18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29EKİM1998 PERŞEMBE *•••* HABERLERIN DEVAMI TÜRKIYE fstanbul Edime Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denızli PB PB PB PB PB PB PB PB 18 18 14 19 20 20 21 22 Sinop PB 16 Adana Samsun Y 20 Mersin Y 23 Y 21 Trabzon Y 20 Diyarbakır Y 24 Giresun Y 19 Şanlıurfa Y 24 PB 25Ankara PB 17 Mardin Eskişerıir PB 20 Siirt Konya PB 26 PB 16 Hakkâri PB 20 Sıvas Y 16 Van PB 19 Zonguldak PB 16 Antatya PB 23 Kars PB 17 DIS MERKEZLER Doğu Akdeniz, iç Anadolu'nun do- ğusu.OrtaveDoğu KaradenizileDoğu Helsinki Y 8 Budapeşte Y 16 Askabat ve Guneydoğu st o ck hoim Y ~8 Madrid Anadolu nun batısı Y 6 Berlin Y 11 Moskova A 16 PB 21 Astana , _ . ,. -~..-.~ Y 13 Vlyana sağanakyağışlı dı- Amsterdam ÇB 10 BİŞrİd" ğeryerlerparçal.az grüküT * S bulutlu geçecek. p^— Havasıcaklığıbıraz g ^ p ^ — artacak. ÇB 5 Y 13 Taşkent Y 10 Y 22 Bakû PB 15 Y 11 Sofya Y 13 Roma PB 18 Bişkek Y 12 Atina ÇB 23 Tiflis PB 21 PB 20 Kahire PB 27 Münih Y 12 Zürih Y 15 Şam Y 20 0Açık P a " & [ b o l u t l t J i Ststı k Çok bulutlu p Yağmuriu Kartt G6k guratûkı G U N C E L c i \EYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada yet'te sürrnanşette "Müthiş Yüzleşme" başlığıyla yer aldı. Özkök, "Başbakan Yılmaz'/n salı akşamı Konut'ta 20 gazeteci önünde 5 bakan ile 5 bürok- ratı yüzleştireceğini" yazıyor ve "Cumhuriyet tari- hinde ilk kez" böyle bir basın toplantısında Türk- bank'ın el değiştirmesınin irdeleneceğini bildiriyordu. Ama, Başbakan gazetecilere telefon ederek ye- mekli bas/n toplantısına çağınrken "yüzleştirme'den söz etmemişti. Doğruyu eğriyi araştırma zahmetine çoğu zaman katlanmayan böyyük yazılı ve görsel basın, kamu- oyunu "Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş yüz- leştirme" gürültüleriyle tam beş gün ayağa kaldırdı. Beş gün sonra, 27 Ekim Salı günü yemekli basın toplantısında konuşmaya başlarken Başbakan'ın ilk cümlesi şu oldu: "Bu toplantı üzerinde çok spekü- lasyon çıktı. Sorgulama denildi. Ama sorgulanacak olan kişi benim". Ne yüzleştirme, ne de sorgulama! Olağan bir ba- sın toplantısı yapılacaktı. O sırada Başbakan'ın tam karşısında oturan öz- kök acaba ne düşünüyordu? Açıklamayı toplantı gecesine, üstelik kapalı kapı- lar arkasına bıraktığf için Yılmaz da hatalıydı. Yüzleştirmeyi irdeleyen manşetin çıktığı gün; saç- ma sapan, insan onurunu ayakJar altına alacak bir basın toplantısı düzenlemediğini açıklamalıydı. Açıklasaydı, bu konudaki haklı eleştirilere hedef ol- mazdı. Ana konuya gelince: Başbakan Yılmaz Türk- bank'ın Korkmaz Yiğit'e satılmasında ve önceki ge- lişmelerde hata payını asgari düzeye indirgeyen açık- lamalar yapıyor. Fakat, gazeteci arkadaşlanmızın aktardığı açıkla- malan dinleyenler aynı sonucu çıkarmakta -doğru- su- zorluk çekiyor. Sorumluluk ~~ Zira; nedenlerı bizzat Başbakan veriyor: Açıkla- malara göre Başbakan, mayıs ayı başlarında Kork- maz Yiğit'in Türkbank'ı "mutlaka almaya" istekli ol- duğunu duyuyor. Mayıs sonlannda Korkmaz Yiğit'le AJaattin Çakı- a arasındaki ilişkinın varlığını içeren duyumlar alıyor. Haziran sonuna kadar başvurulanna karşın, Kork- maz Yiğit'le görüşmeyi ret ediyor. Fakatttt... Cindoruk'un araya girip "lyi adamdır" diye tavsi- ye etmesınden sonra ilk kez haziran sonunda Baş- bakan, Korkmaz Yiğit'le bir araya geliyor. Bu görüşmeden sonra Türkbank'a "çok" istekli Yığit ve alımla ilgili gelişmelerin araştınlması talima- tnı veriyor. Bankanın Yiğit'e satışı 4 Ağustos 1998'de gerçek- leşiyor. Satıştan bir gün önce, 3 Ağustos'ta Başbakan, "yetkilimakamiardan Türkbank ihalesinde mafyanın etkisini gösteren ve ihale sürecine mafyanın müda- halesinden söz eden bir bilgi notu" alıyor. Başbakan yetkili ve ilgili makamlara "araştırma" emri verdiğine göre en azından Türkbank ihalesine "mafyanın kanştığı duygusuna" kapıhyor. Hatta "iha- leye mafya gölgesi düştüğü kanaatine" vanyor. ÜsteJik 3 Ağustos'ta bu kanıyı güçlendirecek yet- kili kaynaklann yazdığı bilgi notu da elinde bulunu- yor. Çeşitli nedenlerle ihaleyi iptal ettirmiyor diyelim. Acaba, evet acaba; buyurduğu araştırmalar sona erinceye kadar Türkbank ihalesini niçin er-te-le-mi- yor? Dahası var Başbakan, Yiğit'le eyfül ayı başında ikinci kez görüşüyor. Yığit'ten medyaya el attığını, Milliyet'i de satın alacağını öğrenince Aydın 60- ğan'la -ilginç yanrt aldığı- bir telefon görüşmesi ya- pıyor. "Gazeteyi, Yiğit'e satma" diyor. Sonra ekim ayında kaset olayı patlıyor, bilinen olay- lar gelişiyor. Mesleksel bir saptamayla başladık, öyle bftirelim: Toplantı 5.5 saat sürüyor, sabaha karşı 01,45'te so- na eriyor. O sırada Ertuğrul Özkök mikrofonu alıyor, Yılmaz'a teşekkürden sonra vakit çok geç olduğu için meslektaşlanna "bu ilginç haberi 29 Ekim günü yayınlamayı" öneriyor. Bu öneriyi toplantıda bulunan gazeteciler onaylı- yorlar. 28 Ekim günü sabahı 17 gazeteci, 17 gazete dı- şında başta Özkök'ün Hürriyet'i, Milliyet ve Sabah gazetelerinin, basın toplantısını "önerilenden bir gün önce" yayımladığına tanık oluyorlar. Tabii şaşırarak! Büyük olaylar, büyük gelişmeler... Ya medyamız; nasıl, iyi mi? 'Cumhuriyet Erdemdir' • Baştarafı 2. Sayfada nılır, çok yüzlü bölücülerin oyunlanna gelmırse cumhun- yet bır düş olur. Cumhunyetı geçerlı ve çagdaş cumhunyet kılinadıkça demokrasiyi ger- çek anlamıyla yaşayamayız. "Devlet dinin hizmetindedir. şeriat dindir" sözlen cumhu- riyetle ters düşmenin kanıtla- ndır. Ermenistan, Kürdistan ve Boğazlardüzenini değiştir- me girişımleriyle, Sevr'i ger- çekleştinne kallaşmalan, Tûr- kiye'yi içerden yıkma, dışar- dan kuşatma izlenceleri, par- çalama amaçlıdır. 75. yılda "Niçin böyle olduk, nasıl ol- mahyız?" dıye kendimizı sor- gulayıp özeleştiriye bağlı tut- malıyız. Toplumsal doku, top- lumsal bellek, toplumsal bi- linç, cumhuriyetin doğal ve gerçek güvencesıdır. Cumhu- riyet, karanlıktan aydınlığa çıkmak, uygar, cağdaş olmak- tır. Cumhuriyet, halkçıdır. Eğiumden çokeglenceye, bil- giden çok inanca, bilımden çok dine, gerçekten çok varsa- yıma. yaraşmaktançokyaran- maya. hak etmekten çok yok etmeye, kurtannaktan çok yıkmaya, güç vermekten çok güçlükçıkarmaya, soylemek- ten çok söylenmeye, eleştir- mekten çok alıştırmaya ağırlık veren bir toplum, kendini yı- kar. Çakjcı-çıkıcı, haa-bacı, baba-dayı, koca-hoca, şeyh- deniş, dergâh-türbe, tekke- zaviyedüzenınedönüşmeoia- sılıkjan herkesı uyarmalıdır. "tnanıyorum, 0 balde va- run > 'dan "Düşünüyorum o hakJe vanm'"la yazgıcıhktan yaratıcılığa taşıyan cumhuri- yetin değerini bildiğimizi sa- vunamayız. Tersi doğru olsay- dı, yakındığımız durumlara düşmezdik. Öncesiyle karşı- laştırmak, değerini beliriemek için yeterlidir. Anayasa ve ya- salar yamalı, lider diktalı de- mokrasi yaralı. Içine kimi cumhunyet karşjtlan doluşan yasama organı durgun. Başta üniversiteler, toplum suskun. Tam bağımsız olmayan yaıgı yorgun. Memur, işçı, öğrencı, emekli kırgın. Bu tablo cum- huriyetin degil, 'cumhuriyet- çilik miıayanlar'ındır. Katlanamadığımız durum- lan düzeltmek, iyileştirmek zorundayız. Cumhuriyet er- demdir ve ulusal onurumuz- dur. Tüm engellerinden ann- dınp özlenen düzeye getır- mek, yurttaşlık borcumuzdur. Türk devrimi ve Atatürk ilke- leri doğrultusunda çalışıp özenli ve duyarlı davranarak gücümüze güç katmalı, kıvan- cını, mutluluğunu, esenliğini birlikte duymalıyız. 1923'ten sonsuza hep gönençli, hep görkemli, hep yükseklere, hep yücelerek... Kurucularuıı yü- rekten saygıyla anarak ve bağ- lı kalma andımızı yineleye- rek... Mesut Yılmaz, Macaristan'da yediği yumruğun perde arkasını merak ettiğini söyledi 'Eymür'ün verdiği isimler doğru çıkü' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan MesutYılmaz, Macaristarnn başkenti Budapeş- te'de yumruklanmasıyla ilgili gelişmeleri gaze- tecilere aynntıh olarak anlattı. Başbakan, "Meh- met Eymür MİT'te görevJiykcn bana geldi, sal- dıranların isimlerini verdi Bunlar doğru çıkû. Sonra MİT'i aravıp aynnb istedim, 'Bizde söy- ledığınız ısımler yok' yanıünıaJdun.Ooia>ınay- dınlaülmasını en çok ben isti>orunr dedi. Yılmaz'ın bu konuda verdigi bilgiler şöyle: - Olaydan dört gün sonra milletvekilimiz Yiı- suf Namoglu geldi. "Mehmet Eymür benim ar- kadaşun. Onda bilgiler var" dedi. Bir gece yan- sı ciple geldi. 2-3 saat konuştuk. Bana bir kâğıt verdi, "İşte size saldıranlar"dedı Kâğıtta, Vey- sel Özerdem ve Ismail Koçkaya'nın isimlen var- dı. Eymûr, kendisinin mafyayla savaş veren ki- şi olduğunu söyledi. - Olaydan 15 gün sonra da Bursa il başkanı- mız beni aradı. Yavuz Ataç'ta bilgi olduğunu söyledi. 2-3 saat onunla görüştük. Ama bana bil- gi vermekten çok. MlT'i çekiştirdi. - Eymür'ün verdiği isimler doğru çıktı. O ki- şileryakalandı. Siirt Milletvekilimiz Nizamettin Sevgili, "Özerdem hemşerimiz, ondan bilgi alı- nm" dedi. Kendisini Budapeşte'ye gönderdim. Konuştular. Güya, benim Çatiı ile uğraşmama bozulmuşlar. Koçkaya azmettirmiş, Özerdem de beni yumrukJamış. Özerdem, "Türkiye'yegelir- sem konuşacağnn" dedi. Geldi ama bilgi verme- di. - MlT'i çok sıkjştırdım. Olayın tümüyle ay- dınlatılmasmı istedim. Ama MlT, Eymür'deki isimler için bile, "Bizde bu konuda birşey yok" dedi. Bu olayın aydınlanlmasını hepinizden çok ben istiyorum. Şimdi son durum, Gülay Asb- türk'ün babasım vuran kişi benim yumruklan- mamla da ilgiliymiş, öyle bilgi geldi. Araştın- yorlar. - Yumruklanmamda Çakıcrrun rolü olup ol- madığı konusunda bir bilgi yok. Yeni hüküme- te girdiğimiz günlerde Bursa Milletvekilimiz Ib- rahim VazKi aradı. "Görûşmek istiyorum'' de- di. Kendisi, oğlu ve Erol Evcil ile birlikte bir sa- bah bana geldiler. Evcil'i ilk o gün gördüm. Asıl Yavuz Ataç'uı promosyonu için gelmişler. tlle Yavuz abiye iyi bir yer diyorlar. Biz de Çakıcı'yla ilişkilerini o ara tespit etmiştik. Pekin'e gönderdik. Eymür'ü de ABD'ye. Biz bilmeden Çakıcı'ya iki yönlü kötülük etmişiz. O kendi kendine benimle bazen dost olmuş, hemşerim demiş, bazen fena yapa- cağım demiş. Benim bunlardan haberim yok. Çakıcı'yla hiçbir görüşmem de yok. Ben Ev- cil'e Çakıcı'nm bağlantılan konusunda da bir şeyler söylemiştim. Sanıyorum Evcil bunlan katlayarak kendisine anlatmış. Lösemili çocuklann 75. yıl coşkusu 75. yıb kutiamalan kapsamında dü/enledigi bir etkinfikJe moraJ buldu. Vakfin konferans saJonunda ger- çekleştirflen etkinliğe Yılmaz Morgûl, Demet Şener gibi isimler de destek verdi. Vakıf Başkanı Prof. Dr. Gündüz GedikoğJu. açılış konuşmasmda bugüne kadar 800 lösemi hastasırun tedavisini gerçekleştirdikk- rini belirterek 117 hasta>a da kemik iliği nakli uygulandığını vurguladı. Çocukiann da şarküar, şiirier ve foikior gösterifcriyk kaoidığı etkinlik "herkese sağiık" temennisiyle son buldu. Korkmaz Yiğit Holding'de arama tstanbul Haber Servisi - Istanbul Mali Şube Müdürlüğü ve Organize Suçlar ve Silah Mühimmat Kaçakçı- lık Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekipler- ce dün Korkmaz Yiğit'in sahibi bu- lunduğu "Korkmaz Vlğit Holding" binasında inceleme yapıldı. Istanbul Mali Şube Müdürlüğü ekiplen bazı faturalara el koyarken Organize Suç- lar ve Silah Mühimmat Kaçakçılık Şube Müdürlüğü, holdingin 2 üst dü- zey görevlisinj gözaltına aJdı. Akatlar-Yıldınm Gökay Caddesi üzerirideki Yiğit'e ait villa tipi 5 kat- lı Korkmaz Yiğit Holding'e dün po- lis operasyon düzenledi. Basın men- suplannın holding binasına yaklaş- masına izin verilmezken Yiğit'in ope- rasyon sırasında binada bulunmadığı öğrenildi. Yapılan aramalar sonucu kimJikleri açıklanmayan biri bayan 2 üst düzey görevli Organize Suçlar ve Silah Mühimmat Kaçakçılık Şube Müdürlüğü'ne götürûldü. Istanbul Mali Şube Müdürlüğü ise elindeki ev- raklardaki rakamlarla karşılaştırmak üzere bazı faturalara el koydu. Yiğit'in avukarı Adnan VehbiKah- veci. "Korkmaz Yiğit'in gözaltına annması için emniyetten herhangi bir yaa gelmedi. Bu saatten sonra ne ola- cağı belli değU" dedi. Bu arada. Istan- bul Organize Suçlar ve Silah Mühim- mat Kaçakçılık Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından Yiğit'in Beşik- taş'ta bulunan evinde de arama yapıl- dığı öğrenildi. Yddınm ifade verdi ITO Başkanı Mehmet Yıldmm, Bayındırhk ve tskân Bakanı Yaşar Topçu'nun suç duyurusu üzerine baş- latılan soruşturma kapsamında dün Istanbul DGM Cumhuriyet Savcısı Selamettin Celep'e yaklaşık yanm sa- at ifade verdi. Yıldınm, gazetecilerin sorusu üzerine, çetelerve ihaleîerle il- gili verdiği demeçler nedeniyle Top- çu'nun kendisi hakkında Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığf na suç duyurusunda bulunduğunu, An- kara DGM Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'nın ise ifadesinin alınması için gönderdiği talimat yazısı üzerine da- vet edildiği Istanbul DGM Cumhuri- yet Savcısı'na, gerekJi bilgileri verdi- ğini söyledi. Yıldınm, bir gazeteci- nin, Türk Ticaret Bankası ihalesinde işadamlannm tehdit edildiklerini söy- lemekten kaçındıklannı sorması üze- rine, "Dürüst işadamlan konuşur. Durüst olma>anlar ise ses çıkarmaz" diye yanıtladı. Dolandıncılardan rtiraf • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- TRT'yi, "sahte istisna sözleşmeleri düzenleyerek dolandırdıklan ve bu suça iştirak ettikJeri" gerekçesiyle. aralannda program yapımcılannın da bulunduğu 37 samğın yargılanmasına dün başlandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın dünkü duruşmasına, 4'ü tutuklu 33 sanık ve avukatlan ile müdahil TRT Ankara Televizyonu Müdürü Gürkan Elçi ve avukatı katıldı. Yapımcı olan tutuklu sanık Ümit Kayaer ile GAP televiryonunda çalışan tutukJu sanık Ufuk Emin Atasoy. sahte istisna sözleşmelen düzenleyerek TRT'yi dolandırdıklannı. ıtiraf ettiler. Kanargâh Van'a kaydırıldı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Diyarbakır da bulunan Jandarma Asajiş Komutanlıği Karargâhı'nın Van'a kaydınldığı bildirildi. Genelkurmay Başkanhğı, PKK'yle mücadelenin sürdüğünü belirtirken uygulamanın "son gelişmelerle ilgisinin bulunmadığını" kaydetti. Mezar tahsisi • İstanbul Haber Servisi - 3. Kolordu Komutanlıği'nın suç duyurusu üzerine Edirnekapı ve Sakızağacı sehitlüderindeki mezar yerlerinin para karşılığı sivillere satışına tedbir konuhnası yolundaki istemi görüşen Eyüp 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, bu şehitlikJerde sivillere satılan mezarlara yeni gömü yapılması işlemini durdurdu. Danıştay Yasası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakanlık, Danıştay Yasası'nda önemli değişiklikler öngören yasa tasansını TBMM Başkanlığı'na gönderdi. Tasan aynen yasalaşırsa Danıştay üyelerinin seçiminde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yetkisi kısıtlanıyor Hüppiyet muhabipine uyarı • İstanbul Haber Servisi - Basm Konseyi Yüksek Kurulu, Hürriyet gazetesinin 3 Ağustos ' 998 tarihli sayısında yer alan "DSP'Iilere de suçlama" başlıklı yazısı nedeniyle Süleyman Sarılar'ın uyanlmasına karar verdi. Konsey, haberin bir bölümünün gerçeği yansıtmadığı gerekçesiyle uyan karannı aldı. TüPkiye'den enepji tehdftii • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışışleri Bakanı İsmail Cem, Hazar Havzası petrol ve doğalgazınm boğazlardan transferine neden olacak bir karar alınması durumunda Türkiye'nin ülke içi enerji gereksinimini Hazar dışındaki kaynaklardan karşılayacağı uyansında bulundu. İlfıan Şahan tutuklandı • ADANA (Cumhuriyet Güney İlleri Bürosu) - Çukobirlik'te bir dönem danışmanlık ve kısa süreyle genel müdür vekilliği görevi yürüten, eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Erol Çevikçe'nin damşmanlığını yapan tlhan Şahan, sahte diploma bulundurmak, evrakta sahtecilik yapmak suçundan tutuklanarak cezaevine konuldu. Yılmaz'a gensopu kıskacı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP, çeteler ve mafyayla bağlantılan olduğu savıyla Başbakan Mesut Yılmaz'ı soruşturma ve gensoru kıskacına alıyor. Fazilet Partili milletvekilleri Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Devlet Bakanı Eyüp Aşık ve Bayındırhk ve Iskân Bakanı Yaşar Topçu haklannda Meclis soruşturması açılması istemiyle TBMM Başkanlığı'na başvuruda bulundular.. Sempozyum Temiz enerji tartışüdıİstanbul Haber Servisi - Yerli ve yabancı öğretim üyeleri ve enerji şirketi tem- silcilerinin katılımıyla yerel, ulusal ve küresel düzeyde sürdürülebilir enerji taröşıl- dı. Kocaeli Üniversitesi öğ- retim Üyesi Dr. Tanay Sıdkı Uyar'm koordinatörlüğünde "Sürdürülebilir Enerji ko- nulu sempozyum geçen haf- ta Yeşilköy Dünya Ticaret Merkezi'nde yapıldı. Özel ve kamu kuruluşlanndan yaklaşık 150 kişinin katıldı- ğı sempozyumda alternatif enerji kavnaklan üzerine tar- tışıldı. Birinci oturumda Ka- nada Dalhoise Üniversitesi profesörleri İsmet Uğursal ve Feridun Hamduilahpur tarafından mevcut ve yakın gelecekte kullanıma sunula- cak temiz kömür teknoloji- leri tanıtıldı. Amerikan ISET fırmasınm genel müdürü Dr. Bülent Başoi ise dünyada gü- neş enerjisinden elektrik üretimi için mevcut teknolo- jileri izleyicilere sundu. ikinci oturumda Alman NVuppertal Enstirüsü Enerji Bölümü Direktörü Prof. Dr. PeterHennkhe, enerjinin et- kin kullanımı ve sürdürüle- bilir gelişme konusundaki deneyimlerini aktardı ve Türkiye için bu konuda öne- riler getirdi. Ingiüz Garrad Hasan firmasının genel mü- dürü Dr. AndrewGarrad ise dünya çapında rüzgâr güç santralı uygulamalannın başanlarını anlattı. Ağn Belediye Başkanı görevden uzaklaştınldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -Ağn Belediye Baş- kan] Zeki Başaran, dün ak- şam Show TV ana haberbül- teninde yayımlanan konuş- masında Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaretettiği ge- rekçesiyle Içişleri Bakanı Kutiu Aktaş tarafından ge- çici olarak görevinden uzak- laştınldı. Başaran'tn, konuşmasın- da Atatürk'ü kastederek "hain" ifadesini kullandığı ortaya çıkt. Programa tele- fonla bağlanan Başaran, söy- lediği sözlerin Atatürk ile il- gisinin bulunmadığını, bir Ingiliz ajanını hedef aldığını ileri sürdü. Bu konuşmanın televiz- yonda yayımlanmasını ihbar kabul eden Ağn Cumhuriyet Başsavcılığı, Başaran hak- kında Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret, Türkiye Cumhuriyeti'nin kanunlan- na hakaret ve TCK'nin 312. maddesine muhalefet suçla- nndan soruşturma başlattı. Başaran, Cumhuriyet Bayra- mı ve 75. yıl kutlama tören- lerine katıteıasının halk ara- sında büyük infial uyandıra- cağı değerlendirildiginden, anayasanın 127. maddesi ve 1586 sayılı Belediye Kanu- nu'nun 93. maddesi hüküm- lerine göre geçici tedbir ola- rak Aktaş tarafından görev- den uzaklaştınldı. •• G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada Toplantıyı üç bölümde aktarmaya çalışalım: - Türk Ticaret Bankası (TTB) satışı. -1990 sonrası çeteler ve bugünkü görünüm. - Nasıl mücadele edilecek? TTB olayında tam bir "hatalar zinciri'nin oluştu- ğu dikkati çekiyor. Başbakan'a "duyum" ulaşıyor. Korkmaz Yiğit bunu "uyum "a çevirmek için "Ha- yır, ben suçlu değil mağdurum, Çakıcı bana yar- dım etmiyor, dışlamaya çalısıyor" diyor. Sonra ye- ni bilgiler geliyor. Yılmaz, MIT'ten bilgi istiyor. MlT, İlgiliyiz, ama bilgili değiliz" karşılığını veriyor. Ban- kayı 4 Ağustos'ta Yiğit alıyor. O gün Emniyet, Baş- bakanlık Özel Kalem'e, ihalenin karanlık bağlantı- lanna ilişkin bir sayfalık yazı gönderiyor. Bu yazı kayboluyor. Ihaleden iki ay sonra Çakıcı-Yiğit ka- seti ortaya çıkınca, satış iptal ediliyor. Emniyet'in yazısı Merkez Bankası'na da ulaştı- nlıyor. Merkez Bankası, "Aynı yazı Başbakanlık'a da gitmiş. Gereğini onlaryapar" diye düşünüyor! Yılmaz, "ftafâ'yapıldığını kabul ediyor, "Ancak" diyor, "işte gereğini yaptık. öncekiler bunu yap- madı". öncekilerin gereğini yapmaması Yılmaz'ı sorum- luluktan kurtarmaz. Sonuç olarak TTB olayının fa- turası, 4 Ağustos günü saat 17.25'te Başbakanlık Özel Kalem'deki kişiye kesilirse şaşırmamak ge- rekir. İnsan şöyle de düşünmeden edemiyor: Keşke o belgenin üzerine "tayin-terfi" işi yazsa- lardı. Eminim daha çok ilgi görür, gereken yere ula- şırdı! Şaibeli durumu Başbakan biliyor, MİT-Emniyet biliyor, Merkez Bankası biliyor, banka Yiğit'e gidi- yor. Adam, "Banka Yiğit'in kamçıs/dır" demiş, yola çıkmış. Engel tanımıyor... TTB ihalesinde gidip-gelen belgefer, kulağa gi- rip-çıkan duyumlar şunu gösteriyor: • Devletin organlannın ya refleksleri çok zayıflamış ya da bilinçli olarak uyuşturulmuş. Kanlı para İkinci şıkka gelirsek... Yılmaz, gerek partisinin grup toplantılarında gerekse konuyla ilgili basın toplantılannda çetelere sıra gelince, şunu açıklık- la söylüyor: - Devleti sarmış. Bu durum elbette bir-iki yılın ürünü değil. Genel tanımlarda Yılmaz'tn elini rahatlatan da bu: "Mafya eylemlerinin hemen tümü bizden önce- ki döneme ait. Onlar üzerine gitmedi, biz gidiyo- ruz." Yılmaz, gelinen noktayrtanırrHarken yer yer *fîw kısmı yazmamamzi tica-ediyorvm" dedi. Gerçtbu bölümlerolağanüstü bilgiler içermiyor, ama olağa- nüstü ilişkiler içeriyor. Bunu okurun saptaması da zor değil. Kısa dönem zenginlerine bakınca, olay çok net ortaya çıkıyor. Maliye Bakanlığı'nın yürüttüğü 43 dosyalık kara para soruşturması önümüzdeki dönemin tartişma konulanndan biri olacak. Hükümetin şöyle bir te- dirginliği de dikkati çekiyor: Bu soruşturmalann dibi gelecek gibi değil. Aman ekonomi dünyasını ürkütmeyelim, işler zaten çaJ- kantılı, daha da kötü olur. Bu genel tedirginliğin ortasında da bankalar var. Hükümet, bankacılık sistemine neşter vurabilecek mi? Üçüncü şıkkın, yani yapılacak mücadelenin ni- rengi noktası bu. Yılmaz'ın verdiği bilgiler kimi cinayetlerin ardın- da trilyonlann döndüğünü, bankalann açılıp ka- pandığını gösteriyor. Biz kara para diyoruz, ama sanırım buna daha çok "kanlı para" deyimi yakı- şacak. Sonuç olarak, Yılmaz hükümeti çetelerle müca- deleyi gündemine koymuş durumda. Ancak bu yola girince en küçük bir "defo" bile, bu sözcüğün sonuna "/"getirtir. Bu yüzden, TTB olayı çetelerle mücadeleyi hedef seçmiş bir nükümetle çelişiyor. Bu soruşturmada kamu tatmin edilmezse, çetelerle mücadelede işin niteliği-'M/reliği kal- maz! Mehmet Ağar 'Ifadeın yanbş aksettirfldi 9 Haber Merkezi - DYP Elazığ Milletvekili Meh- met Ağar, TBMM Anaya- sa Karma Komisyonu'na verdiği ifadesinin televiz- yon kanallannda yanlış ak- setririldiğini belirtti. Mehmet Ağardün yaptı- ğı yazılı basm açıklamasın- da, meslek hayatı boyunca hiçbir zaman sorumlulugu astlara bırakmadığını kay- dederek "Bütün çalışma arkadaşlanm da tıpkı bu ola>da Korkut Eken'in ol- dugu gibi bana güvenerek bu sorumluluğa ortak ol- muşlardır. Bu güvenlerini hiçbir zaman boşa çıkar- mamak benim için aileme bırakacagım en büyük mi- rasOr" dedi. Ağar'ın, açıklamasının ekinde sunduğu savunma yazısı örneğinde Meclis Anayasa Karma Komisyo- nu'na verdiği ifadesi şöyle: "Emniyet genel müdür- lüğü görevim sırasında üt- kemizin içinde bulunduğu yoğun terörortanuiçerism- de ülkemizin biriik ve bü- tunlüğünü tehdit eden te- rör örgütierinekarşıtopye- kûn mücadeie konsepti içe- risüıde her türiü riziko gö- zealınarakkanuni çerçeve- de en etkili mücadele v ürü- tühnüştür. Bu bapta nemelazunctlık yapmaksızın, sorumluluk almaktan kaçmaksızın gü- venlik ihtiyaçlan için lazun ^len tedbirier her türiü ce- saret ve görevseverük duy- gusu içinde yerine getiril- miştir. Bahse konu olayda ani bir istihbaratia doğan fir- satoperasyonunudeğerien- dirmek üzere sözü geçen si- lah ve teçhizat bügim dahi- lindezamanın EmniyetGe- nel Müdürlüğü Danışmanı Korkut Eken'e teslim edil- miştir. Konu, TCK'nin Devle- tin Arsıulusal Şahsiyetine Karşı Cürümler' başhğı al- tındaki 125. ve müteakip maddeleri çerçevesindeki 'devlet sırn' kapsamında olduğundan, bu kadarhk bir savunma ile iktifa etmek zorunda olduğumu bilgile- rinize sunarun. Saygılanm- la. Mehmet Kemal Ağar / Elazjğ MiUervekili".
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle