpara cezası ilecaydıncılıkyolunagı-
dilmesi destekleniyordu.
Hayrettir.
Hiçbir ulusal televizyon istasyonu-
muz bu çalışmalara destek vermedi.
Ve hemen hiçbirisi, o taslağın hükü-
mete sunulmasım bile haber olarak üze-
rinde durmaya değer görmedi.
Dönemin Adalet Bakanı Ottan Sun-
guriu, kendisine sunulan bu emek ürü-
nü raporu çalışma masasının üzerinde
biryerfere bıraktı.
Açıp incelemeye, tartışmaya deger
görmediğini sanryorum.
Parlamentoda temsil edilen ve son
olayda Kırca'nın eylemi için timsah göz-
yaşlan akrtan partilerimiz de ağızlannı
açıp, raporu okuyup okumadıklannı bi-
le söylemediler.
Sadece birlikte fotoğraflar çektirildi.
Bol bol gülümsendi.
Hiçbir parodi grubu, hiçbir televizyon
sunucusu, özel görüşlenni olsun söyle-
medi. Taslağın yanlışlannı göstermedi.
Şimdi hepsi oturmuş, Levent Kır-
ca'nın bir hanımla sayaçlı, delikli, paro-
disi için ahkâm yürütüyor.
Çünkü işin başı kahrolası reyting...
C A Ğ D A S Y A Y I N L A R I
ÇAĞININ TANIĞI ÜÇ YA2AR
2 BASI
«oocc
T
KUBİUY OLAYI VE TARİKAT
KAMPLARI
4. BASI
550ÛO0TL
SAMCIU YlUJUt KU$ATILMJ$
SOKAKltt
4. BASI
4OO0O0TI
KUZU POSTUNDA KUtT
2. BASI
BOO0C0
T
l
ZAMBAK SANA DA BUULJTIKAN
2. BASI
800 OOC 1
DİN BARONUNUN KAZIARI
2. BASI
900 000 U
Â$IK KAOINLAR SOKA&
2. BASI
800 0CCTL
ERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
1 000 000 TL
Çağ PazaHama AŞ Turkocağı Cadctea No:39/41
(34334) Cağaloğlu-lstanbul Tel: (0212) 514 01 96