18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 EKİM 1998 PERŞEM OLAYLAR VE GORUŞLER Suriye Sorunu TUNCER GUVENÇ Öğmim Üyesi T ürkiye Gerijla haıeketi diştan 1970'li yıl- sürekü besleniyordu. Ilk larda içerde- kı terör \e kanşıkJıklar- la uğraşırken 12 Eylül darbesı ıle karşı- laştı. Kurulan dikta rejimi kısa sürede çoğu CIA ye- tiştirmesi Maocu. Ho Şı Minhci vb. hareketleri ko- layca bastınp, aşın sagı baş tacı ertikten ve Türkiye'de molozlar yönetimine yö- neldıkten sonra demokra- si rejimine geçme çabala- nnda hiç düşünmediği. fa- kat dostlanmızın darbeci- leri iyi uyuttuğu bir konu- dal984'te,ilerdeilanedil- memiş savaş olarak adlan- dınlacak PKK gerıllasını yenı sisteme hediye etıi. Önce bu sıradan bir eylem gibi görüldü ve gereken önem. özellilde dış kaynak- lanna verilmedi. Olaylann polis ve jandarma olanak- Iannı aştığı görülünce, so- run orduya devredildi. NA- 1O standart ve sorunlanna göre hazırlanan ordu bir vurkaç için hazırlıklı de- ğildi. Önce bocaladı ve ye- ni duruma hızla uyarak bas- tınlan PKK'nin dış deste- ginin çok artmasına karşın birbirini izledi. elde Irak, Suriye. lran, Er- menistan vardı. Fakat bun- lar çok daha geniş dış des- teğin (ABD. Fransa, fngil- tere. Almanya vb.) Türki- ye çevresindeki üsleri idı. Suriye'nin sorunları çok fazla ve çelişkilerle doludur. Toroslardan başlayan Bü- yük Suriye düşü Birinci Dünya Savaşı sonundaki paylaşımda Fransız sömür- geciliğinin düşüdür ve In- gıliz sömürgeciliğine ters düştüğü için Irak ve Ür- dün'de; Türk Bağımsızlık Savaşma ters düştüğıi için de Toroslar'ın güneyinde gerçekleşememiştir. Petrol potansiyeli bakımından Musul bir yana bırakılırsa savaş sonundaki durum Türk, Ingiliz ve Fransız güç dengesi sonucu oluşmuş- tur. Daha sonra Hatay'ın anavatana katılması ise Su- riye'de kurulan devletçik- lerden Hatay'ın bağımsız olması ve bu cumhunye- tin halk oylaması ile Tür- kiye'ye katılma karannın uluslararası kuruluşça ka- bulü ile gerçekleşmiştir. Türkiye uğruna savaş ver- diği Misakımilli sınırlannın - tarn olarak gerçekleşme- mesini hiçbirzaman sorun yapmamasına karşılık Su- riye zaman zaman Hatay sorununu arkadan dile ge- tirmektedir. Fransız sömür- geciliğı dmler ve farklı kö- ken mozayiği işgal aitın- dakı Ortadoğuda. pek çok küçük devletçikler (Lüb- nan, Halep, Şam, Aleviler Toprağı. Lazkıye. Dürzi Devleti gibi) kurmuştur. Bunlardan bazılan birleş- tirilerek Suriye ve Lübnan oluşturulmuştur. Bu olu- şum Fransa'nın Ikinci Dün- ya Savaşı'nda yenilgisi ile başlamış, 1945'teşekillen- miş ve Fransız işgalinin 1946'da ortadan kalkma- sıyla Suriye Cumhuriyeti kuruluşu ile sona ermiştir. Bu devlet hiçbir zaman dengesini bulamadı. Irak ve Mısır'ın ve hatta Haşi- mi Ürdün'ün etkileri bir süre sürdü. Sonra diktatör- ler(Zaim, Hınnavi, Çiçek- li, Attasi ve Esad gibi) ve sayısız darbe ve darbe gi- rişimleri. Mısır'la birleş- me (1958), bir darbe sonu- .cu aynlma (1961), yine Mı- sır ve Libya ile birleşme (1971) hiçbir sonuç verme- di. Şii kökenli general Esad'ın 1971 "de Şiilerin baskın olduğu ordu ve Ba- as Partisı vasıtası ile cum- hurbaşkanlığını üslenmesi sonucu Suriye tarihinde en uzun süren bir azınlık dik- tatörlüğü kuruldu. Bu dönemde 1967'den beri lsrail işgali altındaki Golan, 1973 lsrail savaş.ın- da da geri alınamadı. Bu- na karşılık 1976'da Lüb- nan'daki kanşıkJıkta îsrail'e gücü yetmeyen ve Lüb- nan'a giren Suriye ordusu zayıf. küçük ve karmaşa içindeki Arap ülkesinin Ku- zeyindeki Bekaa Vadisi'nin önemİJ birkısmını işgal et- mıştir ve bu işgal bölgesin- de halen çeşitli terör grup- larına PKK başta olmak üzere üs vermektedir. Bugün Suriye, Şii azın- lığın ordu ve gizli polis ku- ruluşu Muhaberat'a ege- men olması sonucu(Şiiler, yüzde 89'u Müslüman olan nüfusun dörtte birini oluş- turmaktadır) Müslüman Arap (Sünni ve Şii), Hıris- tiyan Araplar (küçük fark- lı kiliselere bağlı Maruni, Nasturi, Ortodoks), Erme- ni. Dürzi (Şii), Kürtlerço- ğunluk mozayiği içinde Şii küçük bir azınlık tarafin- dan dokrrinsiz totaliter bir rejimle Arapçılık ve büyük Suriye düşleri ile uyutula- rak veya uyutulmaya çalı- şılarak yönetilmektedir. Dünyada ise oldukça yal- nızdır ve pek çok ülke ta- rafından terörü destekle- yen ülke olarak ilan edilmiş veya böyle kabui edilmek- tedir. Türkiye'nin tarihsel ve jeopolitik konumu. her tür- lü iç ve dış engellemelere karşın ekonomik yönden aşamalar yapması, GAP projesi ile yapılan ve yürü- tülmeye çalışılan büyük gi- nşimler, Büyük Suriye dü- şünün Toroslardan başla- ması Suriye'de var olan si- yasal yönlendirme ve ko- şullandırmaya ters duşmek- tedir. Pek çok ülke için ol- duğu gibi, buna tüm Orta- doğu Arap ülkelerini de ka- tarak, Türkiye'nin geliş- mesi, Türkiye üzerinden toprak isteğini Arapçılık olarak sunan ve Arap ülke- lerinden de kapalı destek gören ve bunu dolaylı yol- dan dile getiren Suriye'yi fazlası ile rahatsız etmek- tedir. Bu gelişmeyi engel- leyemezse de köstekJeme- si için elinde yüz verildiği ve açıkça karşı çıkılmadı- ğı sürece sadece terörü des- teklemek kozu bulunmak- tadır ve bunu da ne yazık ki 1984'ten beri yapmakta- dır. Türkiye'nin son günler- de Suriye'ye karşı aldığı Tatlı ahsveris! ;m vergiler bizden* \ 6 ay için %0 faiz* Geniş iç hacim, üstün performans, yüksek kalite, ekonomik yakıt tüketimi, fiyat avantajı ve satış sonrası hizmet desteğiyle sahip olacağrnız yerli üretim 99 Accent'ler; Hyundai Shovvroom'larında sizleri bekliyor. (32^00 TL| Bu kampanya, sınırlı sayıda araç ve kısa bir süre için geçerlıdir. 'Vergiler toplamı indirimi peşin alımlarda geçerli olup, KDV ve Ek Taştt Alım Vergisi hariçtir. **1 milyara kadar olan kredili alımlarda geçerlidir. Bu kampanya şartları Hyundai Accent Sedan, Hatchback, Sporty ve Atos modelleri için geçerlıdir. Yukarıdaki avantajlardan sadece bırıni seçebılirsiniz. Bu kampanya ^ EMLAK BANKASI ve HYUriQHIF15SFJn ışbirliği ile düzenlenmistir. HYUnDFIIRSSOn HTUNCMU ASSAN 0TCMOT1V S W VEIK ».Ş <&>HYunnnı davranışın Esad gibi pek çok kişi tarafından anlaşı- lamadığı söylenmiştir. Su- riye 1984'ten beri PKK te- rörune her türlü desteği ver- mekte, yardım etmekte ve korumaktadır. Bu tarihten beri de hükümetler sorunu kapalı bir biçimde diplo- masi yoluyla çözmeye ça- Iışmışlardır ya da öyle gö- rünmüşlerdir. Aslında on dörtyıldır bu desteğin kurutulması için neden ciddi, diktatörlerin anlayacağı dilde bir giri- şimde bulunulmadığı bu hükümet başkanlanna so- rulmalıdır. Bunun kökenin- de 12 Eylül'ün Netekim Paşa'sının başan ile uygu- ladığı doğru dürüst siya- setçi yetişmemesi progra- mı yatar. Darbe öncesi siyasetçiler djşında arkadaşım Haigdi- yen gibi. arkadaşım Busb ve arkadaşım Clinton di- yen "vİ2yon"u olan "Ma- de ta USA" iki politikacı- dan ba^ka kimse çıkmadı- ğı gibi eski politikacılann 12 Eylül etkisinde dar bir çerçeve içinde kalmalan, partilerinin dışından gelen görüşlere kapalı olmalan- nı de eklemek gerekir. Bu durumda Türkiye'nin ulu- sal dış politikasını ve stra- tejisini kim oluşturacaktır? Bu konuda sabn kalma>an halk gibi Ordunun da sab- n kalmamıştır. Ordunun saygın bir biçimde önce ge- rekli kurullarda ve sonra kamuoyu önünde zorunlu gördüğü görüşlenni açık- lamasına da kimse şaşma- malıdır. Neden şirndi sorusunun yanıtınm "artık sabnmız taşû" olduğu açıktır, fakat kimin ve neden sabnnın taştığı pek açıkça söylen- memektedir. Durum 1980 veya 1990'lardaki durum- dan çok daha vahim bir ko- numa gelmiştir. - Türkiye uluslararası ku- ruluşlardan ve özellilde Ba- tı tarafindan Kıbns, Ege ve Kürt konulannda baskı al- tındadır. Başka bir deyişle Batı 'nın Yakın ve Orta Do- ğu'daki çıkarları Türki- ye'nin ulusal çıkarlan ile çatışmaktadır. Türkiye böl- gedeki ulusal çıkarlannı, özellikle müttefikleri ile doğrudan karşı karşıya gel- meden çözmek ve buna adım adım, zaman yitirme- den gitmek zorundadır. - Türkiye'yi binlerce ki- şi ve milyarlarca dolar ve gelişme kaybına uğratan PKK terörü başta Batı'nm belli başlı ülkeleri (ABD, Ingiltere, Fransa. Almanya, Iskandinav ülkeleri, Italya, Benelüks ülkeleri vd.) ta- rafindan farkJı nedenlerle ve farklı şekillerde destek- îenmektedir. Dış desteklerin kaldnl- masında ABD-Saddam sa- vaşının doğurduğu koşul- lar, birbirleri ile veya Sad- dam ile banşan-bozuşan aşiretlerin yönetimi, eğer yönetim denilebilirse, dışın- da bir yönetim bırakma- mıştır. Bu yönetim boşlu- ğu Türkiye'nin bir muha- tap bulamaması sonucunu vererek Kuzey Irak'taki PKK üs ve varlığına karşı doğrudan ve tek taraflı as- keri girişimde bulunmaya zorlamış ve gerektiğinde yapmış ve yapacaktır. Suriye'ye karşı alınan açık tavır PKK'ye destek veren diğer ülkeleri de bas- ta lran, Güney Kıbns, Yu- nanistan ve Ermenistan'ı da ciddi olarak düşünme- ye sevk edecektir. Bunun et- kileri de şimdiden görül- mektedir. Diğerülkelerin de siyasetlerinde Türkiye'nin kesin karar ve tutumunu görerek değişmeler olacak- tır. - PKK terörünün hemen hemen rümüyle sona erdi- rilmesi ile dost görünen PKK destekleyicisi ülke- lerde başka girişimlere yö- nelmeler görülmektedir. PKK terör örgütüne veya sözde meclisine yataklık eden "dosdannuz" sorunu uluslararası siyasal sorun şekline dönüştürmeye yö- nelmişlerdir. Ilerde böyle bir durum Türkiye'ye yeni ve daha büyük sorunlar getirmeye gebedir. Türkiye. "dastîa- n" sayesinde böyle sorun- lara neden olacak PKK te- rörünün en önemli üssü- nün varlığına ne pahasına olursa olsun son vermek zorundadır. Suriye'ye kar- şı alınan tavnn artık zaman geçirilemezliğinin en önemli nedenlerinden biri de budur. - VVashington'daki son görüşmelerde iki aşiret re- isi ileABD Dısişleri Baka- nı ve yetkilileri ile alınan kararlar, Türkiye'nin so- runla hiçbir ilışkisi yok- muş gibi dostluğa ve müt- tefikliğe yakışmayan bir şekilde Türkiye'yi dışarda tutarak alınmış ve şimdiye kadar olan resmi tutumla- nna ters davranarak ger- çek niyetlerini dolaylı ola- rak açıklamışlardır... Hani Nerde îkinci Görüşme? M. İSKENDER ÖZTURANLI Hukukçu U ygar dünyada yasamadoku- nulmazlığı sı- nırlıdır. Doku- nulmazlık, ya- sama göreviyle sınırlandı- nlmıştır. Milletvekilleri an- cak "Meclis çahşmalannda- ki oy ve sözlcrinden. Mec- lis'te ileri sürdükleri düşün- celerden... bunları Meclis dı- şında \ inelemekten ve açığa vuraıaktan sorumlu tutula- maziar." Anayasanuzm 83/1 maddesi de bu doğrultuda- dır. Ne var ki aynı madde, Meclis üyelerine büyük bir ayncahk tanımış, bu ana ku- ralı sulandırarak yargı önü- ne çıkarmayı zorlaştırmış- tır. Herhangi birsuç işleyen milletvekili, Meclis tarafin- dan dokunulmazlığı kaldı- nlmadıkça "tutulamamak- ta, sorguya çekilememckte, hıluklanamamakta v«yargh lanamamaktadır" (83 2). Bu anlamsızlığı düzelt- mek, uygar ülkeler düzeyi- ne gelebilmek için kamu- oyunun da baskısıyla 75. hü- kümet bir anayasa değişik- liği tasansı hazırlamış ve ta- san Meclis'tegörüşülmüstür. Ilk görüşmede yapılan oyla- ma sonucunda gerekli ço- ğunluk sağlanamamıştır. Anayasamn 175/1 madde- sinegöre anayasa değişiklik- leri için iki görüşme gerek- mektedir. Arna aradan sekiz ay geçrniş ve seçimlerin öne alınması da karara bağlanmış olmasına karşın konu bir tür- lü gündeme getirilmemiş, uyutulmuştur. Açıkça görülmektedir ki ikinci görüşmede de gerek- li çoğunluk sağlanamaya- caktır. Bu nedenle oylama- dan korkuhnaktadır. Bu de- mektir ki Meclis, kendisin- den korkmaktadır. Milletve- kili yargıya girmekten çe- kinmektedir. Çünkü doku- nulmazlıklann kaldınlma- sıyla ilgili dosyalarda belir- tilen suçlann hemen hemen tümü yasama göreviyle il- gili değildir. Sıradan ve adi adı verilen suçlardandır. Bu, çok üzücü ve ürkütücü bir durumdur. Bu durum karşı- smda Meclis Başkanı'ndan, Başkanlık Divanı'ndan ve tüm milletvekillerinden ha- ni nerde ikinci görüşme di- ye sormak herhalde hepimi- zin hakkıdır. DOĞANBEY'de SATILIK ARSA Doğanbey'de Dilek yarımadasının altında, deniz ve orman manzaralı (Söke-Karina) Anıtlar Kurulu'ndan proje onayılı, belediyeden imar ve inşaat izni alınmış, temel için çahşması yapılmış, 1 kamyon taşı da dahil 87 metrekare arsa (2 kata izinli) ihtiyaç nedeniyle acil olarak 3.300.000.000.- TL'ye satılıktır. Tel Gündüz: 512 05 05 / 533 Gece ve hafta sonu 669 22 17 PENCERE Avrasya'da Varoluş••• Bir devlet yetkilisi Suriye'nin yeni durumur belirtmek için: "- Artık" demiş, "abisiyok!.." Abi kimdi?.. Rusya!.. • Mustafa Kemal'in Ulusal Kurtuluş Savaşı'nd en çarpıcı durum tartışması "Kafkas Seddi" üze rinedir. 1920 yılının başında yazılan ve "fikirlen ni almak üzere" kolordu ve tümen komutanla nyla "Istanbul'daki arkadaşlarına" şifreli telgraf la iletilen belge bir "deha"n\r\ ürünüdür. Ingiltere, Kafkasya'da Ermenistan-Gürcistan Azerbaycan kukla hükümetlerini o dönemde ku ruyor. Bu, Sovyetler'le Anadolu Kurtuluş Hare keti arasındaki dayanışmayı engelleyecek "Kaf- kas Seddi"ri\ oluşturacaktır. Ne yapmalı?.. Gerekirse saldınya geçerek bü Kafkas Seddi'n silah zoruyla yıkmalı! Çünkü bu başarılmazsa Anadolu dört yanından kuşatılacak; Kurtuluş ha- reketi için dış destek sağlamak olanaksızlaşa- caktır. Kafkas Seddi yıkılmıştır. Sovyetler'le dostluk, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra noktalandı. "Komünist Rusya" Kars sını- nndaydı ve "Amerika'nın sınırı da Kars'tan ge- çiyor"du. "SoğukSavaş"cenderesindebağım- sızlığını yitirmek korkusuyla körleşen Türkiye, özgüvenini yitirmişti. 1991 dönüm noktası oldu. Sovyetler'in yıkılması, dünya dengeleriyle bir- likte Ortadoğu'da çok şey değiştirdi. • "Kafkas Seddi" değişik biçimde yeniden ku- ruldu. Sovyetler dağılınca Kafkasya'da bağım- sızlıklannı ilan eden cumhuriyetler Türkiye ile Rusya arasına girdiler. Rus ordusu eski Sovyet coğrafyasındaki varlığını sürdürse de Çeçenis- tan ile yaptığı savaşta döküldü; Türkiye kuzey- dogu sınınnda rahatladı. Amerika ile ilişkilerinde de Türkiye'nin askeri konumu değişti. Doğu-Batı savaşında Silahlı Kuvvetlerinin yüz- de 90'ını NATO emrine verecek Türkiye geçmiş- te kaldı. Amerikan kamuoyu Ortadoğu'da Ame- rikan gençlerini kırdıracak bir kara savaşma kar- şıdır; Irak'ta Saddam Körfez Savaşı'ndan bu kadar yıl sonra iktidardadır; Türk ordusu Gü- neydoğu Anadolu ve Kuzey Irak'taki deneyim- leriyle öne çıkmış; savunma koşullan ve mantı- ğı 1991'den sonra kökünden değişikliğe uğra- mıştır. • Ankara Suriye'ye ne dedi?.. Komşu ülkenin Türkiye'ye karşı yürüttüğü adı konmamış savaşın durdurulması istendi. Dev- letlerhukukuna göre Şam'ın PKK terörünün mer- kez üssünü banndırması olanaksızdı. Ancak bu haklı girişim, ülkedeki aynlıkçılann, mürtecilerin ve mandacılann direnişiyle karşılaştı; bir vavey- la koptu: "- Durup dururken bu nereden çıktı?" "- Seçimi ertelemek gerekçesi mi?.." "- Savaş değil, barış istiyoruz." Marjinal enteller, mandacılar, ayrılıkçılar ve mürteciler her ulusai harekete karşı bütünleşiyor- lar. • Dünyadaki değişimle yeni dengelerin kurulması, Türkiye'ye Avrasya'da yeniden varoluşun kapılannı açıyor; irtica, aynlıkçılık, devlette çete ve özel sek- törde mafya bu yeni sürecin koşullanndatasfiye edilecektir. CumhuriyeC k i t a p I a r ı İlhan Selçuk ENEL HAKK'IN HAKKI 391 sayfa,1 namur, Alcvi • Bektaşi toplumunun kör kuyuiardan yliJcsclcn çığhğma "PENCERE"sini ardına dek açan Ilhan Selçuk'un son yapıtı. Bu kıtapta resmi ıdeolojiyle aynı paralelde debelenen aydın duyarsızlığına yuz verilmıyor. Halk dalkaMilduğu da yok. Bu kitap, konuya yakından tutulan bir ışıldak. BÜTÜN KİTAPÇILARDA Çağ Pazarlama A.Ş Türkocağı Cad. No:39/41 kitap Kulubû (34334)Cağaloğlu-!stanbul Tel- (212)514 01 96 T.Ü. Mimarlık Bölümü mezuniyet belgemi kaybettim, hükümsüzdür. ŞtRİNBAYRAM BEYKOZ1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1997/353 Mehmet Halit Çmar'a vekaleten Necip Paçaro ta- rafindan Hatice Çınar (Gökyılmaz) ve Ahmet Hadi Çınar aleyhlerine açılan iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi davasında: Davalılar adına çıkartılan tebligatlar yapılamadı- ğından Hatice Çınar (Gökyılmaz)'ın Raşitpaşa Cad. Girne Sokak No: 2/5 Avcılar, Ahmet Hadı Çınar'm Gazi Caddesi 2. kısım No: 189 A Samsun adreslerin- den duruşmanın bırakıldığı gün olan 26.11.1998 gü- nü saat 12.00'de mahkememizde hazır bulunmaîan veya bir vekille kendilerini temsil ettirmeleri, aksi takdirde yokluklannda karar verileceği hususu ilanen tebliğ oiunur. 20.10.1998 Basın: 50701
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle