Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23EYLUL1997SAL
HABERLER
T e r ö r - g ü v e n l i k ö n l e m i s a r m a l ı n d a O r d u
Şeriatçı
gösteriye
ötutuklama
• İstanbul Haber Servisi -
Beyazıt Meydam'nda geçen
cuma günii cami 8 yıllık
kesintısiz eğitim yasasını
protesto etmek amacıyla
şeriatçı göstenye döniişen
eylemde gözaitına alınan 39
kişiden 5'ı tutukJanarak
cezaevine göndenldi.
fstanbul Emnıyet Müdûrlüğü
Terörle Mücadele
Şubesi'nden sabah
saatlennde adJiyeye getirilen
sanıklar Kemal Aktaş,
Nevzat Özbay. fbrahim
Ethem Degeriı. Kadir Giiven
ve Serkan Aydoğmuş daha
önce de yasadışı gösterilere
katjldıklan gerekçesiyle
tutuklandı.
Cuma
eylemlerine tepki
• YOZGAT(AA)-Içişleri
Bakanı Murat Basesgioğlu,
"Camılerde yapjlan cuma
eylemlen, son zamanlarda
amacından çıkmıştır. Eylem
yeri olarak camilerin
seçilmesi de ayn bir
yanlıştır" dedi. Yozgat'ta
bulunan Başesgioğlu,
gözaltına alınan eylemciler
arasında sol örgiit
mensuplannın da
bulunduğunu belirterek
"Örgütlenmiş gruplar, cuma
eylemlerinı farklı yönlere
çekmeye başlamışlardır"
dedi.
Kesebir'in iddiası
• ANKARA (Cunıhuriyet
Börosu) - Edime Bağımsız
Milletvekili Erdal Kesebir,
dün Parlamenro'da
düzenlediği basın
toplantısında hakkındaki
disiplin karannm iptalı
üzerine. DSP milletvekili
olduğunun Meciis
kayıtlanna geçınlmesini
talep ettiğını, TBMM
Başkanı Vfustafa
Kaiemlı'nın başkanlık
seçiminde "DSP'den oy
aiabilme hesabıyla bu
talebinı geri çevırdığini"
ıleri sürdü. Kesebir,
Kalemli'nin bu rutumuyla
'hukuku çignediğini" iddia
ederek. "Bu nedenle TBMM
Başkanlığı seçımlerinde
Sayın Kalemli'yi
desteklemeyeceğimi
açıklamak isterim" dedi.
Mezra baskını
• Ml'Ş(AA)-Muş'ta.
önceki gece saat 19.00
sıralannda bir grup terörist,
Eralan ve Kurt mezrasına
baskın düzenlemek ıstedi.
PKK'lilerle köy koruculan
arasında çıkan çatışmada, 3
terörist öldü. 2 terönst yaralı
ele geçiriidi. Bölgede
operasyoniann sürdüğü
bildinldı.
f>
Ordu'da hidlv Jıızla sflahlanıyor
Yalnız Ordu'da 200 silah dağıtıJmış. Aybastı'da son aylarda pompalı silah alanlann sayısının 2 bine çıktığı ileri sürülüyor.
CHP İJ Başkanı: Silah dağıtılanlann çogunJukla MHP yandaşı olduğu söyleniyor. Dilerim, bu silahlar halka yönelmez
IŞIKKANSU/
ERDOĞANERİŞEN
ORDU - Mesudiye'de
Gölköy'de, Ordu mer-
kezde kiminle konuşsa-
nız, açık ya da kapalı te-
rörün abartıldığmı söy-
lüyor:
"Dibektaşı mevkiinde
2 ay önce Orman İdare-
si'nin şantiyesi yakıldı.
Ama sonra kimin yakbğı
açıklığa kavuşmaaV
"Öyle beiirgin bir olay
yok da, millet huzursuz.
YaylaJar bosalûkü. turiz-
me darbe vuruldu."
"Susurluk davası sanı-
ğı eski özel tim müdürii
Ibrahim Şahin Reşadiye-
li. Köyü Ordu suunna
çokyakın. Haberyapıldı,
'Teröristler fbrahim Şa-
hin'in köyünü basacak'
diye. Ardından olaylar
arttı. Sonra da tbrahim
Şahin tahliyeoMu."
"Bizim buralara,hatta
her köyeGüneydogu'dan
en az bir şehit cenazesi
gelmistir. PKK gefee, ru-
tunamaz kL Kim yedire-
cek,kim kollayacak? AJır
dersini gider."
"Bak arkadaş, ben onu
bilmem. Bir oyun dönü-
yorya,yeni bir uyuşturu-
cu yoJu mu açıhyor desem, Gü-
neydoğu'dan getirilen özel tim,
burada rahat, yerini kaybetme-
mek için gerginlik yaratıyor mu
desem... Ama, elde delil yok."
Ordulunun kafası kanşık. Na-
sıi olmasın? Birkaç olayın ardın-
dan, Güneydoğu'dakıne benzer
güvenlik önJemleri ile karşılaşı-
venniş. Asker sayısı artmış, öze!
tim gelmiş.
Üstüne üstiük halka daha pa-
kerinden yeni çıkmış gıcırgıcır
tam otomatik silahlar dağrtılma-
ya başlanmış. Şimdilık "göniil-
İfi". köy koruculuğu oluşrurulu-
vermiş.
Aybastı'da, Mesudiye'de. Göl-
köy'de, yalnızca olası terör teh-
likesine yakın küçük yerleşim
birimlerine değil, hemen hemen
tüm köylere silah verilmiş. CHP
Ordu 11 Başkanı Hiiseyin Avni
Şeker'in eleştirileri var bu nok-
tada:
"Hani köye, jerleşim birimle-
rineuzak, az kişinin \aşadığı dağ
başıoda yaşayanlara dağıtılsa bir
derece.Oanlaşılabüir.Ama,içer-
deki, Ordu'ya yakın köylere de
dağmjjyor. Hem kimi söylentile-
re bakılırsa. silahlar daha çok
MHP egilimli Irişilere veriliyor-
muş. Dileriz, bu namlular daha
sonra başka amaçlar uğnına in-
sanJara dönmesin."
Resmi rakamlara bakılırsa
Ordu'da 200 silah dagıtılmış gö-
nüllü köy koruculanna. Ama,
tedirginlik yüzünden yalnızca
Aybastı ve çevresindeki yurttaş-
iann son birkaç ayda 2 bin pom-
pah tüfek satın aldıklan ileri sü-
rülüyor.
Yani bir silahlanma yanşm-
dan söz edilebilir. Bu da derin
kaygılara yol açıyor. Karadeniz
bölgesi insanınm çabuk sinirle-
nebildiğinden, yöredeki arazi
tartışmalanndan, siyasi görüş
aynlıklanndan dem vurulup.
bütün bunlann hepsinin birer bi-
Köy koruculuğu şimdilik gönüllü
Ordu'daGüneydoğu'daldnebenzergüvenlik önlemlerialınmış.Asker sayısı artmış,özeltimgelmiş. Üstüne
üstiük halka daha paketinden yeni çıkmış gıctrgıcır tam otomatik silahlar dağıûlmaya başlanmış. Şimdi-
lik "gönüllü" köy koruculuğu oluşturuluvermiş. Aybastı'da, Mesudiye'de, Gölköy'de,yalnızca olası terör
tehlikesine yakın küçük yerleşim birimlerine değil, hemen hemen tüm köylere silah verilmiş.
rergöz önünde rurulmadân, hal-
kın silahlandınlmasımn yanlış-
lığına dikkat çekiliyor.
Silah dağıtımındaki bir baş-
ka çelişki de yöre halkına göre
şu:
"Ahmetli köyüne 12 silah ve-
riimiş. .\eden Âhmetli? Ahınet-
li'nincevresine gözatalım. Terör
sızıntısı oiduğu belirtilen Tokat
ve Sıvas sınınndan sonra Ah-
metli'ye ulaşanadeğin arada çe-
şitli kövler. Dü/yayla. Karaha-
san, Alanyurt beldeleri, Gölköy
\eAybasö ilçeJerivar. Hani terö-
ristler, siJahlanan Ahmerii'ye
ulaşabilmek için epey bir köy,
Vali Malay, silah dağıtımına
karşı olduğunu sezdiriyor.
belde ve ilçeden geçmek zorun-
dalar. Silah verilirken Ahmet-
li'nin seçilmesi dikkat çe(dci."
Birkaç ayöncesine değin işin-
de gücünde, huzurlu bir ortam-
da yasayan Ordulunun sıkıntıla-
nnı Güneydoğu deneyimi ya^a-
mış, eskıden Şırnak'ta görev
yapmış Ordu Valısi IVfustafa
Malay 'a aktanyoruz.
ÖncelikJe terörün birbölgeye
yerleşmesinin nedenlerini akta-
nyor bize:
"Bir bölgeyedevletokul getir-
miyor, ebe, hemşire vermiyor, o
\ örenin işsizük ve ekonomik st-
kıntısını gidermiyor, adalet me-
kanizmasuu i>i işletemiyorsa, iç
ve dış güçlerce beslenen terör
oraya daha kolay yerlesiwr.'
n
Malay'ın şu tümcesinin altını
kalınca çizmek gerekiyor:
"Bir yerde devlet varsa, gü-
venlik hâldmiyeti ile vardır, Gü-
venlik hizmeti mutlakadevlet ta-
rafindan yapılır. Bu işin yol. ba-
raj gibi ihalesi olmaz,"
Bu sözlerin birgirizgâh oldu-
gunu. söyleşi koyulaştıkça anlı-
yoruz. Devam ediyor Malay:
"Güvenligin bir başka boyu-
ru şu: İyiyetiştiriimiş, iyi seçilmiş
polis vejandarmaca üstlcnilme-
sigerekiyor. Mesleğiniibadetya-
parnuş gibi sevenlerce gerçek-
leştirilmesi gerekiyor. Gelişnftş*
ülketerde güvenlik giiçleri oku-
lagirerken seçiliyor. Okul birtik-
ten sonra da davranışlan takip
ediliyvr. Bizde nasıl olmuş? Es-
kiden Hergele Meydam'ndan
alınıp üzerine üniforma giydiri-
lince ne olduğunu şaşırmjş, va-
tandaşa nasıl muamele edÛece-
ğini bilememişk'r. Sonra, mesle-
ğe girerken, atanırken torpil ol-
muş. Halbuki güvenlik giiçleri
uzman kişilerce eğitilmeti, seçil-
melidir. Ozaman şebekelere, po-
litik tercihlere değil, devlet ve
nıillere hizmet ederler."
Malay, böylesi bir girişten
sonra Ordu'daki olaylan anlat-
tı:
"Ordu, 1980'den bu yana
Türkiye'nin en hu/uriu bölgele-
rinden biriydi. Mayıs 1997'den
itibaren Güneydoğu ağırhklı
DHKP-C ile işbMiği yapan 13
kisi olduklan bilinen PKK'U bir
grubun karakol tarama. asker
ve polisierimizin şehit edilrnesi
oiayianna katıldığı saptandı. Bu
gruplann gitrikJeri yerlerde,
halktan yiyecek, içecek istedik-
lerini büiyoruz."
Malay, bölge halkının hassa-
siyeti nedeniyle terörün Ordu
ilinde bannmasının mümkün
olmadıf ma değiniyor. "Neden
bu bö^eyı seçtiler sizce?" diye
soruyoruz. Yanıtı şöyle oluyor:
"Rahatsıziık,huzursuzlukya-
ratmak, kendilerini gündemde
rutmak istiyoriar. Arazi yapısı
çok haşin,haberleşme konusun-
da sıkıntılar >ar. Ama, terörist-
lerin bu bölgede yaz aylannda
bannmalan söz konusu olabilsc
de, kışın bunu yapabilmeleri
mümkün değil."
Ordu ilinde çok eleştirilen ko-
nuyuanımsatıyoruz. Köykoru-
culugunu yani.
Malay, deneyimlenne daya-
narak, Güneydoğu'dan ömekler
veriyor:
"Devtet, koruculara 'Benim
"Devlet adına kurşun atmak di-
yet ister. Altından kalkamayız."
parçamsın' demiş, Maaşveriyor.
ıhbarlanna da inanıyor. Ama,
devieti yoizde 80-90 yanlış yön-
lendiriyorlar. VerdikJeri ihbara
dayalı o evi ya da köyü basıyor-
sun. bir bakıyorsun masum va-
tandaş oruruyor. Böylece na-
muslu vatandaşdevietinegüven-
sizlik duyuyor.
Baalan vakti zamamnda eş-
kıvalık yapmış. Şimdi korucu-
luk ile hem eşkıyalığını, kaçak-
çıhğını sürdürmeyi amaçlaran-
lar, örgüte isrihbarat verenler
var. Hatta Şırnak'ta devletin
araçlaruu kullanarak.evüıinya-
pılmasını bile isteyenier çıkmış-
ü. Silah vennişsin, maaşını ödü-
yorsun,yetmiyor. Yanda-
ki komşusunun evi eski-
si gibi dururken, onun
evini devlet aracı ile ya-
parsan, köyde dcngesiz-
likdoğar.""
Malay, 1993 yılında
dönemin îçişleri Bakanı
İsmet Sezgin'in başkan-
hğında yapılan olağa-
nüstü hal bölgesi valile-
rinin katıldığı bir toplan-
tıda, köy koruculannın
sayısının artfinlması ile
ilgili istemekarşı çıktığı-
nı, koruculann zamanla
eririlerek, bu sisteme son
verilmesi gerektiğini sa-
vunduğunu aktardı bize.
Malay'a göre bu savının
gerekçeleri şöyleydi:
"Köy koruculan, bu
sistemin devam etmesini
isterler. Bolgenin güven-
sizliğjnin sürmesinden
yana oluriar. Terörün
birmemesini isterler. Bit-
se bile kendi aralannda
terör yaratuiar, olaga-
nüstü hal tazminarj al-
makiçin senaryx)lar üre-
tirler. Güvenlik, parayla,
devletin dışmda güçlerle
sağlanamaz, zarann ne-
resüıden dönülürse kir-
djr."
Malay'ın, gönüllü ya
da paralı "konıculuğa",
geniş anlamıyla güvenlik göre-
vinin "ihale edilmesi"ne karşı
oldugu açıkça belliydi. Sıra,
halka silah dağıtımına gelmişti.
Sorduk, karşılığını verdi:
"Köy Kanunu'na göre, çok
ücra noktada yaşayan, mesela
ancılık yapanlara, yabani hay-
vana, eşkıyaya karşı kendisini
konımakiçin silah verilebilir. Bu
silah, oradaki insanlar için bir
güvence oiabitir. Benim izinli ol-
duğum bir dönemdeJandarma
Bölge Komutanı (Velı Küçük)
Paşa. talep edenlere ödünç silah
verilebilecegini öngörmüş. Or-
du'da 200'e vakm silah dağrtıl-
nuş. Aldıgım bü^iye göre, Gfr*-
sun dahil, dağıtdan silah sayısı
500."
Silahlann dağıtımmın hangi
kıstaslara göre yapıldığına ge-
lince. Malay" ın değerlendirme-
si şöyle: "Yöre insanı silaha he-
vesli. Amacı, terör ounasa da si-
lah aunak. Stlah dagıömı amaa
dışına çıkar, soygunda. siyasi
olaylarda kuUanılır,işçtğınndan
çıkarsa ya da silahlar layık ol-
mayanlara verilmişse derhal
bunlann toplatıiması için giri-
şimde bulunacağım."
Ya silah alanlann, gönüllü
köy korucusu olanlann operas-
yonda kullanılması? Malay yi-
ne çok çarpıcı bir açıklama ya-
pryor:
"Silah alan kişt kesinlikle gü-
>enh'k güçleriyle operasyonda
göre\1endirilmeyecek. Devlet
adına kurşun atmak diyet ister.
Bunun altından kalkamayız."
Ordu Valisi'nin, olaylara kimi
çevrelere oranla çok daha so-
ğukkanlı bakan, kuşkuları gi-
dermeye çalışan bir yapısı var.
Umanz, dediklerini duyanlar,
deneyimlerinden ders çıkar-
maya çabalayanlar, düşün-
celerini değerlendirenler çıkar.
Yoksa, Ordu ve çevresi de
Güneydoğu'da yaşanan birçok
acıva tanık olabilir.
Yargısız infazın tanığı
küçük Ümit anlatıyor:
Ağabeyleruni
gözlenmin önünde
poUsleröldürdü
Mesudiye'ye bağh Güneyce köyü, 23
Temrnuz günü yaşananlann acısını
üzerinden atamarnış.
Köyde, dedeierinin evinden dönen iki
çocuğun. Turgay Metin ile Cihat Metin'in
özel timler taraftndan "terörist" olduklan
sanılarak öldürülmesine tanıkhk edenlerin
arasında Ü.M. de var.
10 yaşındaki Ü.M. de aynı olayda
yaralanmış. Küçük çocuk, o günü şöyle
anlatıyor: •'••M <
"Eski mahalleden gelivorduk üçümiiz.
Elimizde ışıldakJar vartiı. Polis arabalannı
gördük Bir şey yapmavacakJanm
bfliyorduk. Durun filan demcden üzerimize
ateş edildi. Ben kaçmaya çalıştun. tki
ağabeyiın yere düşünce, ben de yere yatbm.
Baktım, ağabeylerim ölmüş. Annemi
çağırmaya başİadım. Polisler, Teröristler
bastı' diye koy muyoriardı annemi o tarafa.
Sonra ağabcylerimi abp gittiJer."
(Fotoğraflar: HASAN AYMN)
UZ YAZII ORHAN BİRGİT
Ekim ayının ikinci yansında, Istan-
bul'da önemli bir uluslararası kongre
daha toplanıyor. Turizmciler, 17-24
ekim günlerinde Lütfi Kırdar Kongre
Sarayı'nda yapıfacak olan "Dünya Tu-
rizm Örgütû" toplantısı için "HABI-
TAT'tan sonra ayağımızagelen en bü-
yük fırsat"deyimini kullanıyoriar.
Böyle söylerken, haklı olduklarını
göstermek için de 133 ülkenin turizm
bakanı ile 1500'den fazla turizm oto-
ritesinin. bu toplantıya katılacağmı
söyluyorlar. Türkiye, ayağına gelen bu
büyük tanıtma fırsatını iyi kullanabil-
mek için vargücü ile çalışıyor. Cumhur-
başkanı ve Turizm Bakanı, böylesine
seçkin turizm uzmanlannı ağırfamak
için Istanbul'a gelecekler.
Türkiye'nin bir turizm cenneti olma-
sına ve özellikle Akdeniz-Ege böfge-
lerinde hızlı bir gefişme görünmesine
karşın, ilgililerin sektör için beslediği
somut kuşkular, dünkü "Cumhuri-
yetln arka sayfasına manşet olan ha-
berde yatıyordu.
Artan turist sayısının, turizm gelirle-
rinde beklenilen düzeye ulaşmayışı,
ülkemızi dar gelirli konuklann tercih et-
tiğinin bir kanıtı olarak, sektörde bir
tür tehlike çanlan olarak değerfendiri-
liyor.
Bu nedenlebütün dünyanın haklı bir
biçimdeönemverdiği "seçkinierturiz-
mi" için ekim toplantısı, bir tür kapıya
Trabzon, Valisiyle Gurur Duyuyor!'
gelen fırsat olarak değerlendirilebilir.
• • •
Ama ah, o dar kafalı, o şoven yapı-
lı bazı yöneticilerimiz olmasa... Ingiliz
"The Guardian" gazetesinın dünkü
sayısı "Aşıngörüşlü Türkler, ÇevreFo-
rumu'nda Yunanlıları taşladı" başlıkiı
haberi ile o fırsatı bir hayli uzaklara ka-
çırdığımızın belgelerinden birisi olarak
önümüzde.
Birisi olarakderken, Trabzon'da ser-
gilenen ve nedense medyamızın yete-
rince yansıtmadığına inandığım ola-
yın, birkaç gün içinde mesela Kanada
televizyonunda nasıl yer alacağını ve
oradan bütün dünyada ülkemize turist
gelmemesini isteyen lobilerce nasıl
değerlendirileceğini de bayağı merak
ediyorum. Çünkü hakçası Ingıliz gaze-
tesi, benim Trabzon'daki güvenilir
meslektaşlanmdan edindiğim bilgile-
rin tamamını, belki de bizı kayırmak
amacıyla haberine almamış. The Gu-
ardian, Karadeniz'in temızliği için
Trabzon'da başlayan ve 20 ülkeden
400 kadar din adamı, politıkacı. bilim
adamı ve çevrecinin katıldığı forumda
Yunanlıların taşlandığını, papazlann
aşın milliyetçi gruplann elinden zor
kurtulduğunu yazıyor.
Ama mesela, o otuz kişi dolayında-
ki "Bozkurtlar"\r\, 19 Eylül akşamı sa-
at 16.00 sulannda Trabzon Havaala-
nı'na inen THY uçağının getirdiği din
adamlanna, edep yerlerini gösterecek
kadar kendilerinden geçtiğini anlatmı-
yor.
"Polisin müdahale etmek isteme-
mesi üzerine, Yunan Ortodoks kilise-
sinden din adamlannın öncedenplan-
lanmışsaldırılardan kurtulabilmekiçin
koşmak zorunda kaldıklannı" söylü-
yor. Hatta okonuklann, kendilerini kar-
şılayanlann yollanna halı serecekleri-
ni sandıklannı da bildiriyor.
Ama Trabzon Valisi İsmet Gürbüz
Civelek'in, Bilim ve Çevre Konferan-
sı'nın toplanacağı "Venizelos" tran-
satlantiğine "ayağının ağndığım" ileri
sürerek katılmadığını, yerine gönder-
diği Vali Yardımcısı Osman Nuri Er-
tuğrul'un, kentteki bu bir avuç çapul-
cunun terbiyesizliğinin devleti ve Trab-
zonluyu üzdüğünü söylemek zahme-
tinebıle katlanmayışının, konuklarara-
sında ciddi bir kuşkuya neden olduğu-
nu da Ingiliz gazetesi yazmıyor.
Oysa Trabzon'daki MHP'lilerin pro-
testosu ertesi gün de limanın girişin-
de ve polisin umursamaz tanıklığı için-
de sürüyor. Kocaman transatlantiğin
kamara pencerelerinin arkasına gizle-
nen turistler, bir an önce Trabzon'dan
aynlma isteklerini ilgililere iletiyorlar.
Yolcuların içinde daha önce de
Trabzon'a gelmiş, hatta ünlü Sümela
Manastın'na gitmiş olan din adamla-
n, asıl Trabzonlunun sıcak konukse-
verfiğini bilerek korkuya kapılanlan
teskin etmek istiyoriar. Gemideki Türk-
ler, utançtan kıpkırmızı kesilmişler.
Bazı Ortodoks papazfan, ruhani giy-
silerini çıkanp sivil giysilerle nhtıma çı-
kıyor ve bir taksi ile Sümela'ya hare-
ket ediyor.
Onlan, gemideki Amerikalı, Avust-
ralyalı, Kanada ve Yeni Zelandalı bir tu-
rist grubu da minibüs ile izliyor. Süme-
la'daki Turizm Bakanlığı görevlileri, ge-
lenlere fotoğraf çekme yasağı uygulu-
yorlar. Aynı yasak akıl almaz bir man-
tıksızlık içinde bir adım daha ileri gidi-
lerek Kanada televizyonunun kame-
ramanı için de konuluyor.
Böylece bu dünyanın gerçekten
emsalsiz yapısı. o yaslandığı görkem-
li yeşillikler arasından bugünün insan-
larına "Ben Trabzon'daydım. Türki-
ye'ye gelin ve benim nasılayakta dur-
duğumu görûn" diye seslenebilme
olanağını kaçınyor. Belki de bu sonu-
cu, kendisi için bir fırsat olarak görü-
yor, değerlendiriyor. Böylesine bağ-
naz ve akılsız bir avuç insanla onlar-
dan daha kötüsü, böylesine sorum-
suz Idarecilerin elindeki bir kentten,
aynı gün The Guardian sayfalanna ge-
çecek şu satırlardı kendi fotoğrafı ile
görüntülememek için:
"...OlayaynıgünAnkara'daA vrupa
Biriiğiyetkililerine Türkiye'de aşın gö-
rüşlülen'n bulunmadığı ve AB'ye gir-
meye hazırolduğunu ikna etmeye ça-
lışan TünX Dışişleri'niküçük düşürdü."
Trabzon Valisi İsmet Gürbüz Cive-
lek, bu yasaklarla da kalmıyor. O ge-
ce gemiye Karadeniz halk oyunlanmı-
zı sergilemek için gelen bir ekibe de
Vali Yardımcısı ŞakirÖzdikici'yi liman
kapısına dikerek yasak koyduruyor.
Trabzon Valisi'nin ülkemizi Ingiliz
gazetesinin de yazdığı gibi iki gün için-
de bunca beceri ile küçük düşürmesi
karşısında, ister istemez "Acaba RE-
FAHYOL mu iktidarda? Erbakan baş-
bakan mı" diye kendi kendime sora-
caktım.
Ama öğrendim ki bu ünlü valiyi, Ri-
ze'den hemşerisi olduğu için başba-
kanımız. bundan önceki iktidarı sıra-
sında hem de tekli kararname ile Me-
sudiye Kaymakamlığı'ndan alıp Trab-
zon'da devletin "/" numaralı maka-
m/na oturtmuş. Merakımı gidermiş ol-
dum.
Anlaşıldı. Sadece Trabzon değil,
Başbakan da bu vali ile gururduyuyor!
Keskin: TEAŞ'ta 10
trilyonluk zarar var
ANKARA (Cumhurt-
yetBürosu)-CHPGenel
Sekreten Adnan Keskin,
RP'lı eski Enerji Bakanı
Recai Kutandöneminde
TEAŞ'ta açılan. ancak
sonuçlandınlmayan tra-
fo ihalesinin şartnamesi-
nin belirli şirketJere göre
hazırlandığını bildırdi.
Enerji Bakanlığı'nda
ihalenin sürdürülmesi
eğiliminin hakim oldu-
ğunu belirten Keskin,
TEAŞ'ı 10 trilyon lira za-
rara uğratacak ihaleyle il-
gili usuîsüz ışlemlerin
durdurulmasını istedi.
Keskin, dün düzenle-
diği basın toplantısında.
8 yıllık kesıntisiz eğitime
karşı izinsız gösteri ya-
panlann gazetecilere sal-
dınlarını eleştirdi.
Eylemlere karşı İçişle-
ri Bakanlığı'nı göreve
çağıran Keskin, "Baca-
nak olavma bu dünya gö-
züyle bakanlar, bastn
mensuplannın dövüldü-
•l. ! : . !
diye bakarak bu işi öbür
dünvava havale etmckte-
dirler. Gerekliönlemlerin
ahnmasuu istiyoruz. Bu
olaylar sürerse basın
mensuplan görev vapa-
maz duruma gelecektir"
diye konuştu.
Kişi ve kurumlara gö-
re düzenlenen ihale şart-
nameleriyle "kayınna-
mn kamu ihaielerinin
ana ekseni" haline geldı-
ğini belirten Keskin, de-
netimsizlik ve denetim
elemanlanna uygulanan
baskının yağma ve yol-
suzluklan daha da yay-
gınlaştırdığını kaydetti.
Keskin, RP'li eski Bakan
Recai Kutan döneminde
TEAŞ'ta 55 adet trans-
formatör merkezinin 7
grup halinde yapılması
için açılan ihalenin şart-
namesinin firmalann bi-
rimlerini, teknik dona-
nımlannı, kaliteyi orta-
dan kaldıran bir anlayış-
la düzenlendiğini söy-
lcdi