25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
!9 CKİM 1998 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Şırnak'ta görev yapan eğitimcilerden, mesleğe yeni başlayan genç öğretmenlere çağn 6 Gelm birlıkte eğiteKm'• Onlar, Şırnak'ta Türkçe bilmeyen minik çocuklara önce Türkçeyi, sortra da yaşamı öğretiyor. Hükümetlerin ve sermayedarlann yıllarca unuttuğu Güneydoğu Anadolu'da yoksulluk içinde, tek odalı evlerinde 10- 15 kişilik aileleriyle bir arada yaşayan minik çocuklann eğitimi onlann güvenli ellerinde şekilleniyor. YUSUFZÎYAAY Şırnak'ta görev yapan, Cumhuriyetın çağdaş ögretmenleri, terör nedenıyle korkarak geldikleri ilin güvenli bir yer olduğunu belirterek, tüm ögretmenleri Şırnaklı çocuklann geleceği için burada görev yapmaya çağırdı. Cumhuriyetin özverili ögretmenleri 110 milyon lira maaşla Şımak'ta Türkçe bilmeyen minik çocuklara önce Türkçeyi, sonra da yaşamı öğretiyor. Hükümetlerin ve sermayedarlann yıllarca unuttuğu Güneydoğu Anadolu'da yoksulluk içinde, tek odalı evlerinde 10-15 kişılık aileleriyle bir arada yaşayan minik çocuklann eğıtimı, onlann güvenli ellerinde şekilleniyor. Onlar; genç, çağdaş düşünen, Cumhuriyetin fedakâr ögretmenleri. Adile Kıran, bu öğretmenlerden biri. Şırnak'ta görev yapan 28 yaşında bir kadm öğretmen olan Adile iki yıl önce Tekirdağ'dan ^ö ögretmen olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kana\an yarası eğitim. Tüm çabalara karşın yeterli eğhimi alanuyor doğulu çocuklanmız. Bölgede görev >apmak iste>en eğihmciler parmakla gösterilecek kadar a/ınlıkta. Şırnak'ta 110 milyon li- ra maaşla çalışan öğretmenler meslektaşİannı çağınrken, 'gelin bu çocuklan büiikte eğitelim' diye sesleoiyor. atanmış. Beşincı sınıf öğrencilerini okutan Kıran. ilk görev yen olan Şımak'a korkarak gelen öğretmenlerden. Ancak artık yöreyle ilgılı farklı düşünüyor "Şu-nak'a gelirken çok korkmuştum. Burayı terör nedeniyle kimse istemiyordu. Tekirdağ'da doğmuş büyümüş, Trakya l'niversitesi mezunu biriyim. Daha önce Tekirdağ dtşında hiç çanşmamıştun. Buraya gelmem için beni arkadaşjarım ikna etti" diyen Kıran, geldikten sonra Şımak'm korktuğu gibi bir yer olmadığını görmüş. Adile Öğretmen, u Burada öğrermenlik yapmak, öyle korktuğumuz gibi değUmiş. Şırnaklüar \e öğrencüer bize karşı çok iigili. Çocuklar ögretmenleri çok seviyorlar. Burada görev yapmaktan hiç pişman degilim. Arkadaşhklannuz çok rvi" diyor. Kıran, tüm ögretmenleri, yersiz korkulardan annıp burada görev yapmaya çağmyor. Buket Koman da 24 yaşında, lskenderunlu genç bir öğretmen. tkinci görev yeri olarak geldiği Şırnak'a kısa sürede uyum sağlamış. lstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi jgnezunu olan Koman, "Tayinim çıkınca herkes gibi >anhş düşündüm. korkrum. Chsa geldikten sonra anladım ki buralan yanhş anlatmışlar. Hiç de kötü degUmiş" diye konuşuyor. Sosyal etkınliklerin yetersiz olmasına karşın terörle ilgili korkulannm yersiz olduğunu anladıgını söyleyen Buket Ögretmen, "Ama öyte bir şey yokmuş. Burası çok güvenliymiş. Halkla i>i anlaşabiliyoruz. Şırnaklılar öğretmenlere çok sıcak davTanıyortar. Barınma sorunu yok. BaO standardında bir evde 15 nulyon kirayla oturuyorum" diyor. Buket Öğretmen de genç öğretmenlere korkmadan bölgede çalışabilecekleri güvencesini verebileceğini söylüyor. Nurdan Aktuğ da 32 yaşında genç bir öğrermen. tki yıldır Şırnak'ta görev yapan Nurdan Öğretmen, Çanakkaleli ve Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunu. Tesadüfen başladığı öğretmenliği çok sevdığını söyleyen Nurdan öğretmen de terör korkusuyla geldiği Şırnak'ta bir süre sonra düşüncelerinin değiştiğini anlatıyor. Buradaki çocuklara Atatürk'ün ınsan yönünü sevdirmeye çalıştıklannı anlatan Aktuğ, bütün öğretmenlere "Siz de gelin, bu çocuklar için birlikte bir şeyler yapalım. Biz bir şeyler yapmazsak. anaokuluna giden çocuklan camilere çekecekler'' diye çagnda bulunuyor. Bekâr olan Nurdan Öğretmen, görev süresi dolacak olmasına karşın Şırnak'ta 4 yıl daha öğretmenlik yapacağını söylüyor. Onun için bir yılda bırka^ ögretmen değiştiıea çoculdarın geleceği : 8nem1i ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ 75. Yll Cumhuriyetimizin ilanının 75. yılını geride bırakıyoruz. Dogrusunu isterse- niz; gönlüm, çok daha coşkulu kutla- malar bekliyordu. Ama en azından, gençlerimizin önemli bir bölümünün, Cumhuriyete yürekten bir biçimde bağlanmaya başladıklannı görmek çok sevinç verici. Pazar günkü yürüyüşleri televizyon- dan izlerken, 'Türkçe hıkarası' spiker- lerin yanlış bilgi aktarımı ve ifadeleri bi- le, sevinç ve mutluluğumu engelleye- medi. Çocuğunu omzuna almış baba- lan, gençlerimizin coşkulannı izlerken gözlerim doldu. Ama koltuk değnekle- riyle gelerek Atatürk'e saygısını sun- mak isteyen vatandaşlanmızı ve özel- likle, Anıtkabir'de Atatürk'ün mozolesi- nin önündeki eğimli mermere kapana- rak mermerleri öpen genç kızımızı gö- rünce gözyaşlanmı tutamadım. Zaten daha önce de birkaç kez vurguladım, yaşlandıkça çok sulugözlü bir adam oldum... Cumhuriyetin 75. yılında Atatürk'e saygı için yapilan bir yürüyüşte mehter takımına da yer veren 'süper' zekâlılar da sevincimi gölgeleyemedı, Melih Gökçek'i görmem de... Kadınıyla erke- ğiyle, öğrencisiyie öğretmeniyle, siviliy- le askeriyle Atalanna saygı sunan on binlerin duygulannı paylaşmanın mut- luluğu tüm sıkıntılanmı hafrfletti. Ama her şeye karşın, Cumhuriyeti- mizin 75. yılında beklediğim coşkuyu bulamadım. Ozanlanmız 75. yilla ilgili olarak unutulmaz şeyler yazamadılar. Bestecilerimiz, eli yüzü düzgün bir 75. yıl marşı besteleyemediler. 1960 son- rasında yapılan ve 'Selam, selam ordu- ya...' diye başlayan marşın kötü bir benzeri, topluma 75. Yıl Marşı' olarak sunulmaya çalışıldı. Tabii hiç kimse be- nimsemedi. Bunabenzerbirşey, 50. Yıl Marşı'nın da başına gelmişti. Bunun nedenlerini düşündüğüm za- man, halkımızda tüm zoriamalara kar- şın Cumhuriyete olan güvenin önemli ölçüde sarsılmış olduğunu görüyorum. Cumhuriyetimizin 10. yılında, tüm ek- siklerine, yokluk ve yoksulluklanna kar- şın, Türk halkı Cumhuriyete ve onun önderi Mustafa Kemal'e sonsuz bir güven ve umut duyuyordu. Oysaki bu- gün, halkımız Cumhuriyet konusunda ciddi kuşkular içinde. Bunu yazmaktan nefret ediyorum, a- ma çok partili yaşama geçilmesiyle bir- likte, Atatürk Cumhunyeti'nin ilke ve felsefesinden gitgide uzaklaşılmaya başlandı. 1950'den günümüze, yani yaklaşık , 7f«n|m yüzyıldır, yaei şu 75 yılırt neredey- se üçte ikilik bölümünde, bu ulkeyı 'sağcı' siyasetçiler yönetti. Bir kısmı, kendini 'Atatürkçü' ılan etse bıle, bir kısmı, 'kendince' Atatürkçü olsabile. . Eğer günümüzde; bir kısım eli kanlı 'ülkücü eskisi' katiller, devletın diplo- matik görevlilerinin ve yöneticilerinin kullanmayı hak ettikleri kırmızı pasa- portlarla dolaşabiliyorlarsa, gözaltına alınan her 'feWcç;n/n'cebinden, devle- tin üst düzey görevlilerinin kullanmaya haklan olan yeşil pasaportlar çıkıyorsa: Türkiye Cumhuriyetı bugüne. uzun dö- nemli politikaların sonunda geldı. Bir zamanlar, "Tetik çeken parmak- la tespih çeken parmak bir olur mu?" sorusunu soran, "Bana, sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz" diyen Sayın Demirel, bugün laik Cumhuriyetimize sahip çıkmak için ne denlı uğraşırsa uğraşsın, geçmişin vebalinden kolayı- na kurtulamaz. 6. Filo'yu protesto etmek isteyen öğ- rencilerin üzenne şeriatçıları salarak 'Kanlı Pazar'ı yaratanlar, 1 Mayıs 1977 kutlamalanndaTaksim'i birkan gölüne çevirenler, 1980 öncesindekı faşist sal- dırganlan 'devletın yardımcı güçleri' \~ lan edenler, 'Milliyetçi Cephe'ler kura- rak hem toplumda cepheleşme yara- tan ve hem de cephelerden birinin si- lahlanması ve karşı tarafı sindırmesıne göz yuman ve hatta bunu özendıren- ler, bugünkü olumsuzlukların sorumlu- landır. 'Ülkücü eskisi' mafya-sıyasetçı-em- niyet görevlisi 'koalisyonu', elbette bir- kaç günde oluşmadı. Bu çirkınlik, uzun dönemli politikalann sonunda ortaya çıktı. 1980 sonrasında meydanı lyice boş bulan faşist ve şenatçı güçler, Ata- türk Cumhunyeti'nin kimı köşebaşlan- nı ele geçirince 'devlete sahip çıktıkla- nnı' sandılar. Ve bugün Cumhuriyetimizin 75. yıl- dönümünü kutluyoruz. Saydığım tüm olumsuzluklara karşın Cumhuriyetimi- zin dimdik ayakta kalmış olabilmesi, kurucularının ileri görüşlülüğunu ve Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinin sağlamlığını gösteriyor. Yanm yüzyıl süren çabalara karşın, laik cumhuriyete sahip çıkmaya karar- lı olan güçleri ortadan kaldıramadılar, 'kazıyamadılar'. Ne kadar hazındir kı; Cumhuriyet, kendi okullannda kendine düşman insanlar yetiştirdi. Ve bu Cum- huriyet düşmanları, neredeyse Ataturk Cumhurıyetı'nin yapısı ve kuruluş fel- sefesinı değiştireceklerdı. Ama becere- mediler. Çok şükür beceremediler. Tüm okurlarımın Cumhuriyet Bay- ramlannı kutkıyorum.. —r_.-»-^r x*"i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle