15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 KASIM 1998 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI /[email protected] 11 Volksvvagen Polonyada üretecek • BERLİN(AA)- Volkswagen, Polonya'da otomobil fabrikası açmayı planlıyor. Alman The Welt am Sonntag gazetesınin habenne göre, Volksvvagen fııması. Polonya'da açacağı fabrikaya 220 milyon dolarlık bir yatınm yaparak. ilk aşamada Polo ve Skoda Octavia sınıfinda otomobil üretimi gerçekleştirecek. Yeni iiretim fabrikasını. halen bir montaj fabnkasının bulundugu Poznan kentinde kuracağı belirtilen Volksvvagen'in, Polonya'da imal edeceği otomobilleri, Doğu Avrupa otomobil piyasasında pazarlamayı planladığı kaydedildi. Stok beyanı için son fırsat • ANKARA(AA)- tşletmeler için ikınci bir mali milat niteliğindeki stok beyamnda süre bugün sona eriyor. Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin, işletmelerinde bulundugu halde kayıtlannda gözükmeyen emtia. makine veteçhizat ile demirbaşlannı yasal kayıtlanna intikal ettirerek. kayıtlannı fiili duruma uygun hale getirmeleri gerekiyor. Düzenleme, bütün Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerini kapsıyor. Rekabette değişim • KOCAELİ(AA)- Sanayi ve ticarerteki rekabet unsurlannın 20. yüzyılın ikinci yansinda ekonomik ve teknolojik gelişmeye paralel olarak yaklaşık 10 yıllık dönemlerle değişiklik gösterdiği bildirildi. TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkanı Ömer Kaymakçalan, 20. yüzyılın ikmci yarisınnTerı belirgin özelliğinin, giderek çevresi genişleyen bir globalleşme hareketi ve bunun getirdiği ezici rekabet olduğunu söyledi. Ford-Mepcedes birleşmesi • BERLtN(AA)- Amerikan Ford firması ile Alman DaimJer-Benz firması arasındaki birleşme görüşmelerinin, anlaşma saglanamadan dağıldığı ilen sürüldü. Alman Der Spiegel dergisinin haberine göre, dûnyanın iki büyük otomotiv firması arasındaki birleşme görüşmeleri. Ford firmasınm, oluşturulacak yeni şirkette daha çok hisse sahibi olma ısrannı sûrdürmesi nedeniyle dağıldı. Ford ailesinin yeni şirket üzerinde Amerikan tarafinm kontrol hakkını elinde tutması konusundaki ısranndan vazgeçmemesi, bu iki şirketin birleşmesini engellerken, Daimler-Benz ile yine Amerikan Chiysler firması arasındaki birleşmenin çok yakm olduğu belirtildi. Hazine, 4 Kasım'a mevzi kanyor • ANKARA (ANKA) - Bu ayın en yüksek miktarlı ıç borç geri ödemesini çarşamba günü yapacak olan Hazine, yann yapacağı altı ay vadeli bono ihalesiyle, bu ödemenin finansmamnı sağiamaya çalışacak. Hazine, 3 Kasım'da yapacağı altı ay vadeli bono ihalesinde 370 trilyon lira ile 470 lira arasında borçlanmaya çalışacak. İhale, Hazine'nin 6 Ekim'de ihraç ettiği 7 ay vadeli bononun "azalan vadede aynı tanımlı olarak tekrar ihracı" şeklinde gerçekleştirilecek. Vadesi 5Mayıs 1999'dadolacak olan bu bonolar. geçen hafta ikinci el piyasada yüzde 134.09 yılhk bileşik faizle işlem göımüştü. YazarımızERGİNYIL- DIZOĞLU yılhk izninin bir bölümünü kullandı- ğından bu haftaki yazısı- nı yayımlayamıyoruz. Enflasyon, kıdem tazminatını 90'h yıllar boyunca büyük bir erimeye uğrattı Işçinin güvencesi eriyorANKARA (ANKA) - Işsizlik sigortası- nın uygulanmadığı ülkemizde, işten atı- lan ya da emekli olan işçilerin işsiz kal- dığı günlerde güvence olarak ödenen kı- dem tazminatının, 199O'lı yıllar boyunca büyük bir erimeye uğradığı belirlendi. 1 Ocak 1997 tarihi itibanyla, belirlenen yeni kıdem tazminatı tavanı da gerileme- yi durduramazken 1989'dan 1998'ekadar gerçekleşen erime ora- nı. 1989 yılı baz aldt- |ında yüzde 28.5 ola- rak bulundu. Türkiye Maden-lş Sendıkası. işverenlerin her dönem şikâyetçi olduğu. 12 Eylül yöne- timi süresince tavan sı- nın getirilen ve 12 Ey- lül'den sonra hükümet- lerin belirlediği tavan üzerinden gerçekleşti- rilen kıdem tazmina- tındaki erimeyi araştır- dı. 1989 ile 1998 yıllan arasın- daki kıdem tazminatı tavanlan- nın reel değişimi incelenen araş- tırma sonucunda, kıdem tazmi- natının 199O'lı yıllarda reel ola- rak eridiği belirlendi. Araştırma sonuçlanna göre 1995'te 1989'a oranla erime yüzde 35'i aştı. 1995'te emekli olan ya da işten çı- kanlan bir işçinin kaybı bugün- kü rakamlarla 800 milyon lirayı aştı. 1996 yılı için saptanan kı- dem tazminatı tavanı yıllık orta- lama, 44 milyon 244 bin lira ol- du. Hesaplamaya göre bu raka- mın 1989 yılı düzeyinde olabilmesi için 59 milyon 577 bin lira olması gerekiyor- Dengeli beslenme 100 milyona Ekononıi Senisi - Dört kişilik bir ai- lenin dengeli beslenebümesi için ayhk gıda harcamasına 100 milyon lira ayır- ması gerekiyor. Burakam çocuklarda 14 milyon 310 bin ile 20 milyon 520 bin li- ra arasında değişiyor, gençlerde ise 28 milyon 635 bin lirayı buluyor. Enerji ve besin öğelerini karşılayan diyet tablosuna dayanarak, piyasa fîyat- lan üzerinden yapılan hesaplamalara gö- re, bir kişinin günlük tüketmesi gereken besinlerin maliyeti 477 bin ile 954 bin 500 lira arasında değişiyor. Dengeli beslenmede günlük maliyet, çocuklarda 477 bin ile 684 bin 500 lira, gençlerde 726 bin 500 ile 954 bin 500 li- ra, yetişkinlerde 776 bin 500 ile 944 bin 500 lira, yaşhlarda ise 765 bin ile 820 bin 500 lira arasında değişiklik gösteriyor. Uzmanlar, birbiri yerine kullanılabile- cek, besleyici değeri yüksek, ama fıyatı dahaucuz, orta direğe hitap edebilen çe- şitü besin gnıplanmn bulunduğuna dik- kat çekiyorlar. Uzmanlara göre, pekmez baldan, mevsimlik sebze turfandadan da- ha besleyici. Yapraklı marul göbeklisin- den, bulgur pirinçten daha değerli. du. 1997'de ise ilk kez açıklanan kıdem tazminatı tavan ortalaması, 90 milyon 976 bin lira oldu. Bu miktann 1989 yılını yakalayabil- mesi için ise 105 milyon 153 bin lira ol- ması gerekiyordu. 1997 yılının temmuz ayında emekli olan ya da işten atılan 25 yıllık işçinin kaybı da 400 milyon lira ola- rak saptandı. 1998 yılı ilk 6 ayı için belirlenen kesin olmayan kıdem tazmi- natı tavanı baz alınarak yapılan hesaplama ise şöyie: Kıdem tazmina- tına esas olan ücret ge- liri tavana ulaşan 25 yıllık bir işçi emekli ol- duğunda ya da işten atıldığında 4 milyar 740 milyon lira tazmi- nat alacak. İşçinin kay- bının ise 1 milyar lirayı aştığı tespit edildi. Türkiye'de yazılım teknolojilerinin gelişmesine olanak verecek beyin gücü yetiştirilmiyor Yazıfanı sektöründe geri kaldıkNtLÜFERŞENSÖZ Sermayesi sadece beyin gücüne dayanan yazılım üretiminde Tür- kiye geri kalıyor. Dünyada yazı- lım sektörü büyük rağbet görür- ken Türkiye'de yazılım teknoloji- lerinin gelişmesine olanak tanıya- cak kadar beyin gücü yetiştirilme- diği vurgulanıyor. Türkiye'nin en büyük yazılım şirketı Logo Yazılım Genel Müdü- rü Tuğrul Tekbulut, bilgiyi yöne- timde daha verimli kullanmak için yazılım sektörünün geliştirilmesi gerektiğini belirtti. 2025-2050 yıl- lannda ileri Batı ülkelerinde sa- nayiyle uğraşanlann yüzde 2-3 oranında olacağının tahmin edil- diğini söyîeyen Tekbulut, "Geri kalan yüzde97'nin bilgi üretimi ve hizmet sektörlerinde çalışacağı dü- şünülüyor. Şimdi böyle bir gidişin olduğu yerde Türkiye'nin bu alan- lara girmesi laznn" diyor. 'Katma değeri yüksek' Tekbulut, katma değeri yüksek olan yazılım sektörünü şöyle an- latıyor: "Çok büyük bir sanayi te- sisi kurmanız gerekmiyor. Sabit sermayesi sıfır. Bir bilgisayar, bir masa ve birkaç bin dolara işletme başlatılabilir. Ancak yüriitmek için de işletme sermayesi gereki- yor. Çünkü yazıhmda insan faktö- rü çok önemli." Türkiye'nin kârmarjlannın ina- nılmaz derecede azaldığı alanlar- da ısrar etmesinin anlamlı olma- dığını belirten Tekbulut, "Biz ge- çen sene 300 bin dolar yazıhm ih- raç ettik. Bu sene ise 1 milyon do- lan hedeflivonız. 300 bin dolar va- • Logo Yazılım Genel Müdürü Tuğrul Tekbulut, kâr marjlannın azaldığı alanlarda ısrar etmenin anlamlı olmadığını belirtirken Microsoft Türkiye Müdürü Süreyya Ciliv, Türkiye'nin bilgi çağı üretimine geçmesi gerektiğini vurguladı. ahm ihraç etmek belki de 30 mil- yon dolar tekstil üriinü ihraç et- mek kadar bir şey. Çünkü katma değeri yüksek" şeklinde açıklıyor. Türkiye'de yazılım sektörünün gelişmesine olanak verecek kadar beyin gücünün yetiştirilemediğini vurgulayan Tekbulut. "Yazüım sektörünün kullanacağı her tür- den eleman yetiştirelim Türki- ye'nin gelir dağüunı sorunu bile çözülür" görüşünü dıle getınyor. Tekbulut, sözlerini şöyle sürdürü- yor: "Türkiye'deyıkla 500 bilgisa\ar mühendisi mezun ediliyor. 30 üni- versitedeki bilgisayar mühendisli- ği fakültelerindeki profesör sayısı da 52. Hindistan'da yılda 29 bin bilgisayar mühendisi mezun olu- yor. 3.5 miljon nüfusu olan İıian- da'daise yılda 1000 kişi mezun edi- liyor" Tekbulut, Türkiye'de toplam bilgisayar yazılım sektörünün ci- rosunun 150-200 milyon dolar ci- varında olduğunu ve önemli bir kısmının da yurtdışından ithal edi- len yazılımlardan oluştuğunu belirtiyor. ikinci Sicil uygulaması ile Türk çalışma yasalan hiçe sayılacak Gemilere 'MAI gibi' uygulama • "ikinci Sicil Yasası" adıyla bilinen Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanun Tasansı gemilerin diğer bir ülkenin bayrağını kabul edip o ülkenin yasalanna göre çalışmasını öngörüyor. İstanbul Haber Senisi - Gemilerde uygulanma- sı planlanan ve halen TB- MM'de bulunan "ikinci Sicil Yasa Tasansı" tartış- ma yarattı. Yasanın yü- rürlüğe girmesiyle birlik- te Türk çalışma yasalan- na uyulmayacağı ve ya- bancı ucuz emek çalıştı- nlacağı öne sürüldü. "İkinci Sicil Yasası" adıyla bilinen ve gemile- rin diğer bir ülkenin bay- rağını kabul edip o ülke- nin yasalanna göre çalış- masını öngören Türk Uluslararası Gemi Sicil Kanun Tasansı'mn hü- kümetçe desteklenmesi sendikacılarla armatörler arasında tartışma yarattı. Deniz Ticaret Odası Ge- nel Sekreteri Rıza Nur Öncü, ikinci sicilin uygu- lamaya konmasının gemi işçileri için olumsuzluk Tasannın hükümetçe desteklenmesi sendikacılarla armatörler arasında tartışma yaratn. yaratmayacağını belırte- rek " Birim sendikacdan- mız samyor Id yasayla bir- likte bütün Türkişçileriş- ten atdacak. Böyle bir şey yok. Yalnızca, armatörle- rin çahştırmak zorunda olduğu Türk işçi oranı azalacak" dedi. 'Norveç'te de var' İkinci Sicil Yasası'nm Norveç'te de kabul edil- diğini belirten Rıza Nur Öncü, "Norveç bizden çok daha sosyal bir devle- te sahiptir, ama orada, ar- matörlerle sendikacüar elbirtiğiyle bu yasaya 'evet' demiş. Çünkü ülke menfaatının artacağını görmüşler" diye konuş- tu. Öncü, yasa ile armatör- lerin artık vergi ödeme- yip. geminin tonilatosu- na göre yıllık bir harç ödeyeceklerini kaydede- rek şöyle devam etti: "Bugüne kadar bazı ar- matörler kâr etmiyormuş gibi gösterip vergiden ka- çabilivoriardı. Artıkyılhk ödenecek bu tonaj harvın- dan kaçış yok, bundan devlet kazançh çıkacak. Armatörlerin tek kân ise vergi için defter-kitapla. tefcrruatla uğraşmaya- cak olmalan." Türk-lş'e bağlı Türki- ye Denizciler Sendikası Genel Başkanı Turhan Uzun ise hükümetin tkin- ci Sicil Yasa Tasansı'nı hazırlarken Deniz Ticaret Odası dışında hıçbir ku- rumun görüşünü alma- masını eleştirerek şöyle konuştu: " İkinci siciL, armatörle- rin daha fazla para ka- zanma hırsından ka>nak- lanan. gemilerine verdik- leri sahte bir milliyettir. Bu yasa ile armatörler, daha ucuzemektstihdam etmeyi, milli sendikalar- dan. toplu iş sözleşmele- rinden kaçmavı ve Ulus- lararası Ulaştırma İşçile- ri Federasyonu'nun dene- timinden kurtuünayı amaçhvorlar." Norveç örneğinin yer- siz olduğunu savunan Uzun, "Norveç'te gemi adamı sıkıntısı çeldldiği için bu yasa kabul edU- miştir. Ancak bizde böyle bir sonın yok" dedi. Tür- kiye'de bulunan gemi iş- çilerinin yansından faz- lasının işsiz olduğunu kaydeden Turhan Uzun, armatörlerin yabancı işçi çalıştırmak istemelerinin ve hükümetin buna yeşil ışık yakmasının düşün- dürücü olduğunu söyle- di. ikinci sicile kayıtlı ge- milerin işletilmesinden elde edilen kazançlann Gelir ve Kurumlar Vergi- si ile fonlardan muaf tu- tulacağını ifade eden Uzun. "Devlet önemli öl- çüde gelir kaybına uğra- vacakör. Üstelik jillık to- naj harcı ödenmesi. kara para aklama imkânı da sunacak"dedi. Turhan Uzun, İkinci Sicil Yasası'nın hayata geçirilmesinin özrü bu- lunmayacak bir ayıp ol- duğunu söyledi GAP bölgesindeki barajlardan 15.5 milyar kwh enerji elde edildi Elektriğin yüzde 19'u GAP'tan sağlandı ANKARA(AA)-GAP bölgesinde bu- lunan Karakaya ve Atatürk barajların- dan, 1991 yılından 1998 Ekım ayı orta- sına kadar toplam 141.08 milyar kvvh (ki- lovatsaat) enerji elde edildi. 1998'in ilk 6 ayında Türkiye genelinde 53 bin 706 g- wh (milyon kilovatsaat) enerji üretimi gerçekleştirilirken bu enerjinin yüzde 18.5'ı GAP bölgesinden sağlandı. GAP Bölge Kalkınma tdaresi yetkili- lenndenalınanbilgiyegörebuyılın 1 O- cak-15 Ekim tarihleri arasında GAP böl- gesindeki barajlardan 15.5 milyar kvvh enerji elde edildi. Bu dönemde üretilen enerjinin 7.07 milyar kvvh'si Karakaya Barajı'ndan, 8.48 milyar kvvh'si ise Ata- türk Barajı'ndan gerçekleştirildi. 1998 yılının ilk 6 ayında Türkiye ge- nelinde, 32 bin 571 gvvh'si termik sant- rallardan, 21 bin 135 gvvh'si ise hidrolik santrallardan olmak üzere toplam 53 bin 706 gvvh enerji üretildi. Aynı dönemde Atatürk ve Karakaya barajlanndan elde edilen enerji 9 bin 959 gvvh'si bulurken toplam üretilen enerjinin yüzde 18.5' i de GAP bölgesinden sağlanmış oldu. 1 Enerji üretimi (1996-1998 ilk altı ay] I995 19%'6 19% 1997/6 1997 1998/6 Türkiye üretimi Termik (GVVTİ) 52548 23520 54448 29224 63299 32571 Hidrolik (GWH) 31973 21805 40423 20456 39764 21135 Toplamı (GWH) 84521 45325 94871 49680 103063 53706 GAP/Türkiye GAP Toplam Hid.(GWH) 16114 10211 19314 İ0362 19385 9959 (%) 50 47 48 51 48.7 47.1 | (%) 19 22.5 20 21 18.8 18.5 Ciliv 'Dijital sinir sistemi' Yazılım devi Micro- soft Türkiye Genel Müdürü SüreyyaCffiv, Türkiye'nin bügi çağı ürünlerini üretmekte etkin hale gelmesi ge- rektiğini belirterek, "BiIgiçağıürünleriiçİD sermaye gerekmiyor. Sadece kafa yeteriL Geaç nüfusuolan Tür- kiye buna odaklanma- h" diyor. Ciliv; "İnsamn bey- nini,vücudunu idaree- den sinir sistemi gibi her şirket de dijital sj- nir sistemini oluşnır- mah. Ancak bunu ku- ran firmalar \-arolab»- lecek" açıklamasını yapıyor. Yazılım sektö- rünün dünyadaki top- lam parasal hacminin 350^400 milyar dolar olduguna dikkat çeken Ciliv, "Türkiye'de ise vazıhm pazannuı hac- mi düşuk. ÜretOen ya- zılımlann birçoğu da korsan" diye konuşu- yor. Küresel krizin çö- zümünün bilişim sek- töründe yatüğını belir- ten Ciliv şu açıklama- dabulunuyor: "Krnfer sırasmda şirketter ayakta kahnak kan da- ha iyirekabetetmenin yoflanıu anyor. Böyle- ce değiştirilmesi gere- ken şevlerin okhığunu farkedip bilgiyiverün- ii kullanmanın gerekti- ğini anlıyorlarf İstinye'den En Taze Haberler Borsacı'da B HftHKJK B0KOM DCflGtSI orsacı ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bilgi Cumhuriyeti Yaratmak Ekonomik ve toplumsal gelişmenin yalnız be- tonlaşma olmadığı giderek daha çok açıklık kaza- nıyor. Gelişmenin uzun dönemli ve başanlı olma- sının ana etkenleri ya da belirteyicileri arasına, bil- ginin somut birbiçimde katılması yakın yılların bir olgusudur. Fiziksel öğeleri belirleyici olan sanayi devriminin yerini bilgi devrimine bırakmakta oldu- ğu genellikle benimseniyor. Günümüzde, ekono- mik ve toplumsal gelişme sorununa bilgi açısın- dan bakılması, doğru vegerçekçi biryaklaşımsa- yılmaktadır. Bu eğilim, uluslann olduğu kadar ulus- lararası kuruluşların da konuyu tüm boyutlarıyta ir- delemelerini gerekli kılıyor. Geçen hafta bu genel gidişin iki somut örneği verildi. Önce, Avrupa Topluluğu Türkrye Temsilci- liği, herikitarafıngazeteyazariannınkatıhmıylaAn- talya'da yıllık toplantılannın sekizincisini düzenle- di. Toplantıda, siyasal ve ekonomik konulardaki karşılıklı bilgilenme yanında basın-yayın kuruluş- larının topluma doğru bilgi vermelerinin önemi de vurgulandı; bunun koşulları tartışıldı. Bir çıkann esiri olmadan gerçeği yansıtmanın güçlükleri ser- gilendi. Türkiye gazeteleri içinde Cumhuriyefm büyük sermaye kesimlerince alınıp satılamayan kimliği ve çalışanlan sendikalı tekgazete olması- nın sağladığı nitelik farkı ile günlük satışının göre- li azlığı üzerinde duruldu. • • • İkinci gelişme, DünyaBankası'nın 1998/99Dün- ya Gelişme Raponı'nun ODTÜ'de Türkiye kamu- oyuna tanıtılmasıydı. Raporu ilginç kılan, alt baş- lığının Gelişme İçin Bilgi olması ve içeriğinin he- men tümüyle bu konuya aynlmasıydı. Geçen yıl, tüm ulusal kalkınmacılığın iflas ettiği egemen görüşüne karşın Dünya Bankası, devle- tin ekonomik gelişmeye kurumsal yapılanma, te- mel eğitim, sağlık, fiziksel altyapı ve doğal çevre- nin korunması başta olmak üzere pek çok konu- da olumlu katkı yapabileceğini vurgulamıştı. Bu yı- lın raporu gelişme sorununa bilgi temelinden na- sıl bakılması gerektiğini çözümlüyor. Bilgiyi, salt teknolojiye ilişkin olan ya da neyin nasıl yapılacağının bilinmesi ve bunun dışında ka- lan niteliksel bilgi biçiminde ayıran rapor, yoksul ülkeler ile gelişmişler arasında asıl bu konularda açıklar bulunduğunu saptıyor. Gelişme sorunu bu durumda, bilgi açıklannın azaltılması ve bilgilen- me güçlüklerinin giderilmesi eksenine indirgeni- yor. Bilgiye dayalı ekonomik ve toplumsal geliş- me, bilginin elde edilmesi, özümsenmesi ve /7e- tilmesi adımlarının etkin bir biçimde atılmasını ge- rektirir. Dünya Bankası Raporu, sooınun çözü- münde piyasa mekanizmasının başansız kalaca- ğını ve kamu girişimi için güçiü bir eğilim bulun- duğunu teslim ediyor (s. 144). Hükümetlerin, da- ha doğrusu devletin, neleryapması gerektiğinin ir- delendiği bölümün birinci alt başlığı yeterli bilgiyi veriyor: Bilgi açıklannı daraltmak için bir ulusal strateji oluşturulması. • • • Dünya Bankası Raporu, aslında, Türkiye Cum- huriyeti'nin kuruluşyıllarının, daha doğrusu ilkyir- mi yılının gelişme anlayışının bir yönünü, çok önemli bir yönünü yansıtıyor. Cumhuriyet, ekono- mik ve toplumsal gelişmeyi, bütüncül biryenileş- me olarak algılıyor; eğitimi, kültürü, yasal ve ku- rumsal köklü degişimi gelişmenin temeli alıyordu. Ancak cumhuriyet gelişmeciliği, Dünya Banka- sı Raporu'nda yer almayan ek bir özelliği de içe- rir. Cumhuriyet gelişmeciliğinde yehi üretim ola- naklannın geliştirilmesi ve buradan yerli üretimin arttınlması işin özüdür. Işgücünün yetenek ve ya- ratıcılığının güçlendirilmesi, sermayenin yerli üre- time yönelmesi ve bu amaca yönelik kurumlaşma- lann sağlanması, kısaca üretimde güçlenmek bü- yük önem taşır. Bu amaca ulaşılması için serma- ye yatırımlannın, eğitimin ve öbür niteliksel geliş- melerin bilim ve tekniğin yol göstericiliğinde ulu- sal bir politikaya bağlanması bilgi cumhuriyetine ulaşmanın yoludur. Cumhuriyet gelişmeciliği, tümüylege/ece^eyö- neliştir. Bu yönelişte, Islamiyet öncesi tarih, kültür ve dil ulusal gelişmenin temel öğeleridir. Gelişme- nin nesnel başanlannın yetersiz kalmaması için bu öğelere gereken önemin verilmesi, bu yolla bilgi- ye giden yolun altyapısının ya da yuvasının oluş- turulması, bilgi tohumlannın atılması ve bunun yer- li üretimin sayısal ve niteliksel gelişimiyle bütün- lük içinde sağlanması -özellikle de bu sürecin bun- dan 75 yıl önce görülmesi- bu ülkenin insanlannın bilgi toplumuna geçişinin ana itici gücü oluyor. B HAFTMJK EKONOMI DERGİSİ orsacı CUMHURİYE11N 75. YILINDA TÜRKİYE EKONOMİŞİIMİIM DÖNÜM NOKTALARI YABANCI YAHRIM FONLARI TÜRKİYE'DE SATILABİLECEK DOKUZ AYUKLARA DEVAM İMF'DBU GEÇER NOT TAT KONSERVE SARKUYSAN AKTAŞ ELEKTRIK, GÛNEY BIRACILIK KARDEMIR GIMA IHIAS FINANS ESBANK IZDEMIR EGE SERAMIK RAKS ELEKTRONIK, SUMER YATIRIM, YKB MENKUL DEĞERLER. ABANA ELEKTROMEKANIK "BORSADAKİ REHBERİNİZ"
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle