Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK1998PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Allah cezayı hak
îdene versin'
J İstanbul Haber Servisi -
DTP Genel Başkanı
Hüsamettin Cindoruk,
DTP'nın Hz. Peygamber'in
bu>TUğunu ızlediğinı
belırterek '"Hz. Peygamber,
"Kızun Fatma'mn millet
hazinesine eli girerse,
keserim' demişti. Biz de
millet hazinesine giren eli
bıçakJa değil. ama yasayla,
uygulamayla keseceğiz"
dedı. Cindoruk, DTP'nin
hem ahlak hem demokrasi
hem de insan haklan
istediğini söyledi.
Erzurumlu imam
paytaşılamadı
• ANKARA (UBA) - trrica
tehlikesmı önlemek için
yıkılan REFAHYOL'un
yerine kurulan ANASOL-D
hükümetinin sol kanadında
yer alan DSP'li bakanlar. RP
kadrolannı gen getiriyor.
Erzurum Sosyal Hizmetler
Mudür Yardjmcılığı görevini
sürdürürken, RP"lı olduğu
gerekçesiyle DSP'li De\ let
Bakanı Hasan Gemici
tarafından göre\ den alınarak
Nenehatun Çocuk
Yuvası'nda öğretmenliğe
atanan Münir Yavuz, DSP
Erzurum ll Başkanı Cengiz
Erturan'ın isteği üzerine yine
bir DSP'li bakana bağlı olan
İİBK Erzurum Bölge
Müdürlüğü'ne atandı.
Tüpk Idarecfleri
Günü
• İstanbul Haber Servisi -
Türk Idarecileri Demeği'nin
35. kuruluş yıldönûmü.
Taksim Cumhuriyet Anıtı
önünde düzenlenen törenle
kutlandı. Törende Atatürk'ün
Türk idarecilere seslenişi,
emekli vali Enver Hızlan
tarafından okundu. Törende
demeğin İstanbul Şube
Başkanı Ertuğrul Ünlüer, anıt
özel defterini imzaladı.
Doktorun
sorumluluğu
• İstanbul Haber Servisi -
Hasta ve Hasta Yakını
HakJan Derneği (HAYAD),
hasta ve yakmlannın
haklannı kamuoyuna
anlatmak amacıyla
dûZeMcdiği teplantılann
ufûncösünü dün tstanbul
Tabip Odası'nda yaptı.
Toplantıda konuşan Prof. Dr.
Ayşegül Erdemir. insanın
sağlıklı yaşayabilmesinin en
önemli koşuİunun tıbbi
bakım ve tedavi olduğunu
belirterek, "Bu nedenle
hekimlerin bu önemli
sorumluluğu göz ardı
etmemeleri gerekır" dedi.
Açlık grevlepine
çozüm arayışı
• İstanbul Haber Servisi -
Erzurum Cezaevfnde açlık
grevinın 52. gününe giren
siyasi tutuklulann
taleplennın kabul edılmesını
isteyen tutuklu ve hükümlü
vakınlan, DTP ve DSP
İstanbul il merkezleriyle
ANAP Kadıköy flçe
Başkanlığı'm zıyaret etti.
Ailelenn DTP ll Merkezi'ni
ziyareri sırasında parti
yönetıcilennın "ışgal
edildik" diye polisi araması
üzerine gergın anlar yaşandı.
Yaşar Güvenirgil
vefat etti
• tstanbul Haber Servisi -
Ünlü Bestekâr Yaşar
Güvenirgil. kalp yetmezligi
sonucu dün vefat etti. 69
yaşındakı Gmenirgil,
yaklaşık 1 aydır kalp
yetmezJiğine bağlı yüksek
tansıyon ve akciğer ödemi
teşhisiyle Osmanoğlu
Kliniği'nde tedavi görüyordu.
"Sensiz Saadet Neymış,
Tatmadım Bilemem ki" adlı
şarkısıyla ünlenen
Güvenirgıl'in yann Teşv ikiye
Camii'nde kılınacak öğle
namazından sonra Feriköy
Mezarhgı'nda toprağa
verileceğı bildinldı.
'ÇiHer sine-i
miüete dönsün'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel "
Başkan Yardımcısı Mehmet
Keçeciler, ara rejim
iddiasında bulunan DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in. milletvekili
koltuğunda oturmaması,
"sine-i millete dönmesi"
çağnsında bulundu.
Sabancı suikasü
• ANKARA (AA) - İçişleri
Bakanı Murat Başesgioğlu,
Sabancı suıkastı sanığı
Mustafa Duyar'ın Pişmanlık
Yasası'ndan
yararlandınlacağı şeklindeki
iddialarla ilgili olarak. "Bu
hadiseyi o kapsamda şahsen
değerlendiremıyorum" dedi.
Başesgioğlu. Pişmanlık
Yasasi'nm yürürlükte
olmadığını söyledi.
CHP, enerjide büyük holdinglere kâr transferini TBMM gündemine getiriyor
'Ozefleştirme değil, yağma'
• CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin, enerji
dağıtım şebekelerinin özelleştirme ihalelerini "en
büyük yolsuzluk" olarak nitelendirdi. Keskin,
"Enerji sektörünün idam fermanı imzalanıyor" dedi.
A.NKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Gene! Sekreteri Adnan
Keskin, 30 yıllık kâr hedefi 1 kat-
rilyon 384 trilyon lira olan 7 dağı-
tım şebekesinin. yakJaşık 340 tril-
yon liraya büyük holdinglere de\ -
redilmesinin "özelleştinne değil,
yağma" olduğunu belirterek ko-
nuyu TBMM gündemine getıre-
ceklennı bıldirdi. Keskin, dağıtım
ıhalesini "skandallar abidesi, re-
zaleder ve kiriilikler saheseri, en
büyük yolsuzluk" olarak değer-
lendirdi.
Keskin, dün düzenlediği basm
toplantısında, Enerji ve Tabii Kay-
naklarBakanlığı'nın, işletmehak-
kını devir yoluyla özelleştirmek
üzere gerçeldeştirdiği dağıtım şe-
bekesi ihalesini eleştirdi. Devir iş-
lemlennin. gündemin "MecBs'te-
ki yoJsuzluklar, kadınlarla cenaze
namazT gibı konularla oyalandı-
ğı bir dönemde açıklandığına dik-
kat çeken Keskin, bunun kasıtlı ol-
duğunu söyledi.
Dağıtım şebekelerinin 1997'de-
ki vergi öncesi kânnın 147 trilyon
lira olduğunu, bağlı ortaklarlabir-
likte bu rakamın 200 trilyon lira-
ya ulaştığını belirten Keskin,
1998'deki kâr hedefmin de 272
trilyon lira olarak hedeflendiğini
kaydetti.
Enerji nakil hatlannın 7 bölge-
deki satış bedeli olarak belirlenen
1 milyar 610 milyon dolarlık be-
delin TEDAŞ tarafından 7 yıl için-
de geri ödeneceğini belirten Kes-
kin, bunun "devletin borç alması"
olduğunu söyledi. Keskin, bcrç
almmasına karşın, yapılan ihale-
nm özelleştirme adı altmda ifade
edilmesini "cambaz oyunu" ola-
rak niteledi. Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanhğı'mn ihale şartna-
mesini değiştirerek ödeme süresi-
ni 7 yıla indirdiğini kaydeden Kes-
kin, usulsüzlüklerin ihale süresi-
nin kısaltılmasıyla da bitmediğini
söyledi. Abonelerden güvence be-
deli (depozit) olarak alınan para-
nın toplam bedele yakın olduğunu
vurgulayan Keskin, devir işlemi-
nin tamamlanmasından sonra, bu
bedelin peşin olarak ödenmesi ge-
rektiğini kaydetti.
Bunu değiştirecek herhangi bir
düzenleme yapılmadığına dikkat
çeken Keskin, TEDAŞ'ın bunu
ödemeye zorunlu olduğunu belir-
terek "Bu ne biçiın özelleştirme-
dir" diye sordu.
Sözleşmeli personelin durumu-
nun da belirsiz olduğuna dikkat
çeken Keskin, şunlan söyledi:
"Bu,özelleştinne mantığıyla ça-
iışanlaruı kıyımına yol açan antide-
mokratik bir uygulamadır. Sektör
bilinçli olarak komaya sokuldu.
Şimdi de sektörün idam fermanı-
nı hazuiıyorlar. Bu ihale skandal-
lar abidesi, rezalerJer ve kirlilikler
şabeseridir. Bu, 'devletin malı de-
niz yemeyen domuz' manbğuun
somut bir göstergesidir. Bu. dü-
rüsüük ölçüsü alünda \apılan en
büyük yolsuzhıktur"
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
DTP Genel Başkan Yardımcısı, eski partisine dönebileceğini ima etti
Aktuna DYP'ye göz kırpıyor
HÜLYA KARABAĞLI
ANKARA - DYP ve DTP'de milletvekili
transferi içın karşılıkh girişimler hızlanırken,
kabine değişikliği beklentisi içinde olan DTP
Genel Başkan Yardımcısı Yıldırun Aktuna
DYP'ye dönebileceğini ima etti. Aktuna,
"DYP'ye geçecek misiniz" sorusuna, "Yannı
şimdiden bilemem" yanıtını verdi. Hakkmda
DTP'ye katılacağı söy-
lentileriçıkanDYPBi-
lecik Milletvekili Şerif
Çim, "Böyle bir şej yok.
Partimdeyim'' açıkla-
masını yaptı.
DYP'ye geri dönüşü
Başkanlık Divanı ve
grubu bölen lzmir Mil-
letvekili Ufuk Söyle-
mez. seçilmeden önce
Genel Başkan Tansu
Çiller'le Türk ekono-
misinin ıyıleştırilmesı
için omuz omuza mü-
cadele verdiklerini,
ANAYOL ve REFAH-
YOL dönemlerinde de
ekonomiden sorumlu
devlet bakanlığı göre-
vini şeref ve özveriyle
yûrüttüğünü söyledi. REFAHYOL'un istifa-
sından sonra toplumda oluşan duyarlıhğı pay-
laşarak güvenoylamasına katılmadığını vur-
gulayan Söylemez, "RPüeortakbiryapı için-
de oy kullanmamayı teklif ettim. Bu parti içi
disipün meselesi haline geldi. Üzülerek istifa et-
tim" dedı. Söylemez, "DYP Genel Başkanı
ve DYP'lilerle samimi ve sevgi bağlannu ko-
parmadun" dedi. Ajda Pekkan'Ia yakınlığı
O r m a n B a k a n ı E r s i n T a r a n o g l u
'Yeşili ve çevreyifeda edemeyiz*
İstanbul Haber Servisi- Orman Baka-
nı Ersin Taranoglu, bakanlığının, üni-
versiteler ve sivil toplum örgütleriyle iş-
birliği içinde çalışmayı arzuladığını be-
lirterek "Türkrye'de sryasetçinin imajı-
nm ne kadar kötü olduğunu biliyonım.
Fakat bizler kendi siyasi geleceğinûz için
Türkiyc'nin ce>resini,yeşilini feda ede-
meyiz" dedi.
Taranoglu, İstanbul onnanlan üzerin-
deki baskılar ve baskılann giderilmesi
için Orman Bakanhğı ile İstanbul Çevre
ve Kültür Varhklannı Koruma Platfor-
mu'nca İstanbul Oniversitesi Orman Fa-
kültesi'nde düzenlenen değerlendirme
toplantısınakatıldı. Baü demokrasilerin-
de siyasetçilerin güçlerini halktan aldık-
lannı vurgulayan Taranoglu, siyasetçi-
lerin bu gücü sivil toplum örgütleriyle
paylaştıkJan sürece yolsuzluk ve usul-
süzlüklerden uzak kaldıklannı savundu.
Türk halkının ise hep kurtanc» aradığııu
ve tüm sorunlannın seçtiği kişilerce çö-
züleceğine inandığını öne süren Tara-
noglu, "Biz shasikr Hi-Man dcğiliz ve
hatayapabiüro. Bu nedenle üniversiteler
ve sivfl topluın örgüüeriyle işbirtiğini sa-
vunuyorunı'' diyekonuştu.
nedeniyle TBMM'de milletvekillerinin espri-
lerine hedef olan DTP Genel Başkan Yardım-
cısı Yıldınm Aktuna. "Biz Ajda ilearkadaşız.
Bir şey yok. Beni takip edin" dedi. Aktuna,
DTP'nin, hükümetin sevilmeyen üvey evladı
olduğunu kaydederek "Kabinede etkin yapı-
lanmayı sağlayacak duruma getmeliyiz" de-
di. Aktuna, uyumlu bir koalisyonun aynı za-
manda uygarlığm simgesi olduğunu belirte-
rek "En ufak koalisyon bir
ailedir. Biz DTP olarak hü-
kümetin hata vapmasanı
önlemeliyiz" dedi. Hükü-
mette ve DTP kanadında
kabine değişikliği istekleri
olduğunu kaydeden Aktu-
na, "DYP'ye geçecek misi-
niz" sorusuna, "Yannı bu-
günden bilemem. Ama ar-
kadaşlanmın ısran var"
karşılığını verdi.
ANAPgrubundada.Si-
lopi dışında Şırnak'a bağ-
lı tüm belediye başkanlan-
nın partiye katılım törenle-
ri yapıldı. DYP Şırnak Mil-
letvekili Bayar Ökten de,
uzun zamandır Çiller'e
karşı izlediği muhalif tutu-
muyla dikkat çekiyor.
155. madde
KİGEM
yağmaya
karşı
uyanyor
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Enerji
ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanı Cumhur Ersü-
mer, 1998'deyapacak-
lan ilk işîerden birinin
anayasanın 155. mad-
desini değiştirmek ol-
duğunu söyledi.
Kamu Işletmeciliği-
ni Geliştirme Merkezi
(KİGEM) Genel Sek-
reteri Ilter Ertuğrul,
anayasanın 155. mad-
desinin kapitülasyon-
lann kaldınlmasını
sağladığını belirterek
"Bu maddeyi değiştir-
mek, cumhuriyctin te-
mellerini dinamitle-
mektir"dedi.
Enerji ve Tabii Kay-
naklar Bakanı Ersü-
mer ile RP Genel Baş-
kan Yardımcısı ve eski
bakanlardan Recai Ku-
tan önceki akşam
NTV'de katıldıkjan
programda, anayasa-
nın 155. maddesinin
değiştirilmesi gerekti-
ğini savundular. DYP
Isparta Milletvekili
Halil Yüdız'ın da bu
maddenin değiştiril-
mesine destek verdik-
lerini açıklamasıyla
Ersümer ve Kutan,
anayasa değişikliliği
için partilerinin grup
başkanvekillerinin bir
araya geleceğini söyle-
diler. Ersümer, devle-
tin enerji yatınmlanna
ayıracak kaynağı bu-
lunmadığı için özel
sektör ve yabancı ser-
mayenin enerji alanına
çekilmesi gerektiğini
söyledi.
Enerjideki özelleş-
tirme uygulamalannın
Danıştay'dan döndü-
ğünü kaydeden Ersü-
mer, "Uluslararası fî-
nans kuruluşlan tah-
kimistiyor"dedi.
KlGEM Genel Sek-
reteri Ertuğrul, kamu
hızmetlerinin özel sek-
töre gördürülmesi için
yapılan imtiyaz sözleş-
melerine Danıştay in-
celemesi zorunluluğu
getiren 155. maddenin
cumhuriyetin temeli
olduğunu söyledi.
IRMIKIAYDIN ENGİN
Adam yolda gidiyormuş; kar-
şıdan gelen biri "Saatiniz var
mı?" diye sormuş. Adam da
"Var" demiş ve yürümüş...
Nasıl fıkra ama?
Aslında, soran "Saat kaç?"
demek istiyor. Ama bizimki so-
ruyu "Saatiniz varmı, yok mu"
diye anlıyor.
Hah hah ha...
•••
Perşembe günü Metin Gök-
tepe'yı kanlı ellerin aramızdan
çekip alışının ikinci yıldönü-
müydü. Göktepe için düzenle-
nen anma etkinlikleri daha iki
gün önceden medyadaki "her-
kes"e iletilmişti. Medya baron-
tarı da, medya prensleri, med-
ya starları da, medyanın ağır
topları da bilgi sahibiydiler.
Sabah 10'da Cağaloğlu'nun
göbeğinde, bizim Türkiye Ga-
zeteciler Cemiyeti binasının
önünde bir avuç gazeteci top-
landı. Hemen hepsi gencecik
haberciler, foto muhabirleriydi.
Radikal'den Celal Başlangıç
acı acı güldü. "lyikigeldin abi"
dedi, "Yoksa grubun en yaşlısı
ben olacaktım."
Cağaloğlu'nun arka kesimi
Tamam, Tamam... Pes Ediyorum!
Yeşildirek'tir. Trikotaj atölyeleri
sıram sıram dizilir. Trikotaj pat-
ronları arasında beyaz tığ örgü-
sü takkeleri, kara, gür sakalla-
n, şalvarı andıran pantolonlan
ile seyyar trtica anıtmı andıran-
lar bir haylidir. On bir ay esnaf
lokantalarında kebapları göv-
deye indirir; ramazan gelince
oruç tutmalannın bedelini baş-
kalarına ödetmek istercesine
burunlarından solurlar. Çorap,
don, fanila, gömlek, kaşkol, ka-
zak yüklü kamyonetler, mini-
büsler ile durmaksızm mal taşı-
tırlar.
Bizim Gazeteciler Cemiye-
ti'nin önündeki daracık kaldı-
rım, ancak yarım avuçluk bir
kalabalığı banndırabildiğinden
yola taştık. Trafik aksadı. Polis,
trafiği kesmek gibi bir inceliği
bile doğal olarak esirgediğin-
den yol tıkandı. Ellerimizdeyük-
selen Metin Göktepe resimleri,
polis copundan korunmak is-
teyen gazetecileri simgeleyen
sarı ve mavi baretleri kafasına
geçirmiş gazetecileri gören her-
kes orada ne olduğunu anlardı.
Don, fanila, çorap, kazak tra-
fiği aksayan Yeşildirek esnafı,
bu ülkenin (gazetecilerin değil
bu ülkenin) acısını umursamak-
sızın kornalanna bastılar; küçük
kalabalığımızın üstüne arabala-
r:nı sürmeye yeltendiler.
Duyarsızlık mide bulandırı-
cıydı. Gazeteciler Cemiyeti'nin
önünden Vilayet binasına ka-
dar kısa bir protesto yürüyüşü
yaptık. Yürüyüş kolunun tıkadı-
ğı ana caddede biriken araçlar
kornalannı çaldılar. Polis sustu-
runca suratlannı ekşittiler. Bu
satırların yazan şu diyaloğu ku-
laklan ile duydu:
- Neymiş be, n'olmuş gene?
- Hiç be. Metin Göktepe^ var
ya. Kazteciminehani. Öldürül-
müşmüş ya. Kazteciler yürû-
yor...
İlk soran, rabbiyessiri kalma-
mış suratında en küçük bir du-
yarlık belirtisi olmaksızın konu-
yu değiştirdi ve... Ve evet tera-
vih namazının farz mı, sünnet
mi olduğuna ilişkin çoook
önemli bir ülke sorununu tartış-
maya başladı.
Duyarsızlık katlanılmazlığa u-
laştı. Dişlerimin arasından küfür
ettim. Celal Başlangıç neye küf-
rettiğimi anladı ve bir kez daha
kederli bir gülücükle yetindi.
Sokaktaki adam "Metin Gök-
tepe cinayetini" gazetecilerin
özel sorunu gibi görecek bir
köriükte debeleniyordu. Gaze-
teciler arasında ise ölümünün
730. gününde Metin Gökte-
pe'yi anmak duyarlığı bir avuç
ve çoğu gencecik medya
emekçisine kalmıştı. Medyanın
"akıllı, dengeli, ılımlı" kalem er-
babı uzak durmayı yeğlemişti.
Akıllı olmaya da, dengeli ol-
maya da, ılımlı olmaya da ana
avrat düz gidip gazeteye dön-
düm. Mizah herzaman kurtan-
cıdır. Oturdum, hıncımı bilgisa-
yarın tuşlanndan almacasına,
başmakaleler döktürmeye layık
görülecek kadar 'akıllı, denge-
li ve ılımlı" medya starlannın
dilinden, "akıllı, dengeli, ılımlı"
bir Tırrnık yazdım.
Bizim Halil Nebiler, bilgisa-
yanmın ekranından ve omuzu-
mun üstünden okudu."Herifle-
ribirde çekip vursaydın be abi"
dedi. Gülüştük. Yazıyı gazete-
nin anabilgisayarına yolladım.
Öfkemi bu kez de kahve finca-
nı ile cigarada yatıştıımaya ça-
baladım.
•••
Yazı önceki gün çıktı. Dün de
bu kez "Akılsız, dengesiz, ılım-
sız" bir yazıyla kendimce işin
özünü, yargının tıkanmışlığını,
hatta çürümüşlüğünü tınmıkla-
maya çabaladım.
İlk yazı epey tepki topladı.
"Nasılböyle düşûnûr, böyleya-
zarsın" filan diye soranlar oldu.
Dünkü yazıyla ilgili ise bir te-
lefon geldi. Bir erkek sesi "Ben
ara sıra sizi de okurum beyfen-
di" dedi. "Bir gün önce ne ka-
dar objektifbiryazı yazmıştınız.
Bugün birilerine bir diyet mi
ödüyorsunuz diye sorma ihti-
yacını duydum."
• • •
Tamam. Pes ediyorum!..
Adam yolda gidiyormuş;
karşıdan gelen biri "Saatiniz var
mı?" diye sormuş...
POLİTİKA GÜMJÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
'Ellerin Avucumda../
Uyurken seni seyrettim uzun uzun...
Kış bahçelere vurmuştu...
Dışanda ruzgânn ıslığı gülümseyen birgülü anım-
satıyordu bana...
Yüreğimde titreşen bir sevda ürkütülmüş korkj-
lan getiriyordu...
Seni düşündüm sabaha dek...
Ve kendi kendime sordum:
"Neden böyle oldun, niçin kendini feda ettin?"
Sen uyuyordun...
Sabah olmak üzereydi...
Bense salonda tek başıma oturuyordum...
Zamansız acılann içinde kaybolan düşlerim, ni-
san sabahlannda kaçıp giden aşklanm geldi aklı-
ma...
Sonra Nihat Behram'ın "Ellerin avucumda iki
ateş damlası" şiiri...
"Çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrû-
mün,
gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam,
kızım benim, nazım benim,
gurbet elde sazım benim,
yalazlanmış can tanem,
körpe dalım bir tanem..
Sisini gözlerimin, içimdeki dumanı
seziverdin de sanki
acılandın uykunda,
sızlandın huysuzlandın.."
Artık sabah olmuştu...
Bir telaş, bir koşuşturmaca başlıyordu sokaklar-
da...
Kendi türkülerinden habersiz bir gece Wallece
Stevens'tn dizelerinde kalmıştı...
Delice ötesinde o bilinen yalnız olmalann gölge-
leri senin gözlerine düşüyordu...
Bir anda yerimden kalktım... Başucuna oturdum,
saçlannı okşadım...
Sen uyuyordun!..
Yarım bıraktığım şiiri okumaya başladım:
"Dudaklann kurumuş, ter içindesin yavrum!
Kolsuz kanatsız kalmış
geceden beri başucundayım..
Çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük
kabuklan kopanlmış yaralargibi
uğulduyor beynimde..
Itiraf etmeliyim ki yavrum
çekip gitse de bir bir
ekmeğe, özgürlüğe, insanlık ve hayata dair
içimi dişleyen düşünceler,
senin bir gülücüğün şimdi
yaşamam için bana yeter.
Geceden beri başucundayım..
Işte, sabaha dayandı gün!
Aşsız, işsiz, kuruşsuz
bir ıssız bayırdayım..
Bebeğim, canımın kıvırcığı,
boranda fırtınada sürgün vermiş tomurcuk,
üzüm tanem, nar tanem,
acaryanım, bir tanem.."
•••
Yürekte hüzün söner mi hiç?
Ben bu soruyu sorduğumda sen hâlâ uyuyordun
çocuğum!
Perdeleri iyice çektim dışarıdan ışık sızmasın di-
ye...
Saçlannı okşadım, alnından öptüm!..
Ivan Bunin'in bir şiirini yüksek sesle okudum:
"Gün gelir yürekte hüzün de söner artık;
Ne mutluluğun, ne acılann olduğu biryerde
Düşler de anımsayışlar da silinir gitgide
Kalırsadece, her şeyi bağışlatan biruzaklık..."
Gözlerimde bir iki damla gözyaşı vardı...
Bilirsin ben az gülen, az ağlayan adamımdır...
Ağlatmayı başardın sağol!..
Bir evin içinde sadece ikimizdik çocuğum...
Ümrt Otan'la konuştum...
Son kitabı "Aşk Geri Dönene Kadar"dan (Çınar
Yayınlan) bir bölüm okudum...
Kimin kararmıştı, Ayşenur'a odaklanan evreni?
Ümit yanıt verdi:
"Oğlumun!.."
Yaşama sevinci dolu bakışlar 17-18 yaşlannda
nasıl doludizgin olur, nasıl buğulanırdı bilirdim...
Sokağaçıktım...
Kordonboyu'nda yürüdüm, simit peynir yedim,
Pasaport Kahvesi'nde çay içtim...
Sevgililer geçiyordu kol kola...
Ocak güneşinde deliler gibi koştum. Gençliğimin
Kahramanlar semti, AJsancak bana hiç yabancı de-
ğildi...
Birden Sunullah Ansoy'un bir dizesini anımsa-
dım:
"Bütün yeryüzü, bütün gökyüzü
En namuslu vaktini yaşar sabahlan."
•••
Yaşam acılan da içinde taşır çocuğum! Yaşam he-
sap sorar gün geldiğinde!..
Yüzündeki çizgiler birdenbire çoğalır...
Sabah güneşleri kahreder insanı...
Bir gün gelecek sen de anlayacaksın hatalannı...
Tek başına ayakta kalmayı öğreneceksin, tek ba-
şınayaşamayı da...
Uyan artık çocuğum!
Güzelim, bebegim uyan!..
Bak dışanda pınl pınl bir kış coşkusu var...
Kuşlar havalanıyor evlerin çatılarından, çocuklar
okullarından dönüyorlar...
Fırtınalarda sürüklenip gideceksin hiç farkına var-
madan...
Juan Roman Jimenez'in bir yıldız ve bir damla
gözyaşıyla kaybolan yıllar çabuk geçer...
Bir sevdayla kör olur gökyüzü...
Yıldızın kaygısı, gözyaşının ışığıdır sakın unut-
ma!..
E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (a raksnet.com
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
DinozoR
Antiemperyalist
Antifaşist
Antiseksist
Delikanlı dergi
ÇIKTI... ÇIKTI