Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni- Orhan Erinç
9 Genel Yayın Koordjnatörü. Hikmet
Çetinka\a# Yazıışlen Müdürü İbrahim
VJdız • Sorumlu Müdür Fikret llkiz
# Haber Merkezı Müdürü Hakan
Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Istıhbarat Cengiz Yıldırım • Fkonomr Özkm
Y'üzak # Kültur. Handan Şenköken 9 Spor:
Abdülkadir Yücelman 9 Makaleler Sami
Karaoren 9 Dûzeltme' AbduJIab Yazıcı 9
Fotograf Erdoğan Köseoglu 9 Bılgı-Belge:
Edibe Buğra 9 Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kunılu tlhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Okta>
Kurtböke, Hikmet Çetinkaya,
Şükran Soner, Ergun Balcı,
fbndıim Yıldjz. Orhan Bursah.
Mustafa BaJbay, Hakan Kara.
Ankara Temsılcısi. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel' 4195020 (7
bat), Faks: 4195027 9 Izmir Temsılcısi: Serdar Kmk,
H.ZiyaBlv. 1352 S.2/3 Tel:4411220, Faks:4419117
9 Adana Temsilcısi: Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119
S. No 1 Kat.l, Tel: 363 12 1!, Faks: 363 12 15
Müessese Müdüru Üstün Akmen #
Kootduuıör Ahmrt KorulsM VMuha-
sebe Bülent Yener • Idare Hûseyin
Görer • tşletme Önder Çetik • Bıigı
Işlem Nail Insl # Hılgısayar Sıslon
Mürüvrt ÇBer • Saüş Fazflel Kuza
MEDYA C: • Yönetım i
Başkanj - Genel Müdür: C
Erduran • Koordınatör:
I$ıdnan # Genel MüdürYard
SevdaÇobM Tel 514 07
5139580-5138460-61.Faks 51
Ya.ıımUvan >e BasiD: Yenı Gün Haber Ajansı, Bssm ve Yayuıcıhk A Ş.
Türkocag'ı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Ist PK.246 lstanbul Tel (0.212) 512 05 05 (20 halj Faks (0.212)513 85 95
4KASIM1998 Imsak: 5.03 Güneş:6.31 Öğle: 11.55 Ikindi: 14.38 Akşam: 17.05 Yatsı: 18.28 www.cumhuriyet.coi
Kanserle doğal
|WASHE\GTON(AA)-
Bilım adamlan. ilk kez
kansere karşı \iicudun nasıl
doğal olarak savaşabildiğini
saptadılar. Bilim adamlan,
T-hücreleri olarak
adlandınlan ve kanser
hücrelerini öldürebilen
bagışık hücrelerin varhğını
keşfettıler. Bununla birlikte,
kanser öldürücü T-
hücrelenne sahip olan
hastalann ağır bir bedel
ödediklen de belırtiliyor. Bu
tür hastalann. düşmelerine
ve yeme zorluğu
çekmelerine neden olan bir
beyın hasanna yol açan ve
PCD olarak bılinen bir
hastalığa yakalandıkları
belırtiliyor. Hastalann yüzde
90'ında, varlığından bile
haberdar olmadıklan küçük
tümörler bulunduğunun
saptandığını belirten
Rockefeller
Üniversitesi'nden Dr. Robert
Darnell, beyin hastalığına
neden olan şeyin aynı
zamanda tümörlerin
büyümesinı kontrol altına
aldıgını bildirdi.
AKDTYK üyeleri
belirlendi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Atatürk Kültür, Dil
ve Tann Yüksek Kurulu
üyeliklerine Ord. Prof. Dr.
Reşat Kaynar. Prof. JJr.
Bozkurt Güvenç ve Prof. Dr.
Halil Inalcık, 5 yıl süreyle
yenıden seçildi. Söz konusu
Cumhurbaşkanlığı karan,
Resmı Gazete'nin dünkü
sayısında yayımlandı.
Buphan Felek
amlıyon
• İstanbul Haber Servisi -
Türkıye Gazetecıler
Cemiyetı'nin (TGC), uzun
yıllar başkanlığını yapan
Burhan Felek, bugün
ölümünûn 16. yıldönümünde
mezan başında saat 11 .ÛO'de
düzenlenecek törenle
anılacak. Anma programı
çerçevesinde TGC Burhan
Felek Konferans Salonu'nda
meslekte 50 yılını dolduran
Çetm Altan, Orhan Birgit,
Doğan Koloğlu, Turhan
Selçuk, Şemsı Sılkım, Hıfzı
Topuz ve Oktay Verel 'e
"Burhan Felek Basın
Hızmet" ödülleri verilecek.
İnsan Kaynaklan
ve İstihdam Fuarr'
• tstanbul Haber Servisi -
lstanbul Üniversitesi (ÎÜ)
tktısat Fakültesi ile Iş ve tşçi
Bulma Kurumu'nun (1İBK)
ışbirlığıyle düzenlenen
"tnsan Kaynaklan ve
İstihdam Fuan" diin açıldı.
1İBK Sirkeci Şube Baskanı
Hüseyin Fazıl, bu yıl
üçüncüsü gerçekleştirilen
fuarda, işveren ile öğrenciyi
buluşturmanın
amaçlandığını belirterek
"Işletmelere nitelikli iş
gücü. öğrencilere de staj ve
istihdam olanaklan
saglanjyor" dedi.
AIDS'li hayat
kadını
• İstanbul Haber Servisi -
lstanbul Asayiş Şube
Müdürlüğü'nce gözaltına
alınan Rumen hayat kadını
Isabella Paula Busoionu'nun
AIDS hastası olduğu
belırlendi. Busoionu'nun
sorgusunda. 2 aydır
Türkiye'de bulundugunu ve
bu süre içinde yaklaşık 50
erkekle birlikte olduğunu
söylediği kaydedildi.
Mars yarısı
• ANKARA (UBA) - Kızıl
gezegen Mars'ın keşfi
konusunda Ingiliz bilim
adamlanyla NASA arasında
büyük yanş başladı.
TUBlTAK'tn yayın organı
Bilim Teknik dergisinde yer
alan "Mars'a yolculuk'
haberine göre, Mars'ın
sadece NASA'nın av sahası
olmayacağını belirten tngiliz
bilim adamlan. Ingiliz
hükümetinin Mars'a bir
sonda aracı göndererek,
Mars yanşında ABD'nin
önûne geçmeye çalıştığını
açıkladılar. tngiliz bilim
adamlan 'Avrupa-Mars
Ekspresi" sondasına
eklenecek Beagla-2 adı
verilen fngiliz modülü, yedi
ay sonra Mars'taki eski bir
ırmak yatağına inecek.
Düzeltme
• Gazetemizin dünkü
sayısında yer alan Akdeniz
Medeniyetlen Araştırma
Enstitüsü ile ilgili haberin
başlığında, Antalya'daki
Karamolla Mescidi'nin 2 bin
500 yıllık olduğu yazılmıştır.
Doğfusu '500 yıllıktır'
Düzeltir özür dileriz.
1970'lerde yenilen hastalık, 1982'den sonra dirildi; Türkiye'de her dört kişiden biri veremli
Veremle savaşımda yeni dönem• Türkiye'de yeniden tehlikeli boyutlara ulaşan verem
hastalığımn tedavisi için Ankara, lstanbul ve Izmir'de uzman
sağlık merkezleri kurulacak. Prof. Dr. Ferit Koçoğlu,
"Veremden korkmayın" şeklindeki açıkJamalan talihsizlik
olarak değerlendirerek hastalığın önlenebilmesi için ciddi
önlemler alınması gerektiğini söyledi.
HATİCE BtÇER
SIVAS - Hatay'da yapılan 22. Türk
Tüberküloz ve Göğüs Hastahklan
Kongresi'nde 1982 yılından sonra ar-
tış gösteren veremin tehlikeli boyutla-
ra ulaşmadan önüne geçilmesi gerek-
tiği vurgulandı.
Verem Savaş Dairesi Başkanlığı'nın
belirledigı yeni tedavi rejimierinin ta-
nıtıldığı kongrede, Türkiye'de 15 mil-
yon insanın verem mikrobu taşıdığı
belirtilerek, kronik hastalann tedavisi
için Ankara, lstanbul ve Izmir'de uz-
man merkezler kurulması kararlaştı-
nldı.
Verem Savaş Derneği Genel Başka-
nı ve Sıvas Cumhuriyet Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Ferit Koçoğlu, Ha-
tay'da yapılan ve 450 kişinin katıldığı
toplantıda, Verem Savaş Dairesi Baş-
kanlığı'nın belirlediği yeni tedavi re-
jimJeri ve uygulama alanlan konusun-
da kararlann açıklandığını kaydetti.
Koçoğlu, verem tedavisinde mutlak bir
disiplin gerektiğini belirterek, 1970'li
yıllarda Kuvayı Milliye ruhu ile ve-
remle mücadele edıldiğine, ama vere-
min 1982 yılından sonra ülkemizde ar-
üş gösterdiğine dikkat çekti.
Veremde ilk tedavinin dispanserler-
de, kronik durumlarda ise uzmanlaşmış
merkezlerde yapılması gerektiğini vur-
gulayan Koçoğlu, kongrede veremle
ilgili Ankara. lstanbul ve Izmir'de uz-
manlaşmış merkezler kurulmasına ka-
rar verildiğini de açıkladı.
Hastalar ilaçlanru düzenli kullan-
madıklan için veremin kronikleştiğini,
bunun önlenmesi için ilaçlann Dünya
Sağlık Örgütü'nün de önerdiği gibi,
"doğrudan gözetim ahmda" kullanımı-
nın sağlanmasını ısteyen Koçoğlu, kong-
rede dıspanser ve göğüs hastaneleri he-
kimlerine periyodik olarak veremle il-
gili kurslar düzenlenmesi karan alm-
dığını da belirtti.
Verem Savaş Demeği Başkanı Prof.
Dr. Ferit Koçoğlu, dünyadaheryıl 8 mil-
yon insanın vereme yakalandığına ve
bunlardan 3 milyonunun öldüğüne dik-
kat çekerek şöyle konuştu:
"Veremden korkulması gerekir. Biz
millet olarak 1970'li yıllania >apüğı-
ma mücadeleiledünyaya örnekobnuş-
tuk. Artık vetkili birinüerin gevşemesi
ileverem mikrobu taşıyan hastalanmt-
zm sayısı arttı. Sağlık Bakanlığı yapü-
ğı hizmetleri yeteri kadar vatandaşa
anlatamıyor. Önceki vıllarda veremli
hastalarVerem Savaşdispanserlerinde
tedavi edilirdi ve hasta savısı ile hasta-
hgınbo\utlanbelirlenirdLArtıkbusis-
tem, yerini ücretli muayenelere bıra-
kmca ne SSK'de ne de başka hastane-
lerdeveremli hasta tespit edilse bile dis-
panserlere bUdirilmivor. Doktorilacuıı
yazıyorve eczanelerden ilaçlar alııuyor.
ÖzeDikle antibrvotik dedigimiz ilaçlar
mikrobun dirençliolmasını sagbyor. Bu
nedenleAvnıpa ülkelerinde olduğu gi-
bi "antibiyotık " vedirençgeüştiren ben-
zeri ilaçlann yeşü \a da kırnuzı reçete
ile saülması gerekir. Sıtma ilaçlan na-
sıl devletin tekeünde ise bumarda öyle
olabifir."
"Ciddiye aJınmah^
"Veremden korkmaym'' şeklindeki
açıklamalan talihsizlik olarak değerlen-
diren Prof. Ferit Koçoğlu, veremden
başka hiçbir hastalığın tek başına in-
sanı öldürecek mikrop taşımadığına,
Türkiye'de 60 milyon insandan 15 mil-
yonunun bu mikrobu taşıdığına ve her
mikrobun da firsat bulduğunda bir bom-
ba gibi patlayarak çevTeye tükürükler-
le ölüm saçtığma dikkat çekti.
Verem Savaş dispanserlerinde hizmet
ve ilaçlann ücretsiz olarak sağlandığı-
m, hasta ve yakınlannın sürekJi göze-
tim altında tutulduğunu kaydeden Ko-
çoğlu, Sağlık Bakanlığı bütçesindeki ar-
tışa rağmen veremle mücadele için ay-
nlan oranın genel bütçenin yüzde
1.66'sına kadar düştüğunü açıkladı.
Halen Londra St. Bartholomew's
Hospital'da göğüs hastalıklan uzmanı
olan bir doktorun da "Primer ve Sekon-
der MDR TB" tanısı ile tedavi gördü-
ğünü belirten Koçoğlu, bu doktorun
bir mektup yazarak Türkiye'de veremin
ciddiye alınmadığmdan yakındığmı
söyledi.
Yaz çılgınlığı bitti, Bodrum artık Bodrumlulann...
Sonbaharyalnızlığı
MERtHAK
BODRUM-Boşsokakla-
nnda serin bir esintinin sü-
rüklediği yapraklarla bir baş-
ka sonbahardır Bodrum.
Mevsim her şey olur. Bun-
dan ötürü birilerinin dudak-
lanndan "Birşişeşarapvebir
ılık rüzgâr. mutluluğum.
Bodrum'da bir akşam.yakı-
nında>ız sflnsuziuğun" şar-
kısırun melodileri dökülür.
Çünkü yaz çılgınlığı kovul-
muştur.
Bodrum'da sokaklar yal-
nız. Marinanın hemen orta-
sındaki alanda ıkı kafede öğ-
le saatlerini geçirenler bile
yalnızlığın bir parçası san-
ki. Güneş, bulutlann arasın-
dan sıynlıp cömertliğini ser-
giliyor, yaz yorgunu gulet-
ler Bodrum Marinası'nda
birbirine sanlmış. derin bir
uykudalar. Analan deniz,
beşiği sallıyor, onlar uyur
gibiler.
Dalgakıranın üzerinde
genç-yaşlı çiftler tur atıyor.
el ele, sarmaş dolaş. Ege'nin
tuzlu zerrecikleri parça par-
ça yüzlere düşüyor, "Iki âşık
bile birbirini unutur Bod-
rum 'da. Bodrum'dan başka
bir şey düşünülmez Bod-
rum'da" şarkısını akla getir-
menin zamanı değil bu me\-
simde.
Güneş sıyınyor kendisini;
kovalamacaoynadığı bulut-
lardan, ışıklannı özgürce
gönderiyor. Ağaçlann üze-
rindeki yapraklann rengi de-
ğişiyor sanki, dağlann ardından ken-
disini saklamaya giderken güneş, ken-
te ayn bir rerik gönderiyor. Tepele-
rindeki beyaz lekeler kızanyor. Ya-
şam tiyatrosunda günlük rolünü ta-
mamlarken güneş, sahneden çekili-
yor.
Marinanın gecesi elbet farklıdır
başka gecelerden. Guletlerin ışıklan
tek tek yanıyor. Deniz, yavrusunu he-
men uyutmak isteyen anne gibi, da-
ha sert sallamaya başlıyor tekneleri.
Oysa uyuma vakti değil ki.
Ege'nin muzüderi
Gece ve barlar sokağı...
Yazın her metrede farklı bir müzi-
ğin kulaklan zorladığı Bodrum'da
şimdi Ege'nin müzikleri yankılanı-
Bodrum sessiz bugünlerde. Dalgakıranın üzerinde genç-yaşlı çiftler tur anyor, el
ele, sarmaş dolaş. Yaz yorgunu guletter Ege beşiğinde sallanıp duruyor.
yor. Yankılanıyor. ama rahatsız etmi-
yor, yürekleri kopartıp karşı kıyılara
götürüyor. Sönük ışıklı birbardan Me-
lineMercouri'nin "Love>x)ubjıvetur-
ned into a double-edged knife" şarkı-
sı kulaklann pasını siliyor.
Sokakta, gecenin ilerleyen saatle-
rinde rüzgâr, ağaçlara egemenliğini
göstermek istercesine hırçınlaşıyor.
Oysa ağaçlann dırenişi bir başka. Ikı-
sinin güç gösterisi kimi zaman yu-
muşak bir melodiye, kimi zaman da
homurtuya dönüşüyor.
Savaş Nur'un Adıbar'ı... Bodrum
genelindeki sessızlik. yerini barlar so-
kağında zaman zaman yeri yerinden
oynatan müziğe bırakıyor. Ama ma-
salan dolduranlar, sanki etraflanna
bir zırh çekmiş gibiler.
Bodrumlu halkla ilişkıler yöneti-
cisi Günsefa'Budak, *ArtıkBodrum'un
tadını çıkarma zamanı gekti" dıyor
ve eklıyor:
"Bodrum, arokBodrumlulara kal-
dı_."
Pekı. Bodrumlu bundan mutlu mu?
Savaş, mutlu olmayanlardan. Barlarar-
tık eskisi gibi hareketli değil...
Zaman hızla akıyor barlar sokağın-
da... Karanlık gıderek artıyor, sönük
ışıklar gıtgıde karanyor. Gece yansın-
dan çok sonra Bodrum'un sokaklan
bomboş... Turistler çoktan otellerine
çekilmiş. Bodrum'da sonbaharkendi-
sini ıyice hissertiriyor gecenin ilerle-
yen saatlerinde...
Budak'ın dediğı gibi, Bodrum ar-
tık Bodrumlulara kalmış...
77 YAŞEVDAKİASTRONOT UZAYDA DİNLENME SÜREStVCE OYXAD1
John Glemı çocuklar gibi şen
VVASHINGTON (AA) - 36 yıl son-
ra ve 77 yaşında Discovery Uzay Me-
kiği ile 'yeniden' uzaya giden John
Glenn, astronotlann dinlencesine ay-
nlan 7.5 saatini "bir çocuk gibi oyun
oynayarak" geçırdi.
Discovery ekibi, uzay yolculuğunun
yan noktasma yaklaşırken. yoğun ça-
lışan astronotlann bıtkin düşmemele-
ri için 7.5 saat dinlenme süresi veril-
DISCOVERY GÜNEŞ'İ ÎNCELİYOR- 1 Kasım'da uzay mekiği Disco-
very'den uza> boşluğuna bırakıian Spartan 201-05 uydusu Güneş'le ilgili
araştırmalanna başladı. Birkaç gün süreyle u/a>da kaiacak olan u\du. Gü-
neş koronası ve Güneş etranndaki fırtınalarla ilgili bilgi topla> acak. Elde edi-
len bilgilerin, giineşin dünya ü/erindeki etkileri konusunda >eni veriler orta-
ya çıkarması bekleniyor. Fotoğrann sol \anında uza\ mekiği Discovery, sağ-
da ise Kanada yapunı uzaktan kumanda sistemi görülüyor. (RtUTERS)
di. Astronot-Senatör John Glenn. ba-
şının üzerinde boşlukta hareket ede-
rek su damlalanyla çeşitli oyunlaroy-
nadı. Yeryüzünden 560 küometre uzak-
lıktaki bir yörüngede bulunan Disco-
very Uzay Mekiği'nden ailesi ile de
konuşan John Glenn, 55 yılhk eşi An-
nie ve çocuklanyla sohbet ederken
"Burada her şe>* çok iyi gkfiyor" de-
di. Glenn. daha sonra ABC'nin ünlü
sunucusu Peter Jennings ile konuştu.
NASA yetkilileri, Discovery'de her
şeyın planlandığı biçimde ilerlediği-
ni belirtti.
77 yaşında yeniden uzaya giden
Glenn üzerinde çeşitli tıbbi testlerya-
pılıyor. Düzenli olarak kan ve idrar
örnekleri veren Glenn'e yine düzen-
li olarak amino asitler enjekte edili-
yor. Glenn'e yapılan bu testlerle in-
san-uzay bağlantısındaki bazı soru-
lann yanıtlan aranıyor. Glenn'e dört
gün de uyku testleri yapılacak.
36 yıl önce uzaya giden ilk Ameri-
kalı astronot unvanına sahip John
Glenn, ABDde "birkahraman"ha-
line geldi. Glenn'in uzaya dönüşünü
Florida'daki Cape Canaveral Üssü'nde
dört bine yakın medya mensubu ile on
binlerce İcişi izlemişti.
DYP'Lİ AKKAN'DAN IŞILAY SAYGIN'A DESTEK
6
Kırca sanab kadına
karşı kullamyor'ANKARA (CumhuriyetBürosu)- De-
meçleriyle sanatçı Levent Kırca'nın pa-
rodısine konu olan Devlet Bakanı Işûay
Saygına. TBMM Genel Kurulu'nda
DYP'li Ümran Akkan'dan destek geldı.
Akkan, "Sanab kadına karşı kullanan ve
bu alanda forum yaratmakisteyen kişile-
ri şiddetle kınıyorum" dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda dün, kadın-
lara karşı aynmcılığm önlenmesi için ku-
rulan komisyonun raporu görüşüldü. Ko-
misyon Başkanı Laie Aytaman, kadınla-
ra yönelik aynmcılığm giderilmesi için
Medeni Yasa'da değişiklik yapılması ge-
rektiğini vurgulad:.
CHP Grup Başkanvekili Oya Araslı,
cinslerarası eşitsizlik, kadınlann eğitımı
ve Medeni Yasa'da değişiklık tasansmda-
ki eksiklikler gibi konulann raporda yer
almasını olumlu bulduklannı söyledi.
DSP'li Zerrin Yeniceü cins aynmcılı-
guıın giderilmesi için yasal düzenleme-
ler yapılmasıru ısterken CHP grubu adı-
na konuşan Birgen Keleş, kadınlara kar-
şı aynmcılığm yasalardan değil, uygula-
maİardan kaynaklandığını kaydetti.
DYP'li Akkan, grubu adına yaptıği ko-
nuşmadaKırca'yaağıreleştirileryönelt-
ti. Kırca'nın Işılay Saygın ile ilgili paro-
dısını eleştiren Akkan, "Sanan kadına
karşı kullanan ve bu alanda forum yarat-
mak isteyen kişüeri şiddetle kınıyorum"
dedi.
Devlet Bakanı Saygın da konuşmasın-
da, kadınlara karşı her türlü aynmcılığm
önlenmesi sözleşmesindeki çekincenin
kaldınlması gereğıne işaret ederek "20.
dönem parlamentosu bunu kadınlannu-
za armağan etmeli'* dedi.
Öte yandan Saygın, evli olduğu halde
kendisine evlenme önerisinde bulunan
Adıyaman GazetecilerCemiyeti Başka-
nı Ragıp Ersoj'la da mahkemede hesap-
laşma karan aldı. Saygın, Ersoy hakkm-
da 3 milyar lirauk manevi tazmınat davası
açn.
Felsefe Kuruı
Orta
Asyalı
felsefecile
Ankara'da
METtV HAKYERİ
Türkiye Felsefe
Kurumu'nca düzenlenen
"Orta Asya
Cumhuriyetlerinde Felsı
Eğitimi ve Araştırmalar
semineri yann Ankara'da
başhyor. Iki gün sürecek
seminer Alman Küifür
Merkezi Konferans
Salonu'nda saat 9.30-17.3
arastnda gerçekleştirilecek
Seminere katılarak bildiri
sunacak felsefeciler şöyle:
Türkmenistan'dan Prof. Dı
Aya Karlieva ve Prof. Dr.
Akmurat Yaylanov,
Kırgazistan 'dan Prof. Dr.
Umut Asanova. Prof. Dr.
Osman A. Toguzkov,
Gulnara Almambetova vı
Vilademir Korotenko,
Moğalıstan'dan Prof. Dr. D
Dashpurev ve Prof. Dr.
Davagdorj, Kazakistan'dar
Prof. Agyn Kasimyanov,
Prof. Dr Abdulmalek
Nyssanbayev ve Prof. G.
Bektassova, Özbekistan'daı
Prof. Dr Said
Sennuhammedov ve Prof.
Dr Abdulhafiz Jalalov.
'EQ'
konferansı
lstanbul Haber Servisi -
Time Manager Internationa
fTMI) tarafından
düzenlenen "fşletmelerde
İnsan Boyutu: Duygusal
Zekâ" konulu konferans,
Lütfi Kırdar Kongre
Sarayı'nda yapıldı.
Konferansa konuşmacı
olarak katılan ve dünyadaki
8 kalite grubundan biri
kabul edilen Claus Moller,
katılımcılara "duygusal
zekâ (EQ)", "EQ'nun
başanya etkisi" ve
"EQ'nun nasıl
geliştirileceği" konulannda
bilgi verdi.
SÖYLEŞt ATTİLÂ İLHAN
'Nöbet Değiştirme' Valsi!..
3O'lu yıllann mahalle kahvelerinde, siyaset konu-
şuldu mu; Ingittere, 'kalleş', Fransa, 'ahlâkdüş-
/tünü'sayılırdı; 'Soyyetler'/ec/osfıyz'ama, 'Alaman-
ya gibisi yok.
1
': 'mütefennin millet!' yâni fende ileri-
ye gitmiş ülke!
Aşağılanan iki ülkenin, o dönemde nasılsa ayakta
kalabilmiş, iki 'demokrasi'; övülenlerin hızlı 'totaliter'
ülkelerolduğuna, dikkatinizi çekmeli mryim? Bilirmi-
siniz ki Ahmet Hamdi Bey'in iktisat kitaplan, 'Ikti-
sadî Devletçilik' başlığı altında toplanmıştır; ve ikin-
ci kitabının ilk bolümü, 'Ferdî (bireysel) İktisat Reji-
mi'nin 'sonunu' ilân eder çünkü onagöre, artık "fert-
leriktisadı'ndan, millet iktisadı'na geçilmektediri".
'Resmîtarih' erken cumhuriyet dönemindeki ikti-
sadî ve siyasî 'dalgalanmalan', düpedüz es geçiyor:
gerçekte, siyaset dışına rtilmiş, ya da itilmek is-
tenilen cumhurbaşkanı ile, cumhuriyeti 'örgütle-
yen' başvekil, partisi ve ekibi, aynı fikirde ve yol-
da değildirler: ortak olduklan tek şey, 'Uberalliği' red-
dettikleri, 'devletçi' olduklandır ama, 'devletçiliğin'
mahiyeti ve cinsinde rivayet muhtelif görünür göze
ilk çarpan, "Fırka Kâtib-i Umumisi Recep (Peker)
Bey'le, 'Fırka Reis Vekili Ismet Paşa'nın; kısmen
Sovyet, kısmen Nazi 'totalitarizmi'nden etkilenerek;
ekonomiyi Yürütme'nin (lcrâ'nın, ya da Bürokra-
si'nin), dolaysız denetimıne veren bir 'devletçiliği'
savunmalanydı! Uygulamalan da, öyle.
Buna mukâbil Gâzi'nin, daha 'sivil', -burjuva ya da
işçi- daha halktan yana, bir 'devletçilik' aradığı his-
sediliyor: 'Solcu Kemalistler'in Kadro Hareke-
ti'ne arka çıkması da, 'üman'cı Hamdi Bey'in, ra-
por ve lâyihalannı ciddiye alıp, üç ay yanında dolaş-
tırması da, besbelli bu arayışın sonucu! Bir başka so-
nucu daha görülüyor Recep (Peker) Bey başta ol-
mak üzere, 'faşizan devletçilik' yandaşlannın; başlı-
ca rakip saydıklan her iki hareketi de, Gâzi'den uzak-
laştırmak için, ellerinden geleni arkalanna koymama-
lan!
'40 Karanlığı' gerçeği de, 'Karma Ekonomi' dev-
letçiliğinin, zamanla yozlaşıp, 'oligarşiye' dönüşme-
si de; ancak 10. Yıl dolarken yaşanmış bu konjonk-
tür bilinirse, daha iyi kavranabilir.
Ahmet Hamdi Bey nasıl da anlatıyor, bakar mısı-
nız?...
İlk ravund burjuvazl'nin, ama...
((-4 932 senesi, 'Inkılâp tarihi' bakımından, ba-
I zı mühim cereyan ve hâdiselerle doludur.
Açık olarak iki cephe teşekkül etmiş ve çarpış-
maya başlamıştr himâyeler sâyesinde canla-
nan yeni sanayiciler ve yeni 'burjuvazi' bir taraf-
ta; devletin kuvvetlenmesi nispetinde kuvvetle-
nen, 'memur sınıfı', diğer tarafta! Bunlardan bi-
rincisi, İş Bankası etrafında toplanmış; ikincisi de
Hükümet ve Mecliste hâkim olmaya başlamış-
tr. İş Bankası, Gâzi'nin himâyesinde! Gâzi işin,
zenginliğin çoğalmasını istryor. Bunun yapacağı
fenalıklar üzerinde durmuş değil. ikinci temayül
ise daha çok Ismet Paşa tarafından himaye gö-
rüyor...'1
ÇAtatürk'le ÜçAy', s. 161. lstanbul. 1945)
Teşhis ve tespit, acaba şöyle özetlenebilir mi? Gâ-
zi, biryerde Keynes'çi ve Duverger'ye yakın biryö-
netim tasanmındadır; oysa Ismet Paşa/ Recep Pe-
ker ve takımı, Italyan ve Alman 'totaliteriiğinden'
mülhem 'faşizan' (Rosenberg'ci mi?) bir 'yönetim'
istiyor. Ahmet Hamdi Bey demiştir ki:
"... 1932 senesinde Işbank'çılarla hükümetçi-
lerin, gizli ve açık çarpışmalannın şiddetlendiği-
ni görüyoruz. Hükümetler (Ismet Paşa) Meclis'te,
Bütçe Müzakereleri ve Teşkilât Kanunlan vesi-
lesiyle, az çok serbest işleyen Devlet iktisâdi Te-
şekkülleri'nin (KlT'ler) bütün selâhiyetJerini da-
raltmakta ve her işe el atmaktadıriar. Eninde so-
nunda, bu işletmelerin, bütün hak ve selâhryet-
leri alınarak, 'Tapu idareleri' haline konulmasını
intâc eden (sonucuna varan), 'Idari Devletçiliğin
ve Hükümetçiliğin' kat'i galebesini hazıriayan fa-
aliyetier, o tarihlerde başlamışt..." (Aynı eser, s.
162)
Aslındaçatışma, diyalektikbirçelişkinin gereği: Vn-
kılâb'ın, 'Ulusal demokratik devhm'e arka çıksın di-
ye palazlandırmak istediği 'Burjuvazi', 'malı götüriı-
yor'\ bu da, inkılâbı, 'Hâkimiyet\e değil, 'iktidar'\aöz-
deşleştiren 'Fırka ve Hükümet Bürokrasisi'nin, tep-
kisine neden oluyor. 'Erken' cumhuriyet döneminde,
mücadelenin ilk ravundunu, -Gâzi'ye, bir sene ıçin-
de Recep Peker'i ve Ismet Paşa'yı görevden alma-
sına rağmen- 'Bürokrasi' kazanacaktır; sonra kimin
ağır bastığını anlamak için, aynı çatışmanın sonraki
sonuçlanna bakınız: 'serbestseçim hükümetleri'yle,
'askenmüdahalelerin' arasındaki 'Nöbet Değiştirme
Valsi'l.
Piyasada 'koruma ve kollama'l..
Ahmet Hamdi Başar aradaki 'ikiliğin' neden
meydana geldığini, eserinde şöyle irdelemişti:
"... hükümetlere bu galebeyi temin eden âmil-
lerin başında, o zaman 'Idarî Devlet'in (Bürokra-
si'nin) karşısında 'IktisâdT Devlet'i temsil eden Iş-
bank'çılann, şahıs himâyesinde ('kollama'demek
istiyor) biraz ileri gitmiş bulunmalan sebep ol-
muştu; bilhassa yüksek maaşlaıia derhal iş bu-
lan gençlerin gördüğü himâyeler; hükümet me-
murlan muhitinde ve Orduda geniş tepkiler ya-
ratmaktaydı. Piyasada ve iş sahasmda ise, bazı
nüfuzlu insanlar, ekseriye gayr-ı Türk müteşeb-
bislere siper olarak ('komprador', Lövanten' ve
'mason' dümenlerini anlamalı) sanayi ve iş saha-
sında birdenbire büyük kazançlar elde etmekte
idiler. Bu nüfuz yüzünden de, bu kabil teşebbüs-
ler, gerek Gümrük ve gerek devlet himâyelerin-
den, emin şekilde faydalanmakta idi..." (Aynı eser,
s. 162)
Biraz hayal gücü sahibi herkes, son cümlelerle an-
latılan olaylann; günümüzde, on binlerce kat büyü-
tülmüşünü yaşadığımız olaylardan farksız olduğunu,
kolayca görebilin 'sera'Burjuvazisi, bütün 'pislikle-
riyle' dünyaya geliyordu; ne var ki onu durdurmanın
yolu, Bürokrasi'nin baskısıyla mümkün olamazdı:
'üman'cı Hamdi Bey'in önerdiği gibi, çok daha 'si-
vil', belki 'kooperatif'ç't; ya da 'Kadrocular'ın -belki
Gâzi'den, belki Sultan Galiyef'ten esmlenerek- öner-
diği gibi, çok daha 'inkılâpçı', çok daha 'halkçı' bir
'Devletçilik'le, yâni birSa'y Misâk-ı Millîsi' ile, bel-
ki!
Cumhuriyet'in 10. Yıldönümünde, gerçekte,
ihtilâl ve Inkılâb'ın içine iotaliteriik' virüsü çok-
tan girmişti.
http:// www. prizma.net tr/ AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm