Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DEĞÎŞEN DÜNYADANHÜSEYİN BAŞ
Demokrasi
KolayDeğü
25 Ocak 1997'de Arjantin üst düzey yönetimi ve
kaymak tabakasının tatil yöresi Pınamar'da, ülke-
ninönde gelen politika dergisi Noticias"ın foto mu-
habiri Jose Lııis Cabesaz'm kaçınlıp işkence edil-
mesi ve ardından arabasmda yakılarak katledilme-
si olayı, buüikede 1976'dan 1983'e uzanan ve
k
pis
savaş'olarak anılankaranlık dikta rejiminiıı, aradan
oncayıl geçmesme karşın kalıntılanndan büfünüy-
le anndınlamadı|ını ortaya koymaktadır. Cinayet
ve failleri; dözineyle yolsuzluk, cinayet, kirJi maf-
yasal eylemler karşısında jx>Iisi, savcısı ve adale-
tiyle inanılmaz bir duyarsızlık içüıde oian siyasaJ
iktdidara karşın. işın peşini bırakmayan basıran sü-
rekli baskısıyla gûn ışıgjna çıkanlmışfır. Ama faii-
ler ve onlan azmettirenlerin açığa çıkan kimlikleri
kimseyi şaşırtmamıştır. Olayın ardında. iktidann
sırtından ktsa sürede büyûk servete sahip olan et-
icin oidugu kadarkaranlık eski ekonomi bakanı Do-
mingo Cavaflo'nun •mafya şefı' olarak tanımladıgı
AHredo Yabran ve onun özel koruma şefî ve baâ
tetikçi polisler bulunmaktadır. Cabezas'la aynı der-
gide çalışan gazeteci Gabriel Michi» Zola'dan esin-
lenerek kaleme aldığı ve' Yo Acuso." (Itham Ediyo-
rum!) başliğı ile yayımladığı yazısmda 'dikta dö-
neminden yirmiyıl sonra. göıüntfinün aksine. Ar-
jantin'in detnokrasiyi yakala>amadığınu üikcdedün
olduğu gibi bugfln decezasızlığın,TOİsuzluğunveya-
kın geçmişi unutan amnezinin' hükiim sürdüğünû
ortaya koymakîadır.
Gerçî Şili'nin aksine, asker. Le Moode'un başya-
zısında altını çizdiği gibi, demokrasiye tnancmdan
çok Maluin savaşı yenilgisinin ezikliğinden, siya-
sal iktidan kurumsal olarak elinde futmaktadır. An-
cak dikta döneminde hayat bulan ve etkin bir biçım-
de kullanılan kirli sermaye, mafya, poiis ve kirli si-
yaset odaklanmn, önemli oranda ülke yönetimin-
de at oynattıkJan da yadsınması güç bir gerçektir.
O kadar ki, yaşamdan bir daha geri gelmemek üze-
re sökülüp çıkanlması gereken pisliklerin, birinci-
si eski Başkan Raul Alfonsin. ikincisi bugünkü baş-
kan Cartos Menem tarafından iki kez, barış ve ulu-
sal uzlaşma adına üzerleri örtülmüştür.
Bugün devlet, polis, mafya, kirli sermaye ve kirli
politika işbirliği diktanın önlenemez mirası olarak
tüm hızıyla sürmektedir. Dikta mirası bu karanlık
güçler ortaklığjnın cinayetleri ve aJcıl aJmazyolsuz-
luklannın belgeleri 140 cilde sığmayacak ölçüler-
dedir. Ve bu dosyalar ber gün biraz daha kabarmak-
tadır. Dikta sonrası gelen iktidarlann ise aynı ka-
ranlık odaklann desteğinden yararlanarak yöneti-
me geldikleri için, bu odaklann üstüne gitmeleri he-
men olanaksız görûnmektedir. Biraz da bu neden-
le, srya$al iktidar, çeteierden hesap sorulmasmı en-
geîlemek için gerefdi önlemieri almı$tır. Ancafc
özellikle dikta dönemi sırasında işkence ve cinayet-
lere bizzat kanşan kimi askerlerin itiraflan, sözü
edilen karanlık odakJar ortakhğının sonsuza dek
cezasız kaJmalannın giderek güçleştiğini ortaya
kovmaktadır. Dikta dönemindeki korkunç baslâ-
larla ılgilı gerçekleri yüzbaşı Astiz'in 'Deniz kuv-
vctkri bana inşa etmeyi değH yıkmayı öğretti Ben,
bir mayuun nasıl yerleştirüeceğini, bir bombanın
nasıl konulacagınj. insanlann nasıl öldürülecegini,
- örgüöere nasıl sızıhp, güçsflz bırakılacağını bilirinı.
Ben bir politikacı ve gazeitecinin öldürüf mesi için en
ivi ha/ırlanmış insanım. Bunların en hishim. Ar-
kadaslanm geüp bir askt'ri tsyana kumanda etme-
mi istiyortar" şeklindeki itiraflan en açık biçımiyle
ortaya koymuştur. Bu konuda bir başka çarpicı ör-
nek, yine dikta döneminde yedi Ispanyol yurttaşı-
nı katletmekle suçlanarak .Vfadnd'de turuklanan De-
niz Yüzbaşısı Adolfo Scilingo'nun 'tutuklula nn
uçakkrdan denize aülarak infazı yöntemi' ölüm
uçuşlannı doğrulayan itirafidır.
Arjantin'de dikta döneminden sonra ışbaşma ge-
len iktıdarlar. demokrasinin. kuşkusuz işlennegel-
diğinden 'pis savaşın" üstünün örtülerek gerçekle-
şebilecegi sanısına kapılmışlardır. Ancak o günden
bugüne olanlar, bu hesabm görülmeden, ülkede ger-
çek demokrasi ve bukuk devletinin kurulmasımn
asla mümkün olamayacağını en açık şekliyle kanıt-
lamıştır. Tek umut, birleşerek kjsmi yasama seçim-
lerinde iktidan sarsan muhalefetin, 1999'da yapıl-
ması beklenen başkaniık seçimierindenzaferle çık-
ması ve karanlık dönemin, bugûnkü mirasıyla bir-
lıktehesabını sorarak, ülkede gerçek demokrasi ve
hukuk devletini kurmasıdır. Demokrasi kolay de-
gil. Hele heie hukuksuzlugun, cezalandınlmayan
suçlann zemıninde inşa edilmesi bütünüyle olanak-
sızdır. Kim böyle de olurderse, önce kendisini, son-
ra da kuşkusuz daha önemlisi yurttaşiannı kandı-
nr.
Sosyal yıkımın karnesi
Arjantin 'deki ekonomik yıkımı, en iyi rakamlaror-
taya koymaktadjr. 1990'da aktif nüfusun yüzde 6.3
dûzeyinde olan işsizlik 1996'da yûzde 17.4'e ulaş-
mışür. Sûrekiiligi olmayan, 'çöplük işierin' oranı
yüzde 7.1 'den yüzde 13.6"ya, kaçak ışler oranı yüz-
de 26.6'dan yüzde 34.9'a. seyyar satıcılık, ayakka-
bı boyacıbğı vb. gibi marjinal işler yüzde 18'den
>oizde 19.5'e yükselmiştir. Başka göstergeler, sis-
teminadaletsizliğini en çarpıcı biçimde yansitmak-
tadır. Federal başkentte en zenginler, 1991*de gelir-
lerin yüzde 65'ini ahrken, bu, 1996'da yüzde
68.6'yatırmanmıştıt En yoksul yüzde 20'lik kesim,
aynı yıllarda geljrlerin yüzde 4'ü daha sonra yüz-
de 1.9'uyla yetinmiştir. Nürusun yüzde 30'unun
yoguniaştığı Buenos Aires kırsalında 1991 ve
1996'da, yüzde 20 en zengin için rakamlar sırasıy-
la yüzde 50.7 ve yüzde 52.3 artmasına karşın, yüz-
de 20'lik en yoksul kesimin gelirleri yüzde 5.7 ve
vüzde 4.3"e gerilemişrir. 10.000 mü/ustakj suçiu-
İuk oranı 1980'deki 80'den 1990'da 172.1 'e, 1995'te
204.3'e yiacselmiştir.
Taşranın dığer kentlerinde durum farkh degildir.
Gerçek ücretier 1989 ve 1995 arasında yüzde 24.7
gerilemiştir. Emekçilerin yüzde 4O'ı ayda ortalama
220 doiar kazanmaktadır (yaklaştk 47 milyon TL).
Yirmi yıîhk bir öğretmenin kazancı 220 dolann al-
tındadır. Dünyanın hayat pahalıhgı açısından 20 ül-
kesi arasmda yer alan Arjantin, sosyal güvencede
de en geriierdedir. Örneğin bu ülkede işsizlik yar-
dunı yoktur.
HÜSEYİN BAŞ
Çürüyen kurumlara ve kaosa karşı muhalefet birleşiyor
Aıjaııtiırde son taııgo
G
eçen 26 Ekim kısmi yasa-
ma seçimlerinde iktidar
partısıni bozguna uğratan
Arjantinli seçmenler, Car-
los Menem"in 1990'danbuyanaülke-
ye dayattığı modele karşı olduklannı
ortaya koydular. Seçim kampanyala-
rına \e sonuçlanna bakılırsa Arjantin-
lilerendişe verici birgidişin önlenme-
sinde kararlı görünüyorlar. Seçenek
artık, dikta de demokrasi arasında ol-
maktan çok. cumhuriyetçi düzenle
mafyasal kaos arasında. Türkıye'ye
uzak olmasına karşın, her ikı ülkenın
başını ağntan sorunlar ve çıkış yoila-
rı arasında şaşırtıcı benzerlikler göz-
lerden kaçmıyor.
Geleneksel görüşe bakılırsa Arjan-
tin kültürel açıdan gelişmiş, nükleer
tesisleri. sağlam orta sınıfı, verimli
topraklan, Jose Luis Borges ve Julio
Cortazar'ı ile tam bir 'Avnıpa iilkcsi'.
Aynı ölçüde basit ve daha yeni bir baş-
ka görüş ise 1991 'den bu yana yürür-
lükte olan konvertibiliteden (1 peso= 1
dolar); enflasyona karşı kazanılan za-
ferden (1990'da yüzde 1343.9,
1996'da yüzde 01.), gayrisafi iç hası-
lanın sürekli büyümeden (1990-1996
arası ortalama yüzde 4.5); özelleştiril-
melerle modernize edilen devletten
(1989-1995 arası 24.779 milyon do-
lar) ve yabancı yatınmlann süreklili-
ginden söz eder.
Keza Brezilya, Uruguay, Paragu-
ay'ın yanı sıra en önemli parça olarak
Arjantin'i de bir araya getiren büyük
Latin Amenka pazarı Mercosur'un
başanlan ve parlak geleceöi de anım-
satılır.
Ancak, sosyal maliyetten bağımsız
olarak yürürlüğe konan polıtikanın
makroekonomik verilen -kı bunlar
neolıberalist uyum önlemlerının sa-
vunuculan tarafından desteklenmiş-
tir- endışe \ericidır. Arjantin. gelenek-
sel olarak, hep pozitif ticaret dengesi-
ne sahip olmuştur( 1990'da 8.2 milyar
7996'dan bu yana polis
saldınlanyla bir ölü \e çok
sayıda insanın
yaralanmasıyla sonuçlanan
önemli sosyal hareketler ve
ulusal grev patlak vermiştir.
Sadece eğitim alanında,
eğitim kurumlannın sayıları
1991'deki41.986'dan 1994'te
38. 294'e gerilemiştir. Aynı
dönemde öğrenci sayısı on
milyondan dokuz milyona
inmiş, öğretmen sayısı 729.-
384"den 626.821 "e
gerilemiştir.
dolar). Ama 1991'den itibaren vahşı
bir serbestleştirme ve pesonun aşın
bir biçimde değerlendirilmesi bu eğı-
limi tersine çevirmiştir. 1994'te tica-
ret açığı 5.8 milyara dayanmıştır. Bu.
bir yıl öncesine göre yüzde 58'lik bir
artışı ifadeetmektedir. 1997"de ise bu-
nun 4 milyar dolar dûzeyinde olacağı
sanılmaktadır. Dış borçlar özelleştir-
melerin getirilerine karşın, artış eğili-
mi içindedir. 1989'da62 milyar dolar
olan dış borç 1997 yılı ortalannda
98.25 milyar dolara ulaşmıştır. Bu,
gayrisafi iç hasılanın yüzde 31'i. ih-
racat gelirlerinin de dört katına eşittır.
Hükümetin sanayinin ayakbağı
olan kesimlerinden desteğinı çekme-
sine. devlet görevlilerinin sayısmda
önemli indirimlere gitmesine ve üc-
retlerin çok az olmasına karşın, vergı
açığının 1997 yılı için 9 milyar dola-
ra ulaşacagı hesaplanmıştır (gayrisafi
ıç hasılanın yüzde 3'ü). Bir sosyalist
millervekili 'sermate kaçışının heryd
40 milyar dolara ulaştığım' ılerı sür-
mektedir. Bu. dev letin tüm gelirleri-
nin. neredeyse yüzde 5O'sidir. Ama
daha da kötüsü vergı sistemidir. Bü-
yük servet sahibi ailelenn sadece yüz-
de 17.3'ü servet vergısı ödemektedir.
Gelırler üzerıne vergınin çok düşük
olmasına karşın (ABD'deki yüzde
45'e karşılık. yüzde 33). herkesin öde-
mek zorunda olduğu tüketıme ağır
\lik getiren katma değer vergısi ilkın
>üzde 14'ten yüzde 17'ye, bugünkü
hükümet döneminde ise yüzde 21'e
yükseltılmiştir.
1997'de ülkenin resmi dış borç fa-
ızi olarak 6 milyar dolar ödenmesi ge-
rekmekredir (özel seketörün dış bor-
cu 30milyar dolar düzeyındedır). Ca-
ri hesap açıgı (ticaret dengesi açığı.
faizler. dış ülkelere transfer edilen kâr-
lartoplamı) 13 milyar dolara ulaşmış-
tır (GSlH'nin yüzde 4'ü). Bu 1998'de
GSlH'nin yüzde 5'ıne ulaşacaktır.
Kuşkusuz bunlar. yeni borçarla karşı-
lanacaktır. Uluslararası Para Fonu
(IMF), ek kredilenn sağlanmasını. ka-
mu harcamalarında ıyıleştirme (bir
kamu bayındırlık programının feshi
dayatılmaktadır) kongrenin istihdam-
da esneklik sağlayan biryasayı kabul
etmesi koşuluna bağlamıştır. Bu kez.
en zengin takımın katkılan da isten-
mekle bırlikte. kurbanlar hep aynı ke-
simdekilerdır. Ekonominin yapısal za-
yıflığı. 1995"te Meksika 'tepiila-
zo'sundan sonra panik \ e genleme ya-
ratmıştı (GSİH 3.9'a düşmüştü). Bre-
zilya'da. Sao Paulo Borsası (Arjan-
tin'in önde gelen ticaret partneri) ve
Hong-Kong Borsası 'ndaki çöküşler,
Buenos Aires'i beterinden korkut-
muştu.
Rüzgâreken, fırtına biçer. 1996'dan
bu yana polis saldınlanyla bir ölü ve
çok sayıda insanın yaralanmasıyla so-
nuçlanan önemli sosyal hareketler ve
ulusal grev patlak vermiştir. Sadece
eğitim alanında. eğitim kurumlannın
sayıları 1991 'deki 41.986'dan 1994'te
38. 294'e gerilemiştir. Aynı dönemde
ögrenci sayısı on milyondan dokuz
milyona ınmiş, öğretmen sayısı 729.-
384"den 626.82 l'e gerilemiştir. Bu
eğilim bugün de sürmektedir. Buenos
Aires Ünnersitesi'nden sosyolog Su-
sana Tarrado'ya göre 'asıl körüleşme
yatınm yapmak isteyen Amerikan şir-
ketlerinin yöneticilerinden, Arjantin-
li devlet görevlilerinin talep ettikleri
rüşvetin (coimas) yüksekliginden ya-
kınmak zorunda kalmıştı.
İktidann ;antajı
1994 yılında. 'yetmiş bakan var-
dımcısu parlamentcr. devlet memuru,
işadamı ve başkanın dosdannın yer al-
dığı. ha>li eksik bir liste adalete teslim
edilmişti. Bu lislede başkanın "narko-
dolar' aklamaktan rutuklanan baldızı
ve eski sekreteri Bayan Amira Yoma
da boy gösteriyordu, bir Suriyeli olan
kocası, Ispanyolca bilmemesine kar-
şın. gümrük danışmanlığına atanmış-
tı. Yasadışı yollardan zengin olmaktan
hakkında on bir dava açılan eski Bu-
enos Aires Levazım Müdürü Carlos
Grosso, 'Yöksullara \ardim programı"
çerçevesınde devlete bozuk süt sat-
makla suçlanan başkanın eski Özel
Kalem Müdürü Miguel Vıcco ve 'ça-
lışmakla para kazanılmaz". diyen es-
ki Ulusal Sağlık Sigortası Kontrolörü
merkezi hükümetin görevlileri. hakla-
nnda soruşturma yürüten on karar
merciının dokuzunda söz sahıbı oldu.
Başkan Menem'in adaletınin Başba-
kanı Carlos Arslanian, sözü edilen
mahkemelere atanan üyeleri 'bostan
korkuluğuna' benzetmiş. ardından da
görevinden istifa etmişti. Adaletin bu
yolla denetim altına alınması sayesin-
de, eğer biryargıç. gerçekten soruşrur-
maya kalkarsa, hemen terfı ettirilip.
yerine bir başkası getiriliyor ve yeni
gelen, suçluyu, anında salıveriyordu.
Başkanın baldızı veeski sekreteri Ba-
yan Almira Yoma,yargınm elinden bu
yolla kurrulmuştu.
Bu yüzden sürekli olarak suçlanan
hükümet, medyayı kendisine düşman
etmişti. 1995'te Carlos Menem, Se-
nato tarafından da onaylanan, hükü-
metin yolsuzluklanyla ilgili olarak
açıklanan haber, düşünce ve yorumla-
n yayımlayan gazetecilen altı >ıla ka-
dar hapisle cezalandınlmasını öngö-
ren 'basınyasası'nı geri çekmek duru-
mundakalacaktı.
1995 Ocak avında, foto muhabiri
tam olarak saptanmış degildir. Diplo-
malar değer > itirmiştir. Av nı iş için da-
ha yüksek eğitim dü/eyi gerekmekte-
dir. Mihonlarca insanın formas>onu
işe >aramaz dunıma gelmiştir. Daha
da kötüsü, vcni bir iş için herkesin ye-
ni formasyon gereksinimi ortava çık-
mışhr. İş bulmak için daha fazla eğitim
zorunlu olmuşrur. Vma bunıın için de
daha fazla parava ihtivaç >ardır. Bu
ise olanaksızdır; çünkü insanlarişsiz-
dir:
Skandalar ve hırsızlıklar
Bövlece Arjantin. gınp çıkan mil-
yarlarca dolar karmaşası. endışe veri-
cı sosyal verilen içeren olağanüstü
makroekonomik göstergeler. toplu-
mun bazı kesımlerı tümüyle yoksulluk
ve felaketin pençesinde kıvranırken
bugünden varına olu^an senetler.
kent merkezlerinde lüks ticaret yay-
gınlaşırkenuygardünyavamensupbir
ülkeden çok. geleneksel olarak hırsız-
lar \e sabıkalıların cint attıûı bir poli-
tik atmosferde skandallar ve kirli iş-
leriylemarvasai bıronamıyansırmak-
tadır O kadar kı. 1992 yılında, o dö-
nemde Birleşik Devletler'in Buenos
Aires Büyükelçisi olan Terence Tod-
man, basının önünde alenen. ülkeye
Jose Luis Barrionueva da listede yer
alanlar arasındaydı.
1996'da haklannda hırsızlıktan da-
va açılan 'devlet memuru. parlamen-
ter. yargıç, vergi görev lisi v e iktidar va-
kınlan'listesinde yer alanlann sayıla-
rı 108'e ulaşmıştı. Başkan Menem'in
eski kansı ZuJema Yoma, mahkeme
önünde. ikı yıl önce bir helikopterka-
zasında kaybettıği oğlu Carlos Me-
nem Jr.'un ölümünden başkanın 'ya-
kınçevresini'suçlamıştı. Başkanın es-
ki karısına göre 'kazayT planlayan
mafyaydı. Yolsuziuklara ve kirli ışle-
re kanşanların sadece üçü mahkum
oldu.
Çoğu. 'delil yetersizliğinden' paça-
yı sıyırdı. Gazeteci Horacio Verbitsky,
'l 992'de 400.000 satan 'Taht tçüı Hır-
sızlık' adlı kitabında (kitabın başlıgı.
ülkeden kaçan eski İçışleri Bakanı Jo-
se Manzano'nun 1990'da söyledıği
'Taht ıçın çaldım' cümlesinden esın-
lenmıştı). cezasız kalmanın mekanız-
masını şöyle anlatmaktadır: Bir baş-
ka çoğunluğun sağlanması için yük-
sek mahkemenın üye sayısmı arttır-
dıktan sonra hükümet. yeni bir ulusal
ceza temyiz mahkemesı oluşturdu ve
orada dokuz sandalyeyi boş bıraktı.
Federal mahkemelerde de aynı yön-
tem uygulandı. Daha açık bir deyişle,
Jose Luis Cabezas'ın, işkence yapıl-
dıktan sonra arabasıyla bırlikte yakıl-
ması olayı patlak verdı. Bu. o zamana
kadar çok sayıda gazeteciyi hedef aian
ve hemen rümü cezasız kalan bir dızı
tehdıt. saldın ve provokasyonun so-
mutlaşmasıydı. Jose Luis Cabezas'ın
katledilmesı olavmda. aralannda ser-
vetinın ka\Tiağında ıktidarla içli dışlı
ilişkiler bulunan güçlü iş adamı Alf-
redo Yabran'ın kişisel korumalannın
şefınin de yer aldığı çok sayıda polis
suçlanmış ve hapsi boylamıştı. Yab-
ran'la yakın ilişkisi olan Adalet Baka-
nı Elias Jassan da istifa etmek zorun-
da kalmıştı
Saydamlık için yasa
Bu karanlık tablo>a !992'de tsrail
elçiliğine, 1994 Temmuzu'nda Arjan-
tin Israıl kökenlılerle dayanışma bir-
ligi'ne (AMfA) karşı düzenlenen ve
200 insanın hayatına mal olan bomba-
lı saldınları da eklemek gerekiyor.
Çok sayıda iz ve kanıtm yüksek dü-
zeyde hükümet görev lısinin sorumlu-
luklannı ortaya koymasına karşın. sal-
dmyla ilgili soruşturmalar. ayağını sü-
rümeye devam etmektedır. Nazılere
karşı sempatisi olduğu bilınen bir baş-
ka Adalet Bakanı. Rudolfo Barra da.
1996'da, istifa etmek durumunda kal-
dı.
1994 yılında kabul edilen Anayasa,
başkaniık erkinin sınırlandınlmasma,
yurttaşlann güvenliğinin garanti altı-
na alınmasma ve adaletin daha say-
dam hale getirilmesine yönelik bir di-
zi yasa öngörmektedir. En önemli ya-
sa olan ve bir Yargıçlar Konseyi'nın
kurulmasını öngören yasanm çıkanl-
masıyla ilgili ıki yıllık mehilin geçme-
sine karşın. kongre sözü geçen yasa-
nın yürürlüge gurnesini savsaklamak-
tadır.
Geçen 26 Ekim'de yapılan yasama
kısmi seçimleri işte bu genel çerçeve
içinde gerçekleşmişti. 1997 yılı başm-
da ülkenın en eski partisi ve eski Baş-
kan Raul Alfonsin'in Radikal Yurttaş
Birliği ile Peronculardan ayrılanlar,
sosyalistler, eski Hıristiyan demokrat-
lar. bağımsızlar, eski komünistler. es-
ki gerillalar. sendikacılar ve ınsan hak-
lan savunucusu örgütlerin üyelerin-
den oluşan Ülke Dayanışma Cephe-
si'ni (Frepaso) bırleştirme girişimleri
ilk kez gündeme gelmişti.
1991 'de kurulan Frepaso, o dönem-
de Alfonsin'in Uiusal Yurttaş Birlı-
gi'nin (UCR) hâkim olduğu 1995 baş-
kaniık seçimlerinde ülkenin ikinci bü-
yük gücü olmuştu. Insan haklannı çiğ-
nedıkleri için yargılanan askerlenn ce-
zasız kalmalanna 'Son Nokta' v e 'İta-
at Zorunluluğu' yasalannı çıkarttıgı,
1993'te Carlos Menem'in yenıden
başkanlığa seçilmesini sağlayan 'OB-
vos Pakn'na ımza koydugu için göz-
den düşen Alfonsin. bu ittifaka karşı
çıkacaktı. Sondajlann Buenos Aı-
res'te, resmi adaylann ve Frepaso
adaylannın çok gerisınde, onur kıncı
bir üçüncü sırada yer alacağını göster-
mesi. UCR'nin, muhalefetin diğer bü-
yük gücü ile anlaşmasına yol açtı.
Seçim kampanyası boyunca ikti-
dar, ekonomik şantaj silahını kullan-
dı: Arjantmhlerin büyük çogunluğu
1996'da haklannda
hırsızlıktan dava açılan
'devlet memuru,
parlamenter, yargıç, vergi
görevlisi ve iktidar yakınlan'
Iistesinde yer alanlann
sayılan 108'e ulaşmıştı.
Başkan Menem'in eski karısı
Zulema Yoma, mahkeme
önünde, iki yıl önce bir
helikopter kazasında
kaybettıği oğlu Carlos
Menem Jr.'un ölümünden
başkanın 'yakın çevresini'
suçlamıştı.
dolarla borçluydu (ıpotek ve sanayi
kredilerinden, ev eşyası alımlan için
yapılan kontratlara kadar her şey gün-
lük paritiye, yani dolara uygun biçim-
de yazılıyordu) ve iktidardaki hükü-
met kendisini konvertibilitenin tek gü-
vencesi olarak takdim ediyordu. Ka-
nıt o denli etkiliydi ki, muhalefet sö-,
zü edilon ve ekonominin aksını oluş- j
furan konvertibiliteyi sorgulamayı ak-1
lına bile getirmiyordu. Buna karşılık [
muhalefet. hükümetin zayıf noktalan-
na bomba yağdırmaktan geri durmu-
yordu: Yolsuzluklar. adaletin kötü iş-
leyişi, işsizlik, kentlerdeki güvensiz-
lik...
Başkan Menem'in partisini. yüzde
36.15'e karşılık oylann yüzde
45.67'sini alarak fena halde bozguna
uğratan muhalefet, başlıca seçim böl-
geleri federal başkent, Buenos Aires
taşrası. Santa Fe ve Cordoba'da fark
yaptı. Muhalefet 15 sandalye kazanır-
ken iktidar 12 sandalye ile yetindi. Bu j
sonuç Kongre"de, Peronizmın mutlak
çoğunlugunun sonunu noktalamıştı.
Seçımler, dıgertaraftan. 1977'de aske-
ri dikta tarafından kaçınlan ve bir da-
ha izine rastlanmayan gencin annesi,
insan haklan militanlanndan ve poli-
tikada o güne kadar pek esamisı okun-
mayan bayan Graciela Meijide'nin,
Buenos Aires taşrasmda Peroncu va-
linın kansı bayan Hilda Duhalde'yi
farklı bir biçimde yenilgiye uğrarma-
sına yol açtı.
Bu zaferden sonra 'Graciela' ola-,
rak anılan Meijide. 1999 başkaniık se-
çimleri içın en şanslı aday durumuna
gelmiştir. Başkaniık seçimleri bekle-
nirken. ıttıfakın yöneticilerinin esnek,
sabırh ve kararlı biiçmde hareket et-
meleri gerekmektedır. Mafy'anın. çı-
karlannın tehlikeye düşrnesi v e adale-
tin denetimlerinden ç*ıkabileceği kor-
kusuyla ülkeyi istikrarsızhga götür-
mesi olasıhğı yok- de'ğildir. Carlos '
Salinas de Gortari ve Fernando Col-
lar de Mello'nun gölgelerî Arjantin j
politikası üzerinde gezinmektedır.
Carlos Gabetta
(Le Monde Diplomatique)
* Buenos Aires. Gazeteci.!