25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 1998 PERŞE HABERLER Başbakan Yılmaz, çetelerin ortaya çıkanlması için önemli ipuçlan yakaladıklannı söyledi Ç,orap sokugu gıbı sokıılecekANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çe- telerle mücadelede sona yaklaştıklannı savunarak CHP'den süre istemeye hazır- lanan Başbakan Mesut Yılmaz, "Ülkede 3 ayn üçgen var. Önemli ipuçlan yakala- dık, bunlan çorap söküğü gibi sökecegu" dedi. ANAP Genel Sekreteri Erkan Mumcu da organize suçlarla mücadelede "kefleyi komığa aldıkianıu" belirtti. Son siyası gelişmeleri ve araiıkta seçim öne- rilerini değerlendirmek üzere sırayla par- tisinin yetkili kurullannı toplayan Başba- kan Yılmaz, dün de Gölbaşı'nda bazı ba- kanlar. grup başkanvekilleri, genel baş- kan yarduncılan ve milletvekilleriyle ye- mek yedi. Yılmaz, partililerle son 3 günde yaptı- ğı toplantılarda çetelerle mücadele konu- sunda aynntılı bilgiler verdi. Nesiın Mal- Id ile Yener Kaya ve kuşkulu Sümerbank satışına dikkat çeken Yılmaz, "Çeteler bize miras kaldı. Ama, bunlara karşı mü- cadele başlarok. Tek tek elebaşlarını ya- kaladık. Tiirkive Cumhuriveti'nin en bü- yük uyuşrurucu operasyonlaruu gerçek- leştirdik. Sona yaidaşıyoruz" dedi. Yıl- maz, Türkiye'nin üç ayn üçgenin kıska- cına girdiğini belirterek şunlan söyledi: "Nesinı Malki-Yener Kaya cinayetteri ile Sümerbank'ın saüşı birinci üçgen. İkinci üçgen PKK-mafya ve çete üçgeni. Üçüncüsü ise bunlara destek veren siya- setei-bürokrat-sennaye üçgeni. Bunlarla ilgili çok önemli ipuçlan yakaladık. Hep- sini çorap söküğü gibi sokeceğiz." Yılmaz çete. mafya ve PKK'nin Mal- kı. Kaya cinayetlerine kanşanlann ve bunlarla ilişkili siyasetçi-bürokrat ve ser- mayedarlann 55. hükümetin düşmesini istediğini söyledi. Yılmaz, Susurluk'la başlayan süreçte devlet-çete- mafya bağ- iantısının en önemli bulgulanndan olan Israil'den alınan kayıp sılahlar konusu- nun üzennde duruyor. Kayıp silahlardan sadece bırinin DYP Milletvekili Sedat Bucak'ın Susurluk kazasındaki arabasuı- dan çıktıgını anımsatan başbakan, bunla- nn bulunması konusundaki tek umudu- Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Milliyet'in satışı konusunda etkili olduğunu ima etti 'Basını büyük tehlikeden kurtardık' ANKARA (CumhuriyetBüro- su) - Başbakan Yardımcısı Bü- lentEcevit "Seçim için sanınm ki şubat başlan gündeme gelecektir. Şubattan daha ileri bir tarihe bı- rakdacak seçimi Türkiye açısın- dan uygun biılmayız" dedi. Ece- vit, kamuoyundan gelen baskılar üzerine CHP Genel Başkanı De- nizBaykal'ın "Düşükprofillihü- kümetten vazgeçebileceğinin aıt- lasudığuıa" dikkat çektı. Basın özgürlüğünün başta gelen gü- vencesınin "temiz sermaye" ol- duğunu vurgulayan Ecevit "Ba- aıu, dolayısıvla da rejimi ne bü- yük bir tehlikeden kurtardığınu- n tarih yazacaktır.Gazeted arka- daştaruna 'Geçmiş olsun' diyo- rum" açıklamasını yaptı. Ecevit dünkü grup toplantısın- da yaptığı 7 dakikalık konuşma- da seçim, çetelerle mücadele ve temiz medya konusunda mesaj- lar verdi. Türkiye'nin bir erken seçim ortamına girdiğini, bunu süriin- cemede bırakmanın sakıncalan olduğunu vurgulayan Ecevit şun- lan söyledi: "Sayın Yılnıaz'la konuyu ay- nnülanyla görüştük. llke olarak erken seçimin öne alınmasım. an- ladığım kadanyla, ANAP grubu da uygun buluyor. Ancak aralık •yında seçim yapünıası bakımın- dan bazı sakıncalar öne sürüyor- iar. Bu durumda, sanınm ki şu- bat başlan gündeme gelecektir. Tabü henüz Sayın Yılmaz'ın Sa- yın Bay kal ile vapacağı göriişme gerçekleşmedi. Bu görüşmeden sonra ko- nu açığa kavuşmuş olacaktır. Biz herhalde şubat başından daha ileri bırakıJacak bir »eçimi Türkiye açısından uygun bulmayız. Koalisyon uyumunu bozmamaya da öte- den beri olduğu gibi özen göstermemiz ge- rekir. Seçim öncesinde herhangi bir hükü- met değişikiiğinin de çok sakıncalı olacagı- mdüşünü>orum. Bu arada kamuoyundan gelen baskıJar, tepkilerkarşısında CHP Ge- nel Başkanı Sayın Deniz BaykaTın o 'düşük profilli hükümet' isteminden vazgecebile- cegi anlaşüıyor." TBMM"ninyasamaişleminintamamen Yeşil'in oğlu MHP militanıANKARA (Cumhuriyet Bû- rosu)- Polisin önceki gece Çan- kaya bölgesinde yaptığı olağan operasyon sırasında şüphe üze- rine ruhsatsız bir tabanca ile birlikte yakalanarak gözaltma ahnan "Yeşfl" kod adh Mah- mut Yddırun'ın oğlu Murat Yıkünm ile arkadaşı Adem Öz- bay serbest bırakıidı. Emniyet Müdürlüğü'nden üstdüzey biryetkili, Murat Yıl- dınm'ın MHP'nin gençiik kol- lannda faaliyet gösterdiğini, 18 Mayıs 1997 günü Atatürk Spor Salonu'nda yapılan olaylı kongresi sırasında salonda bu- lunduğunu. ancak çıkan olaya kanşmadıginın belirlendiğini bildirdi. Yıldınm ve Özbay, gözaltm- da buJunduklan Silah Kaçakçı- lık ve Mühimmat Şube Müdür- lüğü'nden dün saat 11.00 sıra- larüıda Ankara Adliye Sara- yı'na getirildiler. Adiı tıptaki kontrollerinin ardmdan Suçüs- tü Cumhuriyet Savcıhgı'na cı- kanlan Yıldmm ve Özbay, nö- betçi savcı Tevfîk Akbey'e ver- dikleri ifadelerinin ardmdan serbest bırakıldılar. Yıldmm ve Özbay 'ın adliyeye getirilişi sı- rasında arkadaşlan, basın men- sııplannın görüntü almasını en- gellemeye çahştılar. Emniyet ıVfüdürlüğü yetkilileri, Yıldı- nm 'ın üzerinde yakalanan ruh- satsıztabancanın temiz olduğu- nu ve yapılan balistik muayene- sinden herhangi bir olayda kul- lanılmadığının belirlendiğini beljrttiler. Üst düzey bir yetkili, Adem Özbay hakkında MHP'nin 18 Mayıs 1997 günü yapılan olay- lı kongresınde olay çıkanp ruh- Adem Özbay; eski Ûlkü Ocaklan Genel Baskaıu Aznu KaramahmutoğJu, Mustafa Hakan Üner, Ydınaz CnaJ ve Aytekin Yıldınm'ın da aralannda bulunduğu 50 kişilik bir grupla birlikte MHP'nin 5. olağanüstü kongresirHİe olay çıkarnuşO. satsız silahla havaya ateş et- mekten dava açıldığını ve yar- gılamanın haJen devam ettigini anımsattı. Murat Yıldınm'ın da Özbay gibi MHP militanı oldu- ğunu ve parrinin gençiik kolla- nnda faaliyet gösterdiğini be- lirten aynı yetkili, Murat Yıldı- nm'ın ifadesinde, babasıyla iki yıldır görüşmediğini belirttiği- ni söyledi. nun DYP Milletvekili Mehmet Ağar'ın dokunulmazhginın kaldınlarak yargılan- ması olduğunu ifade etti. ANAP Genel Sekreteri Mumcu da dün düzenlediği basın toplantısında, Türki- ye'nin temiz toplum, temiz siyaset ve te- miz yönetim ile ilgili önemli aşamalar katettiğini söyledi. Çetelerin gösterdiği bazı adreslere önem verilmesinin ANAP'ın bu çevrelerle mücadelesini et- kilemeyeceğini belirten Mumcu, "An kovanına çomaksokukhı. Rahaa bozulan eşekanlan ortalığı \elveleye veriyor. Bu durum bir süre daha devam eder" diye ko- nuştu. Tehdıt, şantaj ve yıl- dmnaya boyun eğmeyecek- lerini kaydeden Mumcu, te- miz siyasetten ödün verme- yeceklerini söyleyerek "Kefleyi kohuğa aldık. Parti- mize yapüan saidınlar vız gefir öns gkler" dedi. Mumcu, Ağar'ın "Erol Evcil'in uçağına ,4NAP'h bakanlar da bindi" sözleny- le ilgili olarak da bu bakan- lann kimler olduğunu bil- mediğini ifade ederek şöyle konuştu: "Memlekette bu kadar fafli meçhul cinayet iş- lenirken DV P iktidardaydı. Sayın Deniz Baykal Başba- kan Yardımcısı, Mehmet Ağar ise EmnivetGenel Mu- dürii idi. ANAP şimdi bütün bu cinayetleri ve baglannlan ortaya çıkanyor. Buna karşı- hk da 'ANÂP'lı bakan da uçağa bindi' deniliyw. Bu, hedef sapürmadır.*' Mumcu, bir başka soru üzerine henüz son sözlerini söylemediklerini vurguladı. tıkandığını, denetim işlevinin de sorum- suzca kullanıldığını kaydeden Ecevit "O yönden de Mecu's çalışmalan tıkaruyor. Bunlar da tabü erken seçimin gerçekten er- ken olmasuu gerektiren etkenler arasında yerahyor"dedi. Ecevit "Eski hükümetler dönemindeku- rulan çeteler, örülen karanlık ilişkiler agV nın da hızla çözüldüğünü, toplumun temiz yönetim özleminin hükümeâeri dönemin- de gjderildiğmi" söyledi. Hükümetlerinin 15 ayda çok şey başardığını savunan Ece- vit "Şimdi bunlara hükümetin çetelerle ve mafyavla mücadeledeki basansı da ekleni- yor. Hükümetimiz bu konuda sonuna ka- dar gitmeye kararlıdır. Kimsenin şundan kuşkusu oimasın: Kimiere sıçrarsa sıçrasın bu kirii ilişkiler ağmın tozu dumanı üsrüne hükümet yüriimeye kararudır. Say ın Baş- bakan'ı da bu konuda kesin bir kararhhk içinde görüyonım* dedi. Ecevit, konuşmasının sonunda hükü- metleri döneminde medya-basın konusun- da da başanlar sağlandığını söyledi. Istan- bul'da bir iletişim okulunu gezerken "Tüm özgürlüklerin başta gelen güvencesi basın özgûrlüğüdür, basın özgürlüğünün başta gelen güvencesi de temiz sermayedir" de- diğinı aktaran Ecevit "Basuıı,dolayısıyte da rejimi ne büyük bir tehlikeden kurtardıgı- mızı ilerde tarih yazacaktır. Her zaman en ağu" koşullar alnnda bile özgürlüklerine sa- hip çıkan gazeteci arkadaşlanmızın, yazar arkadaşlanmı/jn. son haftalarda çektikk- ri üzüntüier öyle umuyorum ki arnk sona ermiştir. Bütün gazeteci arkadaslanma, o nedenle "geçmiş olsun' dffiyonını''dedi. Ecevit sözlerini "Seçinıler hangi tarin- lerde yapdırsa yapdsın, yurttaşlanmızın karşısına biz eUerimiz temiz. alnunız açık, vicdanımız rahat ve kraat karnemiz dop- dolu çıkacağiz" diye noktaladı. Evcil'in defterleri incelemede LE VE.VT GESCELLİ BÜRSA - Bursa Defter- dan Bülent Aslan. Nesim Malki cınayetı ile ilgili ola- rak Erol Evcil'm tüm def- terlerine el konulduğunu, bakanlıktan gelecek 3 mü- fettişin ıncelemelere başla- yacagını söyledi. Kasalara bûyük paralargirdiğini be- lirtet Aslan, şişirilmiş bi- lançolada kredilerin alın- dığını ve ışin bu boyutunu araşnrdıklannı kaydetti. Başbakaa Mesut Yıl- maz'ın önceki gün yaptığı ayiklamajinda. 'çete araş- ürmtlansırasında kaybet- tiği'n belirrtığı dostlan arasmdâ ,\NAP'tan DYP'ye geçen Bursa Mil- letvekili İbrahim Yazı- a'nıa da bulunduğu öne sûnx"ûyot Işidina Nesim Malki ci- nayen ıkilgilı soruşturma çerçtvesmde Bursa Def- terdırlı|ı. Erol Evcil'in defterlenni incelemeye al- dı. Et'cil'nı firmalanna yö- Delik araştırrnalann daha önce öejapılcbğını anım- satat DefterdarBülent As- lın, bu seferki araştırma- nın, lahaönce ıncelenme- )en şiıinleri kapsadığmı beliıttı. Evcil'in firmala- nndı yap.lan araştırmalar- la scniL-î varılabileceğini savvna: \slan. •'ŞündiHk bir bsn fırmılan incele- ne cışp'CL onkra da bakı- iacac \âraz o şirketlerin terp bcfru y«L Beyan et- Bği verşyi ödemiş. Ama icftîrtmt b>aktıgımız za- nat narah farkı çıkıyor. Şa uıdı İDcekme devam «üy>r.D^erlcriDede bakı- laca*" aedı. Hanefi Avcı Evcil olayını 1.5 yıl önce acıklamıstı ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Son gelişmeler, eski Emni- yet Genel Müdürlüğü lsrihbarat Başkanvekili Hanefi Ava'nın "marya-siyaset-pous" ilişkileri konusunda geçmiş yıllarda açık- ladıği bilgilerden birini daha doğ- ruladı. Avcı, tefeci Nesim Mal- Jd'nin öldürülmesini azmettirdiği ileri süriilen ve hakkında kırmızı bülten çıkanlma hazırlığı yapılan Bursalı işadamı EroJ Evcil'in Ala- atdn Çakıcı ile bağlantısmı l .5 yıl önce açıkJamıştı. Hanefi Avcı, 4 Şubat 1997 gü- nü Susurluk Meclis Araştırma Komisyonu'nda verdiği ifadede, Erol Evcil'in Alaattin Çakıcı'yı birkaç kez kiralayarak eylemler- de kullandığını belirtti. Evcil'in, son defa, banka açmak istemesi- ne engel olanlan etkisiz hale ge- tirmesi için Çakıcı ile 2 milyon dolara anlaştığını kaydeden Avcı, Çakıcı'nın, durumu MlT görevii- si YavuzAöç'a anlatarak birlikte plan yaptıklannı bildirdi. Av- cı'nın, MlT görevlisi Yavuz Ataç'm Çakıcı ile ilişkisi ve eski MÎT Kontrdaire Başkanı Mehmet Eymür hakkında söyledikleri de daha sonra doğrulanmıştı. Komisyondaki ifadesinde, dev- letin PKK 'ye büyük destek veren kişilere karşı huİcuki olarak yete- rince mücadele edemediğini dü- şünen bazı devlet görevlilerinin yasadışı anlayışla görev yapmak gerektiğine inanmaya başladıkla- nnı belirten Avcı, geçmişte MlT, Emniyet veJİTEM içinde ayn ay- n gruplaşmalar gerçekleştirildı- ğini açıkJamıştı. Hanefi Avcı, ba- zı Kürt işadamJannın öldürülme- si ve beş on bombalama eylemi- nin bu gruplar taraftndan yapıldı- ğıru ve bu gruplann zamanla de- netlenemez hale geldiğini anlat- mıştı. Nurulkh Tevfik Agansoyun yurtdışına kaçınlışmı Yavuz Ataç'uı organize ettigini ileri sü- ren Hanefi Avcı, MlT görevlisi Duran Fffat'm da Mehmet Ey- mür'ün temsilcisi ve kirli işleri ile ilgili olarak bütün mafyacılaria ilişkide olduğunu, ayak işlerini yaptığını iddia etmişti. Avcı, Bur- sa Val isi Orhan Taşanlar'ın da Is- tanbul Emniyet Müdürlüğü'ne gelirken bugün bılinen suçlardan ve rüşvet almaktanyakalanıp yar- gılanmakta olan personeli bera- berinde gerirdiği'ni, bunlarla tz- mir Emniyet Müdürlüğu'ndebir- likte çalıştığım söylemişti. Karahasanoğlu ve Cankurtaran serbest bırakildı Istanbul Haber Servisi - tşadamı Nesim Malki cına- yetiyle ilgili olarak önceki akşam gözaltına alınan Eti- bank Genel Müdürü Şükrü Karahasanoğlu ve bankacı Emin Cankurtaran çıkanl- dıklan İstanbul DGM Cum- huriyet Başsavcıhğı'nca ser- best bırakıldı. Karahasanoğ- lu, olayla ilgilisinin bulun- madığını belirterek "Bflgime başvurulmak üzere savcıhğa çıkanidım" diye konuştu. IDGM Savcısı Engin Balta- cı, Alaattin Çakıa'nın avu- katı Aydoğan Temizer'in de ifadesine başvurulacağını söyledi. Önceki akşam gözaltına alınan Karahasanoğlu ve Cankurtaran, tstanbul Emni- yet Müdürlüğü Organize Suçlar ve Silah Mühimmat Kaçakçılık Şube Müdürlü- ğu'nde tamamlanan sorgula- nndan sonra dün saat 10.00 sıralannda DGM'ye getiril- di. DGM Cumhuriyet Savcı- sı Engin Baltacı tarafından ifadeleri alınan Cankurtaran ve Karahasanoğlu serbest bı- rakıldı. Karahasanoğlu'nun Sümerbank'm eski genel müdürü olması dolayısıyla "tanık" olarak dinlendiği, Cankurtaran'm ise soruştur- ma kapsamında ifade verdi- ği öğrenildi. Karahasanoğlu. serbest bırakıldıktan sonra DGM çı- kışında gazetecilerin sorula- ruu yamtladı. Karahasanoğ- lu, "Olayia Ugiın bulunmu- yor. Bilgime başvurulmak üzere savcılığa çıkanldım" diye konuştu. Cankurtaran ise herhangi bir açıklama yapmadan DGM'nin arka kapısından çıkanldı. SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR calislar(« cumhuriyet.com.tr Malki cinayetinin bir ölçüde aydınlanmasıyla birlikte yeni sorular da gündeme geldi. Bu cinayeti yorumlayan siyasetçi- ler ve araştırmacılar, asıl çarpı- cı sonuçlann Mumcu ve ipek- çi cinayetlerinin aydınfanmasry- la ortaya çıkacağını belirtmeye başladılar. Malki cinayetinin ipuçlannın dikkatle takip edil- mesiyle bu cinayetlerle ilgili iz- lere de ulaşmanın mümkün ola- caöı fikri yaygınlık kazandı. Tpekçi ve Mumcu cinayetle- rinin, Türkiye'yi bir iç kargaşa ortamına sokmak isteyen güç- lerin eseri olduğu gün gibi aşi- kâr. Basının iki önemli ve etkili kalemi, uzun aralarrJan sonra, benzer yöntemlerle öldüriildü- ler. Benzeriikten kasrt, her ikisi- ni de öldüren odağın aynı amaçlara yönelmiş olması. 1979 yılında gerçekleştirilen Ipekçi cinayetini çözmek ama- cryla en çok çaba harcayan ga- zeteci Uğur Mumcu'ydu. Mum- cu'nun kitaplannı ve yazılannı bugün gözden geçirdiğimizde, Abdi İpekçi ve Uğur Mumcu Cinayetleri... Ipekçi cinayetinin büyük ölçüde aydınlandığını görebiliriz. Mum- cu, Ipekçi'yi öldüren güçleri adım adım takip etmiş, olayın arkasındaki güçleri teşhis et- mişti. Susurluk skandalının pat- lak vermesiyle, Mumcu cinaye- tini çözebilecek bazı izler de or- taya çıkmıştı. Ancak, güvenlik güçleri içindeki ülkücü etki, bu işin ilerlemesinin önünde bir en- gel olarak duruyordu. Ipekçi cinayetine baktığımız- da ise, bunun Susurluk'la bağ- lantısı artık gizlenemeyecek ka- dar netleşmiş durumda. Devle- tin yeşil pasaportlar verdiği; MlT'çilerin, bizim daha önce kullandığımız dediği isimlerin Ipekçi cinayetinde etkili bir rol oynadıkları, Susurluk'la birlikte günyüzüne çıktı. MaJki cinaye- tinin faillerine bakıyoruz, hepsi eski ülkücü gelenekten geliyor- lar. 12 Eylül öncesi birçok sal- dın olayına katıldıkları basına yansıdı. Ipekçi neden öldürülmüştü, sorusunun cevabını bugün da- ha kolay verebiliyoruz. Ipek- çi'nin ve onun gibi değerli aydın ve bilim adamlannın öldürülme- siyle Türkiye 12 Eylül'e sürük- lendi. 12 Eylül'den sonra ise, Ipekçi'nin katili Mehmet Ali Ağca, yağdan kıl çekergibi as- keri cezaevinden kaçınldı. Bu kaçırma olayının arkasındaki isimlerden birisinin, Susurluk skandalının kahramanlanndan Abdullah Çatlı olduğunu, Uğur Mumcu yıllar önce saptamıştı. Bu bilgileri üst üste koyarsak nasıl bir sonuç çıkarabiliriz? Ipekçi'yi öldürenler, devlet için- de etkili bazı güçler tarafından korundu. Peki onlan koruyan bu güçler, böyle bir işi neden yap- mış olsunlar? Buradan da, Ipekçi'yi öldürenlerle devlet içindeki bazı güçlerin çıkarian- nın ortak olduğu sonucuna va- rabiliriz. Bu nasıl birçıkarortak- lığıydı diye sorarsak, 12 Eylül sonrası manzaraya bakarak bu sorunun cevabını bulabiliriz. 12 Eylül Türkiyesi, bugünkü çeteler Türkiyesi'ni yarattı. Sol düşmanı, aydın düşmanı, öz- güriük düşmanı katiller, 12 Ey- lül sonrası tam anlamıyla koru- maya alındılar. Onlara içeride ve dışanda görevler verildi. Aranan katillerin arkadaşlan, siyaset ve iş alanında devletin içindeki ter- cihlerle adım adım yükseldiler ve etkili yerlere gelditer. Emniyet genel müdürleri, özel Harekât Dairesi başkanlan, Içişleri ba- kanlanyla Ipekçi cinayeti gibi ci- nayetin failleri, aynı çizginin bir uzantısı olarak işbirliğini sür- dürdüler. Çıkarortaklıklanoluş- turdular. Ellerindeki dokunulmaz mev- kilersayesinde, kara paranın da yönlendiricisi haline geldiler. Ye- ni zenginler, eski katiller, bürok- ratlar iç içe geçtiler. Ölümler, kanlı paralar, devlet görevfileri birbirine karıştı. Ipekçi'nin katilleri aslında bel- li. Devleti yönetenlerin iradesi bu cinayeti çözmek yönünde ağıriık koysa Malki cinayetin- den daha çabuk aydınlanır. A- ma sonra ne olur?.. Bu cinaye- ti kimlerin azmettirdiği gibi da- ha çetrefil bir soruyla karşı kar- şıya geliriz. Işte asıl sorun da burada. Ipekçi'nin katillerinin eline silahı kim verdi? Neden verdi? Mumcu, bu sorulann birço- ğunun cevabını ortaya çıkardı- ğı için öldürüldü. Uğur Mum- cu'nun ölümünden sonra, bu işin Iran tarafından örgütlendi- ğine ilişkin bir hava yaratılmıştı. Bu dönemdeki açıklamalan ve yönlendirmeleri de yeniden gözden geçirmekte yarar oldu- ğunu düşünüyorum. Birileri, bu cinayetin asıl sahiplerini biliyor- du da, hedef mi saptırmak iste- mişlerdi? Ipekçi ve Mumcu cinayetinin asıl faillerine ulaşmak, temiz Türkiye'ye ulaşabilmenin, belki de olmazsa olmaz koşullann- dan... PERŞEMBE ORHAN BURSALI Temizlik Devrimi Cumhuriyetin 75. yıldönümüne ilginç bir orta giriyoruz. Yazının sonundaki fikri hemen baştan söyle Bize, 75. yıldönümünde, uzun süredir kaybettif vetoplumun geleceğe olan güvenini temelden sa iki temel konuda iki müjde gerek: Devleti ve toplumu, mafya ve hertüriü pislikten men kılıçla keser gibi, acımasız, ihtilalimsi yönten le anndırarak gerçekleştirilecek "temiz toplum". Ve sosyal adaleti, gerçek emeği yeniden ön p alan ve yücelten girişimler. Paranın değil, toplı toplum, milleti millet ve ülkeyi ülke yapan temel ğerlerin egemen kılınması... ••• Acaba sokaktaki yurttaş için bugünkü cumhur tin anlamı nedir? Sözlükteki anlamından, tarihi bağlamından kof dığımızda ve bugün yaşadığımız gerçekle, yani d letle, siyasi partilerin yapılan ve politikalanyla; t partilerin başında bulunan liderleriyle ilişkilendird mizde, cumhuriyet şu demektir: • Devlet çapında, katında, desteğinde ve mafya birliğinde yürütülen büyük vurgunlar-rüşvetler-k, paralar-doiandıncılıklar-kamu mallannı peşkeş ç< meler-büyük vergi kaçırmalar-cinayerler. • Paranın her şeyi satın alabileceği bir sistem. • Sadece parası olanlann adam yerine kondu( toplumda yücettildiği ve önemli insan olarak değı lendirildiği bir toplumsal yaşam biçimi. • İnsan gibi yaşatacak bir gelire sahip olmayan nn süriinmeye ve ölmeye mahkûm sefiller olarak g rüldüğü bir düzen. • Dans edip yoksullar için para toplayan minik ç cuklanmıza kadar uzanan bir baskı mekanizması. • Adalete, polise... güvenin kalmadığı birortam. Cumhuriyet bu mudur? • • • Buysa eğer, padişahlık ile cumhuriyet arasındaki t mel fark nedir? llkinde, iktidar erkini kullanma şansının, soy sop i ilişkili olmasıdır. Yani bir azınlık işbaşındadır. Görünüşü Türkiye Cumhuriyeti, arka planda iseb. zen başbakandan bile daha etkin bir mafya cumh riyeti olan bizim cumhuriyette ise yukandaki görünı me uyum sağlayan, bu görünümün bir parçası, hi metlisi, gönüllüsü, destekçisi, tetikçisi olanlann, l sistemden beslenenlerin iktidar erkine ortak olma! dır. Bunlan da toplarsak, sayı olarak, belki de pac şahlıktan daha azınlık olduklannı görürüz. Her iki sistemde de, büyük çoğunluk, gerçek ik dar yapısının dışında kalmaktadır. • • • Biz, cumhuriyetimizi geri istiyoruz. 75. yıldönümü, cumhuriyete kavuşmanın bir Ğ nüm noktası olabilir mi? 75. yıldönümü gelecek hafta büyük şenliklerle kı lanacak. Tarih Vakfı'nın yayımladığı, üç büyük ken mizde yapılacak kutlamalan gösteren programı inc liyorum, her şey var Şenlikler, cumhuriyet geçitte toplantılar, paneller, ışık ve ses gösterileri, sokak p nayırlan, sergiler, yürtiyüşler, müzik, eğlence vb. Bu kutlamalar, "temiz toplum"a yönelik, şimdi iş retJerini gördüğümüz minik "kılıç darbeleri'm, kuşk ya yer vermeden ve yanlış yapanm duygusuna kap madan, hiç tereddüt göstermeden, nereye ve har nokta veya makama vanrsa varsın, acımasızca si dürülecek temizlik eylemleriyle yürütüldüğü zarre gerçek anlamına ve içeriğine kavuşacak. Ve kutlamalar gerçek kutlamalara dönüşecek. Bu, cumhuriyetin en önemli projesidiıi • • • İçinde, bu pislik düzene son vermek arzusu yat siyasetçiler, Başbakan ve bütün diğer ilgili ve yetk ler şunu görmüyoriar mı: Toplumda gerçek lider ve gerçek kahraman o/afc menin, yannlara kalabilmenin ve yücelebilmenin b tün koşullan var! Sırtını -parti kurullanna vb.'den çok- topluma, to lumdaki bu büyük isteğe dayadın mı, bunu başarm mak mümkün değil! Toplumun lideri olamayanlar, p< ti lideri de olamazlar. Bu ülke, gerçek kahramanlannı bağnna basmay cak, onları ödüllendirmeyecek de kimi ödülle direcek?! Ceyhan-Bergama Cezaevlerinde sevk gerginliği tırmanıyo ADANA / İZMtR (Cumhurivvt) - Ceyhan ve Bergama Özel Tip cezaev- lerinde gerginük tırmanı- yor. Ceyhan Özel Tip Ce- zaevi'nde kısa süre önce bir tünelin ortaya çıkma- sıyla başlayan ve bazı tu- tuİdu ve hükümlülerinbaş- ka cezaevlerine sevk edil- mek istenmesiyle süren gerginliğin ardmdan 4 icı- şilik hücrelere konulan tu- tuklu ve hükümlüler dün açlık grevine başladı. Ber- gama Özel Tip Ceza- evi'nde ise siyasi tutuklu- lann başlattıklan "maita işgali" sürüyor. Ceyhan Cezaevi 'nde tü- nel bulunması üzerine ba- zı tutuklu ve hükümlüler sevk edilmek istenmişti. C-3 ve C-4 koğuşlannda kalan DHKP-C, TİKKO ve Dev-Sol davalanndan yargılanan tutuklu ve hü- kümlülerin sevki protesto amacıyla yatak ve battani- yeleri yakmalanyla başla- yan çatışma sonucunda 15 gardiyan, 11 hükümlü ve 3 asker yaralanarak Ada- na 'yla Ceyhan'daki Devlet ve Numune hastanelerine kaldınlmıştı. Yarahlardan büyük bölümü taburcu olurken tutuklulardan Şemsettin Kalkan ile kim- liği belirlenemeyen bir as- kerin durumunun ciddiye- tini koruduğu öğrenildi. Cezaevi önünde dün sa- bah saatlerinden itibaren toplanan tutuklu ve hü- kümlü yakınlan, Adana Barosu Başkanı Avukat Ziya Yergök'ün Ceyh Bassavcısı tbrahim Ozı mir ile yaptığı göriişı sonrasmda içeri almdıi Görüşmeden çıkanlard Şevld Çefik'in annesi Şe fe ÇeBk kriz geçirirken, ğer tutuklu yakmlannın ağladığı görüldü. Bu a da Avukat Mustafa Çin hç. ismini belirleyemed DGM Savcısı'nın talin tıyla polisin bürosuna j lerek arama yaptığını s< ledi. Halkın Hukuk Bürc tarafindan Ceyhan Ce. evi'nde yaşanan olayla ilgili yapılan yazıla aç lamada, yaralanan 33 tuklu ve hükümlünün < zaevine geri getirileı hücrelere konulduğu be tildi. Ceyhan Cezaevi'& ki uygulamalan prote amacıyla Bergama Ö Tip Cezaevi'nde, DH* C, MLKP, TKP/ V TİKB ve Ekim davalar dan yargılanan toplam tutuklunun malta işgah' lemi dün de sürdü. Öı koğuş kapılannın açılc maltalan işgal eden lemcilerin, dün ana m{ kapısma kadar eylemleı genişlettikleri bildirildı' Sorunun çözümü i aralanndan Çağdaş I kukçular Derneği (Çri tzmir Şube Başkanı 1 dün Degirmenci'nın de lunduğu bir grup avu Bergama'ya gitti. AvuJ lar, önce Bergama Cum riyet Bassavcısı Orf Vuraloğhı ile görüştüle
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle