16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Cem,Latin Amerika'ya pdiyor • ANKARA (Cumhuriyet Rürosu) - Dışişleri Bakanı Ismail Cem, temaslarda bulunmak üzere bugün Brezilya, Şili ve Arjantin'i kapsayan yurtdışı gezisine çıkıyor. Dışişleri BakanlığTndan yapılan açıklamada, Ismail Cem'in gezisinin Laün Amerika'ya açılım politikası çerçevesinde gerçekleştirileceği kaydedildi. Kutan: Cumhuriyet düsmanı yok • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, Türkiye'de "bir tek Cumhuriyet düşmanı olmadığını" ileri sürerek "Cumhuriyet düşmanı vardır iddiasındaiciler, Cumhuriyete en büyük ihanet içindedirler" dedi. Kutan, Atatürk'e hakaretler yağdırdığı konuşma kaseti ortaya çıkan Ağn Belediye Başkanı Zeki Başaran'ın da ihraç istemiyle yüksek disiplin kuruluna sevk edildiğini belirtti. TVIaskeli Leydhle suç yok' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsavcılıgı, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in yaşam öyküsünü anlatan "Maskeli Leydi" adlı kitabın toplatılması ve yazar Faruk Bildirici hakkında ceza davası açılması istemini reddetti. Kararda, kitapta suç unsuruna rastlanılmadığı vurgulandı. İP'den Küçük'e mesaj • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - lşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Yalçm, 29 Ekim'de ülkeye dönen Yalçın Küçük'e "hoşgeldiniz" mesajı gönderdi. Yalçın, Küçük'ûn tutuklu bulunduğu Edirne Kapalı Cezaevi'ne gönderdiği telgrafta, "Yurdunuza hoş geldiniz. Cumhuriyet devriminin yeni taarruzuyla canlanıp güzelleşen Türkiye, bütün devnmci evlatlanm kucağına çağınyor Bu çağnya çok anlamlı bir günde, 29 Ekim'de cevap verdiniz. Halkın devrimci coşkusuna ortak oldunuz. Saflanmız sizinle güçlenmiştir" dedi. ATA uçağınm kazası • İstanbul Haber Servisi - Atatürk Havalimanı'nda önceki akşam bir traktörün çarpması sonucu sol kanadında hasar meydana gelen Başbakanlığa ait "Gulfstream-4" tipi "ATA" uçağımn onarımı sürüyor. Yetkililer, traktörün sürücüsü THY personelinin gözaltına alındığını kaydettiler. Edibali yeniden genel başkan • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Millet Partisi (MP) 5. Olağan Kongresi'nde genel başkanlığa yeniden Aykut Edibali seçildi. Atatürk Spor Salonu'nda dün yapılan kongrede Edibali, 422 delegeden 417'sinin oyunu alarak yeniden genel başkanhğa getirildi. PKK şşntiye bastt • BtNGÖL (AA) - Bingöl'de beledıyeye ait asfalt şantiyelerine baskın düzenleyen PKK'liJer iki bekçiyi kaçırdılar. Önce küçük sanayi sitesindeki beledıyeye ait şantiyeyi basan silahlı teröristler, burada 12 AK 040 plakalı kamyonu, deposundan çıkardıklan mazotla ateşe verdiler. Şantiye bekçisi Mehmet Tandoğan'ı yanlanna alan PKK'liler, daha sonra Temel Yapı semtindeki Karayollan'nın asfalt şantiyesine baskın düzenlediler. Buradaki bekçi Tevzik Batur'u da yanlanna alan teröristler olay yerinden kaçtılar. Yetkililer, olayla ilgili olarak operasyon başlatıldığını kaydettiler. ANAP'a katılımlar I İstanbul Haber Servisi - ANAP Kâğıthane llçe Teşkilatı tarafindan dün düzenlenen basın toplantısında konuşan ANAP MKYK üyesi Turgut Yılmaz, DYP'den istifa ederek partisine katılan 250 kişi adına Sezai Tombul ve Sadettin Turan'ın rozetlerini taktı. Yılmaz, "Geçmişimizle ve partimle onur duyuyorum. Biz zor günlerin partisiyiz" dedi. REFAHYOL döneminde Ziraat Bankası'nın paraları gerici yayınlara aktarılmış Devlet kaynaldarı şeriatçılaraANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - REFAH- YOL döneminde RP'li Sabri Tekir'e bağlı olan Ziraat Bankası'nın tanıtım işi ıçin başta Kanal 7 olmak üzere yurtiçi ve yurtdışında şeriatçı ya- yın organlanna milyarlarca liralık kaynak ak- tanldığı belirlendi. Reklamlann verileceği ku- rumlann listelerinin kapatılan RP'nin siyasi yasaklı milletvekilı, eski Adalet Bakanı Şevket Kazan döneminde Adalet Bakanlığı'ndan Zi- raat Bankası'na fakslandığı belgelendi. Anka- ra DGM Başsavcılıgı, saptamalarla ilgili ola- rak soruşturma başlattı. CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, ışlemleri bir "hırsızlık ve ahlak- sızlık abidesi" olarak değerlendirirken "Tanı- bm işi sahte işlem ve belgelerle rejim karşra, şe- riatçı kişi ve kuruluşlara kaynak aktaran tam bir yağma ve soygun operasyonu olarak yürü- tülmüştür" dedi. Genelkurmay ve Içişleri Bakanlığı'na da u- laştınldığı öğrenilen belgelere ve Ankara DGM Başsavcılıgı 'na sunulan suç duyvırusu dilekçe- sinde yer alan bilgilere göre, Ziraat Banka- sı'ndan şeriatçılann da aralannda bulunduğu bazı medya kuruluşlanna kaynak aktanmı şöy- le gerçekleşti: 0 Bakanlar Kurulu kararlan uyannca be- delsiz ıthalatla ilgili olarak Ziraat Bankası şu- belerinde açılacak döviz tevdiat hesaplannın yurtiçi ve yurtdışı tanıtım işi, giderleri Hazi- ne'ce karşdanmak üzere bankaya verildi. # Tanıtım için 8 milyarlık harcama hesap- lanmışken, bu rakam 185 milyar liraya çıkanl- dı. Bu tutann 19 milyar liralık kısmını oluştu- ran broşür basımı, dia çekimi ile af iş işlemleri bankanın kendi matbaası yerine Atlas Nehir lletişim AŞ'ye yaptınldı. 9 1 trilyonluk tanıtım işi banka yönetmelik- lerine aykın olarak, fayda-maliyet analizi ya- pdmaksızın, tiraj-izlenme oranlan gözetilmek- sizin aralannda şeriatçılann da bulunduğu ya- yın organlarına aktanldı. Örneğin, Kanal 7 TV'ye 59 milyar lira ödenirken, TRT 1, TRT 2 ve TRT 3'e toplam 19 milyar lira ödendi. # 140 milyar liralık tanıtım işinin verildiği Adve Trise firması ile ilgili işlemlerde ise, yi- ne yönetmeliğe aykın işlemler yürütüldü. Söz- leşme imzalandıgıtarihte (11 Nisan 1997)hu- kuken var olmayan şirketin kaydı Köln Ticaret Sicili'ne sözleşme imzalandıktan sonra (12 Mayıs 1997) yapıldı. Şirketin yazışmalan ve bankayla ilgili belgeleri Adalet Bakanhğı Özel Kalem Müdürlüğü'nden faksla bankaya ulaş- tınldı. # Reklam verilecek yurtdışı televizyon ku- nıluşlan bir liste halinde 9 Nisan 1997'de yirte Adalet Bakanlığf ndan faksla bankaya ulaştı- nldı. Oysa bu tarihte şirketle henüz sözleşme dahi imzalanmamıştı. Adalet Bakanlığı kana- lıyla gönderilen listede, Amsterdam Türk Te- levizyonu (ATT), Almanya Türk Televizyonu (TFD), Türkisch Deutschspache (TDI) olmak üzere 2 kuruluşun yer aldığı belirlendi. Halkla llişkiler Müdürü Oya Mutlu OJgun'un yaptığı araştırma sonucu TFD televizyonunun "devlet aleyhtan dini ağuiıkb siyasi yayınlar yaptığı" belirlendi. • Genel Müdür Vekıli Salih Şevki Doruk, Genel Müdür Yardımcısı Metin Akpınar ile Halkla llişkiler Müdürü Mutlu Olgun, konuyu inceleyen Bankalar Yeminli Murakıbı Haiil Pa- la'ya verdikleri yazılı ifadede, TFD'nin yaym politikasmı bildiklerini, ancak dönemin RP'li Devlet Bakanı Sabri Tekir'in sözlü talimatı üze- rine ödeme yaptıklannı itiraf etti. TFD'ye top- lam 25 bin Alman Markı (4 milyar lira) tuta- nnda ödeme yapıldı. # Basılı yayın organlanndan Milli Gaze- te'ye 92 bin 460 marklık (15 milyar lira), Tür- kiye gazetesine 36 bin 708 marklık (6 milyar lira), Sabah gazetesine (3 milyar lira), Milliyet gazetesine de 13 bin 100marklık (2 milyar 500 milyon lira) olmak üzere toplam 158 bin 368 marklık reklam karşılığı ödeme yapıldı. # Yurtdışı konferans yerleri kirası olarak 290 bin 466 marklık (50 milyar liraya yakın) ödemeler yapıldı. Fransa Islam Birliği Paris Merkezi, Hollanda tslam Federasyonu, tslam Toplumu Milli Görüş gibi kuruluşlann yurtdı- şındakı merkez ve şubelerinden Berlin Mevla- na Camii, Berlin Fatih Camii, Duisburg Genç- lik Lokali, Dussen Camii, Eggentelden Cemi- yeti, Küba Camii, Mevlana Camii, V/illich Ca- mii, Erlangen Camii gibi cami ve cemiyetlere kira ve yan masraflar adı altında muhtelif tu- tarlarda döviz cinsinden çok sayıda harcama yapıldı. # Irticai kuruluşlara ait bu belgeler, Oya Mutlu Olgun tarafından ödemelere esas kabul edihnek istendi, ancak genel müdür vekili Ek- rem Aydemir ödeme yapılmasına karşı çıkmaz- Aktuna:Apo konusunda bizim istediğimiz olacak İstanbul Haber Servisi - De- mokrat Türkiye Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Yıkhnm Aktuna, PKK lideri AbduDahÖcalan ın Rus- ya'ya sığınmış olmasmın onu kurtaramayacağını söyledi. Aktuna, "Eninde sonunda bi- zim istediğimiz olacak" dedi. Aktuna, dün DTP'nın Kâğıt- hane'deki Göçmen Evleri'nde yaptığı irtibat bürosunun açılı- şım gerçekleştirdi. Aktuna bü- ronun, burada yaşayanlann so- runlanna çare bulmak için ça- lışmalar yapacağını kaydetti. Türkiye'nin şansızlığının çev- resindeki ülkelerden kaynak- landığını belirten Aktuna, Öca- lan'ın Rusya'ya sığınması ko- nusunda şöyle konuştu: "Rusya'ya sığınmış olması onu kurtaramaz. Bir teröristi kimse banndıramaz. Rusya bunun farkındadır ya da far- kmda olacaknr. Rusya, Türki- ye ile iyi geçinmek zorunda. Ekonomisi kötü. Dolayısnla Ocalan gibi kan döken birini koruyamaz. Eninde sonunda bizim istediğimiz olacak." Seçim konusuna da deginen Aktuna, şu anda hiçbir partiye oy vermeyen yüzde 40-50 civa- nndaki seçmenin çoğunluğu- nun seçim yaklaştıkça kendi- lerine kayacağını savundu. Aktuna, seçim yasasmda da bazı değişiklikler olmasını is- teyerek "Baraj yüzde 8'e indi- rflmeli, sağ ve sol partiler ken- di içlerinde ittifak kurmalı \v adaytann seçimi yurttaşlara bı- rakilmab" dedi. Sanatçı Levent Kırca'nın protestosuna da de- ğinen Bakan Aktuna, ekran ka- patmanın çagdışı olduğunu be- lirterek RTUK'ün değiştiril- mesi gerektiğini kaydetti. Aktuna daha sonra değişik partilerden 1500 kişinin, DTP'ye katılım törenine gitti. Devlet Bakanı Aktuna, partisinin Kâğıthane'deki göçmen evlerinin açıuşını yapü. (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) Eski TBMM Faili Meçhul Cinayetler Komisyonu Başkanı Sadık Avıuıdukluoğlu 6 Çeteler 12 Eylül darbesinin ürünü 9 DÜRDANE KIRÇUVAL ANKARA - Devlet içindeki ba- zı yapılanmalann varlığını ilk kez ortaya koyan raporuyla dikkat çe- ken 19. dönemde kurulan TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştır- ma Komisyonu Başkanı, eski Kı- nkkale Milletvekili Sadık Avun- dukluoğlu. "Bu çeteleşme olayı öy- le 2 ayda çözülemez. Eğer devlet tüm kurum ve kuruluşknyta bir- likte hareket eder. önce kendi için- deki bağlanülan kopanp ondan sonra çetelerin üs- tüne giderse ancak 2 yüda bitirilebinr" dedi. Ilk kez Faili Meçhul Ci- nayetleri Araştırma Ko- misyonu Raporu'nda var- lığından söz edilen "Ye- şfl" kod adh Mahmut Yü- dınm'ın öldürülmüş ola- bileceği yolundaki açıkla- malann kamuoyunu ya- nıltmaya yönelik bir çaba olduğunu savunan Avun- dukluoğlu, "Yeşil'in yaşa- dığmı düşündüğünü" bil- dirdi. Bazı televizyon sahip- lerinin de uyuşturucu ka- çakçılıgı yaptığını ima e- den Avundukluoğlu, Türkiye'deki kara para miktannın da 80 ila 100 milyar dolar civannda olduğunu söyledi. Avundukluoğlu, halen çalışma- lannı sürdüren TBMM Soruştur- ma Komisyonu'na yaptığı başvu- ruda, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in malvarlıgının kaynakla- nndan birinin batan TYT Bank ol- duğunu ileri sürerek, Tansu Çiller ve eşi Özer Uçuran ÇiDer ile bir- likte 12 milletvekili ve bürokratın "sahtecilik ve zûnmeT suçlanyla ilgili olarak Yüce Divan'da yargı- lanmalan gerektiğini savunmuştu. DTP GlK üyesi eski Kınkkale Milletvekili Sadık Avundukluoğ- lu, Cumhuriyet' in sorulannı ya- nıtlarken, çetelerin 12 Eylül aske- ri harekâtının bir ürünü olduğunu ileri sürdü. Başbakan MesutYümaz'ın. Ne- sim Malki cinayetinde bir gecede 700 trilyon liranm el degiştirdiği- ni açıkladığını anımsatan Avun- dukluoğlu, "Malki'nin tek başma 700 tril\onu n sahibi (ıldugunu san- mıyorum. Bunda birçok kişinin payı \ardır. Olavın boyutlan tan- min edilendende büyük" diye ko- nuştu. Susurluk ve çeteleri çözmek is- teyenlerin Türkiye'nin kıyı şeritle- rini öncelikle incelemesi gerekti- ğini kaydeden Sadık Avunduklu- oğlu, "Mantar gibi biten 5 yıldızlı otefllere baksınlar. Bu oteller ney- le yapdıyor, para kaynaldarı neler- Barodan çete izleme komisyonuİZMlR (Cumhuriyet Ege Büro- su)- îzmir Barosu kurduğu *^etele- ri İzleme Komisyonu"'yla çeteleri ve mafyayı mercek altına alıvor. Ba- ro Başkanı Çetin Turan, "Komis- yon,flgilileriuvarmak, tedbir alma- sı gerekenleri bilgilendirnıek. şetki- lerini kullanmayanlann dikkatini çekmek amaayla oluşturuldu" dedi Îzmir Barosu'nun 17-18 Ekim ta- rihlerinde yapılan olağan-genel ku- rulunda, Türkiye'nin çete-mafya-si- yasetçi kıskacına girdiği vurgulan- mış, bundan kurtulmak için daha büyük bir mücadele verilmesi ge- rektiği belirtilmişti. Bu çerçevede yeni oluşan baro yönetimi, görev bölümü yaptıktan sonra sosyal et- kinliklerin gerçekleştirilmesi için kollar kurmayı kararlaştırdı. Yöne- tim kunalu ikınci oturumunda ivedi olarak Türkiye'yi çete-mafya-siya- setçi kıskacından kurtarmak ama- cıyla "Çeteleri İzleme Komisyonu" kurdu. Komisyon. kamuoyunun günde- minde bulunan ve kamuoyu günde- mine gelebilecek, kamuyu ilgilendi- ren her türlü "çetdeşnıe'' ve hukuk- suzluğa karşı idari ve yargısal me- kanizmarıin çahşması için gereken- leri yapacak. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yasaları ve diğer hukuki mevzuatlan gereği olarak idarenin ve yargı mekanizmasınm çalıştınl- masının amaçlandıgtnı vurgulayan Îzmir Baro Başkanı Çetin Turan, ko- misyonda görev alacak üyelerine çağrıda bulunduklanm söyledi ve komisyonun kurulmasmın üyeleri tarafından olumlu karşılandığın be- lirtti. dir? Para trafıği nasıl işliyor, bun- lan incelesinler" dedi. Öncelikle l *çete"\e i 'ınaly-a''ta- nımlannın yapılması gerektiğini savunan Avundukluoğlu, siyasi bağlantısı olan çetelerin "mafya" diye adlandırıldığmı, sistemin ABD, Italya ve diğer ülkelerde de böyle işlediğini söyledi. Bu nedenle mafyanm çökertil- mesi için siyasi bağlantılannın mutlaka ortaya çıkanlması gerek- tiğini savunan Avundukluoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: -İstihbaratörgütlerinin de- ğertendirmeterine göre, dün- ya uyuşturucu trafiğinin yüz- de 75'i Türkiy^'den gerçekleş- tiriliyor ve bu kaçakçıhkola>> nın baş ojTincusu PKK'dir. Ay- nca, uyıışturucu işini illegalite- den legaütey e çevirenler devar. Bunlann deşifre olması da mütnkün değil. Çünkü. adam- lar tüccar, müteahhit, televiz- yon sahibi ounuşlar, basında yerahruşlar. Kısaca sistenıleri- ni oturtmuşlar. Türkiye'de pi- yasada dolanan kara para miktannın da 80 ila 100 milyar dolar civannda olduğunu tah- min ediyorum." IRMIKI AYDIN ENGİN aengin @ posta. cumhuriyet. com. tr Başlığı Türkçe lezzeti ve dil- bilimsel doğruluğu açısından başka bir gün tartışalım. Sandık başına gidip oy verene "seç- men" deniyorsa, demokrasilef- de yönetime katılana da "katıl- man" dense yeridir (mi?). Anlaşılmıştır herhalde, sözü Ağn Belediye Başkanı'na geti- receğiz. Adamcağızm ilkelliği, söylediklerinin saçmalığı ve açık cumhuriyet düşmanlığı üs- tüne epey yazılıp çizildi. Ona karşı kabaran toplumsal öfke, elbette anlaştlır bir tepki. Ama sanıyoruz ki "Ağn Belediye Başkanı gerçeği" çok daha köklü, çok daha derin bir "cum- huriyet sorunu"na işaret et- mekte. Milletvekillerinin büyük bir kesimi "atanmış ile seçilmiş arası"bir yöntemle Meclis'e gir- miştek partili bir cumhuriyet re- jiminden, demokratik cumhuri- yete doğru ağır ağır (ama epey ağır, epey zikzaklı) evrilen Tür- kiye'de, temsili (represantativ) demokrasi diye anılan; siyasi partilerde öbeklenmiş adaylar Seçmen-Katılman arasından seçilenlerin Meclis'e girip "halkın temsilcisi" kimlik- leriyle ülkeyi yönettikleri bir sis- tem var. Sistem uyannca Ağrı'da halk sandık başınagitti ve kentin be- lediye başkanı olarak şu Zeki Başaran denen adamcağızı seçti. Demokrasi buysa, de- mokratik gerek yerine getirildi. Ağn kentinin yönetimi bir seçil- miş başkana kavuştu. Sistemin işleyişi, seçmen krt- lelerinden var olan siyasal par- tilerden (siyasal seçeneklerden, siyasal programlardan) birini tercih etmeterini, dört yılda bir sandık başına gidip bu tercih- lerini oya dönüştürmelerini isti- yor ve başka da hemen hiçbir şey istemiyor. Şimdi yeniden iki üst parag- raftaki "demokrasi buysa.."ya dönelim. Ağn'da seçmen ken- disine tanınan sınır lar içinde, sistemin işleyişiyle hemen he- men tam uyumlu davrandı ve sandık başına gidip başkanını seçti. Galiba sorun da tam bu nok- tada patlak verdi. Tek partili re- jimden çok partili sisteme geçi- şi demokrasi olarak nitelediniz ve böylece demokrasiye ulaş- tığınızı varsaydığınız andan iti- baren "Ağn Belediye Başkanı gerçeği" ile karşılaşmamanız daolanaksız. Böyle tanımlanan bir demokraside camiyle, va- iziyle, tarikatıyla, imam-hatip okullanyla, şeyhiyle, şıhıylatop- lumun kılcal damarlanna kadar uzanabilecek doğal bir örgüt- lenme ağına sahip "siyasal Is- lam"\n bitinin kanlanmaması olanaksız. 1946 seçimlerinden bu yana yaşadıklanmız da işte bu "bit kanlanması''nın öyküsünden ibaret. Burada seçmeni suçla- mak, işi hem kolayından almak hem de ayıp. Burada var olan sistemi ''de- mokrasi" diye adiandırıp de- mokrasiyi suçlamaksa en yu- muşak deyimle bir bilinç ve bil- gi kusuru. Çok özenilen, bir parçası ola- bilmek için ha bire kapısı tıkla- nan Batı Avrupa'da temsili (rep- resantativ) demokrasi, yani seçmene sandığa gidip oy ver- me dışında hiçbiryurttaş//ka/a- nı tanımayan sistem mahkûm edileli epey oldu. Şu günlerde tartışılan, temsili demokrasiden katılımcı demokrasi aşamasına ulaşmak ve burada da durma- yıp katılımcı demokrasiyi "doğ- rudan demokrasiye" evrilebile- ceği bir yörüngeye oturtmak. Yaşanan siyasal sancılar da bu zorlu siyasal reformun üstesin- den gelebilmek; profesyonel polrtikaesnafının direncini kıra- bilmekten ibaret. Ağnlılar ile kentin belediye başkanlığına adaylığını koyan Zeki Başaran arasında, kentyö- netimine ilişkin programın tartı- şıldtğı herhangi bir toplantı ol- madı. Keza aynı göreve aday olan CHP'li, ANAP'lı, DSP'li, DYP'li adaylarla da olmadı. Se- çilen (ve seçilemeyen) başkan- lann hiçbiri Ağn halkına karşı yükümlülükler üstlenmedi. Ağ- nlılardan sadece "Bu partiler- den hangisini benimsiyorsan git sandığa, ona oy at" dendi. Onlar da aynen öyle yaptılar. Sonuç: Zeki Başaran. Peki sonuç öteki partilerden birinin, örnegin CHP'nin adayı olaydı ne değişecekti? Yurttaşın demokratik ödevle- rini ve haklannı (dikkat yalnız ödevlerini değil, ödevlerini ve haklannı) "seçmen" terimiyle tanımlayip, bununla yetinildiği sürece, bu ülkede ne Zeki Ba- şaran gerçeğinin önü alınabilir, ne de yeni Zeki Başaran'lann ortalığa dökülmesi önlenebilir. Yurttaşın "seçmen "den "ka- tılman "a sıçramasının önü tıka- lı kaldıkça, Zeki Başaran'lar var olacak, hattaçoğaiacak... Aksayan demokrasinin tek ilacı var Daha çok, daha zen- gin, daha katılımcı demokrasi... ken, işlemin irticaya desteği gözler önüne se- ren belgelere dayalı olarak yapılmasma karşı çıktı. • Ödemeleri Seyfettin Öztürk adlı bir kişi yönlendırdi ve gelişmeleri takip etti. Öztürk'ün kapatılan RP tarafindan görevlendirildiği, is- temlerinin banka yetkililerince itiraz edilmeden yerine getirildiği iddiası Ankara DGM Başsav- cılığı'na sunulan suç duyurusu dilekçesinde yer aldı. Dilekçede, Öztürk'ün Başbakanhğa ait "0 532 61138 26" numaralı cep telefonunu kul- landığı da dilekçedeki tespitler arasında yer al- dı. Avrupa Milli Görüş Teşkilatı yöneticilerin- den olduğu belirtilen Öztürk'ün ilişkilerinin, kullandığı telefonun aynntılı görüşme listesiy- le aydınlatılabileceğine işaret edildi. Ankara DGM'ye sunulandilekçenin son bö- lümünde, 1 trilyon lirayı bulan kaynağm; Baş- bakanlıkça belirlenerek Adalet Bakanlığı kana- lıyla belirlenen şeriatçı yaym kuruluşlanna ak- tanldığı vurgulanarak bu faaliyeti yüriiten ki- şilerin "gizü örgüt" olarak değerlendirilmesi istendi. Dilekçede, suçlanan kişilenn bu iş- lemlerin ardından Kanal 7'nin "TC ZiraatBan- kası" logosunu yayımlaması karşıhğmda 600 bin dolarlık anlaşma yapnğı, ancak REFAH- YOL'un yıkılmasının ardmdan bu karan iptal ettiği belirtilerek "Bu durum sözüedilen teşek- külün kapatılan RP iktidannın desteğinde ora- şup çahşüğuıı da göstermektedir" dendi. Keskin: Ahlaksızfak abidesi CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, dün dü- zenlediği basın toplantısında, 3 milyon dolarlık reklam ve tanıtım işinin RP'ye yakın yayın ku- ruluşlanna aktanlmasına tepki gösterdi. Kes- kin şunlan söyledi: "Adve Trise Reklam veTanmm işi sahte işlem ve belgelerte rejim karşıû, şeriatçı kişi ve kuru- luşlara kaynak aktaran tam bir yağma ve soy- gun operasyonu olarak yüriitülmüştür. Bir hır- sızlık ve ahlaksızhk abidesidir. Bu bilgi ve belge- lere karşın. yasal işiemlerin savsaklanması, yot- suzluklaria mücadele edeceği iddiasıyla işbaşına gelen iktidar döneminde de bu gerceklerin ka- paûlması Türkiye'de sağın da şeriatçısının da li- beral görüntulüsunün de adınm soygun, soyadı- nın yobazhk olduğunu tarOşmaya meydan bı- rakmayacak bir açıkhkla ortaya koymaktadır." Televizyonlardan birinin Cemalettin Kap- lan'a ait olduğunu kaydeden Keskin, "Banka- nın Halkla llişkiler Müdürü bunu saptadı, an- cak Bakan Sabri Tekir böyle bir araştırma ya- pıhnasuıa gerek olmadığını söy leyerek işi bu te- levizyonlara verdi" dedi. Keskin, AMGT'ye bağlı 17 kişiye yurtdışında bedelsiz ithalatın ta- nıtım ve reklamırun yaptınlmış gibi gösterile- rek 27 bin 500 mark ödendiğini söyledi. En çok soruşturma Yılmaz hakkında açıldı Siyasüerin 'tehdit'sihıhı: Soruşturma AYŞE SAYDN ANKARA-TBMM'nin en etkin denetim yollann- dan olan Meclis soruştur- malannın, siyasi partiler tarafindan amacma uygun olarak kullanılmaması ne- deniyle sonuçsuz kaldığı belirlendi. 1980 öncesin- de verilen 307 önergenin çok azı Meclis soruştur- ması açıhnası ile sonuçla- nırken; 12 Eylül sonrasm- da anayasa ve Meclis Içtü- züğü nedeniyle önerge sa- yısının düşmesine karşın açılan Meclis soruşturma- sı sayısı arttı. Cumhurbaşkam Sütey- man DemireL 1965 'ten bu yana hakkında en fazla Meclis soruşturma öner- gesi verilen siyasi olurken, hakkında en fazla Meclis soruşturması açılan lider ise Başbakan Mesut Yıl- mazoldu. Parlamento tarihi bo- yunca verilen Meclis so- rusturmalanndan yalnızca 11 'i Yüce Divan'a sevk karanyla sonuçlandı. TBMM Yasama Uzma- nı olarak görev yapan Şe- ref tba'nm "Parlamenter Denetim Yollan, Etkinliği ve Susurluk ÖrneğT adlı çahşması ve Cumhuri- yet'in araştırmalanna gö- re, 1965 'ten bugüne kadar 400'e yakın önerge veril- mesine karşın bunlann çok küçük bölümü Yüce Divan karanyla sonuçlan- dı. 1965 'ten 12 Eylül süre- cine kadar. eski bakanlar- dan Tuncay Mataraa, Hil- mi lşgüzar ve Şerafettin Elçi haklannda Yüce Di- van'a sevk karan çıktı. lşgüzar ve Mataracı. Yüce Divan'da mahkûm oldu. 1980 sonrasında ise Yüce Divan'a sevk edilen tsmail Özdağjar mahkûm olurken, otoyol davası ile ilgili yargılanan eski ba- kanlar CengteAmnkaya ve du. Giray suçsuz bulun- TBMM, 1993 yıhnda Altrnkaya ve Giray'la ilgi- li olarak bugüne dek Yüce Divan'a sevk karan ver- medi. Şeref Iba'nın yaptı- ğı incelemeye göre, 12 Ey- lül öncesinde önergelerle ilgili anayasa ve içtüzükte herhangi bir sınırlama ol- madığı için adeta soruştur- ma önergesi enflasyonu yaşandı. 17 Şubat 1965 ta- rihinden 12 Ekim 1980 ta- rihine kadar toplam 307 Meclis soruşturması veril- di. Hakkındaen fazla öner- ge verilen siyasüerin başı- nı ise Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel çekti. Başbakan Mesut Yılmaz ise verilen önergenin azlı- ğına karşın hakkında en çok Meclis soruşturması açılan lider oldu. Yılmaz hakkında veri- len 9 önergeden 7"si kabul edilerek Meclis soruştur- ma komisyonlan kuruldu, 1 tanesi reddedilirken, 1 tanesi de Meclis günde- minde görüşülmeyi bekli- yor. Demirel'den sonra 42 önerge ile hakkında en faz- la önerge verilen siyasi li- der olan Biilent Ecevit için ise hiç Meclis sonışturma- sı açılmadığı gibi, 12 Ey- lül sonrasında da hiç öner- ge verilmedi. Hakkında en fazla so- ruşturma açılan liderler sı- ralamasında DYP Genel Başkanı TansuÇiller 2. sı- rada yer aldı. Çiller hak- kında verilen 5 önergenin hepsi kabul edilip soruş- turma açıldı. Meclis, tamamlanan 3 raporla ilgili "Yüce Di- van'a sevk etmeme" yö- nünde karar verirken, Çil- ler hakkında kurulan 2 ay- n Meclis soruşturması ko- misyonu çalışmalannı • sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle