Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 OCAK 1998 CUMARTESİ CUMHURİYET
HABERLER
TBMM Genel
Kurul Salonu
• ANKARA (AA) - Emlak
Konut yetkilileri.
TBMM'nin yeni genel kurul
salonunun geçici kabulüne
ilişkin kontrollerin 2 Şubat
Pazartesi günü başlayacağmı
söylediler. Genel kurul
salonu inşaatının son
durumu ile ilgili olarak,
yapımcı fırma Nurol-
Mesa'nın İnşaat Müdürü
Sinan Orkun, inşaatın geçici
kabulüne ilişkin engel teşkil
edebilecek bir eksiklik
bulunmadığmı ifade ederek,
" Bizim müracaatımızdan
sonra 14 Ocak tarihinde
Meclis'ten bir teknik ekip
eksikhklerle ilgili tespitleri
yaptı. Ancak yapılan
tespitler büyük eksiklikleri
ıçermemektedir" dedi.
Orkun, basında yer aldığı
şekilde teslim süresinin
gecikmesi dolayısıyla
günlük 10 bin dolar ceza
ödenmesi gibi bir konunun
bulunmadığmı da belirtti.
CHP'de
kurultay süreci
• ANKARA (AA) - CHP'de
bu yıl yapılacak büyük
kurultay öncesinde kongTe
süreci. 300 ilçenın
kongrelerini tamamlaması
ile devam ediyor. llçe
kongrelennin 16 Şubat"a
kadar bitirilmesi bekleniyor.
CHP Genel Sekreter
Yardımcısı Eşref Erdem, il
kongrelennin de 1 Mart ile 5
Nisan tarihleri arasında
tamamlanacağını söyledi.
Erdem, olağanüstü bir siyasi
gelişme olmaması
durumunda mayıs ayının
ikinci yansında Büyük
Kurultay'ın yapılabileceğini
belirtti.
Yargının
gündemi yogun
• ANKARA (AA) - Yüksek
yargıyı Şeker Bayramrndan
sonra yoğun bir gündem
bekliyor. Anayasa
Mahkemesi heyetinin.
kamuoyunun merakla
beklediğı RP'nın
kapatılmasına ilişkin
gerekçelı karann yazımını
bayram sonrasında . „.•
tamamlaması bekleniyofc
Yüksek Mahkeme bu araday'
kapatılan RP'nin Genel
Başkanı Necmettin
Erbakan'm. partinin 1998
yılı Hazine yardımına
konulan ihtiyati tedbir
karannın bir bölümünün
kaldınlması istemiyle
yaptığı başvuruyu da 4
Şubat Çarşamba günü
göriişecek. Ba>Tam
sonrasında Yargıtay
Cumhuriyet
Başsavcılığı'run, Örtülü
Ödenek Da\asf nda Yargıtay
6. Ceza Dairesi'nin onama
karanndaki bir cümleye
yaptığı itirazı Yargıtay Ceza
Genel Kurulu görüşecek.
Cindoruk: Siyasal
ders almalı
• BERLİN (AA) - Almanya
gezisini sürdüren ve
Berlin'de bölgesel yayın
> apan bir Türk
televizyonunun programına
katılan Demokrat Türkiye
Partısı (DTP) Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk.
"Susurluk raporundan
siyasal dersler almak
gerektiğini" söyledi.
Partisinin, polis. asker ve
halk arasında demokratik
işbirliğinın sağlanmasını
istediğini belirten Cindoruk.
"Karakola sağlam giren
sağlam çıkmalı. Anayasa
degişikligini yaparak, eşitlik
ilkesini getirmek en büyük
arzumuz" dedi.
Topaloğlu
toprağa verildi
• ADANA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adana'nın
Kiremithane
Mahallesi'ndeki bir eve
bayTam arifesinde gece
düzenlenen operasyon
sonucu iki arkadaşıyla
birlikte öldürülen
Kurtuluş Gazetesi
Adana Tem&ilcisi
Mehmet Topaloğlu. dün sıkı
önlem altında toprağa
verildi. DHKP-C Örgütü
üyesi olduğu ve Adana'ya
silahlı eylem yapmak için
geldiği öne sürülen
Topaloğlu'nun
cenazesinin Cumhuriyet
Mahallesi'ndeki evine
götürülmesine polis izin
vermedi. Topaloğlu'nun
cenazesi. Kurtuluş
gazetesi çalışanlan, İHD
rherkez yöneticisi
Süleyman Itılıç, HADEP İl
Başkanı Eyüp Karageçi'nin
de aralarında bulunduğu 300
kışinin katıldığı törenle
toprağa verildi.
Özgür Ülke'nin, aylar önce öldürülen Cantürk'e gözdağı için bombalandığı belirtildi
Raporda tarîh lıatasıAYKUT KÜÇÜKKAYA
Başbakanhk Teftiş Kurulu Başkanı Kut-
lu Savaş/m hazırladığı Susurluk Rapo-
ru'nda tarihi bir hata yapüdı. Raporda. 3
Aralık 1994'tebombalanan "Özgür Ülke"
gazetesmin, Kürt işadamı BehçetCantürk'e
"gözdağı" vermek için havaya uçurulduğu
belirtildi. Oysa Behçet Cantürk, gazetenin
Istanbul ve Ankara bürolannın bombalan-
masından yaklaşık 11 ay önce 15 Ocak
1994 tarihinde öldürülmüştü. Aynca rapor-
da; plastik patlayıcılarla havaya uçurulan
"'Ozgür Ülke" gazetesi yerine kapatılan
"Özgür Gündem'" gazetesi ifadesine yer
verildi.
Özgür Ülke gazetesinin plastık patlayıcı-
larla havaya uçurulması ile Kürt işadamı
Behçet Cantürk'ün öldürülmesi arasında
bir "iKşki'* kurmaya çalışan Kutlu Savaş. 11
aylık bir "tarihi" hata yaptı. Hazırlanması
altı ay süren ve kamuoyuna Başbakan Me-
sut Yümaztarafından açıklanan "Susurluk
Raporu"nda yapılan hata. üst düzey yetki-
lilerin raporu detaylı bir şekilde inceleme-
diklerini de ortaya çıkardı.
Kutlu Savaş'ın hazırladığı raporda. yet-
kililerin gözlerinden kaçan "11 aylık" ina-
nılmaz hata aynen şöyle anlatılıyor:
" Kim olduğu ve ne >apüğı aşikâr olması-
• Behçet Cantürk, gazetenin Istanbul ve
Ankara bürolarmın bombalanmasından 11 ay
önce, yani 15 Ocak 1994 tarihinde
öldürülmüştü. Aynca raporda, plastik
patlayıcılarla havaya uçurulan "Özgür Ülke"
gazetesi yerine kapatılan "Özgür Gündem"
gazetesi ifadesine yer verildi.
na rağmen devlet, Cantürk'le baş edeme-
miştir. Yasal yollar yetmemiş, neticede Öz-
gür Gündem gazetesi plastik patiayKilarla
havaya uçurulmuş, Cantürk'ün bizzat dev-
lete biat etmesi beklenirken. adı geçenin ye-
ni bir tesis kurmak üzere harekete geçmesi
üzerine, Türk emniyet teşkilan tarafindan
öktürülmesi karartaşünlmış, ve karar infaz
edilmiştir. Böylece 100 kişive >akın olduğu
tespit edilen, zamanın başbakanınınifade et-
tiği 'PKK finansörü ışadamlannın elde olan
listesi" nden bir kişi eksilmiştir.
Behçet Cantürk'ün öldürülmesinin doğ-
mluğu yanlvşlığı veya gerekli olup olmadığı
taröşnıasına güilmemiştir. Ancakzaruriba-
a suaDeri sormakgerekir. Cantürk'ünöldü-
rülme emrini kim vermiştir? Bu yetki kim
tarafindan kullandabilir?Ye hangi ahvalde
kullanılabilir? Kim, kime karşı sorumlu-
dur? Sistem nasıl çahşmah, sorumluluk na-
sıl paylaşılmandır? Hukuk Devleti'nde bu
suallenn yeri olamaz' itirazı dakanaatimiz-
ce geçerli değildir ve realiteye uygun düş-
mez. Bu uygulama tüm dünya ülkelerinde
olduğu gibi bizde de olacakbr. Ama (cümle
Sa> ın Başbakan'aters gelsede) hukuk dev-
leti kuraüan içinde bu tip kararlar alınacak
ve devlet ciddiyeti içinde uygulanacakbr.
Yoksa Yeşil ve.ben2erlerinin,TürkOrdu-
su"nunbirsubayını(Cem Erseverolayı)sor-
gulaması ve etrafa öldürdüğünü söylemesi;
Tank Ümit gibigerçektekaranlıkbir kaçak-
çının, "falancayı aldık. sorgulayıp öldürdük"
gibi bayağı ve kendini adam yerine koyma-
lannısağlayıaçirkinliklerini; Abdullah Çat-
h gibi devletin emrinde çahşan bir kişinin.
kaçakçdık yapıp etrafa korku salmasını ve
bundan istifade edip başkalannın da haraç-
tan pay almasuutemin eden alaturkalık, ba-
sitlik: geri kalmış bir ülkenin ciddiyetten
uzakoperasyonlanna izin veren bir yapu ül-
kemizin gerçekten hak etmediğibir durum-
dur. Bu davranışlara izin veren anlayış bir
grupinsanın-sivilvekanıu görevlilerinin-kı-
sa sürede çizgiyi aşıp vatan-millet hizmetin-
den kişisel dönmelerine yol açnnştuT
Bu arada raporda Cantürk. "Ermeniasıl-
h işadamı Behçet Cantürk" olarak tanıtıhr-
ken, geçmişiyle ilgili kısa istihbarat bilgi-
lerine yer verildi ve "1992 tarihi itibanyla
Özgür Gündem gazetesinin finansörlerin-
den olduğu»." da vurgulandı.
Liceli Kürt işadamı Behçet Cantürk'le
şoförü Recep Kuzucu nun cesetleri 15 O-
cak 1994'te Sapanca'nın Kırkpmar kasa-
bası yakınlannda bulunmuştu. O günlerde
MlT'ten aynlan Mehmet Eymür de göre-
vine dönmüş ve rastlantı dikkat çekmişti.
Özgür Ülke gazetesinin bombalanması
ise Cantürk'ün öldürülmesinden yaklaşık
11 ay sonra 3 Aralık 1994 tarihinde mey-
dana gelmiş, gazetenin Cağaloğlu. Kumka-
pı ve Ankara bürolan gece saat 02.30-03.00
arasında C-4 tipi plastik patlayıcılarla hava-
ya uçurulmuştu.
Patlamalarda 1 kişi yaşammı yitirirken.
22 kişi de yaralanmıştı.
Mehmet Keçeciler, eldeki bilgilerle olaym ardındaki sır perdesinin kaldırılamayacağını söyledi
'Özal suikastının aydınlanması zor'KONYA (AA) - ANAP Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Ke-
çeciler. Ozal suikastındaki sis per-
desinin bir türlü aralanamadığını
belirterek "EUmizde birtakım bffl-
giler var ama bu suikastın aydın-
lanması çok zor" dedi.
Keçeciler, Konya'da yaptığı
Mehmet Elkatmıs
açıklamada. Turgut Özal'a yapı-
lan suikastın aydınlatılmasına
ilişkin çabalannın sonuçsuz kal-
dığını kaydetti.
Olayın tek bir yere kadar gelip
Kartal Demirağüzennde düğüm-
lendiğıni anlatan Keçeciler, şöy-
le devam etti:
"Olayın sadece Kartal Demi-
rağ ile sınırlı olmadığını biliyoruz.
Konuyu birkaç kez rahmedi Özal
öe konuştuk. 'Muhakkak bu me-
seleyi ortaya çıkartmamız lazım'
dedik. Sayın Özal da 'Bir daha bu
memleketin başbakanlannın ba-
şına bu tür hadiselergelmesin, bu
çeteyi temizleyecek şekilde hadi-
senîn üzerine gidelim' dedL Bu
son derece profesyonel bir iş ol-
malı kL fail dahi kimin kendisini
tuttuğunu bilmivor. Bu suikastta
ciddi bir sis perdesi var. Elimizde
birtakım bilgiler var ama ispat
edibnes fevkalade zor. Rahmetli
'Susurluk raporu
çözüm getirmezy
SELAHATTİN ŞAHİN
--NEVŞEHİR-Cahşma-
lannı tamamlayan TB-
MM Susurluk Araştırma
Komisyonu Başkanı ve
kapatılan RP'nin Nevşe-
hir Milletvekili Mehmet
Elkatmıs. Başbakanhk
Teftiş Kurulu Başkanı
Kutlu Savaş tarafindan
hazırlanan Susurluk Ra-
poru ile olaylannn çözü-
me kavuşmayacağını sa-
vundu. Raporda. Uğur
Mumcu suikastine yer ve-
rilmemesini büyük eksik-
lik olarak tanımlayan El-
katmıs. "Yeşil" kod adlı
Mahmut Yıkfanm'ın An-
talya'da gizlendiğinı öne
sürdü.
Mehmet Elkatmıs.
Nevşehir'de gazetecilere
yaptığı açıklamada. Su-
surluk raporu'nun "ıs-
maıiama" olduğunu. sa-
dece DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller"in başbakan-
lığı döneminin araştınla-
rak. "siyasi menfaat" elde
edilmek istendiğıni iddia
etti. Raporda birçok ek-
sıklikler b.ulunduğunu
öne süren Elkatmıs. şun-
lan söyledi:
"Raporda, Uğur Mum-
cu'ya yapılan suikaste yer
verümemesi büviikeksik-
liktir. Devlet Bakanı Evüp
Aşık. bizim komisvoD»-
muza verdiği ifadede,
Mumcu cinayetinde çö-
zülme noktasına gelindi-
ğini. ancak bunun bazı
çevreler tarafindan engel-
lendigini söylemişti. Buna
rağmen, raporda bu ko-
nuya ver verilmemiş. Ra-
porda, Şekerbank'taki
vobuzluklar açıklanırken,
diğer bankalardaki yol-
suzluklara değinilmiyor.
Erol Evci. Nesim Malki
olaylan atlanmış. Jandar-
ma Genel Komutanı Eş-
ref Bitlisın gizemli şekil-
de helikopter kazasında
hayatını kaybetmesi ola-
yı. Susurluk un asken yö-
nünü ortaya çıkarabilecek
Yüksekova Çetesı olayı
raporda yok. Alaattin Ka-
nat ikinci bir Yeşıl'dir. Ra-
porda bununla da Ugili bir
bilgiyok."
Başbakan Mesut Yü-
maz'dan "siyasi menfaat
beklentisinden uzak şekil-
de olavın üzerine gitmesi-
nibeklediğmi" ifade eden
Elkatmış. "Kutlu Savaş
tarafindan hazırlanan ra-
porla Susurluk çözüme
kavıışmaz. TBMM Su-
surluk Araştırma Komis-
yonu'nun raporu. çok da-
ha aynnülı üıcelenirse, Su-
surluk olayı aydınlaülabi-
lir" dedi.
Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a suikastı gerçekleştiren Kartal Demirag, olay-
dan hemen sonra silahıyla birlikte kaçmasma izin verilmeden vakalanmışb.
Ue bizlerin o zaman şüphelendiği
insanlar vardı. Ama hukuki baz-
da ispat edemedik."
Bağlantüar
Keçeciler. "Susurluk olayı ile
Abdi İpekçL Çetin Emeç v e Tur-
gut Özal suikastı arasında bağ-
lantı olup olnıadığına" ilişkin so-
ruya. "Şu anda bir şey söyleme
imkânına sahip değUiz. Önemli
olan bu tür olaylann bir daha tek-
rarlanmamasıdır"karşılığını ver-
di.
O dönemde. istihbarat birimle-
rinin yeterince istihbarat toplama-
yarak olaylar karşısında aciz kal-
dıklannı ifade eden Keçeciler.
memleketi sarsacak ciddi olaylar,
suikastlaryapıldığını, ancak istih-
barat birimlerinin olaylann fail-
lerini ortaya çıkaramadıklannı
söyledi. Bunun iftiharedilecek bir
durum olmadığını ifade eden Ke-
çeciler. "Bu, güvenlik birimleri-
nin aczidir. Bu aczi yeniden yapı-
lanma ile ortadan kaldırma ka-
rarülığındayT/" diye konuştu.
Çiller hakkında
soruşftırma
Yargıtay tarafindan onanan Par-
sadan dosyasının, aynı zamanda
DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDeı
döneminde Başbakanlığın dolan-
dınldığı anlamına geldiğini kay-
deden Keçeciler, "Sayın Çiller
hakkında görevi suiistimal veya
vazifeyi ihmal suçundan takibat
yapılacak" dedi.
Hukuk düzenine, sosyal yapıya
zarar \eren ve devlete olan itima-
dı sarsan Susurluk olayını mutla-
ka çözeceklerini bildiren Keçeci-
ler. şunlan kaydetti:
"Devlete olan güveni yeniden
sağlamak durumundayız. Bu ola-
vın içerisinde bizzat yer alan in-
sanlann konuşmalannı sağlaya-
cak hukuki tedbirier almak du-
rumundayız. Pişmanhk Yasası ile
ilgili tasan pariamentonun gün-
demindedir. Bu kanun çıkbktan
sonra, olaylara şu veva bu şekilde
kanşıp pişman olanlann yapaca-
ğı açıkiamalaria sorun hukuki
bazda daha kolay çözülecektir."
IRMIKI AYDIN ENGİN
Eğer Manisa'daki lise öğ-
rencilerinin davasıyla uzaktan
da olsa ilgilendiyseniz, haydi
kabul edin ki Yargıtay'ın kara-
rı sizin için sevinçli bir sürpriz
oldu. Nitekim medya da oku-
yucunun, seyircinin "hislerine
tercüman" olup kararı "Yargı-
tay'dan bayrarnlık karar" ya
da "Yargıtay'ın bayram hedi-
yesi" gibi başlıklarla duyurdu.
Böylece toplumsal vicdan
rahatladı.
Yeni bir "Manisa olayı "na
kadar içimizdeki suçluluk duy-
gusunu bastırdık. Bayram
keyfıne gölge düşüren etken-
lerden hiç olmazsa "biri" mut-
lu sona ulaştı filan diye sevin-
dik.
13 Şubat'ta Metin Gökte-
pe davasının duruşması var.
Afyon'da. Henüz kanıt mı,
yoksa bir saptırma provokas-
yonu mu olduğu anlaşılama-
yan bir "fotoğraf" o davaya
ilişkin umutlarımızın kabarma-
sına yol açtı.
Göktepe'nin üstüne gocu-
ğu örtülmüş cesedinin fotoğ-
rafı birden karanlıklardan çıkıp
geldi ve dava dosyasına kon-
Bir Çocuğun İki Buçuk Yılı...
mak üzere Afyon yoluna çıktı.
Afyon'daki yargıçlar bu yeni
kanıtla, genç meslektaşımızı
öldüren katilleri belki de mah-
kûm edecek.
Toplumsal vicdan bir kez
daha rahatlayacak. İçimizde-
ki suçluluk duygusunu bir kez
daha bastıracağız ve yaşam
sürecek.
Çalakalem çizmeye çabala-
dığımız tabloyu genişletmek,
listeyi uzatmak zor değil. Ör-
neğin kirlenmişliğimizi yüzü-
müze tükürürcesine haykıran
"çete davalan"nda da belki
önümüzdeki günlerde, aylar-
da benzeri gelişmelere tanık
olacağız. Özel tim tetikçilerı,
elebaşıian, elebaşılann eleba-
şılan ola kı yargıç karşısına çı-
kacaklar, hatta ola ki hüküm
giyecekler.
Toplumsal vicdan bir kez
daha rahatlayacak. Kendimi-
zi arınmış sayıp yaşamın akı-
şına daha az tedirgin ayak uy-
duracağız.
• • •
Sevıncinizi kursağınızda bı-
rakmak gibi bir kötü niyetim
yok. Ama bu "sevinçlerle" ye-
tinmeye de hiç niyetim yok.
Manisa'da olup bitenlere bir
de yaşamlarının ilkbaharında,
iki buçuk yılı demir parmaklık-
lar ardında geçiren çocukların
gözüyle bakalım.
Siyasal bilinçlenmenin ilk
basamaklannı çocuksu bir se-
vinç, coşku ile tırmanırken
Manisa'da devleti temsil eden
güçlerin gözüne de diken gibi
batar olmuşsunuz. Yılanın ba-
şını küçükken ezmek gibi bir
devlet yönetimi zihniyetiyle
donanmış bir zorba güç, bir
sabah sizi, baba ocağından,
ana kucağından, okul sırasın-
dan hoyratça çekip Manisa
Emniyet Müdürlüğü'nün ka-
ranlık odalarına kapatmış.
Seyyar işkencetimi olarak gö-
revli (Gönüllü değil görevli. Ya-
ni amirleri tarafindan görev-
lendirilmiş) bir memur timi si-
zi sorgulamaya başlamış. Sor-
gu, Avrupa insan Haklan Söz-
leşmesi'nı, İnsan Haklan Ev-
rensel Bildirgesi'ni, Anaya-
sa'yı hiç okumamış, okusa da
anlayamayacak, anlasa da
umursamayacak kadar kirlen-
miş bir çetenin kendine özgü
yöntemleriyle sürüp gitmiş. Iş-
kencenin hedefi gerçeği öğ-
renmek bile değil, önceden
hazırlanan ifadeleri imzalat-
maktan ibaret.
Gencecik bedenleriniz tah-
rip olmuş; oğlan ya da kız ay-
rımı yapılmaksızın coplarla
cinsel organlannız parçalan-
mış; çınlçıplaksoyulmuş, bu iş
için imal ve ithal edilmiş aygıt-
larla elektrik şoklarına uğratıl-
mışsınız.
Gençsiniz, deneyimsizsiniz,
korkmak gibi insancıl yetileri-
nizi yitirmemişsiniz. Ifadelerin
altını imzalamışsınız. Bu acı
bitsin, bu aşağılanmason bul-
sun diye. Sonrası... Sonrasını
bırak, yeter ki şu katlanılmaz
"şimdi" son bulsun diye... Bu
ifadelere dayanılarak hapse
atılmışsınız.
İki buçuk yıl hapiste kalmış-
sınız. Yargıtay Izmir DGM'nin
kararını bozmuş. Beraat
umutları belirmiş.
Yıllardan 1998. Aylardan o-
cak sonu imiş. Bayrammış.
Şimdi sizden Yargıtay kararını
bayram armağanı olarak kav-
ramanızı, sevinmenizi istiyor-
lar.
Tahrip olmuş bedenleriniz,
sakatlanmış ruhlarınız ve de-
mir parmaklıklar ardında ge-
çirdiğiniz iki buçuk yıl. İki bu-
çuk yılın 913 gün olduğunu:
913 günün 21.912 saat oldu-
ğunu biliyorsunuz. Orada, içe-
ride bahar ve kış. yaz ve güz
boyunca akıp giden (çoğu kez
akmayan ve gitmeyen) 21 bin
912 saatin ne demek olduğu-
nu siz çok iyi biiiyorsunuz.
Bir çocuğun yaşamından 21
bin 912 saati çaldıktan sonra
bir Yargıtay karanna sevinmek
için artık çok geç.
Manisa'daki çocuklarımıza
"yeni Manisalar'a giden yolu"
aşılmaz hukuk ve demokrasi
duvarlarıyla örmedikçe hiç, a-
ma hiç bir zaman ödeyemeye-
ceğimiz bir borcumuz var.
POLİTİKA GÜNLTJ
HİKMET ÇETtNKAYA
'Adaletsiz Düzen../
Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, CHP liden
Deniz Baykal'ı suçluyor...
Ecevit diyor ki:
"Bu cinayetler işlenirken, adamlar kaçınlırken
SHP iktidardaydı. UatelikAdalet Bakanlığı elindey-
di. Hiç mi merak edip araştırmadılar..."
Önce şu gerçeğin altını çizmek gerekiyor: Türki-
ye'de faili meçhul cinayetler, adam kaçırmalar salt
1993-1996 yıllan arasında mı oldu?
Doç. Dr. Orhan Yavuz'dan Doğan Öz'e; Abdi
ipekçi'den Muammer Aksoy'a, Cevat Yurda-
kul'dan Kemal Türkler'e dek pek çok faili meçhul
cinayeti kimler işledi? 1980 yılının Ağustos ayında
inciraltı Öğrenci Yurdu'nda gençleri kimleröldürdü?
Güneydoğu'dai 988-19B1 yıllan arasında işlenen
faili meçhul cinayetlerin arkasında kimler vardı?
Bülent Ecevit, 1978-1979 yıtları arasında Başba-
kan'dı...
O tarihlerde yurtsever, demokrat bilım adamları-
nı, öğrencileri kimler öldürdü? Bu konuda Bülent
Ecevit ne yaptı?
Bu ülkeyi yönetenler birbirlerine çamur atmaktan
başka bir şey yapmamayı kendilerine ilke edinmiş-
lerdir.
Bunun en tipik ömeğini de bugünlerde yaşıyor,
olup bitenleri 1993-1996 yıllan arasına sıkıştınp suç-
luyu bulmaya çalışıyoruz...
Suçlu aramaya gerek yok!..
Suçlu, bu çarpık ve adaletsiz düzen değil midir?
Eğer, şu beğenilmeyen gazeteler, televizyonlar
olmasaydı, kamuoyu baskısı yoğunlaşmasaydı 'Su-
surluk raporu' ortaya çıkar mıydı?
1995 yılındaTBMM Faili Meçhul Cinayetler Ko-
misyonu'nun hazırladığı raporu Bülent Ecevit eline
alıp şöyle bir okusun, orada Susurluk'un fotoğrafı-
nı görecektir...
Sahi. Bülent Ecevit 1977'de iki kez öldürülme
tehlikesi atlatmış, ancak bugüne değin bu konu ni-
ye araştırılmamıştır?...
Vedat Aydın, Diyarbakır'da evinden alınıp öldü-
rüldüğü zaman Içişleri Bakanı kimdi?
O tarihte ANAP iktidardaydı ve Içişleri Bakanı
Mustafa Kalemli'ydi
Vedat Aydın'ı evinden alıp götürenler (5 Temmuz
1991) ve onu işkenceden geçirenler polisti...
Dönemin Başbakanı da Mesut Yılmaz'dı...
Ben o tarihte Diyarbakır'daydım. Şimdi TBMM
Başkanı olan Hikmet Çetin ve Diyarbakır SHP Mil-
letvekili Mehmet Kahraman'la Cumhuriyet Büro-
su' nda konuşmuştum. Onlar da o tarihte bana şöy-
le demişlerdi:
"VedatAydın'ı evinden alıp götürenlerpolistir..."
O halde Vedat Aydın'ın öldürülmesi emrini kim
verdi?..
• • •
Sinan Demirbaş 24 yaşındaydı ve Bursa Uludağ
Üniversitesi Kimya Bölümü son sınıf öğrencisiydi.
Sinan, 7 Temmuz 1995 günü Elazığ Terörle Müca-
dele Şubesi'nce gözaltına alındı...
20 Temmuz 1995 günü Sinan Demirbaş öldü.
Hastane raporuna şöyle yazıldı Sinan'ın ölümü:
"Hücrede başını duvara vurması sonucu Elazığ
DevtetHastanesi
r
nekaldınldı, buradan kaçmakis-
terken yere düşerek beyin kanaması sonucu öl-
dü..."
Biz o tarihte dönemin Adalet Bakanı Mehmet
Moğultay, Içişleri Bakanı Nahit Menteşe ve insan
haklarından sorumlu Devlet Bakanı Algan Haca-
loğlu'na sormuştuk:
"Sinan Demirbaş başını duvara vura vura intihar
mı etti, yoksa işkence sonucu komaya girip ame-
liyat masasında mı can verdi?"
Adalet Bakanı Mehmet Moğultay, yazımız üzeri-
ne olaya el koydu ve Elazığ Cumhuriyet Başsavcı-
sı Nafiz Horasan'ı görevlendirdi...
Mehmet Moğoltay'ın o günlerde bana söyledik-
leri aynen şöyle:
"Faili meçhul cinayetlerin, gözaltındaki ölümle-
rin aydınlanması için özel çaba harcanması gere-
kiyor. Biz bakanlık olarak tüm cumhuriyet savcıla-
nna genelge göndererek gözaltında ölüm iddiala-
rının ve faili meçhul cinayetlerin soruşturmasının
bizzat savcılar tarafından yapılmasını istedik..."
Elazığ'da Sinan Demirbaş'ın ölümü olayının po-
lis tutanağında bakın ne yazıhydr.
"Sinan Demirbaş'ın elleri kelepçeliydi ve 8 poli-
sin arasından kaçarken merdivenlerden düşüp fe-
nalaştı..."
• • •
Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Nazif Horasan, Te-
rörle Mücadele Şubesi'nde görevli 8 polis hakkın-
da 'kasten adam öldürmek suçundan' TCK'nin 448
ve 463. maddelerince ayrı ayrı cezalandırma iste-
miyle (24-30 yıl hapis) dava açtı...
Ben bugüne dek davanın sonucunu öğreneme-
dim. Bildiğim kadarıyla polisler hâlâ görevlerinin
başında. Sanırım başka illerde...
Bir ara Elazığ Ağır Ceza Mahkemesi. sanık polis-
lerin silahlarını aldı. Ama baskı sonucu silahlan ge-
riye verdi...
Niye anlattım tüm bunları?
Şu anda Bülent Ecevit Başbakan Yardımcısı'dır.
Deniz Baykal'ı suçlayacağına bu davayı araştırsa,
sonucun ne olduğunu kamuoyuna açıklasa da böy-
lece Türkiye'de nelerin olup bittiğini öğrenme ola-
nağı bulsak...
Sinan'ın babası Hüseyin Demirbaş hamaldı, an-
nesi Kumru Demirbaş ise ev kadınıydı...
Belki onlar bu yazımızı okur da biz de polisler
ceza aldı mı, almadı mı öğreniriz...
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya '" raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Susurluk, New York Times'ta
'Devlet katîllerle
işbîrliği yaptı'
NE\V YORK (\A) -
Amerika'nın önde gelen
gazetelennden New York
Times. başmakalelerinden
birini Susurluk raporuna
ayırdı. Raporun. 'tslami
politikacılar vebölücülerin
tehdidinden söz eden laik
siyasetçilerin, rejime en
büviik darbeyi kendileri-
nin vurduğunu' ortaya
koyduğu iddıa edilen ma-
kaîede, '1993-% yıllann-
da işbaşında bulunan Çil-
ler nükümeti döneminde.
devletin uyuşturucu şebe-
keleri. kumarhane sahip-
leri ve sağcı katillorlc işbir-
liği yaparak yurtiçi ve
yurtdışında düşmanlanm
öldürttüğü ve .\zerbay-
can'da bir darbe girişimi
düzenlediği' öne sürüldü.
Olayın sadece Çiller dö-
nemivle sınırlı olmadığı
kaydedilen makalede,
Başbakan Mesut Yıl-
maz'ın 'devletsım' konu-
sundaki açıklamalarının,
'daha ileri düzeyde bir
araştırmayı engelleyebile-
ceği' iddiası ortaya atıldı.