Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKtNCİ
5. yıldaki plansız kent görüntüleri, Cumhuriyet ilkelerinden uzaklaşmanm ürünü
Cumhuriyet4
planlama' demekti...Bugün Cumhuriyetin 75 yılı-
geride bırakıyoruz. Eğer sa-
:e bır "coşkıdu kutiamayla"
tinirsek, yaşadığımız bırçok
•unun kökeninde aslında Cum-
riyetin değil, 75 yıl önceki bu
yük devrimin ilkelerinden za-
ın içinde "uzaklaşumış" olma-
ıın yattığı da yine gözden ka-
ılacak. Bu coşkuyla bırlikte
TI 75 yılın içindeki "degişimsü-
;lerini"de tartışıp sorgulayabi-
;ek, devrim tarihimizin "yiti-
en erdemlerinr yeniden ku-
klayıp geleceğe taşıyabilme-
ı de "biünci" yaratılabilecek...
alkınma yerine
ağmalama'
Cumhuriyetimizin 75. yılında.
şlangıçta büyük önem veril-
sine rağmen şimdı yıtirdiğimız
iemlerin genel bir değerlen-
"mesini yaparken "planlama
vTamını" belki de ilk sıraya al-
ık gerek. Daha doğrusu, bu
vrama artık sadece söylemde
r verilip, uygulamada ise gide-
i artan bir hızla uzaklaşılma-
u...
Çünkü Cumhuriyetin hem "ûl-
kalkmmasmda" hem de "kent-
1 gelişme'" konusunda temel ve
celikli politikası "planlı yato-
n" ve "planlı imar" ılkesiydı.
ırdu saran "demiryolu ağtan".
nı şekilde "tiim yurdu kucak-
/an" ve bugün bile ulusal eko-
minin mayasını oluşturan sa-
yi yatınmlannın. "botgeJerara-
iengeli kalkınmaya" dönük yer
çimleriyle bütünleşmiyor muy-
Kentlerimiz açısından da ta-
ısel süreç aynıdır ve bugünkü
lar düzensizliğinin genel adı
in "plansız kentteşme" cum-
ıriyetin değil. 1923'lerden yi-
1950"lere dek süren "önce
tar planı" anlayışından gide-
k uzaklaşılmasının ve "kalkın-
a yerine yağmalamanın" bir
nucudur.
entlerimiz ve 'aydınlanma'
Aslına bakılırsa, "kentplanla-
asP*k~avramjnın Türkıye'de itk
z Cumhurıyetle birlikte yaşa-
a geçirilmesi, aynı zamanda
jmhuriyetin bir "Aydınlanma
jvrimi" olmasının da temel gös-
rgelerinden biridir.
Çünkü, geleceği "yazgrya" bı-
kmamak ve tam tersine yaşa-
ın uygarca sürebilmesi için ona
'ön vermek", ancak bilime ve
plum yararına bağlı bir "dev-
mci diinva görüşünün" davra-
ş biçımidir.
Bu nedenle, Avrupa'da 19. yüz-
lda başlayan kent planlaması,
smanlı döneminde tstanbul'a
le tam olarak girememiş, ancak
Cumhuriyet yönetinü, Küttürpark'ı tzmir'c 1930'larda armağan etmişti (solda). Çelik Palas'la simgelenen kaplıca turizmi de cumhuriyetin Uk imar ptanı karanyla Bursa'da başlaoldı.
Cumhuriyetten sonra aydınlan-
macı kadrolann öncü girişimle-
riyle birçok kente ve üstelik he-
men aynı yıllarda kazandınlmış-
tır.
Işte, her birinin yerleşme geç-
mişi binlerce yıl öncelere uza-
nan tarihsel kentlerimiz arasm-
da, bugün "plansız yapılaşma-
nın" ağir sorunlannı taşıyan ba-
zı büyük kentlerimizin Cumhu-
riyetle birlikte kavuştuklan ilk
imar planı çalışmalannın kısa
öyküleri:
ANKARA: Cumhuriyetin ila-
nından yaklaşık ıki hafta önce
(13 Ekim 1923)TBMM'de "baş-
kent" karan alınan Ankara, 16 Şu-
bat 1924'te kabul edilen "Anka-
ra Şehremaneti Kamınu" ile de
yine Cumhuriyetin ilk belediye
yönetimine kavuştu. Kentin bir
başkent olarak iman için ilk "ka-
mulaştırma yasası" 24 Mart
1925'te çıkartıldı. Bu imann
"planlı başlaması ve sürmesi"
için de kamulaştırmadan önce
ilk imar planı Mösyö Heussler'e
yaptınldı ve "Lörcher Planı" di-
ye anıldı. 192Tde düzenlenen ya-
rışma sonucunda da üç davetlı
katılımcı arasından Prof. Her-
mann Jansen'in planı uygun gö-
rülerek 1932 de "TBMMonayT
ile yürürlüğe girdi...
tSTANBUL: Onca görkemine
ve bir imparatorluk başkenti ol-
masına rağmen, Istanbul için de
kentin imanna ve yeni yatınm-
lara yönelik yer seçimlerine bağ-
lı bilimsel bir imar planı çahşma-
sı ancak Cumhuriyet devrimiy-
le başlayabildi.
1923 'ten önce sadece bazı ha-
rita çalışmalanyla yetinilmiş, Be-
yoğiu için de Lörcher tarafindan
sınırh bir imar planı yapılmıştı.
Aynı mimann Üsküdar ve Kadı-
köy için yine bölgesel ölçekte
1928'de hazırladığı planlann ar-
dından kentin bir bütün olarak
planlanması yönünde ilk büyük
girişim ise 1933'te düzenlenen
"yanşma" oldu. Bu yanşmada se-
çilen Elgötzimzalı planlarla Ye-
şilköy'deki havaalanı, Haydar-
paşa'daki liman ve Taksim-Beşik-
taş arasındaki büyük yeşil alan
(Maçka- Dolmabahçe parkı) ka-
rarlarına kavuşan lstanbul'un
1936'dan sonraki planlama ça-
lışmalanm ise Henry Prost üst-
lenmişti...
için proje üreten mimar ve şe-
hirciler arasında 20. yüzyılın en
ünlü isimlerinden Le Corfousier
bile vardır...
ADANA: Cumhuriyet devri-
mini "büyük bir köy" olarak kar-
şılayan. antik Kilikya'nın mer-
kezi 3500 yıllık Adana kenti de
1930 tarihinde çıkan ve "tüm be-
lediyeiere imar planı yapfırma
zorunluluğu veren" yasayla bir-
likte ilk imar planına sahip ola-
bildi.
1939da Prof Hermann Jan-
sen'le başlatılan planlama çalış-
malan sürecinde, 1943'te Karşı-
'ugün hemen tüm ülkeye egemen olan imar
düzensizliğine kısaca 'plansız kentleşme'
diyoruz. Oysaki Türkiye kentleri çağdaş
anlamda planlama kavramıyla da ilk kez
Cumhuriyet devrimiyle birlikte tanıştılar ve bu
uygarlık süreci 1950'lere kadar devam etti...
İZMİR: Osmanlı döneminde-
ki en "Baölı" kimlikli kentimiz
olan tzniir bile Avrupa'yla olan
yakın kültür ve ticaret bağlanha
rağmen imar planı anlayışına
Cumhuriyetle birlikte kavusabil-
miştir.
Daha 1925yılında ilk planın ya-
pımını üstlenen Fransız mimar
Rene Danger, işgal ve Kurtuluş
Savaşı yıllannın büyük yangın-
lanyla tahrip olan semtlere ağır-
lık verdi. Yollann kesiştiği yer-
de meydancıklar düzenleyerek
bir "ızgara plan" geliştirdi. Bu-
gün kentin biricik "akciğeri" ve
rekreasyon alanı olan Kültür-
park bile 1930'lann Izmir'e ar-
mağanıdır. 1950'lere dek tzmir
yaka Mahallesi de imar planı ala-
nına katıldı, 1948'de de tüm kent
bir bütün olarak yeniden plan-
landı...
Günümüzde ise Adana, özel-
likle 1980'lerden sonra kente ege-
men olan ve sadece "Yeni Ada-
na" denilen kuzey bölgelerdeki
yeni kent yerleşmelerini önem-
seyen politikalar yüzünden tari-
hi kent bölgesinin "çöküşe" terk
edildiği bir süreç yaşıyor...
BURSA: Kuruluşu l.Ö.
4000'lere dek uzanan Bursa'nın
Osmanlı dönemindeki "ilk baş-
kent" kimliği, 20. yüzyıl başla-
nnda artık bir "dokuma sanayii
kentine" dönüşmüştü. O kadar
ki BeJçikahlartaranndan işletılen
birdemiryolu ile de Mudanya'ya
bağlanmıştı...( Bu yol yok edildi)
Bu gelişkin niteliğine rağmen
yine de Osmanlı yıllannda imar
planıyla tanışamayan Bursa, bu
çağdaş uygarlık kuralına, 1941'de
Henry Prost'a yaptınlan planlar-
la kavuşabildi. Nitekim. Çeldr-
ge'nin bir termai ve turizm böl-
gesi olarak belirlenip gelişmesi
de Prost planının önerisiydi...
KO1VYA: Anadolu'nun, l.Ö.
6000'lere uzanan en eski yerleş-
me bölgelerinden birinin tarihsel
merkezi olan Konya, Anadolu
Selçuklulan dönemindeki gör-
kemını Osmanlı yıllannda da
uzun süre korumuş bir kent. Ne
var ki 20. yüzytl başında bakım-
sız ve harap durumdayken, imar
planıyla tanışabilmesi de 1940'lar-
da gerçekleşebildi. İlk planı Asun
Kömürciioflu hazırlamış. 1960
plan çalışmalannm ardmdan 1966
yılında da 34 projenin katıldığı
bir yarışmayla Yavuz Taşçı ve
Haluk Bemsan'ın planlan ken-
te kazandınlmıştır.
DİYARBAKIR: Asur kaynak-
lannda (10 1300) adı "Anıidi"
olarak geçen Diyarbakır kenti-
miz, Cumhuriyet dönemini 5 km
uzunluğundaki dünyaca ünlü ka-
le surları içinde karşıladı. tlk
planlama çalışmalannın başla-
dığı 1940'larda da bir "suriçi"
kentiydi ve 1935 'te demiryoluna,
1936'da da etektriğekavuşmanın
coşkusunu yaşıyordu. Aynı plan-
la birlikte ise örneğin Ulu Ca-
mi'den Urfa Kapısı'na, Dağ Ka-
ptsı'na ve Hindibaba Kapısı'na
ulaşan yolları ile Urfa Kapısı-ls-
tasyon Bulvan gerçekleşmişti...
TRABZON: ÎÖ VII. yüzyılda
Miletoslu kolonicilerin kurduğu
Trabzon kentimizin Cumhuriyet
dönemiyle birlikte tanıştığı ilk
imar planında Fransız mimar ve
şehirci Jacques H. Lambert'in
imzası var. 1937'de kenti yönlen-
dirmeye başlayan bu planın ar-
dından ikinci büyük plan ise
1968'de tller Bankası'nın açtığı
"yanşmayla'" elde edildi.
Hûseyin Kaptan ve arkadaş-
lannca hazırlanan yanşma birin-
cisi planın en önemli kararlan
ise kıyı kuşağını halka açık turizm
ve rekreasyon alanı olarak koru-
mak, tarihi kaleyı ezmeyen ve
suriann güneyinden dolaşan bir
yolla kentin doğu ve batı kesim-
leri arasındaki ulaşımı sağlamak,
kentsel büyümenin de denize pa-
ralel bir çizgisel konumda sürme-
siydi...
Coşkumuz ve 'dileğjmiz'
Aslında bütün bu gelişmeler,
diğer tüm kentlerimiz ıçın de ge-
çerlidir. Hangısıne bakarsanız
bakın. Cumhuriyet dönemi
lt
pbn-
lama kühürüyle" başlamış. son-
ra aydınlanmanın yerini popü-
lizm ve gericilikle beslenen bir
"karşı devrim" süreci alınca,
planlı kalkınmanın yerine de
"yağmacıhğı körükleyen" plan-
sız kentleşme egemen olmuştur.
75. yılda bunun doruğa ulaştığı
örnekler ise "kaçak kentler",
"ahyapısız gökdelenler" ve tari-
he, doğaya gözükara bir şekilde
saldıran "turizm ve 2. konut she-
leri" değil midir?..
Işte bu nedenlerle 75. yılı coş-
kuyla kutluyor, ancak bu coşku-
muzu "sorunlaria sarmalayan"
Cumhuriyet karşıtı politikalar-
dan bir an önce kurtulmayı da
yine bu 75. yılın "öncelikli dile-
ği" olarak sorumluluk defterimi-
ze yazıyoruz...
I
Yapı itredi Kültür SanatYayıncıhk, %l \
ilk kez gün ışığına çıkacak fotoğrafve l
geleri içeren sergılerden, ""-u
yayıncılık ve müzik ürünlerine uzanan J
bir dizi kültüjr sanat etkinliğiyle^sizjeri,
Çûmhufiyetimizifp/^yıllıkserüVeniiMzerine
(Jüşünmeyedavetediyor... _.
YAPI^TKREDi
KÜLTÜR SANAT
YAYINCILIK
SERGİLER
BİR YURTTAŞ YARATMAK
MUÂSIR MEOENİYYET İÇİN SEFERBERLİK BİLGİLERİ
21 EKİM-19 ARALIK 1998
YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ, BEYOĞLU/İSTANBUL
• SAVAŞ VE BARIŞ
KURTULUŞ SAVAŞINDAN CUMHURİYET'İN İLK YILLARINA
TÜRK RESMİNDEN KESİTLER
21 EKİM-14 KASIM 1998
YAPI KREDİ KÜLTÜR MERKEZİ
KAZIM TAŞKENT SANAT GALERİSİ, BEYOĞLU/İSTANBUL
GENÇ BİR CUMHURİYET'TEN İNSAN MANZARALARI
FOTOĞRAF SERGISI
5 KASIM 1998 - 30 NİSAN 1999
İZMİR • ADANA • BALIKESİR • BURSA • MERSİN
CD'LER
YURTTAN SESLER / YENİ TURKİYE'NİN EZGİLERİ
YAYINLAR
CUMHURİYET'İN 75 YILI 1923 -1998 / 3 CİLT
1
75 YlLIN İÇİNDEN
• ATATÜRK / BELGELER, ELYAZISIYLA NOTLAR, YAZIŞMALAR
• İNÖNÜ DEFTERLERİ
• CUMHURİYET'İN FOTÖĞRAFLARI
1
COGITO CUMHURIYET: ALKıŞLA OLMAZ
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
• ••Cumhuriyetin Çizgileri
Bugün 29 Ekim 1998; Türkiye'de cumhuriye-
tin ilanı yetmiş beşinci kez kutlanıyor.
Böyle bir yıldönümünde soğukkanlı, gerçekçi
hesaplaşmalar, en az coşkulu kutlama eylemle-
ri kadar önemlidir. Dahası, sözü edilen nitelikle-
re sahip bir hesaplaşmanın yeterince yapılmama-
sı durumunda, kutlamaların en coşkulusu bile
sonunda iz bırakmadan sönüp gidecek bir ateş-
ten farksız olur.
