14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11OCAK1998PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Mavi renklibirhüzün...Osmanlf nın reformcu devlet adamı Mustafa Reşid Paşa, 1839 yılında Londra'da büyükelçiydi. O dönemde yaşadığı e\in duvannda. mavi bir plaket asılıdır bugün. Tarihi önemi olan tüm şahsiyetlerın yaşadıkJan ev lerin du\arlannda bu plaketleri görebilirsiniz. Marks, Chopin, Dickens, T.S. EUiot, Gandhi \ e Chapün'ın de aralarında bulunduğu çok sayıda ünlünün evlenne asılan bu plaketlenn üzennde, o evde yaşamış kışinın adı. hangı alanda tanındığı, doğum ve ölüm tarihlennin yanı sıra "Bu evde yaşadı" cümlesi de \ardır. Kent yönetıcilerinin, kendi kentlerinde yaşamavı seçmiş ya da seçmek zorunda kalmış bu önemli şahsiyetlere karşı birtür şükran ve saygı ifadesi olan bu güzel gelenek. ] 867'de ilk olarak Lord ByroıTın oturduğu eve asılan plaketle baslatılmış. LondTa gibı bır hayli önemli ve bu önemınden ötürü de "dünyarun gözü önünde" olan bir başkenıte çok cıddı birevsızlik sorunu var. Bınlerce ınsan. sokaklarda, köprü altlannda yaşamaya çalışıyor. Ne mutlu ki, evsizler, kısa süre içerisinde muazzam bir örgütlenme gerçekleştirdiler. Haftalık bir dergi çıkanyorlar. Para kaynaklan yavaş yavaş oluşmaya başladı. Bulunduİdan bölgenin belediyeleri iizerinde bir baskı grubu olacak güce enştiler. Ancak, örgütlenmeyi gerçekleştirenler bununla yetinmediler. Ne kadar güçlenirse güçlensinler, sorunlanna dikkatlennı çekmek istedıkJeri ınsanlan daha duyarlı kılacak yöntemlerin peşine düştüler. Müthiş bır hınzırlılda. en ılgisizlerin bile kayıtsız kalamayacağı hüzünlendirici sloganlan. kentin özelliği haline gelmiş kimi sembollen kullanarak tüm Londra sokaklarma yaydılar. Belediyelerce yaşanılır durumda olmadığı gerekçesıyle boş turulan. evsizlere göre ise ufak tefek düzeltmelerle pekala yaşanılabilir hale getinlebilecek olan e\ lerın duvarlanna, içinde bulunduğu zor koşullara dayanamayarak yaşamını >ıtıren evsizlenn adlannın, doğum ve ölüm tanhlerinın yer aldığı plaketler astılar. Bu plaketler de tarihi kişiliklerin yaşadığı evlere LONDRA MUSTAFA KEMAL ERDEMOL asılanlar gibi maviydi ve üzerlerinde şu cümleler yazıhydı: "O bu evde hiçbir zaman yaşamadL" Şımdi, evsizlerin sorunlanndan şu ya da bu şekilde haberdar olan Londra'da gelen turistler dahil herkes, mavi plaketlerin asılı oldugu her evin tarihi bir öneme sahip olmadığını anlamış bulunuyor. Bu önemli başkentin. yerel yönetimlennce vefa duygulanyla başlatılan gelenek, sokaklarda yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmış olan insanlann propaganda yöntemlerinden birisi oluverdi. Kentte bir tek evsiz kalmayıncaya değin, protesto amacıyla mavi plaketlerin asılacağı bu evlere her köşe başmda rastlanabilecek. Evsizler. kamuoyunu. alışılmış sembolleri beklenmedik ve farkiı alanlarda kullanarak gafıl avladılar. Bazı mekânlann tarihi ve özel olduğunu imleyen bir sembol olan mavi plaketi amaçlannı duyurmaya yarayan bir mücadele aracına dönüştürdüler. Böylelikle bilinç oluşturmada. genellikle yanıltıcı sonuçiar vermış olan propaganda. evsizlerin elinde duvgulara hitap eden bir yöntem haline gelmiş oldu. 1yi de oldu. Insanlar bazı sembollerin asıl amaçlanndan farkiı durumlarda kullanılmasına alışmalılar. Örneğın ma\ i plaketin aslında bir ölüm duyurusu da olabileceğini anlamalılar. Henüz emeklemeye başlamış, şırin bir bebek, ağzında emziğı. şaşkın gözlerle baktığı telev izyon ekranında, savaş. deprem >a da sel gibi felaketlerle karşılaşan \e çığlık çığlığa ağlayan çocuk görüntülerini izlemektedır. Kendisiyle hemen hemen aynı yaştaki bır çocuğun görüntüsü geldiğinde, emekleye emekleye gidip, kendi emziğıni ekrandaki yaşıtınm agzına uzatır. Görüntü burada donar \ e altında şu yazı belinr: "Siz de onlara küçük bir yardımda bulunanilirsiniz." Yardımın mıktannın önemli olmadığını henüz emekleyen bir bebeğın küçüklüğüyle vurgulayan bu muazzam reklam filmi Kızılhaç'a ait. Dini bir kuruluş olmasına rağmen, hiç bir dini motif kullanmadan insanlan yardıma çağırmayı ve ınsanlararası dayanışma için gerekli olan ınsani lavılcırru, hıç bir abartmaya gerek duymadan küçük çocuk doğallığıyla v erebilmeyı bundan daha iyi nasıl becerebilirlerdi? Kımi semboller kullanılacaklan alanlar iyi seçilebilirse çok etkileyici ve amaca uygun olabiliyorlar. Mavi plaketi sorunlannı en iyi anlatan gereçe dönüştüren, küçük çocuklann sadece çocuk bezi tanıtımında kullanılmadığını hatırlatan sağlıklı kafalar amacı aşan propaganda yöntemlerine başvurmadıklan için ilgımi çekiyorlar. Keşke Istanbul'a da uğrasalar. Ve başka bir yerde, örneğin bir üniversite bahçesinde daha anlamlı olabilecek Rodin'in Düşünen Adam heykelini, Bakırköy Akıl Hastanesi'nin önünden kaldınverseler. Insani, özellikJe orada dikili olduğu için ürküten o heykeli oraya kondurmak hangi aklıevvelin fiknydi yahu? Sicilya'da yılbaşmda Postacı'yı aradık...Yılbaşı için bu yıl görmediğimiz bir yerlere kaçmak isteyınce, bırden Sicilya'yı öneren gazete ilanı cazip geldi. Mafya babalannın yeşillikler içine saklanmış muhteşem yillalan. ze>tin gözlü Italyan kızlann köy meydanlardaki kıntışlan ve kaçamak bakışlan, şaraplar, kahkahalar. espressolar ve güzel hayatın bolca aktığı ufku açık muhteşem manzaralı kahvehaneler. ıssız sahillerde güneşin Akdenız üzerine kepengı çekışıni kumsallar üstüne parmakla resim çızerek izlemeler canlandı hemen gözümün önünde... "II Postino" filmi, bu genel "imaj" birikıminin netleşmesini sağlayan görüntüleri belleğimizden çıkanp önümüze koymuştu bile. Genç. yanık tenli dilberlerin, en azından *baba"lann kızlan olması veya bu — "görser ilişkileri. "aile faciası" boyutlanna çekmeleri ve kör parmağım gözüne taktiğı gütmelen olasılıklan ise Sıcilya maceramızın küçük risk bölgesıni oluşturuyordu. Böylece. 40'ından sonra giriştiğımiz ilk "organize rurisrik tur"umuz başladı. Gece ulaştığımız "Ponte" Oteli her ne kadar "Volta" Sokağı'nın yanı başjnda olsa bile. ortada pek öyle voltalık bir ortam yoktu. Eşyalan otel odamıza atıp. öncelikle romantızmimizı değil, zıl çalan midemizi düşünerek soluğu Palermo'nun merkezinde aldık. Herhangi bir Avrupa kentmın boş sokaklan arasında yürürken dikkati çeken ilk fark. motosikletlı bıçkın gençlerin koruyucu kask taşımadan ortalıkta cirit atmalanydı. Herhalde üç yüzü aşkın yıl Araplann egemenliğinde (oe) yaşamış olan Sicilyalılann kendilerini "Allah'a cmanet olun" deyişıne bırakışıydı bu! Acele bir "Trattoria" veya "Pizzeria" nasıl olsa bulunurdu... Bır buçuk saat abartısız aranmadan • sonra bulabıldığimiz açık tek yer "Hayal Kahvesi"ne benzeyen bir bardı. Vakit henüz 21.50'ydi \e 10.30'daki Brad Pitt filmine yetişip. onu ttalyanca dublajla izleyıp kahkahalan basmaya hazırdık. Hem de yönetmen Fransız, yer Sicılya, filmın geçtiği yer Tibet. izleyici Türk! Ama "ravioli" önümüze 80 dakika sonra konduğunda Tıbet'te 7 YıT fılmı çoktan başlamış, bu "multikültürer (!) deneyımiz bır başka akşama kalmıştı. Ertesi sabah Palermo'yu gündüz gözüyle keşfettik ve rüyalanmızdaki bıı sahil kasabasında. PaMo Nenıda'nın kahvesinın menzilinde olmadığımızdan ıyice emin olduk. Sabah alışveriş yaptıktan sonra, öğleden sonra turumuzla eski Palermo'yu gezdik. lşte bu saatlerde ne kadar tepkili bir toplum olduğumuzu bir daha öğrendik. Her kafadan bir ses çıkıyordu. "Rehber kız fazla konuşuyor", "Az konuşuyor", "Niyc burada dıirmadık?", "Hadi dönclim, sıkıldık", "Hani ayakkabı fabrikasına gidecektik". lyı niyetli rehberlenmızin hoşgörüsü ve sabn ise Meryem Anadüzeyındeydi. Seyahat acentesinın teknık her türlü sözünü tutmasına rağmen yaşanıyordu buniar, üstelik. Gece yeni yılı kutlarken ben l *alerji"me uygun dev bonfıleyi çıtır çıtır götürürken, dığer arkadaşlar patronun sözünü verdiği Jumbo Karides yakalanamadığından, balıkla yetinmek durumunda kalacaklardı ki.. birden önce uzaktan peynir veya "ara tatiı" zannettıgımiz dondurmalar, salatanm üstüne geliverdı. Neyse, adamlar. "o kadar" ileri gıderlerse çingar çıkacağını anlayıp. durumu yeni yıla girmeden telafi ettıler. Hakkını verelim, gece Polıteamo Meydanı 'ndaki heyecan ve havai fişeklı. vinçle gökten ındirilen bandolu kutlamalar muhteşemdi. Çırağan bölgesindeki düğünlerde "yeri göğü inleten" zengmlenmiz, bu sahneleri görseler. u Ben de isterem" diye tutrururlardı. Diğergünler nasıl mı geçti? Cefalû. Etna Yanardaği ve Taormina'ya yapılan turlar çok güzeldı. Yine sevgilı milletimizin yorulmaz cenesi, bitirim yorumlan ve çelişkilı eleştirileri arasında yüzyılar boyu Yunna, Finike. Kartaca. Arap, Bizans uygarlıklannın egemenliği altında yaşamış ve sonunda kendini "Casa Nostra"ya teslım etmiş Sicilya'yı gördük. Çoğunlukla aç ve susuz gezdik: Saat birle dört arasında "Siesta" yüzünden her yer kapalıyken, dört ve yedı arasında da lokantacılar büyük bir sadist zevkle "Akşam yediden önce servis yok" cümlesini tekrarlıyorlardı. Üç güne yayılan toplam beş saatlik istişareler sonucunda Palermo'nun galiba tek kahvesı olan "Roney"i bulduk! Geldikten 40 dakika sonra garsona en sert Adanalı havamla çıkışınca thk Cappucinomuz nıhayet gelebildi. tbret olsun dıye inatla içtik. Bizans, Yunan, Arap ve Italyan kültürlerinin kanşımının bu kadar sokak ve kahve yaşamından uzak bir melez- sentez yaratmış olması sosyologlara iyi konu! Suaygırının sabah öpücüğü Suaygın Hermien, balacısı Lambert van den Berghe'ye geleneksel sabah öpücüğünü veriyor. Belçika'nın Antwerp kentindeki hayvanat bahçesinde yaşayan 2 yaşındaki Afrika kökenli Hermien. bakıcısını çok seviyor. Bakıcı Lambert tam 35 yıldır aynı hayvanat bahçesinde suaygın bakıcıüğı yapıyor. Bizim bir tarihimiz var mıydı?Bizim bır tanhimız var mıydı? Yoktu, galiba hiç geçmişimiz olmadı bizim. Vardıysa bile. onu reddettik ve bellegimizden kovduk. Bugün geçmişten ve gelecekten bağımsız olarak. yüzyılımız açısından şaşırtıcı ilkellıklerle boğuşarak ve saldırgan dinozor sürüleri gibi birbirimizle didişerek yaşadığı mız hayatın tanhle hiçbir ilgisı yok! Tarihimızden söz eden kitaplar ve fîlmler yalan söylemıyorsa bile en fazla masal anlatıyor. Örneğin, şu televizyonun kimbilir kaçıncı kez gösterdiğı Tarkan filmi. Kartal Tibet pek de iyi dövüşemese ve ancak dayak yiyen fıgüranlann büyük yardımıyla üstün gelse de hayatının rolünü oynuyor. O döneme özgü olduğu düşünülen giysiler. gelenekler. sözler "Hay canını albızlar alsın", bizi geçmişe. tarihimize götürüyor. Büyücü Goşa'dan hain Camoka'ya kadar bir yığın kötüye haddini bildiren Tarkan, sık sık Türk olmasıyla övünüyor. En büyük özellikleri cesaretı ve iyi dövüşmesi. Ara sıra kötü meyhanecılenn kanlanyla sevışmekten de geri durmuyor. Kurtlar tarafından büyütülen Altay'ın oğlunun ve daha sonra da Büyük Hun Imparatoru Attila'nın elçisinin öyküsünü Sezgin Burak'ın usta çizgisiyle çocukluğumuzda okumuştuk: Tarkan'ın renkli macera kitaplan, 60'lann ortalannda yanılmıyorsam 75 kuruşa satılıyordu. MÖ IV Yüzyıla uzanan Hun Imparatorluğu tarihteki ilk Türkler sayılıyor. Attila'nın öyküsü ise MS 434'te iktidara gelmesiyle başlıyor ve 453"te evlendiği günün alcşamında kuşkulu biçimde ölmesiyie bitiyor. Aradaki sürede Batı'ya iki akını; Tuna ve Ren boylanndan Roma Imparatorluğu'na girişi; Illirya, Trakya ve Makedonya'yı alt etmesi ttalya'yı kent kent düşürcrek ilerlemesi ve daha pek çok tarihi gelişme yaşanıyor. Kökümüz ta o MOSKOVA HAKAN AKSAY dönemlere kadar gidiyor. öyle mi? Kök TürkJer; Manicilik'i devlet dini olarak benimseyen Uygurlar (bu bütünleşririci ve insancıl dini Amin Maalouf. Işık Bahçeleri adlı kitabında anlatıyor); Samanilerin ve Abbasilerin Memluk denilen köle askerleri aracılığıyla Türklerin Islam'la tanışması; ardından Selçuklu Sultanı Alparslan'ın 1071'de Malazgirt'te Bizans'a karşı kazandığı zafer, Anadolu'nun TürkJeşmesi; 1299'dan itibaren Osmanlı Imparatorluğu; 1453'te Konstantinopol'ün Bizans'tan alınması; Iran'a, Mısır'a, Macaristan'a, Irak'a karşı kazanılan zaferler; Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, Osmanh'nın en uzun süreli yöneticisi Kanuni Sultan Süleyman, O'nun döneminde Mimar Sinan... İki yüzyıl kadar önce III. Selim'in Nızamıcedid hareketinden 1839 Tanzimat Fermanf na, Abdülaziz zamanında ilköğretimin zorunlu hale getirilmesınden Birinci Meşrutiyet dönemine, ilk Anayasa"dan ilk parlamentoya, kişi hak ve özgürlüklerinin saptandığı Ikinci Meşrutiyet"ten Mustafa Kemal'in cumhunyeti ilan etmesine ve yaşamın pek çok alamnı yeniden düzenlemesine kadar bir dizı reform denemesı... Bütün buniar gerçekten bizim tarihimiz mi? Dünyanın en eski uygarlıkJanndan biri olan Mezopotamya. şu bizim Dicle ve Fırat'ın sulanyla beslenmedi mi? Binlerce yıl öncesinden, daha Cilalıtaş Dcvı,'..Jcn itibaren Sümerler. Akatlar, Asurlular, Babiller. Hititler. Persler. eski Mısır, eski Yunan, Roma, Bizans... Bütün bunJar, bizim şimdi üzerinde oturduğumuz topraklarda ve civannda mı yaşadı? Truva, Efes, Milet, Bergama, Kapadokya, Urfa, Antakya ve daha nice tarihi değerlerin arasında sessiz, sakin ve kayıtsız yaşayan biz değil miyiz? Üzerinde yürüdüğümüz yollann başının binlerce yıllık uygariıklara uzandığını umursamadan. sanki tarih bizimle başlamış ya da hiç yokmuş gibi yaşamıyor Milyonlarca yurttaşımızın tek düşündüğü karnını doyurmak; kitaba, müzeye ve tiyatroya ilgi gösterenler parmakla sayılıyor: televızyonlar izleyenleri aptallaştırmaktan başka iş yapmıyor; insanlann gözleri saflık, üçkağıtçılık ve cehalet dolu, kendi dillerinde bile doğru dürüst konuşmasını beceremiyorlar. Bütün bu tarih, tüm bu uygarlıklar bizim köklerimiz miydi? Biz onlann devamcısı mıyız?.. Binlerce yılda nereden nereye geldik?.. Avrupa'nın Uzakdoğu'su AMSTERDAM İCLAL AKÇAY Evet, Türkiye'den gelen gazetelerden birinde gözüme çarpan ilanı veren runzm şirketi İstanbul'dan Amsterdam'a düzenlediği turlar için aynen bu tanıma başvurmuş. Bir zamanlar Avrupa'dan Filipinler, Tayland gibi henüz kaplanlasjnamış Uzakdoğu ülkelerine düzenlenen seks turlannı çağnştırmak için kullanılmış bu benzetme belli ki. Avrupa'nın birazcık gerisinden gitsek de hiç olmazsa bazı kulvarlarda aynı çizgide koştuğumuzun işte size açık bir örneği. Eski Sov^et toprakJanndan Türkiye'ye yumuşak iniş yapan kuzeyli hanımlarla aşna fişneyi az bulan cebi dövizli Türk erkekleri elbette bilgi ve görgülerini arttırmak üzere Amsterdam'da, Avrupa lı dilberlerin vitrinlerinde arz-ı endam ettiği evlere potansiyel müşten olarak kırmızı lambalı sokaklan arşınlayacaklar. Bu yolla ülkemize döviz kazandırmak için gecesini gündü züne katan turizm şirketi sayesinde bütün buniar. Yalnız, Amsterdam'a gelen sayın baylara bir uyanm olacak; şehrin dillere destan malum sokaklannda dolaşıyorsunuz. Birden içinizde tuhaf bir duygu, sanki biri sizi izliyor. Evet, yanılmadınız, dönüp gülümseyin. Amsterdam polisi sokakta işlenen suçlan azaltmak ve suçlulann yakalanmasını kolaylaştırmak amacıyla bazı bölgelere kamera yerleştirdi. Kentin muhafazakâr belediye başkanı Patijn'in girişimiyle uygulamaya konulan plana göre, ilk olarak suç oranının yüksek olduğu kanal sokaklanna 6 kamera konuldu. Uygulama konusunda idare başkent Lahey'in görüşü alındı ve kamu yaran gözetilerek sokağa yerleştirilen kameralann kişi hak ve özgürlüklerine zarar vermeyeceği karşılığı geldi. Ancak işın bir püf noktası var. Özel kişilerle ilgili bilgilerin, bir başka deyişle özol hayatın korunmasi • ' ı. alanında çalışan Bart Crouwers'e göre kameralann yerleştirildikleri yerin altına, gözle görülebilir şekilde varlıklannı belirten uyan yazılan asılması ve görüntülerin 24 saat içmde yok edilmesi gerekiyor. Kameralann ilettiği görüntüler Warmoe caddesindeki polis merkezinde izlenip değerlendiriliyor. Bu şekılde bir insan yüzünün dijital görüntüsü bilgisayarda kayıtlı bilgilerle anında karşılaştınlıp kimlik saptanması sonucuna ulaşılabiliyor. Polisin yam sıra güvenlik amacıyla sabit sokak kamerası kullanan birileri daha var; kırmızı ışıkJann işverenJeri. Buralarda turlayan sayın baylar vitrin dilberlerini gözetlerken kendilerinin de gözetlendiğinden haberdar değiller. Bölgedeki bar sahipleri, 'peep show' patronlan ve kadm pazarlayıcılan bir süre önce buralara güvenlik amaçlı kameralar yerleştirdiler çünkü. Ancak bu iş Hollanda'da büyük gürüldü kopardı. İnsanlann kendilerinden habersiz görüntülerinin kaydedilmesi, söz konusu bölgede de olsa, ilgili ilgisiz pek çok kişiyi kızdırdı bitırmekte oldugumuz yılın ilk aylannda. Aslına bakarsanız, limanı, iş merkezleri, uyuşturucu kaçakçılan, bısiklet hırsızlan. az ama yoğun nüfusuyla hayli hareketli sayılan Amsterdam A\Tupa'nın elektronik açıdan en iyi korunan kentlerinden. Elektronik gözler Amsterdamlıyı tren ıstasyonlannda, süpermarketlerde, yüzme havuzu, stadyum, banka, bar ve hastane gibi birçok yerde sürekli izliyor. Son yıllarda suç oranının artması ve gözetlemeye olanak veren elektronik aletlerin ucuzlayıp çeşitlenmesi konuya ilgiyi çığ gibi büyüttü. Bu konuda teknik öyle ilerledi ki, karanlıkta kapınızın önünü görüntüleyen infrared kameralar, görüntüde bir değişme olması halinde hemen alarm sınyali veriyorlar. Kameralann yaygın şekilde kullanılmaya başlaması. kimler tarafından ve neden değerlendirme yapıldığını bılmeyen Amsterdamlılar ıçın tepki gösterecek kadar rahatsız edici olmamış genelde. Ancak bir fabrikanın çalışma alanında ve bir kadın giyim eşyası satan mağazanın soyunma odalannda varlığı farkına vanlıpca yapılan şikâyetler, bu iki tur^ • • yerden kameralann resmı organlar -eliyle kaldınlmasını sağlamış. -J' Crouvvers'e göre zaten "Arük bu kadarı da olmaz!" Sevdiklerinize "Kitap Kurdu" Üyeliği Armağan Edin Kitaplar Edinin Türkiye'nin ilk kitap kulübü "Cumhuriyet Kitap Kulübü"nden dostlannızı, sevdiklerinizi de yararlandırın "Kitap Kurdu" üyeliği armağan edin. Ve 5 kitap kazanın. Armağan Kitaplanmız: Atatürk'ün Yazdığı Tarih:Söylev Paul Dumont/Çev. Server Tanilli Devrimcinin Takvimi Ceyhun Atuf Kansu Türkiye'yi Sokakta Bulmadık Yunus Nadi Milli Mücadele (Büyük Taarruzdan Izmir'e) Sebahattin Selek Baş Veren Inkılapçı Falih Rıfkı Atay Aşağıdaki adı yazılı kişiye "Kitap Kurdu" üyeliği armağan etmek istiyorum. Kitaplarımı adresime gönderiniz Adım Soyadım: Adres: Posta kodu: Kent: Tel: ÜYE OLACAK KİŞİNİN Adı Soyadı: Adresi: Posta kodu: Kent: Telefon/Faks: Cinsiyeti: Doğum tarihi: Medeni durumu: Eğitim durumu: Mesleği: (Oğrenci ya da Öğretmen ise) Okuladı: (Lütfen işaretleyiniz) ÜYE ÖĞRETMEN/ÖĞRENCİ YENİ ÜYE 5.000.000 TL 2.500.000 TL YENİLEME 3.000.000 TL 1.500.000 TL * Işaretlediğim tutan kredi kartı hesabımdan alınız. DVISA LIEUROCARD LZMASTERCARD Kart no: Son kullanma tarihi: * işaretledığim tutarın banka dekontunu adresinize/faksınıza göndereceğim. Çağ Pazarfama A.Ş.'nin: D iş Bankası Cağaloğlu Şb.405543 ü] Akbank Nuruosmaniye Şb. 1571801 D Yapı Kredi Bankası Çemberlitaş Şb. 32529 D Halkbank Cağaloğlu Şb. 39035380 * Işaretlediğim tutan posta çeki hesabına gönderdim. PTT Çek No: D 666322 Çağ Pazariama A.Ş. Hesabı Cumhuriyet Kitap Kulübü Çağ Pazariama A.Ş.Türkocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel:(0212) 512 05 05 Faks:(212)514 01 95
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle