Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13OCAK1998SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman: Zanlının avukat çağırması polisler tarafından engelleniyor
Polisler CMUK'a direıriyor• Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda 1 Aralık 1992
tarihinde yürürlüğe giren değişiklikler, aradan geçen zamana
karşın tam olarak yaşama geçirilemedi. Karakollarda
CMUK'un uygulanmasına karşı direniş olduğunu belirten
istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman, zorunlu avukatlığın
gelmesi durumunda sorunlann ortadan kalkacağını savundu.
KEREMILGAZ
Her gün yüzlerce kişinin gözaltına
alındığı îstanbul'da, haklan olmasına
karşın gözaltındaki insanlann avukat is-
temediği ya da bu taleplerinin engel-
lendiği ortaya çıktı. İstanbul Barosu
Başkanı Yücel Sayman, "karakollarda
CMUK'un uygulânmasına karşı direniş
olduğunu" belirterek, "Zanlının avukat
çağırması polisler tarafından engelleni-
yor" dedı.
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanu-
nu'nda (CMUK) yapılan ve 1 Aralık
1992 tarihinde yürürlüğe giren değişik-
likle gözaltına alınanlara avukat tutma
hakkının tanınması olumlu bir adım ola-
rak nitelendirilmişti.
Ancak aradan 5 yılı aşkın bir süre
geçmesine karşın yasa hayata tam an-
lamıyla geçirilemedi. Karakollarda ken-
dilerine haklan anımsatılmayan pek çok
zanlı. avukat çağırmadan ifade vermek
zorunda bırakılıyor. fstanbul Barosu
Başkanı Yücel Sayman. CMUK'a gö-
re polis ya da jandarmanın gözaltına al-
dığı kişiye isterse konuşmayabileceği-
ni, avukat isteme hakkının bulunduğu-
nu anımsatmasının zorunlu olduğunu
söyledi. Gözaltınaaldığısanığa. polisin
elini değdirdiği anda haklannı hatırlat-
mak zorunda olduğunu söyleyen Sayman
"Sanık karakolda avukat isteyebilir, hiç-
bir işlem yaptırmayabilir. Kendi avuka-
tı varsa onu çağırabilir. yoksa biz Ba-
ro'nun CMl'K Senisi'nden gönderi-
riz" dedi.
Bu yükümlülüklerin karakollarda uy-
gulanamadığını dile getiren Sayman.
CMUK"a polisin "direndiğini" vurgu-
ladı. Polisin gözaltına aldığı kişiye yer
gösterme. keşif gibi işlemleri yaptırdı-
ğını ancak imza aşamasına gelindiğin-
de avukat çağırması gerektiğini anım-
sattığını belirten Sayman. uygulamanın
polisin keyfine göre yapıImaması gerek-
tiğini söyledi. Son anda avukat çağrıl-
dığı için talep sayısınm düşük olduğu-
nu kaydeden Sayman, sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Baroya yapılan isteklerin yii/de 80"i
zorunlu olduğu için 18 yaşın altındaki-
lerden geliyor. Karakollarda avukat ça-
ğırmaması için sanığa baskj ve telkinler
yapılıyor."
26 bin gözalfa, 6 bin istek
Emniyet Genel Müdürlüğü açıklama-
larına göre. 1997 Ekim ayına kadar İs-
tanbul'da yaklaşık 26 bin kişi gözaltına
alınırken CMUK gereğince av ukat iste-
minde bulunanlann sayısının 6 bin ol-
duğuna dikkat çeken İstanbul Barosu
Başkanı. "Vani 20 bin gözalti olayında
avukat istenmemiş. Bu iki nedenle ola-
bilir. Birincisi, 20 bin kişinin avukat is-
tememesi, ikincisi ise avukat çağnlması
engelleniyor. İstatistiklerc bakınca bazı
karakollardan hiç talepgelmemesi de il-
giçekjci"dedi.
DGM 'nin görev alanma giren suçlar-
da önemli oranda CMUK'un geçerli ol-
madığını vurgulayan Sayman, şunlan
söyledi:
"Bir yasa iki alana göre uygulanmaz.
Böyle bir hukuk anlaytşı olmaz. Böyle bir
hukuk tekniğini Fransızlar. sömürgesi
olan Cezayir'e uyguladı. Kendileri için
belli bir hukuk düzenL başkalan için ay-
n hukuk sistemi. Bu yasa, böyle bir dü-
şiinceniniirünü."Yücel Sayman.bütün
bu olumsuzluklara karşın uygulanması
halinde CMUK'un DGM kapsamı dı-
şındaki suçlar için güvence olduğunu
vurguladı. Zorunlu avukatlığın gelme-
si durumunda sorunlann ortadan kalka-
cağını kaydeden Sayman, CMUK'un
tanıtılmasında bazı eksikliklerin oldu-
ğunu söyledi.
CMUK Servisi Sorumlusu Ahen
'Sanığa haklan
anımsatümıyor'
İstanbul Barosu CMUK Servisi Sorumlusu A\ ukat Belkıs
Ahea,sen isin çalışmaiarıyla ilgili şu bilgileri verdi: Polis. gö-
zaltına aldığında sanıklara haklannı hatırlatmıyor. Herkesehiz-
met vermeye çalışıyoruz ancak çeşitli nedenlerden dolayı 18
CMUK'un
getirdiği
bazı hafdar;
CMUK'a göre polis ya da
jandarma gözaltına aidığı
kişiye isterse
konuşmayabileceğini, avukat
isteme hakkının olduğunu
anımsaünak zorunda.
Zanlının çağırması
durumunda avukatı
gelinceye kadar konuşmama
hakkı var. Gözaltına alınan
kişinin gözaltına alındığında
o yakmlanna haber verme
r*' hakkı olduğu gibi bu
yakınlar isterse kendileri de
baroya başvurarak avukat
talep edebilir. Kişi,
kendisine yöneltilen
suçlamayı ifadesine
başvurulmadan öğrenir ve
lehine olan delillerin
toplatılmasını isteyebilir.
yaşın üzerindekiler-
den. hakJanru bilme-
dikleri için talep çok
az. 1996yılındabu
oran yaklaşık üçte
bire kadar düştü.
1996 yılında 7 bin
111 gözaltı olayı ka-
rakoldangeldi.Böl-
gelerde nöbetleşe ça-
lışanavukatlaryardı-
mıyla252 95 İ6-17
numaralı telefonlar-
dan 24 saat boyunca
hizmet veriyoruz.
Sabah 9"da nöbete
başlayanCMUKgö-
revlisi avukat. ertesi
gün 9'a kadar çalışı-
yorveyolparası ola-
rak 3 mılvon \c ıfa-
dedehııluatfNlva-
üzere tqp-
lam 6 milyon lira
brüt para alıyorlar.
Karakolda. çağrılan
avukat ilk olarak sa-
nıkla başbaşa görü-
şüyorvebırdarpızi
alıp almadığına ba-
kıyor.
Biber'den özellestirme uyarısı
'Limanlar mafyanın
eline geçebilir'
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Liman ve iskele-
lerden "insan kaçakçılı-
ğı"nın artması. yargı karar-
ları yok sayılarak devredi-
len ve özelleştirilmesi is-
tenilen limanlarda denetim
sorununu gündeme getir-
di. Liman-lş Genel Başka-
nı Hasan Biber. özelleşti-
rilecek limanların "maf-
ya"nın eline geçebileceği
kaygılannı dile getirirken,
"Daha önce özel iskelede 1
milyon ton kaçak benzin
hammaddesi çıktı. Deneti-
min sürdüğü, de\ let liman-
lannda bu gibi olaylann ya-
şanması yok denecek ka-
dar azdır" dedi.
Liman-lş Sendikası'nın
geçen yılın ocak ayında ya-
Sadi
Koçaş
öldü
İstanbul Haber Ser-
visi- Eski başbakan yar-
dımcılarından Sadi Ko-
çaş, önceki gün İstan-
bul'da hayatını kaybetti.
79 yaşında ölen Ko-
çaş'ın cenazesi bugün
Levent Camii'nde kılı-
nacak öğle namazını ta-
kibenZinciriikuyu Aile
Mezarhğfnda toprağa
verilecek. Koçaş, cum-
hurbaşkanJığı tarafindan
1962 yılında kontenjan
senatörlüğüne. 1969'da
daCHP'denKonyaMil-
letvekilliğine seçilmişti.
Sadi Koçaş, 12 Mart
1971 "de muhüradan son-
rakurulan NihatErim
hükümetinde Başbakan
Yardımcısı ve DevJet ba-
kanı olarak görev aldı.
yımlanan dergisinde, 55.
hükümetin yerel mahkeme-
nin iptal karannı uygula-
madıgı Hopa Limanı'nı
alan Turgay Ciner'in tu-
rizmci ErsinOrtaç'ı ayağın-
dan vurdurtfuğu iddiasıyla
yargılandığı belirtiliyordu.
Dergide. "Mehmet Ağar
ileyakın ilişkide olduğu id-
dia edilen Turgay Ciner'in
Yazeks ve Park Holding şir-
ketlerinin \önetim kuru-
tunda Yunus Ağar da bulun-
maktadır. Aynca yalı kom-
şusu olduğu Çiller ailesi ile
deiyiilişkileri biliniyor. Ci-
ner'in Havaş ihalcsinde en
viiksek teklifi veren Ömer
Lütfli Topal'ı de^reden çı-
kanrken, Mehmet Ağar'ın
ÖmerLütfîi Topal'ın uyıış-
turucudan hükiim giy diği-
ne dair sızdırdığı bir habe-
rin etkili oJduğu soylenmek-
tedir" denildi.
YineTekirdağ Limanı'na
talip olan Hayyam Gari-
poğlu'nun da babasıyla bir-
likte "kaçakçıhk" suçun-
dan hapis yattığına dikkat
çekilen dergide. bu kişinin
OzerÇiller'in yakın dostu
olduğu iddialanna da yer
verildi. Garipoğludaha son-
ra ihaleden çekilmişti. An-
talya Limanı'na talip olan
Sedat Çolak da. İLK-
SAN "da yolsuzluk da\ asın-
dan yargılanarak ceza al-
mıştı. Liman-îş Genel Baş-
kanı Hasan Biber, liman-
ların bir ülkenin sının. dı-
şa açılan kapısı olduğunu
vurgulayarak, "Herönüne
gelene bir özel liman veri-
lerek bu iş yüriimez" dedi.
Biber. devletin denetimi
altındaki yerleri özel sektö-
re saftığına dikkat çekerek.
100'e yakın kaçak iskele
olduğunu, liman hizmeti
veren bu yerlerin "liman
statüsü" olmadığını bildir-
di.
Bursa-
İnegöl'deki
Frigo-Pak
Fabrikası'ndan
Gıda-İş'e üye
olduklan için
ISOişçininişten
çıkanlması
nedeniyle
düzenlenen
yürüvüşe
İstanbııl'dan
kalabalık bir
kafıle katıldj.
(Fotoğraf:
HATİCE
TUNCER)
Frigo-Pak işçilerinin sendika yüzünden işten atılmaları İnegöl'de protesto edildi
DİSK'ten sendikal hak eylemi
LEVENT GE.NCELLİ
İNEGÖL - DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak. setıdikak «fcnanın yâ4&k otduŞn bir üJkede
yaşamak* ıstwtwthklerirıi sö> ledı.- Buıiak.
1
oiarak bundan sonraüJkc<aorunlanna<kayıtsız kal-
mayacaklannı. nerede işçi sorunu ve sıkıntısı var-
sa orada eylem yapacaklarını açıkladı.
Rıdvan Budak ıle DİSK Merkez Yönetım Ku-
rulu üyeleri dün Bursa'nın İnegöl ilcesinde. sen-
dikalı olduklan için işten çıkanlan Ingilızsenna-
yeli Frigo-Pak ışçilerine destek amacış la Bur-
sa'ya geldi.Uzun bir konvoy eşlığinde Inegöl'e
giden ve İnegöl Dev let Hastanesi önünde işten atı-
lan Frigo-Pak işçileri tarafından karşı lanan DİSK
heveti. 5 kilometre uzaklıktaki Frigo-Pak fabri-
kasına kadar yürüdüler. Yürüyüş boyıınca. sık sık
denwknatik ve sendikal hak isteyen sloganfaratık»
ge-f^i's\wmfffowstocditdf.YtMiyif'*
BurSa-milletvekilleri Yahya Şimşek ve
Yükse!Aksu. Türk-İş'e bağlı Tek-Gıda fş ve Pet-
rol-tş sepdikalannın başkan ve üyeleri ile KESK"e
bağlı sendıkalarda destek \erdi. \ürüyüşçüler.
Frigo-Pak önüne geldıklerinde polis barikatıvla
karşılaştılar. Yapılan görüşmeler sonucu barikaı
kaldırıldı. DİSK Genel Başkanı Budak. tabrıka
önündeyaptığı konuşmada. Frigo-Pak ışçılerının
anavasal ve ya.sal haklannı kullandıkları için iş-
Yargı kararına aldıran yok
Mimarlar Odası'nca açılan kent ve çevre davalannın sonuçlan uygulanmıyor
İstanbul HaberServisi- •Mimar-
larOdası'nın yurt düzeyindeki şu-
belerınce sürdürülen hukuk müca-
delesinde dev letin hemen heryöre-
deki yargı kararlarını uygulamadı-
ğıbelirtildi. Kent.çevre veimarko-
nulannda çeşitli böigelerdeki sa-
kıncalı karar ve uygulamalara kar-
şı mimarlarca açılan iptal da\alan
genellikle olumlu sonuçlamrken
'da>ah' konumundaki kamu kuru-
luşlan 'iptal edilen projelerini sür-
dürüyor.
Mimarlar Odası'nın Trabzon.
Mersin. Antalya, Bursa. Adana. lz-
mir, Ankara ve İstanbul şubeleri ta-
rafından 1 Ocak 1998günü Yıldız
Sarayı Dış Karakol Binasf nda dü-
zenlenen ortak değerlendirme top-
lantısında. bu illerde sürdürülen hu-
kuk savaşımı büyüteç altına alındı.
Şubelerin bilgilendirmesrnden son-
ra Prof. Dr. Lİkü Azrakıle Prof. Dr.
Aydın Aybay'ın da genel deserlen-
dırmeyaptıklan toplantıda. son yıl-
lardaki kimi davalar konusunda özet-
le şu örnekler tartışmaya açıldı:
Trabzon: Tarihi Trabzon Kale-
si'ni altına alacakşekildetasarlanan
'Uçan Vbl' projesine karşı Trabzon
Mimarlar Odası'nca açılan davada
'iptal karan' verilmesine rağmen
Koruma Kurulu ve Kültür Bakan-
lığı Hukuk Müşavirliği aynı proje-
yi savunmaya devam ediyor.
Mersin: Kıyı dolgu alanlannda
beledıyece tasarlanan rant tesisleri-
ne karşı Mersin Mimarlar Odası 'nca
açılan dava sürerken. beledıye 17 te-
sis projesinden 3 'ünü kıyı yasasına
aykın olarak gerçekleştirdi.
Antalya: Akdenız kıyı kuşağında-
ki orman \e tarım alanlannı yapı-
laşmaya açan 'turizm merkezi' u> -
gulamalanna karşı Antalya Mimar-
lar Odası 'nca 6 bin imza toplanarak
sürdürülen hukuk savaşımına karşı
Turizm Bakanlığı yeni turizm mer-
kezi ilanîanna devam ediyor.
Bursa: Bursa ovasındaki 1. sınıf
tarım alanında inşaatına başlanan.
Cavit Çağlar'a ait 'Veşilşehir' adiı
lüks konut sitesi hakkında mahke-
me durdurma kararı v ermesine rağ-
men Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel temel artı ve uvgulama sürü-
yor.
Adana: Kent merkezindekı SİT
alanında inşaatına 'kaçak' olarak
başlanan "Adliye Sarayı" ınşaatı
hakkında Oda'nm açtığı davada dur-
durma kararı verilmesine rağmen
Adaiet Bakanlığı binanın yapımına
devam ediyor.
Izmir: Kordom olu dolgusu mah-
kemenın iptal kararına rağmen ka-
çak olarak gerçekleştirildı ve Bur-
han Özfatura hakkındaki suç du-
yuruları bile bu yasadışı deniz dol-
gusunu önleyemedi.
Ankara: Kent ıçindeki "kathkav-
şaklara' karşı Ankara Mimarlar
Odasfnca sürdürülen hukuk müca-
delesinde yüksek vargı. projeler
hakkında iptal karan vermesine rağ-
men Vlelih Gökçek ka\ şakları yap-
maya devam ediyor.
İstanbul: Büvükçekmece Içme
Suyu Ha\zası'ndaki koruma kuşa-
ğında inşa edilmek ıstenen Catalca
Ozel Serbest Bölgesi hakkında Da-
nıştay iptal kararı \ermesine rağ-
men, Mimarlar Odası'nın budava-
vı 'süresi içinde açmadığına* karar
\eren Danıştay Dasa Daireleri Ge-
nel Kurulu kararınadayanılarak ay-
nı yerde yıne inşaat yapma hazıriı-
ğına »eçildı.
Mimarlar Odası şubelerinin bu
türörneklerıaçıklamalarınınardın-
dan 'genel değeriendirme'yapan İs-
tanbul Cnnersitesı SBF Dekanı
Prof. Dr. Ülkü Azrak ile Maltepe
Cnıversitesi Hukuk Fakültesi De-
kanı Prof. Dr. Aydın Aybay özetle
şu görüşleri vurguladılar:
# Idare yargı karanna uymadı-
ğı zaman. o idarenm başındaki
i
so-
rumlu kişi' hakkında (bakan. genel
müdür, vali. beledıye başkanı) kışı-
sel tazminat davası açılmalı.
9 TCY'deki yenı düzenlemeyle.
yargı karanna uymayan siyasi ve
kamu yöneticılen hakkında da ce-
zalar getirilmeli.
• Meslek Odaları ve STK'lerin
kamu yararını gözeterek açtıklan
kent v e çevre davalannda mahkeme
masraflannın bir engel oluşturma-
sına karşı önlem alınmalı.
ten atıldıklannı belirterek "Bundan böyle sendi-
kalar. isçiler.yurtseıerier vedemokratlar işçilerin
anlmasına seyirci kalmayacaktır" dedı.
Budste Türkiye Cumhuriyeri Anayas^ı jıda
ışçildRmendikal haklannı kuilanacagim dair hft»
küm bulunduğunu anımsatarak "AmaBirçokyef-
de. scndikaya üye olan işçiler işten atılıyor. Bu QI-
kedeyasak sadece işçilere mi uygulanıyor? Vasa-
lan uvgulamayan patronlara bu hükiimler uygu-
lanmayacakmı"diyesordu. Budak. çalışanlann
verdiğı vergilerle baştaparlamenierlerolmak üze-
re bırçok kişinin maaş aldığını belirterek "İşçile-
rin verdiği parayla yaphnlan Meclis'i soyuyorlar.
Kim Meclis'i sovııvorsa vuh olsun" dedi.
ARA
TOKTAMIŞATEŞ
Yağma Düzeni
TBMM'nin Genel Kurul Salonu'nun yeniden dü-
zenlenmesiyle ilgili olarak ortaya atılan yolsuzluk id-
diaları, günlerden beri manşetlerden ve televızyon
haberlerindeki önceliğinden inmedi. Ortada çok
büyük rakamlar dönüyor
Fakat Mustafa Kalernli'ye yönelen suçlamalar
konusunda bazı tereddütlerim var. En azından, Sa-
yın Kalemli'nin "tek sorum/u" olarak sunulmak is-
tenmesinden rahatsızlık duyuyorum.
Rahatsızlık deyince aklıma geldı. Kimi televizyon
kanallarımızdaki spiker hanımların; Kalemli'yle ko-
nuşurlarken takındıklan tavır, beni rahatsızlıktan da
öte, isyan ertirdi. TBMM Başkanlığı yapmış bir mil-
letvekiliyle değil, mahallelerinm manavıyla konuşu-
yor gibiydiler. Elbette "imtiyazsız ve sınıfsız birkit-
leyiz" ama, kişiye olmasa bile. "makama saygı" ne-
rede kaldı? Vallahi Kalemli çok sabırlı insanmış.
Garip bir düzende yaşıyoruz. Kimin eli kimin ce-
binde belli değil. "Devletiküçülteceğiz" diye yeri gö-
ğü birbirine katanlar, devletin soyulmasının en te-
mel araçlanndan biri olan ihale Yasasfnı değiştir-
meyi akıllanna bile getirmiyorlar. Gerek MESA ve ge-
rekse Nurol İnşaat. devlet ihalelerinin en büyük ısım-
leri arasında. Belki de yüz trilyonlarca liralık inşaat
yapmışlardır devlete. Hazır yeri gelmişken. diğer
inşaatlarını da "mukayeseli olarak" bir incelemeye
alsalar ne iyi olur...
Garip bir düzende yaşıyoruz. Kalemli'nin malvar-
lığını ortaya döktükten sonra, "6u kadar mal. mil-
letvekili maaşıyla alıntr mı?" diye soruyorlar. Bunu
elbette bilemeyiz. Ve elbette bunun araştırılması
gerekir. Fakat neden "yargısız infaz?"...
Televizyon spiken hanım kızımız. "Sayın Kalem-
li, rakamlangörünce şaşınyoruz" diyordu. Çok yük-
sek buluyorlarmış. Doğrudur. doğrudurama. aca-
ba o hanım kızımızın aylığı ne kadar? Ne kadar
"transfer ücretiyle" o kanala geçtı. Acaba o rakam-
lar da şaşırtıcı değil mı? Eğer bir ülkede bir haber
spikeri, o ülkenin Meclis Başkanı'ndan üç-dört kat
fazla aylık alırsa, bu da şaşırtıcı birşey değil midir?
Sayın Kalemli ile hiçbır yakınlığımız yok. Zaten.
hep ayrı "saflarda" olduk. Fakat siyasal görüş ve
yaklaşımları bir yana; bana, dürüsî bir siyasetçi iz-
lenimini vermişti. Umarım yapılacak araştırmalann
sonrasında da kafamdaki bu izlenim çok tahrip ol-
maz. Sadece, bir "ihmal" ve "dikkatsizlik" çerçe-
vesinde kalır. Fakat, MESA'dan aldığı daireyi geri ver-
meani yanlış buldum. Sanıyorum ılk andaki "pani-
ğinin" sonucunda böyle bir tavır içine girdi.
Garip bir düzende yaşıyoruz. insanın aklına bin
bir soru geliyor. Örneğin elektrik dağıtım şirketleri-
nin ihalesinde kazanan şirketlere ve bu şirketlerin
arkasındaki isimlere baktığımız zaman. ",4caDa"di-
yoruz, "acaba, TBMM Genel Kurul Salonu'ndakide-
ğişiklikle ilgili iddialar, bu son ihale üzerinde dikkat
toplanmaması için mi yapıldı?"
Bu ihale sonrasında dağıtılan olanaklar, yüz tril-
yonlarla, katrilyonlarla ifade ediliyor. Ve bu ihaleyle
ilgili olarak da, dile getinlmesı gereken bir dızı soru
ve tereddüt var. Ama maşallah, basınımızdan pek
bir ses gelmedi. Yağdan kıl çeker gibi gibuhale ya-
pıidı ve "mama"paylaşıldı. Mec[is GeHfefKtSrul Sa-
lonü'nun taditatındaki yolsuzluk'iddiatannitfortaya
ç/kardığı toz ve duman içinde, bu ıha&ğSîöen sak-
landı. Acaba bu bir oyun olabilir mı?
Garip bir düzende yaşıyoruz. Kimin eli kimin ce-
binde belli değil. Genel Kurul Salonu'nun tadiladı
projesinde; yüz milyarların. tnlyonların yağmalan-
dığına hiç kuşku duymuyorum. Ve maalesef dev-
letin tüm ihalelerinde aynı şeyın yapıldığına ınanı-
yorum. Rakamlar büyük olduğu zaman. yağma da
büyük oluyor. Ve olayın üzerine gidildiğı zaman, so-
rumlulann bazılarını (tümünün değil!) ortaya çıktığı-
nı, fakat bunlara da ciddi bir yaptırım uygulanma-
dığını biliyorum. Bugünkü yağma ile mukayese bi-
le edilemez ama. Tevfik Fikret "Yiyın efendıleryi-
yin..." diye boşuna mı yazmış? Atalarımız. "Devlet
malı deniz, yemeyen domuz..." diye boşuna mı
söylemişler?.. Domuz olmayanlar işbaşında...
Eczacı bir arkadaşım var. Ünıversıtenm bazı bi-
rimlerıne reçete yapıyor. Ünıversiteyle yaptığı anlaş-
mayagöre, parasını 18 gün içinde alması gerek. Arria
iki ayda alamfyor. Kimi zaman "para yok" dıyorlar-
mış, kimi zaman "evrakınız incelenmedi" dıyorlar-
mış.
Geçen ay sonunda "para yok" demişler. Ama bir
başka eczacıya bir milyar ödediklerini söyleyince,
"hâldiliyle" öyle münasıp gördüklerıni anlatmışlar.
Acaba bir memur, neden böyle "münasıp" görür?
Nasıl görebilir? Bunun hiçbır yaptırımı yok mudur?
Tam bir "yağma düzeni" yaşıyoruz. Insanlar es-
kiden utanırlardı. "Fukara babası!" Turgut Özal,
"Benim memurum işinibilir... "dedikten sonra. utan-
ma da kalmadı. Herkes elındeki olanak ya da yet-
kiyi paraya dönüştürmenin yolunu anyor. Çoğu za-
man da buluyor.
Ve ortadaki rakam büyük olduğu zaman kıyamet
kopuyor. Belki de kıyamet koparması gereken baş-
ka şeyleri "kamuf/e etmek" için...
Dostkıt% OnatKuÜarhBİLSAK'ta törenleandı
Kültür Servisi - Cç v ıl önce kaybet-
tığimız gazetemiz yazarlanndan Onat
Kutlarönceki gece BİLSAK'ta dostla-
rı ve sevenleri tarafından düzenlenen
bir törenle anıldı.
BİLSAK'ın kuruculanndan Fatma
IVfelekLlanay yaptığı konuşmada. *Onat
Kutlar'ı da aramıza alarak anılanmızı.
özlemlerimizi paylaşacağımı/ kısa bir
yolculuk bu anma töreni. Bundan son-
raki yıllarda daha farklı ve daha çok
dosrunun katılabileceği toplantılar dii-
zenlemek istiyoruz" dedı. Onat Kut-
lar'laSinematekyıllarındakiçalışmala-
rından söz eden Ulanay. Onat Kutlar'ın
kendi yaşamında büyük etkileri olduğu-
nu belirtti.
Gencay Gürsoj. Onat Kutlar'ı anma
sözcüklerinı bulmakta güçlük çektiğini
\e onu kendi sözcükleriyle anlatmaya ça-
lıştığını söyledi. Onat Kutlar'ın sine-
maya v erdiğı emeği. denemeleri veöy-
külerinin tadını v urgulayan Gürsoy. onun
karanlığa haykıran mektuplannı. dost-
luğunu. arkadaşlığını aniatti.
ÖDP'nin kuruculanndan İlkay Demir
de konuşmasında Onat Kutlar'ın kendi-
sine büyük emeği geçtiğini vurguladı.
Demir. konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onat benim Marksizm, sosy alizm ko-
nusunda en büyük hoeam oldu. Eğer
BİLSAK'ta düzenlenen törende Üç
bana en büyük hocamın kim olduğunu
sorarlarsa önce N'âzım Hikmet ardın-
dan Onat Kutlar derim. Anı. geçmiş ve
gelecek içinde sorgulayarak derinliğine
yaşamayı, sindiresindireilerlemeyio ağ-
retti."
ZeynepOral ise Kutlar'ın özlemini
her zaman hissettıği birarkadaşı oldu-
ğunu söyledi. Oral. konuşmasında şun-
ları sövledi: "Onat Kutlar. avdınsorum-
Deniz Grubu, Onat Kutlar için yaptıklan
luluğu içinde en güzel öykü yazarı. akıl-
la sevgiyi dizelerinde birlestiren, evren-
sel sinema platformunda ufkumu açan
iyi yürekli ve dünyay ı seven insandı."
Onat Kutlar'ın eşi Filiz Kutlar ise
şöyle konuştu: "Haksız bir öiüm. Tür-
kiye'de yaşayan birçok insanın başına
gelebilecek bir şey ne yazık ki. tnsan ha-
yafının hiçbir değeri yok. Daha da kor-
kuncu aldatmacalar. Şu anda 30 ayn da-
beste>i izleyicilere sundu.
vabirdenyiirüvorve hiçbirilerlenıeyok.
Mahkemeler sürdüğü için biz de araş-
rırma yapamnoruz. Kişilerin söyledik-
lerinden başka hiçbir delil yok."
Anma töreni Üç Deniz Grubu'nun
Onat Kutlar için y aptığı bir beste ile de-
vam etti. Törende ay nca Onat Kutlar" ın
68'liler \e YılmazGüney'le ilgili yap-
tığı söyleşilerden bölümler \e dia gös-
terisi ver aldı.