07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 EYLÜL 1997 SAU OLAYLAR VE GORUŞLER Once Oğretmen MEHMETBAŞARAN eni asıl yaratan, öğ- retmenim Aris- to'dur; gerçek ba- bam odur benim. Annemle babam düıryaya gelmemi sağlamtş sadcce' dermiş Büyükİskender. Gerçekten de. her insanın yaşamında öğ- retmenın yer. böylesine önemlidir. Bu yüzden de güc ıştiröğretmenlik. Bilgı, bi- linç. deneyirr birikimi, ustahk ister. Bo- >una "ÖğretmeııHkbirsaiJatür'' denme- miş. Umutsuzluğu umuda, karamsarhğı yimserliğe, başansızlıgı başanya dönüş- rürenbir ugraş... Özveri, sabır, sevgi uğ- -aşı... Böylebıruğraşerini yetiştırmekde <ola> değildir. Oğretmen yetıştirme işine büyük jnem vermiş, toplumlar. ayn bir saygın- ık kazandınnış bu uğraşa (mesleğe). Eğitbilimciler, kafa yormuş bu alanda; lasıl bir ortamda. hangi uygulamalar çinde nitelikli oğretmen yetiştirebiliriz Jiye düsünmüşler. Çok bilgıli olmak, ünı- «ersite filan bitirmek, oğretmen olmaya /etmez çünkü. Önce oğretmen, nitelikli, örgütlü öğ- -etmen... Çıkar çevrelerinin yozlaştıncı "utumlanna karşin direnen, eğitime ağır- lığını koyabilen, yön verebilen öğret- nen.. Yasa, "Özel bir uzmanlık uğraşı'' diye tammlıyor öğretmenlıği. "Her üniversi- te bitiren Idşi bu işi yapar" denilen yerde. gerçek eğitimden söz edilemez. Aynca nitelikli öğretmenler de örgütsüzse, hem uğraşlan hem ülke, büyük zarar görür bundan. Yaz-boz tahtasma döner işler. Cumhuriyet, Kurtuluş Savaşı'nın özü- ne uygun bir ilke saptanuş eğitim dizge- si için: Laik, ulusaL çağdaş eğitim_ Ba- şöğretmen Mustafa Kemal, "Fîkri hür, irfanı hür, vicdam hûr*1 kuşaklar yetışti- rilmesini istemiş öğretmenlerden; "Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizkrdniz" demiş. Bu anlayışla, oğ- retmen yeti^tirme işine dört elle sanlmış oğretmen okullan. Önce "Saü BeyÖfret- men Okulu" örneğinden yararlamlmış. Daha sonra kurulan Gazi Eğitim Enstitü- sû, cumhuriyet eğitimini geliştiren, ona açılımlar kazandıran eğitimciler. yöneti- ciler yeriştiren ocakJar olmuş. Işte o eği- timciler yurt gerçekJerini, toplum ger- çeklenni değerlendirerek oğretmen yetiş- tirme işini yeni bir aşamaya ulaştırmış- lar Köy Enstitüleri'yle. Gazi Eğitim yö- neticiliğinden tlköğretim Genel Müdür- lüğü'ne getirilen Tonguç, yasamı eğitim ortamına dönüştüren üretici eğitimin. sü- rekii eğitimin, toplumsal ve ekonomik ya- şamı canlandıran eğitimin öğretmenleri- ni yetiştirmeyi gerçekleştirmiş. tkinci Dünya Savaşı'nın koşullannda. aydınlık bir eğitim seferberliğini gerçekleştirmiş enstıtülerle. 1946'dan beri doğrudan Atatürk'e. cumhunyete saldıramayanlar, öğretme- ne. eğitim kurumlanna, Köy Enstitüle- ri'nesaldırmayabaşlamışlardır. 1950'den sonra daha da yoğunlaştırılmış saldın. Oğretim Birtiği Yasası çiğnenerek akılcı eğitim yolundan sapılmıştır. Gıderek oğ- retmen yetiştiren kaynaklar kurutulmuş, eğitimin içeriği, dili yozlastınlmış; Sayın Kışlah'run dediği gibi, "milli ihanet ba- kanhğma" dönmüştür bakanlık. Bugün sancısı çekilen sorunlann, kan- serleşen terörün her alanda gittikçe yay- gınlaşan kökü, elli yıldan beri eğitim ala- nında sürdürülen kargaşadadır. Artık Köy Enstitüleri yok; oğretmen okullan, eğitim enstitüleri. Gazi Eğitim Enstitüsü, Yüksek Oğretmen Okulu vok... Büyük bir aymazlıkla, ıhanetle, kurutuldu oğ- retmen yetiştiren kaynaklar. Çağdaş eği- timi, nitelikli öğretmenliği. örgütlü öğret- menliği savunanlar, yabancı güdümle- melere karşı çıkanlar, yıllarca süriildü, kıyıldı. kovalandı, öldürüldü. Politikacı- lar, başansızlıkJarının suçunu öğretmen- lere yüklediler... Darbeciler. öğretmen- lere yüklendiler. Meslek olmaktan çıktı öğretmenlik, saygınlığını yıtirdi. Evete- fendimcı. uyducu, köşe dönücü anlayış egemen oldu eğitime de. Çiftliğine ya- naşma tutan ağa kafasıyla, özel amaçlıst- navlarla atanmaya başladı öğretmenler. "Üniversitelere oğretmenyetistirmegi- bi çok stratejik bir görev verihrken. bu- nun çok i>ı düşünühnesi ve örgüüenme- si, hukuki ve mesleki zeminlere oturtul- masımutlak zorunlu iken,yalnızcafakü]- te olmak gibi bir isim değişikliği uğruna, onca yılnk oğretmen yetistinne deneyim ve bilgismin bir anda kenara itilmesL tüm yasal yetküerin işin uzmanlanndan ah- narak konunun tamamen yabana Idmse- lere teslim edilmesi, böylece mesleği ayak- ta tutan ve genç cumhuriyctin kurulma- smda ve yaşaülmasında büyük emekleri geçmiş öğretmenleri yetiştiren kurumla- nn birden yok edilmesi, ortadan kakünl- ması_" dıyor ve üzuntülerini belirtiyor: "Öğretmenlik Mesieği ve Meseleleri" ad- lı yapıtında Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yü- man. Aslında düpedüz toplumun geleceği- ne indirilmiş brr darbe değil mi bu? YOK üniversiteleri, daha üniversite olamamış- larken oğretmen yetiştirme işini üstlene- bilirler mi? Sekiz yıllık zorunlu eğitim, büyük re- form... Güzel güzel de... Milli Eğitim Bakanlığı'run bir araştır- ması, ortaokullarda çalışan öğretmenler- den yüzde 63.4'ünün, lisede çalışanlar- dan yüzde 20'sinin gerekli mesleksel for- masyona sahip olmadığını ortaya çıkar- mış (yetmişli yıllar). Bir baska araştır- maya göre eğitimci kadrolannın yüzde 62'sini eğitimci olmayanlar dolduruyor. Bu sayınm yüzde42'si de imam-hatip çı- kışlı... Oğretmen Okullan Genel Müdürlüğü kaldınldı: "Oğretmen eğrtimi program- lanndan sorumlu, bunlann hazırlanma- su uygulanması ve denettenmesiyle görev- li yasal bir organ ya da birim bulunma- maktadır. Bu yüzden oğretmen eğitimin- de koordinasvon sağlanamamaktadır" (Yrd. Doç. Dr. M.Yahm). Temeleğitimin izlencesi, içeriği,oizlen- ceyi uygulayacak nitelikli eğjtimcL. Ne güzel söylüyor Sayın Oztin Akgüç: ".- Saptanan amaç, içerik, izlence doğ- rultusunda genç kuşaİdan kimler eğhe- cektir? Eğhmen; bilgisl değer vargılan, davranış biçimiyle etldleyen, yönkndiren kişidir. (_.) Kim. kimler geniş ufuklu. ya- ratia kültürtü, kişttikli, demokrasni insan haklannı özümsemiş gençleri vetiştire- cek?" Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin başanya ulaşması ülkeyi, toplumu aydın- lığa çıkaracaktır. Ama oğretmen yetiştir- me düzeltimiyle (reformuyla) birlikte. Bu alanda da Köy Enstitüleri birikimimiz var, yararlanabilene... 21 oğretmen lise- si yeni bir öze, yapıya kavuşturulmayı bekliyor. Hukukun Onünü Açmak... BERIN TAŞAN Hukukçu S usurluk olayından sonra "temiztop- lum" özlemiyle "hukukun üstünlü- ğü" için çetelere karşı, yolsuzlukla- ra karşı milyonlarca imza toplanıp kamyonla Büyük Millet Meclisi'ne götürüldü. "Sürekli aydınlık için" otuz beş gün bütün yurtta ışıklar bir dakika sön- dürülüp yakıldı. Bütün ^rtta aylarca süren açık hava gösterileri, yürüyüşler, paneller düzenlendi. İstanbul'da, Izmir'de binlerce avukat "hukukun önünü açmak" için, "hukukun üstünlüğü" için cüppeleriyle yürüdü. Bütün gazetelerde tam say- fa ilanlar çıktı: "Kamvondan sonra, Meclis, yurttaş, iktidar, muhalefet, yargı, ünhersite, yerel yönetimler, ka- mu görev lileri, sivil toplum, medya, Artık eskisi gibi olamaz. Bütün I ürkiye yeni- den" Bugün, bu yazının yazıldığı gün itibariyle, Su- surluk olayından on, yukanda yazılı ilanlann ga- zetelerde çıktığı günden dokuz ay sonra değişen nedir? O günün iktidan tarafından toplumsal bas- kıyı hafifletmek amacıyla sözde Susurluk olayı- 'li brrmilfervekilininbaş- kanlığında kurulan bir komisyon TV kameralan önünde her gün görünerek, demeç vererek hiç bir çözüm getirmeden dağılıp gitmıştir. Susurluk ola- yınm kahramanı iki milletvekili hakkında düzen- lenen 'dokunulmazuklann kaldınlmasrna dair dosya, hiç gerekçe gösterilmeden RP'li başbaka- nın sumeni altında. Anayasa hükmü hiçe sayıla- rak aylarca bekletildikten sonra BMM Karma Ko- misyonu'na gönderilmiş. Kaıma Komisyonca da çok sayın milletvekillerine ait dosyalar, üstelik ANAP ve DSP'li milletvekillerinin yardımıyla yeni yasama yılında görüşmelerine karar verile- rek dokunulmazlıklann kaldınlması bir başka ba- hara ertelenmiştir. Kısaca, toplumun bu kadar saf ve masum beklentisine karşın Susurluk olayında bugüne kadar somut hiç bir çözüme ulaşılama- mıştır. (Son günlerde bu konunun üstüne gitmek için birdenbire kükreyen iktidann ne yapacağını hep birlikte bekliyoruz.) Anayasanm, milletvekillerinin dokunulmazlık- lanyla ilgili 83. maddesi değiştirilmediğinden ya da öyle yorumlamak işlerine geldiği için, baga- jmda kaçak silahlar saİdı bir arabada, kaçak bir çete reisiyle birlikte bulunan milletvekilinin ifa- desi alınamamıştır. (Olaydan hemen sonra Tan- su Hanım tarafından ziyaret edilen, TV aracılığı ile günlerce nasıl ifade vermesi gerektiği konu- sunda akıl verilen milletvekilinin aylar sonra ya- pılacak sorgusu neyi çözecek?) Çağdışı bir "Memurin Muhakematı" yasası hâlâ yürürlükte olduğu için Metin Göktepe'yi öl- dürmekten sanık polisler hakkında, ölüm olayın- dan 284 gün sonra dava açılabilmiştir. "Hâldm- ler ve Savcılar Yüksek Kurulu"nda Adalet Baka- nı ve müsteşar üye olarak bulunduğu için bir Ada- let Bakanı kalkıp Genelkuımay'a davet edilen yargıç ve savcılara toplantıya gitmemeleri için genelge yayımlamak cür'etini kendisinde bulabi- liyor. Kanıtlann kaybolmadan hemen sağlıklı bir şe- kilde toplanabilmesi ve Adli Yargı'nın bağımsız- lığı yönünden zorunlu olan "Adli Kolluk Yasası" hâlâ çıkanlamamıştır. Seçım yasasmda siyasal partilerin "ön seçûn'' yapma zorunluluğu olmadığı için parti genel baş- kanlannın atamalan ile Meclis'e gelen çoğu mil- letvekili, genel başkanlannın yolsuzluklanna kar- şı "soruşturma açümaması" için kurşun askerler gibi hep birlikte parmak kaldırabiliyorlar. Hukukun üstünlüğünü sağlamak içinhukukun önündeki bu engellerin daha fazla zaman kaybet- meden hemen kaldınlması gerekir. Ancak bu ya- salarla da bir şeyler yapılabilir. Bu bir yasama gö- revidir, siyasal partileri ilgilendirir deyip bekle- menin, bir köşeye çekilip susmanın bağışlanır bir yanı yoktur. Savcı olarak, yargıç olarak da yok- tur. Sözümüz havada kalmasın, somut birkaç ör- nek verelim. Normal emeklilik sürelerini doldur- muş. güvenceli Yargıtay üyelerinin dönemin Ada- let Bakanı istedi diye Metin Göktepe dosyasını güvenlik gerekçesiyle Istanbul'dan Aydın'a, ora- dan Afyon'a göndermesinin savunulur bir yam var mı? Dava dosyasının bir ilden bir ile bir ayda gitmesine seyirci kalmak da mı yargı bağımsız- hğı ile ilgili? Toplantı günü dav^ıl zurnayla ilan edilen mil- letvekillerinin dokunulmazlıklarmın kaldınlma- sıyla ilgili Karma Komisyona katılmayan, katılıp da çekimser oy kullanan ANAP ve DSP'li ko- misyon üyelerinin bağışlanacak bir özürleri ola- bilir mi? Hele hele yolsuzluklann üstüne gitmek için güvenoyu alarak iktidar olan Mesırt Yılmaz'la iktidar ortağı Bülent Ecevit'in bu milletvekilleri- ni en azından disiplin kuruluna vermek varken, onlan savunmalan nasıl hoşgörülür? Karanlığa karşı açılan bu kapıyı da kapatmaym. YILDpNUMU VE ODAJtJ^MNI "' r,.\'-'.-\-'. . ' ^ ^ H F •<* YORUMCU: YAVUZ BINGOL GAZETECİ YAZARîORALÇ , ÇAGDAŞ HALK MUZİGI: EDIP AKBAYRAM - SELOA BAGCAN GAZETECİ:' SJKMA FILM1: EŞKİYA ^M 3 MÛtf&üLLÂ-- DUZELTME İLANI 15.09.1997 tarihli ga- zetemızde 40245 basın nosu ile Bursa 7. lcra Müd'nün 1996/1169 Tal. sayılı dosyasından ya- yımlanan G.Menkul satış ilanında: Satış Şartlan: Başlığı altında 5. satırda; Sehven "taşınmazm 1. Satışı 02.10.1997 günü" olarak belirtilmiştir. Doğrusu "21.10.1997 günü"dür. Duyurulur. Basın Tashih A. MAHSUNİ ŞERİF ÇEVRE ODUU): BERGAMA KOYLUÜRI BAYKURT 2 ? E Y L Ü L 1 9 9 7 - 1 9 . 3 0 - H A R B İ Y E A Ç I K HAVA T İ Y A T R O S U A Y R I N T I L I B İ L G İ İ Ç İ N : Y A Ş A M R A D Y O T E L ( 0 . 2 1 2 ) 2 3 1 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ 'NDEN tLANEN TEBLİGAT M. Sabn, Şöhret oğlu Muş Bulanık doğumlu. Muş ili, Bulanık ilçesı. Gûnbatmaz köyü nüfusu- na kayıth olup halen ts- tanbul ili, Mercan Tacir- hane Sokak, No: 28'de oturur kaçakçıhk suçun- dan sanık Rahmı Coşkun hakkında tstanbul Binncı Asliye Ceza Mahkeme- si'nin E. 1994/610, K. 1996/1130 sayılı, 27.11.1996 tanhli kesin- leşmış karan gereği mah- kûm olduğu 160.311.800 TL. ağır para cezasma ait ödeme emri tüm aramala- ra rağmen adı geçene teb- liğ ettirilemetniştir. llanen tebliğ olunur. Basın: 41186 Cumhuriyet Bayramında BUDAPEŞTE 25-29 Ekim 4 Gece-5 Gün YEŞIL ELMA Seyahat Acentası Taksim: (212) 24952 11-24952 17 Levenf. (212) 284 2124-284 24 17 ••• 449$ **** 519$ Ukşım, OK konaklama, Şehir turvjransierier, Rebıberl'ık Hizmetleri dahil. 30 Eylül'e kadar yapılan rezen/asyonlarda % 5 indirim. BURSA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı 1996'587 Davacı Volkan Araç tarafından davalı Makbule Anaç alevhine mahkememıze açılmış bulunan boşanrna davasının dava dilekçesı tüm aramalararagmendavalı Makbule Anaç'a tcblığ edilememiştir Adı geçen davanın duruşması 24 10 1997 günü saal'W 30'a bırakılmıştır. Bellı gün ve sa- atte duruşmada bizza; hazır bulunmanız veya kendimzi bir vekılle temsıl ettirmnız. aksı halde yargılamaya yokluğu- nuzda de\arn edilip karar avenlece^i hususu dava dilekçesı veruıe kaım olmak iizere ılanen tebliğ olunur. 16.9.1997 Basın: 41332 Asken kımlik karamı kaybettim. Hükümsûzdür. MISTAFA KESUL GEMİCİOĞLL .'Vnadolu Ajans'ına ait kimlık kartımı kaybettim hükümsûzdür. ERHAS SEVESLER İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN ILANEN TEBLİGAT Seferoglu ve lmhan oğlu Sherek doğumlu Şanlıurfa ili, Siverek ılçesi. Hayriye mah;kö>r ü hane: 3 sayfa no: 701, kütük sıra no. 007/09 nüfusuna kayıtlı olup, haien istanbul ili Bakırköy ilçesi. Yenımahalle mah/köyü, 10 Temmuz so- kak, no: 14'te oturur. Kaçakçıhk suçundan sanık Hasan Gelener hakkında tstanbul Birinı Asliye Ceza Mahkeme- si'nin E: 1995ı705 K: 1996/967 sayıli 22.10.1996 tarihli kesinleşmiş karan gereği mahkûrn olduğu 336.284.300- TL ağır para cezasına ait ödeme emri tüm aramalara rağ- men adı geçene tebliğ ettirilememıştir. llanen tebliğ olunur. Basın: 41188 Askeri kimlik kartımı kaybettim. Hükümsûzdür. MUSTAFA KEMAL GEMİCİOĞLL' AFYON 2. ASLİYE HUKUK MAHKEME-Sİ'NDEN EsasNo: 1997/264 Davacı:Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürlüğü Ankara Vekili: Avukat Hayrettin Ayyaji/Afyon Davalı: Yalçın Erdoğan, (A.Hamdi oğlu) Dava:Kamulaştınna nedeniyle tescil ve irtifak hakkı tesısı Dava tarihi: 29.5.1997 puruşmagünü: 11.11.1997 saat 10.00 Davacı Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ Genel Müdürlüğü vekili tarafindan davalı Yalçm Erdoğan aley- hine açılan kamulaştırma nedeniyle tescil ve irtifak hakkı tesisi davasını yapılmakta olan açık yargılamasında; Davacıvekılı 29.5.1997 tanhli dilekçesınde: Afyon Merkez Nuribey kasa- bası Kelbekir mevkiinde kain pafta: K25d24d, paffsel: 2920 sayılı dava konusu taşınmazm kamulaştırma krokisinde gösterildiği üzere 206 m2'lik yer üzerinde davacı TEDAŞ Genel Müdürlüğü adma irtifak hakkı tesisi ve tescilıne karar verilmesini istemiştir. Davalı A.Ham- di oğlu, Yalçın Erdoğan'ın duruşma günü olan 11.11.1997 günü saat 10.00'da dava ile ilgili ibraz etmek istediği delil ve belgelen ile birlikte bizzat gelerek davayı takip etmesi, gelme- diği takdirde kendisine temsilen bir vekil göndermesı, gehnediği ve bir vekil göndermediği takdirde yargılamanın yokluğunda yapılıp karar verileceği davalı Yalçın Erdoğan adma ila- nen tebliğ olunur. Basın: 40908 BAKTRKÖY ÜÇÜNCÜ ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞİ Sayı: 1994/896 Dosya No: 1994-896 E. / Karar No: 1997/344 K. Davacı Semiha Keser tarafindan dahilı davalılar alevhine mahkememızde açıbnış bu- lunan gaiplik davasınm mahkememizde yapılan açık duruşma sonunda, Davanın kabulü ile İstanbul Gûngören Tozkoparan Mah. C. 059^03, S. 13 K. 147'de nü- fusa kayıtlı, Salim ve Durkadın oğlu, 15 Aralık 1341 doğumlu Ruhsat Keser'in 65 yaşla- nnda iken 10 Ekim 1989 yıhndan beri kendisinden bir haber ahnamadığı gibi Türkiye Ga- zetesi'nde yapılan ilana ve ilan tarihınden itibaren 1 seneden müddet geçmiş olmasına rağmen davacının eşı Ruhsat Keser'in hakkında bir malumat da alınmamış ve dolayısıy- la ölümü de muhtemel görülmesine bmaen M.K. 31 ve müteakıp maddeleri gereğince Sa- lım ve Durkadm oğlu 15 Aralık 1341 doğumlu Ruhsat Keser'in 10 Ekim 1989tarihinden itibaren gaıpligine, peşin alınan harcın mahsubu ile bakıye 369.000.- TL harcm davacıda tahsilıne dair Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen 18.6.1997 tarih ve 1994-896 esas, 1997-344 sayılı karar sayılı hüküm ilanen tebliğ olunur. 15.9.1997. Basın: 41200 PENCERE Zamammızın Zulmü...Martin Luther, 1513'te VVittenberg Üniverstte- si'nde ders verirken tedirgin mi tedirgin!.. Inandığı öğ- retrye kişiliğini birtürlü sığdıramıyor; dört yıl sonra fîe- fomı'unu başlatacaktır. Papa 10'uncu Leo, Reform'un öncüsünü ceza- landırdıktan sonra ne oluyor?.. Saksonyalı Fried- rich'in ünlü VVartburg Şatosu'nda saklanan Luther, Incil'i Almanca'ya çevirmeye başlıyor; ardından bü- yük savaşlar kopacak, Hıristiyanlık sarsılacak, 'Ay- dınlanma'nın ilk ışınlan alacakaranlıkta belirecektir. • Luther 1513te VVittenberg Üniversitesi'nde ders- lerine başlarken Yavuz Suttarı Selim tahtta ilk yılını dolduruyordu. Sultan babasını öldürtmüş, ardından bütün kardeşlerinin veyeğenlerinin köküne kibritsu- yu ekmiş, öfkelendikçe de sadrazamlannı boğdurt- muştu. Luther 757 7'de Reform'unu açıklarken, Yavuz Mı- sır seferinde El Mütevekkil'den aldığı halifeliği pa- dişahlığına ekliyordu. Osmanlı'nın yazgısı değişmiş, dinsel devlet niteli- ği mühürlenmişti. Avaıpa'da laikiığin ilk tohumlan atı- lırken Anadolu'da devlet Sünnileşiyordu. • Yavuz Farsça şiir yazardı... Divanı var. 1514'te Çaldıran'da Yavuz'un karşısında yenilgiye uğrayan Şah Ismail de şiir yazardı. Yavuz'un mahlası 'Selimi' idi; Şah Ismail'inki 'Ha- fay/'dir, bugün bile Anadolu'da Hatayi'nin şiirleri el- den ele dilden dile dolaşır. Şah Ismail de zalim bir hükümdardı; ama kan dö- kücülükte Yavuz'la yanşabilir miydi?.. Geçenlerde Türkiye'ye gelen Profesör Iren Meli- kof bu konunun uzmanıdır, ona sordum: Dediki: "- Zaman zalimdi." Kısa tümce Z ile başlayan iki sözcükten oluşuyor- du; ama yalın yapısında hem tarih bilincini saydam- laştınyor, hem bilimsel birgerçeği vurguluyordu: "Zaman zalimdi." Aradan yaklaşık beş yüzyıl geçmişti... Bugün zaman daha mı az zalimdi?.. 16'ncı yüzyılın gaddariığı 20'nci yüzyılın acımasız- lığı yantnda sütten çıkmış ak kaşık gibidir. Avrupalı iki dünya savaşında 50 milyon insanı yok etti; türki- ye'de bugün akan kan duruyor mu?.. Peki, 'eski' ile 'yeni' arasındaki fark ne? • 16'ncı yüzyılda ne insan haklan vardı, ne temel öz- gürlükler, ne Birleşmiş Milletler, ne de Avrupa Birli- ği!.. Sultanlann yaptıklan doğal sayılır, padişah ve krallarTann vergisi yetkilerini kullanmış oluriardı; bu- na göre Yavuz'un ve Şah'ın anlaşılabilir özürleri var- dır. Ya bugün Anadolu'da canlara kryan canavarlara ne söylenebilir?.. Günümüzde zaman zalim değil... Peki kim zalim?.. Bu çağın insanı mı? insanoğlu tarihin abece'sini öğrendikten sonra so- nuncu harfe takılıp kalmış... Zamane zulmü başka nasıl acıklanabilir... TEŞEKKÜR 11 Eylül 1997 günü hakkın rahmetine kavuşan sevgili kızım, sevgili ablamız, sevgili hala ve teyzemiz AYŞE SOLMAZ KALMK'ın vefatı dolayısıyla bizleri yalnız bırakmayarak cenaze törenine iştirak eden, çelenk gönderen, hayır kurumlanna bağışta bulunan, mektup, telefon veya telgrafla veya bizzat evimize kadar gelerek acımızı paylaşan tüm dost, akraba ve arkadaşlanmız ile merhumenin can komşulanna teşekkürlerimizi sunarız. Annesi: REBL4 MESADET ADAKAN, KARDEŞLERİ ve YEĞENLERİ BAŞBAKANLIK GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞIHALKALIGİRİŞ GÜMRÜK MÜDÜRLÜĞÜ Avido Satış Mağazalan Ltd. Ştı. adresinde mukim Değirmenyolu Sok. Kutay lş Merkezi Bostancı/lstanbul firması adına gümrük ginş beyannamelerinden doğan ve karşılannda mıktarlan gösterilen kamu alacaklannın tahsili için çıkartılan teblıgatlar fırmasuıın adreste bu- lunamaması sebebıyle ıade edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve 31. maddele- n gereğince tebligat yerine kaim olmak üzere llanen teb- liğine karar verilmiştir. Yukanda belirtile nedenlerle anılan adreste faaliyet gösteren şirketın belirtilen borcunun 15 gün içinde gümrüğümüz savmanlığma ödenmesi, aksi halde 6183 sayılı A.A.T.U.H. Kanunu'nun 55-60 ve 114'üncü mad- deleri gereğince işlem yapılacağmın bilinmesi ilanen tebliğ olunur. Dosya Beyanname Tarihi: Amme alacağı No: No: miktan: 44705 44703 44704 40720 26.04.1996 82100 14.08.1996 74398 24.07.1996 Basın: 41270 6.684.000 30.231.000 19.884.000 İSTANBUL GÜMRÜKLERİ BAŞMÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANEN TEBLİGAT Hüseyin ve Hatice oğlu 20.5.1950 doğumlu, Tun- celi ili, Merkez ilçesi, Kocakaçköy köyü. hane: 027/01, sayfa no: 7, kütük sıra no: 9 nüfusuna kayıt- lı olup, halen istanbuJ ili, Yenibosna ilçesi, Zafer Mah. Gülbahar Sokak, No: 2, D.5'te oturur, kaçak- çıhk suçundan sanık Hasan Yalçın hakkında Fatih 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin E: 94/1045, K: 95/100 sayılı, 28.3.1995 tarihli kesinlenmiş karan gereği mahkûm olduğu 14.401.000 TL. ağır para cezasma ait ödeme emri tüm aramalara rağmen adı geçene tebliğ ettirilememiştir. llanen tebliğ olunur. Basın: 41184
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle