Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Eğilmez
Toprakbank'ta
• Ekonomi Servisi - Eski
Hazine Müsteşan Mahfi
Eğilmez'in, Toprakbank
Yönetim Kurulu
Başkanlığı'na getirildiği
bildirildi. Eğilmez, daha
önce yaptığı açıklamada,
bir gazetede köşe
yazarlıgı yapacağını ve
özel sektörde çalışmaya
başlayacağını belirtmişti.
Eğilmez, 5 Aralık'ta
müsteşarlık görevinden
aynlmıştı.
Kasımda 5 bin
firma açıldı
• ANKARA (ANKA) -
Geçen yılın kasım ayında
5binl57şirketile727
fırma açıldı. DtE'den
yapılan açıklamaya göre,
açılan şirketlerin
sermayesi 24 trilyon 55.5
milyar lira olarak
belirlendi.
Yoksulluk sınırı
131 milyon
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Kamu-Sen
Ekonomik ve Sosyal
Araştırma Merkezi'nin
hesaplamalanna göre, 4
kişilik bır ailenin
yoksulluk sının 131
milyon 497 bin liraya
yükseldı. Aralık 19%'da
2 kişilik bır ailenin
geçinebılmesi için 43
milyon 523 bin lira
gerekirken, Aralık
1997'de bu miktar yüzde
109.02 artarak 90 milyon
971 bin liraya ulaştı. 3
kişilik bir ailenin
gereksinimi olan miktar
- ise SS'fnıTyon 437 bin
iiradan 111 milyon 694
bin liraya yükseldi.
Abant Turban'da
özelleştirme
• BOLU/ANKARA
(AA) - Bu yıl
özelleştirilmesi
hedeflenen Abant Turban
Oteli ile ilgili hukuki
sorunlar henüz bir
çözüme kavuşmadı.
Otelin yerinin ve
tesislerin kime ait olduğu
ile ilgili hukuki duruma
netlik kazandınlması
amacıyla, Özelleştirme
ldaresi Başkanlığı,
Orman Bakanlığı ve Bolu
Valiliği arasında
görüşmeler sürüyor.
Kardemir
hissedarları
• ANKARA (ANKA)-
Kardemir Karabük Demir
ve Çelik Sanayii'nin A,
B, C ve D grubu
hissedarlan, genel
kurulun sermaye arttınmı
ve halka açılma
kararlannı görüşmek
üzere 17 Ocak'ta ayn ayn
toplanacak. Kardemir' tn
dört grupta yer alan
hıssedarlannın sermaye
arttınmı ve halka açılma
karannı görüşecekler.
Kablolu TV'ye
1 milyon abone
• ANKARA (UBA)-
Türk Telekom Genel
Müdürlüğü, halen 515 bin
olan kablolu rv abone
sayısını 1998 yılında 1
milyona çıkarmayı
hedefliyor. Telekom,
vatandaşlann abone
olmalannı kolaylaştırmak
ve yeni teknolojileri
kullanılır kılmak
amacıyla gelir paylaşımı
esasına göre kablo tv
sistemi proje uygulaması
dabaşlattı.
Düzeltme
Gazetemizin 3 Ocak 1998
tarihlı baskısında 6.
sayfadaki "Dışbank'ta
çalışana baskı" başlıklı
haberde, "Son
zamanlarda özelleştirilen
Anadolubank, Etibank.
Demirbank..." ifadesinde
yer alan Demirbank'ın,
Denizbank olması
gerekmektedir. Düzeltir,
özür dileriz.
Harcama belgelerinin, 20 Ocak mesai bitimine kadar işyerlerine teslim edilmesi gerekiyor
Vergi iadesi için süre kısahyor
• Çalışanlar kendileri, eşleri ve çocuklan
için yaptığı gıda, kira, sağlık ve eğitim
harcamalanm Özel Gider tndirimi
kapsamında gösterebilecekler.
•Ucretliler bildirimlerinde harcamalannın
toplamı ve bu tutann üçte birini
hesaplayarak belirtecekler.
NLRSEL
KARSAVURAN
Çahşanlann, bir yıl bo-
yunca biriktirdikleri özel
gider indirimine ait harca-
ma belgelerim 20 Ocak
1998 günü mesai bitimine
kadar işyerlerine teslim et-
meleri gerekiyor.
Ucretliler bildirimlerin-
de harcamalannın toplamı
ve bu tutann üçte binni he-
saplayarak belirtecekler.
Istanbul Serbest Muha-
sebeci Mali Müşavirler
Odası(İSMMMO) Başka-
nı Yahya Ankan. yıl sonu-
na kadar toplanması gere-
ken belgelere ilişkin aynn-
tılı bilgi verirken çalışan-
lara da vergi iadesi konu-
sunda uyanlarda bulundu.
Ücretlilerin bir yıl boyu
biriktirdikleri özel gider in-
dirimine tabi harcamalan-
na ait belgelerini 20 Ocak
1998 tarihine kadar çahş-
tıklan işyerlerine teslim et-
meleri gerektiğini kayde-
den Ankan, bu bildirimde
harcamalann toplamı ve
bu tutann üçte birini he-
saplayarak gösteceklerini
bildirdi.
Ankan, ücretlilerin ken-
dileri, eşi ve çocuklan için
yaptığı gıda, kira, sağlık
ve eğitim harcamalarını
Özel Gider Indirimi kapsa-
mında gösterebilecekleri-
ni kaydetti.
Harcamalar
belgelenecek
Ankan harcamalann, fa-
tura, serbest meslek mak-
buzu, perakende satış ile
Aylık
net ücret
(çıplak ücret)
Asgari ücret
25.000.000
30.000.000
40.000.000
50.000.000
60.000.000
70.000.000
80.000.000
100.000.000
120.000.000
227.830.523
370.129.813
454.727.591
631.010.468
812.260.280
993.503.087
1.184.616.773
1.379.701.408
1.770.277.977
2.165.966.652
18.985.877
30.844.157
37.893.966
57.632.323
81.274.319
99.609.899
125.791.918
153.282.011
208.255.008
255.985.637
yazar kasa fişiyle belgele-
neceğine dikkat çekti.
Ücretliler. tüketim ko-
operatiflerinden Ordu Yar-
dımlaşma Kurumu Mağa-
zalan'ndan (ORKO) alı-
nan harcama belgeleri ve
ulaşım harcamalanm gös-
teren belgeleri vergi iade-
sinden yararlanabümekiçin
işverenlere veremeyecek-
ler. Işverenler şubattan
itibaren ücretlilere vergi ia-
delerini, ücretlilerin gelir
vergisinden mahsup ede-
cekler. Buna rağmen arta
kalan bir miktar olur ise
sonraki aylara ait hesapla-
nan gelir vergisinden düşü-
lecek.
Zarflarnasd
doldurulacak?
• Ucretliler bir yıl bo-
yunca topladıklan belge-
lere "sıra no"su vererek ia-
de zarfin arka tarafina ya-
zacak.
• Harcamalar cinsine
göre aynlacak ve zarfin ön
tarafindanki hesaplama tab-
losu doldurulacak.
• Bir belgede bırden
fazla harcama cinsi var ise
en yüksek harcama fişi top-
lamı kabul edılecek.
• Ücretliler, yıl boyun-
ca biriktirdikleri fişleri 20
Ocak günü mesai saati bi-
timine kadar Özel Gider
İndirimine ait bildinm ile
işverenlerine verecekler.
İsadamı Sabancı, CarrefourSA'nm açılışında yakındı:
Ikide bir seçim olmaz
FATMAKOŞAR
ADANA - Sabancı Hol-
ding Yönetim Kurulu Baş-
kanı Sakıp Sabaoa, her yıl
seçim yapılmaması gerek-
tiğini. seçimin Türkiye'nın
dünyada itibannı kaybet-
mesine yol açtığını söyledı
Geçen yıl mayıs ayında
temeli atılan ve 43 milyon
dolara mal olan Carrefour-
SA açıldı. Adana Carrefo-
urSA'nın açılışını yapan
Başbakan Mesut Yılmaz,
hipermarketlerin, gelişmiş
ülkelerde tüketim alışkan-
hğının değiştiginın birgös-
tergesi olduğunu belirttı.
