16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 4 KASIM 1998 ÇARŞAMBi 12 KULTUR Charlelie Couture, Yapı Kredi Sanat Festivali '98 kapsamında îstanbul'da bir konser verdi DekatLon sporcusu gibi 'rock şairf FECİRALPTEKİN "Şarkıcı,birkuşgibklir. Tüylerinigü- zelleştirir ve mikrofonun üzerine konar" diyor ChariefieCouture. O bir şarkıcı ola- rak değıl, 'rock şairi' olarak anılmayı yeğliyor. Sanatçıyı, insan duygulannın soyutluğunu dile getirebilen kişi olarak tanımlıyor. Besteci, söz yazan, yorumcu, ressam, grafiker, video- klip, kısa film ve prog- ram yapımcısı... Fotoğraf makinesi, ka- merası ve not defterini yanmdan hiç ayır- mayan, algı kapılan ardına dek açık, ya- şadığı her anı kaydeden ve yeniden üre- ten gerçekbirsanatçı. Fransa Ulusal Şö- valye Nişanı'na sahip, Bus d'Acier ve Academie Charles Cros ödüllü rock şa- iri Couture'le, Yapı Kredi Sanat Festiva- li '98 kapsamında îstanbul'da verdiği konser öncesinde görüştük. hham nereye götürürse... -Sanatınçokfarkh disipHnlerinde ürûn veriyorsunuz. Sahip olduğunuz geniş yel- pazenin dinamikleri konusunda bizi bi- raz aydınlatır mısuuz? Tıpkı bir dekatlon sporcusu gibiyirn. Yazmayı, müziği ve resim yapmayı ay- nı anda öğrendim. Babam sanattarihi pro- fesörüydü, annem ise Amerika Birleşik Devletlen'nde Fransızca öğretiyordu. Yazı yazmayı, müziği ve resmi birlikte yaşadım hep. Nancy'de güzel sanatlar eğitimi görürken artık bir seçim yap- mam gerektiğini söyleyenlere, "Bedeıti- nizin uzuvlanndan birini seçmeniz gerek- se hangisini seçerdiniz?" diye karşılık verdiğimi anımsıyonım. Aldığım ilha- mın beni nereye götüreceğini kestiremi- ç /LJu an îstanbul'da bir yandan fotoğraflar çekiyor, desen çiziyor ve kent üzerine yazılar da yazıyorum. Belleğime anılar ve izlenimler toplayan bir koleksiyoncu gibiyim. îstanbul izlenimleri mutlaka bir yaratıya dönüşecek. yordum çünkü. Şu an müzik yapmak üzere bulunduğum îstanbul'da, bir yan- dan fotoğraflar çekiyor, desen çiziyor ve kent üzerine yazılar da yazıyorum. Bel- leğime anı lar ve izlenimler toplayan bir koleksiyoncu gibiyim. Zamanı geldiğin- de îstanbul izlenimleri mutlaka bir ya- ratıya dönüşecek. Bu bir roman da ola- bilir, resim de olabilir, müzik de... Önü- müzdeki alu ay boyunca, tstanbul'dan top- ladıklanm üzerine çalışacağım. - Kendi yarattığınız öyküleri anlatt- yorsunuz müziğinizde. Peki fUm müziği yaparken, kendinizeait olmayan,size ha- nr olarak sunulmuş öyküler üzerine no- talan bir araya getinnekte güçlük çek- mhor musunuz? Senaryoyu okurken müziği hissedebi- liyorum. Bu da kendi yazdığım sözlerin üzerine müzik yapmaktan çok farkh de- ğil. Sadece, başka birinin giyeceği kos- tümü dızayn ediyormuşum hissi veri- yor. Bir de filmler için 25-30 saniyelik müzikler yapmanız gerekiyor bazen. Bu- nun, besteci içın önemlı bir deneyim ol- duğuna inanıyorum. Tarklı gülümsemeler gördünT - Müziğinizi insanlarla paylaşmaktan, izkyich lc Uetişim kurmaktan bü\ ük ke- yif alıyorsunuz. Küçük salonlarda ve kulüpterde müzik yapmayı yeğtemenizin nedeni bu mu? Yazarken yalnızım, resim yaparken ve beste yaparken de... Ama şarİa söy- lerken. duygularımı karşımdaki insanlar- la paylaşabiliyorum. Orada müzik, gö- rüntü, ısı ve koku var çünkü. Ben Fran- sızca şarkı söylüyorum, ancak Viet- nam'daki insan da. Afrikalı da, Asyalı da Ç y arkı söylerken, duygulanmı karşımdaki insanlarla paylaşabiliyorum. Orada müzik, görüntü, ısı ve koku var çünkü. Fransızca şarkı söylüyorum, ancak Viernam'daki insan da, Afrikalı da, Asyalı da müziğime katılıyor. benim müziğime katılıyor ve hissettik- lerimi paylaşabiliyor. Karşılannda. yap- tığı işin tamamen içinde olan binnin dur- duğunu anlıyorlar. Tabii ki küçük yerler- de müzik yapmak, izleyiciyle daha da ya- kın ve samimi bir ilişki kurulmasmı sağ- lıyor. Büyük salonlar, olayı biraz soyut- laştınyor. -İntemettesizeaitbertürtübflgKçıılaş- mak mümkün— Kendi içimde çok gizemliyim, ama çalışmam bittikten sonra işimi insanla- ra sergilemekten kaçınmam. Tıpkı mut- fak sırlanm açıklamaktan kaçınan, ama yemeklerini insanlara sunmaktan büyük keyif alan bir aşçı gibi... - Çok fazla yokuluk yapıyor, dünyanın farklı köşelerinde, müziğinize esin ka>- nağı olacak aynnülar keşfednorsunuz. Bu anlamda tstanbul'dan neler kaldı da- ğarcığınızda? îstanbul'da nargile içtim, zeybek sey- rettim, saz dinledim... Daha önceden bil- medığim birçok yeni şeyle tanıştım. Tür- kiye gibi bütünlüğünü koruyan ülkeler- den çok fazla etkileniyorum. Buraya, Prag'dan başlayan Doğu Avrupa turne- mizin ardından geldik. Ne yazık ki tur- ne sırasındabulunduğumuz ülkelerde, in- sanlann kimliklerini ciddi biçimde kay- betmiş olduklannı gördük. Istanbul'a geldiğimizde ise rahat bir nefes aldığı- mı hissettim. Burada çok farklı gülüm- semeler buldum, insanlar arasındaki çe- şitlilikten etkilendim. Ben ve müzisyen arkadaşlanm, Doğu Avrupa tumesinin ardından îstanbul'a geldiğimizde içi do- lu, ciddi bir kültürle karşı karşıya oldu- ğumuzu düşündük. Belki Türkiye'de de bir Amerikan modeli var, ama her yer- de değil. Kendine özgülüğünü korumuş bir ülke Türkiye. Özellikle de insanla- nn kendi tarihleriyle gurur duymalan çok güzel. - Fransız hükümeti, Fransız müziğmi konımak üzere ban önlemleralmayı seç- tL Bugün Fransa'nın müzik panorama- sını nasıl deferlendiriyorsunuz? Her ülkede müzik, toplumun yansıma- sıdır. Fransa bugün çok kozmopolit bir ülke. Hatta milli futbol takımımız da bu gerçeğe somut bir ömek. Günümüz Fran- sız müziğinde de çeşitli kültürlerin et- kilerini görmek mümkün. Bir kültürün hükümet tarafından korunması çok güç. Bugün birçok Fransız, 'Amerikan1 olmak adına kendi kültürünü rahatlıkla harca- yabilir. Bu arada herkes Amerikah olsa, dünya da oldukça sıkıcı bir yer olur her- halde. Pazar gününe dek sürecek olan XIV îstanbul Antika ve Sanat Fuarı bugün başlıyor 24 kaclm ressamdan 68 esersergileneeekKültürServisi-Türkiye'nin önemli sanat ve kültür organizasyonlanndan biri olan XIV. Îstanbul Antika ve Sanat Fuan, 4-8 Kasım günleri gerçekleştiriliyor. Her yıl düzenlen- diği tarihi mekânlann aönosferi ve sergile- nen eserlerin özellikleri ile kapsamlı bir ta- nh ve kültür hazinesini yansıtan fuar, bu yıl Dolmabahçe Kültür Merkezi 'nde düzenleni- yor. K.ÜSAV (Kültür ve Sanat Varlıklannı Ko- ruma ve Tanıtma Vakfı) danışmanlığında Elit Fuarcıhk tarafindan dü- zenlenen fuar, bu tarihi me- kânda 1030 - 21.00 saatle- ri arasında gezilebilecek. Beşiktaş'taki Barbaros Hayrettin Paşa tskelesi'nin hemen yanında yer alan ta- rihi bina, 19. yüzyıl Osman- h sivil mimarisinin seçkin bir ömeği olan ve 1856 yı- lında kullanıma açılan Dol- mabahçe Sarayı'nm "Mat- bah-ı Amire' olarak adlan- dınlan mutfağı olarak inşa edilmişti. Bina, Dolmabah- çe Sarayı'nın özgün yapıla- nnı bütünleştirme çalışma- lançerçevesinde, 1996yılın- da Dolmabahçe Kültür Mer- kezi olarak hizmet vermeye başladı. Dünyanın çeşitli ülkele- rinden bilim adamı, kolek- siyoner ve sanatseveri îstan- bul'da buluşturan fuara, bu yıl da yaklaşık 50 yerli ve ya- bancı antika ve sanat kuruluşu katılıyor. Bir- bırinden değerli antika ve sanat eserlerinin sergılendiği fuarda, Türk-Islam eserleri, an- tika harita ve gravürler, elyazması nadir ki- taplar, Osmanlı ve Avrupa yapımı tablolar, oriyantalist resimler, Selçuklu ve Osmanlı sa- nat eserleri, 18. ve 19. yüzyıl ürünü mobil- yalar. 16. yüzyıl Ching ve Ming hanedanla- nndan kalma mobilyalar, gümüş ve cam iş- çılığinden örnekler. Meissen, Berlin, Viya- na. Paris, Rus porselen örnekleri. eski Os- manlı ve Avrupa mücevherleri, eski Anado- lu ve Kafkas kilimleri, Avrupa goblen duvar hahlan sergileniyor. XIV tstanbul Anrika ve Sanat Fuan her yıl oldugu gibi bu yü da birbirinden ilginç bir dızi etkinliğe ev sahipliği yapıyor. Fuar, özel- likle sergiler açısından oldukça zengin bir program sunuyor. Bunlardan ilki fuar süre- since gezilebilecek olan 'TBMM Milli Sa- raylar ve Daire Başkanbğı Sergisi'. Sergıde. Osmanlı Imparatorluğu'nun 19. yüzyıldaya- şadığı sanayi atılımının en önemli simgele- rinden olan ve halen Milli Saraylar Daire Başkanlığı'na bağlı bulunan Hereke Ipekli Dokuma ve Yıldız Porselen fabrikalanna ait eserler merakJılanyla buluşacak. Dolmabah- çe Sarayı'nın 87 no'lu odasında bulunan ve Yıldız Porselen Fabrikası ürünü bir vazonun Eren Eyüboğlu - 'Tophane Camii', Ferit Edgü'nün koleksiyonundan. yeniden üretimi ve Gümüş Oda'da bulunan, yine aynı fabrika yapımı, üzerine altın \arak- la Abdülhamit'in monogramı işlenmiş kah- ve fıncanlan gibi ilginç parçalan kapsayan sergide, Milli Saraylar Daire Başkanlığı bün- yesinde yer alan saray, köşk ve kasırlan ta- nıtan bilimsel yayuüara da ulaşmak mümkün. Bu yıl, ressam Bihter Pekin de son yapıt- lanyla Antika ve Sanat Fuan'na konuk olu- yor. îstanbul Antika ve Sanat Fuan, Cumhuri- yet'in kuruluşunun 75. yılı dolayısıyla düzen- lenen etkinliklere de iki özel sergiyle katılı- yor. Sergilerden ilki 'Cumhuriyeti Karşüa- yan Kadın Ressamlar Sergisi' Ülkemizde ilk kez ele alınan bir kotıseptte düzenlenen sergiye 24 kadın ressamın 68 eseri katılıyor. Sergide eserleri yer alan sanatçılar Cumhu- riyet öncesi doğmuş ve çoğunluğu günü- müzde Güzel Sanatlar Akademisi Kız Bö- lümü olarak adlandınlan Inas Sanayi-i Nefi- se'nin ılk mezunlan olan kadın ressamlar. Ka- ranlıktan aydınlığa geçişteki bir dönemi yan- sıtan sergide eserleri yer alan bazı sanatçılar şöyle: Mihri Müşfik, Nermin Faruki, Bedia Gükryüz, Maide Arel, tvon Karsan, Aliye Berger, Füreya Kond, Eren Eyüboğlu, Semi- ha Bcrksoy ve Emel Konıtürk. Cumhuriyet etkınlikleri çerçevesinde yer alan bir diğer sergi de 'Onur Sergisi'. Sergide, Dolmabah- çe Sarayı atölyelennde yeni- leme çalışmalannı yürüten, restorasyon çalışmalanmn ya- nı sıra saray koleksiyonundan parçalan da aslına uygun ola- rakyeniden iireten uzman kad- ro tarafindan hazırlanan özel bir eser sergileniyor. M. Ke- mal Atatürk tarafindan şahsen kullanılmış olan ve orijinali Florya Köşkü'nde bulunan bir koltuğun kopyası tamamen aslına uygun olmak üzere ha- zırlandı. Fuar süresince teş- Î ..^ hir edilecek olan koltuk, 7 Ka- | ' sım günü saat 17.00'deki açık arttırmada satışa sunulacak. Elde edilen gelirin tamamı Dolmabahçe Sarayf nın yeni- lenme çalışmalannda kulla- nılmak üzere TBMM Vak- fı'na bağışlanacak. Fuarkapsamında yer alan bir başka ilginç etkinlik ise 'An- tika ve Sanat Eserleri Müzayedesf. 7 Kasım Cumartesi günü saat 17.00'de gerçekleşe- cek müzayedede yaklaşık 30 parça eser sa- tışa sunuluyor. Müzayedede 16. yüzyıl-19. yüzyıl arasında tarihlendirilen, bir kjsmı Os- manlı yapımı, bir kısmı da Osmanlı Pazan için Avrupa'da yapılmış eserler arasında Os- manlı gümüş tatlı takımlan, III. Ahmet dö- nemine ait tavan şamdanlan ve Edirne işi bir çift ahşap çiçek bezemeli pano, Bernheimer koleksiyonundan Osmanlı nakışlan ve Bur- sa işi çatmalar, HL Napolyon dönemi Fran- sız kanepe ve şömine aksesuvarlan, II. Mah- mut dönemi sandıklı altınlan, çok değerli hat örnekleri ve erken dönem Osmanlı pa- dişahlanna ait fermanlı ruğralar yer alıyor. Müzayede hakkmda aynntılı bilgi almak is- teyenler 260 77 00 ve 260 52 66 no 'lu telefon- lan arayabilirler. Moser- Meissen ortak sergisi İlginç ve benzersiz kristal ve porselenler Osmanlı Sarayı için kristal ve porselen ta- kımlar üreten Çek Cum- huriyeti 'nin Moser ve Almanya'nın Meissen firmaları tarafindan Cumhuriyet'in 75. yıl- dönümü nedeniyle özel olarak sınırlı sayıda üre- tilen ay-yıldızlı vazo ve kupalar hediyelik kutu- larda satışa sunulacak. Sergide Meissen'den bir porselen ressamı da uy- gulamalı çalışmalar ya- pacak. Meıssen"in kuruluşun- dan günümüze kadar ya- pılmış olan eserlerin yer aldığı sergide figünnler, yemek, çay, kahve ta- kımlan, vazo. şamdan gibi aksesuvarlar ve por- selen tablolar yer alıyor. Aynca Moser'de üretimi azalan ya da artık yapılmayan büyük parçalar da bulunuyor. Hammaddesinin kaya kris- tali olması nedeniyle, içinde in- san sağhğına zarar verici kur- şun bulunmayan Moser kris- talleri, yıllann birikimine sa- hip ustalar tarafindan elle ya- pılıyor ve hiçbiri diğerine ben- zemiyor. Osmanlı Sarayı için özel olarak Moser tarafindan yapılan yemek ve bardak ta- krmlan, Dolmabahçe Sarayı ve Topkapı Sarayı Müzesi'nde bu- lunuyor. Geçen yıl, Tayland Kralı'nın tahta çıkışının 50. yıldönümü için sipariş edilen 50 cm bo- Tayland Kralı için bir yılda yapılan 50 cm bovundaki kristal vazo. yundaki vazo, kralın yaşamını resimleyen motiflerle işlendi ve firmanın en sanatkâr ustası tarafindan bir yılda bitirildi. Meissen'in özelliği ise Çin porselenlerine hayran kalan Sa- kson Kralı Augnst'un 1710'da Avrupa'da ilk üretim merkezi- ni kurması. Porselene kişilik kazandıran unsur, ürün üstün- deki figürlenn elle çizilip bo- yanması. Meissen'in ustalan tarafindan 1740-1741 yıllann- da sadece Osmanlı Sarayı için özel bir imza ile yapılan paha biçihnez ürünlerin bulunduğu Topkapı Sarayı Müzesi ise dün- yanın en büyük porselen ko- leksiyonuna sahip. Zümrüt Radau'nun Ercümend Kalmık'ın anısına sunduğu sergisi AEKV'de Martılara, oyuncakçdara göndermeler Radau'nun söyleştf 17 Kastm'da AEKV'de. Kültür Servisi - Ayşe ve Ercümend Kalmık Vakfi'nın 1998-1999 yılı sergi prograrranın ilk sanatçısı Zümrüt Y. Radau. 1969 doğumlu Radau, 1990'da Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Hüsamettin Koçan Atölyesi'nden mezun oldu. 1993'te aynı bölümde yüksek lisans çalışmasını tamamlayarak, 1995'te aynı kurumda arastırma görevlisi olarak çalışmaya başladı. Sanatçı, halen 'sanatta yeterlilik' eğitimine devam ediyor. 1991'den bu yana yedi kişisel sergi açan, başta Günümüz Sanatçılan (1990, 1993, 1994), Devlet Resim ve Heykel Sergileri (1991-1995) ve Genç Etkinlikler (1996, 1997) olmak üzere çok sayıda karma sergiye katılan Radau, 1991'de Devlet Resim ve Heykel Sergisi tkincilik Ödüjü, 1995'te DYO Resim Yanşması Başan Ödülü ve Bulgar Sanatçılan Derneği (ALAP) Resim Ödülü, 1998'de de Esbank Yunus Emre Resim Yanşması Ödülü'nü kazandı. Sanatçının 1992'deki ikinci kişisel sergisi dolayısıyla "Zamanı akıp giden bir süreç olarak algılamamak mümkün mü? Tarihi bağlanülannız kopmuş olsa bile anılannız en sonunda slri olduğunuz basamağa sürüklüyor. Onun için anunsamalarda bizi sürekli haklı çıkarma eğüimi vardır" diyen Hüsamettin Koçan, Radau'nun çalışmalanmn 'tüm zamanlara kapüar araladığını' belirtiyor. Genç sanatçının 'alıntı' konusuna ilgisi daha 1980'lerdebaşlamış ve 1993'te 'Sanat Yapıtlannda Alınb' başlıklı yüksek lisans tezi ile farklı birboyuta yönelmiş. Kendisi bu eğilimini şöyle açıklıyor "Bugün müzelerde sergjlenen sanat yapıtlannı birer zaman karmanı olarak algdıyor ve tüm zamanlan bünyesinde toplayan resmime bir kabuk gibi giydirtyorum. Örneğin Anish Kapoor'un kayalanna açtığı delikkr resmimde sürekli açılan hücrecikleri uygulama açısından olanaklıydL Ya da Fontana'nın yüzeyindeki yırtılmalar aynı şekilde benim yüzeyimi >irtarak geçmişi görseDeştirme düşünceme uyuyordu» Alıntı yaparken yöntemim, malzemeye dayalı resim tekniğimle, seçtjğûn yapıtın görsel yapısına yaklaşmak şeklinde. Örneğin Lucio Fontana'nın boyayla yaptığı dairesel dokuyu farkta kalınlıklarda keten iplerie yineledim ya da Henri Matisse'in fıgürleri için göl yosunu kullandım." Zümrüt Radau'nun Ercümend Kalmık'tan alıntılarla oluşturduğu yapıtlan bu kez Kalmık'ın martılanna, balıklanna ve oyuncakçılanna göndermeler içeriyor. Sergi 21 Kasım'a dek AEKV'de izlenebilecek. Aynca, 17 Kasım'da yine AEKV'de sanatçının konuk olarak katılacağı bir söyleşi düzenlenecek. DEFNE GOLGESİ TURGAY FİŞEKÇİ Onuncu Yıl Marşı Neden Aşılamıyor? Cumhuriyet kutlamalan içinde "Onuncu YılMar şı", yeniden geniş yığınlann bayrağı oldu, ağızdat ağıza söylendi. Oysa 75. yıl kutlamalan için yeni bir marş ısmar lanmış, ortaya çıkan yapıt, TRT'de sık sık çalını olmuştu. Ama benimsenmedi, kimsenin dilinc düşmedi; tıpkı 1973'te yapılan "50. Yıl Marşı" gi bi. Nedenleri üzerinde düşünmeye değer. Marşlar, bildiğiniz gibi fazla sanatsal derinlil aranan yapıtlar değillerdir. Amaç, en geniş insar topluluklan üzerinde etkili olmak, onları belirti bi ruh durumu çevresinde bütünleştirmek, coşturmak tır. Onuncu Yıl Marşı'na baktığınızda da bu özel liklerin ötesine geçilmediği görülür. Marşın sözle- rini yazan Behçet Kemal Çağlar ile Faruk Na- fiz Çamlıbel de şıir dünyamızın uluları arasındî sayılmazlar. öyleyse nedir bu marşlardan birini böylesine et- kili kılan, ötekileri ise daha ortaya çıkışlannda unu- tulmaya terk eden? Bütün sanat yapıtlan için geçerli olan evrense bir kural burada da karşımıza çıkıyor: Sanat yapı- tının sahiciliği. Onuncu Yıl Marşı, sahici bir yapıttır. Sözlerinir ve müziğinin arkasında duran koca bir toplum ve onun eylemleri vardır. Çıktık açık alınla on yılda her savaştan On yılda on beş milyon genç yarattık her yaş- tan Başta bütün dünyanın saydığı başkumandan Demirağlaıia ördük anayurdu dört baştan Bu sözlerde, yazıldığı yıl olan 1933 için uydur- ma hiçbir şey yok.Tümü döneminin gerçegine uy- gun ve onun ruh durumunu yansıtıyor. Benimsen- mesine de hiçbir engel yok. Cumhuriyetin ilk or yılı için hiç kimse çıkıp, "Hayır böyle olmadı" di- yemez. Bir de şunu düşünelim. Biri çıkıp, 75. yıl marşı olarak bu sözlerryazsa, yine aynı etkiyi gösterir miydi? "Demirağlarla ördük anayurdu dört baştan' sözlerine gülüp geçerdik, dünya demiryolu ulaşı- mında nereye geldi, biz neredeyiz, diyerek. Ya da "Imtiyazsızsınıfsız, kaynaşmış birkitleyiz" desek, dünyada gelir dağılımı en bozuk ülkelerden biri ol- duğumuz yüzümüze çarpılıverir. Ne yapsanız, bugünün insanlarını 50. yıl ya da 75. yıl için yazılan marş sözlerinin gerçekliğine inandıramazsınız. Bunca bayağılık bataklığına düşmüş bir toplumun ruh durumu yüce, ulu, gü- zel sözlerle anlatılamaz. Gelecek umudu sönmüş birtoplumu uyandıracak, onaseslenecek farklı bir söylem bulmak zorundasınız. Bir yandan cumhuriyetin dişinden tırnağından arttrnp bir kuruş dış borç almadan yaptığı fabri- kalan yok pahasına satmaya çalış, ötede cumhu- riyete övgüler düz. Kim inanır? ••• Medya Notu'na katkı: Emre Kongar'ın 22.10.1998 günkü "Medya /Vofu"ndaki dudak uçuklatıcı sayıları okuduktan sonra, aynı gün bir tanıdık bana daha çarpıcı ge- len başka bir ömek anlattı. üstede binlerce dolar maaş alanlar arasında adı geçenlerden Ali Kırca'nın sunduğu haber bültenini çeken kameramanlardan biri tanıdığımın yeğeniymiş. Sabahtan gece geç saatlere kadar sigortasız çalıştınlıp, karşılığında da kendisine makbuz karşılığı aylık 75 milyon iira ödeniyormuş. Bundan böyle atv haber bültenle- rini izlerken karşı karşıya çalışan biri binlerce do- lar maaşlı, öteki 75 milyon İira maaşlı ve kadro- suz iki basın emekçisini de düşünün. TÜPk pessamlardan seçki • Kültür Servisi-Artıum Sungur Sanat Evi, Türk resim sanatının seçkin eserlerinden bir kesit sunuyor. Sergide Mehmet Arpacık, Muhtar Aykın, Şeyho Bulut, Mustafa Günen, Vagif Ibrahim, Nuri tyem, Selahattin Kara, Mehmet Ali Laga. Serdar Leblebici, Türker Metingül, Gül Pınar, Ömer Uluç, Turgut Atalay, Mustafa Ayaz, Resul Aytemur. Faruk Cimok, Sabri Berkel, Pertev Boyar, Cevat Dereli, Burhan Doğançay, Necdet Kalay. Komet, Kemal Önsoy, Nihat Tandoğan, Celal Tutant, Ayhan Türker ve Salih Zeki'nin eserlerinden örnekler sergileniyor. Sergi, 14 Kasım'a kadar Pazar günleri hariç 11.00-19.00 saatleri arasında gezilebilir. Artium Sanat Evi, aynca Mehmet Arpacık, Faruk Kaşıkçı, Türker Metingül ve Salih Zeki'nin eserlerini de sanatseverlerin beğenisine sunuyor. Hillside 2000/Cafe Seven Hills ve Members Lounge'da düzenlenen sergi, 7 Kasım gününe dek gezilebilir. (227 75 93) Antalya'da liyatpo Atölyesi yeni ders yılına başladı • Kültür Servisi -1993 yılında kurulan ve o tarihten bu yana eğitim faaliyetlerini aralıksız sürdüren Antalya Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Atölyesi, 6. yıl eğitim programına 1 Kasım Pazartesi günü başladı. Geçen yıl 346 kişinin kayıt yaptırdığı Tiyatro Atölyesi'ne bu yıl 600 tiyatrosever başvurdu. Toplam 180 kişi oyunculuk bölümüne yerleştirilirken 199 kişiyse tiyatroya giriş programına alındı. Eğitim programında öğrenciler doğaçlama, rol, diksiyon, tiyatro tarihi ve teorisi, metin inceleme alanlannda eğitim görecekler. Muhammet Uzuner, Arzu Gamze Kılınç, Oya Yağcı ve Gökhan Avkıran'ın eğirmenliğinde sürdürülecek program 25 Mart 1999'da sona erecek. Çalıştığı şirketten emekli olmasıyla birlikte kendini bütünüyle resim çalışmalanna verdi. Sanatçının yapıtlan 25 Kasım'a dek görülebilir. (0212-246 24 96) TÜPk tasapımcılapı dünyaya tanıülıyor • Kültür Servisi -Türk tasanmcılannın yaratıcı gücünü yansıtmayı amaçlayan Endüstriyel Tasanmcılar Meslek Kuruluşu (ETMK), Designer's Odyssey '98 Ürün Tasanmı Sergisi'nin ikincisini tstanbul'da gerçekleştiriyor. Sergi, Tüyap /Beylikdüzü'nde 11-15 Kasım günleri arasında düzenlenen Ofis Dizayn '98 Fuan ve 4. tstanbul Uluslararası Tasanm Buluşması (IIDE-4/Office) kapsamında yer alacak. (Aynntılı bilgi için tel: 0212-212 22 18,fax: 0212-212 23 509)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle