25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER Basına saldırıya kınama • İstanbul Haber Servisi - Kadıköy Meydanı'nda önceki gün gazete satan gençlerin polis tarafından yapılan kimlik kontrolünü göriintülemek isteyen Cumhuriyet muhabiri Saadet Uslu ile Radikal muhabiri Hasan Maksut'un polis tarafından 2 saat boyunca gözaltına alınması Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından kınandı. Umter-İş'ten suçlama • İstanbul Haber Servisi - DtSK'e bağh Limter-lş Sendikası Genel Başkanı Aydın Kjhçdere, sendikasmın Tuzla'daki irtibat bürosuna yapılan molotoflu saldınnın planlayıcılan arasında polısin de bulunduğunu öne sürdü. Başkan Kılıçdere DİSK Genel Merkezi'nde dün düzenlediği basın toplantısında bu savına kanıt olarak saldınnm bır gün öncesinde polis telsizınden Limter-İş'e bir saldın olduğu yönünde anonslar geçmesini gösterdi. Prof. Kuran öldü • İstanbul Haber Servisi - Eski îstanbul Teknik Üniversitesi Rektörû Prof. Dr. Said Kuran vefat etti. Anıtkabir, 1. Boğaz Köprüsü, Spor Sergi Sarayı ve İnönü Stadyumu'nun da aralannda bulunduğu çok sayıda ünlü yapının betonarme projelerini yapan Prof. Kuran, Alman hükümeti tarafından Yüksek Liyakat madalyası ile ödüllendirilmişti. Geçen yıl geçirdıği beyin kanaması sonucu >aklaşık 8 aydır felçli olarak yaşamını sürdüren Prof. Kuran 87 yaşındaydı. Kuran için bu sabah İTÜ Taşkışla binasında bir tören yapılacak. Kuran'ın cenazesi Le\ent Camıı'nde kılınacak öğle namazından sonra Zıncirlıkuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. RTÜK'te üye -*;«*'->* seçimi • ANKARA (UBA) - Radyo ve Televızyon Üst Kurulu'nda (RTÜK) başkanhk göre\ ini yürûten Prof. Dr. Orhan Oğuz'un istifasıyla boşalan üyelik için seçim bugün TBMM genel Kurulu'nda yapılacak. Eski ANAP K.Maraş Milletvekili Mehmet Onur ile DSP'nin adayı gazeteci Tülay Çetingüleç'in yanşacağı oylamada mıllerv ekülennden en fazla oyu olan RTÜK üyesi seçılecek. Irak boru hattının duramu • ANKARA (ANKA) - Enerji ve Tabiı Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Birleşmiş Milletler'in izin verdiği 6 aylık satış izninden sonra kapanan Irak-Türkiye petrol boru hattının bu ay yeniden açılmasmrn beklendiğini bildırdı. Ersümer. RP Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın soru önergesini yanıtlarken petrolün pompalanma tarihinin Irak hükümeti ile BM arasında yapılacak görüşmelerden sonra kesinleşeceğini söyledi. T) Mustafa Kalemli dönemi için yolsuzluk iddialannm ardı arkası kesilmiyor 'Yazhğı da MESA döşedi' AYŞE SAYIN DÜRDANE KIRÇUVAL ANKARA-TBMM, eski Başkan Musta- fa Kalemü dönemini masaya yatınrken yol- suzluk iddialanna yenileri ekJeniyor. "Kay- bedfldiği'' anlaşılan TBMM Genel Kuru- lu'nun yenilenmesi sırasında kullanılan mal- zeme ve bedellerini gösteren "keşif özeti" listesi bulunurken, 1304 dolarlık dana den- si koltuklann MESA-Nurol ortaklığmca Meclis'e 4 bin 861 dolar olarak fatura edil- diği anlaşıldı. Genel kurul salonu yapımını üstlenen MESA adlı fırmadan daire aldığı belirlenen Kalemli'ninbu şirketle başka bağ- lantılan da olduğu savlandı. Bazı TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, Kalemli'nin Çeş- me'deki yazlığını da MESA'nın döşediğini öne sürdüler. Kalemli ise Çeşme'deki yazlı- RP'li Kazan 'Duyar devlet için mi çaltşti?' ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu)-RP Ge- nel Başkan Yardımcısı Şevket Kazan, hükü- metin Pişmanhk Yasa- sı ile ilgili girişiminin perde arkasına ilişkin bazı iddialan dile geti- rirken bu yasanm Sa- bancı Center cinayeti sanıklanndan Mustafa Duyar için çıkanlmak istendiğini öne sürdü. Kazan, "Duyar'ın dev- let namına bazı eylem- lerde bulunduğu yö- nünde rivayetler var" dedi. Şevket Kazan, parla- mentoda düzenlediği basın toplantısında, hü- kümetin 1998 yılı he- defleri arasında yer alan Pişmanlık Yasası- 'nın REFAHYOL ikti- , dandönemindeğürtde- rrie getirildiğini ve ha- zırlanan tasannın TB- MM'ye sunulduğunu söyledi. Kazan. "Eğer sami- miyseler gelecek hafta hemen çıkaralun bu ya- sayı. Ancak hükümetin bu konudaki accleciliği- nin arkasında başka şeylervar. Sabancı cina- yeti sanığı Mustafa Du- yar'ı kurtarabilmek içinbu yasayı çıkarmak istiyorlkr" diye konuş- tu. Pişmanlık Yasa- sı'ndan "suç işleyenle- rin değil, suçlulan ele verenlerin vararUnma- sı gerektiğinr belirten Kazan, "Mustafa Du- yar için hazırlanan bir yasayı çıkaramazlar. Eğer TBMM'ye geti- ririerse, Duyar'ın kap- samdısıkalmasıicinge- rekli önergeteri veririz" dedi. Şevket Kazan bir so- ru üzerine " Duyar'uı devlet adınabazıeyiem- ler yaptığı" yönünde bazı iddialar bulundu- ğunu anımsatarak, "Bu konuda benim net bir bilgim yok. Ancak gö- rülüyor ki burada bir- takım dolaplar dönü- yor" yanıtını verdi. ğı taşeron fırmalara döşettirdiğini belirte- rek, faturalann birer örneğini gösterdi. TBMM Başkanlık Divanı bünyesinde ge- nel kurul salonunun yapımıyla ilgili yolsuz- luk iddialannı araştırmak üzere oluşturulan komisyon dün toplandı. DYP'li TBMM Baş- kanvekili KamerGenç'inbaşkanlığındatop- lanan komisyon, ihalenin başlangıcından bu yana ortaya atılan iddialan saptarken. bilgi ve belge istenecek kişi ve kuruluşlan belir- lemeye başladı. Komisyon, 8 Ocak Perşem- be günü Emlak Konut yetkilileri ile Meclis Teknik İşler Daire Başkanlığı yetkililerini dinlemeyı kararlaştırdı. Komisyon, ilk incelemelerde daha önce kaybolduğu belirtilen genel kurul salonu in- şaatında kullanılan malzemeler ve bedelle- nni gösteren "keşif özetT listesıni buldu. Yapılan araştırma sonucunda genel kurul sa- lonu yapım işini MESA-Nurol ortaklığına ihale eden Emlak Konut, 4 Eylül 1996'da Meclis'ten, ihalenin uygun bedelinin tespiri için proje müellifince hazırlanan keşif öze- tinin verilmesini istedi. Meclis Başkanlığı ise 4 Ekim 1996'da verdiği yanıtta "imalat kalemlerinin büyük böiümünûn özel imalat gerektirdiği, malzemenin yüzde 60-70 ora- nmdadışaiımadayandığT gerekçesiyle sağ- lıklı keşif çıkanlamayacağını bildirdi. Em- lak Konut'a verilen bu yanıta karşın başkan- lık "fiyatianduTna" yaparak ihaleye çıktı. Dönemin Meclis Başkanlığı'nca gızlenen keşif özetinde, dana derisi koltuklan pazar- layan Italyan fırmasının koltuk başına 1304 dolar istediği, MESA-Nurol ortaklığının ise koltuklan 4 bin 861 dolar olarak fatura etti- ği öğrenıldi. Cumhurijefin sorulannı yanıtlayan bir ÇİZMEDEN YUKARI başkanhk divanı üyesi, "22 milyon dolara ihale edilen isin, nasü 38 müyon dolara çıkn- ğının tam olarak anlaşılabilmesi için, kulla- nılan malzemelerve bunlann maliyetini gös- teren keşifözeti belgesinin olması gereldyor" dedi. DYP'den Kamer Genç, CHP'den Önder Kırlı, DSP'den Hakan Tartan, RP'den Zeld Ergezen. ANAP'tan Levent Mısükoğlu ve DTP'den Mehmet Kormaz'dan oluşan ko- misyon yolsuzluklan belgelerse, Kalemli hakİanda Cumhuriyet Savcılığı"na suç duyu- rusunda bulunabilecek. Yapımcı fırmalardan MESA'dan Koru Si- tesi'nden değen 30-60 milyar lira arası ifa- de edilen lüks daire aldığı ortaya çıkan Ka- lemli'nin bu şirketle başka ilişkileri de oldu- ğu ileri sürüldü. Bazı başkanlık divanı üye- leri, Kalemli'nin Çeşme'deki yazlığının yak- laşık 2 milyar lira tutannda- ki döşeme işini de üstlendiği- ni savladılar. Yenı milletveki- li lojmanlannı da MESA şir- ketine yaptıran Kalemli'nin, TBMM'nin 40 mılyarbedel- le ihale edilmesi planlanan yeni halkla ilişkiler binasvnı da aynı şirkete yapürma "ha- yafi" ise Başkanlık Divanı üyelerinin karşı çıkması üze- nne gerçekleşemedi. Mustafa Kalemli. Cum- huriyet'in sorulannı yanıtlar- ken, Çeşme'deki yazlığı id- dia edildiği gibi 2 milyar li- raya değil 6-7 milyar liraya yaptırdığım söyledi. Ancak ışi MESA'ya değil taşeron fırmalara yaptırdığım belır- ten Kalemli. "Ortada siyasi birşeyler var, ama mesek ne- dir çözemedim. tddialann hepsi valan" dedi. Kalemli, yazlığının içinin döşenmesi- ne ilişkin faturalan da gös- terdi. ANAP, bır yandan muha- lefetin önüne geçmek diğer yandan da Kalemli'nin iste- ğini yerine getirmek için ön- ceki gün Meclis araştırması önergesi verdi. ANAP'ın Meclis araştırma komisyonu kurulduktan sonra CHP'nin de de5teğıni alarak Kalem- li'yi aklamaplanı yaptığı be- lirtildı. TBMM Başkanı Hik- met Çetin, genel kurul salo- nu inşaatındaki usulsüzlük iddialanm aydınlatmak içm Başkanlık D n ^ ^ a komis- yon kurulduğunu anımsata- rak. "Başkanhkça konuya el konulmuş, gereken yapümış- ur" dedi. Sungurlu, Göktepe davasmdan çekilen hâkimin haklı olduğunu söyledi 'Oliim tehdiderine dayanamadı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanlığı, baskı gördüğü ve tehdit edildiği gerekçesiyle ga- zeteci Metin Göktepe davasmdan çekilen Afyon Ağır Ceza Mahke- mesı Başkanı Kâmil Şerif hakkın- da başlattığı soruşturmayı tamam- ladı. Adalet Bakanı Ottan Sungur- lu, teftiş kurulunun, Şerif "ın gerek- çelerini haklı bulduğunu, hakkında herhangi bir işlem yapılmasına ge- rek kalmadığını bildirdi. Sungurlu, dün makamında kabul ettiği bir grup gazeteciyle yaptığı sohbet toplantısında, hazırladıklan yasa tasansıyla cumhuriyet savcılannı süper yetkilerle donatacaklanm kaydederek, "Getirecegimiz terfi sistemiyle savcüanmız, olaylara müdahale etmek zorunda kalacak- lar. Şimdiye kadar bu yetkileri var- dı, ancak terfi almadıklanndan olaylar karşısmda sessiz kahyorlar- dı""dedı. Sungurlu, gazetecilerin Göktepe davası ile ilgili sorulannı yanıtlar- ken, davadan çekilen başkanın ge- rekçelerini okudu. Şerif, teftiş ku- • Adalet Bakanı Oltan Sungurlu, hazırladıklan yeni yasa ile yargıya geniş yetkiler vereceklerini söyledi ve "Süper yetkilerle donatacağımız savcılar, olaylara mecburen müdahale edecek" dedi. rulu müfettişlerine verdiği ıfadede. basından ve kamuoyundan gördü- ğü yoğun baskı ve aldığı ölüm teh- ditlerine daha fazla dayanamayıp davadan cekilmek zorunda kaldığı- nı bildirdi. Sungurlu. 1998 yılı içinde ba- kanlığı tarafından uygulamaya ko- nacak yasalarla ilgili bilgi verirken. bu yıl içinde özellikle cezaevleri, insan haklan, sorgulama, gözaltına ahna ve soruşturma konulannda yeni düzenlemelenn yaşama geçi- rileceğini vurguladı. Hükümlü ve tutuklulann bann- ması, ısınması, ıaşe bedelleri, tıbbi ve psikolojik yardım konulannda Içişleri Bakanlığı ve Sağlık Bakan- lığı ile birlikte yeni yasa çalışmala- n yaptıklannı söyleyen Sungurlu, aynca getirecekleri "yeni terfi siste- mi" ile de cumhuriyet savcılannı daha aktif hale getireceklerini kay- detti. Terfilendirmede ölçü olarak "olaylara mûdahale etme ve sonuç- landuTna"nın esas alınacağına dik- kat çeken Sungurlu, bu sistemi uy- gularken, cumhuriyet savcılannı polisleştirmemeye de özen göstere- ceklerini belirttı. Sungurlu, "Şim- diye kadar yargıçlar çeşiüi neden- lerden dolayı delillcre ulaşmada güçlük cekiyordu. Bu sistemi kur- duktan sonra savalanmız olaylara mecburen müdahale edecekler. Savcılann bu yetkisi vardı, ancak terfi alamadıldan için kayrtsız kab- yorlardı" diye konuştu. Sungurlu, savcılann terfîlendirilmesinde em- niyet müdürlerinin de görüşlerinin alınacağını söyledi. Sungurlu, bir soru üzerine Piş- manlık Yasası ile ilgili olarak TBMM'de yasa tasansının görii- şülmekte olduğunu anımsattı. Piş- manlık Yasası ile asıl amacın, bir örgürün çökertilmesi ve yeni ölüm- lenn önlenmesi olduğunu vurgula- yan Sungurlu, şunlan dedi: "Nedense bu konuda basın çifte standarrJı davranıyor. Bir Özdemir Sabancf nın ölümü olayında farkh, başka bir gariban vatandaşın ya da doguda yaşanan bir terör olavında farklı yazıyor. Kaldı ki, ortada yü- rürlükte bulunan kesin bir yasa da yok henüz. Mustafa Duyar'm bu yasadan yarariandınhp yararlandı- nlmayacağı da belli değfl." 4 8. madde değişecek' Adalet Bakanı Sungurlu, TMY'nin 8. maddesinde değişiklik yapmayı düşündüklerinı vurgular- ken, Avrupa İnsan Haklan Mahke- mesi'nde bu maddeden 8 ayn da- vanın bulunduğunu anımsattı. Bu mahkemeden Türkiye aleyhinde kararlann çıktığına dikkat çeken Sungurlu. planladıklan düzenle- meyle, bu maddede suç sayılan ey- lemlerde zaman ve olaya göre tak- diri mahkemeye bırakacaklannı belirtti. ÜZ YAZI/ ORHAN BİRGİT Kaçak Italya göçmenlerinin sergü- zeştleri, sadece Türkiye için değil; AB ülkeleri için de yeni yılın ilk günlerinde gündemin başındaki olaylar arasında yer alıyor. Bizim insanlanmızı yeterince tanımayan Avrupalı politikacılar, bu ser- güzeştlerin ardında 'Kûrtasıllı Türkyurt- taşlan'rvn belki de bir soykınmdan ka- çıp Batı ülkelerine iltıca etmek gibi, salt ınsancıl gerekçeler anyoriar. halya Cumhurbaşkanı, bu arayış içinde, gel- mek isteyenlere iltica olanağı tanıya- caklannı söyledikten sadece kırk sekiz saat sonra, televizyonlardaki beyaz eş- ya reklamlannın Cumhur Abi'sine çağ- nşım yaptıracak birdil kullanıyor ve "Bu sorun bizi aştı" diyor. Batılı ülkeler, Türkiye ve Kuzey Irak'tan akın akın yola çıkmak isteyen kaçak göçmenlerin yurt değiştirmele- rinde baskı, can tehlikesi nedenlerini ararken aynı gemilerde yer alan Bang- ladeş ya da Pakistanlılar için hangi ge- rekçelere sanldıklannı söylemiyorlar. "Türkiye'de iktidarlar, yıllardan beri ülkelennin Doğu ve Güneydoğu'suna gerekli yatınmı yapıp, oradaki yurttaş- lanna aş ve iş bulamıyoriar" dese Batı- lılar hem haklı olacaklar hem de 2000'e 2 kala bızi bütün uygar ülkeler önünde yeterince mahcup, utanmış duruma dü- PKK? Turizm ve Ötesi... şürecekler. Yeni yılın başında yapılan iktidar li- derleri zirvesinde konuşuldu mu bilmi- yorum. Ama, bu zirvede alman kararla- n açıklayan MesutYılmaz'm sözlennin içinde, hükümetin Doğu ve Güneydo- ğu için başlattığını söytediği kalkınma seferberliği ile ilgili tek bir paragrafa rastlayamamanın bende uyandırdığı düş kınklığının altını çizmek istıyorum. Güneydoğulu yurttaşlanmızın, 1983'lerden beri kendilerine musallat olan bölücü terör örgütü ile bağlannın bugün hangi noktada olduğunu, son kaçak göç olaylan da yeterince göste- riyor sanınm. Genç, her birisinin eli si- lah tutacak yaştaki insanlanmızın ço- ğunlukta olduğu bu kaçak göçmenle- rin fotoğraflannı incelerken hem hüzün- le onlann açlık ve ışsizlikten nasıl buna- larak, çözümü yüzyıllık sözde tekneler- le kapağı bir vaha limanına atmakta ara- dıklannı düşünüyorum. Hem de bu filiz gibi çocuklann, artık Apo'nun çağnla- nna yanıt vererek dağa çıkmayı, silaha sanlmayı çözümsüzlük olarak değer- lendirecek bir olgunluğa gelmiş olma- lanndan mutlulukduyuyorum. Güneydoğu ve Doğulu insanlanmızı bölücü bir düşün peşinde uygun adım yürüyormuş gibi goren ve gostermeye çalışanlar, umanm bardaklannın dolu yanını da değerlendirmış olurtar. ••• Sahi, elli beşinci hükümetin Güney- doğu ve Doğu'daki kalkınma seferber- liği hangi aşamada sorusunun yanıtını ararken, salt bu amaçla kurulduğunu bildığimiz Doğu Holding AŞ de tam ta- mına birinci yılını doldurmuş oldu. İstanbul Tıcaret Odası Başkanı ve Doğu Holding düşüncesini eyleme ge- çiren işadamı Mehmet Yıldınm, dün- kü Milliyet gazetesinde bu bir yılın pa- noramasını çiziyordu. 100 girişimcinin 26 Aralık 1996 tari- hinde bir araya gelerek kurduklan Do- ğu Holding, ülkenın gelişmiş batı yöre- sınde ayda 1 uO milyon liraya mal olan konfeksiyon ışçisinin yerine Doğu'da 15-20 milyona eleman bulabileceğıni bilen, kentlerin karmaşasından usan- mış yatınmcılann ikinci işleri için Gü- neydoğu'yuadeta sürülmemişbirtop- rak gibi gören yatınmcılan topluyor. Ama Yıldınm'ın yakınmalanndan an- lıyoruz ki, Çiller ve Erbakan'ın başba- kanlığındaki hükümetler gibi, Yılmaz hükümeti de sorunlannı çözmekten he- nüz uzak. Neden? Çünkü yerteşmiş ve yerleştikçe köh- neleşmiş bürokratik engelleri söküp atacak karar mekanizmasına sahip ol- madığımız, Mehmet Yıldınm'ın yakın- malan ile bir kez daha kendisini göste- riyor. Yatınmı yapacak kişinin aradığı arsa- yı bulamadiğını anlatıyor Yıldınm. "Ara- zi içinde birkaç köyle ve marabalaria birlikte alınıp satılryor. Ama yatınm için arsa yok" diyor. İTO Başkanı'nın, hükü- metlerden bu konuda aldığı vaatlerin gerçekleşmeyişinden hayal kınklığı için- de olduğu anlaşılıyor. Devletın elindeki araziyi, doğudaolsun, batıdaolsun "iş- ga/cı/ere açtığı, ama yabnmcıya kapalı tuttuğu" sözlerideYıldınm'ın. Başkan, çözümü yıllardan beri yapılamayan ka- dastro sorununun bir an önce ve elbet- te bu yörede başlatılmaşında butduğu- na göre, ANASOL-D hükümeti bu ko- nuda somut adımlar atmakta geç kal- mıyor mu? Doğu Holding Başkanı, yörede yatı- nm yapmak isteyenlere ucuz enerji sağ- lanmasını da olmazsa olmaz koşullann başında görüyor. En somut önerilerinden birisi de ya- tınmcının ihtiyacı olan kredi sorunu için gösterdiği çözüm yolu. Kaynak, kaynak diyenlere Yıldınm, Is- tanbul'da her yıl daha da artarak büyü- yen mezarlıklar sorunu için, özel kesi- min devreye sokulmasını, daha doğru- su gömü olayının özelleştirilmesini öne- riyor. Bakanlar Kurulu'nun karannı zo- runlu kılan bu özelleştirme sağlanırsa, 3 milyon mezar yeri açıldığı takdirde 3 milyar dolar kaynak sağlanabileceğini, bu paranın Güneydoğu'da yatınm yap- mak isteyenlere kredi olarak aktanlabi- leceğini düşünüyor Yıldınm. Peki, bütün bunlarla bölgeye grtmek isteyen yatırımcının önü açılabilecek mi? İTO Başkanı, gerçekçi bir biçimde, bölgedeki görevlileri işaret ediyor bu kez. Kimi kentte görevli üst düzey bü- rokratlar kimi de yörenin insanı olarak oradaseçilmiş kimseler. Aralanndaki re- kabetin, yatınmcıya vurduğu engellerin giderilmesinin zorunlu olduğunu söylü- yor. Tabii, orada da çözüm siyasi iktıdar- lara düşüyor. POLİTİKA GÜINLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Ekonomi... Kemalızm bır ideoloji mi? Ali Nejat Ölçen Türk Devrim Kurumu Yayınla- n'ndan çıkan 'Kemalizmin Ekonomisi' kitabında bu soruya şu yandtı veriyor: "Kemalizmin ekonomisinden söz etmek, Kemaliz- mı bir ideoloji olarak betimleme anlamına gelir. Oy- sa, belirli bir düşünceler demetinin, ideolojik içerik- te olması için onun belli bir toplumsal katmanın ya da topluluğun yarannı, çıkariannı savunması gerekir. Kemalizmde sınıf tanımı ya da aynşımı söz konusu değil. O halde nasıl olurda Kemalizmibir ideoloji ola- rak betimleyebilihz? Bu soruya yanıt verilebilir mi ya da yanıt var mı? Kadro dergisinde 1930'7u yıllarda bir araya gelenler de bu soruyayanıtaramış ve sonra da şu sonuca var- mışlardı: Türkiye birinkılap içindedir (ama) bu inkılap kendi prensip ve onuyaşatacak, şuur olabilecek bütün na- zari ve fıkri unsurlara maliktir. Ancak bu nazari ve fik- ri unsurtar, inkılaba ideoloji olabilecekbir fikriyat için- de terkip ve tedvin edilmiş değildir." Ölçen'in belirttiği gibi Kemalist devrimlerin teori ve pratiğindeki tüm düşünsel öğeler belirginleşmişti, a- ma o öğelerin ideoloji olması sağlanamamıştı, Kad- roculann yazdıklan gibi... Bu öğelerin ideoloji olması için ne gerekiyordu? Kemalizmin ideolojik içerik kazanması için aradan yıllar geçmesi, Türkiye'nin karşısına emek-sermaye çelişkisinin çıkması gerekiyordu... Ümmetten ulus toplumuna geçiş 1923 devrimiyle gerçekleşti... Acaba Türkiye feodalizmden, kırsal kesimden sa- nayi toplumuna, kentleşmeye geçebildi mi? Etnik ve dinset farklılaşmalar emek-sermaye çelişkisini bir ke- nara itti mi? Biz, 1998'de niçin "Kürt kimliği" diyoruz da, emek- sermaye çelişkisini, Güneydoğu'daki feodal yapılan- mayı hiç tartışmıyoruz? • • * Ali Nejat ölçen 'Kemalizmin Ekonomisi'nöe diyor ki: "1923-39 döneminin ekonomisinin özelliğinden biri ve belki de en önemlisi bütçelerin denk olması- na özen gösterilmesiydi. Mustafa Kemal, Cumhu- riyeti ilanından önce, TBMM'nin 1 Mart 1921 'deki açış konuşmasında: 'Umuru maliyede memleketi- mizce pek mühim bir meselenin halline çok az mü- tevazin bir bütçe tanziminde muvaffakiyet hasıl ol- muştur' söz/eriy/e denk bûtçe dûzenlemesini başan olarak nitelemiş ve kendiyaşamında buna özen gös- terilmişti. Ömeğin 1933 yılı hariç 1925'ten sonrası bütçelerin hiçbiri açık vermemiştir. O dönemin bir başka niteliği, bütçe harcamalannınyıldayüzde 5 'ten fazla artmamasıdır. Cumhuriyetin kuruluş yıllannda 'kendine yeterli olabilmek' ilkesiyle 'dışalımı ikame etmek' stratejisi, beş beyaz nesnenin yurtiçinde üretitmesi önceliğini getirmiştir: Bez, un, şeker, kâğıt ve çimento, Osman- lı'nın 1913-1914 yıllannda toplam dışalımının yüzde 53.4'ûnü oluşturmaktaydı. Cumhuriyetin kuruluşu- nun 9'uncu yılında bu oran yüzde 26.8'e düşürül- dû, Veaynızam&ıtiadışalım 1927'deyanyanyaazat- dı ve 1932'de de^nda birdüzeyine indirilmiş oldu." ••• Acaba 1980 sonrası ekonomimizde neler oldu? 1980'de salyangoz, süs balıklan, pasta, bisküvi, köpek maması, kravat, ruj, sutyen gibi lüks alımlar 2.5 milyon dolarken bu sayı 1990'da 121 milyon dolara yükseldi... Ölçen anlatıyor: "Bugün (1997) Konsolide Bütçe'nin yüzde 95'ten fazlasıyla ıç borç ödeniyor ve yatınmlara ancak yüz- de 5.9 oranında kaynak aynlabiliyorsa üstüne üstlük devletin elinde bulunan 5221 adet yatınm projesinin tutan 8.2 kathlyon TL iken yılda bütçeden sadece 0.5 katrilyon TL ödenebiliyorsa ve 1980'den önceprog- rama alman yatınm projelerinin tutan 1.9 katriiyon dü- zeyinde sürüncemede kalmışsa, kamu sektörünün böylesi verimsız ve hantal hale getirilmesinin sorum- luluğunu serbestpiyasa ekonomisi adı altındaki fan- tezinin koşullannda aramak gerekecektir. Kamu sektörünü ekonominin dışına çeken\en, özel sektörün rant ekonomisipeşine düşmesı, halk tasar- ruflannın döviz ile faiz arasında gelgit hareketini sür- dürmesi bu nedenlehe yatınmlann duraklaması ve üretimin düşmesi, dışsatımın çok üstlerine giderek tırmanan dıalım artışlan sonucunda, dış borçlann si- yasal egemenliği zedeleyen düzeylere tırmanması ve bütçelerin hizmet bütçesi olmaktan çıkıp borç ödeme bütçeleri haline dönüşmesi acaba ne tür ön- lemlerle giderilebilir? Bu sorulann yanıtını Kemalizmin ekonomisinde aramak gerekecektir. Çünkü, Kemalizmin ekonomi- sinde en sağlıklı öz, üretim ve yatınm potansiyelinin harekete geçınlmesiydi ve özel ile kamu sektöheribu amaç için birbakıma görev bölüşümü içindeydiler... Üretim artışı getirmeyen ekonomipolitikalannın sağ- lıklı olup olmayacağı daima eleştiriye açıktır." 2000'e 2 kala Türkiye hem yüksek enflasyon hem de insan haklan ihlalleriyle karşı karşıya... Kemalizm çoktan öldü!.. Kahrolsun emekçiler!.. Yaşasın Türk-lslam sentezi!.. Alkışlar IMF'ye!.. E. Posta: HikmetCetinkaya (a raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Halis Toprak'ın kardeşi mtilıar etti İstanbul Haber Servisi - Ünlü işadamı Halis Top- rak'ın küçük kardeşi Muhsin Toprak, sahibi olduğu Yağmur Dış Tica- ret ve Inşaat Sanayii'nin mali durumundaki bo- zukluk nedeniyle girdiği bunalım sonucu intihar etti. işadamı Muhsin Top- rak'ın cesedi çalışanlar tarafından sabah 09.20 sulannda işyerinde bu- lundu. Muhsin Toprak'ın Kabataş Setüstü 68/3 nu- marada bulunan Yağmur Dış Ticaret \e Inşaat Sa- nayii Şirketi'ndekendisi- ne ait ruhsatlı Beretta marka silahıyla kafasına tek el ateş ederek intihar ettiği belirlendi. Edini- len bilgilere göre ünlü işadamı Halis Toprak' ın kardeşi Muhsin Toprak, şirketinin mali durumun- daki bozukluk sonucu bunalıma girdi. 58 yaşın- da 6 çocuk babası Muh- sin Toprak'ın cenazesi cumhuriyet savcısınm o- lay yerinde inceleme yapmasının ardından otopsi için Adli Tıp Ku- rumu'na kaldınldı. İntihar olayının duyul- masının ardından Halis Toprak ve Muhsin Top- rak'ın çocuklan olay ye- rine geldiler. Halis Top- rak gazetecilerin sorula- nnı yanıtlamaktan kaçın- dı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle