Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Öğrenci Seçme Sınavı 2 Mayıs Pazar günü saat 09.30'da yapılacak ve 3 saat sürecek
Tek smavlı sistemde ilk aclııııANKARA (AA)-Öğrenci Seçme Sına-
vı'na (ÖSS) başvurular bugün başlıyor.
Başvurular 16 Kasım'a kadar sürecek.
Yüksek Öğretim Kurumu'nca teke in-
dirilen yeni smav sistemi, ilk kez bu öğ-
retirn yılında uygulamaya konulacak.
ÖSS kılavuzu ) mılyon 250 bin liraya
satılacak. Öğrenciler smav için 6 milyon
lira, sınavdan sonra kendilerine gönderi-
lecek tercih formu için 3 milyon lira öde-
yecekler.
Aynca, yabancı dil sınavına (YDS) gi-
recek öğrencilerden de smav ücreti olarak
10 milyon lira almacak.
Sınava, 1998-1999 öğretim yılında or-
taöğretim kurumlanndan mezun olabile-
cek durumda bulunanlar, ortaöğretim ku-
nımlarının son smıflarında beklemeli
olanlar, ortaöğretim kurumlannın dışar-
dan bitirme sınavlanna girenler, ortaöğ-
retim kurumlanndan mezun olanlar ve or-
taöğretimlerini yabancı ülkelerde yapan-
lardan durumu bunlardan birine uyanlar
başyurabilecekler.
ÖSS sonuçlanna göre merkezı yerleş-
tirme ile öğrenci alan yükseköğretim
programlan, geçen yıllarda olduğu gibi
bu yılki kılavuzda da yer aldı. Buna göre,
\JSS puanlan, 105 ve 119.999 arasında bulunan adaylar yalnızca açıköğretim ve meslek
yüksekokullannı tercih edebilecekler. 1999 ÖSS puanlan 120 ve daha fazla olan adaylar 4 yıllık
bölümler için tercihte bulunabilecekler. Bir tablodan tercih yapma hakkı olan adaylar ise bu
tablolann birinden 18'i geçmemek üzere toplam 24 tercih yapabilecekler.
TC'de Lefkoşa'da gerçekleştirilecek.
ÖSS sonuçlan 1999 Haziran ayının son
haftası içinde, Smav Sonuç Gazetesi,
900'lü telefon hatlan ve Internet aracılı-
ğıyla adaylara duyurulacak. 1999 ÖSS'ye
giren ve smavı geçerli sayılan tüm aday-
lara 1999 Temmuz ayı içinde ÖSS Sonuç
Belgesi gönderilecek. Bu belgede adaym,
sınavm sözel ve sayısal bölümlerindeki
ve aynca girmişse Yabancı Dil Sına-
vı'ndaki sorulara verdiği doğru ve yanlış
cevap sayılan, ÖSS Sözel, OSS Sayısal,
ÖSS Eşit Agırlıklı ve girmişse ÖSS- Dil
puanlan yer alacak.
Bu belgede aynca, adaym belirtilen pu-
an türlerinde sınava giren adaylar içinde-
ki başan sırası ve 1999 ÖSS'de 120 ve
daha fazla puan aldığı takdirde lisans
programlarmdan tercih yapma hakkı ol-
duğu belirtilecek.
OSS'yi kazanan adaylara Sınav Sonuç
Belgesi ile birlikte '1999-ÖSYS Yükse-
merkezi yerleştirmeyle öğrenci alan prog-
ramlar kılavuzun Tablo-3 ve Tablo-4 bö-
lümünde, özel yetenek sınavıyla öğrenci
alan yükseköğretim programlan da Tab-
lo- 5'te gösterildi. Bu programlarda oku-
mak isteyen tüm öğrenciler ÖSS'ye gıre-
cekler.
Sınava girmek isteyenler başvuru bel-
gelerini, 1998-1999 öğretim yılında kayıt-
lı bulundukları okul müdürlüklerinden,
daha önceki yıllarda mezun olanlar ise
herhangi bir lise veya dengi okul müdür-
lüğünden ya da öğrenci seçme ve yerleş-
tirme merkezi yöneticiliklerinden alacak-
lar.
Başvuru belgesi aday bilgi formu, ka-
yıt kairtı ve aday fişi olmak üzere üç kı-
sımdan oluşacak. Kılavuzda, başvuru bel-
gesinin nasıl doldurulacağı ömeklerle
açıklanıyor.
ÖSS, 2 Mayıs Pazar günü saat 09.30'da
başlayacak, tek oturumda uygulanacak ve
3 saat sürecek.
Sınavda uygulanacak test, adaylara bir
kitapçık halinde verilecek. Soru kitapçık-
lan geçen yıllarda olduğu gibi farklı tür-
lerde basılacak. Sorulann içeriği geçen
yıllardan farklı olmayacak.
1999 ÖSS Yabancı Dil Sınavı'na
(YDS) girmek isteyen öğrenciler, başvu-
ru belgesmdekı •Yabancı Dil Sınavına Gir-
me İsteğiniz' adlı bölümde yer alan 'Evet'
seçeneğını ışaretleyecekler. YDS'ye gir-
mek isteyen öğrencilerin mutlaka 2 Ma-
yıs 1999 tarihinde yapılacak ÖSS'ye ka-
tılma zorunluluğu bulunuyor.
YDS ücretleri, 5-16 Nisan 1999 tarih-
leri arasında Türkiye lş Bankası şubeleri-
ne yatınlacak.
Sınav, Almanca. Ingılizce ve Fransızca
dillerinde yapılacak. Adaylar bu dillerden
yalnız birinde sorulan yanıtlayacaklar.
YDS, 16 Mayıs'ta üniversite rektörlük-
lerinin bulunduğu 40 merkezde ve KK-
köğretim Programlan ve Kontenjanlan
Küavuzu' ve '1999 ÖSYS Tercih Formu'
postayla gönderilecek. Tercih Fonnu'nun
arka yüzünde yurtlara başvuru formu da
yer alacak.
1999 ÖSS puanlan, 105 ve 119.999
arasında bulunan adaylar yalnızca açıköğ-
retim ve meslek yüksekokullannı tercih
edebilecekler. 1999 ÖSS puanlan 120 ve
daha fazla olan adaylar 4 yıllık bölümler
için tercihte bulunabilecekler.
Bir tablodan tercih yapma hakkı olan
adaylar ise bu tablolann birinden 18'i geç-
memek üzere toplam 24 tercih yapabile-
cekler.
Tercih formlan kılavuzda yer alan açık-
lamalara göre doldurulacak. Adaylar ter-
cih formlannı 19 Temmuz-2 Ağustos
1999 tarihleri arasında lise ve dengi okul
müdürlüklerine teslim edecekler. Sonuç-
lar adaylann adreslerine postayla gönde-
rilecek.
Bu arada yeni sınav sistemine göre, hu-
kuk, kamu yönetimi, okulöncesi öğret-
menliği, felsefe, felsefe grubu öğretmen-
liği, uluslararası ilişkilerbölümlerinin pu-
an türleri de değişti. Bu bölümlere eşit
agırlıklı puan türleriyle öğrenci alınacak.
Su
altıııcla
nikâh
Singapuriu dalgıçlar
Tan Shih Pin \e Low
Pei Lin su altında
nikâh kıydılar.
Dalış sporunun
çoksevildiği
Singapur'da insanlar
hafta sonlan,
Malezya ve
Endonezya'daİd en
yakuı dalış
merkezlerine alan
ediyoriar. (Fotoğraf:
REUTERS)
İstanbul Tabip Odası 75. yılda sağlık sorunlarını sıraladı
'Koruyucu hekimliğe
geri dönürmeli'İstanbul Haber Servisi - İstanbul Tabip
Odası, sağlıkta yeni atılımlann ilk şartının
yeniden Cumhuriyet değerlenne yönelmek
olduğunu vurguladı. 1950'li yıllarda Mende-
res hükümetinin politikalan sonucu sağlığın
toplumsal değil, kişisel bir olgu olarak görül-
meye başlandığı, bu dönemde tedavi edici he-
kimlik anlayışının. koruyucu hekimliğin önü-
ne geçtiği belirtildi.
Cumhuriyetin 75. yıldönümünde İstanbul
Tabip Odası'nın görüşlerini Dr. Rıfat Yücel
değerlendirdi. Yücel'e göre, 75 yıllık Cum-
huriyet tarihimız boyunca sağlık alanında iki
altm dönem yaşandı. Bunlardan birincisi
1923-50 yıllan arasında devam eden atılım
yıllan, ikincisi de 1960-61 Milli Birlik Komi-
tesi dönemi. Atatürk önderliğinde ICurtuIuş
Savaşı'nı başanyla sonuçlandıran Ankara hü-
kümetinin öncelikle eğildiği konulardan biri
sağlık oldu. Halkın büyük çoğunluğunun ti-
fo, kolera, tifîis gibi hastahklan taşıdığı bu dö-
nemde 1920 yılında ilk kez Sıhhiye ve Mu-
aveneti Vekâleti (Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı) kuruldu. TBMM hükümetinin ilk
Sağlık Bakanı Adnan Adıvar. Cumhuriyetin
ilk Sağlık Bakanı ise Dr. Refık Saydam oldu.
1946 yılında günümüz SSK'sinin çekirde-
ği olan Işçi Sigortalan Kurumu'nun kurulma-
sının ardından avnı yıl 10 yıllık Milli Sağlık
Plaru hedefleri belirlendi.
1950'li yıllarda Menderes hükümetinin po-
litikalan sonucu, sağlık toplumsal değil kişi-
sel birolgu olarak göriilmeye başlandı. Bu dö-
nemde tedavi edici hekimlik anlayışı, koru-
yucu hekimliğin önüne geçti.
27 Mayıs 1960 De\Tİmi'nin anayasası olan
1961 Anayasası, toplum sağlığını korumanm
devletin birinci görevlerinden biri olduğunu
belirtti. Milli Birlik Komitesi. sağlık alanın-
da köklü değişiklikler yapmak için "Sağhk
Hizmetkrinin Sosyalleştirilmesi Hakkmda
Kanun"u çıkardı.
Dr. Rıfat Yücel yapılması gerekenleri şöy-
le sıraladı:
1) Kaynaklann etkin kullanınu:
- Tıbbı teknoloji kullanımının denetimi.
- Doğru ve akılcı ilaç kullanımı.
- Kamudaki altyapı ve insan kaynaklanrun
ortak kullanımı.
- Hizmet alımınm. özel kurumlardan kamu
kurumlanna yönlendirilmesi.
- Sağlıkta kamu yatınmlanrun arttınlma-
sı, özel sağlık teşviklerine son verilmesi.
- Kaynak kullanımmda ülkemizin öncelik-
lerinin yer alması.
2) Yönetim tarzında değişikn'k:
- Çalışanlann yönetime, halkın denetime
aktifkatılımı.
- Yönetimde hantal yapmm değiştirilmesi.
- Yerinden yönetim ve bölgesel işbiriiği.
- Temel sağlık hizmetlerine önceUk veren
kaynak kullanımı.
- Sağlık personeli ücretlerinin arttinlması.
- Çalışma ortamlannın iyileştirilmesi.
- Kamu sağlık çalışanlanna toplusözleş-
me. grev ve sendika hakkı.
Mimarlar Odasından 75. yıl acıklaması
'Cumhuriyet ilkeleri
yıllarca unutuldu'tstanbul Haber Servisi - Mimarlar
Odası Genel Başkanı Oktay Ekinci,
yağmaya dönük politikalann kökenin-
de, cumhuriyetin temel ilkelerinin terk
edilmesi ve hatta giderek yadsınması-
nın yattığını belirtti.
Oktay Ekinci, kentsel planlama ve
koruma açısından Cumhuriyet devrimi
ve 75 yılı değerlendirdi. Ekınci, 1950-
60 dönemindeki göçle ortaya çıkan ge-
cekondulaşmanın. 1970'lerde "kaçak
yapıiaşmaya" dönüşmeye başladığını,
1980 sonrasında ise "kaçak kentler"
aşamasına ulaşıldığını savundu.
Ekinci, cumhuriyetin özellikle plan-
lı kalkınma politikasırun 1950'lerden
sonra terk edilmesiyle kentsel yağma
ve yasadışılığın etkin olmaya başladı-
ğını belirtti.
SİT alanlanna ve SÎT kararlanna kar-
şı toplumda yaratılan olumsuz düşün-
celer. polirik rurumlardaki koruma kar-
şıtı müdahaleler ile de genel bir kent ve
kültür düşmanlığının söz konusu oldu-
ğunu vurgulayan Ekinci, "Birçok bele-
diye 'en kötü plan, plansızlıktan iyidir'
gibi bilime ve kamu yaranna aykın bir
söylemle yağmacı yapılaşmayı meşru-
laştıran yol ve imar parseli krokilerini
sözde imar planı olarak vaygınlaştır-
dTdedi.
Ekinci, rant ekonomisi ile mafya-si-
yaset ilişkilerini şöyle değerlendirdi:
"Yağmacı ekonomik beklentilerin,
bunaengel oluşturan Cumuhuriyet hu-
kukunu aşabilmek için yöneldikteri' si-
yasal kayırma' ilişkileri, karşılıklı çıkar
biriiği içinde hukuk dışı örgürJenme\ i de
yaratmış, böylece doğrudan ayncaukh
imar rantıyla beslenen bir mafŞa, siya-
setle de bütünleşmeye başlamışOr."
Ekinci, 1930 yılında çıkan Belediye
Yasası'nda ımarplanı ka\Tamınm geti-
rilmesi, 1933 Belediye Yapı ve Yollar
Kanunu'nda da bu hizmetler için imar
planı zorunluluğu öngörülmesinin,
Cumhuriyet ideolojisiyle kent planla-
ması arasındaki güçlü bağın kanıtlan
olduğunu belirtti.
Mimarlar Odası Genel Başkanı Ok-
tay Ekinci, açıklamasınm sonuç bölü-
münde şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bütün bu gerçekler gösteriyor ki di-
ğer birçok sorunJa biriikte 'kentsel
planlama ve koruma' alamnda da
bugün ülkemizde v'aşanan bunalunın ve
> ağma>a dönük politikalann kökenin-
de Cumhuriyet kiiltürü veonun ülke ve
toplum çıkaıiannı gözeten aydınlanma
devTİmine bağlı hukuku değil, agırlıklı
olarak son 40 yıl içinde bu kültür ve
hukuka yön vermiş Cumhuriyetin
temel ükeİerinin terk edilmesi ve hatta
giderek yadsmması yatmaktadır."
Sahneledikleri oyunlan 27
yıldır yasaklanan Ankara
Birlik Tiyatrosu (ABT) Sa-
natevi'nin İstanbul Eğitımci-
ler Derneği'yle birlikte kul-
landığı tuvaletleri, güvenlık
güçleri tarafından "Dernek
ve tiyatro ortak tuvalet kulla-
namaz" gerekçesiyle kapatıl-
dı. ABT yöneticileri, seyirci-
lerin ve dernek üyelerinin tu-
valetsiz kaldığını belirterek,
" Yasaklanan oyunlar için
mahkemeye başvunıyoruz,
ancak kapatılan tuvaleder
için nereye başMiracağunızj
bitemiyoruz" dediler.
Türkiye'de, mafya ve çctç,
üyeleri ortalıkta gezerken,
kayıplar ve faili meçhul cina-
yetler sürekli artarken ve baş-
ta hırsızlık olmak üzere adli
suçlarda patlama yaşanırken
güvenlik güçleri, "traji- ko-
mik" bir kararla bir tiyatro-
nun tuvaletlerini mühürledi.
Aksaray'da bulunan ABT Sa-
natevi'nin tuvaletleri Fatih ll-
çe Emniyet Müdürlüğü Te-
rörle Mücadele Büro Amirli-
ği ekipleri tarafından mühür-
lenerek kapatıldı. Güvenlik
güçleri. kapatma karanna ge-
rekçe olarak tuvaletlerin İs-
tanbul Eğitimciler Derneği
ile ortaklaşa kullanılmasım
gösterdi. ABT Sanatevi çah-
şanlan, İstanbul Eğitimciler
Demeği'nin tuvalet konusun-
da sorun çıkarmadığını ve
kapatıhna karanyla birlikte
kendilerinin de zor durumda
kaldığını belirttiler. ABT yö-
neticileri, bugüne dek yasak-
lanan oyunlan için birçok kez
idare mahkemesine başvur-
duklannı belirterek, "Kapa-
ülan tuvaletkr için nereye
başMiracağımızıbUemiyoruz.
Hem o>unlan izlemeye gelen
insanlar hem de dernek üye-
leri tu>aletsiz kakü. Bu şaşır-
DCI \e yasadışı uygulama biz-
ce tiyatroyu parça parça ka-
patmak isteyen bir anlayışın
ürünü" diye konuştular. Ti-
yatronun maddi açıdan zor
durumda olması nedeniyle
ağustos ayında 15 milyon li-
raya koltuk kampanyasına
başladıklannı söyleyen ABT
Yönetmeni Zeld GÖker ise,
tiyatro üzerindeki baskı ve
yasaklan protesto ettiklerini
belirtti.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
'Kültiip Girişimi'
Yamyamlara Karşı
Geçen hafta, 26-28 Ekim tarihleri arasında is-
tanbul'da "Kültür Girişimi" tarafından düzenle-
nen ve "KültürPolitikalan" adını taşıyan birsem-
pozyum yapıldı.
Sempozyumun açılışına, Cumhurbaşkanı,
Meclis Başkanı, Başbakan ve Dışişleri Bakanı
da katıidı.
Aynı zamanda "Kültür Girişimi" üyesi de olan
Dışişleri Bakanı Ismail Cem, Türkiye'nin Dede
Efendi'den de Mozart'tan da aynı anda zevk
alan, Hoca Nasrettin gibi gülen, Bayburtlu Zih-
ni gibi ağlayan bir kültür bireşimı geliştirmiş ol-
duğunu vurguladı.
Yılmaz kültürüne para ve önem vermeyen bir
ülkenin büyük ülke olamayacağını söyledi. Da-
ha çok "ulusal kültür" üzerinde durdu.
Demirel, kültürün "evrensel öğelerinin" öne-
mini vurguladı.
Daha sonra, üç gün sürecek olan, bildirilere ve
tartışmalara geçildi.
Konuşmacılar arasında Necat Erdergibi, Tür-
kiye'deki "Planlama Teşkilatı"n\n kuruluşunda
görev almış ve "Planlama Kavramı"nın geliştiril-
mesinde büyük katkılarda bulunmuş kişiler,
Mahmut Tali Öngören gibi ülkemizde televizyo-
nu kurmuş olan öncüler vardı.
Hüsrev Hatemi gibi, Türkiye'yi "darül harb"
görenlerin yanlışlarını vurgulayan, Ekmeleddin
Ihsanoğlu gibi bilim tarihi üzerinde uzmanlaş-
mış, Tahsin Yûcel gibi dil bilimciliğini edebiyat-
çılığı ile taçlandırmış bilim adamlan da sempoz-
yuma katıidı.
UNESCO'dan, Avrupa Konseyi'nden, Ingilte-
re'den önemli kişilerin temsilci olarak katıldıkla-
n toplantıda, kültürümüzün kaynaklan ve bugün-
kü sorunlan, "çoğulcu bir kültür" ve "kültürel de-
mokrasi" bağlamında, enine boyuna tartışıldı.
• • •
Bu haberleri verdikten sonra sizinle payfaşmak
istediğim iki nokta var:
Bunlardan birincisi 21. yüzyılda Türkiye'nin
önündeki kültürel hedefin, "anayasal vatandaş-
lık" olduğu, ikincisi ise "yamyamlann engellen-
mesi" gereği.
önce birinci nokta: Sempozyumdatartışılan en
önemli konulardan biri çeşitli etnik, dinsel vecoğ-
rafi grupların biriikte oluşturduklan kültürümü-
zün, gelecek yıllardaki sentezinin, ancak "Tür-
kiye Cumhuriyeti vatandaşlığı" şemsiyesi al-
tında bütünleştirilebileceği idi.
İlk kez, geçen yıl, Cumhurbaşkanı'nın öne
sürdüğü bu "Anayasal Vatandaşlık Kültürü",
Türkiye sınırları içinde yaşayan tüm insanları dil,
din, ırk, inançfarklannı dikkate almaksızın eşit ka-
bul eden, kendilerini geliştirmeleri için onlara eşit
fırsat ve olanak tanıyan bir "siyasal kültür" idi.
Bu ortamda, artık, tüm etnik gruplar ve farklı
inançlar, eşit ve özgür bir "vatandaşlık kültürü"
içinde biriikte, banş içinde yaşıyor ve gelişiyor-
lar.
Sanıyorum, bu ilkenin kabul edilmesi, hertür-
lü şoven milliyetçilik ve bağnaz köktendincilik
yaklaşımlarını aşacağı için, Türkiye'deki "şeriat
devleti" ve "etnik bölücütük" sorunlarının çö-
zümünde de tek insancıl formül olarak gözükü-
yor.
Ikinci olarak, tarih vetabiat variıklanmızın hem
Türkiye'nin hem de tüm insanlığın kültür mirası
olarak korunması, Ufuk Esin gibi, Nevzat Ithan
gibi, Oktay Ekinci gibi bilim insanlan tarafından
çok aynntılı olarak işlendi.
Tahmin edersiniz ki, ben de bildirimde özellik-
le bu nokta üzerinde durdum.
Bu tartışmalardan çıkan sonuç da, değerii bi-
lim ve edebiyat insanı Talat Halman'ın kapanış
konuşmasında çok güzel bir Türkçe ile ve çok
mükemmel bir mantıkla vurguladığı gibi, Türki-
ye'nin mutlaka bu "yamyam siyasetçilerin sal-
dınsından" kurtanlması gereği gidi.
• • •
Peki bu iki önemli ilke nasıl yaşama geçirile-
cek?
Türkiye, "Anayasal Vatandaşlık Kültürü"nü
nasıl geliştirecek ve "yamyam siyasetçilerin
saldınsından" nasıl kurtulacak?
Demokrasilerde "mucize çözüm" yoktur.
Çözüm, vatandaş girişkenliğinde, yani seç-
mendedir.
Türkiye'de vatandaşlar, "bilinçliseçmen" kim-
liğiyle belli örgütlenmelere gitmekteler.
Size şimdi "Seçmen 2000 Hareketi" adlı giri-
şimin telefon numarasını ve faksını veriyorum.
Siz de "Yamyamlara Oy Yok" diyorsanız, he-
men bu numaralara başvurun.
Tel.: 0232 - 369 45 70. Faks: 0232 369 3914.
Devleti, çetelerden, tarikatlardan, yağmacılar-
dan kurtarmak istiyorsanız, ya kendi örgütünü-
zü kurun, ya da mevcutlardan birine katılın.
Unutmayın, "Yamyamlara Oy Yok".
web sayfası: http^/remzi.com.tr/yazar.html
Yükseköğretim kurumlannın sorunlan iki temel başlıkta toplandı
Ekonomik sıkınb ve altyapı yetersizlîği
3 Kasım 1998 SALI Günü ALANLARDAYIZ
Çetelere, Özelleştirmelere, Rantiyecilere, Yağmacılara Geçit Vermeyeceğiz.
ANKARA (AA)-Türkiye geneli-
ne yayılan 72 üniversitede yeni öğ-
retim yılına başlandığı bu dönem-
de. üniversite rektörleri ve diğer yö-
neticiler arasında yapılan araştırma.
yükseköğrenim kurumlannın temel
iki somnunun "mali" ve "altyapı
yetersizHği'' olduğunu ortaya koy-
du.
Rektörlerin büyük bölümü, yük-
seköğretim kurumlanyla ilgili yasal
düzenlemelerde "reform yapılması
gerektiğı", bunun "mah" ve idari
özerkliği kapsaması" görüşünde
birleşti.
Yapılan araştırmada, 42 üniversi-
tenin rektör ya da yöneticilerinden
görüş alındı. Diğer yükseköğrenim
kurumlan yöneticilerinden bir bö-
lümü görüş açıklamazken, bir bölü-
müne de ulaşılamadı.
Yöneltilen sorular, bazı üniversi-
telerde rektörlerce, bazılannda baş-
ka yöneticüertarafındanyamtlandı:
bir bölümünde ise istenen bilgiler
ad belirtilmeden gönderildi.
Sorulara yanıt verilen 42 yüksek
öğretim kurumundan 30'u, "temel
sorunun mali ve altyapı yetersizüğC
olduğu konusunda birleştiler.
iki üniversite sorunlara ilişkin
görüş bildirmezken, 9'u temel soru-
nun "maü" olduğun dile getirdi. Bi-
ri ise herhangi bir sorun bulunma-
dığını bildirdi.
Üniversite yönetimIerinden 24'ü
"yükseköğretim kurumlan konu-
sunda reform gerektigi" görüşünde
birleştiler.
Bu çerçevede yapılması istenen
düzenlemelerin içeriği "özerkük",
"mali sorunlann giderilmesi", "üni-
versitelerin tam anlanııyla araştır-
ma ve bilim kurumu haline getiril-
mesi", "üniversite-sana>i işbirliği-
nin teşvik edilmesi", "Eğitimde ka-
litenin arttinlması'' ve "her üniver-
siteye yiizde 24 parah kontenjan ve-
rümesi'' olarak dile getirildi.
Sorulara yanıt verilen 42 üniver-
siteden I8'inden ise herhangi bir
çözüm önerisi bildirilmedi.
Araştırmaya katılan üniversite-
lerden 34'ü. "'yükseköğretinı ku-
rumlanna mali ve idari özerklik ve-
rilmesi'' konusunda görüş biriiği
içinde oldular.
Mali özerklik, "üniversitelere
tahsis edilen btttçenin bir çırpıda
serbest bıraküması ve kullanımında
yönetimin tam yetkili kılmması"
şeklinde dile getirildi. Idan özerk-
iik ise "birçok konudaki karann
üniversite yönetimlerine bırakılma-
sı, ancak merkezi bir koordinasyon
biriminin bulunması~ olarak tanım-
landı.
Özerklik konusundaki soruya 3
üniversite yönetimince yanıt veril-
medi, 4'ü sadece "mali özerklik"
gerektiğini dile getirdi.
Bir yükseköğretim kurumundan
"şu anld statünün yeterli olduğu"
bildirildi. Yüksek Öğretim Kurumu
yöneticilerinin büyük bölümü "ahv
yapısı haorlanmak koşuluyla yeni
üniversite açümasının gerekli oldu-
ğu" biri ise "yeni üniversite açüma-
suun gelişmeıün göstergesi olduğu-
nu" dile getirdi.
Görüşü alınan 42 üniversiteden
32'si "yeni üniversiteler açılmah"
derken, 10'u bu soruya yanıt ver-
medi.
SUSURLUK KAZASIYLA ORTAYA ÇIKAN ÇETELERE KARŞI
Özgiirlük, Adalct, Barış w* Doıııokrasi İçin
Birlikteyiz.
Saat 11.00'de ANKARA TANDOĞAN Meydanı'nda Buluşuyoruz.
ÎSTANBUL VE ÎZMÎR'DE KÎTLESEL BASIN AÇIKLAMALARI YAPIYORUZ.
DİSK, KESK, TEB, TMMOB, TÜRMOB, TTB, MÜLKİYELİLER BİRLİĞI,
ÇGD, ÇHD, İHD, PSAKD, HALKEVLERi,
BP, DBP, HADEP, ÖDP SİP, TSİP