O halde cumhuriyetin çizgilerinin dünden bu-
güne uzanışını gözden geçirmekte yarar var. Bu-
nun için de "Bugün, ne olmalıydı, ne olmama-
lıydı?" sorusunun rehberiiğine başvurmamız ge-
rekiyor.
Bugün Mustafa Kemal Atatürk, bütün ey-
lemleri ve düşünceleriyle artık yalnızca düşünül-
meli ve değerlendirilmeliydi; ama hâlâ bir kurta-
ncı olarak özlenmemeliydi! Çünkü O, daha ya-
şarken kurtarıcılık misyonunu tamamlamış, boy-
le olmasını istemiş, düşüncelerinin anlaşılması-
nı ve anımsanmasını istemişti.
10 Kasim 1938'de ölen Atatürk'ü bugün hâlâ
kurtancı olarak gereksinmemiz, gereksinmek zo-
runda kalışımız, Atatürk'ten sonra bu ülkeden
gelip geçmiş kuşaklara çok ağır bir iflasın gölge-
sini düşünmektedir. Bugün O'nun düşüncelerin-
den çok kurtancılığına duyulan özlem, O'nun çok
sağlam temeller üstüne kurduğu, kalıcılığı için
de sağlığında düşünülebilecek hemen bütün ön-
lemlen aldığı bır cumhuriyeti sonradan ne ölçü-
de taşryabilmiş olduğumuzu çok ciddi olarak sor-
gulamamızı gerektiren bir nedendir.
Gönül isterdi ki, bugün, cumhuriyetin yetmiş be-
şinci yaş gününde onun kurucusunu yalnızca en
derin vefa ve şükran duygulanyla anabilelim, ama
bunu yaparken de o cumhuriyeti götürdüğümüz
yerlerle haklı olarak övünebilelim. Oysa cumhu-
riyetin en temel ilkelerinin aradan geçen yetmiş
beş yıla rağmen hâlâ çok ciddi tehlikelerle karşı
karşıya olması, bu tehlikelerin "sivil" yollarla de-
ğil, fakat ancak Istiklâl Savaşı'nı kazanmış olan
ordunun kararlılığıyla ve Atatürk'e bağlılığıyla sa-
vuşturulabilmesi, özellikle 1950'den sonraki bü-
tün "sivil" siyasi kadrolann, ve bu arada aydın
olma adına en korkunç aymazlıkları sergilemiş
"meslekten" aydınların bugünün gençlerinden
yalnızca özür dilemelerini gerektirebilir!
Mustafa Kemal, eylemlerine hep düşünceyi te-
mel alan, bir amaca yönelik eylemlertamamlan-
dıktan sonra da hep düşüncenin sürekliliğini
hedeflemiş ender liderlerdendi. Bu nedenledir
ki, bağımsız bir devlet kurma işini tamamlar ta-
mamlamaz kendini, geleceğin düşünen kuşak-
lannı yetiştirme gibi bir hedefe adamıştı.
O'nun ardından biz, zaman içerisinde önce öz-
gür düşünebilmenin yollarını tıkadık. Yine za-
manla, Atatürk'ü bile genç kuşaklara anlatmak
yerine ezberletmeyi yeğledik. Çocuklarımıza
verdiğimizders kitaplannda, O'nun çocukluğun-
da tarlalarda neler yaptığını, anasının ve babası-
nın adını ezberletmeyi çok önemli bulurkop yine
O'nun "fikri hür, vicdanı hür nesiller" yetiştirme,
"muasır medeniyet seviyesine erişme " hedefle-
riyle ne demek istediğini anlatmayı hiç önem-
semedik.
Üstelik bunu, kendimiz de anlayamadığımız-
dan ya da unuttuğumuzdan ötürü değil, fakat
bilerek ve isteyerek yaptık! Çünkü, ülke yöne-
timine talip siyasal kadrolar olarak, cumhuriyet
kılıfı içerisinde, demokrasinin taşıyıcısı olması
gereken siyasi partilerin kalıbında gerçekte hep
padişahlıktan farksız bir buyurganlığın peşinde
olduk!
"Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen bir
önderin mirasını, ülkenin kendi para birimi yeri-
ne doları ve markı geçirecek kadar bağımlılıktut-
kunu olarak kirlettik, ve üstelik geldiğimiz bu nok-
tada hâlâ "bağımsız" olduğumuzu söyleyebile-
cek kadar da "gaflet, dalalet ve hatta hıyanet"e
gömüldük!
O'nun "imtiyazsız toplum" idealini, imtiyazla-
rın en tehlikelisi olan paranın imtiyazının ege-
menliğindeki bir topluma dönüştürüp, enflasyo-
nu "normal" yaşam biçimi yaptık; boylece de
başta vatandaşlığın ahlakı olmak üzere bütün
ahlak değerlerinin korkunç bir yıkımla karşılaş-
masını bilinçli bir sessizlikle karşıladık!
Bugünün gençlerinin önünde tek bir yol var.
Cesaret ve güç kaynaklarını, 1919-1938 yılla-
n arasında bu ülkede yazılan destanlarda aramak.
Ayrıca, Atatürk'ün ülkenin geleceğini emanetet-
tiği kuşaklar olarak, bu Cumhuriyet Bayramı'nı kut-
lamak da en çok bugünün gençlerinin hakkıdır.
1950 sonrası siyasi kadrolara ve bu ülkeyi kü-
çümsemekle "aydın" olunabileceğini sanmış ki-
mi gafillere ise böyle bir bayramda ancak Ata-
türk'ten özür dilemek düşebilir!
Yeni sezonda üçüncü prömiyer
• Kültür Servisi - Izmit Büyükşehir Belediyesi
Şehir Tiyatrosu, Cumhuriyetin 75. yılı kutlamalan
nedeniyle, çağdaş tiyatro yazarlanndan Güngör
Dilmen'in yazdığı 'Hâkimiyet-i Milliye Aşevi' ile
yeni tiyatro sezonunda üçüncü kez prömiyer
yapıyor. Cüneyt Türel tarafmdan sahnelenen oyunun
dekor-kostüm tasanmı Gürel Yontan'a, ışık tasanmı
Yaşar Demirkıran'a, müzikleri ise Arif Erkin'e ait.
Yahya Kaptan / Süleyman Demirel Kültür
Merkezi'nde sahnelenen oyun, Kurtuluş Savaşı'nın
en kaygılı günlerinden başlayarak Lozan
Banşı'na uzanan günleri kapsayan bir zaman
diliminden geleceğe bakış niteliğini taşıyor.
(0 262-323 15 47)
BUGUN
• CRR'de 'Yaşasın Cumhuriyet' etkinlikleri
çerçevesinde saat 20.00'de Türkiye. Azerbaycan,
Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan
ve Tataristan'ın ulusal motifler taşıyan
operalanndan örneklerin sahneleneceği 'Türk
Dünya Opera Gecesi' yer alıyor. (232 98 30)
• BELGESEL SİNEMACILAR BİRLlĞt'nde
Semiha San'nın yönettiği 'Karayazı' adlı belgesel
film 13.00, 14.00, 15.00, 16.00,"l7.00 ve 18.00
saatlerinde izlenebilir. (292 39 84)
• BÜYÜK KULÜP DERNEĞl'nde saat 16.00'da
Prof. Dr. İsmet Giritli'nin yöneteceği, Ord. Prof.
Sulhi Dönmezer ve Ord. Prof. Reşat Ka>nar'ın
konuşmacı olarak katılacaklan '75 Yülık
Demokratik ve Laik Cumhurİyet'İn Oluşumu ve
Gelişimi' başlıklı panel yer alıyor. (302 21 72)