. Jüketici ve üteöfiiflin hiz-
metîne sunulan Carrefoun-
SA'nın Adana'nın kurtuluş
gününde açılmasının mut-
lukluk verdiğini dile getiren
Yılmaz. yabancı sermaye
yatınmlanna sıcak bakan
bir hükümet olduklannı be-
lirtti.
Açılış töreninde gazete-
cilerin sorulannı yanıtla-
yan Sabancı HoldingYöne-
tim Kurulu Başkanı Sakıp
Sabancı,
u
tkide bir seçim
olmaz" diyerek bakanlann
sık değişmesinden dolayı
Türkiye'nin itibarkaybetti-
ğıniifadeetti. 1998yılının,
kendileri ıçın yatınm yılı
olacağını belirten Sabancı,
"19%'da topiam verginin
yüzde SJ'finü
dedi.
Geçersiz
harcamalar
ı Uçak, otobüs bileüe-
n,
Tüpgaz, ampul, flora-
san,
• Çocuk oyuncaklan,
• Zûccaciye.
- Sıhhi tesisat malzeme-
leri,
•Yurtışmdaki eğitim gi-
derleri,
• Carşaf, havtu, nevresim
türü harcamalar,
• Kol ve duvar saati,
• Boya, badana, duvar
kâğıdı, '
• Fotoğraf fümi ve ban-
yo ücretleri,
• Kuafor, berber gider-
leri,
• Çiçek,
• Tiyatro, sinema, kon-
ser biletleri.
• Süs eşyası,
• Otel, pansiyon
• Çanta. bavul gideri
• Yük ve eşyataşıma gi-
derleri,
• Tüketim kooperatifle-
ri ve ORKO belgeleri.
AB'de yüksek fiyat
uğruna gıda imhası
43 milyongolua mal olan CarrefburSA'n
açılışını Başbakan Yılmaz yapü. ~. '
lAdana'daki
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - ls
veç'teki Halk Sağlığı Ens-
titüsü, Avrupa Birliği'nin
istatistiklerini inceleyerek
bu örgütün meyve ve seb-
ze fiyatlannı yüksek tuta-
bilmek için yüzbinlerce ton
yiyeceği imha ettiğini, çü-
rümeye terk ettiğini sapta-
dı.
Yalnızca geçen yıl ıçin-
de Briiksel'den verilen di-
rektiflere göre topiam de-
ğeri 4 trilyon lırayı aşan yaş
gıda maddesi ımha edildi.
Böylelikle, başta turunç-
giller ve salata malzeme-
leri olmak üzereçeşıtli mey-
veler ve sebzeler tüketici-
ye fıyatı iki kat artmış ola-
rak ulaştı. Son 10 yıl içın-
deki sayılara göre bazı yıl-
larda Ispanya. bütün limon
üretimini çöpe attı. Geçen
yıl çeşitli AB ülkelerinde
190 bin ton portakal, 90 bin
ton domates çürümeye terk
edildi.
1995 sonbahanyla 1996
ilkbahan arasında 1 mil-
yon tondan fazla sebze ve
meyve alındığı gibı ımha
edildi. Avrupa Birliği'nin
'tanm desteği' tsveç, Fin-
landıya ve Avusturya dı-
şındaki ülkelerde üretimin
toplu ımhasmı da içeriyor.
Avrupa'nın bazı ücra kö-
şelerinde üretıcılerin tek
geçim kaynağını, ürünleri-
nı AB'run satın alıp imha
etmesi oluşturuyor.
Bavul ticareti ile birlikte 4 milyar dolar satış yapan deri sanayii ekonominin görünmez 'dümeni'
Deri ihracatçısı hippilere borçlu
FİLİZGÜMÜŞ
Sovyet Bloku'nun yıkılmasının Türkiye
için bir sonucu da insanhğın "incir yapra-
ğı"ndan sonraki ikıncı giysisı dennin, en kıy-
metlı tıcari mal misyonuna yeniden kavuşma-
sı oldu. Soğuğa karşı alternaüfsiz giysi olan
deriyi, bavul tıcaretiyle 400 milyon nufuslu
kuzey ülkelerine pazarlama şansı bulan Tür-
kiye ekonomisinın; "dümenini", tekstilden
sonra den sektöriinün çevirdiği belirtiliyor.
Uluslararası Para Fonu (lMF)'nin bile "ka-
fasını karıştıran" den ihracatının. resmi ra-
kamlara göre 1997 Ocak-Kasım döneminde
694 milyon dolar olduğu kaydedilirken henüz
resmileşemeyen bavul ticaretıyle 4 milyar do-
lara yakın olduğu ıfade ediliyor.
80'h yıllara kadar A\Tupa'ya fason üretim
yapan Türkiye den sanayıı, 9O'lı yıllarda olu-
şan kamuoyu baskısıyla antma tesisli sanayi-
ye geçerken yaşadığı "sancdı" modenıizas-
yonun "cefasuıı" şimdı sürüyor.
Bu vıl 9-11 Ocak arasında 35 ülkenin ka-
tılımıyla 5'incisi düzenlenen "Uluslararası
Deri Günleri Fuan"nın organizatörlüğünü
yapan Ezgı Ajans ve Fuarcılık Şirketi'nin sa-
hibi Seydali Gönel ile deri sektöriinün bugü-
nünü konuştuk.
Gönel, derinin tarihvmisyonunun Ipek Yo-
lu'nun yanı sıra Altay Dağlan ve Sayan Dağ-
lan'nm üzerinde bir "kürkyolu" bulunduğu
örneğiyle açıklıyor. Türkiye'de Cumhuriyet ta-
rihınden itibaren derinin özellikle askerlerde,
demıryolu ışçilerinde, gece bekçilerinde ve şo-
förlerde bulunduğunu belirten Gönel. 6O'lı
70'li yıllarda, sokakta çalışan ait tabakadan
insanların üzerinde de tek renk derinin sıkça
görüldüğünü belirtıyor.
Dünyada 6O'lı yıllarda yeni bir gençlik dal-
gası yaratan "hippi^lerin deriyi bir protest
giysi olarak kullanmaya başlamasıyla birlik-
te. deri estetığinin ve çekiciliğinin günlük ha-
yata gırdiğinı belirten Gönel. "Ogiysiler.Türk
deri sanayinin modaya ve dışanya açılmasına
vesile oldular. Türkiye'de deri sektöründe siv-
rilmiş fîrmalann kuruluş tarihleri de o yılla-
ra rastiar" dedı.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla ortaya çı-
kan kuzey pazannın çok güçlü bir sentez oluş-
turduğunu belirten Gönel, "Bu sentezdenön-
ce Türk deri sanayinin ihracat rakamlan 800
miryon dolardı. Bugün bu rakam bavul tica-
retiyie biriikte4 mihar dolaraçıkn. Bugün Tür-
kiye, dünyada üretilen giysilik derilerin yüz-
de 30'unu ahr tabakanelerinde işler diker ve
satar" diye konuştu.
Deri günleri fiıan
Seydali Gönel, deri sanayinin uluslararası
pazardaki 'Mtrini" konumundaki Uluslarara-
sı Deri Günleri Fuan'nın ilk olarak 1992 yı-
lında fuar salonunu dolduımakta güçlük çe-
kerken bugün deri konfeksıyon alanında dün-
yadaki en büyük fuar olduğunu belirtti. TÜ-
YAP Beylikdüzü Fuar ve Kongre Merkezi'nde
645 firmaya ev sahipliği yapacaklannı söy-
leyen Gönel, bu yıl fuarda geçen yıla göre yüz-
de 35 oranındabirkatılım artşı sağladıklan-
nı ifade etti.
ÇİFTÇt DOSTU/ SADULLAH USUMt
Başbakan Mesut Yılmaz, önceki ge-
ce TRT 1'de yayımlanan 'Politika'nın
Nabzı' programında pek sıkıntıya düşme-
di... Gerek yönetici Kurtul Attuğ, gerek-
se programa katılanlar önemli sorular
sordutar, ama üzerine gitmediler... Tür-
kiye'nin içinde bulunduğu koşullarda
Başbakan'ın moralini bozmamak için
büyük bir gayret gösterdikleri her halle-
rinden belliydi...
Yüzde 99 enflasyona rağmen, memur
ve emeklilere yüzde 30 civannda zam ya-
pılması bile tartışmalara yol açamadı...
Üstelik, Başbakan'ın verdiği yanrt da tat-
min edici değildi... Mesut Yılmaz kaynak
yokluğundan maaşlarda yeterli bir düzen-
leme yapamadıklarını söyledi... Aynca
tanmda yaşanan sıkıntılar ve çöküntü
gündeme bile gelmedi... Gelseydi de ge-
ne kaynak sıkıntısı ileri sürulecekti... Çün-
kü, bugüne kadar hep bu masallan din-
ledik... Türkiye'de 'kayıt dışı' ekonomi-
nin akıl almaz boyutlara ulaştığını bilme-
yen kalmadı. Tahmin edılen rakamlar 30
katrilyon liraya kadar çıktı... Bu en azın-
dan 7 ila 8 katrilyon lira vergi demektir...
Elbette, hiç kimse 30 katrilyon liralık ka-
çağın bir veya iki yıl içinde yakalanma-
sını istemeyecektir. Ama inandırıcı bir
başlangıcı da görmek hakkımızdır...
Örneğin, tanm ürünlerinde çiftçinin
elinden çıktıktan sonraki alışverişlerde
sadece vergi kaybının iki katrilyon liraya
ulaştığı ileri sürülüyor. Bakkal düzeyinde
yapılacak bir hesapla bile katrilyonlarca
liratutan kaçaklan yakalamak mümkün...
Üstelik, bu vergi kaybının tamamı, daha
Başbakan Korkuyor mu?
birinci yılın sonunda tanm ürünlerinde
uygulanacak 'prim sistemi' ile devletin
kasasına sokulabilecek... 4 katrilyon li-
rayı aşan bütçe açığımızın da yansı he-
men kapanabilecek...
Hükümet neden korkuyor?
Prim sistemi 1991 yılından beri ciddi
biçimde tartışılıyor. Artık, yetkililer, ilgili-
ler konuyu en ince noktasına kadar öğ-
rendi. Hükümetler veya ilgili bakanlarda
prim uygulamasına geçeceklerini sık sık
tekrarlıyorlar... Ama sıra uygulamaya ge-
lince, herkes ortadan kayboluveriyor.
Halbuki, prim sistemi Türk tanmını cen-
nete çevirecek... Hükümet; memuruna,
işçisine, emeklisine biraz daha cömert
davranabilecek...
tşte.. burada insanlarımızın akhna bir
soru takılıyor... Acaba, yetkililer prim sis-
temi olmadığı için 2 katrilyon lirayı cep-
lerine indirenlerden mi korkuyor?
GeçenlerdeTanm Şûrası toplandı. 420
uzman geceli gündüzlü çalışarak tarım
ve hayvancılığımızın gelişmesi için çeşit-
li kararlar aldı. Bunlann arasında en önem-
lisi prim sistemi idi... Nitekim bazı bürok-
ratlann ve Hazine temsilcilerinin dışında,
şûra üyelerinin tamamı 'prim sistemi'nm
tarım ve hayvancılığa can ye kan vere-
ceği görüşünde birleştiler. Üstelik tartış-
malar sırasında konuşmacılar prim sıs-
teminin vakit kaybetmeden hemen uy-
gulanmasını istediler. Tanm Bakanı Mus-
tafa Taşar da bu görüşlere katıldı. Hat-
ta Bakan, 'prim s/sfem/'nin devlete kay-
nak yaratacağını söyledi.
Tarım Şûrası toplanmadan önce de
bütün çiftçi kuruluşlan prim sisteminin tüm
ürünlerde başlatılmasmı ısrarla önermiş-
lerdi. Hatta ticaret borsalan, ticaret oda-
lan, tüccar ve sar.ayiciler tarım ve hay-
vancılıkta tek çıkış yolunun prim sistemi
olduğunu ileri sürüyorlardı. Hemen her
konuda aykın görüşleri savunan çiftçi ve
tüccar kesimi prim konusunda birleş-
mişlerdi.
Bazı üniversitelerde prim sistemi ile il-
gili araştırmalar yapılmış, tüm ürünlerde
prim verilmesi halinde bile devletin bir kay-
bı olmayacağı, aksine çiftçiye verilecek
primin birkaç katı Hazinenin kârlı çıka-
cağı belirtilmişti. Çünkü ürün çiftçinin
elinden çıkarken belgelenmediği için pi-
yasa alım satımlannda yüzlerce trilyon li-
ra vergi kaybı oluyordu. Prim sistemi uy-
gulanmaya başlandtğı anda çiftçi primi-
ni alabilmek için ürününü sattığı tüccar
veya sanayiciden belge isteyecekti. Bel-
ge istendiği için ürünler kaydagirecekve
tüketiciye kadar uzanan zincirde fatura
çalışacaktı. Bu sağlandığı takdirde pa-
mukta, zeytinde, zeytinyağında, ette,
sütte, ayçiçeğinde, fındıkta, buğdayda,
arpada, mısırda, narenciyede ve daha bir-
çok üründe sanayiinden ticaretine kadar
tüm işlemler kayda girecek ve bu alan-
da vergi kaçırmak mümkün olamaya-
cak... Böylece iki katrilyon lira da vergi
kaçakçılarının yerine Hazine'ye gide-
cek...
Bugün tanm kesiminde uygulanan sis-
temler dejenere oldu. Hepsi sömürü ve
soyguna açık. Göz göre göre hem üre-
ticiler hem tüketiciler hem de devlet so-
yuluyor. Buna karşılık toplanamayan iki
katrilyon lira vergi de yüzsüzlerin kasa-
larında kalıyor!
Daha ne kadar
dayanacağız?
Bu soygun ve sömürü senelerden be-
ri devam ettiği için devlet parasızlıktan
kıvranıyor ve yeterli hizmet veremiyor.
Başbakan Mesut Yılmaz'ın da önceki
gün 'Politikanın Nabzı' programında be-
lirttiği gibi milyonlarca memuruna, işçi-
sine, emeklisine geçinecek kadar maaş
ödeyemiyor. Öte yandan tarım ye hay-
vancılık tarihe kanşıyor. Bu işleri yapan
milyonlarca insanımız iflasa sürükleni-
yor... Aynca tüketicilerimiz de gıda ürün-
lerini birkaç kat fazla fıyatla yemek zo-
runda kalıyor... Ya da fiyatlar alım gücü-
nün üstünde olduğu için kendi ülkemiz-
de yetişen ürünlerin mahrumiyetini çe-
kiyor... Memur ve emeklılerimiz pazar
yerlerinde arta kalan çürük meyve ve
sebzeleri toplamak zorunda kalıyor. Türk
halkı tarihinin hiçbir döneminde böyle-
sine bir sefaleti ve rezaleti yaşamadr...
Hükümet, bütçeyi ve Türk halkını ra-
hatlatacak böyle bir uygulamadan neden
korkuyor?.. Başbakan, üç beş yüz bin
yüzsüzün vurgununa son vermek için
daha neyi bekliyor?
tŞÇtNtN EVRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ucuz Ağıt
Gece karanlığında ekmek kuyruğundaki yaya-
lara çarpan bir sarhoş şoför, ramazan bağışının ça-
mur ortasındaki bir kamyondan yapılmaya kalkı-
şılması ile ortayaçıkan sefalet görüntüleri, TBMM'nin
havalandırmasını tamir ederken ölen işçiye veril-
mek istenen tazminatın koltuk değerinin yarısının
altında kalması.. çarpık düzeni sergileyen çok çar-
pıcı ömekler.
"Olmaz böyle şey" diyerek isyan etmek insan
olmanın gereği. Ancak bir yandan "olmaz böyle
şey" deyip, diğer yandan böyle şeylerin olması için
ellerinden geleni yapanlar için biraz ucuz şov, ucuz
ağıt olmuyor mu?
Çağımız medya çağı. insanlan kendilerine, çı-
karlanna yabancılaştırarak haklarını gasp etme
çağı. Her ne kadar çağımızda hâlâ en ilkelinden
insan hakları ihlalleri, hak gaspları yaşanıyorsa da
en yaygın hak gaspı, sömürü yöntemi, insanın
beyninin yıkanması, yönlendirilmesi, aldatılması.
Baksanıza en haktan yana geçinenler, en çok baş-
kalarının haklarını gasp edenler. En dürüstlükten
söz edip, Allah'ı ağızlanndan eksik etmeyenler, en
çok yalan söyleyen, en çok hileye başvuranlar.
Katillerin, çetelerin "Türkiye sizinle gunır duyu-
yor" diye alkışlandıkları bir büyük karmaşada ya-
şıyoruz.
Vatandaş bakıyor. Medyası, siyasetçisi, yıldız
yorumcusu, başına gelenlerin ne kadar sorumlu-
su varsa herkes haktan, kenisinden yana. "Olmaz
böyle şey" diye bağıranlar, ağtt yakanlar korosun-
da. Kafası kanşıyor, başınagelenlerden kimin, kim-
lerin sorumlu olduğunu bir türlü anlayamıyor.
Bir yandan sosyal güvenlik sisteminin, sosyal dev-
letin karşısındaolacak, yatıp kalkıp herşeyin ama
her şeyin özelleştırilmesini savunacaksm. Eğitim,
sağlık gibi yaşamsal alanlarda hizmetlerin paralı
olmasındaetkili rol oynayacaksın. Hükümet kaza-
ra bir vergi reformu paketi hazırlamaya kalkışacak,
rant gelirierine şöyle ucundan dokunmak isteye-
cek, kıyametlerin koparılmasında, rantçıların ku-
ru yaygarasında aracı olacaksın. Sonra tek tek
özel olayları alıp, hastane kapılarında yaşanan
dramlarda, ucuz halk dalkavukluğu yapacaksın.
Dahası bir özel hastayı ele alarak onu kurtarmak
üzere kampanyalar düzenleyerek reyting rekor-
lanna oynayacaksın.
Bilgi çağının sanal bebek, sanal sevgilileri, ışık
patlamalı çocuk dızileri.. çocuklar ve büyüklerin ruh
sağlığında ne kadar zararlı, ne kadar gerçek dışı
iseler, yaşamın her alanında o ölçülerde bir aldat-
maca, gerçekleri saptırma düzeni egemen oluyor.
Insanlar, öylesine koşullandırılabiliyorlar ki so-
nunda kola tüketimi ile gelişmişlik düzeyi arasın-
da doğrudan bir bağ bile kurulabiliyor. İnsan sağ-
lığı için çok daha gerekli, daha yararlı, daha ucuz,
hele de çocuklann gelişmesinde yaşamsal sütün
papucu dama atılıyor. Gelişmiş, parası olan ülke-
lerde alışkanlık yapan, sağlığa da zararlı, pahalı
kola tüketimi bir yaşam biçiminın özlemi ve sim-
gesi olarak patlama yapıyor. Istatistikler gerçek-
ten de zenginlik ile kola tüketiminin artışı arasın-
da doğrudan bir bağ çıkarabiliyor.
Insanlar kamu işletmelerinin verimsizlığine ko-
şullandırılıp, paralı sağlık hizmetlerine özendirilip,
kamu sağlık hizmetlerinden uzaklaştırılıp, paralı
özel sağlık hizmetlerine yönlendirildikten sonra
olan oluyor. Sağlık para karşılığı, meta haline gel-
diğinde, can para ile satın alındığında, çok büyük
paralar karşılığında çok insanın sağlık hizmetlerin-
den yararlandığı, çok büyük çoğunluğun hastalık-
lara ölümlere terk edildiği bir çark doğuyor. Işte o
noktalarda çok büyük kampanyalar ile çok büyük
paralar karşılığı ancak bir iki özel kişi kurtarılarak
kitlelerin uyutulması farz oluyor.
Bu türden örneklerle sayfalar doldurabilir, çar-
pık düzenden, çarpık yönlendirmeden yakınıp du-
rabiliriz. Iş, oyunu bir yerlerden bozabilmekte.
Ucuz şovlara, ucuz ağıtlara sırt çevirebilmekte.
Çağımızdaki en büyük tuzağın, insanın gerçeğin-
den uzaklaştırılması, sanal dünyada aldatılması,
bu yolla teslim alınması olduğunu görebilmekte.
ESİAD arastırması
Egeli işadammm
korkusu enflasyon
tZMİR (Cumhuriyet
Ege Bürosu)- Egelı sana-
yici ve işadamlan, 1998'de
en çok enflasyondan çeki-
niyor. Sanayicı \e işadam-
lan, hükümetin hedefle-
diği yüzde 50'lik enflas-
yon hedefmin tutmayaca-
ğı görüşünde. Egelı sana-
yiciler. enflasyonun '98
yılında yüzde 61-70 ara-
sı gerçekleşmesini bekli-
yor.
Ege Sanayicılen ve lşa-
damlan Derneği (ESİAD)
tarafindan gerçekleştiri-
len ankette, üyelerinin
yüzde 43'ü ekonomik
alandaki gelışmeleri umut
verici. yüzde 34ü herhan-
gi birdeğişikliğın olmadı-
ğı, yüzde 21'ı ise umut kı-
ncı olarak değerlendirdi.
ESİAD üyeleri.
1997'nin en büyük soru-
nu olarak enflasyonu gös-
terdi. ESİAD üyeleri ay-
nca siyasi ıstikrarsızhk,
iç borçlanma. ekonomik
belirsizlık. özelleştirme,
kamu harcamalan. vergi
politikası, terör. işssizlik ve
döviz kurlannı dığer so-
runlar olarak sıraladı.
ESİAD üyeleri 1998'de
ekonomik sorun yarata-
bilecek seçenekler içinde
enflasyonu \ ine baş, sıra-
ya oturttu. Bunu iç borç-
lanma. özelleştirme. eko-
nomik belirsizlik. vergi
politikası, siyasi istikrar-
sızlık. ekonomik durgun-
luk, kamu harcamaları.
ekonomi yönetımınin ye-
tersizliği ve altyapı sorun-
lan izledi.
Ankete katılan üyele-
rin büyük bir bölümü
1998'de yeni yatınm ya-
pacaklannı, yeni eleman
alacaklannı dile getirdi-
ler. Aynca üyelerin yüz-
de 55'i. gümrük birliğinin
ikinci yılında anlaşmanın
çalıştıklan sektör üzerine
hiç bir etkide bulunmadı-
ğını da bildirirken, yüzde
34'ü olumlu, yüzde 11 'i
olumsuz etkıleri dile ge-
tirdiler.
ESİAD anketinde so-
rulan "1998 >ihnı makro
düzeyde Türkiye ekono-
misiaçısından nasılkarş»-
hyorsunuz'" sorusuna üye-
lerin yüzde 45 i kayda de-
ğer bır değışıklik bekle-
miyorum yanıtını verdi.
Enflasyon
tahmini
• Üyelerin yüzde
36'sı yüzde 61-70.
• Yüzde 27'si
yüzde 71-80,
• Yüzde 21'i yüzde
50-60,
•Yüzde 9'u yüzde
81-90,
•Yüzde 2'si yüzde
91-100.
•Yüzde 5'i de
yüzde 100'ün
üzerinde enflasyon
bekliyor.